Allah'la Konuş

Run Settings
LanguagePython
Language Version
Run Command
import random kelime_dosyasi = 'kuran kelimeleri pdf.txt' with open(kelime_dosyasi, 'r', encoding='utf-8') as file: kelimeler = file.read().splitlines() rastgele_kelimeler = random.sample(kelimeler, 7) print("Allah diyor:") for kelime in rastgele_kelimeler: print(kelime)
Müddesir sûresinden sonra Mekked e inmiştir yedi âyettir Kuranın ilk sûresi olduğu için açış yapan açan manasına Fâtiha denilmiştir Diğer adları şunlardır Ana kitap manasına Ümmül Kitâp dinin asıllarını ihtiva eden manasına el Esâs ana hatlarıyla İslâmı anlattığı için elVâfiye ve el Sebul Mesânî birçok esrarı taşıdığı için el Kenz Peygamberimiz Fâtihayı okumayanın namazı olmaz buyurmuştur Onun için Fâtiha namazların her rekâtında okunur Manası itibariyle Fâtiha en büyük dua ve münâcâttır Kulluğun yal nız Allaha yapılacağı desteğin yalnızca Allahtan geldiği doğru yola varmanın da doğru yoldan sapmanın da Allahın iradesine dayandığı çünkü hayrı da şerri de yaratanın Allah olduğu hususları bu sûrede ifadesini bulmuştur Kuran insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiştir Kuranın ihtiva ettiği esaslar ana hatları ile Fâtihada vardır Zira Fâtihada övgüye tazime ve ibadete lâyık bir tek Allahın varlığı Onun hakimiyeti Ondan başka dayanılacak bir güç bulunmadığı anlatılır ve doğru yol a gitme iyi insan olma dileğinde bulunulur Rahmân ve Rahîm olan Allahın ismiyle Hamd o âlemlerin Rabbi O Rahmân ve Rahim O din gününün maliki Allahın Ancak sana ederiz kulluğu ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı inayeti Ya R ab Hidayet eyle bizi doğru yola O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna o gazaba uğramışların ve o sapmışların yoluna değil BAKARA Medinede inmiştir ikiyüzseksenaltı âyettir Kuranın en uzun sûresidir Adını âyetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sığırdan alır Yalnız âyeti Veda Haccında Mekkede inmiştir İnanca ahlâka ve hayat nizamına dair hükümlerin önemli bir kısmı bu sûrede yer almıştır Elif Lâm Mîm İşte o kitap bunda şüphe yok müt takiler kötülükten korunacaklar için hidayettir Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan Allah yolunda harcarlar Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler hem senden önce indirilene Ahirete de bunla r kesinlikle iman ederler Bunlar işte Rabblerinden bir hidayet üzerindedirler ve bunlar işte felaha erenlerdir Şu muhakkak ki inkâr edenleri uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir Onlar inanmazlar Allah onların kalplerini ve kulaklarını m ühürlemiştir Gözlerinin üzerinde bir de perde vardır Ve büyük azab onlaradır İnsanlardan öyleleri de vardır ki inanmadıkları halde Allaha ve ahiret gününe inandık derler Allahı ve müminleri aldatmaya çalışırlar Halbuki sırf kendilerini al datırlar da farkına varmazlar Kalplerinde hastalık vardır Allah da onların hastalığını arttırmıştır Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azab vardır Hem onlara Yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiğinde Biz ancak ıslah edicil eriz derler İyi bilin ki onlar ortalığı bozanların ta kendileridir fakat anlamazlar Onlara İnsanların Müslümanların inandığı gibi inanın denilince Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız derler İyi bilin ki asıl beyinsi z kendileridir fakat bilmezler Onlar iman edenlere rastladıkları zaman İnandık derler Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman Biz sizinle beraberiz biz sadece onlarla alay ediyoruz derler Asıl Allah onlarla alay eder ve taşkınlı kları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir İşte onlar o kimselerdir ki hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da ticaretleri kâr etmedi doğru yolu da bulamadılar Onların durumu bir ateş yakanın durumu gibidir Ateş çevresini ay dınlatır aydınlatmaz Allah onların gözlerinin nurlarını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı artık görmezler Onlar sağırdırlar dilsizdirler kördürler Artık hakka dönmezler Yahut onların durumu gökten boşanan içinde karanlıkl ar gök gürlemesi ve şimşekler bulunan bir yağmura tutulmuşun hali gibidir Yıldırımlardan ölmek korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar Oysa Allah inkârcıları tamamen kuşatmıştır O şimşek nerdeyse gözlerini n nûrunu kapıverecek Önlerini aydınlattımı ışığında yürürler karanlık üzerlerine çöktümü de dikilip kalırlar Allah dilemiş olsaydı işitmelerini görmelerini de alıverirdi Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir Ey insanlar Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki Allahın azabından korunasınız O Rabb ki yeri sizin için bir döşek göğü de bir bina yaptı Gökten su indirdi onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı Öyleyse siz de bile bile Allaha eşler koşmayın Eğer kulumuz Muhammeda indird iğimiz Kurânden şüphe içinde iseniz haydi onun gibi bir sûre getirin Allahtan başka güvendiklerinizin hepsini çağırın eğer doğru iseniz Yok yapamadıysanız ki hiçbir zaman yapamayacaksınız o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan inkârcılar içi n hazırlanmış ateşten sakının İnanıp yararlı işler yapanlara altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait olduğunu müjdele Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir derler ve o rızık b irbirinin benzeri olmak üzere kendilerine sunulacak Orada çok temiz zevceler de onların Hem onlar orada ebedî kalacaklar Muhakkak ki Allah bir sivri sineği hatta daha üstününü misal getirmekten çekinmez İman edenler bilirler ki o şüphesiz haktır Rabblerındandır Ama küfre saplananlar Allah böyle bir misal ile ne demek istedi derler Allah onunla birçoklarını şaşırtır yine onunla birçoklarını yola getirir Onunla ancak o fasıkları şaşırtır Onlar ki söz verip andlaştıktan sonra Allaha verdikleri sözü bozarlar Allahın birleştirmesini emrettiği şeyi iman ve akrabalık bağlarını keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar İşte zarara uğrayanlar onlardır Allahı nasıl inkâr edersiniz ki ölü idiniz sizleri diriltti Sonra sizleri yine öldürecek sonra yine diriltecek sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz O ki yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı Sonra göğe yöneldi onları yedi gök olarak düzenledi O her şeyi bilir Bir zamanlar Rabbin meleklere Ben ye ryüzünde bir halife yaratacağım demişti Melekler A Orada bozgunculuk yapacak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın Oysa biz seni överek tesbih ediyor ve seni takdis ediyoruz dediler Rabbin Ben sizin bilmediklerinizi bilirim dedi Ve Âdeme isimlerin hepsini öğretti sonra onları meleklere gösterip Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin dedi Dediler ki Yücesin sen ya Rab Bizim senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur Şüphesiz sen bi lensin hakîmsin Allah Ey Âdem bunlara onları isimleriyle haber ver dedi Bu emir üzerine Âdem onlara isimleriyle onları haber verince Allah Ben size ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim sizin açıkladığınızı da içinizde gizlediğini zi de bilirim dememiş miydim dedi Ve o zaman meleklere Âdeme secde edin dedik hemen secde ettiler Yalnız İblis dayattı kibrine yediremedi inkârcılardan oldu Dedik ki Ey Âdem sen ve eşin cennette oturun ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yeyin fakat şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz Bunun üzerine şeytan onların ayağını oradan kaydırdı içinde bulundukları cennet yurdundan çıkardı Biz de Birbirinize düşman olarak inin orada belirli bir vakte kada r sizin için bir karar yeri ve bir nasib vardır dedik Derken Âdem Rabbından birtakım kelimeler aldı onlarla tevbe etti O da tevbesini kabul etti Muhakkak O tevbeyi çok kabul eden çok esirgeyendir Onlara dedik ki Hepiniz oradan inin S ize benim tarafımdan bir hidayet rehberi geldiğinde kim o hidayetçimin izinde giderse onlar için hiçbir korku yoktur onlar mahzun da olmayacaklardır İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar da cehennem ehlidirler Orada ebedî olarak ka lacaklardır Ey İsrailoğulları size verdiğim nimetimi hatırlayın bana verdiğiniz sözü tutun ki ben de size verdiğim sözü tutayım ve sadece benden korkun Yanınızdakini Tevratı tasdik edici olarak indirdiğim Kurâna iman edin Onu inkar edenlerin ilki siz olmayın benim âyetlerimi birkaç paraya değişmeyin Ancak benden korkun Hakkı batıla karıştırıp da bile bile hakkı gizlemeyin Hem namazı dosdoğru kılın zekatı verin rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin İnsanlara iyil iği emreder de kendinizi unutur musunuz Halbuki kitab Tevratı okuyorsunuz Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız Bir de sabırla namazla yardım isteyin Şüphesiz bu Allaha saygılı olanlardan başkasına ağır gelir Onlar ki Rablerine kavu şacaklarını ve gerçekten Ona döneceklerini bilirler Ey İsrailoğulları Size verdiğim nimeti ve vaktiyle sizi âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın Ve öyle bir günden korunun ki kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez kimseden şefaat da kabul edil mez kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz Hem hatırlayın ki bir zaman sizi Firavun ailesinden de kurtardık onlar size azabın en kötüsünü reva görüyor oğullarınızı boğazlıyor kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı Ve bunda si ze Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp sizi kurtardık da Firavunun adamlarını suda boğduk siz de bakıp duruyordunuz Hani bir zamanlar Musaya kırk gecelik vaad verdik de sonra siz onun arkasınd an buzağıyı put edindiniz ve o halinizle zalimler idiniz Sonra yine de sizi affettik artık şükretmeniz gerekiyordu Ve hani bir zamanlar Musaya o kitabı ve furkanı verdik gerekirdi ki doğru yolda gidesiniz Hani bir zamanlar Musa kavmine d edi ki Ey kavmim cidden siz o buzağıyı put edinmekle kendi kendinize zulmettiniz bari gelin Rabbinize tevbe ile dönün de nefislerinizi öldürün Böyle yapmanız Bârî Teâlânız katında sizin için hayırlıdır böylece tevbenizi kabul buyurdu Gerçekten de o Te vvab ve Rahîmdir Hani bir zamanlar Ey Musa biz Allahı açıkça görmedikçe senin sözünle asla inanmayacağız demiştiniz de bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı ve siz de bakakalmıştınız Sonra şükredesiniz diye sizi ölümünüzün ardından yeniden d iriltmiştik Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık ve size ihsan ettiğimiz hoş rızıklardan yiyin diye üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik Onlar bize zulmetmediler lakin kendi nefislerine zulmediyorlardı Hani bir zamanlar Şu şehre giri n de onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve kapıdan secde ederek girin ve hıtta bizi bağışla deyin ki size hatalarınızı mağfiret ediverelim iyilik yapanlara nimetlerimizi daha da arttıracağız dedik Bunun üzerine o zulme devam edenler sözü değiştirdiler onu kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle soktular Biz de kötülük yaptıkları için o zalimlere murdar bir azap indirdik Hani bir zamanlar Musa kavmi için su istemişti biz de asanla taşa vur demiştik bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmıştı Her kısım insan kendi su alacağı yeri bildi Allahın rızkından yiyin ve için de bozgunculuk ve saldırganlık yaparak yeryüzünü fesada vermeyin Hani bir zamanlar Ey Musa biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağ ız yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden sebzesinden kabağından sarımsağından mercimeğinden ve soğanından çıkarsın dediniz O da size O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz Bir kasabaya kon aklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır dedi Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet Allahtan bir gazaba uğradılar Evet öyle oldu çünkü Allahın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı Evet öyle oldu çünkü isyana dalıyorlar ve aşırı gidiyorlardı Şüphe yok ki iman edenler yahudiler hıristiyanlar ve sabiîler bunlardan her kim Allaha ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette Rabbleri katında bunların ecirleri vardı r bunlara bir korku yoktur bunlar mahzun da olacak değillerdir Hani bir zamanlar sizden mîsak sağlam bir söz almıştık Turu üstünüze kaldırıp demiştik ki size verdiğimiz kitaba kuvvetle tutunun ve içindekilerden gafil olmayın gerek ki korunurs unuz Sonra verdiğiniz sözün arkasından yüz çevirdiniz eğer üzerinizde Allahın lütfu ve rahmeti olmasa idi herhalde zarara uğrayanlardan olurdunuz İçinizden cumartesi günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz İşte bundan dolayı onlara sefi l maymunlar olun dedik Bu ibret dolu cezayı öncekilere ve sonrakilere bir ders korunacaklara da bir nasihat bir öğüt yaptık Hani bir zamanlar Musa kavmine demişti ki Allah size bir bakara sığır boğazlamanızı emrediyor Onlar da ayol sen b izimle eğleniyor alay mı ediyorsun dediler Musa da Böyle cahillerden biri olmaktan Allaha sığınırım dedi Onlar Bizim için Rabbine dua et her ne ise onu bize açıklasın dediler Musa Rabbim buyuruyor ki o ne pek yaşlı ne de pek taze i kisi arası dinç bir sığırdır haydi emrolunduğunuz işi yapınız dedi Onlar Bizim için Rabbine dua et rengi ne ise onu bize açıklasın dediler Musa Rabbim buyuruyor ki o bakanlara sürur veren sapsarı bir sığırdır dedi Onlar Bizim iç in Rabbine dua et o nedir bize iyice açıklasın çünkü o bize biraz karışık geldi bununla beraber Allah dilerse onu elbette buluruz dediler Musa Rabbim buyuruyor ki o ne çifte koşulup tarla süren ne de ekin sulayan ne de salma gezen ve hiç ala cası olmayan bir sığırdır Onlar da İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydun dediler Nihayet onu bulup boğazladılar Az kaldı yapmayacaklardı Hani bir zamanlar siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmış ve onu üstünüzden atmışt ınız halbuki Allah saklamış olduğunuzu açığa çıkaracaktı İşte bundan dolayı o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun dedik Allah ölüleri işte böyle diriltir ve size âyetlerini gösterir belki aklınızı başınıza toplarsınız Sonra bunun arkasınd an yine kalbleriniz katılaştı şimdi de taş gibi ya da taştan da beter hale geldi Çünkü taşlardan öylesi var ki içinden nehirler kaynıyor yine öylesi var ki çatlıyor da bağrından sular fışkırıyor öylesi de var ki Allah korkusundan yerlerde yuvarlanı yor Ve sizin neler yaptığınızdan Allah gafil değildir Şimdi bunların size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz Halbuki bunlardan bir grup vardı ki Allahın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile onu tahrif ederler di Üstelik iman edenlere rastladıklarında inandık derler birbirleriyle başbaşa kaldıkları zaman Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allahın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz Hiç aklınız yok mu be derlerdi Peki bilmezler mi ki onlar neyi sır olarak saklar ve neyi açıkça söylerlerse Allah hepsini bilir Bunların bir de ümmî okuma yazması olmayan kısmı vardır kitabı bilmezler ancak birtakım kuruntu yığınına boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar Artık o kimselerin vay haline ki kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için Bu Allah katındandır derler Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara Bir de dediler ki Bize sayılı birkaç günden başka asla ateş azabı dokunmaz De ki Siz Allahdan bir ahit mi aldınız Böyle ise Allah sözünden dönmez Yoksa siz Allaha karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz Evet kim bir günah işle miş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar İman edip salih ameller işleyenler işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar Hani bir vakitler İsrailoğulların dan şöylece mîsak kesin bir söz almıştık Allahtan başkasına tapmayacaksınız ana babaya iyilik yakınlığı olanlara öksüzlere çaresizlere de iyilik yapacaksınız insanlara güzellikle söz söyleyecek namazı kılacak zekatı vereceksiniz Sonra çok azını z müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz hâlâ da dönüyorsunuz Yine bir zamanlar mîsakınızı almıştık birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz nüfusunuzu diyarınızdan çıkarmayacaksınız Sonra siz buna ikrar da verdiniz ve ikrarınıza şahit de oldunuz Sonra sizler öyle kimselersiniz ki kendilerinizi öldürüyorsunuz ve sizden olan bir grubu diyarlarından çıkarıyorsunuz onlar aleyhinde kötülük ve düşmanlık güdüyor ve bu konuda birleşip birbirinize arka çıkıyorsunuz şayet size esir olarak gelirlerse fidyeleşmeye kalkıyorsunuz Halbuki yurtlarından çıkarılmaları size haram kılınmış idi Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz Şu halde içinizden böyle yapanlar netice olarak dünya hayatında perişanlıktan başka ne kazanırl ar kıyamet gününde de en şiddetli azaba uğratılırlar Allah yaptıklarınızdan gafil değildir Bunlar ahireti dünya hayatına satmış kimselerdir Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez Celâlim hakkı için Musaya o kitabı verdik arkasından birtakım peygamberler de gönderdik hele Meryem oğlu İsaya apaçık mucizeler verdik onu Rûhul Kudüs ile de destekledik Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek bir kısmını da öldürecek misiniz Yahudiler peygamberimize karşı alaylı bir ifade ile Bizim kalblerimiz kılıflıdır dediler Bilakis Allah onları kâfirlikleri yüzünden lanetledi Bundan dolayı ç ok az imana gelirler Yanlarındakini tasdik etmek üzere onlara Allah katından bir kitap gelince daha önceleri inanmayanlara karşı onunla yardım isteyip durdukları halde o tanıdıkları kendilerine gelince bu sefer kendileri onu inkâr ettiler İşte bun dan dolayı Allahın laneti kâfirleredir Ne kadar çirkindir o uğruna kendilerini sattıkları şey ki Allahın kullarından dilediğine kendi lütuf ve kereminden vahiy indirmesine kafa tutarak Allah ne indirdiyse hepsini inkâr ettiler İşte bu yüzden de g azap üstüne gazaba uğradılar Can yakıcı azap asıl kâfirler içindir Onlara Allah ne indirdiyse ona iman edin denildiği zaman onlar Biz kendimize indirilene iman ederiz derler ve ondan başkasını inkâr ederler Oysa yanlarındaki Tevratı tasdik eden gerçek vahiy odur Onlara de ki Peki madem gerçek mümin sizsiniz de ne diye daha önce Allahın peygamberlerini öldürüyordunuz Celâlim hakkı için Musa size belgelerle gelmişti de onun arkasından tuttunuz o buzağıya taptınız Siz işte o zâlimlers iniz Bir zamanlar size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin diye Tûru tepenize kaldırıp mîsakınızı aldık O yahudiler Duyduk dinledik isyan ettik dediler kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler De k i Eğer siz mümin kimseler iseniz bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor De ki Allah yanında ahiret yurdu cennet başkalarının değil de yalnızca sizin ise eğer iddianızda da sadık iseniz haydi hemen ölümü temenni ediniz ölmeyi cana minnet b iliniz Fakat elleriyle işledikleri yüzünden onu hiçbir zaman temenni edemeyecekler Allah o zâlimleri bilir Elbette onları insanların hayata en hırslı en düşkün olanları olarak bulacak hatta müşriklerden bile daha düşkün bulacaksın Onların her biri bin sene ömür sürmeyi arzular oysa uzun yaşamak kendisini azaptan kurtarıp uzaklaştıracak değildir Allah onların neler yaptığını görüp duruyor Söyle her kim Cebraile düşman ise iyi bilsin ki Kurânı senin kalbine Allahın izniyle kendinde n önceki vahiyleri onaylayıcı müminlere hidayet ve müjde kaynağı olmak üzere o indirdi Her kim Allaha Allahın meleklerine peygamberlerine Cebrail ile Mîkâile düşman olursa iyi bilsin ki Allah da o kâfirlerin düşmanıdır Şanım hakkı için s ana çok açık âyetler parlak mucizeler indirdik Öyle ki iman sahasından uzaklaşmış fâsıklardan başkası onları inkâr etmez O fasıklar hem bunları tanımayacaklar hem de ne zaman bir ahd üzerine antlaşma yapsalar her defasında mutlaka içlerinden bir güruh çıkıp onu bozacak ve atıverecek öyle mi Hatta az bir güruh değil onların çoğu ahit tanımaz imansızlardır Üstelik Allah tarafından onlara yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber gelince daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir k ısmı Allahın kitabını sırtlarından geriye attılar sanki hiçbir şey bilmiyorlarmış gibi yaptılar Tuttular da Süleyman mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeyin ardına düştüler Halbuki Süleyman inkâr edip kâfir olmadı lakin o şeytanlar kâ firlik ettiler insanlara sihir öğretiyorlar ve Bâbilde Harut ve Maruta bu iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı Halbuki o ikisi biz ancak ve ancak sizi denemek için gönderildik sakın sihir yapıp da kâfir olmayın demeden kimseye birşey öğretm ezlerdi İşte bunlardan karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı Fakat Allahın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilecek değillerdi Kendi kendilerine zarar verecek ve bir fayda sağlamayacak bir şey öğreniyorlardı Yemin olsun ki o nu her kim satın alırsa onu alanın ahirette bir nasibi olmayacağını da çok iyi biliyorlardı Hakkiyle bilselerdi uğruna canlarını sattıkları şey ne çirkin bir şeydi Şayet onlar iman edip de korunmuş olsalardı elbette Allah tarafından verilecek mük afat çok hayırlı olacaktı Keşke bunu bilselerdi Ey iman edenler râine demeyin unzurna deyin ve iyi dinleyin kâfirler için elemli bir azap vardır Ne Kitap ehlinden ne de müşriklerden hiçbiri size Rabbinizden bir hayır indirilsin isteme z Allah ise üstünlüğü rahmetiyle dilediğine mahsus kılar ve Allah çok büyük lütuf sahibidir Biz bir âyetten her neyi nesh eder veya unutturursak ondan daha hayırlısını yahut mislini getiririz Bilmez misin ki Allah her şeye kâdirdir Bilmez misin ki hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allahındır hepsi Onundur Size de Allahtan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır Yoksa siz peygamberinizi bundan önce Musaya sorulduğu gibi sorguya çekmek mi istiyorsunuz Halbuki her kim ima nı küfürle değiştirirse artık düz yolun ortasında sapıtmış olur Ehli kitaptan birçoğu arzu etmektedir ki sizi imanınızdan sonra çevirip kâfir etsinler Hak kendilerine iyice belirdikten sonra bile sırf nefsaniyetlerinden ve kıskançlıktan dolayı bunu yaparlar Buna rağmen siz şimdi af ile hoşgörüyle davranın tâ Allah emrini verinceye kadar Şüphe yok ki Allah her şeye kâdirdir Siz namazı hakkıyla kılmaya bakın ve zekatı verin Kendi nefsiniz için her ne hayır yaparsanız Allah katında onu bulu rsunuz Muhakkak ki Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir Bir de Yahudi ve Hıristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek dediler Bu onların kendi kuruntularıdır Sen de onlara de ki Eğer doğru iseniz haydi bakalım getirin delilinizi Hayır hayır Kim özü iyilik dolu olarak yüzünü Allaha tertemiz döndürür ve teslim ederse işte onun Rabbi katında ecri vardır Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olacak değiller Yahudiler dediler ki Hıristiyanlar birşey üzerinde deği ller Hıristiyanlar da Yahudiler bir şey üzerinde değiller dediler Oysa hepsi de kitabı okuyorlar Hiçbir bilgisi olmayanlar da öyle onların dedikleri gibi dediler İşte bundan dolayı Allah ihtilafa düştükleri bu gibi şeylerde kıyamet günü aralarında hüküm verecektir Allahın mescitlerini içlerinde Allahın isminin anılmasından men eden ve onların harap olmalarına çalışan kimselerden daha zâlim kim olabilir İşte bunlar oralara korka korka girmekten başka birşey yapmazlar Bunlara dünyada peri şanlık ahirette de büyük bir azap vardır Bununla beraber doğu da Allahın batı da Allahındır Artık nereye dönerseniz dönün orası Allaha çıkar Şüphe yok ki Allahın rahmeti geniştir O her şeyi bilendir O zalimler Allah kendisine ço cuk edindi dediler Hâşâ O sübhândır Doğrusu göklerde ve yerde ne varsa Onundur Hepsi Ona boyun eğmiştir O göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O bir işin olmasını murad edince ona yalnızca ol der o da hemen oluverir Bilgid en nasibi olmayanlar da Allah bizimle konuşsa ya yahut bize de bir mucize gelse ya dediler Bunlardan öncekiler de tıpkı böyle bunların dedikleri gibi demişlerdi Onların kalbleri birbirlerine benzedi Gerçekten de yakîne ermek hakikati bilmek istey en bir kavim için biz mucizeleri çok açık seçik gösterdik Şüphe yok ki Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik Sen o cehennemliklerden sorumlu değilsin Sen onların milletlerine tabi olmadıkça ne Yahud iler ne de Hıristiyanlar senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar De ki gerçekten de Allahın hidayeti hidayetin ta kendisidir Şânım hakkı için sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra kalkıp da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan sana Alla htan ne bir dost bulunur ne de bir yardımcı Kendilerine kitabı verdiğimiz ehliyetli kimseler onu tilavetinin hakkını vererek okurlar İşte onlar ona iman ederler Her kim de onu inkâr ederse işte o inkârcılar hüsran içindedirler Ey İsrailo ğulları Sizlere ihsan ettiğim nimetimi ve sizi vaktiyle âlemdeki ümmetlere üstün tuttuğumu hatırlayın Ve öyle bir günden sakının ki o gün kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez kimseden fidye kabul edilmez ve ona şefaat de fayda vermez hiçbir ta raftan yardım da görmezler Şunu da unutmayın ki bir zamanlar İbrahimi Rabbi birtakım kelimeler ile imtihan etti o onları sona erdirince Rabbi ona Ben seni bütün insanlara imam yapacağım buyurdu İbrahim Zürriyetimden de yap dedi Rabbi ona zâlimler benim ahdime nail olamaz buyurdu Biz ta o zaman bu Beyti insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kıldık Siz de Makam ı İbrahimden kendinize bir namazgah edinin Ayrıca İbrahim ile İsmaile şöyle ahid verdik Beytimi he m tavaf edenler için hem ibadete kapananlar için hem de rükû ve secde edenler için tertemiz tutun Ve o vakit İbrahim Ey Rabbim burasını güvenli bir belde kıl halkından Allaha ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır diye yalvardı Allah buyurdu ki küfredeni dahi rızıklandırır da hayattan biraz nasip aldırırım sonra da onu ateş azabına uğratırım ki orası ne yaman bir duraktır Ve ne vakit ki İbrahim Beytin temellerini yükseltmeye başladı İsmail ile birlikte şöy le dua ettiler Ey Rabbimiz bizden kabul buyur hiç şüphesiz işiten sensin bilen sensin Ey bizim Rabbimiz hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen Müslümanlar kıl hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen Müslüman bir ümmet meydana get ir ve bize ibadetimizin yollarını göster tevbemize rahmetle bakıver Hiç şüphesiz Tevvâb sensin Rahîm sensin Ey bizim Rabbimiz bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki onlara senin âyetlerini tilavet eylesin kendilerine kitabı ve hi kmeti öğretsin içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin Hiç şüphesiz Azîz sensin hikmet sahibi Sensin İbrahimin milletinden kendine kıyan beyinsizden başka kim yüz çevirir Biz onu dünyada seçkin birisi yaptık hiç şüphesiz o ahi rette de iyilerden biridir Rabbi ona İslâm ol emrini verince o Ben âlemlerin Rabbine teslim oldum dedi Bu dini İbrahim kendi oğullarına vasiyet etti Yakub da öyle yaptı Ey oğullarım Muhakkak ki bu dini size Allah seçti başka dinl erden uzak durun yalnızca Müslüman olarak can verin dedi Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz Yakuba ölüm hali gelip çattığı zaman oğullarına Benden sonra neye ibadet edeceksiniz dediği zaman oğulları Senin Allahına ve ataların İbrahim İsmail ve İshakın Allahına tek olan o Allaha ibadet edeceğiz Biz ancak Ona boyun eğen Müslümanlarız dediler Onlar bir ümmetti geldi geçti Onlara kendi kazandıkları size de kendi kazandığınız Siz onların yaptıklarından sorguya çekilecek de ğilsiniz Bir de Yahudi veya Hıristiyan olunuz ki hidayet bulasınız dediler Sen onlara de ki Hayır Hanif olarak hakka tapan İbrahimin dinine uyarız ki o hiçbir zaman müşriklerden olmadı Deyiniz ki Biz Allaha iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrahime İsmaile İshaka Yakupa ve torunlarına ne indirildiyse Musaya ve İsaya ne indirildiyse ve bütün peygamberlere Rablerinden ne verildiyse hepsine iman ettik Biz onların arasında fark gözetmeyiz ve biz ancak Ona boyun eğen M üslümanlarız Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yola girmiş hidayeti bulmuş olurlar Yok eğer yüz çevirirlerse onlar sadece ve sadece didişmenin içindedirler Allah onlara karşı sana yeter Ve O işitendir bilendir Allahın boyasına bak vaftiz nolacak Kim Allahdan daha güzel boya vurabilir ki İşte biz Ona ibadet edenleriz De ki Allah hakkında bizimle didişmeye mi gireceksiniz Oysa O bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir Bizim amellerimiz bize si zin amelleriniz de size Şu kadar var ki biz Ona ihlas ile sarılıyoruz Yoksa siz İbrahim de İsmail de İshak da Yakup da ve torunları da hep Yahudi ve Hıristiyan idiler mi demek istiyorsunuz De ki Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allah mı Allahın şahitlik ettiği bir hakikati bile bile inkar edenden daha zâlim kim olabilir Allah yaptıklarınızdan gafil değildir Onlar bir ümmet idiler gelip geçtiler Onlara kendi kazandıkları size de kendi kazandıklarınız Ve siz onların yaptıklar ından sorumlu tutulacak değilsiniz İnsanlar içinde bir kısım beyinsizler takımı Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir diyecekler De ki Doğu da batı da Allahındır O kimi dilerse onu hidayete erdirir Ve işte böyle sizi ortada y ürüyen bir ümmet kıldık ki siz bütün insanlar üzerine adalet örneği ve hakkın şahitleri olasınız Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun Daha önce içinde durduğun Kâbeyi kıble yapmamız da şunun içindir Peygamberin izince gidecekleri iki ökçesi üzer inde geri döneceklerden ayıralım Bu iş elbette Allahın hidayet ettiği kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti Allah imanınızı kaybedecek değildir Hiç şüphesiz Allah bütün insanlara çok şefkatlidir çok merhametlidir Doğrusu biz yüzünün sem aya yöneldiğini orada şekilden şekle geçerek aranıp durduğunu görüyorduk Artık seni hoşnut olacağın bir kıbleye çevireceğiz Haydi bakalım yüzünü Mescid i Harama doğru çevir Siz de ey müminler nerede olursanız olun yüzünüzü o tarafa doğru çevirin Kendilerine kitap verilmiş olanlar da kesinlikle bilirler ki Rabblerinden gelen o emir haktır Ve Allah onların yaptıklarından ve yapmakta olduklarından gafil değildir Celâlim için sen o kitap verilmiş olanlara bütün delilleri de getirsen yine d e senin kıblene tabi olmazlar sen de onların kıblesine tabi olmazsın Zaten onlar da birbirlerinin kıblesine tabi değiller Celâlim hakkı için sana gelen bunca ilmin arkasından sen tutar da onların arzu ve heveslerine uyacak olursan o zaman hiç şüphesiz sen de zâlimlerden olursun O kendilerine kitap verdiğimiz ümmetlerin âlimleri onu o peygamberi oğullarını tanır gibi tanırlar böyle iken içlerinden bir takımı gerçeği bile bile gizlerler O hak Rabbindendir Artık şüpheye düşenlerden olma sa kın Ümmetlerden her birinin bir yönü vardır o ona yönelir haydin hep hayırlara koşun yarışın Her nerede olsanız Allah sizi toplar bir araya getirir Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir Hem her nereden yola çıkarsan namazda hemen Mescid i Harama doğru yüzünü çevir Bu emir şüphesiz hak Rabbinden olduğu gerçektir Allah yaptıklarınızdan habersiz de değildir Her nereden yola çıkarsan yüzünü Mescid i Harama doğru çevir ve her nerede olsanız yüzünüzü ona doğru çevirin ki insanlar iç in aleyhinizde bir delil olmasın Ancak içlerinden haksızlık edenler başka Siz de onlardan korkmayın benden korkun Hem üzerinizdeki nimetimi tamamlayayım hem gerek ki doğru yolu bulasınız Nitekim içinizden size bir peygamber gönderdik O size âye tlerimizi okuyor sizi temizliyor size kitabı ve hikmeti öğretiyor Size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor O halde beni anın ben de sizi anayım Bana şükredin de nankörlük etmeyin Ey iman edenler Sabır ve namazla yardım isteyin Şüphe yok ki Al lah sabredenlerle beraberdir Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin Hayır onlar diridirler Fakat siz sezemezsiniz Çaresiz biz sizi biraz korku biraz açlık biraz da mallardan canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz Mü jdele o sabredenleri Onlar başlarına bir musibet geldiği zaman Biz Allaha aidiz ve sonunda Ona döneceğiz derler İşte onlar var ya Rablerinden mağfiretler ve rahmet onlaradır İşte hidayete erenler de onlardır Gerçekten Safâ ile Me rve Allahın alâmetlerindendir Onun için her kim hac veya umre niyetiyle Kâbeyi ziyaret ederse bunları tavaf etmesinde ona bir günah yoktur Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse şüphesiz Allah iyiliğin karşılığını verir o her şeyi bilir İndirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayetin kendisi olan âyetleri insanlar için biz kitapta açıkladıktan sonra gizleyenler var ya mutlaka onlara Allah lanet eder Lanet edebilecek olanlar da lanet ederler Ancak tevbe edip halini düzelterek gerçeği söyleyenler başka İşte onları ben bağışlarım Ben çok merhamet ediciyim tevbeleri çokça kabul ederim Ama âyetlerimizi inkar etmiş ve kâfir olarak can vermiş olanlara gelince işte Allahın laneti meleklerin laneti ve insanların laneti hep onların üzerine olsun Onlar ebedi olarak onun altında kalırlar Ne azabları hafifletilir ne de kendilerine göz açtırılır Her halde hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır Ondan başka bir ilâh yoktur O Rahmân ve Rahîmdir Şüphesiz göklerin ve yerin ya ratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide Allahın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltmesinde diriltip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında rüzgarları de ğiştirmesinde gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta şüphesiz akıllı olan bir topluluk için elbette Allahın birliğine deliller vardır İnsanlardan kimi de Allahtan başka şeyleri Ona eş tutuyorlar da onları Allahı sever gibi seviyorlar Oys a iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir O zulmedenler azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allaha ait olduğunu ve Allahın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı O zaman kendilerine uyulan kimseler azabı görerek k endilerine uyanlardan kaçıp uzaklaşmışlar ve aralarındaki bütün bağlar parça parça kopmuştur Onlara uyanlar da şöyle demektedirler Ah bizim için dünyaya bir dönüş olsaydı da onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık İşte b öylece Allah onlara bütün amellerini üzerlerine yığılmış hasretler pişmanlık ve üzüntüler halinde gösterecektir Onlar bu ateşten çıkacak değillerdir Ey insanlar Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak temiz olmak şartıyla yiyin Fakat şeyt anın adımlarına uymayın Çünkü o size belli bir düşmandır O size hep çirkin ve murdar işleri emreder Allaha karşı bilmediğiniz şeyler söylemenizi ister Onlara Allahın indirdiğine uyun dendiği vakit de Yok atalarımızı neyin üzerinde bulduysak ona uyarız dediler Ya ataları bir şeye akıl erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar O kâfirlerin hali sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın haline benzer onlar sağırdırlar dilsizdirler kördürler akıl da etmezler Ey iman edenler Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından yiyin ve Allaha şükredin eğer yalnız Ona kulluk ediyorsanız O size yalnız şunları haram kıldı Ölü hayvan kan domuz eti bir de Alla htan başkası adına kesilen hayvanlar Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir Allahın indird iği kitaptan bir şeyi gizleyip de bununla biraz para alanlar gerçekten karınları dolusu ateşten başka birşey yemezler Kıyamet günü Allah onlara ne söz söyler ne de kendilerini temize çıkarır Onlara sadece acı veren bir azab vardır İşte onlar hida yeti verip sapıklığı affedilmeyi bırakıp azabı satın alan kimselerdir Bunlar ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar Şüphesiz ki Allah kitabı hak bir sebeple indirmiştir Kitap hakkında ihtilafa düşenler ise şüphesiz haktan uzak bir anlaşmazlık iç indedirler Yüzlerinizi bazen doğu bazen batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir Fakat eren o kimselerdir ki Allaha ahiret gününe meleklere kitaba ve bütün peygamberlere iman edip yakınlığı olanlara öksüzlere yoksullara yolda kalmışa di lenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler Namazı kılarlar zekatı verirler Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya iş te doğru olanlar da bunlardır korunanlar da bunlardır Ey iman edenler Öldürmede kısas size farz kılındı Hüre hür köleye köle kadına kadın Ama her kim ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı bağışlanırsa o zaman örfe uyması ona diyeti güz ellikle ödemesi gerekir Bu Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir Her kim bunun arkasından yine saldırırsa artık ona acı veren bir azab vardır Ey temiz akıl sahipleri Kısasta sizin için bir hayat vardır Ümit edilir ki korunursunuz Birinize ölüm geldiği vakit bir hayır bir mal bırakacaksa babası anası ve en yakın akrabası için meşru bir surette vasiyet etmek Allahtan korkan kimseler üzerine yerine getirilmesi vacib bir hak olarak size farz kılındı Şimdi her kim b unu duyduktan sonra onu değiştirirse her halde vebali sırf o değiştirenlerin boynunadır Şüphe yok ki Allah her şeyi işitir ve bilir Her kim de vasiyet edenin bir hata işlemesinden veya bir günaha girmesinden endişe eder de tarafların arasını düz eltirse ona bir vebal yoktur Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Ey iman edenler Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı Umulur ki korunursunuz Size farz kılınan oruç sayılı günlerdedir İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan ise diğer günlerde tutamadığı günler sayısınca tutar Ona dayanıp kalacaklar üzerine de bir yoksulu doyuracak kadar fidye gerekir Her kim de hayrına fidyeyi artırırsa hakkında daha hayırlıdır Bununla berabe r eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır O Ramazan ayı ki insanları irşad için hak ile batılı ayıracak olan hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kurân onda indirildi Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda or uç tutsun Kim de hasta yahut yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin Allah size kolaylık diler zorluk dilemez Sayıyı tamamlamanızı size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allahı tekbir etmenizi ister Umulur ki şükredersini z Şayet kullarım sana benden sordularsa gerçekten ben çok yakınımdır Bana dua edince duacının duasını kabul ederim O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki doğru yola gidebilsinler Oruç gecesi kadınların ıza yaklaşmanız size helâl kılındı Onlar sizin için bir örtü siz de onlar için bir örtü durumundasınız Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için müracaatınızı kabul buyurdu ve sizi bağışladı Şimdi onlara yaklaşın ve Allahın sizler için yazdığ ını isteyin Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikten size seçilinceye kadar yiyin için Sonra da ertesi geceye kadar orucu tam tutun Bununla beraber siz mescitlerde îtikaf halinde iken onlara yaklaşmayın Bunlar Allahın sınırlarıdır sakın onlara yaklaşm ayın Allah âyetlerini insanlara böyle açıklıyor ki sakınıp korunsunlar Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için o malları hakimlere rüşvet olarak vermeyin Sana hi lâllerden soruyorlar De ki Onlar insanlar için de hac için de vakit ölçüleridir Bununla beraber iyilik evlere arkalarından gelmeniz değildir Fakat iyiliğe eren kötülükten korunan kimsedir Evlere kapılarından gelin Allahtan korkun ki kurtuluşa er esiniz Size savaş açanlarla Allah yolunda çarpışın Fakat haksız saldırıda bulunmayın Çünkü Allah haksız saldırıda bulunanları sevmez Onları nerede yakalarsanız öldürün ve sizi çıkardıkları yerden onları çıkarın O fitne öldürmeden daha şidd etlidir Yalnız Mescid i Haram yanında onlar sizinle savaşmadıkça siz de onlarla savaşmayın Fakat sizi öldürmeye kalkışırlarsa hemen onları öldürün Kâfirlerin cezası böyledir Artık şirkten vazgeçerlerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır çok m erhamet edicidir Hem bir fitne kalmayıp din yalnız Allahın oluncaya kadar onlarla çarpışın Vazgeçerlerse düşmanlık ancak zalimlere karşıdır Hürmetli ay hürmetli aya ve bütün hürmetler birbirine karşılıktır O halde kim size saldırdıysa si z de ona yaptığı saldırının aynıyle saldırın da ileri gitmeye Allahtan korkun ve bilin ki Allah takva sahipleriyle beraberdir Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve güzel hareket edin Çünkü Allah güzellik ve iy ilik edenleri sever Hac ve umreyi de Allah için tamam yapın Eğer bunlardan alıkonursanız o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin Bununla beraber bu kurban kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin İçinizden hasta olana veya başından bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç veya sadaka yahut da kurbandan ibaret bir fidye gerekir Engellemeden kurtulduğunuz zaman da her kim hacca kadar umre ile sevab kazanmak isterse ona da kolayına gelen bir kurban gerekir Bunu bulamayana i se üç gün hacda yedi de döndüğünüzde ki tam on gün oruç tutması lazım gelir Bu hüküm ailesi Mescid i Haram civarında oturmayanlar içindir Allahtan korkun ve bilin ki Allahın azabı gerçekten çok şiddetlidir Hac bilinen aylardadır Her kim o ayl arda hacca başlayıp kendisine farz ederse artık hacda kadına yaklaşmak günah işlemek ve kavga etmek yoktur Siz hayırdan ne işlerseniz Allah onu bilir Kendinize azık edinin Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur Ey akıl sahipleri Benden korkun Rabbinizin lütfunu istemenizde size bir günah yoktur Arafattan indiğiniz zaman Meşar i Haram yanında Müzdelifede Allahı zikredin Onu size gösterdiği şekilde zikredin Doğrusu siz bundan önce gerçekten sapmışlardandınız Sonra insanların akıp geldiği yerden siz de akıp gelin Allahtan bağışlanmanızı isteyin Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğiniz zaman önceleri babalarınızı andığınız gibi hatta daha kuvvetli bir anı şla Allahı anın İnsanlardan kimisi Ey Rabbimiz Bize dünyada ver der Onun için ahirette hiçbir kısmet yoktur Yine onlardan Ey Rabbimiz Bize dünyada bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru diyenler vardır İşte onlar için kazandıklarından bir nasib vardır Allah hesabı çok çabuk görür Bir de sayılı günlerde Allahı zikredin tekbir alın Bunlardan kim iki gün içinde Minadan dönmek için acele ederse ona günah yoktur Kim geri kalırsa ona da g ünah yoktur Ama bu takva sahipleri içindir Allahtan korkun ve bilin ki siz ancak Onun huzuruna varıp toplanacaksınız İnsanlardan kimi de vardır ki dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider ve o kalbindekine Allahı şahit tutar Halbuk i O İslâm düşmanlarının en yamanıdır İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak ekini ve nesli helak etmek için koşar Allah ise bozgunculuğu sevmez Ona Allahtan kork dendiği zaman da kendisini onuru gururu günah işlemeye sevk eder Cehennem de onun hakkından gelir O ne kötü bir yataktır Yine insanlardan kimi de vardır ki Allahın rızasına ermek için kendini feda eder Allah ise kullarına çok merhametlidir Ey iman edenler Hepiniz barış ve selamete girin de şeytanı n adımlarına uymayın Çünkü o sizin aranızı açan belli bir düşmandır Size bunca deliller geldikten sonra yine kayarsanız iyi bilin ki Allah çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Onlar sadece gözetiyorlar ki Allah buluttan gölgelikler için de meleklerle birlikte geliversin de iş bitiriliversin Halbuki bütün işler Allaha döndürülüp götürülür İsrailoğullarına sor Biz onlara ne kadar açık âyetler vermiştik Fakat Allahın nimetini her kim kendisine geldikten sonra değiştirirse şüphe y ok ki Allahın azabı çok şiddetlidir Dünya hayatı inkar edenler için bezendi Onlar iman edenlerle eğleniyorlar Halbuki takva sahibi olan o müminler kıyamet günü onların üstündedir Allah dilediğine hesapsız rızık verir İnsanlar tek bir ümmetti Ayrılmaları üzerine Allah rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki insanların aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun Bunda da sırf o ki tap verilenler kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular aralarındaki hırs ve kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler Bunun üzerine Allah kendi izniyle iman edenleri onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka ulaştırdı Allah dilediğ ini doğru yola iletir Yoksa siz kendinizden önce gelip geçenlerin hali uğradıkları sıkıntılar başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız Onlara öyle yoksulluklar öyle sıkıntılar dokundu ve öyle sarsıldılar ki hatta peygamber ve bera berinde iman edenler Allahın yardımı ne zaman derlerdi Bak işte Gerçekten Allahın yardımı yakındır Ey Muhammed Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar De ki Hayır olarak verdiğiniz nafaka ana baba yakınlar öksüzler yoksullar ve yolda kalmışlar içindir Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir Savaş size farz kılındı gerçi o size hoş gelmez Olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmazsınız oysa ki o sizin için bir hayırdır Yine olabilir ki siz bir şeyi seversiniz o ysaki o sizin için bir kötülüktür Allah bilir siz bilmezsiniz Ey Muhammed Sana haram aydan ve o ayda savaşmaktan soruyorlar De ki O ayda savaşmak büyük bir günahtır Bununla beraber Allah yolundan alıkoymak Onu inkar etmek insanları Mescid i Haramdan menetmek ve halkını oradan çıkarmak Allah yanında daha büyük bir günahtır ve fitne öldürmekten daha büyük bir vebaldir Onlar güçleri yeterse sizi dininizden döndürmek için sizinle savaşmaktan hiçbir zaman geri durmazlar Sizden de her kim dininden döner ve kâfir olarak can verirse artık onların bütün amelleri dünyada ve ahirette boşa gitmiştir İşte onlar cehennemliklerdir Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır Şüphesiz ki iman edenlere Allah yolunda hicret edip cihad edenlere g elince işte onlar Allahın rahmetini umarlar Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Ey Muhammed Sana şarap ve kumardan soruyorlar De ki Bu ikisinde büyük bir günah bir de insanlar için bazı menfaatler vardır Fakat günahları menfaat lerinden daha büyüktür Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar De ki İhtiyaçtan fazlasını infak edin İşte böylece Allah size âyetlerini açıklıyor Umulur ki siz düşünürsünüz Dünya ve ahiret hakkında düşünürsünüz Sana bir de yetimlerden s oruyorlar De ki Onlar hakkında yapacağınız bir ıslah işlerine karışmamaktan daha hayırlıdır Eğer onlara karışırsanız onlar sizin kardeşlerinizdir Allah bozguncuyla ıslah ediciyi bilir birbirinden ayırd eder Eğer Allah dileseydi sizi zora koşardı Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Müşrik kadınları iman etmedikçe nikâhlamayın Bir müşrik kadın sizin hoşunuza gitse bile iman etmiş olan bir cariye herhalde ondan daha hayırlıdır Müşrik erkeklere de mümin kadınları nikâ h ettirmeyin Bir müşrik sizin hoşunuza gitse bile mümin bir köle elbette ondan daha hayırlıdır Onlar sizi ateşe davet ederler Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete davet ediyor ve âyetlerini insanlara açıklıyor Umulur ki onlar hatırda tutup öğüt alırlar Ey Muhammed Sana kadınların ay başı halinden de soruyorlar De ki O bir eziyettir Onun için ay başı halinde oldukları zaman kadınlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın İyice temizlendikleri zaman ise Allahın emretti ği yerden onlara varın yaklaşın Şüphesiz ki Allah çok tövbe edenleri de sever çok temizlenenleri de sever Kadınlarınız sizin için bir tarladır O halde tarlanıza dilediğiniz gibi varın ve kendiniz için ileriye hazırlık yapın Allahtan korkun ve bi lin ki siz mutlaka Onun huzuruna varacaksınız Ey Muhammed müminleri müjdele Sözünüzde durmanız kötülükten sakınmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için Allahı yeminlerinize hedef veya siper edip durmayın Allah her şeyi işitir ve bilir Allah sizi yeminlerinizde bilmeyerek ettiğiniz lağıv herhangi bir kasıt olmadan kanaate göre yanlış yere yapılan yemindan sorumlu tutmaz Fakat kalbinizin kazandığı yalan yere yapılan yeminden sorumlu tutar Allah çok bağışlayıcıdır çok halimdir Kadınlarından îlâ edenler onlara yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay beklemek vardır Eğer bu yeminlerinden dönerlerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Yok eğer boşamaya karar vermişlerse şüphesiz ki Allah söyledikl erini işitir kurduklarını bilir Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç adet süresi beklerler ve Allahın rahimlerinde yarattığını gizlemeleri kendilerine helâl olmaz Eğer Allaha ve ahiret gününe inanıyorlarsa gizlemezler Kocaları da barışmak ist edikleri takdirde o süre içersinde onları geri almaya daha layıktırlar O kadınların üzerlerindeki meşru hak gibi kendilerinin de hakları vardır Yalnız erkekler için onların üzerinde bir derece vardır Allah çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Boşamak talak iki defadır Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helâl olmaz Ancak Allahın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka Eğer siz de bunların Allahın çizd iği hudutta duramayacaklarından korkarsanız kadının ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur İşte bunlar Allahın çizdiği hudududur Sakın bunları aşmayın Her kim Allahın hududunu aşarsa işte onlar zalimlerdir Eğer ka dını bir daha boşarsa bundan sonra artık başka bir kocaya varıncaya kadar ona helâl olmaz Eğer ikinci koca da onu boşarsa Allahın hududunu sağlam tutacaklarını ümid ettikleri takdirde öncekilerin birbirlerine dönmelerinde her ikisine de günah yoktur İ şte bunlar Allahın tayin ettiği hudududur Bunları bilen bir kavim için açıklıyor Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde artık kendilerini ya iyilikle tutun veya güzellikle salın Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak on ları tutmayın Her kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur Sakın Allahın âyetlerini alay konusu edinmeyin Allahın üzerinizdeki nimetini size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp düşünün Hem Allahtan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini bitirdiklerinde aralarında meşru bir şekilde rızalaştıkları takdirde kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp engellemeyin İşte bu içinizden Allaha ve ahiret gününe iman edenlere verilen bir öğüttür Bu sizin hakkınızda daha hayırlı ve daha nezihtir Allah bilir siz bilemezsiniz Anneler çocuklarını emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yi yecekleri ve giyecekleri geleneklere uygun olarak bir borçtur Bununla beraber herkes ancak gücüne göre mükellef olur Çocuğu sebebiyle bir annede çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın Varise düşen de yine aynı borçtur Eğer ana ve baba birbirle riyle istişare edip her ikisinin de rızasıyla çocuğu memeden ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur Eğer çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdikten sonra bunda da size bir günah yoktur Bununla beraber Alla htan korkun ve bilin ki Allah yaptıklarınızı görür İçinizden vefat edip de geride eşler bırakan kimselerin hanımları kendi başlarına dört ay on gün beklerler İddet bekleme sürelerini bitirdikleri zaman artık kendileri hakkında meşru bir şekild e yapacakları hareketten size bir günah yoktur Allah yaptıklarınızdan haberdardır Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda size bir vebal yoktur Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız Fakat meşru bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin Farz olan iddet sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin kesin karar vermeyin Bilin ki Allah gönlünüzdekini bilir Öyle ise Onun azabından sakının Yine bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır çok yumuşaktır Eğer kadınları kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız bunda size bir vebal yoktur Şu kadar ki onlara mal verip faydalandırın Eli geniş olan hâline göre eli dar olan da h aline göre ve güzellikle faydalandırmalıdır Bu iyilik yapanlar üzerine bir borçtur Eğer onları kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız o zaman borç o kestiğiniz miktarın yarısıdır Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka Ey erkekler sizin bağışlamanız ise takvaya daha yakındır Aranızdaki fazileti unutmayın şüphesiz ki Allah her ne yaparsanız hakkiyle görür Namazlara ve orta namaza devam edin ve Allah için boyun eğerek kalkıp nama za durun Eğer bir korku hâlindeyseniz yaya veya binekli olarak giderken kılın korkudan emin olduğunuz zaman da böyle bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allahı zikredin namazlarınızı yine her zamanki gibi huşû ile kılın İçinizden h anımlarını geride bırakarak vefat edecek olanlar eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler Bununla birlikte eğer kendileri çıkarlarsa kendi haklarında yaptıkları meşru bir hareketten dolayı size b ir sorumluluk yoktur Allah çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Boşanmış kadınlar için de meşru ve geleneğe uygun şekilde bir metaintifa hakkı vardır ki verilmesi Allahtan korkanlar üzerine bir borçtur İşte akıllarınız ersin diye Allah size âyetlerini böylece açıklıyor Görmedin mi o kimseleri ki kendileri binlerce kişi iken ölüm korkusuyla yurtlarından çıktılar Allah da kendilerine ölün dedi sonra da onlara bir hayat verdi Şüphesiz ki Allah insanlara karşı bir lütuf sahibid ir Fakat insanların pek çokları şükretmezler O halde Allah yolunda çarpışın ve bilin ki Allah her şeyi işitir ve bilir Kimdir o adam ki Allaha güzel bir ödünç versin de Allah da ona birçok katlarını ödesin Allah darlık da verir genişlik de verir Hepiniz de Ona döndürülüp götürüleceksiniz Baksana İsrail oğullarının Musadan sonra ileri gelenlerine Hani onlar bir peygamberlerine Bize bir kumandan gönder de Allah yolunda savaşalım dediler O da Size savaş farz kılınırsa aca ba yapmazlık eder misiniz dedi Onlar Bize ne oldu da yurtlarımızdan çıkarıldığımız ve çocuklarımızdan ayrıldığımız halde Allah yolunda savaşmayalım dediler Bunun üzerine savaş kendilerine farz kılınınca da onlardan pek azı hariç yüz çevirdiler Am a Allah o zalimleri bilir Peygamberleri onlara Allah size hükümdar olmak üzere Talûtu gönderdi demişti Onlar Ona bizim üzerimize hükümdar olmak nereden geldi Oysa hükümdarlığa biz ondan daha layığız ona maldan bir genişlik bir bolluk da verilmemiştir dediler Peygamberleri de Onu sizin başınıza Allah seçmiş ve ona bilgi ve vücut bakımından bir güç bir genişlik vermiştir dedi Hem Allah mülkünü dilediğine verir Allahın rahmeti geniştir o her şeyi bilir Peygamberleri onlara şunu da söylemişti Haberiniz olsun Onun hükümdarlığının alâmeti size o tabutun gelmesi olacaktır ki onda Rabbinizden bir sekine sükûnet gönül rahatlığı Musa ve Harun ailelerinin bıraktıklarından bir bakiyye kalıntı vardır Onu melekler getirecekti r Eğer iman etmiş kimselerden iseniz bunda sizin için kesin bir ibret bir alâmet vardır Talut ordu ile hareket edince dedi ki Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek Kim ondan içerse benden değildir Kim de onu tatmazsa işte o bendendir Ancak eliyle bir avuç alan başka bu kadarına ruhsat vardır Derken içlerinden pek azı hariç hepsi de varır varmaz ondan içtiler Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde Bizim bugün Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok dediler Allaha kavuşacaklarına inanıp bilenler ise şu cevabı verdiler Nice az topluluklar Allahın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir Allah sabırlılarla beraberdir Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da ş öyle dediler Ey Rabbimiz Üzerlerimize sabır dök ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et Derken Allahın izniyle onları tamamen bozdular Davud Calutu öldürdü ve Allah kendisine hükümdarlık ve hikmet peygamberlik verdi ve ona dilediği şeylerden de öğretti Eğer Allahın insanları birbirleriyle savması olmasaydı yeryüzü mutlaka bozulur giderdi Fakat Allah bütün âlemlere karşı büyük bir lütuf sahibidir İşte bunlar Allahın âyetleridir Onları sana hakkıyla okuyoruz Şüphesiz ki sen o gönderilen resullerdensin O işaret olunan resuller yok mu biz onların bazısını bazısından üstün kıldık İçlerinden kimi var ki Allah kendisiyle konuştu bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı Biz Meryem oğlu İ saya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhul Kudüs Cebrail ile kuvvetlendirdik Eğer Allah dileseydi bunların arkasındaki ümmetler kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi Fakat ihtilâfa düştüler kimi iman etti kimi inkâr etti Yine Allah dileseydi birbirlerinin kanına girmezlerdi Fakat Allah dilediğini yapar Ey iman edenler Kendisinde hiçbir alış verişin hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıklardan Alla h yolunda harcayın Kâfirlere gelince onlar zalimlerdir Allahtan başka hiçbir ilâh yoktur O daima diridir hayydır bütün varlığın idaresini yürüten kayyumdir Onu ne gaflet basar ne de uyku Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Onundur İzni ol madan huzurunda şefaat edecek olan kimdir O kullarının önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir Onlar ise Onun dilediği kadarından başka ilminden hiç bir şey kavrayamazlar Onun kürsisi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır Onların her ikisini de görüp gözetmek Ona bir ağırlık vermez O çok yücedir çok büyüktür Dinde zorlama yoktur Çünkü doğruluk sapıklıktan ayırd edilmiştir Artık her kim tâğutu inkar edip Allaha inanırsa sağlam bir kulpa yapışmıştır ki o hiçbir zaman kopmaz Alla h her şeyi işitir ve bilir Allah iman edenlerin velisidir Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır İnkâr edenlerin velileri de tağuttur onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar İşte onlar cehennemliklerdir Orada ebedî olarak kalırlar Allah kendisine hükümdarlık verdi diye Rabbi hakkında İbrahimle tartışanı görmedin mi Hani İbrahim ona Benim Rabbim odur ki hem diriltir hem öldürür dediği zaman Ben de diriltir ve öldürürüm demişti İbrahim Allah güneşi doğudan getiriyor h aydi sen onu batıdan getir deyince o inkâr eden herif şaşırıp kaldı Öyle ya Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez Yahut o kimse gibisini görmedin mi ki bir şehre uğramıştı altı üstüne gelmiş ıpıssız yatıyordu Bunu bu ölümünden sonr a Allah nerden diriltecek dedi Bunun üzerine Allah onu yüz sene öldürdü sonra diriltti Ne kadar kaldın diye sordu O da Bir gün yahut bir günden eksik kaldım dedi Allah buyurdu ki Hayır yüz sene kaldın öyle iken bak yiyeceğine içeceğine henüz bozulmamış hele eşeğine bak hem bunlar seni insanlara karşı kudretimizin bir işareti kılalım diyedir Hele o kemiklere bak onları nasıl birbirinin üzerine kaldırıyoruz Sonra onlara nasıl et giydiriyoruz Böylece gerçek ona açıkça belli olunca Şimdi biliyorum ki Allah her şeye kadirdir dedi Bir zamanlar İbrahim de Ey Rabbim Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster demişti Allah İnanmadın mı ki buyurdu İbrahim İnandım fakat kalbim iyice yatışsın diye istiyorum dedi Allah buyurdu ki Öyle ise kuşlardan dördünü tut da onları kendine çevir iyice tanıdıktan sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça dağıt sonra da onları çağır koşa koşa sana gelecekler ve bil ki Allah gerçekten çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu bir tanenin durumu gibidir ki yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var Allah dilediğine daha da katlar Allahın rahmeti geniştir O her şeyi bilir Allah yolunda mallarını infak ed en sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı gönül incitmeyi uygun görmeyen kimselerin Rableri yanında mükafatları vardır Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir Bir tatlı dil ve kusurları bağışlamak arkasından eza ve gönül bulan tısı gelecek bir sadakadan daha hayırlıdır Allah hiçbir şeye muhtaç değildir halimdir yumuşak davranır Ey iman edenler Sadakalarınızı başa kakmak gönül kırmakla boşa gidermeyin O adam gibi ki insanlara gösteriş için malını dağıtır da ne Alla ha inanır ne ahiret gününe Artık onun hâli bir kayanın hâline benzer ki üzerinde biraz toprak varmış derken şiddetli bir sağnak inmiş de onu yalçın bir kaya halinde bırakıvermiş Öyle kimseler kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler Allah kâfir ler topluluğunu doğru yola iletmez Allahın rızasını aramak kendilerini veya kendilerinden bir kısmını Allah yolunda sabit kılmak için mallarını Allah yolunda harcayanların hâli ise bir tepedeki güzel bir bahçenin hâline benzer ki ona kuvvetli bir sağnak düşmüş de yemişlerini iki kat vermiştir Böyle bir bahçeye yağmur düşmese bile mutlaka bir çisenti vardır Allah yaptıklarınızı görür Hiç biriniz ister mi ki kendisinin hurmalık ve üzümlüklerden bir bahçesi olsun altında ırmaklar aksın iç inde her türlü ürünü bulunsun da kendi üzerine de ihtiyarlık çökmüş ve elleri ermez güçleri yetmez küçük zayıf çocukları olsun Derken ona ateşli bir bora isabet ediversin de o bahçe yanıversin İşte Allah âyetlerini size böylece açıklıyor Umulur ki düşünürsünüz Ey iman edenler İnfakı gerek kazandıklarınızın gerek sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden yapın Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız fenasını vermeye yeltenmeyin Biliniz ki Allah sadakalarınıza muhtaç değildir ve hamde layık olandır Şeytan sizi fakirlikle korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik eder Allah da lütfundan ve bağışlamasından birtakım vaatlerde bulunuyor Allahın lütfu geniştir O herşeyi bilendir Dilediğine hikmet verir hikmet verilene ise pek çok hayır verilmiş demektir Ve bunu ancak üstün akıllılar anlar Her ne çeşit nafaka verdinizse veya ne türlü bir adak adadınızsa Allah onu kesinlikle bilir Ve zalimlere hiçbir şekilde yardım olunmayacaktır Sadakaları açıkça verirseni z o ne iyi olur yok eğer onları gizler de fakirlere öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızın birçoğunun bağışlanmasına sebep olur Bilin ki Allah her ne yaparsanız hepsinden haberdardır Onları yola getirmek senin boynuna bo rç değildir ancak Allah dilediğini yola getirir Yaptığınız her iyilik sırf kendiniz içindir Siz yalnızca Allah rızasını gözetmenin dışında infak etmezsiniz İyilik cinsinden ne infak ederseniz o size aynen ödenir Size hiçbir şekilde haksızlık yapılmaz Sadakalarınızı kendilerini Allah yoluna adamış olan fakirlere veriniz Onlar yeryüzünde gezip dolaşmaya güç yetiremezler Utangaç olduklarından dolayı bilmeyenler onları zengin sanırlar Oysa sen onları yüzlerinden tanırsın Yüzsüzlük yapıp kimsed en birşey de isteyemezler Ne türden bir iyilik yaparsanız şüphe yok ki Allah onu bilir Mallarını gece ve gündüz gizlice ve açıkça infak edenler yok mu işte onların Rableri katında ecir ve mükafatları vardır Ve onlara herhangi bir korku yoktur onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar Riba faiz yiyen kimseler şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar Bu ceza onlara alışveriş de faiz gibidir demeleri yüzündendir Oysa Allah alışverişi helal faizi de haram kılmıştır Bunda n böyle her kim Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allaha kalmıştır Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır Allah faizi mahveder oysa sadakaları bereketlendirir Allah günahta ve inkârda direnen hiç kimseyi sevmez İman edip iyi işler yapan namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır Onlara hiçbir korku olmadığı gibi onlar mahzun da olmazlar Ey iman edenler Allahtan korkun ve artık faizin peşini bırakın eğer gerçekten müminler iseniz Eğer böyle yapmazsanız o zaman Allah ve Resulü tarafından size savaş açılmış olduğunu bilin Eğer tevbe ederseniz serm ayeleriniz sizindir Haksızlık etmezsiniz haksızlığa da uğramazsınız Eğer borçlu darlık içindeyse ona ödeme kolaylığına kadar bir süre tanıyın Ve bu gibi borçlulara alacağınızı bağışlayıp sadaka etmeniz eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır Öyle bir günden korkunuz ki o gün Allaha döndürüleceksiniz Sonra da herkese kazancı tamamıyla ödenecek ve hiç kimse haksızlığa uğramayacaktır Ey iman edenler Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın He m aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın Yazı bilen biri Allahın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allahdan korksun da haktan b irşey eksiltmesin Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramayacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın Şayet iki tane erkek hazırda yoksa o zaman doğruluğun a güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki birisi unutunca öbürü hatırlatsın şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar siz yazanlar da az olmuş çok olmuş onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın Bu Allah katında adalete daha uygun olduğu g ibi hem şahitlik için daha sağlam hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir Meğer ki aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret olsun o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur Alım satım yaptığınız vakit de yine şahit tutun Ayrıca n e yazan ne de şahitlik eden bir zarar görmesin Eğer onlara zarar verirseniz o işte mutlaka size dokunacak bir günah olur Üstelik Allahtan korkun Allah size ayrıntılarıyla öğretiyor ve Allah her şeyi bilir Şayet siz sefer üzere olur bir kâtip de bulamazsanız o vakit alınmış bir rehin belge yerine geçer Yok eğer birbirinize güveniyorsanız kendisine güvenilen adam Rabbi olan Allahtan korksun da üzerindeki emaneti ödesin Bir de şahitliğinizi inkâr edip gizlemeyin onu kim inkâr ederse mutlaka on un kalbi vebal içindedir Her ne yaparsanız Allah onu bilir Göklerde ne var yerde ne varsa hepsi Allahındır Siz içinizdekileri açığa vursanız da gizli tutsanız da Allah onunla sizi hesaba çeker Sonra dilediğini bağışlar dilediğine de azab eder Allah her şeye kadirdir Peygamber Rabbinden kendisine ne indirildiyse ona iman etti Müminlerin de hepsi Allaha meleklerine kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler Biz Allahın peygamberleri arasında ayırım yapmayız duyduk ve itaat ettik Ey Rabbimiz bağışlamanı dileriz dönüş ancak sanadır dediler Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez Herkesin kazandığı hayır kendisine yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir Ey Rabbimiz eğer unuttuk ya da yanıldıysak bi zi tutup sorguya çekme Ey Rabbimiz bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme Ey Rabbimiz bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme Bağışla bizi mağfiret et bizi rahmet et bize Sensin bizim Mevlamız kâfir kavimlere karşı yardım et bize ÂLİ İMRAN Medinede nâzil olmuştur İki yüz âyettir âyetlerde Hz Meryemin babasının mensup olduğu İmrân ailesinden söz edildiği için sûre bu adı almıştır Elif Lâm Mîm Allah kendisinden başka tanrı olmayan hayy ve kayyû mdur O sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu kitabı hak ile indirdi Daha önce insanlara hidayet olarak Tevratı ve İncili de yine O indirmişti Evet bu Furkanı da O indirdi Gerçek şu ki Allahın âyetlerini inkâr edenler için çe tin bir azap vardır Allah çok güçlüdür intikamını alır Şu da kesindir ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allaha gizli kalmaz Sizi rahimlerde dilediği gibi şekillendiren Odur Kendisinden başka tanrı olmayan şan şeref ve hikmet sahibi olan Odur Sana bu kitabı indiren Odur Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki bu âyetler kitabın anası aslı demektir Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir Kalblerinde kaypaklık olanlar sırf fitne çıkarmak için bir de kendi keyflerine göre te vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler Halbuki onun tevilini Allahdan başka kimse bilmez İlimde uzman olanlar Biz buna inandık hepsi Rabbimiz katındandır derler Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez Ey Rabbimiz Biz e ihsan ettiğin hidayetten sonra kalblerimizi haktan saptırma bize kendi katından rahmet ihsan eyle Şüphesiz ki Sen bol ihsan sahibisin Ey Rabbimiz Muhakkak ki Sen geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın M uhakkak ki Allah hiç sözünden caymaz Gerçek şu ki kâfirlere Allahtan gelecek bir zararı ne malları ne de evlatları engelleyemez İşte onlar o ateşin yakıtı olacaklar Gidişatları Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı gibidir Onlar âyetlerimizi yalan saymışlardı Bunun üzerine Allah da onları işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti Allah cezası çetin olandır O inkârcı kâfirlere de ki siz mutlaka yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız Orası ne fena bir döşektir Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir âyet bir işaret ve ibret vardır Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı görüyorlardı Allah da gö nderdiği yardımla dilediğini destekliyordu Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır İnsanlara kadınlar oğullar yüklerle altın ve gümüş yığınları salma atlar davarlar ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir Oysa varılacak yerin ebedî hayatın bütün güzellikleri Allah katındadır De ki size o istediklerinizden daha hayırlısını haber vereyim mi Korunan kullar iç in Rablerinin yanında cennetler var ki altlarından ırmaklar akar içlerinde ebedî kalmak üzere onlara hem tertemiz eşler var hem de Allahdan bir rıza vardır Allah o kulları görür Onlar ki Ey Rabbimiz Biz inandık iman getirdik artık bizim su çlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru derler O sabredenleri o doğruluktan şaşmayanları o elpençe divan duranları o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip yalvaranları görür Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki başka tanrı yok ancak O vardır Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki başka tanrı yok ancak O aziz O hakîm vardır Doğrusu Allah katında din İslâmdır o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır Her kim Allahın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki Allah hesabı çabuk görendir Buna karşı seninle münakaşaya kalkışırlarsa de ki Ben bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allaha teslim etmi şimdir Kendilerine kitap verilenlere ve kitap verilmeyen ümmîlere de ki Siz de İslâmı kabul ettiniz mi Eğer İslâma girerlerse hidayete ermiş olurlar Eğer yüz çevirirlerse sana düşen şey ancak tebliğ etmektir Allah kulları görendir Allahı n âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere peygamberleri öldürenler insanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar yok mu Bunları acıklı bir azapla müjdele İşte bunlar öyle kimselerdir ki dünyada da ahirette de bütün yaptıkları boşa gitmiştir Onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır Görmüyor musun o kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş olanlar aralarında hüküm vermek için Allahın kitabına davet olunuyorlar da sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyorlar Bunun s ebebi onların belli günlerden başka bize asla ateş azabı dokunmaz demeleridir Uydura geldikleri yalanlar dinlerinde kendilerini aldatmaktadır O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmed en herkese ne kazandıysa tamamen ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır De ki Ey mülkün sahibi Allahım Sen mülkü dilediğine verirsin dilediğinden de onu çeker alırsın dilediğini aziz edersin dilediğini zelil edersin Hayır Senin elindedir Muha kkak ki Sen her şeye kâdirsin Geceyi gündüzün içine sokarsın gündüzü gecenin içine sokarsın ölüden diri çıkarırsın diriden ölü çıkarırsın Dilediğine de hesapsız rızık verirsin Müminler müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu he r kim yaparsa Allahdan ilişiği kesilmiş olur ancak onlardan bir korunma yapmanız başkadır Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda uyarır Nihâyet gidiş Allahadır De ki göğüslerinizdekini gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir Göklerde ne var yerde ne varsa hepsini bilir Hiç şüphesiz Allah her şeye kadirdir O gün her nefis ne hayır işlemişse ne kötülük yapmışsa onları önünde hazır bulur Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe bulunsun ister All ah size asıl kendisinden çekinmenizi emreder Şüphesiz ki Allah kullarını çok esirger De ki siz gerçekten Allahı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır De ki Al laha ve Peygambere itaat edin Eğer aksine giderlerse şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez Gerçekten Allah Ademi Nuhu İbrahim soyunu ve İmran soyunu âlemler üzerine seçkin kıldı Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir Allah her şeyi işitendir bilendir İmranın karısı Rabbim karnımdakini tam hür olarak sana adadım benden kabul buyur şüphesiz sen işitensin bilensin demişti Onu doğurunca Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken şöyle dedi Rabbim onu kız doğurdum erkek kız gibi değildir Ona Meryem adını verdim Onu ve soyunu kovulmuş şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyyanın himayesine verdi Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse onun yanında yeni bir yiyecek bulurdu Meryem Bu sana nereden geldi deyince o da Bu Allah katındandır derdi Şüphesiz Allah dilediğine hesapsız rızık verir Orada Zekeriyya Rabbine dua etti Rabbim Bana katından hayırlı bir nesil ver Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin dedi Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona Allah sana Allahtan bir kelimeyi doğrulayıcı efendi nefsine hakim ve iyilerden bir peygamber olarak Yahyayı müjdele r diye ünlediler Zekeriyya Ey Rabbim benim nasıl oğlum olabilir Bana ihtiyarlık gelip çattı karım ise kısırdır dedi Allah Öyledir fakat Allah dilediğini yapar buyurdu Zekeriyya Rabbim oğlum olacağına dair bana bir alâmet ver dedi Allah da buyurdu ki Senin için alâmet insanlara üç gün işaretten başka söz söyleyememendir Ayrıca Rabbini çok an sabah akşam tesbih et Hani melekler Ey Meryem Allah seni seçti seni tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıl dı Ey Meryem Rabbine divan dur ve secdeye kapan ve rüku edenlerle beraber rüku et demişlerdi İşte bu sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir Yoksa Meryemi kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini kura için atarlarken sen yan larında değildin Bu hususta Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın Melekler şöyle demişti Ey Meryem Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor ki adı Meryem oğlu İsa Mesihdir dünyada da ahirette de itibarlı aynı zamanda Allaha çok yakınlardandır Beşikte de yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır Meryem Ey Rabbim bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur dedi Allah Öyle ama Allah dilediğini yaratır bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece ol der o da hemen oluverir dedi Allah ona kitab okuma ve yazmayı hikmeti ve Tevrat ile İncili öğretir Allah onu İsrailoğullarına şöyle diyecek bir peygamber olarak gönderir Şüphesiz ki ben size Rabbinizden bir âyet muciz e belge getirdim Size kuş biçiminde çamurdan birşey yaparım da içine üflerim Allahın izniyle o kuş olur anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allahın izniyle ölüleri diriltirim Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm Önümdeki Tevratı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için geldim ve Rabbiniz tarafından size bir mucize getirdim Artık Allahtan korkun da bana uyun Şüphesiz Allah benim de Rabbim sizin de Rabbini zdir Onun için hep Ona kulluk edin İşte bu doğru yoldur İsa onların inkârlarını hissedince Allah yolunda yardımcılarım kim dedi Havariler Allah yolunda yardımcılar biziz Allaha iman ettik Şahit ol ki biz muhakkak Müslümanlarız dedile r Ey Rabbimiz senin indirdiğine iman ettik o peygambere de uyduk Artık bizi şahitlerle beraber yaz Onlar hileye başvurdular Allah da onların tuzağını boşa çıkardı Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır O zaman Allah şöyle dedi Ey İsa şüphesiz ki seni öldüreceğim seni kendime yükselteceğim ve seni inkârcılardan temizleyeceğim Hem sana uyanları kıyamete kadar o küfredenlerin üstünde tutacağım Sonra dönüşünüz banadır ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim İnkâr edenlere gelince onlara dünyada da ahirette de şiddetli bir şekilde azab edeceğim onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır İman edip iyi işler yapanlara gelince Allah onların mükafatlarını tastamam verecektir Allah zalimleri sevmez İşte bu sana okuduğumuz âyetlerden ve hikmetli Kurândandır Doğrusu Allah katında İsanın yaratılışındaki durumu Âdemin durumu gibidir onu topraktan yarattı sonra ona ol dedi o da oluverdi Bu hak gerçek senin rabbindendir o halde şüphecilerden olma Sana gerekli bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı kadınlarımızı ve kadınlarınızı kendimizi ve kendinizi çağıralım sonra da lanetleşelim Allahın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim İşte İsa hakkında söylenen gerçek kıssa budur Allahtan başka hiçbir tanrı yoktur Muhakkak ki Allah çok güçlüdür ve hikmet sahibidir Eğer haktan yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah bozguncuları çok iyi bilendir De ki Ey kitap ehli Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz Allahtan başkasına kulluk etmeyelim Ona hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allahı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın Eğer onlar yine yüz çevirirlerse deyi n ki Şahit olun biz Müslümanlarız Ey Kitap ehli İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz Oysa Tevrat da İncil de ondan sonra indirilmiştir Siz hiç düşünmüyor musunuz İşte siz böylesiniz Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz Allah bilir siz bilmezsiniz İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyandı fakat o Allahı bir tanıyan dosdoğru bir Müslümandı müşriklerden de değildi Doğrusu onların İbrahime en yakın olan ı ona uyanlar şu Peygamber ve iman edenlerdir Allah da müminlerin dostudur Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler halbuki sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar Ey kitap ehli gerçeği gördüğünüz halde niçin Allahı n âyetlerini inkâr ediyorsunuz Ey kitap ehli Niçin hakkı batıla karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz Kitap ehlinden bir grup Müminlere indirilene günün başlangıcında inanın sonunda da inkâr edin belki onlar da dönerler dedi Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın dediler De ki Şüphesiz doğru yol Allahın yoludur Onlar kendi aralarında Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getire ceklerine de inanmayın dediler De ki Lütuf Allahın elindedir onu dilediğine verir Allah rahmeti bol olan her şeyi hakkıyla bilendir Rahmetini dilediğine tahsis eder Allah büyük lütuf ve kerem sahibidir Kitap ehlinden öylesi vardır k i ona yüklerle mal emanet etsen onu sana eksiksiz iade eder Fakat öylesi de vardır ki ona bir dinar emanet etsen tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez Bu da onların Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan bize vebal yoktur demelerinden dolayıdı r Ve onlar bile bile Allaha karşı yalan söylerler Hayır kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden korunursa şüphesiz Allah da korunanları sever Allaha verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya işte onların ahirette bir payı yoktur Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir Onlar için acı bir azab vardır Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki siz onu kitaptan sanasınız diye dillerini kitaba doğru eğip bükerler Halbuki o kitaptan değildir Bu Allah katındandır derler oysa o Allah katından değildir Allaha karşı kendileri bilip dururken yalan söylerler İnsanlardan hiçbir kimseye Allah kendisine kitap hüküm ve peygamberlik verdikten sonra kalkıp i nsanlara Allahı bırakıp bana kul olun demesi yakışmaz Fakat onun Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabbe halis kullar olun demesi uygundur Ve O size Melekleri ve peygamberleri tanrılar edinin diye de emretmez Siz Müslüman olduktan sonra size hiç inkârı emreder mi Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim sonra yanınızda bulunan kitapları doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz Bunu k abul ettiniz mi Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı demişti Onlar Kabul ettik dediler Allah da dedi ki Öyleyse şahit olun ben de sizinle beraber şahit olanlardanım Artık bundan sonra her kim dönerse işte onlar yoldan çıkmışla rın ta kendileridir Onlar Allahın dininden başkasını mı arıyorlar Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez Ona boyun eğmiştir ve Ona döndürülüp götürüleceklerdir De ki Allaha bize indirilen Kurâne İbrahime İsmaile İshaka Yakuba ve torunlarına indirilene Musaya İsaya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere inandık Onların arasında hiçbir fark gözetmeyiz biz Ona teslim olmuşlarız Kim İslâmdan başka bir din ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahi rette de zarar edenlerden olacaktır İnandıktan Peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık deliller geldikten sonra inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez İşte on ların cezaları Allahın meleklerin insanların hepsinin laneti onların üzerlerindedir Onlar bu lanetin içinde ebedî kalacaklardır Kendilerinden ne bu azab hafifletilir ne de yüzlerine bakılır Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenle r başka Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz İşte onlar sapıkların ta kendileridir Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir ol dukları halde de ölenler yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir İşte dayanılmaz azab onlar içindir Onların hiçbir yardımcıları da yoktur Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça gerçek iyiliğe as la erişemezsiniz Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir Tevrat indirilmeden önce İsrail Yakubin kendisine haram kıldığı dışında yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helal idi De ki Eğer doğrulardan iseniz haydi Tevratı getirip okuyun Kim bundan sonra Allaha karşı yalan uydurursa işte onlar zalimlerin ta kendileridir De ki Allah doğru söylemiştir Öyle ise dosdoğru Allahı birleyici olarak İbrahimin dinine uyun O müşriklerden değildi Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed Mekkedeki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt Kabedir Onda apaçık deliller İbrahimin makamı vardır Oraya giren güvene erer Ona bir yol bulabilenlerin Beyti haccetmesi Allahın insanlar üzerinde bir hakkıdır Kim inkâr ederse şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağni kimseye muhtaç değil her şey ona muhtaçdir De ki Ey kitap ehli Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allahın âyetlerini inkâr ediyorsunuz De ki Ey kitap ehli Gerçeği görüp bild iğiniz hâlde niçin Allahın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allahın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir Ey iman edenler Kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar Size Allahın âyetleri okunup dururken ve Allahın elçisi de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız Kim Allaha sımsıkı bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir Ey iman edenler Allahtan Ona yaraşır ş ekilde korkun ve ancak Müslümanlar olarak can verin Hep birlikte Allahın ipine kitabına dinine sımsıkı sarılın Parçalanıp ayrılmayın Allahın üzerinizdeki nimetini düşünün Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de O kalplerinizi birleştirmişt i İşte Onun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz İçinizden hayra çağıran iyiliği emredi p kötülükten men eden bir topluluk bulunsun İşte kurtuluşa eren onlardır Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın İşte bunlar için büyük bir azap vardır O gün bazı yüzler ağarır bazı yüzler kararı r Yüzleri kararanlara İmanınızdan sonra küfrettiniz ha Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın denecektir Yüzleri ağaranlara gelince onlar Allahın rahmeti içindedirler Onlar orada ebedî kalacaklardır Bunlar Allahın sana gerçe k olarak okuya geldiğimiz âyetleridir Allah âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez Göklerde ve yerde olanların hepsi Allahındır Bütün işler Allaha döndürülür Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz İyiliği emreder kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allaha inanırsınız Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu İçlerinden iman edenler de var ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler Eğer sizinle savaşmaya kalkışsalar size arkalarını dönüp kaçarlar Sonra kendilerine yardım da edilmez Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur Meğer ki Allahın ipine ve insanlar müminlerın ahdine sığınmış olsunlar Onlar Allahın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu Bunun sebebi onların Allahın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere peygamberleri öldürmeleridir Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı Hepsi bir değildirler Kitap ehli içi nde doğruluk üzere bulunan bir ümmet topluluk vardır ki gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allahın âyetlerini okurlar Allaha ve ahiret gününe inanırlar iyiliği emrederler kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar hayır işlerinde de birbirle riyle yarışırlar İşte onlar iyi insanlardandır Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir O inkâr edenler var ya onların ne malları ne de evlatları onlara Allaha karşı hiçb ir fayda sağlamayacaktır Onlar ateş halkıdır orada ebedi kalacaklardır Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir Allah onlara zu lmetmedi Fakat kendileri kendilerine zulmediyorlar Ey iman edenler Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar hep sıkıntıya düşmenizi isterler Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır Ka lplerinde gizledikleri ise daha büyüktür Düşünürseniz biz size âyetleri açıkladık İşte siz öyle kimselersiniz ki onları seversiniz halbuki onlar sizi sevmezler siz kitapların hepsine inanırsınız onlarsa sizinle buluştukları zaman inandık de rler Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar De ki kininizle geberin Şüphesiz ki Allah göğüslerin gönüllerin özünü bilir Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider başınıza bir kötülük gelse onunla sevi nirler Eğer sabreder ve Allahtan gereğince korkarsanız onların hileleri size hiçbir zarar vermez çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın Allah h akkıyla işiten ve bilendir O zaman içinizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu Halbuki Allah onların yardımcısı idi İnananlar yalnız Allaha dayanıp güvensinler Andolsun sizler güçsüz olduğunuz halde Allah size Bedirde yardım etmişti Allah tan sakının ki Ona şükretmiş olasınız O zaman sen müminlere Rabbinizin size indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi diyordun Evet sabreder ve Allahtan korkarsanız onlar ansızın üzerinize gelseler Rabbiniz size nişanlı nişanlı beş bin melekle yardım eder Allah bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bununla yatışsın diye yaptı Yardım yalnız daima galip ve hikmet sahibi olan Allah katındandır Allah bu yardımı inkâr edenlerden bir kısmını kessin veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler diye yaptı Bu işten sana hiçbir şey düşmez Allah ya onların tevbesini kabul eder yahut onlara zalim olduklarından dolayı azab eder Göklerde ve yerde olanların hepsi Allahındır Dile diğini bağışlar dilediğine azab eder Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir Ey iman edenler Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin Allahtan sakının ki kurtuluşa eresiniz Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının Allah ve Peygam bere itaat edin ki size de merhamet edilsin Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar olan Allahtan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun O Allahtan hakkıyla korkanlar bollukta ve darlıkta Allah içi n harcarlar öfkelerini yutarlar insanları affederler Allah iyilik edenleri sever Ve onlar çirkin bir günah işledikleri yahut nefislerine zulmettikleri zaman Allahı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler Allahtan başka günahlar ı kim bağışlayabilir Bir de onlar bile bile işledikleri günah üzerinde ısrar etmezler İşte onların mükafatı ödülleri Rableri tarafından bağışlanma ve altından ırmaklar akan ebedî kalacakları cennetlerdir Çalışanların mükafatı ne güzeldir Muhakkak ki sizden önce birçok olaylar şeriatlar gelip geçmiştir Yeryüzünde gezin dolaşın da yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün Bu Kurân insanlar için bir açıklama Allahtan gereğince korkanlar için doğru yolu gösterme ve bir öğü ttür Gevşemeyin üzülmeyin eğer hakikaten inanıyorsanız muhakkak üstün olan sizsinizdir Eğer size Uhud savaşında bir yara değmişse Bedir harbinde o topluma da benzeri bir yara dokunmuştu O günler ki biz onları insanlar arasında döndürü r dururuz Bu da Allahın sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir Allah zalimleri sevmez Bir de bu Allahın iman edenleri tertemiz seçip kâfirleri yok etmesi içindir Yoksa siz Allah içinizden cihad edenleri b elli etmeden sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz İşte onu gördünüz ama bakıp duruyorsunuz Muhammed ancak bir peygamberdir Ondan önce de peygamberl er gelip geçmiştir Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye eski dininize mi döneceksiniz Kim böyle geri dönerse Allaha hiçbir şekilde zarar veremez Allah şükredenleri mükafatlandıracaktır Allahın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yok tur Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır Kim dünya menfaatini dilerse kendisine ondan veririz Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz Biz şükredenleri mükafatlandıracağız Nice peygamberler vardı ki kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar Allah yolunda başlarına gelenlerden yılgınlık göstermediler zaafa düşmediler boyun eğmediler Allah sabredenleri sever Onların sözleri ancak Rabbimiz Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve yolunda ayaklarımızı diret Kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et demekten ibaretti Allah da onlara hem dünya nimetini hem de ahiret sevabının güzelliğini verdi Allah güzel davrananları sever Ey iman edenler Siz eğer kâfir olanlara uy arsanız sizi topuklarınız üstünde gerisin geriye çevirirler O zaman büsbütün kaybedersiniz Hayır Sizin mevlanız Allahtır O yardım edenlerin en hayırlısıdır Allahın hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Ona ortak koşmalarından dolay ı inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız Onların yurtları ateştir Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür Siz Allahın izni ile düşmanlarınızı öldürürken Allah size olan vaadini yerine getirmiştir Allah size sevdiğiniz galibiyeti gösterd ikten sonra zaafa düştünüz Peygamberin verdiği emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz Kiminiz dünyayı istiyordu kiminiz ahireti istiyordu Sonra Allah sizi denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı Allah müminlere karşı ço k lütufkârdır Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken siz boyuna uzaklaşıyor hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz Bundan dolayı Allah size gam üstüne gam verdi ki ne elinizden gidene ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz Allah yaptıklarınızdan hab erdardır Sonra o kederin ardından Allah üzerinize öyle bir eminlik öyle bir uyku indirdi ki o içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü Allaha karşı cahiliyet zannı gibi hakka aykırı bir zan besliyorlar v e Bu işten bize ne diyorlardı De ki Bütün iş Allahındır Onlar sana açıklamayacaklarını içlerinde saklıyorlar ve diyorlar ki Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik Onlara şöyle söyle Eğer siz evlerinizde olsaydınız bile üzerler ine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak yatacakları öldürülecekleri yerlere çıkıp gidecekti Allah bunu göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı Allah göğüslerin içinde olanı bilir İki toplumun karşıla ştığı gün içinizden yüz çevirip gidenler var ya şeytan onların kazandıkları bazı şeylerden dolayı ayaklarını kaydırmak istedi Ama yine de Allah onları affetti Kuşkusuz Allah çok bağışlayandır halimçok yumuşakdir Ey iman edenler Sizler inkâr e denler ve yeryüzünde sefere veya savaşa çıkan kardeşleri için Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi diyenler gibi olmayın Allah bunu onların kalplerine bir hasret yarası olarak koydu Allah diriltir ve öldürür Allah yaptıkl arınızı görmektedir Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz Allahın bağışlaması ve rahmeti sizin için onların topladıkları dünyalıklarından daha hayırlıdır Andolsun ölseniz de öldürülseniz de Allahın huzurunda toplanacaksınız Sen o zaman sırf Allahın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın Eğer kaba katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi Artık onları sen bağışla onlar için Allahtan mağfiret dile Yapacağın işlerde onlara da danış bir ke re de azmettin mi artık Allaha dayan Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri sever Allah size yardım ederse sizi yenecek yoktur Eğer sizi yardımsız bırakırsa artık ondan sonra size kim yardım edebilir Müminler ancak Allaha güvenip dayan sınlar Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi devlet millet malını aşırması yaraşmaz Kim böyle bir aşırma ve ihanette bulunursa kıyamet günü aşırdığını boynuna yüklenerek getirir Sonra da herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir onlar haksızlığa da uğramazlar Allahın rızasına uyan kimse Allahın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir Varış yeri olarak ne kötüdür orası Onlar insanlar Allah katında derece derecedirler Allah onların yaptıklarını görmektedir Andolsun ki Allah müminlere kendilerinden onlara kendi âyetlerini okuyan onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur Oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler Bedirde düşmanı iki katına uğrattığınız bir musibet Uhudda size çarpınca mı Bu nereden dediniz De ki Bu başınıza gelen kendinizdendir Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen musibet d e Allahın izniyledir Bu da müminleri belirlemesi ve hem de münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir Ve onlara Geliniz Allah yolunda savaşınız veya hiç olmazsa savunmaya geçiniz denilmişti Onlar ise Biz savaşmasını veya savaş olacağını bilse ydik arkanızdan gelirdik demişlerdi Onlar o gün imandan çok küfre yakındılar kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı Allah neyi gizlediklerini daha iyi bilendir Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için Eğer bize uysalardı öld ürülmezlerdi dediler Onlara de ki Eğer iddianızda doğru iseniz kendinizden ölümü uzaklaştırınız Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma Bilakis onlar diridirler Rableri katında rızıklanmaktadırlar Allahın lütfundan verdiği nime tle sevinçlidirler Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler Onlar Allahın nimetini keremini ve Allahın müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberinin davetine uydular Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allahtan korkanlara büyük bir mükafat vardır İnsanlar onlara Düşmanlarınız size karşı ordu topladı onlardan korkun dediklerinde bu onların imanını artırdı ve şöyle dediler Allah bize yeter O ne güzel vekildir Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan Allahın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allahın rızasına uydular Allah büyük lütuf sahibidir Size o haberi getiren ancak şeytandır sadece kendi dostlarını korkutabilir Onlardan korkmayın eğer mümin iseniz benden korkun Küfürde yarışanlar seni üzmesin Onlar Allaha hiç bir şekilde zarar veremezler Allah onlara ahirette bir pay vermemek isti yor Onlar için büyük bir azap vardır İman karşılığında inkarı satın alanlar Allaha hiç bir zarar veremezler Onlar için acı bir azap vardır Kâfirler kendilerine mühlet vermemizin şahısları için hayırlı olduğunu sanmasınlar Biz onlara bu mü hleti ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz Onlar için alçaltıcı bir azap vardır Allah müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir pisi temizden ayıracaktır Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da değildir Fakat Allah peyga mberlerinden dilediğini seçip gaybı bildirir O halde Allaha ve peygamberlerine iman edin Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız sizin için büyük bir mükafat vardır Allahın kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşı cimrilik edenler bu nun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar Hayır o kendileri için şerdir Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır Göklerin ve yerin mirası Allaha aittir Allah yaptıklarınızdan haberdardır Allah Şüphesiz Allah fak irdir biz zenginiz diyenlerin lafını elbette duymuştur Onların söylediklerini ve peygamberleri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve şöyle diyeceğiz Tadın o yakıcı azabı Bu kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır Allah kullar ına asla zulmetmez Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu diyenlere de ki Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi Eğer doğru insa nlarsanız ya onları niçin öldürdünüz Eğer seni yalanladılarsa senden önce açık deliller hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı Her canlı ölümü tadacaktır Kıyamet günü ecirleriniz size eksiksiz olarak v erilecektir Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o gerçekten kurtuluşa ermiştir Dünya hayatı aldatıcı zevkten başka birşey değildir Muhakkak siz mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan olunacaksınız Sizden önce kendilerine kitap ve rilenlerden ve Allaha ortak koşanlardan size eziyet verici bir çok söz işiteceksiniz Eğer sabreder ve Allahtan gereği gibi korkarsanız şüphesiz işte bu azmi gerektiren işlerdendir Bir zaman Allah kendilerine kitap verilenlerden Onu mutlaka ins anlara açıklayacaksınız onu gizlemeyeceksiniz diye söz almıştı Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa değiştiler Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek isteyenlerin onacaklarını sanma Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma Onlar için can yakıcı bir azap vardır Göklerin ve yerin mülkü Allahındır Allah her şeye kâdirdir Göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişin de selim akıl sahipleri için gerçekten açık ibretli deliller vardır Onlar ayaktayken otururken ve yanları üzerine yatarken Allahı anarlar göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler Ve Rabbimiz Sen bunu boş yere yaratmadın Sen yücesin b izi ateşin azabından koru derler Rabbimiz Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur Rabbimiz Biz Rabbinize iman edin diye imana çağıran bir davetçi işittik hemen iman ettik Rabbimiz Günahlarımızı bağışla kötülüklerimizi ört bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al Rabbimiz bize peygamberlerine vaad ettiğini ver kıyamet günü bizi rezil etme Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin Rableri onlara şu karşılığı verdi Ben erkek olsun kadın olsun sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim Sizler birbirinizdensiniz Göç edenler yurtlarından çıkarılanlar yolumda eziyet edilenler savaşanlar ve öldürülenler Onların günahlarını elbette örteceğim ve Al lah katından bir mükafat olmak üzere onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım En güzel mükafat Allah katındadır Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın Bu az bir geçimliktir Sonra onların varacakları yer cehen nemdir Ne kötü bir yataktır orası Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır Onlar orada ebedî olarak kalacaklar Allah katından ağırlanacaklardır İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır Kitap ehlinden öyleleri var ki Allaha inanırlar size indirilene ve kendilerine indirilene Allaha boyun eğerek inanırlar Allahın âyetlerini az bir değere değişmezler Onların mükafatı da Allah katındadır Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir Ey im an edenler Sabredin düşmanlarınıza karşı sebat gösterin nöbet bekleşin Allahtan gereğince korkun ki kurtuluşa eresiniz NİSA Hicretten sonra Medinede nâzil olmuştur yüzyetmişaltı âyettir Nisâ kadınlar demektir Bu sûrede daha çok kad ından cemiyet içinde kadınların hukukî ve içtimaî yer ve değerlerinden bahsedildiği için adına Nisâ denmiştir Ey insanlar Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun kendi a dına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allahtan ve akrabalık bağlarını kırmaktan sakının Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir Öksüzlere mallarını verin ve kötüsünü onlara vererek iyisiyle değiştirmeyin Onların mallarını kendi mallarınız a karıştırıp yemeyin Zira bu büyük bir günahtır Eğer öksüz kızlarla evlendiğinizde onlara karşı adaletli davranamamaktan korkarsanız hoşunuza giden diğer kadınlardan iki üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz Eğer adaleti gözetmemekten korkarsanız o zaman bir tane ile veya elinizin altındakiyle sahip olduğunuz câriye ile yetinin Doğruluktan ayrılmamak için bu daha elverişlidir Kadınlara mehirlerini gönül hoşluğuyla verin Eğer onlar gönül rızasıyla size bir şey bağışlarlarsa onu afiyetle yiyin Allahın sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin o mallarla onları besleyin giydirin ve onlara güzel söz söyleyin Evlenme çağına gelinceye kadar yetimleri gözetip deneyin Onların akılca olgunlaştıklarını görürseniz mallarını ke ndilerine teslim edin Büyüyecekler de mallarına sahip olacaklar endişesiyle onları israf ederek tez elden yemeyin Zengin olan onların malını yemekten çekinsin Fakir olan ise meşrû sûrette yesin Mallarını kendilerine verdiğiniz zaman bunu şahitler karşısında yapın Hesap görücü olarak Allah yeter Ana baba ve akrabaların miras olarak bıraktıklarında erkeklerin hissesi vardır Kadınların da ana baba ve akrabaların bıraktıklarında hisseleri vardır Bunlar az olsun çok olsun farz kılınmış bir h issedir Paylaşma sırasında akrabalar öksüzler yoksullar hazır bulunurlarsa onlara da bir şey verin ve onlara güzelce sözler söyleyerek gönüllerini alın Kendileri geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların geleceğinden endişe duyacak olanlar yetimler hakkında da aynı endişeyi duysunlar Allahtan sakınsınlar ve doğru söz söylesinler Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar Allah size evlatlarınızın mi ras taksimini şöyle emrediyor Çocuklarınızda erkeğe iki kadın payı kadar eğer hepsi kadın olmak üzere ikiden de fazla iseler bunlara mirasın üçte ikisi ve eğer bir tek kadın ise o zaman ona malın yarısı vardır Eğer ölen ana ve baba ile birlikte çocuk lar da bırakmışsa ana babanın her birine ölenin terekesinden altıda bir şâyet ölenin çocuğu yok da mirasçı olarak ana ve babası kalmışsa ananın payı üçte birdir Eğer ölenin kardeşleri varsa terekenin altıda biri ananındır Bu paylar ölenin borçları öd enip vasiyeti de yerine getirildikten sonra hak sahiplerine verilir Baba ve çocuklardan hangisinin size fayda bakımından daha yakın olduğunu siz bilmezsiniz Bütün bunlar Allah tarafından farz kılınmıştır Şüphesiz Allah alîmdir hakîmdir Eğer han ımlarınızın çocukları yoksa bıraktıkları mirasın yarısı sizindir Şâyet bir çocukları varsa o zaman mirasın dörtte biri sizindir Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirildikten ve varsa borcu ödendikten sonra verilir Eğer siz çocuk bırakmadan ölürseniz geriye bıraktığınız mirasın dörtte biri hanımlarınızındır Şâyet çocuklarınız varsa o zaman bıraktığınız mirasın sekizde biri hanımlarınızındır Bu paylar yaptığınız vasiyetler yerine getirilip ve varsa borcunuz ödendikten sonra verilir Eğer ölen bir e rkek veya kadının çocuğu ve babası bulunmadığı halde kelâle olarak yan koldan mirasına konuluyor ve kendisinin bir erkek veya kız kardeşi bulunuyorsa bunlardan her birinin miras payı terekenin altıda biridir Eğer mevcut olan kardeşler bundan daha çok i seler bu takdirde kardeşler mirasın üçte birini zarara uğratılmaksızın aralarında eşit olarak taksim ederler Bu paylar ölenin vasiyeti yerine getirilip ve varsa borcu ödendikten sonra verilir Bunlar Allah tarafından bir emirdir Allah her şeyi bilen ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır İşte bütün bu hükümler Allahın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır Kim Allaha ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır İ şte büyük kurtuluş budur Kim de Allaha ve Peygamberine isyan eder ve Allahın koyduğu sınırları aşarsa Allah onu da ebedî kalacağı cehennem ateşine koyar Onun için alçaltıcı bir azab vardır Kadınlarınızdan zina edenlere karşı içinizden dört şa hit getirin Eğer onlar şahitlik yaparlarsa bu kadınları ölüm alıp götürünceye kadar veya Allah onlara bir çıkış yolu açıncaya kadar evlerde hapsedin Sizlerden zina edenlerin her ikisine de eziyet edin Eğer onlar tevbe edip kendilerini ıslah ederl erse onlardan vazgeçin Çünkü Allah tevbeleri kabul eden ve çok merhamet edendir Ancak Allahın kabul etmesini vaad buyurduğu tevbe o kimseler içindir ki bilmeyerek günah işleyip hemen tevbe edenlerin tevbesidir İşte Allah bunların tevbelerini kabu l eder Allah alîmdir hakîmdir Her şeyi bilendir hikmet sahibidir Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince İşte ben şimdi tevbe ettim diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır Ey iman edenler Kadınlara zorla varis olmanız size helal değildir Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye onları sıkıştırmanız da helal değildir Ancak açık bir hayasızlık yapmış olurlarsa baş ka Onlarla iyi geçinin Eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa olabilir ki siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda bir çok hayır takdir etmiş bulunur Eğer bir eşi bırakıp da yerine diğer bir eş almak isterseniz öncekine yüklerle mehir vermiş de bul unsanız ondan bir şey geri almayın O malı bir iftira ve açık bir günah isnadı yaparak geri alır mısınız Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz Cahiliye devrinde geçenler müstesna babalarınızın nikahladığı kadınlarla evlenmeyiniz Şüphe yok ki o pek çirkindi iğrenç idi o ne fena bir âdetti Size şunları nikahlamak haram kılındı Anneleriniz kızlarınız kız kardeşleriniz halalarınız teyzeleriniz erkek v e kız kardeşlerinizin kızları sizi emziren süt anneleriniz süt kız kardeşleriniz ve karılarınızın anneleri ve kendileri ile zifafa girdiğiniz kadınlarınızdan olan ve evlerinizde bulunan üvey kızlarınız Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile zifafa girmemi şseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur Sulbünüzden gelen öz oğullarınızın hanımları ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte nikahlamanız da haramdır Ancak cahiliyyet devrinde geçen geçmiştir Şüphesiz ki Allah gafur çok bağışlayıcı ve ç ok merhamet edicidir Bir de harb esiri olarak sahibi bulunduğunuz cariyeler müstesna evli kadınlarla evlenmeniz de size haram kılındı Bütün bunlar Allahın üzerinize farz kıldığı hükümlerdir Bunların dışında kalanlar ise iffetli olarak zina etmeksi zin mallarınızla mehir vermek suretiyle evlenmek istemeniz size helal kılındı O halde onlardan nikah ile faydalanmanıza karşılık mehirlerini kendilerine verin ki bu farzdır O mehri takdir edip kesinleştirdikten sonra birbirinizi razı etmenizde bir mahzu r yoktur Şüphesiz ki Allah her şeyi çok iyi bilendir hüküm ve hikmet sahibidir Sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa ona da ellerinizin altındaki mümin cariyelerinizden efendilerinin rızası ile nikahlamak va r Allah sizin imanınızı daha iyi bilir Siz birbirinizdensiniz O halde sahiplerinin izni ile ve mehirlerini örfe göre vermek suretiyle cariyelerden iffetli olan zina etmeyen dost da edinmeyenlerle evlenin Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa o vaki t hür kadınlar hakkında gerekli bulunan cezanın yarısı kendilerine lazım gelir Bu hükümler içinizden günah işlemekten korkanlaradır Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır Allah Gafûrdur Rahimdir çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Allah sizlere bilmediklerinizi bildirmek sizden öncekilerin yollarını size göstermek ve tevbenizi kabul etmek istiyor Allah her şeyi çok iyi bilendir hüküm ve hikmet sahibidir Allah sizin tevbenizi kabul etmek istiyor Halbuki şehvetlerine uyanlar ise sizin doğru yoldan büyük bir meyl ile sapmanızı istiyorlar Allah din hususundaki ağır teklifleri sizden hafifletmek istiyor Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır Ey iman edenler Mallarınızı aranızda haksızlıkla yeme yin Ancak kendi rızanızla yaptığınız ticaretle yemeniz helaldir Birbirinizin canına kıymayın Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir Kim zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse yakında onu cehennem ateşine atacağız Onu ateşe atmak da Allaha pek kolaydır Eğer siz yasaklandığınız büyük günahlardan sakınırsanız diğer kusurlarınızı örter sizi güzel bir makama koyarız Bir de Allahın bazınıza diğerinden fazla verdiği şeyleri temenni etmeyin Erkeklere hak ettiklerinden bir p ay vardır Kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay vardır İsteklerinizi Allahın fazlından ve kereminden isteyin Gerçekten Allah her şeyi hakkıyla bilendir Anne baba ve akrabaların bıraktıkları her şey için bir mirasçı tayin ettik Yemin akdiyl e mirasçı kıldıklarınızın paylarını da verin Şüphesiz Allah her şeye şahittir Erkekler kadın üzerine idareci ve hakimdirler Çünkü Allah birini cihad imamet miras gibi işlerde diğerinden üstün yaratmıştır Bir de erkekler mallarından aile fert lerine harcamaktadırlar İyi kadınlar itaatkar olanlar ve Allahın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince Önce kendilerine öğüt verin yataklarından ayrılın Bunlar da fayda vermezse dövün Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın Çünkü Allah çok yücedir çok büyüktür Eğer karı koca arasının açılmasından endişeye düşerseniz bir hakem erkeğin tarafından bir hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin Bu arabulucu hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse Allah karı koca arasındaki dargınlık yerine geçim verir Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir her şeyin aslından haberdardır Allaha ibadet edin ve O na hiçbir şeyi ortak koşmayın Sonra anaya babaya akrabaya yetimlere yoksullara akraba olan komşulara yakın komşulara yanında bulunan arkadaşa yolda kalanlara sahip olduğunuz kölelere iyilik edin Şüphesiz Allah kibirlenen ve övünen kimseyi sevme z Onlar ki hem kıskanır cimrilik ederler hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allahın kendilerine lütfundan verdiği nimeti gizlerler Biz kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırladık Bunlar Allaha ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mal larını insanlara gösteriş yapmak için harcarlar Şeytan kimin arkadaşı olursa o ne kötü arkadaştır Bunlar Allaha ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allahın verdiği rızıktan gösterişsiz harcasalardı kendilerine ne zarar gelirdi Allah onların söz ve işlerini çok iyi bilendir Şüphesiz ki Allah hiç kimseye zerre kadar zulüm etmez Eğer yapılan iyilik zerre kadar da olsa onun sevabını kat kat artırır Ve kendi katından büyük bir mükafat verir Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman bakalım kâfirlerin hali ne olacak Allahı inkar edip peygambere isyan edenler o kıyamet günü yerle bir olmayı isterler Allahtan hiçbir sözü gizleyemezler Ey iman edenler Sarhoş iken ne söylediğini zi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün Şüphesiz ki Allah çok affedicidir çok bağışlayıcıdır Kendilerine kitaptan bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun Onlar sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar Allah sizin düşmanlarınızı çok iyi bilir Gerçek bir dost olarak Allah yeter Ve yardımcı olarak da Allah yeter Yahudilerden bir kısmı Allahın kitabındaki kelimeleri esas mânâsından kaydırıp dillerini eğerek ve di ne saldırarak Sözünü işittik emirlerine isyan ettik dinle dinlemez olası ve râinâ bizi gözet diyorlar Halbuki onlar İşittik ve itaat ettik dinle ve bize de bak deselerdi bu kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu Fakat Allah küfürl eri yüzünden kendilerini lanetlemiştir Artık onlar pek azı müstesna iman etmezler Ey kendilerine kitap verilenler Gelin yanınızda bulunan Tevratı tasdik etmek üzere indirdiğimiz bu kitaba iman edin Biz birtakım yüzleri silip de enselerine çevir meden yahut cumartesi halkını yahudileri lanetlediğimiz gibi onları lanetlemeden önce iman edin Yoksa Allahın emri mutlaka yerine gelecektir Doğrusu Allah kendisine ortak koşulmasını asla affetmez Ondan başkasını diğer günahları ise dilediği kimseler için bağışlar ve mağfiret buyurur Her kim Allaha şirk koşarsa gerçekten pek büyük bir günah ile iftira etmiş olur Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun Hayır Ancak Allah dilediğini temize çıkarır Onlara kıl kadar zulmedilm ez Bak nasıl da Allaha yalan uyduruyorlar Apaçık bir günah olarak bu yeter Şu kendilerine kitaptan okuma yazmadan bir nasib verilmiş olanları görmüyor musun Onlar puta ve şeytana inanıyorlar Ve Allahı tanımayanlara Bunlar müminlerden d aha doğru yoldadır diyorlar Onlar Allahın lanet ettiği kimselerdir Allah kime lanet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın Yoksa onların mülkten bir payı mı vardır Eğer öyle olsaydı insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerd i Yoksa onlar Allahın lütuf ve kereminden insanlara verdiği nimetleri kıskanıyorlar mı Şüphesiz biz İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik İşte o Yahudilerden bir kısmı ona iman et ti Bir kısmı da ondan yüz çevirdi O iman etmeyenlere cehennem alevi yeter Şüphesiz ki âyetlerimizi inkâr eden kâfirleri biz yarın bir ateşe atacağız Derileri piştikçe azabı duysunlar diye kendilerine başka deriler vereceğiz Çünkü Allah gerçekten çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir İman edip sâlih ameller işleyenleri ise altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız Orada ebedî olarak kalacaklar Onlara orada tertemiz eşler vardır Onları koyu gölgeler altında bulunduracağız Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor Allah bununla size ne güzel öğüt veriyor Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla işiten hakkıyla görendir Ey iman edenler Allaha itaat edin Peygambere de itaat edin ve sizden olan emir sahibine de itaat edin Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz Allaha ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız onu Allah ve Resulüne arz edin Bu daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir Şunları görmüyor musun Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar i yice sapıklığa düşürmek istiyor Onlara Allahın indirdiğine ve Peygambere gelin denince münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün Ya nasıl elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir felaket gelince hemen sana geldiler de Bi z sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik diye Allaha yemin ediyorlar Onlar Allahın kalblerindekini bildiği kimselerdir Onlara aldırma onlara öğüt ver ve onların içlerine tesir edecek güzel söz söyle Biz hangi peygamberi gönderdikse s ırf Allahın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allahtan günahlarının bağışlanmasını dileselerdi ve Resul de onların bağışlanmasını dileseydi elbette Allahı affedici merhametli bulurlardı Hayır Rabbine andolsun ki iş bildikleri gibi değil onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp sonra da senin verdiğin hükme karşı içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olamazlar Eğer biz onlara Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın diye yazmış olsaydık içlerinden pek azı hariç bunu yapamazlardı Fakat kendilerine verilen öğütleri tutsalardı elbette haklarında hem daha hayırlı hem de daha sağlam olurdu Ve o zaman elbette kendilerine katımızdan büyük mükafat verirdik Ve onları elbette doğru yola iletirdik Kim Allaha ve Peygambere itaat ederse işte onlar Allahın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle sıddıklarla şehidlerle iyilerle birliktedir Bunl ar ne güzel arkadaştır Bu lütuf Allahtandır Bilen olarak Allah yeter Ey iman edenler Düşmana karşı her türlü savunma tedbirinizi alınız Onlara karşı ya küçük birlikler halinde hareket ediniz veya topyekün seferber olunuz Şüphesiz içinizd en bir kısmı vardır ki pek ağır davranır Eğer başınıza bir musibet gelirse Allah bana lütfetti de onlarla beraber bulunmadım der Ve eğer Allahtan size bir lütuf ve zafer erişecek olsa sizinle kendisi arasında hiç sevgi yokmuş gibi bu sefer de hiç şüphesiz şöyle diyecek Ah ne olurdu onlarla beraber olaydım da büyük murada ereydim O halde geçici dünya hayatını ebedî ahiret hayatı karşılığında satacak olanlar Allah yolunda savaşsınlar Her kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya ga lip gelirse her iki durumda da biz ona yarın pek büyük bir mükafat vereceğiz Hem size ne oluyor ki Allah yolunda Ey Rabbimiz bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz İman edenler Allah yolunda savaşırlar İnkâr edenler de tağut yolunda savaşırlar O halde siz şeytanın taraftarlarına karşı savaşı n Çünkü şeytanın hilesi zayıftır Kendilerine Ellerinizi savaştan çekin namazı kılın zekatı verin denilenleri görmedin mi Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan Allahtan korkar gibi hatta daha çok korkarlar ve Rabb imiz Niçin bize savaş yazdın Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık derler Onlara de ki Dünya zevki ne de olsa azdır ahiret Allaha karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık e dilmez Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine kurtulamazsınız Onlara bir iyilik erişirse Bu Allahtandır derler bir kötülüğe uğrarlarsa Bu senin yüzündendir derler Ey Muhammed De k i Hepsi Allahtandır Bu topluma ne oluyor ki hiç söz anlamaya yanaşmıyorlar Ey insanoğlu sana gelen her iyilik Allahtandır sana ne kötülük dokunursa kendindendir Ey Muhammed Biz seni bütün insanlara bir elçi olarak gönderdik Buna şahit olarak da Allah yeter Kim peygambere itaat ederse Allaha itaat etmiş olur Kim de yüz çevirirse biz seni onlara bekçi olarak göndermedik Sana Peki derler fakat senin yanından çıktıklarında içlerinden birtakımı geceleyin gündüz söylemiş old uklarının tersini kurarlar Allah onların geceleyin tasarladıklarını yazıyor Sen onlara aldırma Allaha güven Vekil olarak Allah yeter Onlar hâlâ Kurânı gereği gibi düşünüp anlamaya çalışmazlar mı Eğer o Allahtan başkası tarafından indirilmiş o lsaydı mutlaka onda birçok çelişkiler bulurlardı Kendilerine güven veya korku hususunda bir haber geldiğinde onu hemen yayıverirler Halbuki onu peygambere ve aralarında yetkili kimselere götürselerdi onlardan sonuç çıkarmaya gücü yetenler onu anlar lardı Allahın üzerinizdeki lütfu ve rahmeti olmasaydı pek azınız hariç şeytana uyardınız Ey Muhammed Allah yolunda savaş Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun Müminleri de savaşa teşvik et Umulur ki Allah kâfirlerin gücünü kırar Hiç şüphes iz ki Allah kuvvet ve kudretçe çok daha güçlü ve cezası daha çetindir Kim güzel bir işte aracılık ederse ona o işin sevabından bir pay vardır Kim de kötü bir şeyde aracılık yaparsa ona da o kötülükten bir pay vardır Allah her şeyi gözetip karşılı ğını verir Siz bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeliyle karşılık verin veya verilen selamı aynen iade edin Şüphesiz Allah her şeyin hesabını gereği gibi yapandır Kendinden başka ilâh olmayan Allah sizi kıyamet gününde m utlaka biraraya toplayacaktır Bunda asla şüphe yoktur Allahtan daha doğru sözlü kim olabilir O halde siz niçin münafıklar hakkında iki gruba ayrılıyorsunuz Allah onları kazandıkları günah yüzünden terslerine döndürdüğü halde Allahın saptırdığını yola getirmek mi istiyorsunuz Allah kimi saptırırsa sen onun için bir çıkış yolu bulamazsın Onlar küfür işledikleri gibi sizin de küfür işleyip kendileriyle bir olmanızı arzu ettiler Onun için onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinde n dost edinmeyin Eğer bundan yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün Onlardan ne bir dost ne de bir yardımcı edinmeyin Ancak o kimselere dokunmayın ki sizinle aralarında anlaşma olan bir kavme sığınmış bulunurlar Yahut ne si zinle ne de kendi kavimleriyle savaşmayı gönüllerine sığdıramayıp tarafsız olarak size gelmişlerdir Eğer Allah dileseydi onları size musallat kılardı onlar da sizinle savaşırlardı Eğer onlar sizden uzak dururlar sizinle savaşmayıp size barış teklif ederlerse Allah sizin için onlar aleyhine bir yol vermemiştir Diğer birtakım kimseleri de bulacaksınız ki hem sizden emin olmak hem de kavimlerinden emin olmak isterler Fitne için her davet olunuşlarında onun içine başaşağı dalarlar Eğer bunlar s izden çekinmezlerse kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün İşte bunlar aleyhinde size açık bir ferman verdik Hata dışında bir mümin diğer bir mümini öldüremez Ve kim bir mümini yanlışlıkla öldürürse mümin bir köle azad etmesi ve ölenin ailesine varislerine teslim edilecek bir diyet vermesi gerekir Ancak ölünün ailesinin bağışlaması müstesnadır Eğer öldürülen mümin olmakla beraber size düşman bir kavimden ise o zaman öldürenin bir köle azad etmesi gerekir Eğer öldürülen sizinle a ralarında antlaşma olan bir kavimden ise öldürenin ölenin ailesine diyet vermesi ve mümin bir köle azad etmesi gerekir Bunlara gücü yetmeyenin de Allah tarafından tevbesinin kabulü için arka arkaya iki ay oruç tutması gerekir Allah Alimdir her şeyi b ilendir Hakimdir hüküm ve hikmet sahibidir Kim bir mümini kasten öldürürse cezası içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır Ey İman edenler Allah yolunda cihada çıktı ğınız zaman mümini kâfirden ayırmak için iyice araştırın Size selam veren kimseye dünya hayatının menfaatini gözeterek Sen mümin değilsin demeyin Allah katında çok ganimetler var İslâma ilk önce girdiğiniz zaman siz de öyle idiniz Sonra Allah siz e lütufta bulundu Onun için iyice araştırın Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır Müminlerden özür sahibi olmaksızın oturanlarla Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar Allah mallarıyla canlarıyla cihad edenler i derece itibariyle oturanlardan üstün kıldı Allah onların hepsine de cenneti vaad etmiştir Bununla beraber Allah mücahitlere oturanların üzerinde büyük bir ecir vermiştir Kendi katından derece derece rütbeler bir mağfiret ve rahmet vermiştir Ö yle ya O çok bağışlayıcı çok merhamet edicidir Melekler kendilerine zulmeden kişilerin canlarını aldıklarında onlara Ne işte idiniz derler Onlar da Biz yer yüzünde zayıf kimselerdik derler Melekler Allahın yeryüzü geniş değil miydi s iz de orada hicret etseydiniz ya derler İşte bunların varacakları yer cehennemdir O ne kötü gidiş yeridir Ancak gerçekten aciz ve zayıf olan çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan erkekler kadınlar ve çocuklar hariç Umulur ki Allah bu kimseleri affeder Allah çok affedici çok bağışlayıcıdır Her kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde gidecek çok yer de bulur genişlik de bulur Her kim Allaha ve Peygamberine hicret etmek maksadıyla evinden çıkar da sonra kendisine ölüm y etişirse kuşkusuz onun mükafatı Allaha düşer Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Yeryüzünde sefere çıktığınızda kâfirlerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız namazı kısaltmanızda size bir vebal yoktur Kuşkusuz kâfirler sizin ap açık düşmanınızdır Sen onların aralarında bulunup da onlara namaz kıldırdığında içlerinden bir kısmı seninle beraber namaza dursun Silahlarını da yanlarına alsınlar Bunlar secdeye vardıklarında diğer bir kısmı arkanızda beklesin Sonra o namaz kılm amış olan diğer kısım gelsin seninle beraber kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar silahlarını yanlarına alsınlar Kâfirler arzu ederler ki silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafil olsanız da size ani bir baskın yapsalar Eğer size yağmur gibi bir eziyet eri şir veya hasta olursanız silahlarınızı bırakmanızda bir vebal yoktur Bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın Kuşkusuz Allah kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır O korkulu zamanda namazı kıldınız mı gerek ayakta gerek otururken ve gerek yanlarınız üzerinde hep Allahı zikredin Korkudan kurtulduğunuzda namazı tam erkanı ile kılın Çünkü namaz müminlere belirli vakitlerde yazılı bir farzdır Düşman topluluğunu takip etmede gevşeklik göstermeyin Eğer siz acı duyuyorsanız kuşkusuz onlar da sizin acı duyduğunuz gibi acı çekiyorlar Oysa siz Allahtan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz Kuşkusuz Allah her şeyi bilendir hikmet sahibidir Biz sana Kitab Kurânı hak olarak indirdik ki insanlar arasında Allahın sana göste rdiği şekilde hüküm veresin Sakın hainlerin savunucusu olma Allahtan bağışlanmanı dile Şüphesiz Allah bağışlayıcıdır esirgeyicidir Kendilerine hainlik edenleri savunma Muhakkak Allah hain günahkârları sevmez Bunlar insanlardan hai nliklerini gizlerler de Allahtan gizlemezler Oysa O geceleyin istemediği şeyi kurarlarken onların yanı başlarındadır Allah onların yaptıklarını ilmiyle kuşatmıştır Haydi siz dünya hayatında onları savunuverdiniz diyelim Peki kıyamet günün de Allahın huzurunda onları kim savunacaktır Yahut onlara kim vekil olacaktır Kim bir kötülük işler yahut nefsine zulmeder sonra da Allahtan bağışlanmasını dilerse Allahı bağışlayıcı ve esirgeyici bulur Kim bir kötülük işlerse kendi nef sine kötülük etmiş olur Allah her şeyi hakkıyla bilendir hikmet sahibidir Kim bir hata veya bir günah işler de sonra onu bir suçsuzun üzerine atarsa muhakkak iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur Eğer Allahın sana lütuf ve merhame ti olmasaydı onlardan bir güruh seni sapıtmaya çalışırdı Halbuki onlar ancak kendi nefislerini saptırırlar sana hiçbir zarar veremezler Allah sana Kitab Kuranı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir Allahın sana olan lütfu bü yüktür Bir sadaka vermeyi yahut iyilik yapmayı veyahut da insanlar arasını düzeltmeyi emredenlerinki hariç onların aralarındaki gizli gizli konuşmalarının çoğunda hiçbir hayır yoktur Kim bunları sırf Allahın rızasını kazanmak için yaparsa yakın da ona büyük bir mükafat vereceğiz Kim kendisine doğru yol besbelli olduktan sonra Peygambere karşı çıkar müminlerin yolundan başkasına uyup giderse onu döndüğü yolda bırakırız ve cehenneme sokarız Orası ne kötü bir gidiş yeridir Şüphesiz All ah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz Bunun dışında dilediğini bağışlar Allaha ortak koşan muhakkak ki derin bir sapıklığa düşmüştür Onlar Allahı bırakırlar da yalnız dişilere taparlar Böylece ancak inatçı şeytana tapmış olurlar Allah o şeytana lanet etti Ve o da Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım onları mutlaka saptıracağım onları boş kuruntulara sokacağım ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar onlara emredeceğim de Allahın yaratışı nı değiştirecekler dedi Kim Allahı bırakıp da şeytanı dost edinirse şüphesiz o apaçık bir ziyana uğramış olur Şeytan onlara vaad eder ve onları boş umutlarla oyalar Oysa şeytanın onlara vaadi aldatmadan başka bir şey değildir Bunların va racakları yer cehennemdir Ondan kurtulmak için çare bulamazlar İman edip iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız orada ebedî olarak kalacaklardır Bu Allahın gerçek vaadidir Allahtan daha doğru sözlü kim olabilir İş ne sizin kuruntunuza ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir Kötülük yapan o yüzden cezalandırılır O kendisine Allahtan başka ne bir dost ne de bir yardımcı bulabilir Erkek veya kadın kim mümin olur da güzel amellerden işlerse işt e onlar cennete girerler Zerre kadar da haksızlığa uğratılmazlar İyilik yaparak kendisini Allaha teslim eden ve İbrahimin dinine dosdoğru olarak tâbi olan kimseden din bakımından daha iyi kim olabilir Allah İbrahimi dost edinmişti Gökler de ve yerde olanların hepsi Allahındır Allah her şeyi kuşatıcıdır Kadınlar hakkında senden fetva isterler De ki Onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor Yazılmış hakları olan mirası kendilerine vermediğiniz ve nikahlanmayı istemediğiniz öksü z kızlar ve zavallı çocuklara ve bir de yetimlere adaletle davranmanız hakkında Kitapta size okunan âyetler vardır Sizin her yaptığınız iyiliği muhakkak Allah bilir Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endi şe ederse aralarında bir sulh yapmalarında onlara bir günah yoktur Sulh hep hayırlıdır Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır Eğer iyi geçinir ve geçimsizlikten sakınırsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır Kadınlarınız arasında her yön den adaletli davranmaya ne kadar uğraşsanız buna güç yetiremezsiniz Bari birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın Eğer arayı düzeltir ve haksızlıktan korunursanız şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir Eğer karı koca birbirlerinden ayrılacak olurlarsa Allah onların her birini geniş lutfuyla muhtaç bırakmaz Allahın lutfu geniştir hikmeti büyüktür Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahındır Sizden önce kendilerine kitap verilenlere ve size Allahtan ko rkmanızı emrettik Eğer inkâr ederseniz biliniz ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahındır Allah hiçbir şeye muhtaç değildir hamd ve senâ Ona yakışır Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahındır Vekil olarak Allah yeter Ey insanlar Eğer Allah dilerse sizi giderir de başkalarını getirir Ve Allah buna kadirdir Kim dünya nimetini isterse bilsin ki dünya ve ahiret nimeti Allah katındadır Allah her şeyi çok iyi işiten ve çok iyi görendir Ey iman edenler Adaleti ayakta tut an ve kendiniz ana babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz Zira zengin de olsa fakir de olsa Allah ikisine de sizden daha yakındır Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın Eğer şahitlik ederken dilinizi eğer bükerseniz veya çekinirseniz şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır Ey iman edenler Allaha Peygamberine Peygamberine indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin Kim Allahı meleklerini kitaplarını peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapıklığın en koyusuna düşmüş olur İman edip sonra inkâr eden sonra iman edip tekrar inkâr eden sonra da inkârlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola eriştirecektir Münafık lara da haber ver ki kendileri için çok acı bir azab vardır Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost ediniyorlar Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar Halbuki bütün izzet ve şeref Allaha aittir Allah size Kitab Kuranda Allahın ây etlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman başka bir söze geçmedikleri müddetçe o kâfirlerle oturmayın Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz diye hüküm indirdi Muhakkak ki Allah münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehenne mde toplayacaktır Onlar sizi gözetleyip dururlar Eğer Allah tarafından size bir zafer nasip olursa Biz sizinle beraber değil miydik derler Şayet kâfirlerin zaferden bir payı olursa Bu defa da onlara Size üstünlük sağlayarak sizi müminlerde n korumadık mı derler Allah kıyamet gününde aranızda hükmünü verecektir Allah müminlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir Münafıklar Allahı aldatmaya çalışırlar Halbuki Allah onların oyunlarını başlarına geçirecektir Onlar nama za kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar İnsanlara gösteriş yaparlar Allahı pek az anarlar Münafıklar küfür ile iman arasında bocalamaktadırlar Ne bu müminlere bağlanırlar ne de şu kâfirlere Allah kimi doğru yoldan saptırırsa sen artık on a kurtuluş yolu bulamazsın Ey iman edenler Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin Kendi aleyhinizde Allaha apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz Şüphesiz ki münafıklar cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar Onlara bir yardım edici de bulamazsın Ancak tevbe edenler durumlarını düzeltenler Allaha sarılanlar ve Allah için dinlerine samimi olarak bağlananlar müstesna İşte bunlar müminlerle beraberdirler Allah müminlere büyük bir mükafat verecektir Eğer şükreder ve iman ederseniz Allah size azabı ne yapar Allah şükredenlerin mükafatını veren ve her şeyi bilendir Allah zulme uğrayanların dışında çirkin sözün açıkça söylenmesinden hoşlanmaz Allah her şeyi hakkıyla işiten hakkıyla bilendir Bir hayrı açıklar yahut gizlerseniz yahut da bir kötülüğü bağışlarsanız biliniz ki Allah da çok bağışlayıcıdır her şeye hakkıyla kadirdir Onlar Allahı ve peygamberlerini inkâr ederler Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler Kimine inanırı z kimini inkâr ederiz derler Bu ikisinin imanla küfrün arasında bir yol tutmak isterler İşte onlar gerçek kâfirlerdir Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır Allaha ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yap mayanlara Allah pek yakında mükafatlarını verecektir Allah çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir Kitap ehli senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyorlar Musadan bundan daha büyüğünü istemişler ve Allahı bize açıkça göster demiş lerdi Haksızlıkları sebebiyle onları yıldırım çarptı Sonra kendilerine açık deliller geldiği halde buzağıyı tanrı edinmişlerdi Onları bundan dolayı da affettik Ve Musaya açık bir delil yetki verdik Söz vermeleri için Tur dağını üzerlerine ka ldırdık Onlara O kapıdan secde ederek girin dedik Yine onlara Cumartesi yasağını çiğnemeyin dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık Verdikleri sözden dönmeleri Allahın âyetlerini inkâr etmeleri haksız yere peygamberlerini öldürmeleri ve ka lblerimiz kılıflıdır demelerinden dolayı başlarına türlü belalar verdik Doğrusu Allah inkârları sebebiyle onların kalplerini mühürlemiştir Pek azı hariç onlar inanmazlar Kalblerinin mühürlenmesinin diğer bir sebebi de İsayı inkâr etmeleri ve Meryeme büyük bir iftirada bulunmalarıdır Bir de Biz Allahın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesihi öldürdük demeleridir Oysa onu ne öldürdüler ne de astılar Fakat öldürdükleri kimse onlara İsa gibi gösterildi Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler ondan yana tam bir kuşku içindedirler O hususta bir bilgileri yoktur Sadece zanna uyuyorlar Onu kesinlikle öldürmediler Fakat Allah onu kendisine yükseltmiştir Allah aziz daima üstündir hikmet sahibidir Kitap ehlinden hiçbir kimse yok tur ki ölmeden önce ona İsaya iman etmiş olmasın Kıyamet gününde o onlara şahitlik edecektir Yahudilerin zulmetmeleri ve birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları yasaklandıkları halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere y emeleri sebebiyle daha önce kendilerine helâl kılınan temiz şeyleri haram kıldık Onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman eder ler Onlar namazı kılan zekatı veren Allaha ve ahiret gününe iman edenlerdir İşte onlara büyük bir mükafat vereceğiz Muhakkak biz Nuha ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik İbrahime İsmaile İshaka Yaku ba torunlarına İsaya Eyyûba Yunusa Haruna ve Süleymana da vahyettik Davuda da Zeburu verdik Daha önce sana anlattığımız peygamberlerle anlatmadığımız başka peygamberlere de vahyettik Ve Allah Musa ile de konuştu Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki peygamberlerden sonra insanların Allaha karşı bir bahaneleri olmasın Allah mutlak üstündür yegane hikmet sahibidir Fakat Allah sana indirdiğini kendi ilmiyle indirmiş olduğuna şahitlik eder Mel ekler de buna şahitlik ederler Allahın şahitliği de kafidir Şüphesiz inkâr edip insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir Muhakkak Allah inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlar ne de doğru bir yola eriştirir Onları ancak cehennemin yoluna iletecek ve onlar orada ebedî olarak kalacaklardır Bu ise Allaha çok kolaydır Ey insanlar Resul size Rabbinizden hakkı gerçeği getirdi Kendi yararınıza olarak ona inanın Eğer inkâr ederseniz bilin ki göklerde ve yerde olanların hepsi Allahındır Allah bilendir hikmet sahibidir Ey kitab ehli Dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah hakkında ancak doğru olanı söyleyin Meryem oğlu İsa Mesih sadece Allahın elçisi Meryeme atmış olduğu kelimesi ve Ondan bir ruhtur Allaha ve peygamberlerine inanın Allah üçtür demeyin Kendi yararınız için buna son verin Muhakkak ki Allah tek bir ilâhtır O çocuk sahibi olmaktan yüce münezzehdir Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi Onundur Vekil olarak Allah yeter Hiçbir zaman Mesih de Allahın bir kulu olmaktan çekinmez Allaha yakın melekler de Kim Ona kulluk etmekten çekinir ve büyüklük taslarsa bilsin ki O onların hepsini huzuruna toplayacaktır İnanıp güzel işler yapanlara gelince onların mükafatlarını eksiksiz ödeyecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir Allaha kulluktan çekinip büyüklük taslayanlara da şiddetli bir şekilde azab edecek ve onlar Allahdan başka kendilerine ne bir dost ne de bir yardımcı bulamayacaklardır Ey insanlar Size Rabbinizden bir delil Muhammed geldi ve size apaçık bir nur indirdik Allaha inanıp Ona sımsıkı sarılanları Allah kendisinden bir rahmet ve lutfa sokacak ve kendisine varan dosdoğru yola iletecektir Senden fetva is tiyorlar Deki Allah size kelâle babasız ve çocuksuz kimse nin mirası hakkında hükmünü açıklıyor Çocuğu olmayan fakat kız kardeşi bulunan bir kişi ölürse bıraktığı malın yarısı o kız kardeşinundur Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse erkek kardeş ona varis olur Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa bıraktığının üçte ikisi onlarındır Eğer kardeşler erkek ve kız olurlarsa erkeğin hissesi iki kızın hissesi kadardır Şaşırmamanız için Allah size hükümlerini açıklıyor Allah her şeyi hakkıyla bilend ir MAİDE Üçüncü âyetin dışında sûrenin bütünü Medinede hicrî altıncı yılda nâzil olmuştur yüzyirmi âyettir Buhârî ve Müslimde Hz Ömerden rivayet edildiğine göre Bugün size dininizi ikmal ettim ifadesinin yer aldığı âyet Mekkede vedâ haccında cuma günü Arafe akşamı nâzil olmuştur Mâide sofra demektir ve âyetlerde Hz İsa zamanında gökten indirilmesi istenen bir sofradan bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Bundan önceki sûrede dinî zümreler içinden münafı klar ağırlıkla söz konusu edilmişti Bu sûrede ise yine münafıklardan bahsedilmekle beraber ağırlık ehl i kitapta ve özellikle Hıristiyanlardadır Bunun dışında sûrede hac farizası abdest gusül teyemmüm ile ilgili bazı bilgiler içki ve kumar yasağı ah itlere ve söze bağlılık içtimaî ve ahlâkî münasebetler haram ve helâl yiyecekler gibi bilgi ve hükümlere temas edilmiştir Ey iman edenler Sözleşmeleri yerine getirin İhramlı iken avlanmayı helal saymamanız şartıyla çeşitli hayvanlar size helal kı lındı Ancak haram oldukları size okunacak olanlar müstesna Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir Ey iman edenler Allahın alâmetlerine haram aya kurbanlık hediyelere gerdanlıklarına ve Rablerinden lütuf ve rıza bekleyerek Kabeye yönelenlere sakın saygısızlık etmeyin İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz Sizi Mescid i Haramdan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı olan kininiz sizi saldırıya sevk etmesin İyilik ve takva üzerinde yardımlaşın günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayın Allahtan korkun Çünkü Allahın azabı çetindir Leş kan domuz eti Allahtan başkasının adı anılarak kesilen boğulmuş vurulmuş yukardan düşmüş boynuzlanmış canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz dikili taşlar putlar üzerine boğa zlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet şans aramanız size haram kılındı Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır Bugün kâfirler dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir Onlardan korkmayın benden korkun Bugün dininizi kemale erdirdim size nimetimi ta mamladım Size din olarak İslâmı beğendim Kim açlıktan daralır günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa ona günah yoktur Çünkü Allah bağışlayan merhamet edendir Sana kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar De ki Size i yi ve temiz şeyler helal kılındı Allahın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allahın adını anın besmele çekin Allahtan korkun Muhakkak Allah hesabı çabuk görendir Bugün size i yi ve temiz şeyler helal kılındı Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar zina etmeksi zin gizli dost tutmaksızın namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde size helâldir Her kim imanı inkâr ederse ameli boşa gitmiş olur ve o ahirette zarara uğrayanlardandır Ey iman edenler Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın Başlarınızı meshedin iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın Eğer cünüp iseniz temizlenin Hasta iseniz yahut yolculukta iseniz yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız su da bulamamı şsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor Allahın üzerinizdek i nimetini ve İşittik itaat ettik dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın Allahtan korkun çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir Ey iman edenler Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin Adaletli olun çünkü o takvaya daha yakındır Allahtan korkun Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır Allah iman edenlere ve salih amel işleyenlere şöyle vaad etmiştir Onlar içi n mağfiret ve büyük bir mükafat vardır İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennemliktirler Ey iman edenler Allahın size olan nimetini hatırlayın Hani bir topluluk size el uzatmaya tecavüze yeltenmişti de O All ah onların ellerini sizden çekmişti Allahtan korkun Müminler yalnız Allaha dayansınlar Allah İsrailoğularından söz almıştı İçlerinden on iki müfettiş göndermiştik Allah şöyle demişti Ben muhakkak sizinle beraberim Namazı dosdoğru kıldı ğınız zekatı verdiğiniz peygamberlerime iman ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz mallarınızı Allah yolunda güzelce sarf ettiğiniz takdirde günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere korum Fakat sizden her kim de bun dan sonra küfrederse dosdoğru yoldan sapmış olur Sözlerini bozdukları için onları lanetledik ve kalblerini katılaştırdık Kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar Uyarıldıkları şeyden pay almayı unuttular İçlerinden pek azı hariç daima onlardan hain lik görürsün Yine de onları affet aldırma Çünkü Allah güzel davrananları sever Biz Hıristiyanız diyenlerden de söz almıştık Onlar da kendilerine hatırlatılan şeylerin çoğunu unutmuşlardı Biz de onların arasına kıyamete kadar sürecek kin ve dü şmanlık soktuk Allah ne yapmış olduklarını onlara elbette haber verecektir Ey kitap ehli Kitaptan gizlemiş olduğunuz şeylerin çoğunu açıklayan çoğundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi Ayrıca size Allahtan bir nur ve apaçık bir kitap da gelmiştir Allah o kitabla rızasına uygun hareket edenleri selamet yollarına iletir Onları izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır ve onları dosdoğru yola sevk eder Muhakkak ki Allah ancak Meryem oğlu İsa Mesihtir diyenler kâfir olmuşlardı r Onlara de ki Allah Meryem oğlu İsa Mesihi anasını ve bütün yeryüzündekileri helak etmek istese Ona kim engel olabilir Göklerin yerin ve ikisi arasındakilerin mülkiyeti sadece Allaha aittir O dilediğini yaratır Allah her şeye kadirdir Yahudiler ve Hıristiyanlar Biz Allahın oğulları ve sevgilileriyiz dediler De ki O halde niçin günahlarınızdan ötürü Allah size azab ediyor Hayır siz de Onun yaratıklarından birer insansınız O dilediğini bağışlar dilediğine azab eder G öklerin yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü Allahındır Nihayet dönüş de Onadır Ey kitap ehli Peygamberlerin arasının kesildiği bir sırada size Resulümüz geldi gerçekleri açıklıyor ki yarın kıyamet gününde Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi demeyiniz İşte müjdeleyici ve uyarıcı geldi Allah her şeye kadirdir Musa kavmine şöyle demişti Ey kavmim Allahın üzerinizdeki nimetini hatırlayın O içinizden peygamberler çıkardı Sizi hükümdarlar yaptı Ve âlemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi Ey kavmim Allahın size yazdığı kutsal toprağa girin geriye dönmeyin yoksa kayba uğrarsınız Onlar da Ey Musa Orada zorba bir kavim var Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz Eğer oradan çıkarlar sa şüphesiz biz de gireriz dediler Allahtan korkan ve Allahın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle dedi Onların üzerlerine kapıdan girin Oradan girerseniz muhakkak galip gelirsiniz Eğer layıkıyla inanıyorsanız yalnız Allaha dayanın Kavmi Musaya Ey Musa Onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz Sen ve Rabbin gidin savaşın Biz burada oturacağız dediler Musa Ey Rabbim Ben kendimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum artık bizimle bu fâsık kavmin arasını ayır dedi Allah Musaya şöyle dedi Kırk sene o mukaddes yer onlara haram kılınmıştır Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar O fâsık kavim için üzülme Onlara Âdemin iki oğluyla ilgili haberi hakkıyla oku Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı birinden kabul edilmiş diğerinden kabul edilmemişti Kurbanı kabul edilmeyen ötekine Seni öldüreceğim demişti Diğeri ise şöyle demişti Allah yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder Allaha yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim ben âlemlerin Rabbi olan Allahtan korkarım Ben isterim ki sen benim günahımı da kendi günahını da yüklenip ateş halkından olasın Zalimlerin cezası budur Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü Böylece zarara uğrayanlardan oldu Derken Allah bir karga gönderdi ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu Yazıklar olsun bana şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim ben dedi ve pişman olanlardan oldu Bunun içindir ki İsrâiloğullarına Kim bir cana kıymayan veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayan bir nefsi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi o lur Kim de bir nefsin yaşamasına sebep olursa bütün insanları yaşatmış gibi olur hükmünü yazdık farz kıldık Şüphesiz ki onlara peygamberlerimiz açık delillerle geldiler Yine de bundan sonra onların birçoğu yeryüzünde aşırı gitmektedirler Allah ve Resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir Bu dünyada onlar için bir zillettir Ahire tte ise onlar için büyük bir azab vardır Ancak kendilerini yakalamanızdan önce tevbe edenler başka Bilin ki Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir Ey inananlar Allahtan korkun Ona yaklaşmaya yol arayın ve Onun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz Bütün yeryüzündekiler ve bir o kadarı daha inkâr edenlerin olsa bunlar kıyamet gününün azabından kurtulmak için hepsini fidye olarak verseler yine onlardan kabul edilmez Onlar için can yakıcı bir azap vardır Cehennem ateşinde n çıkmak isterler Ama oradan çıkacak değillerdir Onlar için devamlı bir azap vardır Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık Allahtan bir ceza olarak ellerini kesin Allah daima üstündür hikmet sahibidir Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder halini düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder Çünkü Allah bağışlayan merhamet edendir Göklerin ve yerin mülkünün Allaha ait olduğunu dilediğine azap edip dilediğini de bağışladığını bilmedin mi Allah her şeye kâd irdir Ey peygamber ağızlarıyla inandık deyip kalbleriyle inanmamış olanlardan ve Yahudilerden küfürde yarış edenler seni üzmesin Onlar yalana kulak verirler sana gelmeyen diğer bir topluluğa kulak verirler kelimeleri yerlerinden değiştirirler eğer size bu verilirse alın bu verilmezse sakının derler Allah birini şaşırtmak isterse sen onun için Allaha karşı hiçbir şey yapamazsın Onlar öyle kimselerdir ki Allah onların kalblerini temizlemek istememiştir Onlar için dünyada rezillik var ve yine onlar için ahirette de büyük bir azab vardır Onlar yalana çok kulak verirler ve çok haram yerler Eğer sana gelirlerse ister aralarında hükmet ister onlardan yüz çevir Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler Eğer araların da hükmedersen adaletle hükmet Şüphesiz Allah adaletli davrananları sever İçinde Allahın hükmü bulunan Tevrat yanlarında dururken seni nasıl hakem yapıyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar Onlar inanıcı değillerdir İçinde hidayet ve nûr bul unan Tevratı elbette biz indirdik Müslüman olan peygamberler Yahudiler hakkında hükmederler kendilerini Tanrıya adamış zâhitler âlimler de Allahın kitabını korumakla görevlendirildiklerinden onunla hüküm verirler ve onun Allahın kitabı olduğuna şahitlik ederlerdi İnsanlardan korkmayın benden korkun âyetlerimi az bir paraya satmayın Kim Allahın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir Biz Tevratta onlara cana can göze göz buruna burun kulağa kulak dişe diş ve yaralara karşılıklı kısas ödeşme yazdık Bununla beraber kim kısas hakkını bağışlarsa bu kendi günahlarına keffaret olur Ve kim Allahın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir O peygamberlerin ardından yanlarındaki Tevra tı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsayı gönderdik ve ona içinde hidayet ve nur olan kendinden önceki Tevratı tasdik eden ve Allahtan korkanlar için bir hidayet rehberi ve bir öğüt olan İncili verdik İncil ehli de Allahın ona indirdikleriyle hük metsinler Kim Allahın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar fâsıkların ta kendileridir Sana da ey Muhammed geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab Kurânı hak ile indirdik Onların aralarında Allahın indirdiği ile hükmet Onların arzu ve heveslerine uyarak sana gelen haktan sapma Biz her biriniz için bir şeriat ve yol belirledik Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi Öyleyse iyiliklere koşun Hepinizin dönüşü Alla hadır O ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir Aralarında Allahın indirdiğiyle hükmet Onların keyiflerine uyma Allahın sana indirdiğinin bir kısmından seni saptırmalarından sakın Eğer Allahın hükmünden yüz çevirirlerse bil ki Allah bi r kısım günahları sebebiyle onları musibete uğratmak istiyor Muhakkak ki insanların çoğu yoldan çıkanlardır Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar kesinlikle bilen bir toplum için Allahtan daha güzel hüküm veren kim olabilir Ey iman edenler Yah udileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin Onlar birbirlerinin dostudurlar Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o onlardan olur Şüphesiz Allah zalim kavmi doğru yola iletmez Kalblerinde hastalık bulunanların Bize bir felaket gelmesinden kork uyoruz diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün Umulur ki Allah bir fetih ihsan eder veya katından bir emir iş getirir de içlerinde gizlediklerine pişman olurlar İman edenler Sizinle beraber olduklarına dair Allaha bütün güçleriyle ye min edenler bunlar mı derler Onların bütün amelleri boşa gitmiştir ve kaybedenlerden olmuşlardır Ey iman edenler Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki Allah onları sever onlar da Allahı severler müminl ere karşı yumuşak kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler Allah yolunda mücahede eder hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar Bu Allahın bir lütfudur onu dilediğine verir Allah geniş ihsan sahibidir her şeyi çok iyi bilendir Sizin asıl dostunuz Allahtır Onun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir Kim Allahı Onun Resulünü ve müminleri dost edinirse iyi bilsin ki Allahın taraftarları galip geleceklerdir Ey iman edenler Sizden önc e kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin Eğer gerçekten iman ediyorsanız Allahtan gereğince korkun Namaza çağırdığınız zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar Bu onların akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır De ki Ey kitap ehli Sadece Allaha bize indirilene ve bizden önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz Oysa çoğunuz yoldan çıkmışlarsınız De ki Allah katında ceza ya çarptırılma bakımından bunlardan daha kötüsünü size haber vereyim mi Allah kimlere lanet etmiş ve gazabına uğratmışsa kimlerden maymunlar domuzlar ve şeytana tapanlar yapmışsa işte bunların makamı daha kötüdür ve onlar düz yoldan daha çok sapmışlar dır Onlar size geldikleri zaman iman ettik dediler Oysa yanınıza kâfir olarak girip kâfir olarak çıkmışlardır Allah onların gizlediklerini çok iyi bilir Onlardan çoğunu günah işlemede düşmanlıkta ve haram yemede yarış ederken görürsün Bu yaptıkları şeyler ne kötüdür Gerçek dindarların ve din bilginlerinin onları günah olan bir söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi Yaptıkları şey ne kötüdür Yahudiler Allahın eli çok sıkıdır dediler Söyledikleri s öz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar Aksine Allahın elleri açıktır dilediği gibi verir Andolsun Rabbinden sana indirilen onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü azdırıyor Biz onların aralarına tâ kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu söndürmüştür Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez Eğer kitap ehli iman etmiş ve layıkıyla korunmuş olsalardı onların kötülüklerini örter nimeti bol olan cennetlere koyardık Eğer onlar Tevratı İncili ve kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı hem üstlerindeki hem de ayaklarının altındaki nimetlerden bol bol yerlerdi Onların arasında ılımlı bir grup da vardı Böyle olmakla berab er onların çoğunun yaptıkları ne kadar kötüdür Ey şanlı Resul Rabbinden sana indirileni tebliğ et Eğer bunu yapmazsan Onun peygamberlik görevini yapmamış olursun Allah seni insanlardan korur Doğrusu Allah kâfirler toplumunu doğru yola iletmez De ki Ey kitap ehli Tevratı İncili ve Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça bir esas üzerinde değilsiniz Şüphesiz ki Rabbinden sana indirilenler onların çoğunun azgınlığını ve inkârını artıracaktır Şu halde kâfir olan bir toplum için üzülm e Muhakkak ki inananlar Yahudiler sabiiler ve Hıristiyanlardan kim Allaha ve ahiret gününe iman eder ve güzel amel işlerse onlar için bir korku yoktur onlar mahzun da olmayacaklardır Andolsun biz İsrailoğullarından söz aldık ve onlara pey gamberler gönderdik Fakat ne zaman onlara bir peygamber nefislerinin hoşlanmadığı bir şey getirmişse bunlardan bir kısmını yalanlamışlar bir kısmını da öldürmüşlerdir Onlar bir fitne kopmayacak sandılar kör ve sağır kesildiler Sonra Allah onlar ın tevbesini kabul etti Sonra yine onların çoğu kör sağır kesildiler Allah onların yaptıklarını görüyor And olsun Allah Meryemin oğlu Mesihtir diyenler elbette kâfir olmuşlardır Oysa Mesih onlara Ey İsrailoğulları hem benim hem de sizin Rabbiniz olan Allaha ibadet edin Kim Allaha ortak koşarsa şüphesiz Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer cehennemdir Zalimlerin yardımcıları da yoktur demişti Allah üçün üçüncüsüdür diyenler elbette kâfir olmuşlardır Oysa t ek ilâhtan başka ilâh yoktur Eğer söylediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkâr edenlere acı bir azap dokunacaktır Hâlâ Allaha tevbe edip Ondan af dilemiyorlar mı Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir Meryemin oğlu Mesih İ sa sadece bir peygamberdir Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir Anası da dosdoğru bir kadındır Her ikisi de yemek yerlerdi Bak onlara âyetleri nasıl açıklıyoruz Sonra yine bak nasıl yüz çeviriyorlar De ki Allahı bırakıp da size ne zara r ne de fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz Oysa Allah işitendir bilendir De ki Ey kitap ehli Dininizde haksız yere aşırı gitmeyin Daha önce sapmış birçoklarını da saptırmış ve böylece doğru yolu kaybetmiş bir kavmin keyifleri ne uymayın İsrailoğullarından küfredenler Davud ve Meryemin oğlu İsa diliyle lanetlenmişlerdir Bu onların isyan etmeleri ve aşırı gitmeleri yüzündendi Onlar yaptıkları kötülüklerden vazgeçmiyorlardı Yaptıkları şey ne kötü idi Onlarda n birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür Allah onlara gazab etmiştir Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır Eğer onlar Allaha Peygambere ve ona indirilen Kurâna inanmış olsa lardı kâfirleri dost tutmazlardı Fakat onların çoğu yoldan çıkmış kimselerdir İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve Allaha ortak koşanları bulursun Ve yine iman edenlere sevgi bakımından en yakın olar ak da Biz Hıristiyanlarız diyenleri bulursun Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır Ve onlar büyüklük taslamazlar Peygambere indirilen Kurâni dinledikleri zaman onun hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı gözlerinin yaşla dolup ta ştığını görürsün Onlar Ey Rabbimiz iman ettik bizi de şahitlerden yaz derler Hem biz Rabbimizin bizi iyi kişilerle birlikte cennete sokmasını arzulayıp dururken neden Allaha ve hak olarak bize gelen şeylere inanmayalım Böyle demeleri sebebiyle Allah onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükafatlandırmıştır Orada ebedî olarak kalacaklardır İşte iyilik yapanların mükafatı budur İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar da cehennem ehlidir Ey iman edenler Allahın size hel al kıldığı temiz şeyleri haram saymayın Ve aşırı da gitmeyin Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez Allahın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yiyin ve inandığınız Allahtan korkun Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerinizden sorumlu tutmaz Fakat kasıtlı yaptığınız yeminlerinizden sizi sorumlu tutar Bozulan yeminin kefareti cezası ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on yoksulu yedirmek veya giydirmek yahut da bir köle azad etmektir Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktır İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizi bozmanın cezası budur Yeminlerinizi koruyun İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar ki şükredesiniz Ey iman edenler İçki kumar dikili taşlar putlar ve fal okları şeytan işi birer pisliktir Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz Şeytan içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allahı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi Allaha itaat edin Peygambere de itaat edin Kötülüklerden sakının Eğer yüz çevirirseniz biliniz ki Peygamberimize düşen sadece apaçık tebliğdir İman edip salih amel işleyenler Allahtan korktukları imanlarında sebat ettikleri salih amel işlemeye devam ettikleri sonra Allaht an sakındıkları imanlarından ayrılmadıkları yine Allahtan korktukları ve iyilikte bulundukları müddetçe daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur Allah iyilikte bulunanları sever Ey iman edenler Allah sizi ellerinizin ve mızrak larınızın erişeceği bir avla dener ki gizlide kendisinden korkanları meydana çıkarsın Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azab vardır Ey iman edenler ihramlı iken av hayvanı öldürmeyin İçinizden kim kasten onu öldürürse yaptığı işin vebalini tatması için öldürdüğü hayvanın dengi ona cezadır ki Kâbeye ulaşacak bir kurban olmak üzere buna yine içinizden iki adaletli kişi hükmeder yahut ceza olmak üzere bir keffarettir ki ya o nisbette fakirleri doyurmak yahut onun dengi or uç tutmaktır Allah geçmişi affetmiştir Fakat kim de bu suçu tekrarlarsa Allah ondan intikamını alır Allah daima gâliptir intikam sahibidir Size ve yolculara yiyecek olmak üzere deniz avı ve onu yemek helal kılındı Kara avı ise ihramlı olduğun uz müddetçe size haram edilmiştir Huzurunda toplanacağınız Allahtan korkun Allah Kâbeyi o Beyt i haramı haram ayı kurbanı ve kurbanlardaki gerdanlıkları insanlar için bir nizam kıldı Bu Allahın göklerde ve yerde olan her şeyi bildiğini v e Allahın her şeyi hakkıyla bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir İyi bilin ki Allah hem cezası çok şiddetli olandır hem de çok bağışlayıcı çok merhametlidir Peygamberin üzerine düşen sadece duyurmadır Allah açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir De kiPis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile Ey selim akıl sahipleri Allahtan korkun ki kurtuluşa eresiniz Ey iman edenler Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek olan şeylerden so rmayın Eğer onları Kurân indirilirken sorarsanız size açıklanır Halbuki Allah onlardan geçmiştir Allah çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır Sizden önce gelen bir kavim bunları sormuştu da sonra inkâr etmişti Allah ne bahîreyi ne s âibeyi ne vesileyi ve ne de hâmı meşru kılmıştır Fakat küfredenler Allaha yalan iftira etmektedirler Onların çoğunun akılları ermez Onlara Allahın indirdiği kitabıne ve peygambere gelin dendiği zaman Atalarımızı üzerinde bulduğumu z şey bize yeter derler Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsa da mı Ey inananlar kendinize dikkat edin Siz doğru yolda olduğunuz takdirde doğru yoldan sapanlar size zarar veremezler Hepinizin dönüşü Allahadır Yaptık larınızı size O haber verecektir Ey iman edenler İçinizden birine ölüm emareleri geldiği zaman vasiyet sırasında aranızdaki şahitliğin hükmü kendi içinizden iki adaletli şahit yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz ölüm emareleri de size g elip çatmışsa sizden olmayan diğer iki şahit tutmaktır Eğer bunlardan şüpheye düşerseniz namazdan sonra onları alıkorsunuz Onlar da Allaha şöyle yemin ederler Akraba bile olsa yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız Allahın şahitliğini gizlemey eceğiz Aksi halde günahkârlardan oluruz Eğer o iki şahidin bir günah işledikleri anlaşılırsa ölene daha yakın olan hak sahiplerinden diğer iki kişi onların yerine geçerler ve Bizim şahitliğimiz önceki iki kişinin şahitliğinden daha doğrudur Biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik Aksi halde biz de zalimlerden olurduk diye Allaha yemin ederler İşte bu şahitliklerini gerektiği gibi yapmaları yahut yeminlerinden sonra yeminlerinin kabul edilmemesinden korkmaları için en iyi yoldur Allahta n korkun ve emirlerini dinleyin Allah doğru yoldan çıkan bir topluluğu hidayete erdirmez Allah Resulleri topladığı gün Size ne cevap verildi der Bizim bilgimiz yok derler gizlileri bilen yalnız sensin sen Allah şöyle diyecektir Ey Meryem oğlu Îsâ Sana ve annene olan nimetimi hatırla Hani seni Rûhul Kudüs Cebrâil ile desteklemiştim Beşikteyken ve kemâle ermişken insanlarla konuşuyordun Sana yazıyı hikmeti Tevratı ve İncili öğretmiştim İznimle çamurdan kuş şeklinde bi r şey yapmış ve ona üflemiştin o da iznimle kuş olmuştu Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle iyileştirmiştin Ölüleri iznimle hayata çıkarmıştın İsrailoğullarına âyetlerle geldiğin ve onlardan inkâr edenlerin Bu an cak apaçık bir sihirdir dedikleri zaman seni onlardan korumuştum Hani Havarilere Bana ve Resulüme iman edin diye ilham etmiştim Onlar da İman ettik bizim şüphesiz Müslümanlar olduğumuza şahit ol demişlerdi Havariler Ey Meryem oğlu Îsâ Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi dediler Îsâ da İnanıyorsanız Allahtan korkun dedi Havâriler İstiyoruz ki ondan yiyelim kalblerimiz iyice yatışsın senin bize doğru söylediğini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalım dedi ler Meryem oğlu Îsâ da Allahım Rabbimiz bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki bizim için önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve senden bir mucize olsun Bizi rızıklandır sen rızık verenlerin en hayırlısısın dedi Allah buyur du ki Ben onu size indireceğim Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacağım bir azabı yaparım Ve Allah demişti ki Ey Meryem oğlu Îsâ sen mi insanlara Beni ve annemi Allahtan başka iki tanrı edi nin dedin Hâşâ dedi sen yücesin benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz Eğer demiş olsam sen bunu bilirsin sen benim nefsimde olanı bilirsin ben ise senin nefsinde olanı bilmem çünkü gaybları bilen yalnız sensin sen Ben onlara sadece senin bana emrettiklerini söyledim Benim ve sizin Rabbiniz olan Allaha kulluk edin dedim Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim fakat sen beni vefat ettirince onları gözetleyen yalnız sen oldun Sen her şeyi görensin Eğer onlara azab edersen onlar senin kullarındır eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen daima üstünsün hikmet sahibisin Allah buyurdu ki Bu sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür Onlar için altlarından ırmaklar akan içinde ebedî kal acakları cennetler vardır Allah onlardan razı olmuş onlar da Ondan razı olmuşlardır İşte büyük kurtuluş budur Göklerin yerin ve bunlarda bulunan her şeyin mülkü Allahındır O her şeye kâdirdir ENAM Enâm sûresi yüzaltmışbeş âye ttir ve âyetler Medinede diğerleri Mekkede inmiştir Sûrenin bazı âyetlerinde Arapların kurban edilen hayvanlarla ilgili birtakım gelenekleri kınandığı için sûreye Enâm sûresi denmiştir Enâm koyun keçi deve sığır ve ma nda cinslerini bir arada ifade eden bir kelimedir Hamd gökleri ve yeri yaratan karanlıkları ve aydınlığı var eden Allaha mahsustur Böyleyken kâfirler hâlâ Rablerine başkalarını eşit sayıyorlar Sizi çamurdan yaratan sonra size bir ecel takdir eden Odur Tayin edilen bir ecel de kıyamet zamanı Onun katındadır Sonra bir de şüphe ediyorsunuz O göklerde de yerde de tek Allahtır Sizin gizlinizi açığınızı ve ne kazandığınızı bilir Onlara Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler Hak kendilerine gelince onu yalanladılar Alaya aldıkları şeyin haberi yakında kendilerine gelecektir Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi Yeryüzünde size vermediğimiz imkanları onlara verm iştik Onlara gökten bol bol yağmur indirmiş altlarından ırmaklar akıtmıştık Fakat onları günahlarından dolayı helak ettik Ve kendilerinden sonra başka bir nesil yarattık Eğer sana kağıtta yazılı bir kitap indirmiş olsak da onu elleriyle tutsalardı yine de o kâfirler Muhakkak ki bu apaçık bir sihirdir derlerdi Ona bir melek indirilmeli değil miydi dediler Eğer bir melek indirseydik iş bitirilmiş olurdu sonra kendilerine hiç göz açtırılmazdı Eğer Peygamberi biz bir melek yapsaydık yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti Fakat onlardan alay edenleri alay ettikleri şey kuşatıverdi De ki Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu na sıl olmuş görün De ki Göklerde ve yerde olanlar kimindir Allahındır de O rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır Sizi varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar Gecede günd üzde barınan her şey Onundur O işitendir bilendir De ki Gökleri ve yeri yoktan var eden besleyen fakat kendisi beslenmeyen Allahtan başka dost mu tutayım Ben İslâm olanların ilki olmakla emrolundum de ve sakın Allaha ortak koşanlardan ol ma De ki Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım O gün kimden azab giderilirse kuşkusuz Allah ona rahmet etmiştir İşte apaçık kurtuluş budur Allah sana bir zarar dokundurursa onu yine kendisinden başka açacak yok tur Ve eğer sana bir hayır dokundursa kuşkusuz O herşeyi yapabilendir O kullarının üstünde tam hâkimdir O hüküm ve hikmet sahibidir herşeyden haberdardır De ki Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür De ki Allah benimle sizin aranızda şahittir ve bana bu Kurân vahyolundu ki onunla hem sizi hem de sizden sonra kendisine ulaşan herkesi uyarayım Allahla beraber başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten şahitlik eder misiniz De ki Ben buna şahitlik etmem O ancak ve ancak bir t ek ilâhtır ve gerçekten ben sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağımde Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler Peygamberi kendi oğullarını bildikleri gibi bilirler Kendilerine yazık edenler var ya İşte onlar iman etmezler Allaha iftira ede rek yalan uydurandan veya âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir Hiç şüphe yok ki zalimler kurtuluşa eremezler O gün hepsini mahşere toplayacağız Sonra Allaha ortak koşanlara Hani nerede o Allaha ortak saydığınız ortaklarınız diyece ğiz Sonra Onlar Rabbimiz Allaha yemin ederiz ki biz müşriklerden değildik demekten başka bir özür bulamayacaklar Bak vicdanlarına karşı nasıl yalan söylediler O uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolup gitti İçlerinden seni d inleyenler de vardır fakat biz onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne örtüler kulaklarının içine de ağırlık koyduk Onlar bütün delilleri görseler bile yine ona inanmazlar Hatta sana geldiklerinde seninle tartışırlar Ve o kâfirler Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir derler Onlar insanları Kurâna iman etmekten men ederler hem de kendileri ondan uzak dururlar Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar ama farkında değiller Onların ateşin üzerinde durduruld ukları zaman Ne olurdu dünyaya döndürülseydik Rabbimizin âyetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık dediklerini bir görsen Hayır daha önce gizleyip durdukları karşılarına çıktı da ondan yoksa geri çevrilselerdi yine men edildikleri şeyi yapmaya dönerlerdi Çünkü onlar yalancıdırlar Dediler ki Dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur biz diriltilecek değiliz Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen Rableri onlara şöyle der Bu bir gerçek değil midir Onlar da Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir derler Rableri de onlara Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın der Allahın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır Kıyamet günü ansızın gelince onlar günahlarını sırtl arına yüklenmiş olarak şöyle derler Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür Dünya hayatı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir Ahiret yurdu ise Allahtan korkanlar için daha hayırlıdır Aklınızı kullanmaz mısınız Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz Onlar aslında seni yalanlamıyorlar fakat o zalimler Allahın âyetlerini inkâr ediyorlar Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı Kendilerine yardımımız geli nceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler Allahın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur Şüphesiz ki sana peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse haydi gücün yetiyorsa yerin içine inebileceğin bir delik ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin Allah dileseydi elbette onları hidayet üzerinde toplardı O halde cahillerden olma Daveti ancak dinleyenler kabul ederler Ölülere gelince A llah onları diriltir sonra Ona döndürülürler Dediler ki Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi De ki Şüphesiz ki Allah bir mucize indirmeye kâdirdir fakat çokları bilmezler Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uç an hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar Âyetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir Allah dilediği kimseyi şaşırtır dilediği kimseyi de doğru yola koyar De ki Kendinizi hiç düşündünüz mü Allahın azabı size gelse veya kıyamet vakti gelse Allahtan başkasına mı yalvarırsınız Eğer sözünde doğru kimselerseniz cevap verin Hayır yalnız o Allaha y alvarırsınız O da dilerse kaldırılmasını istediğiniz belayı kaldırır ve o zaman ortak koştuğunuz şeyleri unutursunuz Şüphesiz ki senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik Bize yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezaland ırdık Hiç olmazsa kendilerine baskınımız geldiği zaman olsun yalvarmalı değiller miydi Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıklarını kendilerine güzel gösterdi Kendilerine hatırlatılanları unuttuklarında onlara her şeyin kapısını açtık Niha yet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip zevke dalınca onları azabımızla ansızın yakalayıverdik Hemen ümitsizliğe kapılıp şaşkına döndüler Böylece zulmeden kavmin kökü kesildi Âlemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun De ki Söyleyin bakalım eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalblerinize mühür vurursa Allahtan başka onları size getirecek tanrı kimdir Dikkat et âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz sonra da onlar yüz çeviriyorlar De ki Söyler misiniz bana Size Allahın azabı ansızın veya açıkça gelirse zalim toplumdan başkası mı helak olur Biz peygamberleri ancak rahmetimizin müjdecileri ve azabımızın habercileri olmak üzere göndeririz Artık kim iman edip durumunu düzeltirse onlara hiç korku yoktur O nlar mahzun da olmayacaklardır Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince yapmakta oldukları fenalıklar yüzünden onlara azap dokunacaktır De ki Size Allahın hazineleri benim yanımdadır demiyorum Gaybı da bilmiyorum Ve size ben bir meleğim de dem iyorum Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum De ki Kör ile gören bir olur mu Hiç düşünmez misiniz Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kuranla uyar Onlar için Allahtan başka ne bir dost ne de bir şefaatçi vardır Gerekir ki Al lahtan korkarlar Sırf Allahın rızasını dileyerek sabah akşam Rablerine dua edenleri huzurundan kovma Onların hesabından sen sorumlu değilsin onlar da senin hesabından sorumlu değiller Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun Biz onlardan kimini kimi ile Allah aramızdan bunlara mı lutfunu layık gördü desinler diye işte böyle imtihan ettik Allah şükredenleri daha iyi bilen değil midir Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara şöyle söyle Selam olsun size Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük işleyip de sonra arkasından tevbe eder kendini düzeltirse muhakkak ki O bağışlayan esirgeyendir Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye âyetleri işte böyle genişçe açıklıy oruz De ki Şüphesiz ki bana Allahtan başka yalvardıklarınıza ibadet etmem yasaklandı De ki Sizin çarpık isteklerinize uymayacağım eğer uyarsam o zaman sapıtmış olur doğru yolda gidenlerden olmamış olurum De ki Ben Rabbimden apaçık bir delile dayanmaktayım siz ise onu yalanladınız O çabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde değildir hüküm ancak Allaha aittir gerçeği O anlatır ve O hakkı bâtıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır De ki Sizin çabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde olsaydı benimle sizin aranızdaki durum herhalde sonuçlanmış olurdu Allah zulmedenleri en iyi bilendir Gaybın anahtarları Onun katındadır onları Ondan başkası bilmez karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki onu O bilmesin ne toprağın karanlıklarında bir tane ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki o herşeyi açıklayan Kitapta bulunmasın Sizi geceleyin ölü gibi uyutan gündüzün ne yaptıklarınızı bilen sonra ölüm ânı gelinceye kadar gündüzleri sizi uyan dırıp kaldıran Odur Sonunda da dönüşünüz ancak Onadır Sonra bütün yaptıklarınızı size O haber verecektir O kulları üzerinde hükümranlığı sürdürür ve size koruyucular gönderir sonunda sizden birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz hiç eksiklik y apmadan onun canını alırlar Sonra da gerçek Mevlâlarına döndürülürler Dikkatli olun hüküm ancak Onundur ve O hesap görenlerin en süratlisidir De ki Bizi bu tehlikeden kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız diye gizli ve aşikâr Ona ya lvarıp dururken karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır De ki Allah sizi ondan ve bütün sıkıntılardan kurtarır sonra da siz yine ortak koşarsınız De ki Onun üstünüzden ve ayaklarınızın altından azab göndermeye yahut sizi fırkalara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yeter Bak âyetlerimizi nasıl inceden inceye açıklıyoruz ki onlar iyice anlasınlar Kavmin o Kurânı yalan saydı halbuki o gerçektir De ki Ben sizin vekiliniz değilim Her habe rin kararlaştırılmış bir zamanı vardır siz de onu yakında bileceksiniz Âyetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman hemen onlardan uzaklaş ki ondan başka söze dalsınlar Eğer şeytan bunu sana unutturursa hatırladıktan sonra hemen k alk o zalimler topluluğuyla oturma Allahtan korkanlara o zalimlerin hesabından bir sorumluluk yoktur Fakat bu bir hatırlatmadır Gerekir ki sakınırlar Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını kendisi için Allahtan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kurân ile hatırlat O azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse kendisinden alınmaz Onlar kazan dıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır Onlar için inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır De ki Biz Allahı bırakıp da bize fayda veya zarar vermeyen şeylere mi yalvaralım Allah bizi doğru yola kavuşturduk tan sonra ardımıza mı dönelim Arkadaşları bize gel diye doğru yola çağırdıkları halde yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayartarak uçuruma çektikleri ahmak gibi mi olalım De ki Allahın gösterdiği yol yegane doğru yoldur Bize bütün âl emlerin Rabbine teslim olmamız emrolundu Bize Namazı dosdoğru kılın Allaha karşı gelmekten sakının diye emredildi toplanacağınız yer Onun huzurudur Gökleri ve yeri yerli yerince yaratan Odur Bir şeye ol dediği gün hemen oluverir Onun sözü haktır Sûra üfürüldüğü gün de mülk ancak Onundur O gizliyi ve açığı bilendir O hikmet sahibi her şeyden haberdardır İbrahim babası Âzere demişti ki sen putları tanrı mı ediniyorsun Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum Böylece biz İbrahime göklerin ve yerin melekûtunu muhteşem varlıklarını gösteriyorduk ki kesin inananlardan olsun Üzerine gece bastırınca bir yıldız gördüRabbim budur dedi Yıldız batınca da Ben batanları sevmem ded i Ayı doğarken gördü Rabbim budur dedi O da batınca Yemin ederim ki Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum dedi Güneşi doğarken görünce Rabbim budur bu hepsinden büyük dedi O da batınca dedi ki Ey kavmim Ben sizin Allaha ortak koştuğunuz şeylerden uzağım Ben yüzümü tamamen gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allaha ortak koşanlardan değilim Kavmi onunla tartışmaya başladı O da onlara dedi ki Beni doğru yola eriştirdiği halde Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz Ona ortak koştuklarınızdan hiç korkmuyorum ancak Rabbimin dilediği şey hariç Rabbim ilmiyle her şeyi kuşatmıştır Hiç düşünmez misiniz Hakkında hiçbir delil indirm ediği halde siz Allaha ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da ben sizin ortak koştuklarınızdan nasıl korkarım Eğer bilirseniz söyleyin bu iki topluluktan hangisi güven içinde olmaya daha layıktır İman edenler ve imanlarını zulüm ile karıştırmayanlar İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır İşte bunlar kavmine karşı İbrahime verdiğimiz delillerimizdir Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz Muhakkak Rabbin hikmet sahibidir bilendir Biz ona İshakı ve Yakubu da hediye ett ik Hepsine de doğru yolu gösterdik Nitekim daha önce Nuha ve onun soyundan Davuda Süleymana Eyyuba Yusufa Musaya ve Haruna da yol göstermiştik Biz güzel davrananlara böyle karşılık veririz Zekeriyya Yahya İsa ve İlyasa da hidayet ett ik Hepsi de salih kullarımızdandı İsmail Elyesa Yunus ve Lutu da hidayete erdirdik Hepsini âlemlere üstün kıldık Babalarından çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da üstün kıldık Onları seçtik ve doğru yola ilettik İşte bu Allahın doğru yoludur Kullarından dilediğini o doğru yola iletir Eğer onlar Allaha ortak koşsalardı yaptıkları bütün amelleri boşa giderdi İşte onlar kendilerine kitap hüküm hikmet ve hükümranlık ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir Bunla r ona inanmayacak olurlarsa yerlerine onu tanımamazlık etmeyecek bir toplum getiririz Bunlar Allahın hidayet ettiği kimselerdir Sen de onların hidayetine uy De kiBen ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum O sadece bütün âlemlere bir öğüt tür Onlar Allah insanlara hiçbir şey göndermemiştir demekle Allahı gereği gibi tanıyamadılar De ki Musanın insanlara aydınlık ve hidayet olmak üzere getirdiği sizin parça parça kâğıtlara çevirdiğiniz bir kısmını belli ettiğiniz birçoğunu gi zlediğiniz sizinle babalarınızın sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitabı kim gönderdi Onlara karşı sen Allah de Sonra onları bırak boş laflara dalarak oyalansınlar Bu Kitap Kurân kendinden önceki kitapları tasdik eden ş ehirler anası Mekke halkını ve çevresindeki bütün insanlığı uyarman için indirdiğimiz mübarek bir kitaptır Ahiret gününe iman edenler bu Kitaba da iman ederler ve onlar namazlarına da devamlıdırlar Allaha karşı yalan uyduran yahut kendisine hiçb ir şey vahyolunmadığı halde bana vahyedildi diyen ve Allahın indirdiği gibi bir kitap da ben indireceğim diye iddiada bulunandan daha zalim kim olabilir O zalimlerin halini ölüm şiddeti içindeyken bir görsen Melekler onlara ellerini uzatırlar ve Ruhunuzu teslim edin Bugün Allaha karşı haksız şeyler söylediğinizden ve Onun âyetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız derler Bugün sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldini z size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız Allahın size göre ortağı olduklarını iddia ederek yardımlarına şefaatlerine güvendiğiniz ortakları yanınızda görmüyoruz Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allahtır O ölüden diriyi çıkarır diriden de ölüyü çıkaran Odur İşte Allah budur O halde nasıl yüz çevirirsiniz Karanlığı yarıp tanyerini ağartan Odur Geceyi dinlenmek için Güneşi Ayı vakitl erinizi hesaplamak için yaratmıştır İşte bu her şeye galip gelen ve her şeyi bilen Allahın takdiridir Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan Odur Şüphesiz biz bilen bir toplum için âyetleri geniş b ir şekilde açıkladık Sizi bir tek candan yaratan Odur Sonra sizin için bir karar yeri bir de emanet yeri vardır Biz âyetlerimizi anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik Gökten suyu indiren Odur Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık o bitki den bir yeşillik çıkardık ondan da birbiri üzerine binmiş taneler hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar üzüm bağları zeytin ve nar bahçeleri çıkarıyoruz Bunların kimi birbirine benzer kimi benzemez Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olg unlaşmasına bakın Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır Onlar Allaha cinlerden de ortak koştular Halbuki onları yaratan Odur Bilgileri olmadan Ona oğullar kızlar uydurdular Onun şânı onların uydurdukları sıfatlardan münezzeh ve yü cedir Gökleri ve yeri yoktan var eden Odur Eşi de olmadığı halde nasıl olur da çocuğu olur Her şeyi yaratan Odur Ve O herşeyi bilendir İşte Rabbiniz Allah bu Ondan başka ilâh yoktur O her şeyin yaratanıdır Ona kulluk edin O her şe ye vekildir Gözler onu göremez O ise bütün gözleri görür O lütuf sahibidir her şeyden haberlidir Muhakkak size Rabbinizden basiretler kalb gözleri geldi Artık kim hakkı görürse faydası kendisine kim de körlük ederse zararı kendisinedir Ben sizin bekçiniz değilim İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki onlar sana Sen bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice beyan edelim Rabbinden sana vahyedilene uy Ondan b aşka ilâh yoktur Ortak koşanlardan da yüz çevir Allah dileseydi ortak koşmazlardı Biz seni onlar üzerine bekçi yapmadık sen onlara vekil de değilsin Onların Allahtan başka yalvardıklarına sövmeyin ki onlar da bilmeyerek sınırı aşıp Allah a sövmesinler Biz her ümmete yaptıkları işi böyle süslü gösterdik Sonunda dönüşleri Rablerinedir O onlara ne yaptıklarını haber verir Müşrikler kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair en ağır yeminleriyle Allaha yemi n ettiler De ki Mucizeler ancak Allah katındadır Onlara mucizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini siz nerden bileceksiniz Biz onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de onlar ilkin iman etmedikleri gibi gene de iman etmezler Biz de onla rı taşkınlıkları içerisinde kör ve şaşkın bırakırız Eğer biz onlara melekleri indirseydik ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik Allahın diledikleri hariç yine de inanacak değillerdi fakat çokları bunu bil mezler Biz böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler Rabbin dileseydi onu yapamazlardı Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak Bir de ahirete iman etmeyen lerin kalbleri o yaldızlı söze kansın ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar Allah size Kitabı Kurânı açıklanmış olarak indirdiği halde ondan başka bir hakem mi arayayım Kendilerine kitap verdikle rimiz o Kurânın gerçekten Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler O halde sakın şüphe edenlerden olma Rabbinin sözü hem doğrulukça hem de adaletçe tamamlanmıştır Onun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur O işitendir bilendir Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar Çünkü onlar sadece zanna uyarlar ve saçmalarlar Şüphesiz ki Rabbin yolundan kimlerin saptığını çok iyi bilir O doğru yolda olanları da çok iyi bilir Eğer Allahın âyetlerine iman ediyorsanız Allahın adı anılarak kesilen hayvanlardan yiyin Size ne oluyor da Allahın adı anılarak kesilenlerden yemiyorsunuz Halbuki O size mecbur kalmanızın dışında haram olan şeyleri genişçe açıklamıştır Doğrus u birçokları bilmeden keyiflerine uyarak insanları doğru yoldan saptırıyorlar Muhakkak ki Rabbin sınırı aşanları çok iyi bilir Günahın açığını da gizlisini de bırakın Günah kazananlar yaptıklarının cezasını çekecekler Üzerlerine Allahın ismi anılmamış olanlardan yemeyin çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır Şeytanlar dostlarına sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar Eğer onlara uyarsanız muhakkak ki Allaha ortak koşanlardan olursunuz Ölü iken hidayetle dirilttiğimiz kendisine insanlar arasında yürüyecek bir nûr verdiğimiz kimse karanlıklar içinde kalıp ondan çıkamayan kimse gibi olur mu Fakat kâfirlere yaptıkları böyle süslü gösterilir Böylece her kentte ileri gelenleri oranın suçluları yaptık ki orada h ileler çevirsinler Halbuki bunlar kötülüğü başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar Onlara bir âyet geldiği zaman Allahın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz derler Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir Suçlu olanlara yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir Allah kimi hidayete erdirmek isterse onun gönlünü İslâma açar Kimi de saptırmak isterse sanki göğe yükseliyormuş gibi göğsünü dar ve sıkıntılı yapar Allah inanmayanları işte böyle pislik içinde bırakır İşte Rabbinin doğru yolu budur Şüphesiz biz hatırlayıp ibret alan bir kavim için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık Onlar için Rableri katında selâ met yurdu vardır Yaptıkları iyi amellerden dolayı Allah onların dostudur Allah onların hepsini topladığı gün cinlere Ey cin topluluğu İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız der İnsanlardan cinlerin dostu olanlar da şöyle derler Rabbimiz Bi z birbirimizden faydalandık Nihayet bize tayin ettiğin vademize ulaştık Allah daSizin durağınız cehennemdir Orada Allahın dilemesi müstesna ebedi olarak kalacaksınız der Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir her şeyi bilendir İşte biz böylece kazandıkları günahlardan dolayı zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına dost yaparız Allah Ey cin ve insan topluluğu İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi deyince onlar Kendi aleyhimize şahidiz derler Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler Bu şundan dolayıdır ki Rabbin halkı habersiz iken ülkeleri zulüm ile helak edici değildir Her birinin yaptıklarına göre derecele ri vardır Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir Rabbın hiçbir şeye muhtaç değildir merhamet sahibidir Sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi dilerse sizi de yok edip sizden sonra yerinize dilediğini getirir Size vaad e dilenler muhakkak gelecektir siz onun önüne geçemezsiniz De ki Ey kavmim Gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın ben de yapıyorum Yakında dünya yurdunun sonunun kimin olduğunu bileceksiniz Muhakkak zalimler kurtuluşa eremezler Allahın yarattığı ekin ve hayvanlardan Allaha bir hisse ayırmakta ve kendilerince Bu Allaha ait şu da ortaklarımıza ait demektedirler Ortakları için olan hisse Allaha ulaşmamakta fakat Allaha ayrılan hisse ortaklarına ulaşmaktadır Verdikleri hüküm ne kötüdür Yine ortakları müşriklerden çoğuna evlatlarını öldürmeyi güzel gösterdi ki hem kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar Allah dileseydi bunu yapamazlardı O halde onları uydurduklarıyla baş başa bırak Zanların ca dediler kiBunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez Bunlar da sırtına binilmesi yasaklanmış hayvanlar Bir kısım hayvanları da üzerlerine Allahın adını anmadan boğazlarlar Bütün bunları Allaha iftira ederek yaparlar Allah onları iftiralarıyla cezalandıracaktır Dediler ki Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır Eğer ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortaktır Bu nitelemelerinden dolayı Allah onların cezasını verecektir Çünkü O hikmet sahibidir her şeyi bilendir Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allahın kendilerine verdiği rızkı Allaha iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki ziyana uğradılar Bunlar doğru yoldan sapmışlardır hidayete erecek de değillerdir Asmalı ve asmasız üzüm bahçeleri hurmaları ürünleri çeşit çeşit ekinleri zeytinleri ve narları birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan Odur Her biri meyve verince meyvesinden yiyin hasat günü d e hakkını zekat ve sadakasını verin ama israf etmeyin çünkü O israf edenleri sevmez Hayvanlardan da çeşit çeşit yarattı Kimi yük taşır kiminin yününden döşek yapılır Allahın size verdiği rızıktan yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın peşin den gitmeyin çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır Sekiz çift Koyundan iki keçiden iki De ki Allah iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı Eğer doğru iseniz bana ilimle haber ve rin Ve deveden iki sığırdan iki De ki Allah İki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı Yoksa Allahın size böyle vasiyet ettiğine şahitler mi oldunuz Onun yanında mıydınız Böyle hiçbir bilgiye dayanmadan insanları saptırmak için Allaha karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir Şüphesiz Allah o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez De ki Bana vahyolunanda bu haram dediklerinizi yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum Ancak leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti ki bu gerçekten pistir yahut Allahtan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa bunlar haramdır Ama kim çaresiz kalırsa başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmam ak üzere bunlardan yiyebilir Çünkü Rabbin çok bağışlayandır merhamet edendir Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık Sırtlarında yahut bağırsaklarında bulunan ya da kemiğe karışan yağlar dışında sığır ve koyunun da yağlarını onlara haram ettik Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık Biz elbette doğru söyleyenleriz Eğer seni yalanladılarsa de ki Rabbiniz geniş rahmet sahibidir Bununla beraber Onun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez Allaha ortak koşanlar diyecekler ki Allah dileseydi ne biz ortak koşardık ne de atalarımız ortak koşardı hiçbir şeyi de haram kılmazdık Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı De ki Yanınızda bize çıkarabileceğiniz b ir bilgi mi var Siz sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz De ki En kesin ve üstün delil Allahındır Allah isteseydi elbette hepinizi doğru yola iletirdi De ki Haydi Allah bunu yasak etti diye tanıklık edecek şahitle rinizi getirin Eğer onlar şahitlik ederlerse sen onlarla beraber şahitlik etme Âyetlerimi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların keyiflerine uyma Çünkü onlar Rablerine başkasını denk tutuyorlar De ki Rabbinizin size neleri haram kıldığını o kuyayım Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın ana babaya iyilik edin fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin sizin de onların da rızkını biz veriyoruz Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın Haksız yere Allahın haram kıldığı cana kıymayın Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti Yetimin malına yaklaşmayın yalnız erginlik çağına erişinceye kadar malına en güzel biçimde yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın Biz kimseye gücünün yetti ğinden fazlasını teklif etmeyiz Söylediğiniz zaman da yakınınız da olsa âdil olun ve Allaha verdiğiniz sözü tutun Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir İşte benim doğru yolum budur ona uyun Sizi Onun yolundan ayıracak başka yollara uymayın Azabından korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musaya Kitabı verdik ki Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar İşte bu Kurân da mübarek bir Kitaptır Onu biz indirdik Ona uyun ve Allahtan korkun ki size rahmet edilsin Onu size indirdik ki Kitap sadece bizden önceki iki topluluğa Yahudi ve Hıristiyanlara indirildi biz ise onlar ın okumasından habersizdik o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk demeyesiniz Yahut Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk demeyesiniz İşte size de Rabbinizden açık delil hidayet ve rahmet geldi Allahın âyetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir Âyetlerimizden yüz çevirenleri yüz çevirmeleri sebebiyle azabın en kötüsüyle cezalandıracağız İnanmak için ille meleklerin gelmesini yahut Rabbinin gelmesini ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi bekliyorlar Ama Rabbinin azab işaretlerinin geldiği gün daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır kazanmamış kimseye artık inanması bir fayda sağlamaz De ki Bekleyin biz de beklemekteyiz Dinleri ni parça parça edip grup grup olanlar var ya senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur Onların işi Allaha kalmıştır sonra Allah onlara yaptıklarını haber verecektir Kim iyilik getirirse ona o getirdiğinin on katı vardır Kim kötülük getirirse sa dece onun dengiyle cezalandırılır onlar haksızlığa uğratılmazlar De ki Rabbim beni doğru yola iletti Dosdoğru dine Allahı birleyen İbrahimin dinine O ortak koşanlardan değildi De ki Benim namazım ibadetim hayatım ve ölümüm hep âleml erin Rabbi Allah içindir Onun ortağı yoktur Bana böyle emrolundu ve ben Müslümanların ilkiyim De ki Allah herşeyin Rabbi iken ben Ondan başka Rab mi arayayım Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir Kendi günah yükünü taşıyan hiç kims e bir başkasının günah yükünü taşımaz Sonra dönüşünüz Rabbinizedir O ayrılığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir Sizi yeryüzünün halifeleri yapan size verdiği şeylerde sizi denemek için kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan Odur Şüphesiz Rabbin cezası çabuk olandır ve O bağışlayan esirgeyendir ARAF Arâf sûresi Mekkede inmiş olup ikiyüzaltı âyettir ve âyetlerde Arâfta yani cennet ve cehennem ehli arasındaki yüksek bir yerde bulunan insanlardan söz edi ldiği için sûreye bu ad verilmiştir Elif lâm mîm sâd Bu sana indirilen bir Kitabtır Onunla insanları uyarman ve inananlara öğüt vermen hususunda göğsünde bir sıkıntı olmasın Ey insanlar Rabbinizden size indirilene uyun ve Ondan başka dostlara uymayın Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz Nice kentler helak ettik Gece yatarlarken yahut gündüz uyurlarken azabımız onlara geliverdi Azabımız onlara geldiğinde Biz gerçekten zalimlermişiz demelerinden başka yalvarışları kalmadı Kendilerine elçi gönderilmiş olanlara da soracağız gönderilen elçilere de soracağız Ve elbette onlara olan biten herşeyi bir bilgi ile anlatacağız çünkü biz onlardan uzak değiliz O gün amelleri tartacak terazi haktır Kimin sevap tartıl arı ağır gelirse işte onlar kurtulanlardır Kimin sevap tartıları hafif gelirse işte onlar da âyetlerimize haksızlık etmelerinden ötürü kendilerini ziyana sokanlardır Doğrusu Biz sizi yeryüzünde yerleştirdik orada size geçimlikler verdik ne kadar da az şükrediyorsunuz Sizi yarattık sonra size biçim verdik sonra da meleklere Âdeme secde edin dedik hepsi secde ettiler yalnız İblis secde edenlerden olmadı Allah buyurdu Sana emrettiğim zaman seni secde etmekten alıkoyan ne dir İblis Ben dedi ondan hayırlıyım beni ateşten yarattın onu çamurdan yarattın Allah buyurdu Öyleyse oradan in orada büyüklük taslamak senin haddin değildir Çık çünkü sen aşağılıklardansın İblis dedi Bari bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar süre ver Allah buyurdu Haydi sen süre verilmişlerdensin Öyleyse dedi beni azdırmana karşılık and içerim ki ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım Sonra onların önlerinden arkalarından sağlarından sollarından onlara sokulacağım ve sen çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın Allah buyurdu Haydi sen yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık And olsun kionlardan sana kim uyarsa bilin ki sizin hepiniz den derleyip cehennemi dolduracağım Sonra Allah Âdeme hitab etti Ey Âdem Sen ve eşin cennette durun dilediğiniz yerden yeyin fakat şu ağaca yaklaşmayın yoksa zalimlerden olursunuz Derken onların kendilerinden gizli kalan çirkin yer lerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı Rabbiniz başka bir sebepten dolayı değil sırf ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan men etti dedi Ve onlara Elbette ben size öğüt verenlerdenim diye d e yemin etti Böylece onları aldatarak aşağı sarkıttı önceki mevkilerinden indirdi Ağacın meyvesini tadınca çirkin yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarını üst üste yamayıp üzerlerini örtmeğe başladılar Rableri onlara seslendi Ben si zi o ağaçtan men etmedim mi ve şeytan size apaçık düşmandır demedim mi Dediler ki Ey Rabbimiz Biz kendimize zulmettik eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz Allah buyurdu Birbiri nize düşman olarak inin sizin yeryüzünde bir süreye kadar kalıp geçinmeniz gerekmektedir Orada yaşayacaksınız orada öleceksiniz ve yine oradan dirilip çıkarılacaksınız dedi Ey Âdemoğulları size çirkin yerlerinizi örtecek giysi süslenece k elbise indirdik Hayırlı olan takva elbisesidir İşte bunlar Allahın âyetlerindendir belki düşünüp öğüt alırlar Ey Âdemoğulları Şeytan ana babanızı çirkin yerlerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi d e şaşırtıp bir belaya düşürmesin Çünkü o ve kabilesi sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler Biz şeytanları inanmayanların dostu yaptık Onlar bir kötülük yaptıkları zaman Babalarımızı bu yolda bulduk bunu bize Allah emretti derle r De ki Allah kötülüğü emretmez Allaha karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz De ki Rabbim bana adaleti emretti Her mescidde yüzünüzü Ona doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak Ona yalvarın İlkin sizi yarattığı gibi yine Ona döneceksiniz O bir topluluğu doğru yola iletti bir topluluğa da sapıklık hak oldu Çünkü onlar şeytanları Allahtan başka dostlar tuttular ve kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar Ey Âdemoğulları Her mescide gidişinizde güzel g iysilerinizi giyin ve yiyin için fakat israf etmeyin Çünkü Allah israf edenleri sevmez De ki Allahın kulları için çıkardığı zinetleri ve tertemiz rızıkları kim haram kılmış De ki Bunlar bu dünya hayatında inananlar içindir kıyamet gününde de yalnız onlara mahsustur İşte böylece biz âyetleri bilen bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz De ki Rabbim sadece fuhşiyatı onun açık ve gizli olanını günahları haksız yere isyanı haklarında hiç bir delil indirmediği şeyleri Allaha ortak ko şmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi yasaklamıştır Her ümmetin bir eceli vardır O ecel geldiğinde ne bir ân erteleyebilirler ne de öne alabilirler Ey Âdemoğulları Size içinizden peygamberler gelip âyetlerimi anlattıklar ında kim Allahtan korkar ve kendini düzeltirse işte onlar için korku yoktur Onlar üzülmeyeceklerdir de Kim de âyetlerimizi yalanlar ve onlara karşı büyüklük taslarsa işte onlar cehennemliktirler ve orada ebedî olarak kalacaklardır Allaha ka rşı yalan uyduran yahut âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir Onlara Kitaptan nasipleri erişir Canlarını alacak elçilerimiz gelince onlara Allahtan başka taptıklarınız nerede derler Onlar O taptıklarımız bizden sapıp ayrıldılar derl er Böylece kendilerinin kâfir olduklarına bizzat şahitlik ederler Allah onlara Sizden önce geçmiş cin ve insan topluluklarıyla beraber cehennem ateşine girin der Cehenneme giren her ümmet kendi din kardeşine lanet eder Nihayet hepsi oraya topla ndığında sonrakiler öncekiler hakkında derler ki Rabbimiz İşte şunlar bizi doğru yoldan saptırdı Onlara cehennem ateşinden kat kat azab ver Allah der ki Herkesin azabı kat kattır fakat siz bilemezsiniz Öncekiler de sonrakilere derler ki Sizin bizden bir üstünlüğünüz yoktur O halde yaptıklarınızdan dolayı azabı tadın Bizim âyetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzül etmeyenler var ya işte onlara göğün kapıları açılmayacak ve deve veya halat iğne deliğinden geçinceye kadar onlar cennete giremeyeceklerdir İşte suçluları böyle cezalandırırız Onlara cehennemde ateşten bir yatak üstlerine de ateşten örtüler vardır Biz zalimleri işte böyle cezalandırırız İman edenler ve iyi amellerde bulunanlar ki biz hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz işte onlar cennet ehlidir ve orada ebedî olarak kalacaklardır Orada kalblerinde bulunan kini çıkarıp atarız Onların altlarından ırmaklar akar Bizi buna erdiren Allaha hamdolsun Eğer Allah bizi doğru yola se vk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler derler Onlara şöyle seslenilir İşte size cennet Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz Cennet ehli cehennem ehline Rabbimizin bize vaad e ttiğini gerçek bulduk Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu diye seslenirler Onlar da evet derler Bunun üzerine aralarında bir çağırıcı şöyle seslenir Allahın laneti zalimler üzerine olsun Onlar Allahın yolundan men ederl er ve onu eğriltmek isterler ahireti de inkâr ederlerdi Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır Araf üzerinde de her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır Bunlar cennetliklere selâm olsun size diye seslenirler Bunlar henüz cennete girmemiş fakat girmeyi arzu eden kimselerdir Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de Rabbimiz Bizi zalim toplulukla beraber eyleme derler Araftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler Ne topluluğunuz ne de büyüklük taslamanız size hiç bir yarar sağlamadı Allah onları hiç bir rahmete erdirmeyecek diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı Cennetliklere dönerek Girin cennete artık size ne korku vardır ne de siz üzüleceksin iz derler Cehennemdekiler cennettekilere Bize biraz su akıtın veya Allahın size verdiği rızktan bize de verin diye seslenirler Cennettekiler de Allah bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı derler Onlar ki dinlerini bir eğlence ve oyun yerine koydular ve dünya hayatı kendilerini aldattı Onlar bugüne kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkâr ettilerse biz de bugün onları öyle unuturuz Gerçekten onlara bilgiye göre açıkladığımız inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik İlle onun tevilini mi gözetiyorlar Onun tevili geldiği verdiği haberler ortaya çıktığı gün önceden onu unutmuş olanlar derler ki Doğrusu Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş Şimdi bizim şefaatçileri miz var mı ki bize şefaat etsinler yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan başkasını yapalım Onlar kendilerini zarara soktular ve uydurdukları şeyler kendilerinden saptı kaybolup gitti Şüphesiz Rabbiniz Allah gökleri v e yeri altı günde yarattı sonra Arş üzerine hükümran oldu O geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter güneş ay ve yıldızlar emrine âmâdedir İyi biliniz ki yaratma ve emir Onundur Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir Rabbinize yalvar a yalvara ve gizlice dua edin Çünkü O haddi aşanları sevmez Düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın Ona korkarak ve rahmetini umarak dua edin Muhakkak ki Allahın rahmeti iyilik edenlere yakındır Rahmetinin önünde müjdeci olar ak rüzgarları gönderen Odur O rüzgarlar yağmur yüklü bulutları yüklenince onu kurak bir memlekete gönderir sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz İşte Biz ölüleri de böyle diriltiriz Gerekir ki düşünür ibret alırsınız Güzel memleketin bitkisi Rabbinin izniyle çıkar kötü olandan ise yararsız bitkiden başka bir şey çıkmaz İşte biz şükreden bir toplum için âyetleri böyle açıklarız Andolsun ki Nûhu elçi olarak kavmine gönderdik de dedi ki Ey kavmim Allaha kulluk edin sizin Ondan başka bir ilâhınız yoktur Doğrusu ben üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum Kavminden ileri gelenler dediler ki Biz seni apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz Nûh dedi ki Ey kavmim Bende herhang i bir sapıklık yok ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyuruyorum size öğüt veriyorum ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum Allahın azabından sakınıp da rahmete n ail olmanız için içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikirkitap gelmesine şaştınız mı Onu yalanladılar biz de Onu ve Onunla beraber gemide bulunanları kurtardık âyetlerimizi yalanlayanları boğduk Çünkü onlar kalb gözleri k örleşmiş bir kavim idiler Âd kavmine de kardeşleri Hûdu gönderdik Ey kavmim Allaha kulluk edin sizin Ondan başka bir ilâhınız yoktur Ona karşı gelmekten sakınmaz mısınız dedi Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki Biz seni b ir çılgınlık içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz Hûd Ey kavmim Bende çılgınlık yok ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim dedi Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm Sizi uyarması için içinizden bir adam aracılığı ile size bir zikir gelmesine şaştınız mı Düşünün ki Allah sizi Nûh kavminden sonra onların yerine hâkimler yaptı ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı Allahın nimetl erini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz Dediler ki Ya demek sen tek Allaha kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını bırakalım diye mi bize geldin Eğer doğrulardan isen bizi tehdit ettiğin o azabı bize getir Hûd dedi ki Artık size Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir Haklarında Allahın hiç bir delil indirmediği sadece sizin ve atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz Bekleyin öyleyse şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim Onu ve onunla beraber olanları rahmetimizle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayıp da iman etmeyenlerin kökünü kestik Semûd kavmine de kardeşleri Sâlihi gönderdik Ey kavmim dedi Allaha kulluk edin sizin Ondan başka bir ilâhınız yoktur Size Rabbini zden açık bir delil geldi İşte şu Allahın devesi size bir mucizedir bırakın onu Allahın yeryüzünde yesin içsin sakın ona bir kötülük etmeyin yoksa sizi acı bir azap yakalar Düşünün ki Allah Âddan sonra sizi hükümdarlar kıldı Ve yer yüzü nde sizi yerleştirdi Onun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz dağlarında evler yontuyorsunuz Artık Allahın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık çıkarmayın Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler içlerinden zayıf g örünen müminlere Siz dediler Sâlihin gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini biliyor musunuz Onlar da Evet doğrusu biz onunla gönderilene inananlarız dediler Büyüklük taslayanlar Biz sizin inandığınızı inkâr edenleriz dediler Derken dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar Ey Sâlih eğer hakikaten elçilerdensen bizi tehdit ettiğin o azabı bize getir dediler Bunun üzerine hemen onları o sarsıntı yakaladı yurtlarında diz üstü çöke kaldı lar Sâlih de o zaman onlardan yüz çevirdi ve şöyle dedi Ey kavmim And olsun ki ben size Rabbimin elçiliğini tebliğ ettim ve size öğüt verdim fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz Lûtu da peygamber olarak gönderdik Kavmine dedi ki Sizd en önce âlemlerden hiç birinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsunuz Çünkü siz kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere gidiyorsunuz Belki de siz haddi aşan bir kavimsiniz Kavminin cevabı Onları Lûtu ve taraftarlarını kentinizden çıkarın çünkü o nlar fazla temizlenen insanlarmış demelerinden başka bir şey olmadı Biz de onu ve ailesini kurtardık yalnız karısını kurtarmadık çünkü o geride kalanlardan oldu Ve üzerlerine bir azab yağmuru yağdırdık Bak ki günahkârların sonu nasıl ol du Medyene de kardeşleri Şuaybı gönderdik Ey kavmim dedi Allaha kulluk edin sizin Ondan başka bir ilâhınız yoktur Size Rabbinizden açık bir delil geldi Ölçüyü ve tartıyı tam yapın insanların eşyalarını eksik vermeyin düzeltildikten sonr a yeryüzünde bozgunculuk yapmayın eğer inanan insanlar iseniz böylesi sizin için daha iyidir Tehdit ederek inananları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolun eğriliğini arayarak öyle her yolun başında oturmayın Düşünün ki siz az idiniz de O sizi ç oğalttı Bakın ki bozguncuların sonu nasıl olmuştur Eğer içinizden bir grup benimle gönderilene inanır bir grup da inanmazsa Allah aramızda hükmedinceye kadar sabredin O hüküm verenlerin en hayırlısıdır Kavminden ileri gelen kibirliler dedile r ki Ey Şuayb Ya mutlaka seni ve seninle beraber inananları kentimizden çıkarırız ya da dinimize dönersiniz Dedi ki İstemesek de mi bizi yurdumuzdan çıkaracak veya dinimizden döndüreceksiniz Andolsun ki Allah bizi ondan kâfirlikten ku rtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allaha karşı iftira etmiş oluruz Rabbimiz Allahın dilemesi hali müstesna geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır Biz sadece Allaha dayanırız Ey Rabbimiz Bizi mle kavmimiz arasında adaletle hükmet Çünkü sen hükmedenlerin en hayırlısısın Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki Eğer Şuayba uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrarsınız Derken o müthiş sarsıntı onları yakalayıverdi yurtları nda diz üstü çöke kaldılar Şuaybı yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç şenlik tutmamış gibi oldular Şuaybı yalanlayanlar varya işte ziyana uğrayanlar onlar oldular Şuayb onlardan öteye döndü de Ey kavmim dedi ben size Rabbimin gönder diği gerçekleri duyurdum ve size öğüt verdim artık kâfir bir kavme nasıl acırım Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek onun halkını yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka yoksulluk ve darlıkla sıkmışızdır Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyili k bolluk getirdik nihayet çoğaldılar ve Atalarımıza da böyle darlık ve sevinç dokunmuştu dediler ve hemen onları hiç farkında olmadıkları bir sırada ansızın yakaladık O ülkelerin halkı inanıp Allahın azabından korunsalardı elbette üzerle rine gökten ve yerden bolluklar açardık fakat yalanladılar biz de onları kazandıklarıyla yakaladık Acaba o ülkelerin halkı geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler Yoksa o ülkelerin halkı kuşluk vakti eğlenir lerken onlara azabımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler Allahın tuzağından kurtulacaklarına emin mi oldular Ziyana uğrayan topluluktan başkası Allahın tuzağından emin olmaz Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar gerçekleri işitmezler İşte o ülkeler ki sana onların haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz Andolsun ki peyg amberleri onlara apaçık deliller mucizeler getirmişlerdi Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi İşte o kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler Onların çoğunda sözde durma diye bir şey bulamadık Gerçek şu ki onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk Sonra onların arkasından Musayı mucizelerimizle Firavuna ve topluluğuna gönderdik Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler Ettiler de bak o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu Musa Ey Firavun Bil ki ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim dedi Allaha karşı ilk görevim hak olandan başka bir şey söylemememdir Gerçekten ben size Rabbinizden bir mucize getirdim artık İsrailoğullarını benimle gönder Firavun Eğer bir mucize getirdi ysen ve eğer doğru söyleyenlerden isen onu göster dedi Bunun üzerine Musa asâsını yere bırakıverdi o da birdenbire kocaman bir ejderha kesiliverdi Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi eli bembeyaz olmuş bakanların gözünü kamaştırıyordu Firavunun kavminden ileri gelenler Muhakkak bu çok bilgili bir sihirbazdır dediler O sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor Firavun O halde siz ne diyorsunuz dedi Onlar da onu ve kardeşini beklet şehirlere de toplayıcılar gönder d ediler Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler O sihirbazlar Firavuna geldiler Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var değil mi dediler Evet dedi Firavun Üstelik o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız Sihirbazlar Musaya Ey Musa Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın yoksa biz mi dediler Musa Siz atın dedi Atacaklarını atınca herkesin gözünü büyülediler ve onları dehşete düşürdüler Doğrusu büyük bir sihir gösterdiler Biz de Musaya Sen de a sânı bırakıver diye vahyettik Birdenbire asâ onların bütün uydurduklarını yakalayıp yutuverdi Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti Orada mağlup olmuş ve küçük düşmüşlerdi Sihirbazlar hep birden secdeye kapandılar Âlemlerin Rabbine iman ettik dediler Musanın ve Harunun Rabbine Firavun Ben size izin vermeden iman ettiniz ha dedi Şüphesiz bu bir hiledir siz bunu şehirde kurmuşsunuz yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz sonra anlayacaksınız Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim sonra da bilin ki sizi astıracağım Onlar da Şüphesiz o takdirde biz Rabbimize döneceğiz dediler Senin bize kızman da sırf Rabbimizin âyetleri gelince onlara iman etmemizden dolayıdır Ey Rabbimiz Üzerimize sabır yağdır ve canımızı Müslüman olarak al derler Firavun kavminin ileri gelenleri dediler ki Seni ve ilâhlarını terk etsinler de yeryüzünde fesat çıkarsınlar diye mi Musayı ve kavmini serbest bırakacaksın Firavun da dedi ki Onların oğullarını öldüreceğiz kızlarını sağ bırakacağız ve onlar üzerinde kahredici bir üstünlüğe sahibiz Musa kavmine dedi ki Allahın yardımını ve lütfunu isteyin ve sabır gösterin Şüphesiz ki yeryüzü Alla hındır Kullarından dilediğini ona mirasçı kılar Sonunda kurtuluş müttakilerindir Kavmi de dediler ki Sen bize gelmeden önce de eziyet gördük sen geldikten sonra da Musa dedi ki Umulur ki Rabbiniz düşmanlarınızı helak edip de sizi yeryüzün de halife kılacaktır ve sizin nasıl işler yaptığınıza bakacaktır Gerçekten biz Firavun sülâlesini senelerce kıtlık ve gelir noksanlığı içinde tutup kıvrandırdık ki düşünüp ibret alsınlar Fakat kendilerine iyilik geldiği zaman işte bu bizim hakkımızdır dediler başlarına bir kötülük gelince de işte bu Musa ile yanındakilerin uğursuzluğu yüzünden dediler İyi bilin ki onların uğursuzluğu Allah katındandır Lâkin çoğu bunu bilmezler Ve sen büyülemek için her ne mucize getirirsen get ir biz sana inanacak değiliz dediler Biz de kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri olmak üzere başlarına tufan çekirge haşereler kurbağalar ve kan gönderdik yine inat edip direndiler ve çok mücrim suçlu bir kavim oldular Ne zaman ki azap ü zerlerine çöktü dediler ki Ey Musa Bizim için Rabbine dua et sana olan ahdi hürmetine eğer bizden bu azabı kaldırır uzaklaştırırsan yemin olsun ki sana kesinlikle iman edeceğiz Ve İsrailoğullarını seninle birlikte göndereceğiz Ne zaman ki b elli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık derhal yeminlerini bozdular Biz de âyetlerimizi inkâr ettikleri ve onlara kulak vermedikleri için kendilerinden intikam aldık da hepsini denizde boğduk Ve o hırpalanıp ezilmekte olan kavmi de yer yüzünün bereketle donattığımız doğusuna ve batısına mirasçı yaptık Ve böylece Rabbinin İsrailoğullarına olan o güzel vaadi sabırları yüzünden gerçekleşti Biz de Firavun ile kavminin yapageldikleri sanat eserlerini ve diktikleri binaları yerle bir etti k Ve İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık Derken bir kavme vardılar ki onlar kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı Dediler ki Ey Musa Onların tanrıları gibi sen de bize bir tanrı yap Musa da onlara dedi ki Siz gerçekte n cahillik eden bir kavimsiniz Çünkü o gördüklerinizin içinde bulundukları din yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptıkları batıldır Sizi âlemlere üstün kılan Allah olduğu halde ben size Ondan başka ilâh mı arayayım dedi Hani sizi Firavu n sülâlesinin elinden kurtardığımız zaman hatırlasanıza size azabın kötüsünü yapıyorlardı oğullarınızı öldürüyorlar kızlarınızı sağ bırakıyorlardı Bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük imtihan vardı Ve Musaya otuz geceye vaat verdik ve sür eye bir on gece daha ekledik ve böylece Rabbinin mikatı tayin ettiği vakit tam kırk gece oldu Musa kardeşi Haruna şöyle dedi Kavmim içinde benim yerime geç ıslaha çalış ve bozguncuların yolundan gitme Ne zaman ki Musa mikatımıza geldi Rabbi ona kelâmıyla ihsanda bulundu Ey Rabbim göster bana kendini de bakayım sana dedi Rabbi ona buyurdu ki Beni katiyyen göremezsin ve lâkin dağa bak eğer o yerinde durabilirse sonra sen de beni göreceksin Daha sonra Rabbi dağa tecelli edince onu y erle bir ediverdi Musa da baygın düştü Ayılıp kendine gelince Sen sübhansın tevbe ettim sana döndüm ve ben inananların ilkiyim dedi Allah buyurdu Ey Musa Sana verdiğim peygamberlikle ve kelâmımla seni insanlar üzerine seçkin kıldım Sana ve rdiğime sıkı sarıl ve şükredenlerden ol Ve onun için o levhalarda her şeyden yazdık nasihat ve hükümlerin ayrıntılarına ait herşeyi belirttik Haydi bunlara sıkı sarıl kavmine de emret onlar da en güzeline sarılsınlar Size yakında o fasıkların yurdunu göstereceğim Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslayanları âyetlerimizi anlamaktan uzak tutacağım Onlar ki bütün âyetlerimizi görseler de onlara iman etmezler Doğru yolu görseler de o yolu tutup gitmezler Eğer sapıklık yolunu görürlerse t utar onu izlerler Çünkü onlar âyetlerimizi inkâr etmeyi âdet edinmişler ve onlardan hep gafil olagelmişlerdir Âyetlerimizi ve ahiretteki karşılaşmayı inkâr edenlerin amelleri hepten boşa gitmiştir Çekecekleri ceza kendi yaptıklarından başkası mı ol acaktır Musanın arkasından kavmi tutmuş süs takılarından böğüren bir buzağı heykeli edinmişlerdi O buzağının kendilerine bir söz söylemediğini ve bir yol gösteremediğini görmemişler miydi Fakat yine de onu tanrı edindiler ve zalimlerden oldular Ne zaman ki ellerine kırağı düşürüldü yaptıklarına pişman oldular o zaman sapıtmış olduklarını gördüler Yemin olsun ki eğer Rabbimiz bize merhamet etmez ve bizi bağışlamazsa muhakkak biz kötü akıbete düşenlerden olacağız dediler Musa öfkeli ve üzüntülü olarak kavmine döndüğünde şöyle dedi Bana arkamdan ne kötü bir halef oldunuz Rabbinizin emriyle dönüşümü beklemeden acele mi ettiniz Elindeki levhaları bıraktı ve kardeşi Harunu başından tutarak kendine doğru çekmeye başladı Harun Ey anamın oğlu dedi inan ki bu kavim beni güçsüz buldu az daha beni öldürüyorlardı sen de bana böyle yaparak düşmanları sevindirme ve beni bu zalim kavimle bir tutma Musa dedi ki Ey Rabbim Beni ve kardeşimi bağışla Bizi rahmetinin için e al Sen merhametlilerin en merhametlisisin Şüphesiz o buzağıyı tanrı edinenlere Rablerinden bir gazap dünya hayatında iken de bir zillet erişecektir İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız O kötü amelleri işleyip de sonra arkasından te vbe ve iman edenler için hiç şüphe yok ki Rabbin bundan sonra yine de affedici ve merhamet edicidir Musanın öfkesi geçince levhaları aldı Onlardaki yazıda ancak Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve rahmet vardı Bir de Musa mîkatımız i çin tayin ettiğimiz vakitte tevbe için kavminden yetmiş erkek seçti Ne zaman ki bunları o sarsıntı yakaladı işte o zaman Musa Rabbim dedi dileseydin bunları da beni de daha önce helâk ederdin Şimdi bizi içimizdeki o beyinsizlerin yaptıkları yüz ünden helâk mi edeceksin O iş de senin imtihanından başka bir şey değildi Sen bu imtihanla dilediğini sapıklıkta bırakır dilediğini de hidayete erdirirsin Bizim velimiz sensin Artık bizi bağışla merhamet et sen bağışlayanların en hayırlısısın Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz hem de ahirette Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük Buyurdu ki azabım var onu dilediğime isabet ettiririm rahmetim de vardır o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır Onu da özellikle korunanla ra zekatını verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım Onlar ki o ümmî peygambere uyarlar yanlarındaki Tevrat ve İncilde yazılmış bulacakları o peygambere uyup onun izinden giderler ki o onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar sırtlarından ağır yükleri indirir üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar işte o vakit ona iman eden ona kuvvetle saygı gösteren ona yardım cı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır De ki ey insanlar Ben sizin hepinize Allahın resulüyüm O Allah ki göklerin ve yerin bütün mülkü Onundur Ondan başka hiçbir ilâh yoktur Öldüren de dirilten de Odur Bundan dolayı gelin Allaha ve resulüne iman edin Allaha ve Allahın bütün kelâmlarına iman etmiş bulunan o ümmî peygambere evet ona uyun ki hidayete erebilesiniz Musanın kavminden doğru yolu gösteren ve doğrulukla adalet yapan bir topluluk da vardı Biz onları oniki kabileye o kadar ümmete ayırdık Ve kavmi kendisinden su istediği zaman Musaya elindeki asâ ile taşa vur diye vahyettik vurunca hemen o taştan oniki pınar akmaya başladı Halkın her biri su alacağı yeri iyice öğrendi Bulutu da üzerlerine gönderdik gölgeledik Onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik Size rızık olarak ihsan ettiğimiz nimetlerin temizinden yiyiniz dedik Onlar zulmü bize yapmadılar lakin kendi kendil erine zulmediyorlardı Ve o vakit onlara denilmişti ki Şu şehre yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin hitta günahlarımızı bağışla deyin ve secde ederek kapısından girin ki suçlarınızı bağışlayalım İyilere nimetlerimizi daha da arttıra cağız İçlerinden bir kısım zalimler sözü değiştirdiler kendilerine söylenenden başka şekle soktular Zulmü alışkanlık haline getirdikleri için biz de üzerlerine gökten azap yağdırdık Bir de onlara o deniz kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor O sırada onlar cumartesi yasağına riayet etmiyorlardı Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı yasak olmadığı gün gelmiyorlardı Yoldan çıkıp sapıklık yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk İçlerinden bir topluluk Allahın helâk edeceği yada çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz dediği vakit o uyarıda bulunanlar dediler ki Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için bir de belki günahlardan sakınırlar diye Onlar yapılan bunca nasi hati unuttukları zaman o kötülükten sakındıranları kurtardık o zalimleri de fena hareketlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğrattık Böylece onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince biz de onlara hor ve zelil maymunlar olun dedik O Vakit Rabbin işte şu ahdi ilan edip bildirdi ki Kıyamet gününe kadar onlara en kötü muameleyi yapacak olan kimseleri başlarına gönderecektir Muhakkak ki Rabbin hızla cezalandırandır ve yine muhakkak ki O çok affedici çok merhametlidir Ve onları yeryüzünde birçok ümmetlere ayırdık İçlerinde iyi olanları da vardı olmayanları da Onları biz bazen nimetlerle bazen de musibetlerle imtihana çektik Sonunda belki hakka dönerler diye Derken kitabı Tevratı miras alan bozuk bir nesil bunların yerini aldı Bize nasıl olsa mağfiret edilecek diyerek şu alçak dünya malını alıyorlar yine onun gibi bir mal ve rüşvet gelse onu da alırlar Allaha karşı haktan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kendilerinden o kitabın hükmü üzere misak al ınmamış mıydı Ve onun içindekileri okuyup öğrenmemişler miydi Oysa ahiret yurdu Allahtan korkanlar için daha hayırlıdır Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız Kitaba sarılanlara ve namazı kılmaya devam edenlere gelince biz o iyilerin ecrini hiçbir zaman yitirmeyiz Hani bir zamanlar biz o dağı gölgelik gibi tepelerine çekmiştik de üzerlerine düşüyor zannettikleri bir sırada demiştik ki size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın umulur ki korunursunuz Bir de Rabbin Âdemoğullarından bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak Ben sizin Rabbiniz değil miyim dediği vakit pekâlâ Rabbimizsin şahidiz dediler Bunu kıyamet günü Bizim bundan haberimiz yoktu demey esiniz diye yapmıştık Yahut atalarımız daha önce şirk koşmuşlardı Biz onlardan sonra gelen bir nesil idik şimdi o batıl yolu tutanların yaptıkları yüzünden bizi helâk mi edeceksin demeyesiniz diye yapmıştık Ve işte biz âyetleri böyle a yrıntılı olarak açıklıyoruz ki belki dönerler Onlara kendisine âyetlerimizi sunduğumuz o adamın kıssasını da anlat âyetlerden sıyrılıp çıktı derken onu şeytan arkasına taktı en sonunda da helak olanlardan oldu Ve eğer dileseydik onu o âyet lerle yüceltirdik fakat o alçaklığa saplandı kaldı ve kendi keyfinin ardına düştü Artık onun ibret verici hali o köpeğin haline benzer ki üzerine varsan da dilini uzatır solur bıraksan da solur İşte bu âyetlerimizi inkâr eden kavmin misalidir Bu kıs sayı iyice anlat belki biraz düşünürler Âyetlerimizi inkâr edip sırf kendilerine zulmeden o kavmin hali ne kadar kötüdür Allah kime hidayet ederse o hidayete erer kimi de dalalette bırakırsa işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileri olu rlar Andolsun ki cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık Onların kalbleri vardır fakat onunla gerçeği anlamazlar Gözleri vardır fakat onlarla görmezler Kulakları vardır fakat onlarla işitmezler İşte bunlar hayvanlar gibidirl er Hatta daha da aşağıdırlar Bunlar da gafillerin ta kendileridir Oysa en güzel isimler Allahındır Bundan dolayı Allaha onlarla dua edin Onun isimlerinde sapıklık eden mülhidleri inkârcıları terkedin Onlar yakında yaptıklarının cezasını çeke cekler Yine bizim yarattığımız insanlardan öyle bir ümmet var ki onlar hakka yol gösterirler ve o hak ile adaleti yerine getirirler Âyetlerimizi inkâr edenlere gelince biz onları bilemeyecekleri yönlerden derece derece düşüşe yuvarlayacağız Ayrıca ben onlara mühlet de veririm Fakat benim tuzak kurup helâk edişim pek çetindir Onlar arkadaşlarında herhangi bir cinnet bulunmadığını hiç düşünmediler mi O açık bir uyarıcıdan başka biri değildir Allahın göklerdeki ve yerdeki m ülkiyet ve tasarrufuna Allahın yaratmış olduğu herhangi bir şeye ve ecellerinin gerçekten yaklaşmış olması ihtimaline hiç bakmadılar mı Artık bu Kurândan sonra başka hangi söze inanacaklar Allah kimi saptırırsa onu yola getirecek bir kimse yoktu r O onları kendi hâllerine bırakır ve kendi azgınlıkları içinde yuvarlanıp giderler Sana ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar De ki onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır Onu tam vaktinde koparacak olan Ondan başkası değildir O nun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur O size ansızın gelecektir Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar De ki onun bilgisi Allah katındadır Fakat insanların çoğu bunu bilmezler De ki ben kendi kendime Alla hın dilediğinden başka ne bir menfaat elde etmeye ne de bir zararı önlemeye malik değilim Ben eğer gaybı bilseydim daha çok hayır yapardım ve kötülük denilen şey yanıma uğramazdı Ben iman edecek bir kavme müjde veren ve uyaran bir peygamberden başka bi ri değilim Sizi bir tek nefisten yaratan onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allahtır O eşini kucaklayıp sarılınca ona yaklaşınca eşi hafif bir yük yüklendi hâmile kaldı Bir müddet böyle geçti derken yükü ağırlaştı O vakit i kisi birden Rableri olan Allaha şöyle dua ettiler Eğer bize salih bir evlat verirsen biz muhakkak şükredenlerden olacağız Fakat Allah kendilerine salih bir evlat verince her ikisi de tuttular verdiği evlatlar üzerine ona ortak koşmaya başladıl ar Allah onların koştukları şirkten münezzehtir Hiçbir şey yaratmayan ve kendileri yaratılmış olan putları mı Allaha ortak ediyorlar ona eş koşuyorlar Bu putlar ne o tapınanlara ne de kendi kendilerine yardım edebilirler Eğer siz on ları doğru yola çağırsanız size uymazlar Onları ha çağırmışsınız ha çağırmayıp susmuşsunuz hiç fark etmez Allahı bırakıp taptıklarınız da tıpkı sizin gibi kullardır Eğer iddianızda doğru iseniz haydi onları çağırın da size cevap versinler Onların yürüyecek ayakları tutacak elleri görecek gözleri veya işitecek kulakları mı var De ki Haydi çağırın o ortaklarınızı sonra bana istediğiniz tuzağı kurun ve elinizden gelirse göz açtırmayın Zira benim velim o kitabı indiren Allahtır Ve O salih kullarına sahip çıkar Sizin Allahtan başka taptıklarınız ise ne size yardım edebilirler ne de kendi kendilerine yardımları dokunur Siz onları doğru yola çağıracak olsanız da duymazlar Onların sana baktıklarını görürsün ba karlar ama görmezler Sen yine de affa sarıl iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir Eğer şeytandan bir vesvese bir gıcık gelirse hemen Allaha sığın Muhakkak ki Allah hakkıyla işiten kemaliyle bilendir Allahtan korkanlar kendilerin e şeytandan bir vesvese iliştiği zaman durup düşünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar Şeytanların kardeşlerine gelince onlar öbürlerini sapıklığa sürüklerler sonra da yakalarını bırakmazlar Onlara arzularına göre bir âyet get irmediğin zaman derleyip toplasaydın ya derler sen de de ki ben ancak Rabbimden bana ne vahyolunuyorsa ona uyarım işte bütünüyle bu Kurân Rabbinizden gelen basiretlerdir kalp gözünü açacak beyanlardır iman eden bir kavim için hidayettir rahmettir Kurân okunduğu zaman hemen susup onu dinleyin umulur ki rahmete nâil olursunuz Sabah akşam demeden kendi içinden korkarak ve yalvararak alçak sesle Rabbini an ve gafillerden olma Zira Rabbinin katında olanlar Allaha kulluk etmek ten asla kibirlenmezler Onu tenzih eder şanını ulularlar ve yalnızca Ona secde ederler ENFAL Enfâl sûresi yetmişbeş âyettir ilâ âyetler Mekkede diğerleri Medinede inmiştir Enfâl ziyade manasına gelen nefl kelimesinin çoğuludu r İslâm dinini savunmak için yapılan savaşlarda elde edilen sevaba ek olarak alınan ganimet malına da nefl denilmiştir Sûrenin birinci âyetinde savaştan elde edilen ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduğu ifade edildiği için sûreye bu ad verilmiştir Sana ganimetlerin bölüştürülmesini soruyorlar De ki ganimetlerin taksimi Allaha ve Resulüne aittir Onun için siz gerçekten mümin kimseler iseniz Allahtan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin Allaha ve Resulüne itaat edin Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir âyetleri okunduğu zaman imanlarını arttırır Ve bunlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler Onlar ki namazı gereği gibi kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yoluna harcarlar İşte gerçekten mümin olanlar onlardır Onlara Rablerinin katında dereceler vardır bağışlanma ve değerli rızık vardır Nitekim Rabbin seni hak uğruna savaşmak için evinden çıkarmıştı Oysa Müslümanların bir kısmı o zaman bundan hoşlan mamışlardı Ve gerçek gün gibi açığa çıktıktan sonra bile seninle münakaşaya devam etmişlerdi sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlardı İşte o zaman Allah size iki taifeden kervan veya kureyş ordusundan birini vaad ediyordu ki sizin olacaktı Siz ise arzu ediyordunuz ki şanı ve şerefi olmayan şey kervan sizin olsun Halbuki Allah âyetleriyle hakkı yerine oturtmak ve kâfirlerin arkasını kesmek istiyordu Ki hakkın hak olduğunu tanıtsın ve batılı büsbütün yok etsin varsın o günahkârlar istemesin O vakit siz Rabbinizden yardım diliyordunuz O da Ben işte ardarda bin melekle size yardım ediyorum diye duanızı kabul buyurmuştu Bunu da Allah size sırf bir müjde olsun ve bununla kalbleriniz yatışsın diye yapmıştı Yoksa zafer ancak Allah katındandır Gerçekten Allah mutlak galiptir ve hikmet sahibidir O sırada size yine katından bir güven ve esenlik olmak üzere bir uyku sardırıyordu sizi temizlemek şeytanın vesvesesini sizden gidermek yüreklerinize kuvvet vermek ve ayakları nızı sağlam durdurmak için gökten üzerinize yağmur indiriyordu İşte o anda Rabbin meleklere şöyle vahyediyordu Ben sizinle beraberim müminlere sebat verin Kâfirlerin yüreğine korku salacağım hemen boyunlarının üstüne vurun parmaklarına parmaklar ına vurun Çünkü onlar Allaha ve Resulüne karşı geldiler Kim Allaha ve Resulüne karşı gelirse bilsin ki Allahın azabı çok çetindir İşte gördünüz ya şimdilik siz bunu tadın şu da kesindir ki ahirette kâfirlere cehennem azabı vardır Ey iman edenler Toplu olarak kâfirlerle karşılaştığınız zaman onlara arkalarınızı dönmeyin kaçmayın Böyle bir günde her kim onlara tekrar dönüp çarpışmak için geri çekilmek veya diğer bir safta yeniden mevzilenmek hâlleri dışında arkasını dönerse muhakkak Allahtan bir gazaba uğramış olur ve varacağı yer cehennemdir orası da ne kötü bir akıbettir Sonra onları siz öldürmediniz lâkin Allah öldürdü Attığın zaman da sen atmadın lâkin Allah attı Bu da müminlere güzel bir imtihan geçirtmek içi ndi Allah işitendir bilendir Gördünüz ya Allah kâfirlerin kurduğu tuzağı işte böyle boşa çıkarır Fetih istiyorsanız işte size fetih gelmiştir eğer aşırı gitmez de son verirseniz hakkınızda daha hayırlıdır Yok eğer dönerseniz biz de döner iz O vakit askeriniz çok da olsa size hiç bir şekilde fayda vermez İyi biliniz ki Allah müminlerle beraberdir Ey iman edenler Allaha ve Resulüne itaat edin İşitip durduğunuz halde onun emirlerinden yüz çevirmeyin Ve işitmedikleri halde iş ittik diyenler gibi olmayın Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir Allah onlarda hayır görseydi onlara işittirirdi işittirseydi yine de aldırmaz arka dönerlerdi Ey iman e denler Peygamber sizi size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Allaha ve Resule icabet edin Ve bilin ki Allah kişi ile kalbi arasına girer Ve siz kesinkes Onun huzurunda toplanacaksınız Ve öyle bir fitneden sakının ki içinizden yalnızca zulüm yapanlara dokunmakla kalmaz Ve bilin ki Allahın cezası şiddetlidir Düşünün ve hatırlayın o zamanları ki hani bir vakitler siz yeryüzünde güçsüzdünüz hor görülen bir azınlıktınız İnsanların sizi hırpalamasından korkuyordunuz öyle iken O sizi barındırdı ve sizi yardımıyla destekleyip güçlendirdi ve şükretmeniz için temizlerinden rızık verdi Ey iman edenler Allaha ve Resule hainlik etmeyiniz ki bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olmayasınız Ve iyi biliniz ki malları nız ve evlatlarınız birer imtihan aracından başka birşey değildir Allah katında büyük ecir vardır Ey iman edenler Allaha karşı gelmekten sakınırsanız O size bir furkan hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayış verir ve günahlarınızı örtbas eder s izi bağışlar Allah büyük lütuf sahibidir Hani bir vakitler o kâfirler seni tutup bağlamak veya öldürmek veya sürüp çıkarmak için sana tuzak kuruyorlardı da onlar tuzak kurarken Allah da karşılığında tuzak kuruyordu Öyle ya Allah tuzakların en ha yırlısını kurar Onlara âyetlerimiz okunduğu zaman işittik dilersek bunun gibisini biz de söyleriz bu eskilerin efsanelerinden başka bir şey değildir diyorlardı Bir vakit de Ey Allah eğer bu Senin katından gelmiş bir hak kitap ise hiç du rma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize daha acı bir azap ver demişlerdi Halbuki sen içlerinde iken Allah onlara azab edecek değildi İstiğfar ettikleri sürece de Allah onlara azab edecek değildir Şimdi ise Allahın kendilerine azab etmemes i için neleri var ki Oysa Mescid i Haramdan menediyorlar Üstelik onun hizmetine ehil kişiler de değiller Çünkü onun hizmetine ehil olanlar ancak müttakilerdir Lâkin çoğu bunu bilmezler Kâbe huzurunda onların duaları ise ıslık çalıp el çırpmaktan başka birşey değildir O halde inkârınızdan ve nankörlüğünüzden dolayı bu azabı tadın bakalım Mallarını Allah yolundan engellemek için sarfeden o kâfirler hiç şüphesiz yine onu sarfedecekler Varsın sarfetsinler sonra o yüreklerine inen bir acı o lacak sonra da mağlup olacaklar Zaten kâfirler toplanıp cehenneme gönderilecekler Allah murdarı temizden ayırdetmek için ve bir de murdar kısmını birbiri üzerine bindirip hepsini bir araya getirmek ve topunu birden cehenneme koymak için böyle yapar İşte bunlar o hüsran içinde kalanların ta kendileridir O kâfirlere de ki Eğer bu işe son verirlerse daha önce yaptıkları bağışlanacak Yok yine karşı koymaya başlar isyana dönerlerse önceki ümmetlere uygulanan kurallar kendilerine de uygulanacak Artık o ilâhî uygulamayı beklesinler Ortalıkta fitne kalmayıp din tamamıyla Allahın dini oluncaya kadar onlarla savaşın Eğer vazgeçerlerse muhakkak ki Allah yaptıklarını görür Yok vazgeçmez de tekrar eskiye dönerlerse artık bilin ki Allah sizin yardımcınızdır O ne güzel mevla ne güzel yardımcıdır Şunu da biliniz ki ganimet olarak aldığınız her hangi bir şeyden beşte biri mutlaka Allah içindir O da peygambere ve ona yakınlığı olanlara yetimlere miskinlere ve yolda kalmışlara aittir Eğer siz Allaha iman etmiş hak ile batılın ayrıldığı o gün iki ordunun karşı karşıya geldiği o Bedir günü kulumuza indirdiğimiz âyetlere iman getirmiş iseniz bunu böyle biliniz Ve biliniz ki Allah herşeye kâdirdir O vakit siz vadinin yakın bir yamacında idiniz onlarsa uzak yamacında idiler Kervan da sizden daha aşağıda idi Öyle ki şayet onlarla sözleşmiş olsaydınız öyle bir buluşma yeri için mutlaka anlaşmazlık çıkarırdınız Fakat olması gereken zaferin olması için Allah böyle takdir etti Tâ ki helak olan apaçık bir delil gördükten sonra helak olsun sağ kalanlar da yine apaçık bir delilden sonra yaşasın Kesindir ki Allah işitendir bilendir Hani o vakitler Allah sana uykunda rüyanda onları az gösteriyordu Eğer Allah sana onları kalabalık gösterseydi korkacaktınız ve savaş konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz Fakat Allah böyle bir şeyden sizi uzak tuttu Çünkü O gönüllerde yatanı da bilir Ve işte onlarla karşılaştığınız vakit onları sizin gözünüze az gösteriyordu siz i de onların gözlerinde azaltıyordu Çünkü Allah o mukadder olan işi yerine getirecekti Bütün işler Allaha döndürülür Ey iman edenler bir düşman topluluğu ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allahı çokça zikredin ki kurtuluşa eresiniz Ayrıca Allaha ve Resulüne itaat edin Ve birbirinizle didişmeyin Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider Sabırlı olun çünkü Allah sabredenlerle beraberdir Çalım atarak ve halka gösteriş yaparak yurtlarından çıkanlar ve Allah yoluna enge l koyanlar gibi olmayın Allah onların bütün yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır Şeytan onlara amellerini güzel gösterdiği zaman Bu gün insanlardan size galip gelecek yoktur ben de size yardımcıyım demişti Fakat iki tarafın karşı karşıya geldiği görününce arkasını dönüp kaçtı ve şöyle dedi Ben sizden kesinlikle uzağım Ben sizin göremeyeceğiniz şeyler görüyorum ve ben Allahdan korkarım Ayrıca Allahın azabı çok çetindir O sırada münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar müslümanla r hakkında şu adamları dinleri aldattı diyorlardı Oysa her kim Allaha tevekkül ederse bilsin ki Allah galiptir güçlüdür ve hikmet sahibidir Melekler o kâfirlerin yüzlerine ve sırtlarına vura vura ve Tadın bakalım cehennem azabını diye diye canlarını alırken hallerini bir görmeliydin İşte bu sizin kendi ellerinizle meydana getirdiğiniz bir sonuçtur Hiç şüphesiz Allah kullarına hiçbir şekilde zalim biri değildir Tıpkı Firavunun izinden gidenlerle onlardan öncekilerin gidişi gibi onlar da Allahın âyetlerini tanımadılar Allah da kendilerini günahları yüzünden tutuklayıverdi Çünkü Allah çok kuvvetli ve azabı çok çetin olandır Bu Allahın bir kavme verdiği nimeti onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmemesinden dolayıdır Gerçekten de Allah hakkiyle işiten herşeyi bilendir Tıpkı Firavunun izinden gidenlerle onlardan öncekilerin gidişi gibi Rabblerinin âyetlerini yalanladılar Biz de onları günahları yüzünden helâk ettik Firavun ile arkasından gidenleri suda boğdu k Hepsi de zalim idiler Allah katında kımıldayıp debelenen canlıların en kötüsü inkara saplanıp da bir türlü iman etmeyenlerdir Onlar kendileriyle antlaşma yaptığın halde her defasında antlaşmalarını bozarlar ve bundan hiç çekinmezler Bundan dolayı onları harpte yakalarsan kendilerinden sonrakilere de gözdağı olacak şekilde ağır bir cezaya çarptır belki ibret alırlar Eğer bir kavmin sözleşmeye aykırı bir hainlik yapmasından korkarsan savaştan önce aynı şekilde antlaşmayı bozduğunu kendilerine bildir Çünkü Allah hainleri sevmez O kâfirler ileri geçip kurtulduklarını sanmasınlar Onlar kesinlikle bizi aciz bırakamazlar Siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazırlay ın ki onlarla hem Allahın düşmanlarını hem de kendi düşmanlarınızı ayrıca Allahın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız Allah yolunda her ne harcarsanız onun sevabı size eksiksiz ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız Eğer onlar barıştan yana olurlarsa sen de barıştan yana ol Ve Allaha güven Çünkü işiten ve bilen Odur Eğer sana hile yapmak isterlerse muhakkak ki sana Allah yeter Seni yardımıyla ve müminlerle güçlendirecek olan Odur Müminlerin kalplerini bi rbirlerine O ısındırdı Yoksa yeryüzünde ne varsa sen hepsini harcasaydın yine de onların kalblerini böylesine ısındıramazdın Lâkin Allah kalplerini kaynaştırdı Muhakkak ki O azizdir hakimdir Ey Peygamber Sana Allah yetişir arkandan gelen müm inlerle beraber Ey Peygamber Müminleri cihada teşvik eyle Eğer sizden sabredecek yirmi kişi olursa ikiyüze galip gelirler ve eğer sizden yüz kişi olursa kâfirlerden bin kişiye galip gelirler Çünkü onlar hakkı ve akıbeti düşünmeyen anlayışsız bir ka vimdirler Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler sizden bin kişi olursa Allahın izniyle ikibin düşmana galip gelirler Allah sabredenlerle beraberd ir Hiçbir peygamberin yeryüzünde ağır basmadıkça kesin zafere ulaşıp üstün gelmedikçe esirleri olması layık değildir Siz dünya malını istersiniz oysa Allah ahireti kazanmanızı murad eder Allah azizdir hakimdir Eğer Allahdan bir yazı hükü m bulunmasa idi aldığınız fidyeden dolayı size mutlaka büyük bir azab dokunurdu Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allaha karşı gelmekten sakının Muhakkak ki Allah bağışlayıcıdır ve merhamet edicidir Ey Peygamber el inizdeki esirlere de ki Eğer Allah sizin kalblerinizde bir hayır bulursa sizden alınandan daha hayırlısını size verir ve günahlarınızı bağışlar Çünkü Allah bağışlayıcıdır Eğer sana hıyanet etmek isterlerse iyi bilsinler ki bundan önce Allaha ha inlik ettiklerinden dolayı Allah onların ezilmelerine imkân verdi Allah her şeyi hakkıyla bilen hüküm ve hikmet sahibidir Gerçekten de iman edip hicret eden mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad veren onları barındırıp yardım edenler işte b unlar birbirlerinin dostlarıdırlar İman ettiği halde henüz hicret etmemiş olanlar hicret edinceye kadar onlar üzerinde herhangi bir velayet hakkınız yoktur Bununla beraber dinde sizden yardım isterlerse sizinle arasında antlaşma bulunanlar aleyhine bir durum olmadıkça onlara yardım etmeniz de üzerinize borçtur Allah bütün yaptıklarınızı görüp duruyor Kâfirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar Eğer siz de öyle yapmazsanız yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar O kim seler ki iman ettiler hicret ettiler ve Allah yolunda cihada katıldılar bir kısımları da onları barındırıp yer yurt sahibi yaptılar ve yardıma koştular işte bunlar hakkıyla mümin olanlardır Bunlara bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savaşa katılanlar da sizdendirler Bir de akraba olanlar Allahın kitabına göre birbirlerine daha yakındırlar Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir TEVBE Tevbe sûresi yüzyirmidokuz âyettir ve âyet ler Mekkede diğerleri Medinede inmiştir âyet tevbe ile ilgili olduğu için sûreye bu isim verilmiştir Sûrenin bundan başka birçok ismi olup en meşhuru Berâedir Bu sûrenin Enfâl sûresinin devamı veya başlı başına bir sûre olup olmadığı hakkında ihtilâf olduğu için başında Besmele yazılmamıştır Hicretin dokuzuncu yılında Hz Ebu Bekir hac emîri olarak tayin edilmiş ve müslümanlar hacca gönderilmişti Bu sûre inince Resûlullah s a Allahın emirlerini hacdaki insanlara tebliğ etmesi için Hz A liyi görevlendirdi Hz Ali hac kafilesine ulaştığında Hz Ebu Bekir Amir olarak mı geldin yoksa memur olarak mı diye sordu Hz Ali sadece sûreyi Mekkede hacılara tebliğ ile memûr olduğunu bildirdi Hz Ali bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak kendisinin Peygamber tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirdi ve bir hutbe okudu sonra da bu sûrenin başından veya âyet okuyarak dedi ki Dört şeyi tebliğe memurum Bu yıldan sonra Kâbeye hiçbir müşrik yaklaşmayacak Hiç kimse çıplak olarak Kâbeyi ziyâret etmeyecek Müminden başkası cennete girmeyecek Müşrik kabileler tarafından bozulmamış antlaşmalar antlaşma süresinin sonuna kadar yürürlükte kalacak Allahdan ve Resulünden bir ültimatomdur bu ken dileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere Bundan böyle yeryüzünde dört ay daha istediğiniz gibi gezip dolaşın Şunu da bilin ki Allahı aciz bırakacak değilsiniz Allah kâfirleri mutlaka perişan edecektir Ayrıca büyük hac günü Allah ve Rasulü taraf ından insanlara bir ilandır ki Allah da Resulü de müşriklerle yapılan antlaşmalara artık bağlı değildir Eğer hemen tevbe ederseniz bu sizin için hayırlıdır Yok yine tevbeden yüz çevirirseniz biliniz ki Allahı yıldıracak değilsiniz Kâfirleri acı bir azap ile müjdele Ancak kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size olan ahitlerinde hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardımda bulunmamış olanlar bunun dışındadır Siz de onlarla olan antlaşmanızın hükümlerine ant laşma süresinin sonuna kadar uyunuz Muhakkak ki Allah müttakileri sever Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün yakalayın hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın Muhakkak ki Allah çok bağışlayandır çok merhamet edendir Eğer müşriklerden biri aman dilerse ona aman ver Ta ki Allahın kelâmını dinlesin Sonra onu güvenlik içinde olduğu yere kadar gönder Çünkü bunlar gerçekten de bilgi siz bir kavimdirler O müşriklerin Allah katında ve Resulü katında herhangi bir ahdi nasıl olabilir Ancak Mescid i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız var ki bunlar size karşı doğru durdukça siz de onlara doğru olun Allah hainlikten sakınanları el bette sever Onlarla nasıl sözleşme olabilir ki sizin aleyhinize ellerine bir fırsat geçse hakkınızda ne bir antlaşma gözetirler ne de bir yemin Dil ucuyla sizi hoşnud etmeye çalışırlar fakat kalbleri o kadarına da razı olmaz Zaten onların çoğu fa sıktırlar Allahın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler Bir mümin hakkında ne bir yemin gözetirler ne de bir antlaşma Bunlar işte böyle haddi aşan kimselerdir Eğer tevbe ederler namazı kılarlar zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar Biz âyetleri bilen bir kavme açıklarız Eğer verdikleri sözden sonra yeminlerini bozar ve dininize dil uzatırlarsa o küfür öncülerini hemen öldürün Çünkü onların ye minleri yoktur Ola ki vazgeçerler Yeminlerini bozan Peygamberi yurdundan çıkarmaya azmeden ve üstelik ilk önce size saldırmaya başlayanlara karşı savaşmaz mısınız Yoksa onlardan korkuyor musunuz Eğer mümin iseniz her şeyden önce Allahdan korkma lısınız Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onların cezasını versin ve onları rezil ve rüsvay etsin yardımıyla sizi onlara muzaffer kılsın Ve mümin bir kavmin yüreklerini ferahlandırsın Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin Allah diledi ğine tevbeyi nasib eder Allah her şeyi bilir hüküm ve hikmet sahibidir Yoksa siz hep kendi halinize terk olunacağınızı mı sandınız Allahın içinizden cihad edenleri ve Allahtan Resulünden müminlerden başka kimseye sığınmayan ve başkaca sığınac ak bir yer aramayanları görmediğini mi zannediyorsunuz Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır Müşrikler kendi inkârlarına kendileri şahit olup dururlarken Allahın mescidlerini imar etmeleri mümkün değildir Onların bütün yaptıkları boşa gitmişti r Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalacaklardır Allahın mescidlerini ancak Allaha ve ahiret gününe inanan namazı kılan zekatı veren ve Allahdan başkasından korkmayan kimseler imar ederler İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır Siz hacılara su dağıtma ve Mescid i Haramı imar etme işiyle Allaha ve ahiret gününe iman edip Allah yolunda cihad edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz Bunlar Allah katında eşit olamazlar Allah zalimler topluluğuna hidayet ihsan etmez İman e dip de hicret edip mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihad edenler Allah katında en büyük dereceye sahiptirler İşte bunlar murada ermiş olan mutlu kullardır Rableri onları kendi katından bir rahmet bir rıza ve bir cennetle müjdeler ki o cenne tte onlar için bitmez tükenmez nimetler vardır Onlar orada ebedi kalırlar Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır Ey iman edenler Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa onları dost edinmeyiniz Sizden her kim onları dost edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir Onlara de ki eğer babalarınız oğullarınız kardeşleriniz kadınlarınız akrabalarınız kabileniz elde ettiğiniz mallar kesada uğramasından korktuğunuz ticaret hoşlandığınız evler ve m eskenler size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise artık Allahın emri gelinceye kadar bekleyin Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez İnkâr kabul etmez bir durumdur ki Allah size birçok yerde yardım etti Ö zellikle Huneyn Günü ki o gün kendi çokluğunuz size güven vermişti de o gün size onun bir faydası olmamıştı Yeryüzü bütün genişliğine rağmen başınıza dar gelmişti Sonra da bozguna uğrayarak gerisin geri dönüp kaçmaya başlamıştınız Sonra Allah Resu lünün üzerine ve müminlerin üzerine sekinetini kalplere huzur veren rahmetini indirdi ve gözle görmediğiniz ordular indirdi de kendisini tanımayan kâfirleri azaba uğrattı Ve o kâfirlerin cezası işte budur Sonra bütün bu olup bitenlerin arkasından A llah dilediğine tevbe nasib eder Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Ey iman edenler Müşrikler bir pisliktirler Artık bu yıldan sonra Mescid i Harama yaklaşmasınlar Eğer yoksulluktan korkarsanız Allah sizi dilediğinde lütuf ve ihsanı yla zenginleştirecektir Allah gerçekten alîmdir hakîmdir Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allaha ne ahiret gününe inanmayan Allahın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselere alçalmış olduk ları halde elden cizye verecekleri hale gelinceye kadar savaş yapın Yahudiler Uzeyir Allahın oğlu dediler Hıristiyanlar da Mesih Allahın oğlu dediler Bu onların kendi ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir Daha önce inkâra sapmış olanların sözlerine benzetiyorlar Allah onları kahretsin nasıl da saptırıyorlar Onlar Allahdan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler Meryem oğlu Mesihi de Oysa onlar bir olan Allaha ibadet etmekle emrolunmuşlardı Allahdan başka hiçbir ilâh yoktur O müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir Allahın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar Allah da razı olmuyor Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor O öyle bir Allahdır ki Resulünü hida yetle ve hak dinle bütün dinlere üstün kılmak için göndermiştir Müşrikler hoşlanmasalar da Ey iman edenler şurası bir gerçektir ki yahudi hahamları ile hıristiyan rahiplerinin bir çoğu insanların mallarını haksız yere yerler ve Allah yolundan saptı rırlar Bir de altın ve gümüşü hazineye doldurup onları Allah yolunda sarfetmeyenleri bu yüzden acıklı bir azap ile müjdele O gün o altın ve gümüşlerin üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları yanları ve sırtları dağlanacak onlara İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir Haydi şimdi tadın bakalım şu biriktirdiğiniz şeyin tadını denilecek Doğrusu Allah katında ayların sayısı oniki aydır Gökleri ve yeri yarattığı günkü Allah yazısında böyle yazılmıştır Bunlardan dördü haram aylardır Bu da doğru olan dinin hükmüdür Bu sebeple bunlar hakkında nefislerinize haksızlık yapmayınız Müşrikler size karşı topyekün savaştıkları gibi siz de onlara karşı topyekün savaş açın Ve iyi bilin ki Allah müttakilerle be raberdir O Nesi denilen bir haram ayı geciktirmek âdeti olsa olsa küfürde fazlalıktır ki kâfirler onunla şaşırtılır onu bir yıl helâl bir yıl haram sayarlar ki Allahın haram kıldığının sayısına uydursunlar da Allahın haram kıldığını helâl kılsınlar İşte böylece kendilerine kötü işleri güzel gösterildi Allah da kâfir olan bir kavmi doğru yola iletmez Ey iman edenler Size ne oldu ki Allah yolunda cihada çıkın denilince olduğunuz yere yığılıp kaldınız Yoksa ahiretten vazgeçip düny a hayatına razı mı oldunuz Fakat dünya hayatının zevki ahiretin yanında ancak pek az birşeydir Eğer topluca savaşa katılmazsanız O sizi acı bir azaba uğratır ve yerinize başka bir kavmi getirir ve siz Ona zerrece bir zarar veremezsiniz Allahın he rşeye gücü yeter Eğer siz ona Peygambere yardım etmezseniz Allah ona yardım eder Hani o kâfirler onu Mekkeden çıkardıkları vakit sadece iki kişiden biri iken ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına Üzülme çünkü Allah bizimledir di yordu Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı Yüce olan Allahın kelimesidir Ve Allah güçlüdür hikmet sahibidir Ey müminler İster hafif techizatla ister ağırlık lı olarak seferber olun ve mallarınızla canlarınızla Allah yolunda cihad edin Eğer bilirseniz böylesi sizin için daha hayırlıdır Eğer o sefer yakın bir ganimet ve kolay bir sefer olsaydı mutlaka peşine düşer gelirlerdi Fakat o meşakkatli yolculuk kendilerine uzun bir sefer geldi Bununla beraber Bizim de gücümüz yetseydi sizinle beraber elbette sefere çıkardık diyerek Allaha yemin edecekler nefislerini helake sürükleyecekler Allah biliyor ki onlar iyice yalancıdırlar Allah seni affets in Doğru söyleyenler kimler gerçekten yalancılar kimlerdir bunların iyice belli olmasını beklemeden niçin onlara izin verdin Allaha ve ahiret gününe inananlar mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi görev bildiklerinden zaten geri kalmak için sen den izin istemezler Allah o muttakilerin kimler olduğunu bilir Senden izin isteyenler olsa olsa Allaha ve ahiret gününe inanmayanlar olabilir Onların kalbleri hep işkillidir Bundan dolayı şüphe içinde bocalayıp dururlar Eğer sizinle beraber cihada çıkmak isteselerdi elbette onunla ilgili olarak bir takım hazırlıklar yaparlardı Fakat Allah davranmalarını istemedi de onları yoldan alıkoydu ve kendilerine oturun oturanlarla beraber denildi Eğer içinizde sizinle beraber cihada çıkmış olsalardı bozgunculuk etmekten başka şeye yaramayacaklardı ve aranıza fitne sokmak için uğraşacaklardı İçinizde onların laflarına kanacaklar da vardı Allah o zalimleri iyi bilir Şurası kesindir ki bunlar daha önce de fitne çıkarmak istediler ve s ana türlü işler çevirdiler Nihayet hak yerini buldu ve Allahın emri onların zoruna gitmesine rağmen açığa çıktı İçlerinden Aman bana izin ver başımı derde sokma diyen de var Dikkat et başlarını asıl kendileri derde soktular Hiç şüphesiz cehenn em kâfirleri elbette kuşatacaktır Eğer sana bir iyilik dokunursa fenalarına gider Eğer sana bir musibet gelirse Biz zaten tedbirimizi önceden almıştık derler ve sevine sevine dönüp giderler De ki Hiçbir zaman bize Allahın bizim için takdi r ettiğinden başkası dokunmaz O bizim mevlamızdır Müminler yalnızca Allaha tevekkül etsinler De ki Siz bizde iki güzelliğin Zafer veya şehitliğin birinden başkasını mı gözetirsiniz Biz ise size Allahın kendi katından veya bizim elimizle bir azap indirmesini gözetiyoruz Haydi siz gözetedurun biz de sizinle beraber gözetmekteyiz O münafıklara şunu da de ki gerek isteyerek gerek istemeyerek infak edip durun O infak ettikleriniz sizden hiçbir zaman kabul edilmeyecektir Çünkü siz fasık bir kavimsiniz İnfakların onlardan kabul olunmamasına sebep gerçekte Allaha ve Resulüne inanmamaları namaza ancak üşene üşene gelmeleri verdiklerini de ancak istemeye istemeye vermeleridir Onların malları da evlatları da sakın seni imrendir mesin Bu olsa olsa Allahın onları dünya hayatında bu gibi şeylerle azaba uğratmasından ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murat etmiş olmasından başka birşey değildir Hiç şüphesiz onlar sizden olduklarına dair yemin de ederler Halbuki sizden de ğildirler Fakat onlar öyle bir kavimdirler ki korkudan ödleri patlıyor Eğer sığınacak bir yer veya barınacak mağaralar veyahut girilecek bir delik bulsalardı başlarını diker o tarafa doğru koşarlardı İçlerinde topladığın sadakalar hakkında sa na tariz eden dil uzatan ler de var Eğer o sadakalardan kendilerine verilmişse hoşnut olurlar verilmemişse hemen kızarlar Ne olurdu bunlar Allah ve Resulünün kendilerine verdiğine razı olsalar da Bize Allah yeter Allah bize lütuf ve ihsanından yine lutfeder verir Bizim bütün rağbetimiz Allahadır deselerdi Sadakalar ancak şunlar içindir Fakirler yoksullar o işte çalışan görevliler müellefe i kulûb kalbleri İslâma ısındırılacaklar köleler borçlular Allah yolundakiler yolda kalm ışlar Allah tarafından böyle farz kılındı Allah her şeyi bilendir hüküm ve hikmet sahibidir Yine onların içinde öyleleri vardır ki Peygamberi incitiyorlar ve O her söyleneni dinleyen bir kulaktır diyorlar De ki Sizin için bir hayır kulağıdı r Allaha inanır müminlere inanır ayrıca sizden iman edenlere de bir rahmettir Allahın Resulünü incitenlere acıklı bir azap vardır Gönlünüzü hoş etmek için gelir size yemin ederler Bunlar eğer mümin iseler Allahı ve Resulünü razı etmeleri daha doğrudur Bilmiyorlar mı ki kim Allaha ve Resulüne karşı gelirse ona muhakkak ki içinde ebedi kalınacak cehennem ateşi vardır İşte rüsvaylığın büyüğü de budur Münafıklar kalblerindekileri bütünüyle haber verecek bir sûrenin tepelerine inmesi nden çekinirler De ki alay edip durun bakalım Allah o sizin çekindiğiniz şeyi kesinlikle ortaya çıkaracaktır Eğer kendilerine sorarsan Biz sırf lafa dalmış şakalaşıyorduk derler De ki Allah ile âyetleri ile ve peygamberi ile mi alay ediyor sunuz Boşuna özür dilemeyin iman ettik dedikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz İçinizden bir kısmını affetsek bile bir kısmını suçlarında ısrar ettikleri için azabımıza uğratacağız Münafıkların erkekleri de kadınları da birbirlerine benzerler Kötülüğü emreder iyilikten sakındırırlar ve Allah yolunda harcamaktan ellerini sıkı tutarlar Allahı unuttular da Allah da onları unuttu Gerçekten de münafıklar hep fâsık kimselerdir Allah erkek kadın bütün münafıklara ve bütün kâfirlere cehenne m ateşini ebedî olarak vaad buyurdu O ateş onlara yeter Allah onlara lânet etmiştir Onlara bitmez tükenmez bir azap vardır Ey münafıklar siz de tıpkı kendinizden öncekiler gibisiniz Oysa onlar sizden daha güçlü kuvvetli mal ve evlatça sizden daha varlıklı idiler Dünya nimetlerinden paylarına düşen kadar zevk sürdüler Sizden öncekiler kısmetlerine düşen kadarıyla nasıl zevk sürmek istedilerse siz de onlar gibi kısmetinize düşen kadarıyla zevk sürmeye baktınız siz de sizden önce batağa dalanl ar gibi batağa daldınız İşte bunların dünyada ve ahirette bütün amelleri heder olup gitti ve işte bunlar hep hüsran içinde kalanlardır Onlara kendilerinden öncekilerin Nuh Kavminin Âdin Semûdun İbrahim Kavminin Medyen Ashabının ve o mütef ikelerin haberi gelmedi mi Onların hepsine peygamberleri delillerle gelmişlerdi Demek ki Allah onlara zulmetmiş değildi lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler İyiliği e mrederler kötülükten vazgeçirirler namazı kılarlar zekâtı verirler Allaha ve Resulüne itaat ederler İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır Çünkü Allah azîzdir hakîmdir Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu Orada ebedi kalacaklardır Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir Allahın rızası ise hepsinden büyüktür İşte asıl büyük kurtuluş da budur Ey Peygamber kâfirlerle ve münafıklarla savaş Onlara karşı katı ol On ların varacakları yer cehennemdir ve orası ne kötü bir yerdir Onlar kötü bir şey söylemedik diyerek Allaha yemin ederler Onlar o küfür kelimesini kesinlikle söylediler İslâma girdikten sonra yine kâfirlik ettiler Ve o başaramadıkları cinayeti t asarladılar Halbuki intikam almaları için Allahın Resulü ile onları lütfundan zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep yoktu Eğer tevbe ederlerse haklarında hayırlı olur Yok yanaşmazlarsa Allah onları dünyada da ahirette de acıklı bir azaba uğratır Yeryüzünde onları koruyacak veya onlara yardım edecek bir kimse de bulunmaz Yine onlardan kimi de Allaha şöyle ahdetmişlerdi Eğer bize lütuf ve kereminden ihsan ederse biz de elbette zekâtı veririz ve kesinlikle salihlerden oluruz diye söz verm işlerdi Ne zaman ki Allah lutfedip onlara ihsanda bulundu onlar da cimrilik edip yüz çevirdiler ve zaten yan çizip duruyorlardı Allaha verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için O da bu yaptıklarının sonucunu kıyamet gününe kadar yüreklerinde sürüp gidecek bir münafıklığa çevirdi Allahın onların sırlarını da fısıltılarını da bilip durduğunu ve Allahın bütün bilinmeyenleri bildiğini hâlâ öğrenemediler mi Müminlerden zekâttan fazla olarak kendi gönülleriyle bağışta bul unanlara bir de güçlerinin yettiğinden fazlasını bulamayanlara bakıp da onlarla alay edenleri Allah maskaraya çevirmiştir Onlara pek acıklı bir azap vardır Onlar için Allahdan ister mağfiret dile ister dileme Onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen de yine Allah onları affetmeyecektir Bu onların Allahı ve Resulünü inkâr etmelerinden dolayı böyledir Allah böylesine baştan çıkmış fasıklar güruhuna hidayet etmez Savaştan geri kalan münafıklar Resulullahın hilafına onun savaşa gitmesine karşılık oturup kalmalarıyla ferahladılar ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihad etmekten hoşlanmadılar üstelik Bu sıcakta savaşa gitmeyin dediler De ki Cehennem ateşi daha sıcaktır Keşke anlayabilselerdi Kazandıkları günahın cezası o larak artık az gülsünler çok ağlasınlar Eğer Allah seni onlardan bir kısmının yanına döndürür de onlar başka bir cihada seninle birlikte çıkmak için senden izin isterlerse de ki Artık siz hiçbir zaman benimle çıkamayacaksınız Daha önce oturup k almaktan hoşlanıyordunuz Bundan böyle artık geride kalanlarla beraber oturup kalın Ve onlardan biri ölürse asla namazını kılma ve kabirinin başına gidip durma Çünkü onlar Allahı ve Resulünü tanımadılar Ve fasık olarak can verdiler Onların ne malları ne de evlatları seni imrendirmesin Allah onları dünyada bunlarla cezalandırmayı ve canlarının kâfir olarak çıkmasını murad ediyor başka değil Allaha iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin diye bir sûre indirildiği zaman içleri nden mal mülk sahibi olanlar senden izin istediler ve Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım dediler Onlar oturanlarla beraber oturmaktan hoşlandılar Kalblerine mühür vuruldu Bundan dolayı onlar anlayışsızdırlar Fakat Peygamber ve onunla b eraber olan müminler mallarıyla canlarıyla cihad ettiler İşte bütün hayırlar onlarındır Murada erenler de işte onlardır Allah onlara altından ırmaklar akan cennetler hazırladı İçlerinde ebedi kalacaklar İşte o büyük kurtuluş budur Bedeviler den özür bahane edenler kendilerine izin verilsin diye geldiler Allaha ve Resulüne yalan söyleyenler de oturdular kaldılar Bunlardan kâfir olanlara acıklı bir azap isabet edecektir Allah ve Resulü adına nasihat ettikleri takdirde ne zayıflara ne hastalara ne de verecek birşey bulamayan yoksullara savaştan kalmaktan dolayı bir günah yoktur İyilik edenleri ayıplamaya bir yol yoktur Allah gafurdur rahîmdir Kendilerini bindirip savaşa gönderesin diye gönüllü olarak sana geldiklerinde Sizi bindirecek birşey bulamıyorum dediğin zaman bu uğurda harcayacakları birşey bulamadıklarından dolayı üzülüp gözlerinden yaş döke döke geri dönüp gidenlere de bir günah yoktur Kınamaya yol ancak zengin oldukları halde geri kalmak için senden izin is teyenleredir Bunlar geri kalanlarla beraber olmayı tercih ettiler Allah da kalblerini mühürledi Onlar artık başlarına geleceği bilmezler Savaştan dönüp yanlarına geldiğinizde size özür beyan edecekler De ki Özür beyan etmeyin Size kesinlikle i nanmayız Allah bize sizin durumunuzdan haberler verdi Bundan sonra da Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir Daha sonra da gizliyi ve âşikârı bilen Allaha döndürüleceksiniz O vakit O size neler yapmış olduğunuzu tek tek haber verecektir Dönüp de yanlarına geldiğinizde kendilerinden yüz çeviresiniz hesaba çekmekten vazgeçesiniz diye Allaha yemin edecekler Siz de onlardan yüz çevirin Çünkü onlar gerçekten murdar kimselerdir Yaptıklarının cezası olarak nihayet varacakları yer cehennemdir Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler Eğer siz onlardan razı olursanız şunu bilin ki Allah o fasıklar güruhundan kesinlikle razı olmaz Bedeviler inkâr ve münafıklık bakımından daha beterdirler Bununla beraber Allahın Resulüne indirdiği hükümlerin sınırlarını bilmemeye daha yatkındırlar Allah alîmdir hakîmdir Bedevilerden kimi de var ki verdiğini angarya sayar ve sizin üzerinize belalar gelmesini bekler O çirkin belalar kendi başlarına olsun Allah herşeyi işitendir bilendir Yine bedevilerden kimi de vardır ki Allaha ve ahiret gününe inanır ve harcadığını Allah katında yakınlıklara ve Peygamberin dualarını almaya vesile sayar Gerçekten de bu onlar için bir yakınlıktır Allah onları rahmeti içine koyacaktır Şüphesiz ki Allah bağışlayıcıdır ve rahmet edicidir Muhacir ve Ensardan İslâma ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya işte Allah onlardan razı oldu onlar da Allahdan razı oldular ve onlara altların da ırmaklar akan cennetler hazırladı ki içlerinde ebedi kalacaklar İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur Hem çevrenizdeki bedevilerden münafıklar var hem de Medine halkından münafıklıkta ısrar edenler var Sen onları bilmezsin Onları biz biliriz Biz onları iki kere azaba uğratacağız Daha sonra da büyük bir azaba itilecekler Onlardan bir kısmı günahlarını itiraf ettiler Ve iyi bir amelle kötü bir ameli karıştırdılar Ola ki Allah tevbelerini kabul eder Çünkü Allah gafurdur rahîmdir Onların mallarından sadaka al ki onunla kendilerini temizlersin tertemiz edersin Bir de haklarında hayır dua et Çünkü senin duan kalblerini yatıştırır Allah işitendir bilendir Onlar bilmiyorlar mı ki Allah kullarının tevbesini kabul eder ve sadakaları da alır Allah tevbeleri kabul edendir çok merhametlidir Ve de ki Çalışın Yaptıklarınızı hem Allah görecek hem Resulü hem de müminler görecektir Sonra da gizliyi ve açığı bilen Allahın huzuruna iletileceksiniz İşte o zaman neler yaptığınızı size O bildirecektir Savaşa katılmayanlardan diğer bir kısmının affı da Allahın emrini beklemek için geri bırakılmıştır Ya kendilerini cezalandırır ya da tevbelerini kabul eder Allah alîmdir hakîmdir Bir de müslümanlara zarar ve rmek kâfirlik etmek ve müslümanların arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Resulüne karşı savaş açmış olanı beklemek için mescid yapanlar var İyilikten başka bir maksadımız yoktu diye yemin de edecekler Fakat bunların kesinlikle yalancı olduk larına Allah şahittir O mescit içinde sen kesinlikle namaza durma Ta ilk gününde temeli takva üzerine kurulan mescit elbette içinde namaz kılmana daha layıktır Onun içinde günahlarından arınmayı seven kişiler vardır Allah da arınmış ak pak olmuş olanları sever O halde binasını Allah korkusu ve Allah rızası üzerine kurmuş olan mı hayırlıdır yoksa binasını yıkılmak üzere olan bir uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte cehenneme yuvarlanan mı daha hayırlı Allah zalimler güruhunu hidayete erdirmez Onların kurmuş oldukları bu türlü binalar kalpleri parça parça olmadıkça kalblerinde bir nifak düğümü olup kalacaktır Allah alîmdir hakîmdir Allah müminlerden canlarını ve mallarını kendilerine cennet vermek üzere satın almışt ır Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler Bu Tevratta da İncilde de Kurânda da Allahın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir Allahdan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır O halde yaptığınız alış veriş ahdinden dolayı siz e müjdeler olsun Ve işte o büyük kurtuluş budur Bunlar O tevbekâr olanlar o ibadet edenler o hamd edenler o oruçlular o rükua varanlar o secdeye kapananlar iyiliği emredip kötülükten vazgeçirenler Allahın hududunu koruyanlar emirleriyle yasaklarının ölçülerine riayet edenlerdır Müjde ver o müminlere müjde Ne peygambere ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur İbrahimin babası için istiğfar etme si de sırf ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi Böyle iken onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıklanınca o işten vazgeçti Şüphesiz ki İbrahim çok bağrı yanık çok halim birisi idi Allah bir kavmi hidayete erdirdikten sonra nelerden sakı nacaklarını kendilerine iyice açıklamadıkça dalalete düşürmez Gerçek şu ki Allah her şeyi bilir Hiç şüphesiz göklerin ve yerin mülkü Allahındır O diriltir de öldürür de Size Ondan başka ne bir dost vardır ne de bir yardımcı Andolsun k i Allah yine peygambere ve en zor gününde ona uyan Muhacirlerle Ensara içlerinden bir kısmının kalbleri az kalsın kayacak gibi olmuşken tevbe nasip etti de lutfedip tevbelerini kabul buyurdu Çünkü O gerçekten çok şefkatli çok bağışlayıcıdır Allah haklarında hüküm beklenen o üç kişiyi de bağışladı Çünkü o derece bunalmışlardı ki yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmeye başlamıştı vicdanları da kendilerini sıkıntıya sokmuştu Allahdan kurtuluşun ancak Allaha sığınmakta olduğun u anlamışlardı Sonra da Allah onları tevbekâr olmaya muvaffak kıldı da tevbelerini kabul buyurdu Şüphesiz ki Allah tevbeleri çok çok kabul edendir çok merhametli olandır Ey iman edenler Allahdan korkun ve doğrularla beraber olun Medine h alkına ve civardaki bedevilere Resulullahın emrine aykırı hareket etmek uygun olmadığı gibi onun katlandığı zahmetlere öbürlerinin katlanmaya yanaşmamaları da yakışık almaz Çünkü onların Allah yolunda çektikleri hiçbir susuzluk hiçbir yorgunluk ve hiçbir açlık ayrıca kâfirleri öfkelendirecek ayak bastıkları hiçbir yer veya düşmana karşı elde ettikleri hiçbir başarı yoktur ki karşılığında kendilerine salih bir amel yazılmış olmasın Çünkü Allah güzel iş yapanların mükafatını zayi etmez Onların Allah yolunda yaptıkları küçük veya büyük her harcama veya geçtikleri her vadi karşılığında yaptıkları işin daha güzeliyle Allahın kendilerini mükâfatlandırması için sevap yazılmaması mümkün değildir Bununla beraber müminlerin hepsinin birden topy ekün savaşa katılmaları uygun değildir Her kabileden bir kısım insanlar da din ilimlerinde derinleşmeli ve kabileleri savaştan dönüp gelince onları uyarmalıdır ki böylece Allahın azabından sakınırlar Ey iman edenler önce yakın çevrenizdeki kâfirl erle savaşın ki sizde bir güç ve kuvvet olduğunu görsünler Ve iyi bilin ki Allah müttakilerle beraberdir Bir sûre indirildiği zaman içlerinden biri çıkar Bu sûre hanginizin imanını arttırdı der Fakat müminlere gelince aslında her inen sûre onların imanını arttırmıştır ve onlar sürekli olarak müjdelenip duruyorlar Kalblerinde bir hastalık olanlara gelince onların da murdarlıklarına küfürlerine murdarlık küfür katmıştır ve kâfir olarak ölüp gitmişlerdir Onlar münafıklar her yıl bir veya iki kere kendilerinin çeşitli belalara uğratıldıklarını görmüyorlar mı Böyle iken yine de tevbe etmiyor ve ibret almıyorlar Aleyhlerinde bir sûre indirilince Sizi birisi görüyor mu diye birbirlerine göz ederler sonra da sıvışır gid erler Allah onların kalblerini imandan çevirmiştir Bu yüzden onlar anlayışsız bir kavimdirler Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki gayet izzetli ve şereflidir Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir üstünüze titrer müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir Eğer aldırmazlarsa onlara de ki Bana Allah yeter Ondan başka ilâh yoktur Ben Ona dayanmaktayım ve O o büyük Arşın Rabbidir YUNUS Yunus sûresi yüzdokuz âyet olup ve âyetler Medinede diğe rleri Mekkede inmiştir âyette Hz Yunusun kavminden bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir Mekke halkı kendi içlerinden bir adamın peygamber olabileceğine inanamıyorlar ve Allah Ebû Tâlibin yetimi Muhammedden başka bir peygamber bulamadı mı diyorlardı Hiç olmazsa hatırı sayılır zengin ve makam sahibi birisinin peygamber olmasını daha uygun görüyorlardı İşte bunun üzerine bu sûre inmiştir Elif Lâm Râ İşte bunlar o hikmetli kitabın âyetleridir İnsanları eğri yolun sonundan korkut inananlara Rableri nezdindeki yüksek makamları müjdele diye içlerinden bir adama vahyimizi göndermemiz onlara tuhaf mı geldi Kâfirler Hiç şüphesiz bu besbelli bir sihirbaz dediler Rabbiniz o Allahdır ki gökleri ve yeri altı günde yaratt ı sonra arş üzerine istiva etti onu hükmü altına aldı işi tedbir eyliyor Onun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz İşte Rabbiniz olan Allah budur Ona ibadet ediniz Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız Dönüşünüz hep Onadır Allahın vaad i haktır Herşeyi ilk baştan yaratan Odur Sonra iman edip salih amel işleyenleri hak ettikleri ölçüde mükâfatlandırmak için geri döndürecek olan yine Odur Kâfirlere de inkâr ettikleri için kaynar sudan bir içki ve acıklı bir azap vardır O Allahdır ki senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye güneşi bir ışık ayı da bir nur yaptı Ve aya menziller tayin etti Allah bunu hak olarak yarattı O bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar Elbette gece ile gündüzün birbiri a rdınca değişip durmasında ve Allahın göklerde ve yerde yarattıklarında sakınan bir kavim için bir çok delil vardır Bize kavuşmayı ummayanlar dünya hayatına razı olup onunla tatmin bulanlar ve bizim âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak İşte bunların kendi elleriyle ettikleri yüzünden varacakları yer cehennemdir Hiç şüphesiz iman edip salih ameller işleyenleri imanlarından dolayı Rableri hidayete erdirir Naîm cennetlerinde altlarından ırmaklar akar durur Onların oradaki duaları Allahım sen yücelerden yücesin sağlık dilekleri selâm dualarının sonu da Âlemlerin Rabbi Allaha hamdolsun diye şükretmek olacaktır Eğer Allah insanlara hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de alel acele verseydi onların hemen eceller ini getiriverirdi Fakat bize kavuşmayı ummayanları kendi hallerine bırakırız da azgınlıkları içinde bocalayıp giderler İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman gerek yan yatarken gerek otururken gerek dikilirken bize dua eder Kendisinden sıkıntısını gi deriverdik mi sanki kendisine dokunan o sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi aldırmadan geçer gider İşte o aşırı gidenlere yaptıkları şeyler böyle güzel gelir Andolsun ki sizden önceki devirlerin bir çok kavmini peygamberleri kendilerine bir çok belge ile geldikleri halde zulmettikleri ve imana gelmedikleri için helak ettik İşte günahkârlar topluluğunu biz böyle cezalandırırız Sonra onların ardından sizi yeryüzüne halifeler yaptık ki bakalım nasıl ameller işleyeceksiniz Böyle iken âye tlerimiz kesin birer belge olarak kendilerine okunduğu zaman o bizimle karşılaşmayı ummayanlar Bundan başka bir Kurân getir veya bunu değiştir dediler De ki Onu kendiliğimden değiştiremem benim açımdan bu olacak bir şey değildir Ben ancak bana vahyolunana uyarım Rabbime isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım De ki Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım O da onu hiçbir şekilde size bildirmezdi Bilirsiniz ki ben sizin içinizde bundan önce yıllarca bulundum Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız Artık bir yalanı Allaha iftira eden veya Onun âyetlerini inkar edenden daha zalim kim olabilir Hiç şüphesiz o mücrimler iflah olmayacaklar Allahı bırakıyorlar da kendilerine ne fayda ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir diyorlar De ki Siz Allaha göklerde ve yerde Onun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir İnsanlar aslında bir tek ümmet idiler sonra ihtilafa düşüp ayrı ayrı oldular Eğer Rabbinden bir karar çıkmamış olsa idi ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında çoktan hüküm verilmiş olurdu Bir de Ona Rabbinden daha başka bir âyet indirilse ya diyorlar De ki Gaybı bilmek ancak Allaha mahsustur bekleyiniz bakalım ben de sizinle beraber bekleyeceğim şüphesiz İnsanlara dokunan bir sıkıntıdan sonra kendilerine bir rahmet tattırdığımız zaman âyetlerimiz hakkında derh al bir takım hilekârlıklara girişirler De ki Allahın hilesi daha çabuktur Haberiniz olsun ki elçilerimiz yaptığınız hileleri yazıp duruyorlar Sizi karada ve denizde gezdirip dolaştıran Odur Hatta gemilerde bulunduğunuz ve o gemiler içindekile rle beraber hoş bir esinti ile akıp gittikleri ve tam keyiflendikleri sırada o gemilere şiddetli bir fırtına gelir çatar ve her taraftan onlara dalgalar gelmeye başlar Bütünüyle kuşatılıp artık bittiklerini sanırlar İşte o vakit tam ihlas ile Allaha yal varır ve dindar olurlar Eğer bizi buradan kurtarırsan andolsun ki şükredenlerden olacağız derler Sonra Allah onları oradan kurtarır kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çeşitli taşkınlıklara başlarlar Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadı r Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz Sonra Allah onları oradan kurtarır kurtulur kurtulmaz yeryüzünde çeşitli taşkınlıklara başlar lar Ey insanlar taşkınlığınız sırf kendi zararınızadır Şu değersiz dünya hayatının bir süre tadını çıkarınız sonra nasıl olsa dönüp bize geleceksiniz Biz de bütün yaptıklarınızı tek tek size haber vereceğiz Dünya hayatının misali şöyledir Gökten indirdiğimiz su ile insanların ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır Nihayet yeryüzü süslerini takınıp süslendiği ve sahipleri kendilerini ona gücü yeter sandıkları bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelivermiştir ansızın on a öyle bir tırpan atıvermişiz de sanki bir gün önce orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluvermiştir Düşünen bir kavim için âyetlerimizi işte böyle açıklarız Allah selamet yurduna çağırıyor ve dilediğini de doğru yola hidayet ediyor İyi iş güzel a mel yapanlara daha güzeli ve daha fazlasıyla karşılık vardır Yüzlerine ne kara bulaşır ne de aşağılanırlar Cennet ehli işte bunlardır Orada ebedî kalacaklardır Kötülük kazanmış olanlara gelince kötülüğün cezası misli kadardır Ve onları bir aşağ ılık ve eziklik kaplar Onlar için Allahdan başka hiçbir kurtarıcı yoktur Yüzleri karanlık gecelerden bir parçaya bürünmüş gibidir İşte onlar cehennem ehlidir Orada ebedî kalacaklardır O gün ki hepsini mahşere toplayacağız sonra da o şirk koşanl ara Haydi yerlerinize Siz de ortak koştuklarınız da diyeceğiz Artık aralarını iyice açmışız O ortak koştukları şeyler Siz bize tapmıyordunuz ki diyecekler Şimdi sizinle bizim aramızda şahit olarak Allah yeter Sizin bize ibadet ettiğinizde n bizim haberimiz yoktur diyecekler İşte burada herkes geçmişte yaptığını bulacak Ve gerçek mevlaları olan Allaha döndürülecekler İftira edip uydurdukları şeyler de kendilerinden büsbütün uzaklaşıp gidecek De ki size gökten ve yerden kim rızık veriyor O kulaklara ve gözlere hükmeden kim Ölüden diriyi diriden ölüyü çıkaran kim İşleri idare eden kim Hemen Allahdır diyecekler De ki O halde Allaha karşı gelmekten sakınmaz mısınız İşte o Allah sizin gerçek Rabbinizdir Gerçe ğin dışında sapıklıktan başka ne vardır O halde haktan nasıl çevriliyorsunuz Hak dinden çıkmış fasıklara Rabbinin kelimesi şöyle gerçekleşti Onlar artık imana gelmezler De ki Allaha eş tuttuğunuz ortaklarınızdan önce yaratıp sonra da onu ç evirip yeniden diriltecek var mı De ki Önce yaratıp sonra da onu yeniden yaratacak olan Allahdır O halde nasıl yoldan saptırılıyor döndürülüyorsunuz De ki Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır Deki Allah hak olan doğru yola hidayet eder O halde doğru yola hidayet eden mi kendisine uyulmaya daha layıktır yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır O halde ne oluyorsunuz Nasıl hükmediyorsunuz Onların birçoğu zandan başka bir şeye uyma z Zan ise haktan hiç bir şeyin yerini tutmaz Şüphesiz ki Allah onların ne yaptıklarını bilir Bu Kurân Allahdan başkası tarafından uydurulamaz lâkin kendinden önceki kitapları tasdik eder ve o kitabı levh i mahfuzu ayrıntılı olarak açıklar On da şüphe edilecek hiç bir şey yoktur Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir Onu o peygamber uydurdu mu diyorlar De ki Haydi siz de onun gibi bir sûre getirin ve Allahdan başka çağırabileceğiniz kim varsa onu da yardıma çağırın Eğer sözünü zde sadık iseniz bunu yapın Hayır Onlar bilgileriyle kavrayamadıkları tevili de kendilerine hiç gelmemiş olan bir şeyi yalan saydılar Bunlardan önce gelip geçenler de yine böyle inkâr etmişlerdi amma bak zalimlerin akıbeti nasıl oldu Onlar dan ona Kurâna inanacaklar da var inanmayacaklar da var Rabbin fesatçıları en iyi bilendir Eğer seni inkâr etmeyi sürdürürlerse de ki Benim amelim bana sizin ameliniz de size aittir Benim yapacağım sizi ilgilendirmez sizin yapacağınız da b eni ilgilendirmez İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var Sen sağırlara üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin İçlerinden sana bakanlar da var Fakat sen körlere üstelik basiretleri de yoksa hidayet edip yol gösterebilecek misin Şurası kesindir ki Allah insanlara zerre kadar zulmetmez Ne var ki insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar Allahın onları haşredip toplayacağı günde sanki onlar dünyada gündüz bir parça kalmışlar da aralarında tanışmışlar gibi olacak Allahın huzuruna çıkacaklarına inanmamış ve doğru yolu tutmamış olanlar hiç şüphesiz en büyük ziyana uğramış olacaklar Onlara vaad ettiğimizin bir kısmını sana göstersek de göstermeden seni vefat ettirsek de sonunda onların dönüşü bize olacak Sonr a onların ne yapacaklarına Allah şahit olacaktır Her ümmetin bir peygamberi vardır O peygamberleri gelince aralarında adaletle hüküm verilir Onlar hiç zulüm görmezler Onlar Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ne zaman yerine gelecek diyorlar De ki Ben Allahın dilediğinin dışında kendi kendime ne bir zarar ne bir fayda verebilirim Her ümmetin bir eceli vardır Ecelleri gelince artık ne bir an geri ne bir an ileri gidebilirler De ki Onun azabı size geceleyin uykuda veya güpe g ündüz gelecek olsa ne dersiniz Günahkârların onu alelacele istemeleri için ne sebep vardır Bu azap meydana geldikten sonra mı iman edeceksiniz yoksa şimdi mi Halbuki onun çarçabuk gelmesini istiyordunuz Sonra o zulüm yapanlara Tadın bakalım şu ebedi azabı denilecek Vaktiyle kazandığınızdan başkası ile mi cezalandırılacaksınız O azap gerçek mi diye sana soruyorlar De ki Evet Rabbim hakkı için o kesin bir gerçektir Ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız Zulüm yapmış olan h erkes azabı görünce yeryüzündeki her şeyin sahibi olsa da o azaptan kurtulmak için hepsini feda ederdi Ve içten içe pişmanlık duyardı Fakat aralarında adaletle hüküm verilir ve hiçbirine zulüm yapılmaz Haberiniz olsun ki göklerde ve yerde ne va rsa Allahındır Açın gözünüzü Allahın vaadi muhakkak ki haktır gerçektir Lâkin onların çoğu bunu bilmezler O hem can veren hem can alandır Ve hepiniz Ona döndürülüp götürüleceksiniz Ey insanlar Size Rabbinizden bir öğüt gönüller derdi ne bir şifa müminlere bir hidayet ve rahmet geldi De ki Allahın ihsanıyla ve rahmetiyle yalnızca bunlarla sevinç duysunlar Bu onların biriktirip durduklarından daha hayırlıdır De ki Baksanıza Allah sizin için nice rızıklar indirdi siz onlardan bir kısmını haram bir kısmını helâl yaptınız De ki Size Allah mı izin verdi yoksa siz Allaha iftira mı ediyorsunuz Allaha yalanı iftira edenler kıyamet gününü ne sanıyorlar Allah insanlara çok ihsanda bulunmuştur lâkin insanların çoğu şükretmezler Hangi işi yaparsan yap Kurândan ne okursan oku ne işte çalışırsan çalış unutmayın ki siz ona dalıp gitmişken biz sizin üzerinizde şahidiz Ne yerde ne de gökte zerre kadar hiç bir şey Rabbinin gözünden kaçmaz Ne zerreden da ha küçük ne de ondan daha büyük Ancak bunların hepsi apaçık bir kitaptadır Açın gözünüzü Allahın dostları üzerine ne korku vardır ne de onlar mahzun olurlar Onlar ki iman etmişler ve Allaha karşı gelmekten sakınmışlardır Onlara dünya hayatında da ahiret hayatında da müjdeler vardır Allahın sözlerinde değişiklik yoktur İşte bu en büyük kurtuluştur Habibim onların lafları seni üzmesin Çünkü şan ve şeref bütünüyle Allahındır O her şeyi işitiyor hepsini görüyor Açın gözü nüzü Göklerde kim var yerde kim varsa hep Allahındır Allahdan başkasına tapanlar dahi Allaha ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar ancak zanna uymuş oluyorlar Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar O öyle bir Allahdır ki içinde dinlenesiniz diye sizin için geceyi göresiniz diye de gündüzü yaptı Elbette bunda söz dinleyecek olan bir kavim için âyetler ibretler vardır Dediler ki Allah kendine çocuk edindi O böyle şeylerden münezzehtir O müstağnidir Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Onundur Bu hususta elinizde hiç bir delil yoktur Allaha karşı bilmediğiniz bir şeyi neden söylüyorsunuz De ki Allaha iftira edenler elbette felah bulmazlar Dünyadaki zevkler çabuk biter Sonra dönüşleri bize olacaktır Daha sonra da i nkâr ettiklerinden dolayı o çetin azabı biz onlara tattıracağız Bir de onlara Nuhun kıssasını oku Hani o bir zamanlar kavmine demişti ki Ey kavmim eğer benim aranızda duruşum ve Allahın âyetleriyle öğüt verişim size ağır geliyorsa şunu bilin ki ben yalnızca Allaha dayanmışımdır artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız toplanıp bütün gücünüzle karar veriniz Sonra bu işiniz size dert olmasın Sonra bana ne yapacaksanız yapın bana mühlet de vermeyin Eğer yüz çevirirseniz çevirin be n de sizden bir ücret istemedim ya Benim mükafatımı ancak Allah verir Ve ben Onun emrine boyun eğen müslümanlardan olmakla emrolundum Buna rağmen yine de onu inkâr ettiler Biz de onu ve gemide kendisiyle beraber olanları kurtardık Ve onları yeryü züne halifeler yaptık Âyetlerimizi inkâr edenleri ise suda boğduk Bak işte uyarılanların akıbeti nasıl oldu Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik Onlara açık mucizelerle geldiler Fakat onlar bir defa yalan dediklerine so nuna kadar bir türlü inanmadılar İşte biz haddi aşanların kalblerini böyle mühürleriz Sonra bunların arkasından Musa ile Harunu âyetlerimizle Firavuna ve cemaatine gönderdik İman etmeyi kibirlerine yediremediler ve günahkâr bir kavim oldular Kendilerine tarafımızdan hak gelince Muhakkak ki bu apaçık bir sihirdir dediler Musa dedi ki Size hak gelince ona böyle mi diyorsunuz Bu sihir midir Halbuki sihirbazlar iflah olmazlar Dediler ki Sen bizi atalarımızdan kalan yoldan çeviresin de yeryüzünde saltanat ikinizin olsun diye mi geldin Biz ikinize de inanmayız Firavun da Bana bütün bilgili sihirbazları toplayıp getirin dedi Sihirbazlar gelince Musa onlara Ortaya ne atacaksanız atın dedi Onlar ortaya atınca Musa dedi ki Sizin yaptığınız şey sihirdir Muhakkak ki Allah onu iptal edecektir Şüphe yok ki Allah fesatçıların işlerini düze çıkarmaz Allah hakkın hak ve gerçek olduğunu kelimeleriyle ispat eder günahkârların hoşuna gitmese de Firavun ve adamlarının kendilerini belaya uğratacağı korkusundan dolayı Musaya kendi kavminin bir oymağından başka kimse iman etmedi Çünkü orada Firavun çok üstün idi ve o kesinlikle aşırı giden taşkınlardandı Musa dedi ki Ey kavmim Siz gerçekten Al laha iman ettinizse Ona samimiyetle teslim olan müslümanlardan oldunuzsa artık Ona güvenin Onlar da Biz Allaha güvendik Ey Rabbimiz bizi o zalim kavmin fitnesine uğratma dediler Bizi rahmetinle o kâfir kavmin elinden kurtar Biz Musa ile kardeşine şöyle vahyettik Kavminiz için Mısırda birtakım evler hazırlayın ve evlerinizi kıbleye karşı yapın ve namazı kılın ve müminlere müjde verin Musa dedi Ey Rabbimiz Sen Firavuna ve adamlarına şu dünya hayatında göz kamaştırıcı zenginlik ve bol bol servet verdin Ey Rabbimiz Senin yolundan saptırsınlar diye mi Ey Rabbimiz Onların mallarını sil süpür ve kalblerine sıkıntı düşür Çünkü onlar o acıklı azabı görmedikçe iman etmeyecekler Allah buyurdu Her ikinizin de duası kesinlikle kabul olundu Siz yine doğru ve dürüst olmaya devam edin Kendini bilmeyenlerin yoluna sakın uymayın Ve sonra İsrailoğullarını denizden aşırdık Firavun düşmanca saldırmak için derhal adamlarını ve askerlerini arkalarına düşürdü Ta ki suda boğulmaya başlayınca İnandım gerçekten de İsrailoğullarının iman ettiğinden başka tanrı yoktur Ben de ona teslim olanlardanım dedi Şimdi mi Oysa bundan önce hep isyan etmiştin ve fesatçılardan idin Biz de bugün senin bedenini arkandan gelenlere bir ibret olsun diye kurtaracağız Bununla beraber insanların birçoğu âyetlerimizden yine de gafildirler Gerçekten İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara hoş nimetlerden rızıklar verdik Anlaşmazlığa düşmeleri de kend ilerine ilim geldikten sonra oldu Şüphe yok ki Rabbin o anlaşmazlığa düştükleri konularda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir Sana indirdiklerimizde herhangi bir şüpheye düşersen senden önce kitap okuyanlara sor Andolsun ki sana Rabbinden h ak gelmiştir Sakın şüphe edenlerden olma Ve sakın Allahın âyetlerini inkar edenlerden olma sonra hüsrana uğrayanlardan olursun Doğrusu aleyhlerinde Rabbinin hükmü kesinleşmiş olanlar imana gelmezler Onlara bütün mucizeler hep birden gels e yine de o acıklı azabı görünceye kadar inanmazlar Fakat o vakit iman edip de imanları kendilerine fayda vermiş bir kasaba olsaydı Ancak Yunusun kavmi iman ettikleri vakit dünya hayatında o rezillik azabını üzerlerinden kaldırmış ve bir süre onla rı rahata kavuşturmuştuk Eğer Rabbin dileseydi yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın Allahın izni olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir Akıllarını kulla nmayanlar üzerine Allah bir uğursuzluk yükler De ki Göklerde ve yerde olup bitenlere dikkatle bakın Fakat o uyarmalar ve o âyetler iman etmeyen bir kavme fayda vermez ki Onlar kendilerinden önce gelmiş geçmiş olanların uğradıkları felaket günleri gibisinden başkasını mı bekliyorlar De ki Bekleyin ben de sizinle beraber bekleyenlerden olacağım Sonra biz peygamberlerimizi ve iman edenleri kurtarırız İşte biz böyleyiz Müminleri kurtarmak üzerimize düşen bir görevdir De ki Ey insanlar Eğer benim dinimde bir şüpheniz varsa şunu bilin ki Allahı bırakıp da sizin taptıklarınıza tapmam Lâkin sizin de canınızı alacak olan Allaha taparım Bana müminlerden olmam emredilmiştir Ayrıca yüzünü tevhid dininden ayırma ve s akın müşriklerden olma diye emrolundum Ve Allahdan başka sana faydası da zararı da dokunmayacak olan şeylere yalvarma Eğer yalvarırsan o zaman hiç şüphesiz sen zalimlerden olursun Ve eğer Allah sana bir zarar dokunduracak olursa onu Ondan başka giderecek yoktur Ve eğer sana bir hayır dilerse o zaman da Onun hayrını engelleyebilecek kimse yoktur O lütfunu dilediği kuluna nasip eder Allah çok yarlığayıcı çok esirgeyicidir De ki Ey insanlar İşte size Rabbinizden hak gel di Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur Ve ben sizin üzerinize vekil değilim Sana vahyolunana uy Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret Çünkü O hüküm verenleri n en hayırlısıdır HUD Hûd sûresi yüzyirmiüç âyet olup ve âyetler Medinede diğerleri Mekkede inmiştir âyetlerde Arabistan halkına gönderilmiş peygamberlerden biri olan Hûd a sın hayatından bahsedildiği için sûreye bu isim verilmiştir Yunus sûresinden sonra inmiş olup onun devamı niteliğindedir İtikada ait esasları Kuranın mucize oluşunu ahiretle ilgili meseleleri sevap ve cezayı ve Hz Hûddan başka Nuh Salih İbrahim Lût Şuayb ve Musa a s gibi peygam berlerin kıssalarını ihtiva etmektedir ElifLâmRâ Bu öyle bir kitaptır ki âyetleri muhkem kılınmış sonra da herşeyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafından âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır Şöyle ki Allahdan başkasına kulluk et meyin Ben size Onun tarafından müjde vermek ve uyarmak için gönderilmiş gerçek bir peygamberim Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin sonra ona tevbe edin ki sizi belli bir süreye kadar güzel güzel yaşatsın Ve her fazilet sahibine layık olduğu ihsanı v ersin Eğer yüz çevirirseniz ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım Dönüşünüz yalnızca Allahadır Onun da herşeye gücü yeter Dikkat edin Görmüyor musunuz onlar düşmanlıklarını gizlemek için göğüslerini çeviriyorlar İyi bilin ki on lar örtülerine bürünürlerken neyi gizleyip neyi açığa vurduklarını Allah biliyor Muhakkak ki Allah gönülde gizlenenleri de bilir Yeryüzünde rızkı Allaha ait olmayan hiçbir canlı yoktur O onların karar kıldıkları yerleri de emaneten durdukları y erleri de bilir Onların hepsi apaçık bir kitaptadır O öyle bir Allahdır ki hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yarattı Arşı da su üstündeydi Onlara öldükten sonra tekrar dirileceksiniz dersen o kâfirler de kesinlikle sana Bu apaçık bir sihirden başka birşey değildir diyecekler Ve eğer bunlardan bir kısmının göreceği azabı belli bir süreye kadar erteleyecek olursak o zaman da onu engelleyen nedir ki diyecekler İyi bilin ki o azap o nlara geldiği gün kendilerinden geri çevrilecek değildir Ve o alay ettikleri şey kendilerini kuşatmış olacaktır Ve şayet insana tarafımızdan bir rahmet tattırır sonra da onu kendisinden geri alırsak şüphesiz o ümitsiz ve nankör bir kimse olur Ve şayet ona dokunan bir sıkıntıdan sonra bir nimet tattırırsak Artık benden bütün kötülükler silinip gitti der mutlaka böbürlenir ve şımarır Ancak her iki halde de sabır gösterip iyi ameller işleyenler müstesnadır İşte onlara bir mağfiret ve b üyük bir mükafat vardır Ey Resulüm Şimdi belki sen Ona bir hazine indirilse ya da beraberinde bir melek gezip dolaşsa ya diyorlar diye sana vahyolunan vahyin bir kısmını terkedecek olursun ve bundan dolayı da göğsün daralır Sen yalnızca bir u yarıcısın Allah ise her şeye vekildir Yoksa onu kendi uydurdu mu diyorlar O halde sen de onlara de ki Haydi siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin Allahdan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın Eğer doğru söylüyorsa nız bunu yaparsınız Yok eğer bunun üzerine size cevap vermedilerse artık bilin ki bu Kurân ancak Allahın ilmiyle indirilmiştir Ondan başka ilâh yoktur Artık müslüman oluyorsunuz değil mi Her kim dünya hayatını ve güzelliklerini isterse biz onlara amellerinin karşılığını orada tamamen öderiz Bu hususta kendilerine bir densizlik yapılmaz Fakat onlar öyle kimselerdir ki ahirette kendilerine ateşten başka bir şey yoktur İşledikleri şeyler orada boşuna gitmiştir Zaten bütün yaptıkla rı da batıldır O dünyayı isteyenler hiç Rabbinden açık bir belge üzere olan kimse gibi midir O belgeyi yine Allahdan gelen bir şahid olarak Kurân izliyor ondan önce de bir rehber ve rahmet olan kitap Musanın kitabı yine onu destekliyor Böyle o lanlar Kurâna inanırlar Hangi hizipten olursa olsun kim onu inkâr ederse ona vaad edilen yer ateştir İşte bütün bunlardan dolayı sen de bu Kurândan şüphe içinde olma Kesinlikle o haktır Rabbindendir Fakat insanların çoğu iman etmezler Üsteli k bir yalanı Allaha iftira edenden daha zalim kim olabilir Bunlar Rablerinin huzuruna arzolunacaklar şahitler de şöyle diyecekler İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir İyi bilin ki Allahın laneti zalimlerin üzerinedir Onlar ki All ah yolundan döndürmeye çalışırlar ve o yolu eğri büğrü yapmak isterler Üstelik onlar evet onlar ahirete de inanmazlar Onlar yeryüzünde herkesi yıldıracak değillerdir Kendilerini koruyacak Allahdan başka kimseleri de yoktur Onların azabı kat kat olacaktır Üstelik onlar hakkı işitmeye tahammül edemiyorlardı ve de görmüyorlardı Onlar kendilerine yazık etmiş olan kimselerdir O iftira edip uydurdukları da kendilerinden yüz çevirip gitmişlerdir Kesinlikle bunlar ahirette de en ziyade hüsra na uğrayacak olanlardır Fakat iman edip salih amel işleyenler ve Rablerine karşı edepli olanlar güvenen ve itaat edenler var ya işte bunlar da cennet ehlidirler Onlar orada ebedi kalırlar Bu iki ayrı grubun meseli kör ve sağır ile gören ve iş iten gibidir Bunlar hiç eşit olabilirler mi Hâlâ düşünmeyecek misiniz Andolsun ki vaktiyle Nuhu da kavmine gönderdik O onlara şöyle dedi Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım Allahdan başkasına ibadet etmeyin Ben size gelecek acı bir günün azabından korkarım Buna karşılık kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kısmı dediler ki Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz başka değil İlk bakışta bizim ayak takımımızdan başkasının senin arkana düştüğünü görmüyoruz Si zin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz Aksine sizi yalancılar sanıyoruz Nuh dedi ki Ey kavmim Peki şu söyleyeceğime ne diyeceksiniz Ben Rabbimden apaçık bir delil üzere isem ve O bana kendi tarafından bir rahmet bahşetmişse size de on u görecek göz verilmemişse biz istemediğiniz halde onu size zorla mı kabul ettireceğiz Ey kavmim Ben sizden herhangi bir mal mülk istemiyorum Benim mükafatım ancak Allaha aittir Ve ben ona iman edenleri kovacak değilim Onlar elbette Rablerine kavuşacaklar Fakat ben de sizi cahillik eden bir kavim görüyorum Ey kavmim ben onları etrafımdan kovacak olursam Allahdan beni kim kurtarabilir Siz hiç düşünmez misiniz Ben size Allahın hazineleri benim yanımdadır demiyorum ki Ben si ze Ben bir meleğim de demiyorum O sizin kendinize göre hor gördükleriniz hakkında Allah onlara hiçbir hayır vermez de demiyorum Onların içlerindeki niyeti en iyi Allah bilir Bu söylediklerimin aksini iddia etseydim asıl o zaman zalimlerden olu rdum Dediler ki Ey Nuh Bizimle didişip durdun didişmende de çok ileri gittin Eğer doğru söylüyorsan bizi tehdit ettiğin şu azabı getir de görelim Nuh dedi ki Onu ancak Allah dilerse getirir Ve siz Onu yıldıracak değilsiniz Ben si ze öğüt vermek istemiş olsam da eğer Allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa zaten öğüt vermemin size bir faydası olmaz Rabbiniz Odur ve nihayet Ona döndürüleceksiniz Yoksa Onu uydurdu mu diyorlar De ki Eğer uydurdumsa vebali benim boynumadır Bense sizin yüklendiğiniz vebalden uzağım Ayrıca Nuha şöyle vahyettik Bil ki kavminden şimdiye kadar iman etmiş olanlardan başka artık kimse iman etmeyecektir Onun için yaptıkları şeylerden dolayı kederlenme Bizim gözetimimiz altında ve v ahyimize göre gemiyi yap Zulüm yapanlar hakkında da bana bir şey söyleme Çünkü onlar kesinlikle suda boğulacaklardır Gemiyi yapıyordu kavminden bazı ileri gelen gruplar onun yanından gelip geçtikçe onunla alay ediyorlardı Nuh dedi ki Bizimle e ğleniyorsunuz biz de sizinle tıpkı bizimle eğlendiğiniz gibi alay edip eğleneceğiz O perişan edici azabın kime geleceğini ve o sürekli azabın kimin başına ineceğini ilerde bileceksiniz Nihayet emrimiz geldiği ve tennur tandır veya geminin kaza nı tutuşup parladığı zaman dedik ki Erkeği ve dişisi olan her canlıdan ikişer tane aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle Zaten beraberinde iman edenler çok az idi Nuh dedi ki Allahın adıyla binin içine Onun akışı da duruşu da Onun adıyladır Hiç şüphesiz Rabbim gerçekten çok bağışlayıcı çok esirgeyicidir Gemi içindekilerle birlikte dağlar gibi dalgalar arasında akıp gidiyordu Nuh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı Yavrucuğum gel bizimle beraber bin Kâfirlerle beraber olma O dedi ki Ben beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım Nuh da Bu gün Allahın merhamet ettiğinden başkasını Allahın bu emrinden koruyacak kimse yoktur dedi Derken dalga aralar ına giriverdi O da boğulanlardan oldu Allah tarafından denildi ki Ey yeryüzü suyunu yut Ey gökyüzü sen de suyunu kes Ve sular çekildi Emir yerine gelmiş oldu Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi Nuh Rabbine niyaz edip dedi ki Ey Rabbim Oğlum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktır ve gerçektir Ve sen hakimler hakimisin Allah Ey Nuh O kesinlikle senin ehlin âilenden değildir Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir Hak kında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme Ben seni cahillerden olmaktan sakındırırım Nuh Ey Rabbim Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım Sen beni bağışlamazsan bana merhamet etmezsen ben hüsrana uğrayanlardan olurum Ey Nuh denildi Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere kutluluk dileğiyle gemiden in İlerde kendilerini bir çok nimetten faydalandıracağımız sonra da bu yüzden kendilerine tarafımızdan acıklı bir azap dokunacak nice ümmetler olacaktır İşte bunlar gayb haberlerindendir Bunları sana vahiyle bildiriyoruz Bundan önce bunları ne sen bilirdin ne de kavmin O halde sabret akıbet muhakkak muttakilerindir Âd kavmine de kardeşleri Hudu gönderdik Dedi ki Ey kavmim Allaha kulluk edin Sizin Ondan başka bir ilâhınız yoktur Siz sadece iftira edip duruyorsunuz Ey kavmim Bu iş için sizden bir ücret istemiyorum Benim ecrim ancak beni yaratana aittir Artık akıllanmayacak mısınız Ey kavmim R abbinizden mağfiret isteyin sonra Ona tevbe edin ki üzerinize gökten bol bol bereket indirsin ve sizi kuvvetinize kuvvet katarak çoğaltsın Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin Dediler ki Ey Hud Sen bize açık bir mucize getirmedin Biz de senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz Ve biz sana inanmayız Ancak şu kadarını diyebiliriz ki tanrılarımızdan bazısı seni fena çarpmış O da dedi ki Allahı şahit tutuyorum siz de şahid olun ki ben Allaha koştuğunuz ortaklardan uzağım Ondan başka herşeyden uzağım artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun sonra hiç bekletmeyin Ben muhakkak ki hem benim Rabbim hem de sizin Rabbiniz olan Allaha dayanmaktayım Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki idaresi ve yönetimi Onu n elinde olmasın Benim Rabbim hiç şüphe yok ki doğru yoldadır Eğer yine de yüz çevirirseniz ben size ne ile gönderilmişsem işte onu tebliğ ettim Ayrıca Rabbim sizin yerinize başka bir kavmi getirir de siz Ona zerrece zarar veremezsiniz Hiç şüphesiz O herşeyi koruyup gözetendir Ne zaman ki emrimiz geldi Hudu ve beraberindeki iman edenleri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık ayrıca onları çok ağır bir azaptan da kurtardık İşte Âd kavmi buydu Rablerinin âyetlerini bile bile i nkâr ettiler ve peygamberlerine isyan ettiler Başa geçen her zorbanın emrine uyup arkasından gittiler Hem bu dünyada hem de kıyamet gününde bir lânetle izlendiler Bilin ki Âd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler Yine bilin ki Hudun kavmi ol an Âd defolup gittiler Semud kavmine de kardeşleri Salihi gönderdik Dedi ki Ey kavmim Allaha kulluk edin Sizin Ondan başka bir tanrınız daha yoktur Sizi topraktan O meydana getirdi Sizi orada ömür sürmeye O memur etti Bu sebepten Onun mağ firetini isteyin sonra Ona tevbe edin Şüphesiz Rabbim yakındır dualarınızı kabul eder Dediler Ey Salih Bundan önce sen bizim içimizde ümit beslenir bir zat idin Şimdi bizi babalarımızın taptıklarına tapmaktan mı engelliyorsun Biz doğrusunu istersen bizi davet ettiğin şeyden kuşkulandıran bir şüphe içindeyiz Salih dedi Ey kavmim Eğer ben Rabbimden açık bir mucize üzerinde isem ve o bana tarafından bir rahmet bahşetmiş ise ben Allaha isyan ettiğim takdirde beni Ondan kim kurtarabi lir Demek ki siz bana zarar vermekten başka bir şey yapmıyorsunuz Ey kavmim İşte şu Allahın dişi devesi size bir mucizedir Bırakın onu Allahın yer yüzünde otlaklarında otlasın Ve ona kötü bir maksatla el sürmeyin sonra sizi yakın bir aza p yakalar Derken o deveyi kestiler Bunun üzerine Salih dedi ki Yurdunuzda üç gün daha yaşayın İşte bu yalan çıkmayacak olan kesin bir vaaddir Ne zaman ki azap emrimiz geldi Salihi ve beraberindeki iman edenleri tarafımızdan bir rahmet sayesinde kurtardık üstelik o günün perişanlığından da kurtardık Hiç şüphesiz Rabbin güçlüdür mutlak üstündür O zalimleri korkunç bir gürültü yakalayıverdi de oldukları yerde çöküp kaldılar Sanki orada güzel güzel yaşayıp durmamışlardı Bak işte Semud gerçekten de Rablerine küfretmişlerdi Bak işte nasıl yok olup gittiler Andolsun ki İbrahime de elçilerimiz melekler müjde ile geldiler ve selâm dediler o da selâm dedi ve hemen gidip onlara kızartılmış bir buzağı getirdi Fakat onların o buzağıya el sürmediklerini görünce tuhafına gitti ve içinde onlara karşı bir korku uyandı Onlar da Korkma biz Lutun kavmine gönderildik dediler İbrahimin karısı ayakta duruyordu bunun üzerine yüzü güldü Ona İshakı ve İshakın arkasından da Yakubu müjdeledik Vay başıma gelene dedi Ben bir kocakarıyım kocam da yaşlı bir adam Bu gerçekten çok tuhaf bir şey Dediler Sen Allahın emrine mi şaşıyorsun Allahın rahmeti ve berekâtı üzerinizdedir Ey ev halkı Muhakk ak ki O hamiddir övülmeye lâyıktır meciddir cömertliği boldur İbrahimden korku iyice geçip gidince bu müjde de kendisine gelince bizim meleklerimizle Lut kavmi hakkında tartışmaya girişti Çünkü İbrahim çok yumuşak huylu ve çok yufka yürekli yanık kalbli idi Melekler Ey İbrahim Bu konuda bizimle tartışmaktan vazgeç Çünkü Rabbinin emri kesin olarak geldi ve onlara geri çevrilmesi mümkün olmayan bir azap gelecektir Ne zaman ki elçilerimiz Luta geldiler bunların gelişle ri yüzünden Lut fenalaştı eli ayağı birbirine dolaştı ve Bu gün çetin bir gündür dedi Daha önceleri çirkin işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler Lut onlara Ey kavmim İşte size kızlarım onlar sizin için daha temizdirler Gelin All ahtan korkun beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu dedi Onlar Sen de bilirsin ki bizim senin kızlarınla bir ilgimiz yoktur Sen bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyorsun dediler Lut dedi Ne olurdu size karşı bir kuvvetim olsaydı ya da çok sarp bir yere sığınabilseydim Melekler dediler Ey Lut Şundan emin ol ki biz Rabbinin elçileriyiz Onlar sana asla zarar veremezler Sen gecenin bir kısmı olunca ailenle birlikte hemen buradan çı k git İçinizden hiç kimse geri kalmasın eşin başka Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir Haberin olsun helâk zamanları sabah vaktidir Zaten sabah yakın değil mi Ne zaman ki emrimiz geldi o ülkenin altını üstüne getirdik ve üzerl erine istif edilip pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık Bu taşlar Rabbinin katında damgalanmışlardı Bunlar zalimlerden uzak şeyler değildir Medyene de kardeşleri Şuaybi gönderdik Dedi ki Ey kavmim Allaha kulluk edin Sizin Ondan başka i lâhınız yoktur Ölçeği de teraziyi de eksik tutmayın Ben sizi hayır bolluk içinde görüyorum Bununla beraber yine de sizi kuşatacak bir günün azabından korkuyorum Ey kavmim Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin Halkın malına densizlik etmeyin ve yeryüzünde fesatçılık yaparak fenalık etmeyin Eğer mümin iseniz Allahın helâlinden size ihsan ettiği kâr sizin için daha hayırlıdır Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü değilim Dediler ki Ey Şuayb atalarımızın taptıklarını terketmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazın mı emrediyor Oysa ki sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın Şuayb dedi ki Ey kavmim Şayet ben Rabbimden ispat edici bir delil üzerinde bulunuyorsam ve şay et bana O kendi katından güzel bir rızık ihsan etmişse söyleyin bakalım ben ne yapmalıyım Ben size karşı çıkmakla sizi menettiğim şeylere kendim düşmek istemiyorum Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmeye çalışıyorum Muvaffakiyetim de ancak Allah ın yardımı ile olacaktır Ben yalnızca Ona dayandım ve ancak Ona döneceğim Ey kavmim Bana karşı gelmeniz sakın sizi Nuh kavminin veya Hud kavminin veya Salih kavminin başlarına gelen musibetler gibi bir musibete uğratmasın Lut kavmi de sizden uzak değildir Rabbinizden mağfiret dileyin sonra Ona tevbe ile yönelin Şüphesiz ki benim Rabbim çok merhametlidir çok sevendir Dediler ki Ey Şuayb Biz senin söylediklerinin çoğundan birşey anlamıyoruz Ayrıca seni içimizde çok zayıf biri olarak görüyoruz Eğer akrabaların olmasaydı mutlaka seni recmederdik taşa tutardık Senin bize hiçbir üstünlüğün yoktur Şuayb dedi Ey kavmim Benim akrabalarım size Allahdan daha mı değerli ki Allaha sırt çevirip onu unuttunuz Muhakkak ki Rabbim bütün yaptıklarınızı çepeçevre kuşatmıştır Ey kavmim Var gücünüzle yapacağınız ne varsa yapın Ben de görevimi yapmaya devam edeceğim Perişan edecek azabın kime geleceğini ve yalancının kim olduğunu ilerde anlayacaksınız Bekleyiniz ben de sizinle beraber bekleyeceğim Ne zaman ki emrimiz geldi Şuayb ve beraberindeki müminler tarafımızdan bir rahmet sayesinde kurtuldular Ve o zalimleri korkunç bir gürültü yakaladı da oldukları yerde çöküp kaldılar Sanki orada hiç güzel gün görmemişlerdi Dikkat edin Semud kavmi nasıl helâk olup gittiyse Medyen de öyle yok olup gitti Andolsun Musayı da âyetlerimizle ve apaçık bir belge ile gönderdik Firavuna ve cemaatine Bunlar Firavunun emrine uydular Halbuki Firavunun emri hak değildir Kıyamet günü kavminin önüne düşer Artık o bunları ateşe götürmüştür O varılan yer ne kötü bir yerdir Hem burada hem de kıyamet gününde lanetle izlendiler Onlara verilen bu karşı destek ne fena bir destektir İşte bu helâk olmuş memleketlerin önemli haberlerindendir Sana onu kıssa olarak anlatıyoruz Onlardan yerinde duranlar da var biçilenler yok olup gidenler de Biz onlara zulmetmedik onlar kendi kendilerine zulmettiler Allahı bırakıp da taptıkları tanrılar R abbinin emri gelince kendilerine hiçbir fayda sağlayamadılar Hasarlarını arttırmaktan başka bir şeye yaramadılar İşte Rabbin zalim memleketleri cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır Çünkü Onun cezası çok acı çok çetindir Ahiret azabından korkanlar için bunda muhakkak ki bir ibret vardır O öyle bir gündür ki bütün insanlar onun için toplanacaktır ve o öyle bir gündür ki mutlaka görülecektir Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz O gün gelince Allahın izni o lmadan hiç kimse konuşamaz Onların kimi bedbaht kimi de mutludur Bedbaht olanlar ateştedirler Onlar orada başka türlü soluyacak başka türlü haykıracaklar Onlar orada gökler ve yer durdukça duracaklar Ancak Rabbinin diledikleri başka Çünk ü Rabbin dilediğini yapandır Mutlu olanlar ise cennettedirler Orada gökler ve yer durdukça duracaklar ancak Rabbinin diledikleri başka Bu ardı arası kesilmeyen bir ihsan olacak O halde sakın şunların ibadet edişlerinden şüpheye düşme Daha önce ataları nasıl ibadet ediyor idiyseler bunlar da öyle ibadet ediyorlar Biz de kendilerine nasiplerini elbette eksiksiz olarak öderiz Andolsun ki Musaya kitabı verdik yine de onda ihtilafa düşüldü Eğer Rabbinden daha önce verilmiş bir karar olmasa idi elbette haklarında hüküm verilmiş bitmişti Muhakkak ki onlar bundan kuşkulu bir şüphe içindedirler Gerçekten de onların her biri öyle kimselerdir ki yaptıklarının karşılığını Rabbin kendilerine hakkiyle ödeyecektir Çünkü O onların ya ptıkları her şeyden haberdardır İşte bundan dolayı emrolunduğun gibi doğru ol Beraberindeki tevbe edenler de doğru olsunlar Aşırı gitmeyin Muhakkak ki O bütün yaptıklarınızı görüp durmaktadır Ve zulüm yapanlara yakınlık göstermeyin ki si ze de ateş dokunmasın Allahdan başka yardımcılarınız da yoktur Sonra yardım da göremezsiniz Gündüzün her iki tarafında ve gecenin saçaklarında gündüze yakın olan saatlerinde namaz kıl Muhakkak ki iyilik kötülükleri giderir Bu ise düşünebilen lere bir öğüttür Ve sabret Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatını yitirmez Sizden önceki devirlerden bakıyye sahipleri kitap ehli yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışsalardı ne iyi olurdu Fakat onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı O zulmedenler ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler ve hepsi de suçlu oldular Senin Rabbin halkları iyi ve ıslahatçı iken o memleketleri haksız yere helak edecek değildir Eğer Rabbin dileseydi elbette bütün insanları t ek bir ümmet yapardı Halbuki yine de ihtilaf edip duracaklardı Ancak Rabbinin rahmetle yarlığadığı kimseler başka Onun içindir ki onları yarattı Ve Rabbinin Andolsun ki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracağım sözü böylece tamam oldu Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatıştıracak olanlardan her türlüsünü sana kıssa olarak anlatıyoruz Bunda da sana bir hakikat müminlere de bir öğüt ve ibret gelmiştir İmana gelmeyen o kâfirlere de ki Elinizden geleni geri koymayı n Biz de yapacağımızı yapacağız Siz bekleyin görün biz de bekleyip göreceğiz Göklerin ve yerin gaybını bilmek yalnızca Allaha mahsustur Her iş Ona döndürülür Sen yalnızca Ona ibadet et ve yalnızca Ona dayan Rabbin yaptıklarınızın hiçb irinden gafil değildir YUSUF Yusuf suresi yüzonbir âyet olup ve âyetler Medinede diğerleri Mekkede inmiştir Sûrenin başından sonuna kadar Yusuf Peygamberden bahsedildiği için bu adı almıştır Elif Lâm Râ İşte bunlar sana o a çık seçik kitabın âyetleridir Muhakkak ki biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik Sana bu Kurânı vahyetmekle biz sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz Gerçek şu ki daha önce senin bundan hiç haberin yoktu Hani bir vaki tler Yusuf babasına demişti ki Babacığım ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı bana secde ederken gördüm Babası Yavrucuğum dedi rüyanı kardeşlerine anlatma Sonra sana bir tuzak kurarlar Çünkü şeytan insanın açıkça düşmanıdır Ve iş te böyle Rabbin seni seçecek ve sana rüya tabirinden bilgiler öğretecek Bundan önce ataların İbrahime ve İshaka tamamladığı gibi nimetini hem sana hem de Yakup soyuna tamamlayacaktır Muhakkak ki Rabbin alîmdir hakîmdir Andolsun ki Yusuf ve k ardeşleri kıssasında soranlara ibret alacak âyetler vardır Hani demişlerdi ki Yusuf ve kardeşi Bünyamin babamıza bizden daha sevgili biz ise güçlü ve tutkun bir grubuz Doğrusu babamız belli ki çok açık bir yanılgı içindedir Yusufu öldürü n ya da bir yere atın ki babanızın yüzü sevgisi size kalsın sonra yine salih bir kavim olursunuz İçlerinden bir söz sahibi şöyle dedi Yusufu öldürmeyin bir kuyunun dibine bırakın da ordan geçen kafilenin biri onu bulup alsın Eğer yapacaksan ız böyle yapın Dediler ki Ey babamız Sen bize Yusuf için neden güvenmiyorsun Halbuki biz onun iyiliğini istiyoruz Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin oynasın Kesinlikle biz onu koruruz Babaları dedi ki Onu götürmeniz beni üzer korkarım ki onu kurt yer de sizin haberiniz bile olmaz Dediler ki Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken buna rağmen onu kurt yerse o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olmuş oluruz Nihayet kardeşleri Yusufu alıp götürdüler ve kuyunun dibine bırakmaya topluca karar verdiler Biz de ona şöyle vahyettik Andolsun ki sen onlara ilerde hiç beklemedikleri bir sırada bu yaptıklarını haber vereceksin Ve yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler Dediler ki Ey babamız Biz gittik aramızda yarış yapıyorduk Yusufu da eşyamızın yanına bırakmıştık Bir de baktık ki onu kurt yemiş şu anda biz doğru da söylesek yine de sen bize inanacak değilsin Bir de gömleğinin üzerinde yalandan bir kan getirmişlerdi Babaları dedi ki Hayır nefisleriniz aldatmış da size bir iş yaptırtmış Artık bana güzel bir sabır gerekiyor Bu anlattıklarınıza karşılık yardımına sığınılacak olan ancak Allahdır Daha sonra bir kafile gelmiş sucularını da göndermişlerdi Var dı kovasını kuyuya saldı Müjde hey müjde İşte bir çocuk dedi Ve onu satılık bir mal olarak gizleyip korudular Allah ise onların ne yapacaklarını biliyordu Ve onu düşük bir değerle birkaç dirheme sattılar Ona fazla önem vermemişlerdi Onu satın alan Mısırlı eşine dedi ki Buna güzel bak Bize faydalı olabilir ya da evlat ediniriz Yusufu böylece oraya yerleştirdik Ona rüyaların tabirini de öğrettik Allah emrinde galiptir Fakat insanların çoğu bunu bilmezler O tam erginlik çağ ına gelince kendisine ilim ve hüküm verdik İşte biz güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız Derken evinde bulunduğu hanım onun nefsinden murad alıp yararlanmak istedi Kapıları kilitledi ve Haydi beri gel dedi Yusuf Allaha sığınırım Mu hakkak ki o kocan benim efendim bana çok güzel baktı Doğrusu zalimler hiç iflah olmazlar dedi O hanım ona gerçekten niyeti bozmuştu Eğer Rabbinin burhanını görmese idi Yusuf da ona özenip gitmişti Aslında ondan fuhşu ve fenalığı uzak tutalı m diye böyle olmuştu Çünkü o bizim ihlasa erdirilmiş kullarımızdan biriydi İkisi de kapıya koştular Hanım onun gömleğini arkadan yırttı Ve kapının yanında hanımın efendisiyle karşı karşıya geldiler Hanım hemen dedi ki Senin eşine fenalık yapmak isteyenin cezası zindana atılmaktan veya acı bir azaba uğratılmaktan başka ne olabilir Yusuf kendisi benden yararlanmak istedi dedi Hanımın akrabasından biri de şöyle şahitlik etti Eğer gömleği önden yırtılmış ise hanım doğru söylemiştir o z aman bu yalancılardandır Yok eğer gömleği arkadan yırtılmış ise hanım yalan söylemiştir o zaman bu doğru söyleyenlerdendir Ne zaman ki gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu gördü o zaman dedi ki Bu iş siz kadınların tuzağındandır Gerçekt en de sizin tuzağınız çok büyüktür Yusuf Sakın sen bundan bahsetme Kadın Sen de günahından dolayı istiğfar et Sen gerçekten günahkarlardan oldun Şehirde bazı kadınlar da Azizin karısı delikanlısından murad almaya kalkmış sevgi yüreğini yakıp kavuruyormuş görüyoruz ki kadın çıldırmış besbelli dediler Azizin karısı onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazırladı Her birine bir bıçak verdi beri taraftan da Yusufa çık karşılarına dedi Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve şaşkınlıkla ellerini kestiler Dediler ki Hâşâ Allah için bu bir insan değil olsa olsa yüce bir melektir İşte dedi bu gördüğünüz beni hakkında kınadığını z gençtir Yemin ederim ki ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o namuslu davrandı Yine yemin ederim ki emrimi yerine getirmezse muhakkak zindana atılacak ve kesinlikle zelillerden olacaktır Yusuf dedi ki Ey Rabbim Zindan bana bunlar ın beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir Eğer sen bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum Bunun üzerine Rabbi onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertara f etti Muhakkak ki O evet O hakkiyle işiten hakkiyle bilendir Bu kadar delili gördükleri halde sonra yine de Yusufu bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı Zindana onunla birlikte iki delikanlı daha girdi Birisi dedi ki Rüyada ke ndimi şarap sıkarken gördüm Öteki de dedi ki Ben de başımın üstünde ekmek taşıdığımı kuşların da ondan yediğini gördüm Bize bunun yorumunu haber ver Çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz Yusuf dedi ki Size yiyecek olarak verilecek bir y emek gelmeden önce onun tabirini size bildiririm Bu Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir Çünkü ben Allaha inanmayan ve ahireti inkâr eden bir kavmin dinini terkettim Atalarım İbrahim İshak ve Yakubun dinine uydum Bizim Allaha hiçbir şeyi o rtak tutmamız olmaz Bu bize ve insanlara Allahın bir lutfudur Fakat insanların çoğu şükretmezler Ey benim zindan arkadaşlarım Ayrı ayrı birçok tanrılar mı daha hayırlı yoksa herşeye hakim ve galip olan bir tek Allah mı Sizin Allahı bır akıp da o taptıklarınız sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlerden başka bir şey değildir Bunlara tapmanız için Allah hiçbir delil indirmiş değildir Hüküm ancak Allaha aittir O size kendisinden başkasına tapmamanızı emretti İşte dosdoğru d in budur Fakat insanların çoğu bunu bilmezler Ey benim zindan arkadaşlarım Biriniz efendisine yine şarap sunacak Diğeri de asılacak kuşlar başından yiyecekler İşte öğrenmek istediğiniz iş böylece halloldu Yusuf hapisten kurtulacağına ina ndığı o ikiden birine dedi ki Beni efendinin yanında an Benden söz et ki beni kurtarsın Fakat Şeytan ona efendisinin yanında anmayı unutturdu Bu yüzden Yusuf daha yıllarca zindanda kaldı Bir gün melik hükümdar dedi ki Ben rüyamda yedi cılız ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görüyorum Ey ileri gelenler Siz rüya tabir edebiliyorsanız benim bu rüyamın tabirini bana bildirin Dediler ki Rüya dediğin şey karmakarışık hayallerdir Biz ise böyle ka rışık hayallerin yorumunu bilemeyiz O ikiden kurtulmuş olanı nice zamandan sonra hatırladı da dedi ki Ben size o rüyanın tabirini haber veririm hemen beni gönderin Ey Yusuf ey doğru sözlü Bize şunu hallet Yedi semiz ineği yedi cılız ine k yiyor Ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak Umarım ki o insanlara doğru cevap ile dönerim onlar da senin kadrini bilirler Dedi ki Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz biçtiklerinizi başağında bırakınız biraz yiyeceğinizden başka Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacağınızdan başkasını yiyip bitirecek Sonra da onun arkasından yağışlı bir sene gelecek ki halk onda sıkıntıdan kurtulacak üzüm zeytin gibi mahsülleri sıkı p faydalanacak O hükümdar Onu bana getirin dedi Emir üzerine Yusufa gönderilen adam yanına gelince Yusuf ona dedi ki Haydi efendine geri dön de ona sor bakalım o ellerini kesen kadınların maksatları ne imiş Hiç şüphe yok ki Rabbim onların oyunlarını çok iyi bilir Hükümdar o kadınlara Derdiniz neydi ki o vakit Yusufun nefsinden murad almaya kalktınız dedi Onlar Hâşâ Allah için biz onun aleyhinde hiçbir fenalık bilmiyoruz dediler Azizin karısı da Şimdi hak ve hakikat ol duğu gibi ortaya çıktı Aslında onun nefsinden ben murad almak istedim O ise şeksiz şüphesiz doğrulardandır dedi Yusuf dedi ki İşte bu şunun içindir Bilsin ki ben ona arkasından hainlik etmedim Gerçekten Allah hainlerin hilesini başarıya ulaşt ırmaz Ben yine de nefsimi temize çıkarmıyorum Çünkü nefis şiddetle kötülüğü emreder Ancak Rabbimin rahmetiyle yarlığadığı müstesna Muhakkak ki Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir Hükümdar dedi ki Onu bana getirin kendime tahsis edeyim So nra onunla konuşunca da Sen bugün yanımızda gerçekten büyük bir mevki sahibisin güvenilir birisin dedi O da ona dedi ki Beni bu ülkenin hazineleri üzerine getir Çünkü iyi korurum iyi bilirim Ve işte biz böylece Yusufu o yerde temkin et tik yerleştirdik Neresinde isterse orada makam tutuyordu Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz Ve iyilik edenlerin mükafatını zayi etmeyiz İman edip takva yolunu tutanlar için elbette ahiret mükafatı daha hayırlıdır Bir gün Yusufun ka rdeşleri çıkageldiler ve onun yanına girdiler O onları görür görmez tanıdı oysa onlar onu tanıyamamışlardı Ne zaman ki onların bütün hazırlıklarını tamamladı o zaman dedi ki Babanızdan olan öbür kardeşinizi de bana getirin Görüyorsunuz ya ben ölçeği tam ölçüyorum ve ben konukseverlerin en hayırlısıyım Siz eğer onu bana getirmezseniz bir daha size hiç kile yok bir ölçek bile zahire alamazsınız yanıma da yaklaşmayın Dediler ki Onun için babasından izin almaya çalışacağız Her h âlü kârda bunu yapacağz Yusuf bir taraftan da adamlarına tenbih etti Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin belki ailelerinin yanına dönünce farkına varırlar ve belki yine gelirler dedi Böylece dönüp babalarına geldikleri vakit dediler ki Ey babamız Bizden ölçek menedildi bize zahire verilmeyecek Bu kere kardeşimizi de bizimle gönder ki ölçek alabilelim Biz onu kesinlikle koruyacağız Babaları dedi ki Ben onu size nasıl emanet ederim Ya bundan önce kardeşini emanet ettiğimd e olan gibi olursa En hayırlı koruyucu Allahdır ve O merhamet edenlerin en merhametlisidir Derken yüklerini açtılar ve sermayelerini kendilerine geri verilmiş olarak buldular Dediler ki Ey babamız Daha ne isteriz İşte sermayelerimiz de bize i ade edilmiş Bununla yine ailemize zahire alır getiririz kardeşimizi de koruruz üstelik bir yük daha fazla zahire alırız Zaten bu aldığımız pek az bir zahiredir Babaları dedi ki Hepiniz çaresiz kalmadıkça onu bana mutlaka getireceğinize dair Allahdan bir yemin vermedikçe onu kesinlikle sizinle göndermem Onlar da Allaha and içerek babalarına söz verince babaları dedi ki Bu söylediklerinize Allah vekildir Ve dedi ki Ey yavrularım şehre hepiniz bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı k apılardan girin Gerçi ben ne yapsam Allahın takdirini sizden engelleyemem Hüküm yalnızca Allahındır Onun için bütün tevekkül edenler Ona tevekkül etmelidirler Ne zaman ki şehre vardılar o zaman babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdi ler Gerçi bu şekilde girmeleri onlar hakında Allahın takdir ettiği hiçbir şeyi önleyemezdi bu sadece Yakubun içinden geçirdiği bir isteğin yerine getirilmesi oldu Şüphesiz o ilim sahibiydi çünkü ona biz öğretmiştik Fakat insanların çoğu bunu bilm ezler Yusufun yanına girdikleri vakit o kardeşini Bünyamini yanında alıkoydu Dedi ki Bilesin ben senin kardeşinim İşte bundan dolayı onların yapacaklarına sakın üzülme Sonra onların bütün hazırlıklarını görünce su kabını kardeşinin yükünün içine koydu Sonra bir tellal şöyle bağırdı Hey kervan Siz hırsızsınız hırsız Bunlara döndüler de dediler ki Ne arıyorsunuz Onlar da dediler ki Hükümdarın su kabını arıyoruz Onu bulup getirene bir yük zahire var Üstelik o tas b ana zimmetlidir Allaha yemin ederiz ki dediler Muhakkak siz de anlamışsınızdır ya biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik Biz hırsız da değiliz Peki yalancı çıkarsanız onun hırsızlık edenin cezası nedir dediler Kimin yükünde çıkarsa o kendisi onun cezasıdır Biz zalimlere işte böyle ceza veririz Bunun üzerine Yusuf kardeşinin eşyalarından önce onların eşyalarını aramaya başladı Sonra su kabını kardeşinin yükünün içinden çıkardı İşte Yusufa biz böyle bir oyun öğretti k Melikin kanunlarına göre kardeşini alıkoymasına imkan yoktu Ancak Allah dilerse o başka Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz Ve her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır Dediler ki Eğer o çalmışsa daha önce bunun kardeşi de çalm ıştı O vakit Yusuf bunu içine attı onlara hiç belli etmeden Siz çok fena bir mevkidesiniz ne sıfat verdiğinizi Allah çok iyi biliyor dedi Dediler ki Ey vezir Emin ol ki bunun çok yaşlı bir babası var Onun için yerine birimizi al Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz O dedi ki Eşyamızı yanında bulduğumuzdan başkasını tutuklamaktan Allah korusun Çünkü öyle yaparsak zalimlerden oluruz Ne zaman ki onlar onu kurtarmaktan ümit kestiler o zaman fısıldaşarak oradan uzaklaştılar Büyükleri dedi ki Babanızın sizden Allah adına ahit aldığını ve daha önce Yusuf konusunda ettiğiniz kusuru bilmiyor musunuz Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar ben artık burdan ayrılmam Allah hüküm veren lerin en hayırlısıdır Siz dönün de babanıza deyin ki Ey babamız İnan ki oğlun hırsızlık yaptı Biz ancak bildiğimize şahitlik ediyoruz Yoksa gaybın bekçileri değiliz Hem orada bulunduğumuz şehir halkına hem içinde bulunduğumuz kervana so r Ve emin ol ki biz kesinlikle doğru söylüyoruz Babaları dedi ki Hayır sizi nefisleriniz altadıp bir işe sürüklemiş Artık bana güzel güzel sabretmek düşüyor Belki Allah hepsini birden bana geri getirir Çünkü O her şeyi bilir hüküm ve hikmet sahibidir Ve onlardan yüz çevirdi de Ey Yusufun ateşi yetti artık yetti dedi Ve üzüntüden gözlerine ak düştü Artık yutkunuyor da yutkunuyordu Dediler ki Hâlâ Yusufu sayıklayıp duruyorsun Allaha yemin ederiz ki sonunda eriyip gide ceksin tükenip helak olacaksın Hayret doğrusu Dedi ki Ben hüznümü kederimi ancak Allaha şikayet ederim ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri de bilirim Ey oğullarım gidin Yusufu ve kardeşini araştırın Allahın rahmetinden üm it kesmeyin zira kâfir kavimden başkası Allahın rahmetinden ümit kesmez Sonra Mısıra gidip onun huzuruna girince dediler ki Ey şanlı vezir Biz ve çoluk çocuğumuz sıkıntı içindeyiz Pek az bir sermaye ile geldik Sen bize yine ölçek zahire ver ayrıca sadaka da ihsan eyle Çünkü Allah sadaka verenleri muhakkak mükafatlandırır O dedi ki Siz cahilliğinizde Yusufa ve kardeşine ne yaptığınızı biliyor musunuz Onlar Yoksa sen sahiden Yusuf musun dediler O da Ben Yusufum bu d a kardeşim dedi Doğrusu Allah bizi lutfuyla nimetlendirdi Gerçekten de kim Allahdan korkar ve sabrederse Allah muhakkak ki güzel işler yapanların mükafatını zayi etmez Dediler ki Allaha yemin olsun Allah seni bize üstün kıldı Biz gerçe kten de büyük hata işlemiştik Yusuf dedi Bugün size bir ayıplama ve azarlama yoktur Allah sizi mağfiretiyle bağışlasın O merhamet edenlerin en merhametlisidir Alın şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne sürün gözü açılır Ve bütün ailen izle toplanıp bana gelin Ne zaman ki kafile Mısırdan ayrıldı öteden babaları dedi ki Eğer bana bunak demezseniz doğrusu ben Yusufun kokusunu alıyorum Dediler ki Vallahi sen hâlâ o eski şaşkınlığındasın Fakat ne zaman ki gerçek ten müjdeci geldi gömleği Yakubun yüzüne koydu hemen gözü açıldı Ben size demedim mi ben Allahdan sizin bilmediklerinizi bilirim dedi Dediler ki Ey babamız bizim için Allaha istiğfar eyle Biz gerçekten büyük günah işlemiştik Dedi k i Sizin için Rabbimden ilerde bağışlanma dileyeceğim Şüphesiz o çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Ne zaman ki onlar Yusufun yanına vardılar işte o zaman Yusuf anasını ve babasını kucakladı yanına aldı ve Buyurun Allahın dilemesiyle gü ven içinde Mısıra girin dedi Anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandılar Bunun üzerine Yusuf dedi ki İşte bu durum o rüyamın çıkmasıdır Gerçekten Rabbim onu hak rüya kıldı Şeytan benimle kar deşlerimin arasını bozduktan sonra beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder Şüphesiz O her şeyi bilir hüküm ve hikmet sahibidir Ey Rabbim Sen bana dün ya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim Benim velim sensin benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat İşte bu sana vahiyle bildirdiğimiz gayb habe rlerindendir Yoksa onlar yapacaklarına karar verip mekir oyun yaparlarken sen yanlarında değildin Sen ne kadar şiddetle arzulasan da insanların çoğu iman edecek değildir Buna karşılık onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun O Kurân â lemlere ancak bir öğüttür Bununla beraber göklerde ve yerde ne kadar âyet var ki onunla yüz yüze gelirler de yine de yüz çevirip geçerler Onların çoğu şirk koşmadan Allaha iman etmezler imanlarına az çok bir şirk karıştırırlar Yoksa b unlar Allahın azabından hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkında değillerken ansızın başlarına kıyametin kopuvermesinden güven içinde midirler De ki İşte benim yolum budur basiret üzere Allaha davet ediyorum Ben ve bana uyanlar işt e böyleyiz Ben Allahı tesbih ederim ve ben müşriklerden değilim Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de o memleketlerin halkındandı onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi Şimdi o yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi Kendilerinden önce gelip geçenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayırlıdır Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız Nihayet peygamberleri onların iman etmelerinden üm it kesecek hale gelince ve kendilerinin yalancı durumuna düştüklerini sanınca onlara yardımımız geldi yetişti dilediklerimiz kurtarıldı Suçlular topluluğundan bizim azabımız geri çevrilemez Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için b ir ibret vardır Bu Kurân uydurulmuş herhangi bir söz değildir Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir RAD Rad Sûresi kırküç âyet olup Mekked e mi Medinede mi indiği hakkında ihtilaf vardır Sûrenin muhtevası göz önüne alınırsa Mekkede indiğini söyleyenlerin görüşü biraz daha ağırlık kazanır Sûrenin onüçüncü âyetinde gök gürültüsü manasına gelen er Rad kelimesi zikredildiği için sûreye bu ad verilmiştir Elif Lâm Mîm Ra İşte bunlar sana o kitabın âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen haktır Lâkin insanların çoğu iman etmezler Allah Odur ki gökleri direksiz yükseltti onu görüyorsunuz sonra arş üzerine istiva etti güneşi v e ayı emrine boyun eğdirdi Her biri belli bir vakte kadar akar gider Bütün işleri O yönetiyor Âyetleri O açıklıyor ki Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydana geti ren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan Odur Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki ibretler vardır Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır Üzüm bağları ekinler çata llı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki hepsi bir tek su ile sulanır Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz Aklı eren bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır Eğer şaşıyorsan asıl şaşılacak şey onların şu sözleridir Biz toprak olu p gittikten sonra mı yani biz gerçekten yeniden mi yaratılacağız İşte bunlar Rablerini inkâr etmişlerdir Bunlar boyunlarında demir halkalar bulunanlardır Ve işte bunlar cehennemliktirler orada ebedî kalacaklardır Ayrıca senden iyilikten önce heme n kötülüğü getirmeni isterler Oysa daha önce onlara misal olacak cezalar gelip geçmiştir Ve gerçekten Rabbin zulümlerine karşılık insanlara mağfiret sahibidir Bununla beraber Rabbinin azabı da cidden çok çetindir O kâfirler Rabbinden ona bir muci ze indirilmeli değil miydi derler Sen bir uyarıcıdan başka bir şey değilsin ve her kavim için bir hidayetçi vardır Her dişinin neye gebe olduğunu Allah bilir Ve rahimler ne eksiltir ne arttırır onu da bilir Onun katında her şeyin bir ölçüsü var dır Allah görünmeyeni de bilir görüneni de Büyüktür ve yücelerden yücedir Sizden sözü gizleyenle açığa vuran gece gizlenenle gündüz açığa çıkan Onun açısından eşittir hepsini görür ve bilir Her insan için önünden ve arkasından takip ed enler vardır Allahın emrinden dolayı onu gözetirler Allah bir kavme verdiğini o kavim kendisini bozup değiştirmedikçe değiştirmez Allah bir kavme de kötülük murad etti mi artık onun geri çevrilmesine de imkan yoktur Onlar için Allahdan başka bir ve li de bulunmaz Size korku ve ümit içinde şimşeği gösteren ve o yağmur yüklü bulutları meydana getiren Odur Gök gürültüsü Ona hamd ile melekler de Onun korkusundan dolayı Onu tesbih ederler O yıldırımlar gönderir onunla dilediğini çarpar O nlar Allah hakkında mücadele edip duruyorlar Oysa Allahın çarpması pek çetindir Gerçek dua Onadır Onun dışında yalvarıp durdukları ise onlara hiçbir şeyle cevap veremezler Onlar olsa olsa ağzına su gelsin diye iki avucunu açana benzer ki o ona gelmez Kâfirlerin duası hep bir sapıklık içindedir Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allaha secde ederler De ki Göklerin ve yerin Rabbi kimdir De ki Allahdır De ki Allahdan başkala rını o kendi kendilerine ne bir fayda ne de bir zarar verebilenleri dostlar mı ediniyorsunuz De ki Hiç kör ile gören bir olur mu Hiç karanlıklarla aydınlık bir olur mu Yoksa Allaha Onun gibi yaratan birtakım ortaklar buldular da bu yaratış ken dilerince birbirine benzer mi göründü De ki Allah her şeyi yaratandır O birdir Her şeye üstün ve kahredicidir Gökten bir su indirdi de vadiler kendi miktarlarınca sel olup aktılar Sel de suyun yüzüne çıkan bir köpük yüklendi Bir zinet eşyas ı veya bir değerli mal yapmak için ateşte üzerini körükledikleri madenlerden de onun gibi bir köpük meydana gelir İşte Allah hak ile batılı böyle çarpıştırır Fakat köpük atılır gider insanlara faydası olan ise yerde kalır İşte Allah böyle misaller ver ir Rablerinin emirlerine uyanlar için daha güzeli vardır Ona itaat etmeyenler ise yeryüzünde bulunan ne varsa hepsi kendilerinin olsa da onu ve bir o kadarını bütünüyle kurtuluş fidyesi olarak verirlerdi İşte onlar hesabın kötüsü kendileri için o lanlardır Varacakları yer de cehennemdir Orası da ne fena yataktır Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse kör olan bir kimse gibi olur mu Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak ederler Onlar ki Allahın ahdini yerine getirirler ve antlaşmayı bozmazlar Ve onlar ki Allahın riayet edilmesini emrettiği şeye riayet ederler ve Rablerine saygı gösterirler ve hesabın kötülüğünden korkarlar Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabr ederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler İşte bunlar bu hayatın akibeti kendilerinin olacak olanlardır Adn cennetlerine girecekler a talarından eşlerinden ve zürriyetlerinden salih olanlarla birlikte olacaklar Melekler de her kapıdan yanlarına girip şöyle diyecekler Sabrettiğiniz için size selam olsun Ahiret yurdu ne güzeldir Allahın ahdini misak ile belgeledikten sonra bozanlar ve Allahın birleştirilmesini emrettiği bağlantıları koparanlar ve yeryüzünü bozguna verenler varya işte lanet olsun onlara Ve yurdun kötüsü de onlaradır Allah dilediği kimseye rızkı genişletir de daraltır da Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir Yine o iman etmeyenler diyorlar ki Ona Rabbinden bir âyet indirilseydi ya De ki Hakikaten Allah dilediğini şaşırtır ve kendisine gönül vereni de hidayete erd irir Onlar iman etmiş ve kalbleri Allah zikriyle yatışmış olanlardır Evet iyi bilin ki kalbler Allahın zikri ile yatışır Onlar ki iman etmişler ve salih ameller işlemişlerdir ne mutlu onlara varacakları yer de ne güzeldir İşte seni böyle kendilerinden önce nice ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki onlar Rahmâna küfredip dururlarken sen onlara sana vahyettiğimiz kitabı okuyasın De ki O Rahmân benim Rabbimdir Ondan başka tanrı yoktur Ben Ona dayandım tev bem de Onadır Bir Kurân ki onunla dağlar yürütülse veya onunla yer parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa o yine bu Kuran olurdu Fakat emir bütünüyle Allahındır İman edenler kâfirlerden ümit kesip daha anlamadılar mı ki Allah dileseydi elbette insanların hepsine toptan hidayet buyururdu O küfürde direnenlerin kendi sanatlarıyla başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınına konacak Nihayet Allahın vaadi gelecek Muhakkak ki Allah vaad ettiği zamanı şaşırmaz Andolsun ki senden önceki peygamberlerle de alay edildi Ben de o kâfirlere bir süre için meydan verdim Sonra da tuttum onları cezalandırdım O vakit azabım nasıl imiş gördüler Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka ki m vardır Böyle iken tuttular da Allaha ortaklar uydurdular De ki Onlara isimler verip durun bakalım Siz Ona yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel göster ildi de yoldan saptırıldılar Allah her kimi saptırırsa artık onu yola getirecek kimse yoktur Onlara dünya hayatında bir azap vardır Ahiret azabı ise elbette daha çetindir Onları Allahdan koruyacak da yoktur Müttakilere vaad olunan cennetin m isali şöyledir Altından ırmaklar akar durur yemişleri süreklidir gölgeleri de İşte bu takva yolunu tutanların akıbetidir Kâfirlerin akıbeti de ateştir Bir de kendilerine kitap verdiklerimiz sana indirilen vahiy le sevinç duyuyorlar Bununla b eraber hizipleşenlerden âyetlerin bir kısmını inkâr edenler de vardır De ki Ben ancak Allaha kulluk etmekle ve Ona şirk koşmamakla emrolundum Ben Ona davet ediyorum dönüşüm de Onadır Ve işte biz o Kurânı Arapça bir hüküm olarak indirdik Yemin olsun ki eğer sen sana vahiyle gelen bu bilgiden sonra onların keyiflerine uyacak olursan sana Allahdan ne bir dost vardır ne de bir koruyucu Andolsun ki biz senden önce de peygamberler gönderdik Onlara da eşler ve çocuklar verdik Allah ın izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değildir Her ecel için bir yazı vardır Allah dilediğini imha eder dilediğini de yerinde bırakır Ana kitap Onun katındadır Onlara vaad ettiğimiz azabın bir kısmını sana gö stersek yahut seni onu görmeden vefat ettirsek yine de sana düşen sadece tebliğ etmek bize düşen de hesaba çekmektir Görmüyorlar mı ki biz yeri etrafından eksiltip duruyoruz Allah öyle hükmeder ki Onun hükmünü engelleyecek kimse yoktur O çok hızlı hesap görür Onlardan öncekiler de hileler yapmışlardı Fakat sonuçta bütün hilelerin cezası Allaha aittir Her nefsin ne kazandığını O bilir Bu dünyanın akıbetinin kime ait olduğunu kâfirler de yakında bilecekler O kâfirler Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin diyorlar De ki Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter bir de yanında kitap ilmi bulunan yeter İBRAHİM İbrahim sûresi elliiki âyet olup ve âyetler Medinede diğerleri Mekke de inmiştir âyetler Hz İbrahimin duasını ihtiva ettiği için sûreye bu ad verilmiştir Elif Lâm Râ Bu Kurân öyle büyük bir kitaptır ki insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa her şeye galip ve hamde lâyık olan Allahın yolu na çıkarman için onu sana indirdik O Allahın yolu ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi Onundur Şiddetli bir azabdan dolayı vay kâfirlerin haline Onlar o kimselerdir ki dünya hayatını ahirete tercih ederler insanları Allahın yolundan çevir irler ve onun eğrilmesini isterler İşte bunlar çok büyük bir sapıklık içindedirler Biz her peygamberi ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki onlara apaçık anlatsın Bu itibarla Allah dilediğini sapıklıkta bırakır dilediğini de hidayete erd irir O her şeye galibdir hükmünde hikmet sahibidir And olsun ki Musayı âyetlerimizle gönderdik Ona şöyle dedik Kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar onlara Allahın felaket günlerini hatırlat Şüphe yok ki bunda her sabredip şükreden için nice ibretler vardır Musa kavmine demişti ki Allahın üzerinizdeki nimetini hatırlayın Çünkü O bir vakit sizi Firâvun ailesinden kurtardı Onlar sizi işkencenin en kötüsüne sürüyorlar ve oğullarınızı kesip kadınlarınızı da diri bırakıyorladı Ve bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır Ve hatırlayın ki Rabbiniz size şöyle bildirmişti Yüceliğim hakkı için şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir Musa dedi ki Siz ve y eryüzünde bulunanların hepsi nankörlük etseniz iyi biliniz ki Allah hepinizden zengindir hamdedilmeye layıktır Sizden öncekilerin Nuh Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi Onları Allahtan başkası bilmez Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki Biz sizinle gönderileni inkâr ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz Peygamberleri dedi ki Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında da şüphe mi var O sizi günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirlenmiş bir süreye kadar size müsade ediyor Onlar da Siz sadece bizim gibi bir insansınız bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz O halde bize apaçık bir delil getirin dediler Peygamberleri onlara dediler ki Evet biz ancak sizin gibi bir insanız ama Allah kullarından dilediğine nimetini lütfeder Ve Allahın izni olmadıkça bizim size bir delil getirmemize imkan yoktur Müminler ancak Allaha dayansınl ar Bize yollarımızı göstermişken neden biz Allaha dayanıp güvenmeyelim Elbette bize yaptığınız eziyetlere katlanacağız Tevekkül edenler yalnız Allaha tevekkül etsinler İnkâr edenler peygamberlerine dediler ki Ya sizi mutlaka yurdumuzdan çı karacağız ya da mutlaka dinimize döneceksiniz Rableri de onlara Zâlimleri mutlaka helak edeceğiz diye vahyetti Ve Onlardan sonra sizi mutlaka o yerde yerleştireceğiz Bu makamımdan ve tehdidimden korkan içindir Peygamberler düşmanlarına karşı fetih istediler ve her zorba inatçı hüsrana uğradı Ardından da Cehennem vardır orada kendisine irinli su içirilecektir Onu yutmaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek fakat o ölemez Arkasından da çe tin bir azab gelecektir Rabblerini inkâr edenlerin durumu tıpkı fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu bir küle benzer Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler İşte asıl uzak sapıklık budur Gökleri ve yeri gerçekten Allahın yarattı ğını görmedin mi O dilerse sizi yok edip yepyeni bir halk getirir Bu Allaha göre önemli bir şey değildir Kıyamet günü İnsanların hepsi Allahın huzuruna çıkacaklar Ve zayıflar büyüklük taslayanlara şöyle diyecekler Bizler sizlere uymuştu k Şimdi siz Allahın azabından en ufak bir şeyi bizden savabilir misiniz Onlar da diyecekler ki Allah bizi hidayete erdirseydi biz de size doğru yol gösterirdik Artık şimdi bizler sızlansak da sabretsek de birdir Çünkü kaçacak yerimiz yoktur İş bitince şeytan onlara şöyle diyecek Şüphesiz ki Allah size gerçek olanı vaad etti ben de size vaad ettim ama sonra caydım Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu Ancak ben sizi küfür ve isyana çağırdım siz de geldiniz O halde beni kınamayın k endi kendinizi kınayın Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz Ben önceden beni Allaha ortak koşmanızı da kabul etmemiştim Doğrusu zalimler için acı bir azab vardır İman edip salih ameller işleyenler ise Rablerinin izniyle içinde sürekli kalacakları ve altından ırmaklar akan cennetlere konulurlar Oradaki dirlik temennileri selâmdır Görmedin mi Allah nasıl bir misal verdi Güzel bir söz kökü yerde sabit dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir O ağaç Rab binin izniyle her zaman meyve verir Öğüt alsınlar diye Allah insanlara böyle misaller verir Kötü sözün durumu da yerden koparılmış kökü olmayan kötü bir ağaca benzer Allah iman edenleri dünya hayatında da ahirette de sağlam bir söz üzerinde tutar zalimleri de saptırır ve Allah dilediğini yapar Allahın nimetlerine nankörlükle karşılık veren ve sonunda milletlerini helak yurduna konduranları görmedin mi Onlar cehenneme girecekler O ne kötü karargâhtır Allahın yolundan sapt ırmak için Allaha eşler koştular De ki Şimdilik eğleniniz Çünkü varacağınız yer ateştir Ey Muhammed İman eden kullarıma söyle Namazı dosdoğru kılsınlar alış veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce kendilerine verdiğimiz rı zıktan açık ve gizli Allah için harcasınlar Allah öyle bir Allahtır ki gökleri ve yeri yarattı gökten su indirdi onunla size rızık olarak çeşitli meyveler çıkardı emri gereğince denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi ırmakları d a emrinize verdi Sürekli olarak yörüngelerinde hareket eden ay ve güneşi geceyi ve gündüzü sizin emrinize verdi O Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size verdi Allahın nimetini saymak isterseniz sayamazsınız Doğrusu insan çok zalim çok nankördür Hatırla ki Bir zaman İbrahim şöyle demişti Rabbim Bu şehri güvenli kıl Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut Rabbim Çünkü onlar putlar insanlardan birçoğunun sapmasına sebep oldular Şimdi kim bana uyarsa o bendendir kim bana karşı gelirse artık sen gerçekten çok bağışlayan ve çok merhamet edensin Rabbimiz Ben çocuklarımdan bir kısmını namazı dosdoğru kılmaları için senin Beyt i Haramının yanında ekinsiz bir vadiye yerleştirdim Artık sen de insanlardan bir kısmını onlara meylettir Ve onları bazı meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler Ey Rabbimiz Sen bizim gizlediğimizi de açığa vurduğumuzu da şüphesiz bilirsin Çünkü yerde ve gökte hiçbir şey Allahtan gizli kalmaz İhtiyarlık halimde bana İsma ili ve İshakı lutfeden Allaha hamd olsun Şüphesiz ki Rabbim duamı çok iyi işitir Ey Rabbim Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle Ey Rabbimiz duamı kabul et Ey Rabbimiz Herkesin hesaba çekileceği günde beni ana babamı ve müminleri bağışla Ey Peygamber Sakın zalimlerin yaptıklarından Allahın gâfil olduğunu sanma Ancak Allah onların cezalarını gözlerin dışa fırlayacağı güne erteler O gün başlarını dikerek koşacaklar gözleri kendilerine bile dönme yecek ve gönülleri bomboş kalacaktır Ey Peygamber İnsanları azabın geleceği gün ile korkut O gün zalimler şöyle diyecekler Ey Rabbimiz Bizi yakın bir zamana kadar ertele de senin davetine uyalım ve peygamberlere tâbi olalım Onlara Daha önce ahirete intikal etmeyeceğinize dair yemin etmemiş miydiniz denilir Siz kendilerine zulmedenlerin yurtlarında oturdunuz Onlara nasıl azab ettiğimiz size apaçık belli oldu Ve size misaller de vermiştik Gerçekten onlar çeşitli hileler ve tuzak lar kurdular Allah katında da onlara hilelerine karşı azab var isterse onların hileleri dağları yerinden oynatacak olsun O halde sakın Allahın peygamberlerine olan vaadinden cayacağını sanma Şüphesiz Allah her şeye galiptir intikam sahibidir O gün yeryüzü bir başka yere gökler başka göklere çevirilecek ve bütün varlıklar kabirlerinden çıkıp bir ve gücüne karşı durulmaz olan Allahın huzuruna toplanacaklardır O gün suçluların zincire vurulmuş olduğunu görürsün Gömlekleri katranda ndır ve yüzlerini ateş kaplar Çünkü Allah herkesi kazandığı ile cezalandıracaktır Gerçekten Allah hesabı çabuk görendir Bu Kurân kendisiyle uyarılsınlar Allahın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye ins anlara gönderilmiş bir tebliğdir HİCR Hicr sûresi doksandokuz âyet olup si Medinede diğerleri Mekkede inmiştir Hicr bir yer adıdır âyetlerde Hicrden bahsedildiği için sûreye bu ad verilmiştir Elif Lâm Râ Bunlar kitabın ve apaçık bir Kurânın âyetleridir Bir zaman gelecek ki inkâr edenler keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır Onları bırak yesinler içsinler zevk alsınlar arzu onları oyalasın ilerde bileceklerdir Biz hiçbir memleketi Allah k atında bilinen bir zamanı olmaksızın helak etmedik Hiçbir millet ecelinin önüne geçemez ve onu geciktiremez Dediler ki Ey kendisine Kurân indirilen Muhammed Sen mutlaka bir mecnunsun Eğer peygamberlik davanda doğru kimselerdensen biz e melekleri getirmeliydin Biz o melekleri ancak hak ile indiririz Ve indirildikleri vakit de onlara kâfirlere hiç mühlet verilmez Hiç şüphe yok ki Kurânı biz indirdik elbette onu yine biz koruyacağız Andolsun senden önceki milletler arasında da peygamberler gönderdik Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmiş olmasınlar Biz o küfrü suçluların kalbine işte böyle sokarız Kurâna iman etmezler halbuki öncekilerin sünneti inanmadıkları için başlarına gelenler gelip geçmiştir Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar Gözlerimiz perdelendi daha doğrusu bize büyü yapılmıştır derler Andolsun biz gökte birtakım burçlar yarattık ve bakanlar için onu süsledik Ve göğü taşlanan büt ün şeytanlardan koruduk Ancak kulak hırsızlığı eden şeytan hariç onu apaçık bir alev sütunu takip eder Yeryüzünü düzgün bir şekilde yarattık ve oraya sabit dağlar yerleştirdik Orada hikmetle ölçülmüş her şeyden bitkiler bitirdik Orada hem sizin için hem de sizin rızıklarını veremediğiniz kimseler için geçim yollarını yarattık Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır Fakat biz onu ancak ihtiyaca göre belli ölçülerde veririz Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gök ten bir su indirip sizi onunla suladık O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz Elbette biz diriltiriz ve biz öldürürüz Ve hepsinin varisleri de biziz Andolsun ki biz içinizden İslâmda öne geçmek isteyenleri de biliriz geri kalmak isteyenl eri de biliriz Şüphesiz Rabbin Odur ki onları kıyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktır O hikmet sahibidir bilendir Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan şekillenmiş bir balçıktan yarattık Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık Ey Peygamber Rabbinin meleklere şöyle dediğini hatırla Ben kuru balçıktan şekil verilmiş kokuşmuş çamurdan bir insan yaratacağım Ben onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üfled iğim zaman siz hemen onun için secdeye kapanın Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler Yalnız İblis hariç O secde edenlerle beraber olmaktan çekinmişti Allah buyurdu ki Ey İblis Ne oluyor sana da secde edenlerle beraber ol muyorsun İblis şöyle dedi Kuru bir çamurdan şekillenmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde edemezdim Allah şöyle buyurdu Öyle ise oradan çık Sen artık kovulmuş birisin Kıyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir İblis Rabbim Öyle ise insanların kabirlerinden kaldırılacakları güne kıyamete kadar bana mühlet ver dedi Allah buyurdu ki Sen mühlet verilenlerdensin Allah katında bilinen vaktin gününe kadar İblis şöyle dedi Rabbim Beni saptırdı ğın için mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım Ancak içlerinden ihlaslı kulların müstesnâdır Allah şöyle buyurdu İşte bana ulaşan dosdoğru yol budur Sana uyan azgınlardan başka kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur Şüphesiz ki onların hepsine vaad edilen yer cehennemdir Cehennemin yedi kapısı vardır O kapıların herbiri için birer grup ayrılmıştır Allahtan korkanlar elbette cennetlerde ve pınarların baş ındadırlar Onlara Selametle güven içinde oraya girin denir Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek Orad an çıkarılacak da değillerdir Kullarıma haber ver ki gerçekten ben çok bağışlayıcı ve pek merhamet ediciyim Bununla beraber azabım da çok acıklı bir azabdır Bunları geçmişten bazı örneklerle açıklamak üzere Hem o kullara İbrahimin misafi rlerinden de haber ver Hani melekler İbrahimin yanına girdikleri zaman selam demişler İbrahim de onlara Biz sizden korkuyoruz demişti Melekler Korkma Gerçekten biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz dediler İbrahim dedi ki Bana ihtiyarlık gelmişken beni mi müjdeliyorsunuz neye dayanarak beni müjdeliyorsunuz Melekler Seni gerçekle müjdeliyoruz Sakın Allahın rahmetinden ümidini kesenlerden olma dediler İbrahim dedi ki Rabbimin rahmetinden sapıklardan başka ki m ümit keser Ey elçiler Başka ne işiniz var dedi Melekler şöyle dediler Biz suçlu bir kavmi cezalandırmak için gönderildik Ancak Lût ailesi müstesnâdır Biz onların hepsini muhakkak kurtaracağız Yalnız Lûtun karısı müstesnâ çü nkü onun helak edilenlerle birlikte yok edilmesini takdir ettik Melek olan elçiler Lût kavmine gelince Lût dedi ki Doğrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz Elçiler dediler ki Bilakis biz sana onların şüphe ettiği azabı getirdik Sana gerçeği getirdik biz elbette doğru söylüyoruz Gecenin bir bölümünde aileni yola çıkar sen de arkalarından yürü ve sizden kimse ardına bakmasın istenen yere gidin Biz Lûta şu kesin emri vahyettik Bu kâfirler sabaha çıkarken muhakkak kök leri kesilmiş olacaktır Şehir halkı insan şeklindeki güzel yüzlü melekleri görünce onlara iğrenç işlerini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler Lût kavmine şöyle dedi Bunlar benim misafirlerimdir beni rüsvay etmeyin Allahtan korkun Beni mahcub etmeyin Lût kavmi şöyle dedi Biz sana kimsenin koruyuculuğunu yapmamanı söylememiş miydik Lût şöyle dedi İşte kızlarım Düşündüğünüzü yapacaksanız onlarla evlenin Resulüm Ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar s arhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı Güneş doğarken o korkunç çığlık onları yakaladı Biz onların şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık Gerçekten bunda düşünen keskin anlayışlılar i çin ibretler vardır Hem o Lût kavminin bulunduğu şehir harabesi bir yol üzerinde bulunmaktadır Şüphesiz ki bunda iman edenler için bir ibret vardır Eyke halkı da gerçekten zalimlerdi Biz Eyke halkından da intikâm aldık İkisi de Eyke ve Medyen açık bir yol üzerindedir Şüphesiz ki Hıcr halkı da peygamberleri yalanladılar Biz onlara âyetlerimizi vermiştik de onlar yüz çeviriyorlardı Onlar dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı Onları da sabahleyin kork unç bir çığlık yakaladı Kazanmakta oldukları şeyler onlardan hiçbir zararı savmadı Biz gökleri yeri ve aralarındaki varlıkları ancak hak ve hikmetle yarattık ve elbette ki kıyamet kopacaktır Ey Peygamber Şimdi sen onlara yumuşak davran ve güzel muamele et Şüphesiz Rabbin kemaliyle yaratandır ve iyi bilendir Andolsun ki biz sana tekrarlanan yedi âyeti Fatihayı ve yüce Kurânı verdik Sakın o kâfirlerden birtakımlarına verip de kendilerini zevklendirdiğimiz şeye mal ve servete heveslenip göz dikeyim deme Onlardan dolayı üzülme Müminlere merhamet kanatlarını indir De ki Şüphesiz ben apaçık bir uyarıcıyım İnanmazsanız başınıza tıpkı o taksimcilere yahudi ve hıristiyanlara indirdiğimiz azap gibi bir azab in ecektir Onlar Kurânın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayarak onu kısım kısım böldüler Rabbin hakkı için biz mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz Şimdi sen emrolunduğunu açıkça tebliğ et Müşriklerden yüz çevir Muhakkak ki alay edenlere karşı biz sana yeteriz Onlar Allah ile birlikte başkasını ilâh edinenlerdir Onlar yakında bileceklerdir Gerçekten biliriz ki onların söylediklerine göğsün daralıyor O halde Rabbini hamd ile tesbih et Ve secde edenlerden ol Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et NAHL Nahl sûresi yüzyirmisekiz âyet olup son üç âyeti Medinede diğerleri Mekkede inmiştir âyette bal arısından söz edildiği için sûreye bu ad verilmiştir Allahın emri geldi sakın onu acele edip istemeyiniz Allah müşriklerin koştukları ortaklardan münezzeh ve yücedir Kendi emrinden ruh vahiy ile melekleri kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin buyuruyor Benden ba şka hiçbir ilâh yoktur Ancak benden korkun Allah gökleri ve yeri hikmeti ile yarattı O kâfirlerin ortak koştukları şeylerden çok yücedir O insanı bir meniden spermadan yarattı Bir de bakarsın ki o Rabbine karşı apaçık bir düşmandır Hayv anları da O yarattı Onlarda sizi ısıtacak şeyler ve birçok faydalar vardır Ve siz onlardan bir kısmını da yersiniz O hayvanları akşam vakti getirirken ve sabahleyin salarken onlarda sizin için bir güzellik ve zevk vardır Bu hayvanlar ancak güç lükle varabileceğiniz bir memlekete yüklerinizi taşır Rabbiniz şüphesiz çok şefkatlidir çok merhametlidir Hem kendilerine binesiniz hem de zinet olsun diye atları katırları ve merkepleri yarattı Ve şu anda bilemeyeceğiniz daha nice şeyler yarata cak Doğru yolu göstermek Allaha aittir Onun eğrisi de vardır Allah dileseydi sizin hepinizi hidayete erdirirdi Sizin için gökten su indiren Odur İçecek su ondandır hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de o su ile yetişir Allah sizin i çin o su ile ekin zeytin hurmalıklar üzümler ve her çeşit meyveleri bitirir Şüphesiz ki bunda düşünecek bir topluluk için büyük bir ibret vardır Geceyi gündüzü güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi Bütün yıldızlar da Onun emrine boyun eğ mişlerdir Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır Yeryüzünde sizin için yarattığı değişik renklerdeki şeyleri de sizin hizmetinize sunmuştur Elbette bunda öğüt alan kimseler için bir ibret vardır Yine denizden taze et balık yiyesiniz ve ondan takındığınız süs eşyasını çıkarasınız diye denizi emrinize veren Allahtır Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun Lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için Allah böyle yapmıştır Allah yeryüzü sizi sars masın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi Yolunuzu bulmanız için de nehirler ve yollar yarattı Daha birçok âlametler yarattı İnsanlar geceleyin de Allahın yarattığı yıldızlarla yönlerini bulurlar Hiç yaratan Allah yaratmayan putlar gibi o lur mu Artık siz düşünmez misiniz Halbuki Allahın nimetlerini teker teker saymaya kalkışsanız onları sayamazsınız Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir Allah gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilir Kâfirlerin Allahta n başka yalvardıkları putlar ise hiçbir şey yaratamazlar Çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır O putlar hep ölüdürler diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler İlâhınız bir tek ilâhtır Bununla be raber ahirete inanmayanların kalbleri inkârcı kendileri de böbürlenen kimselerdir Şüphesiz ki Allah onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir Doğrusu Allah kendilerini büyük görüp hakkı kabul etmeyenleri sevmez Onlara Rabbiniz n e indirdi denildiği zaman Öncekilerin efsanelerini dediler Bunu söylemelerinin sebebi şu Kıyamet günü kendi günahlarını tam olarak yüklendikten başka bilgisizlikleri yüzünden saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından bir kısmını da yüklenec eklerdir Dikkat edin yüklendikleri günah ne kötüdür Onlardan öncekiler de tuzak kurdular Fakat Allah onların binalarını temelinden sarstı çatı tepelerinden üzerlerine çöktü ve azap onlara farkedemedikleri bir yönden geldi Sonra kıyamet günü A llah O kâfirleri rezil rüsvay edecek ve diyecek ki Hani uğrunda müminlere karşı düşman kesildiğiniz ortaklarım nerede Kendilerine ilim verilmiş olanlar Şüphesiz bugünün rezilliği ve kötülüğü kâfirleredir diyeceklerdir O kâfirler kendilerin e zulmetmiş kimseler olarak meleklerin canlarını aldıkları kimselerdir O vakit onlar şöyle diyerek teslim olurlar Biz bir kötülükten dolayı yapmıyorduk Onlara Hayır Allah sizin ne maksatla yaptığınızı elbette çok iyi bilendir O halde iç inde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin denir Kibirlenenlerin yeri ne kötüdür Kötülüklerden sakınanlara Rabbiniz ne indirdi denilince Hayır indirdi derler Bu dünyada güzel amel işleyenlere güzel bir mükafat var Elbette ahiret y urdu ise daha hayırlıdır Allahtan korkanların yurdu ne güzeldir O girecekleri yer Adn cennetleridir ki altından ırmaklar akar Orada Allahtan korkanlara diledikleri nimetler vardır İşte Allah takva sahiplerini böyle mükafatlandırır Takva s ahipleri o kimselerdir ki melekler canlarını hoş ve rahat halde alırlar Selam size yapmış olduğunuz güzel işlerin mükafatı olarak girin cennete derler Ancak kendilerine ruhlarını alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab emrinin kıyam etin gelip çatmasını bekliyorlar Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı Allah onlara zulmetmedi fakat onlar kendilerine zulmetmişlerdi Bunun için sonunda yaptıklarının cezası başlarına felaket oldu ve alay edip durdukları o azap kendilerin i kuşattı Allaha ortak koşanlar dediler ki Allah dileseydi ne biz ne atalarımız Ondan başka hiçbir şeye tapmazdık ve Onun emri dışında hiçbir şeyi haram kılmazdık Kendilerinden öncekiler de böyle yaptılar Buna karşı peygamberlerin vazifesi a ncak açık seçik bir tebliğden ibarettir Andolsun ki biz her ümmete Allaha ibadet edin ve putlara tapmaktan sakının diye bir peygamber gönderdik Allah bu ümmetlerden bir kısmına hidayet etti bir kısmına da sapıklık hak olmuştur Şimdi yer yüzü nde bir gezip dolaşın da bakın ki peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün Ey Muhammed Sen o kâfirlerin hidayete ermelerini ne kadar istesen de Allah saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez Onların hiçbir yardımcısı da yoktur Kâfirler Allah ölen kimseyi diriltmez diye en kuvvetli yeminleriyle Allaha yemin ettiler Hayır bu ölüleri diriltmek Allahın kendisine karşı bir vaadidir Ancak insanların çoğu bunu bilmezler Allah ölüleri diriltecek ki o kâfirlerin hakkın da ihtilaf ettikleri şeyi onlara açıkça göstersin ve bunu inkâr edenler kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler Biz bir şeyi dilediğimiz zaman ona sözümüz sadece ol dememizdir O da hemen oluverir Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince biz dünyada mutlaka onları güzel bir yere yerleştiririz Halbuki bilirlerse ahiretin mükafatı elbette daha büyüktür O Muhacirler müşriklerin eziyetlerine sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir Ey Peygamber Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik Eğer bunu bilmiyorsanız Tevrat ve İncil âlimlerine sorun Biz o peygamberleri mucizelerle ve kitaplarla gönderdik Ey Peygamberim Sana da Kurânı indirdik ki insanlar a vahyedileni açıklayasın Belki onlar da düşünürler Sinsice kötü tuzaklar kuranlar Allahın kendilerini yerin dibine geçiremeyeceğinden yahut bilemeyecekleri bir yerden azabın gelmeyeceğinden emin mi oldular Yahut rızık için dolaşıp dururlar ken Allahın azabının kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular Üstelik onlar azabı engelleyici de değillerdir Yahut ta kendilerini azar azar yakalayıp helak etmesinden emin mi oldular Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatlidir çok merhametlidir Onlar Allahın yarattığı birtakım şeyleri görmediler mi ki Gölgeleri Allahın kudretine boyun eğip secde ederek sağa sola döner dolaşır Göklerde ve yer yüzünde bulunan canlılar ve bütün melekler kibirlenmeden Allaha secde ederler Kendile rine hakim olan Rabblerinden korkarlar ve emrolundukları her şeyi yaparlar Allah buyurmuştur ki İki ilâh edinmeyin O ancak bir ilâhdır Onun için yalnız benden korkun Göklerde ve yerde olan her şey yalnız Onundur Din de daima Onundur Böyl e iken siz Allahtan başkasından mı korkarsınız Sizdeki her nimet Allahtandır Sonra size bir zarar dokunduğu zaman da yalnız Ona yalvarırsınız Sonra Allah bu sıkıntıyı sizden kaldırdığı zaman bir de bakarsınız ki içinizden bir topluluk hem en Rablerine ortak koşarlar Bunu kendilerine verdiğimiz nimete nankörlük etmek için yaparlar Şimdi eğlenin bakalım Fakat yakında bileceksiniz Bir de müşrikler kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri şeyl ere putlara pay ayırıyorlar Allaha andolsun ki siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba çekileceksiniz Onlar Allaha kızlar isnad ediyorlar O bundan münezzehtir Kendilerine ise erkek çocukları isnad ederler Halbuki onlardan birine kız doğum haberi müjdelendiği zaman içi öfkeyle dolar yüzü kapkara kesilir Kendisine verilen müjdenin kötülüğü dolayısıyla kavminden gizlenir Şimdi acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı Yoksa toprağa mı gömecek Dikkat edin verdikleri hüküm ne kötüdür Ahirete iman etmeyenler için kötü sıfatlar var En yüce sıfatlar ise Allahındır O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden hesaba çekseydi yeryüzünde kımıldayan tek canlı bırakma zdı Fakat Allah onları belli bir vakte kadar erteler Müddetleri ecelleri geldiği zaman onu ne bir saat erteleyebilirler ne de öne alabilirler Müşrikler kendilerinin hoşlanmadıkları şeyleri Allaha isnad ediyorlar Dilleri en güzel şeylerin k endilerine ait olduğunu yalan yere durmadan söyler Hiç şüphesiz onlar için sadece ateş vardır Oraya en önde gidip kalacaklardır Allaha yemin olsun ki biz senden önce bir çok ümmetlere peygamberler gönderdik Ne var ki şeytan onlara amellerini be zeyip süslü gösterdi Bugün de o şeytan kâfirlerin dostudur Onlar için acı bir azab vardır Ey Resulüm Biz sana bu kitabı Kurânı sırf hakkında ihtilafa düştükleri şeyi insanlara açıklaman için ve iman edecek topluma bir hidayet bir rahmet ols un diye indirdik Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat verdi Şüphesiz ki bunda dinleyen bir millet için büyük bir ibret vardır Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır Size işkembelerindeki yem artıklarıyla kandan meydana gelen içenlere içimi kolay halis bir süt içirmekteyiz Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından da hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır Senin R abbin bal arısına şöyle vahyetti Dağlardan ağaçlardan ve insanların kuracakları kovanlardan kendine evler edin Sonra meyvaların hepsinden ye de Rabbinin sana kolay kıldığı yollara gir diye ilham etti Onların karınlarından renkleri çeşitli bir b al çıkar ki onda insanlar için şifâ vardır Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için büyük bir ibret vardır Allah sizi yarattı sonra da sizi öldürecektir İçinizden kimi de biraz bilgiden sonra eşyayı önceki bildiği gibi bilmesin diye ömrün en kötü çağına kadar yaşatılır Şüphesiz ki Allah çok bilgili ve büyük kudret sahibidir Allah rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı Kendilerine bol rızık verilenler rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki onda eşit olsunla r Durum böyle iken Allahın nimetini inkâr mı ediyorlar Allah size kendi cinsinizden eşler o eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı Sizi helal ve güzel gıdalarla rızıklandırdı Onlar hâlâ batıla mı inanıyorlar ve Allahın nimetini inkâr mı ediyorlar Müşrikler Allahı bırakıp göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızka sahip olmayan ve sahip olmaya da güçleri yetmeyen şeylere taparlar Artık Allaha ortaklar koşmayın Çünkü Allah eşi bulunmadığını bilir siz bilmezsiniz Allah hiçbir şeye gücü yetmeyen başkasının malı olmuş bir köle ile kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi Hiç bunlar eşit olur mu Bütün hamd Allaha mahsustur Doğrusu insanların çoğu bilmezler Allah şu iki adamı da misal verdi Bunlardan biri dilsizdir hiçbir şeye gücü yetmez efendisine bir yüktür Onu nereye gönderse bir hayır getiremez Şimdi bu adamla adaletle emreden ve doğru yolda bulunan adam eşit olur mu Göklerin v e yerin gaybını bilmek Allaha aittir Kıyametin kopuşu yalnız bir göz kırpması veya daha az bir zamandan başkası değildir Şüphesiz Allah her şeye kadirdir Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman hiçbir şey bilmiyordunuz Şükredesiniz diye size işitme duygusu gözler ve gönüller verdi Göğün boşluğunda Allahın emrine boyun eğdirilerek uçuşan kuşlara bakmadılar mı Şüphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler ibretler vardır Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme yeri y aptı Hayvanların derilerinden gerek yolculuğunuzda ve gerekse konaklama zamanlarınızda kolayca taşıyacağınız hafif evler çadırlar vs ve yünlerinden yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar giyinecek kuşanacak serilecek ve döşenecek bir eşya ve ticaret malı yaptı Allah yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda barınaklar yarattı Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyan elbiseler zırhlar yarattı İşte böylece Allah müslüman olasınız diye üzerin ize nimetini tamamlamaktadır Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse ey Muhammed Artık sana düşen sadece açık bir şekilde tebliğden ibarettir Hem Allahın nimetini bilirler sonra da onu inkâr ederler Onların çoğu kâfir kimselerdir Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün artık kâfirlere ne izin verilecek ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir O zulmedenler azabı gördükleri zaman artık onlardan ne azab hafifletilir ne de onlara süre verilir Ve o Allaha ortak koşanlar ortak koştuklarını putları gördükleri zaman Rabbimiz İşte bunlar seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır diyecekler Koştukları ortaklar da onlara Siz mutlaka yalancılarsınız diye söz atarlar O gün Allaha teslim bayrağını çekerler bütün o uydurdukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolup gitmişlerdir İnkâr eden ve insanları Allah yolundan çevirenler diğer kimseleri de bozdukları için onlara azab üstüne azab artırdık Biz o gün her ümmet içinde kendilerinden kendi üzerl erine bir şahit göndereceğiz Seni de onların üzerine şahit getireceğiz Bu kitabı da her şeyi açıklayan ve müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber bir rahmet kaynağı ve bir müjdeleyici olarak indirdik Şüphesiz ki Allah size adaleti iyilik yapmay ı ve yakınlara bakmayı emreder hayasızlıktan fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder Öğüt almanız için size böyle öğüt verir Bir de anlaşma yaptığınızda Allahın ahdini yerine getirin ve pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın Allahı üzerinize şahid t uttuğunuz halde nasıl olur da bozarsınız Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı bilir Bir ümmet diğer bir ümmetten sayıca ve malca daha çok olduğu için yeminlerinizi aranızda aldatma vasıtası yaparak ipliğini sağlamca eğirdikten sonra onu söküp bozma ya çalışan kadın gibi olmayın Allah sizi bununla imtihan eder ve şüphesiz hakkında ihtilaf ettiğiniz şeyleri kıyamet günü size mutlaka açıklayacaktır Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardı Fakat Allah dilediğini saptırır ve dilediğin e de hidayet verir Şüphesiz ki kıyamet gününde bütün yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız Yeminlerinizi aranızda aldatma ve fesada vasıta edinmeyin sonra sağlam basmışken bir ayak kayar da Allah yolundan saptığınız için dünyada kötü azabı tad arsınız Ahirette de size büyük bir azab olur Allahın ahdini az bir bedel karşılığında değişmeyin Eğer bilirseniz muhakkak ki Allah katındaki sevap sizin için daha hayırlıdır Sizin yanınızdaki dünya malı tükenir Allahın katındakiler ise tüken mez Muhakkak ki biz Allah yolunda sabredenleri yaptıkları amelin daha güzeliyle mükafatlandıracağız Erkekten ve dişiden mümin olarak kim iyi amel işlerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağız ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeliyle m ükafatlarını elbette vereceğiz Şimdi Kurân okumak istediğin zaman önce o kovulmuş şeytandan Allaha sığın Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o şeytanın hiçbir nüfuzu yoktur Şeytanın nüfuzu ancak onu dost edinenle re ve Allaha ortak koşanlaradır Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman Allah ne indirdiğini pek iyi bilmiş iken kâfirler Peygambere Sen ancak bir iftiracısın dediler Hayır öyle değil onların çoğu bilmezler Ey Muhammed Onlara de ki Kurânı Cebrail iman edenlere sebat vermek müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katından hak olarak indirdi Muhakkak biliyoruz ki kâfirler Kurânı Muhammede bir insan öğretiyor diyorlar Peygambe re öğretiyor zannında bulundukları kimsenin dili yabancıdır Bu Kurân ise apaçık bir Arapçadır Allahın âyetlerine iman etmeyenleri muhakkak ki Allah hidayete erdirmez ve onlara can yakıcı bir azab vardır Yalanı ancak Allahın âyetlerine inan mayanlar uydurur İşte onlar yalancıların ta kendileridir Kalbi iman ile sükûnet bulduğu halde dinden dönmeye zorlananlar dışında her kim imanından sonra küfre kalbini açarsa mutlaka onların üzerine Allahtan bir gazab gelir ve kendilerine çok bü yük bir azab vardır Bu azab şundan dolayıdır ki onlar dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez Bunlar o kimselerdir ki Allah kalblerini kulaklarını ve gözlerini mühürlemişti r Ve onlar gafillerin ta kendileridir Hiç şüphesiz onlar ahirette perişan olup hüsrana uğrayanların ta kendileridir Sonra şüphesiz Rabbin eziyet edildikten sonra hicret eden sonra cihad eden ve sabreden kimselerin yardımcısıdır Bunlardan sonra Rabbin elbette çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir O gün herkes nefsini kurtarmak için uğraşarak gelir ve herkese yaptığı işin karşılığı tamamiyle ödenir ve hiç kimseye de zulmedilmez Allah bir şehri misal olarak verdi Bu şehir güvenl i huzurlu idi Oraya her yerden rızkı bol bol geliyordu Ne var ki onlar Allahın nimetlerine karşı nankörlük ettiler Allah da onlara yaptıkları işler yüzünden açlık ve korku elbisesini felâketini tattırdı Andolsun ki onlara içlerinden bir peyg amber geldi de onu yalanladılar Bunun üzerine zulüm yaparlarken azab da onları yakalayıverdi Artık Allahın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olarak yiyin Allahın nimetine şükredin eğer gerçekten Ona ibadet edecekseniz O size ancak ölü hayvanı kanı domuz etini ve Allahtan başkası adına kesilenleri haram kıldı Her kim bu haram şeyleri yemeye mecbur kalırsa başkasının hakkına saldırmadan ve aşırı gitmeden yiyebilir Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir Dillerinizin yalan vasfetmesi ile Şu helaldir şu haramdır demeyin aksi halde Allaha iftira etmiş olursunuz Şüphesiz Allaha yalan uyduranlar asla kurtulamazlar Onlar için dünyada pek az bir menfaat var ahirette ise çok acıklı bir azab v ardır Sana anlattıklarımızı daha önce yahudilere de haram kılmıştık Biz onlara zulmetmemiştik Fakat onlar kendi kendilerine zulmetmişlerdi Sonra şüphe yok ki Rabbin bir cahillikle günah işleyip ardından tevbe eden ve durumunu düzelten kimse leri bağışlar Şüphesiz ki Rabbin bu tevbeden sonra Gafurdur Rahîmdir çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir Şüphesiz İbrahim Allaha itaat eden Hakka yönelen bir önderdi Ve hiçbir zaman müşriklerden olmadı Allahın nimetlerine şükredendi Allah onu seçmiş ve doğru yola iletmişti Ve biz ona İbrahime iyilik verdik Şüphesiz ki o ahirette de salihlerdendir Sonra da ey Muhammed sana Hakka yönelen ve müşriklerden olmayan İbrahimin dinine tabi ol diye vahyettik Cum artesi günü avlanmamak ancak onda ihtilafa düşenlere farz kılındı Şüphesiz Rabbin onların ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında kıyamet günü aralarında elbette hükmünü verecektir Ey Resulüm Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O hidayete kavuşanları da en iyi bilendir Eğer bir suçtan dolayı ceza verecek olursanız size yapılan azab ve cezanın misli ile ceza verin Ama sabre derseniz elbette o sabredenler için daha hayırlıdır Ey Peygamber Sabret Sabrın da ancak Allahın yardımı iledir Onlardan dolayı üzülme Kurdukları tuzaklardan telaş edip sıkıntıya düşme Şüphesiz Allah takva sahipleri ile ve iyilikte bul unanlarla beraberdir İSRA Mekkede nâzil olmuştur Ancak ve âyetlerle ilâ âyetlerin Medinede indiği rivayet edilmektedir yüzonbir âyettir İsrâ kelimesi geceleyin yürümek manasına gelir Hz Peygamberin Mirac muciz esinin Mekkeden Kudüse kadar olan kısmı bu sûrede anlatıldığından sûre İsrâ adını almıştır Kulu Muhammedi geceleyin Mescid i Haramdan kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için etrafını mübarek kıldığımız Mescid i Aksâya götüren Allah her tü rlü noksan sıfatlardan münezzehtir Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten hakkıyla gören Odur Musaya da kitap verdik ve beni bırakıp başkasını vekil edinmeyiniz diye onu İsrail oğulları için bir hidayet rehberi kıldık Ey Nuhla beraber gemiye taş ıyarak kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar Doğrusu o çok şükredici bir kuldu Biz İsrailoğullarına Tevratta şu hükmü verdik Muhakkak siz yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir yükselişle yükseleceksiniz Birincisi nin zamanı gelinceüzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik Onlar evlerin aralarına girip araştırdılar Bu yerine getirilmesi gereken bir vaad idi Sonra sizi tekrar o istilacılar üzerine galip kıldık ve size mallarla ve oğullarla yardım ettik Ve toplum olarak sizin sayınızı artırdık Eğer iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz yine kendinizedir Artık diğer fesadınızın zamanı gelince yüzlerinizi üzüntüye sokmaları kötülük yapmaları ve ilk kez girdikler i gibi yine Beyt i Makdise girmeleri ele geçirdikleri yerleri mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz Olur ki Rabbiniz size merhamet eder Ama siz tekrar dönerseniz biz de döneriz Cehennemi kâfirler için kuşatıcı bir zindan yaptık Şüphesiz ki bu Kurân insanları en doğru ve en sağlam yola iletir ve salih amel işleyen müminlere büyük bir ecir olduğunu müjdeler Ahirete inanmayanlara da can yakıcı bir azab hazırlamışızdır İnsan hayrın gelmesine dua ettiği gibi kötülüğün gelmesine d e dua eder İnsan pek acelecidir Biz geceyi ve gündüzü varlığımıza delalet eden birer delil kıldık Sonra Rabbinizden bir lütuf aramanız yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için gecenin karanlığını silip yerine eşyayı aydınlatan gündüzün aydınlı ğını getirdik İşte biz her şeyi uzun uzadıya anlattık Her insanın amel defterini boynuna doladık kıyamet günü açılmış bulacağı kitabı önüne çıkarırız Kitabını oku Bugün hesap görücü olarak sana nefsin yeter deriz Kim doğru yola gelirse sırf kendi iyiliği için gelir Kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapar Hiçbir günahkar başkasının günah yükünü çekmez Biz bir Peygamber göndermedikçe hiç kimseye azab edecek değiliz Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman şımarık varlıklılar ına emrederiz onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler Böylece o ülke helaka müstahak olur biz de onu yerle bir ederiz Hem Nuhtan sonra nice nesilleri helak ettik Kullarının günahlarını bilmek ve görmekte Rabbin yeter Her kim peşin isters e dünyada ona istediğimiz kimseye dilediğimiz kadarını peşin veririz Sonra ona cehennemi hazırlarız kınanmış ve rahmetimizden kovulmuş olarak oraya girer Kim de ahireti isterse ve mümin olarak kendine yaraşır bir çaba ile onun için çalışırsa öylelerinin çalışmalarının karşılığı verilir Hepsine dünyayı isteyenlere de ahireti isteyenlere de Rabbinin ihsanından veririz Rabbinin ihsanı kısıtlanmış değildir Bak Onların bir kısmını diğerine nasıl üstün kıldık Elbette ahiret hem dere celer bakımından daha büyüktür hem de üstünlük bakımından daha büyüktür Allah ile birlikte başka bir ilâh edinme Yoksa kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalırsın Rabbin kesin olarak şunları emretti Ancak kendisine ibadet edin anne ve babaya iyilik edin Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa sakın onlara öf bile deme ve onları azarlama İkisine de tatlı ve güzel söz söyle İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir Ve şöyle de Ey Rabbim Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi sen de kendilerine merhamet et Rabbiniz içinizden geçenleri çok iyi bilir Eğer iyi kimseler olursanız elbette Allah çok tevbe edenleri bağışlayıcıdır Akrabaya yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver B ununla beraber malını saçıp savurma Çünkü malını saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür Eğer Rabbinden beklediğin bir rahmet rızık için onlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan o vakit de on lara yumuşak ve tatlı bir söz söyle Elini boynuna asıp bağlama cimri olma hem de onu büsbütün açıp saçma israf etme aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın Gerçekten senin Rabbin kullarından dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar Şüphesiz ki Allah kullarının durumlarından haberdardır her şeyi görendir Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin onlara da size de rızkı biz veririz Şüphesiz ki onları öldürmek çok büyük bir suçtur Zinaya da yakl aşmayın çünkü o pek çirkindir ve kötü bir yoldur Haklı bir sebep olmadıkça Allahın öldürülmesini haram kıldığı canı öldürmeyin Kim haksız yere öldürülürse biz onun velisine bir yetki verdik O da öldürmede aşırı gitmesin Çünkü ona dinin kendisi ne verdiği yetki ile yardım olunmuştur Yetimin malına da yaklaşmayın Ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel bir şekilde yaklaşabilirsiniz Ahdi de yerine getirin Çünkü verilen sözde elbette sorumluluk bulunuyor Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve doğ ru terazi ile tartın Bu hem daha hayırlıdır ve sonuç itibariyle de daha güzeldir Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme Çünkü kulak göz gönül bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin Kötü olan bütün bu yasaklar Rabbinizin sevmediği şeylerdir İşte bunlar Rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdendir Sakın Allahla beraber başka bir ilâh uydurma Aksi halde kötülenmiş ve Allah ın rahmetinden uzaklaştırılmış olarak cehenneme atılırsın Rabbiniz size oğulları tahsis etti de kendisi meleklerden dişiler mi edindi Gerçekten siz çok büyük bir söz söylüyorsunuz Biz bu Kurânda akıllarını başlarına almaları için türlü şe killerde ikaz ve ihtarı açıkladık Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır Ey Muhammed De ki Eğer dedikleri gibi Allah ile birlikte ilâhlar olsaydı o zaman bu ilâhlar Arşın sahibine bir yol ararlardı Allah onların dedi klerinden çok münezzeh ve çok yüksek hem pek büyük bir yükseklikle yücedir Yedi gök yer ve bunların içinde bulunanlar Allahı tesbih ederler Onu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur Fakat siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız Şüphe siz O halimdir çok bağışlayandır Sen Kurânı okuduğun zaman biz seninle ahirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz Ve kalblerinin üzerine Kurânı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz Rabbin i Kurânda bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar Biz onların seni dinlerken nasıl dinlediklerini çok iyi biliriz Birbiriyle fısıldaşırlarken de o zalimlerin Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz dedikleri ni biz çok iyi biliriz Bak senin için nasıl misaller verdiler de bu yüzden nasıl sapıklığa düştüler Artık hak yolu bulmaya güçleri yetmez Bir de onlar dediler ki Biz bir kemik yığını olduğumuz ve ufalanıp toz olduğumuz vakit mi gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz De ki İster taş olun ister demir İsterse gönlünüzde büyüyen başka bir yaratık olun Muhakkak öldürülecek ve diriltileceksiniz Onlar Bizi kim tekrar diriltecek diyecekler De ki Sizi ilk de fa yaratmış olan o kudret sahibi Sana başlarını sallayarak Ne zamandır bu diyecekler De ki Yakın olması gerekir Allah sizi çağıracağı gün tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki kabirlerinizde pek az bir müddet k aldınız Mümin kullarıma söyle de kâfirlere en güzel olan sözü söylesinler Çünkü şeytan aralarına fesat sokar Şüphesiz şeytan insan için apaçık bir düşmandır Rabbiniz sizi çok daha iyi bilir Dilerse tevbeniz sebebiyle size merhamet eder dil erse azab eder Seni de onların üzerine vekil göndermedik Rabbin göklerde ve yerde olan kimselerin hepsini en iyi bilendir Andolsun ki biz peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık Davuda da Zeburu verdik De ki Allahtan başka ilâh olduğu nu sandığınız şeyleri çağırın size yardım etsinler Onlar ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler ne de değiştirebilirler Onların yalvardıkları da Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar Ve Onun merhametini umarlar azabından korkarlar Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur Hiç bir şehir halkı yoktur ki kıyamet gününden önce biz onu helak etmeyelim yahut şiddetli bir azab ile azablandırmayalım Bu Kitapta Levh i Mahfuzda yazılıdır Bizi âyetler mucizeler ve peygamber göndermekten alıkoyan şey ancak öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır Semûda açık bir mucize olarak o dişi deveyi vermiştik de ona zulmetmişlerdi deveyi boğazlayarak kendilerine yazık etmişlerdi Oysa biz o mucizeleri ancak korkutmak için göndeririz Vaktiyle sana şöyle vahyettiğimizi hatırla Şüphesiz Rabbin insanları kuşatmıştır İsrâ gecesi sana açıkça gösterdiğimiz o temâşâyı ve Kurânda lanet edilen ağacı da yalnız insanlara bir imtihan için yapmışızdır Biz onları korkutuyoruz fakat bu onla ra ancak büyük bir taşkınlıktan başka bir sonuç vermiyor Yine unutma ki Bir vakit meleklere Âdeme secde edin demiştik İblisten başka hepsi secde ettiler O ise Ben bir çamurdan yarattığın kimseye mi secde ederim demişti Yine İblis d edi ki Şu benden üstün kıldığını gördün mü Yemin ederim ki eğer beni kıyamet gününe kadar ertelersen pek azı hariç onun zürriyetini kendi buyruğum altına alacağım Allah buyurdu ki Haydi git Onlardan kim sana uyarsa şüphesiz ki cezanız cehennemdir hem de mükemmel bir ceza Onlardan gücünün yettiğini yerinden oynat Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yaygarayı bas Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol Ve onlara vaadlerde bulun Fakat şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va ad etmez Doğrusu benim ihlaslı kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur Vekil olarak Rabbin yeter Rabbiniz lütfundan nasib arayasınız diye sizin için denizde gemileri yürüten kudret sahibidir Şüphesiz O size çok merhametlidir Denizde başınıza bir felaket geldiği zaman Allahtan başka yalvardığınız bütün putlar kaybolur Allah sizi tehlikeden kurtarıp karaya çıkarınca da yüz çevirirsiniz Zaten insan çok nankördür Denizden karaya çıktığınızda Onun sizi karada yerin dib ine geçirmeyeceğinden yahut üzerinize taş yağdıran bir kasırga gördermeyeceğinden emin misiniz Sonra kendinize bir vekil de bulamazsınız Yoksa sizi tekrar denize döndürüp de üzerinize kasırgalar göndermeyeceğinden ve böylece ettiğiniz nankörlük sebe biyle sizi boğmayacağından emin misiniz Sonra bu yaptığımıza karşı bizim aleyhimize size yardım edecek bir koruyucu bulamazsınız Andolsun ki biz insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık Karada ve denizde taşıtlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onl arı rızıklandırdık Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık Kıyamet günü bütün insanları önderleriyle çağıracağız O gün kimin amel defteri sağ eline verilirse işte onlar kitaplarını okuyacaklar ve en küçük bir haksızlığa uğratılmayacaklar Her kim bu dünyada manen kör ise ahirette de kördür Ve gidişçe daha şaşkındır Ey Muhammed Az kalsın seni bile sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı iftira edesin diye fitneye düşüreceklerdi ve o takdirde seni dost edineceklerdi Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık nerdeyse sen onlara birazcık meyledecektin O takdirde muhakkak hayatın da ölümün de azabını sana kat kat tattırırdık Sonra bize karşı kendin için hiçbir yardımcı bulamazdın Ey Muhammed Yakında seni yu rdundan çıkarmak için muhakkak ki rahatsız edecekler ve o takdirde onlar da senin ardından pek az kalacaklardır Bu senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlerimiz hakkındaki sünnetimizdir Bizim sünnetimizde herhangi bir değişme göremezsin Güneşin batıya kaymasından gecenin karanlığına kadar belirli vakitlerde gereği üzere namazı kıl bir de sabah namazını kıl Çünkü sabah namazında gece ve gündüz melekleri hazır bulunur Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk Kurân ile teheccüd namazı kıl Rabbinin seni bir makam ı mahmuda şefaat makamına göndermesi kesindir Ey Muhammed De ki Rabbim Beni takdir ettiğin yere gönül rahatlığı ve huzur içinde koy ve çıkacağım yerden de dürüstlükle ve s elametle çıkmamı sağla Bana katından yardım edici bir kuvvet ver Ey Muhammed De ki Hak geldi batıl yok oldu Elbette batıl yok olmaya mahkumdur Biz Kurândan iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz Zaliml erin de ancak zararını artırır Biz insana nimet verdiğimiz zaman Allahı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır De ki Herkes bulunduğu hal ve niyetine göre iş yapar Bu durumda kimin en doğru yolda olduğun u Rabbiniz daha iyi bilir Ey Muhammed Sana ruhtan soruyorlar De ki Ruh Rabbimin bildiği bir iştir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir Yemin olsun ki dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız sonra bize karşı kendine bir vek il koruyucu bulamazsın Fakat Rabbinden bir rahmet olarak biz bunu yapmadık Gerçekten Onun senin üzerindeki lütfu çok büyüktür Ey Muhammed De ki Yemin olsun eğer insanlar ve cinler bu Kurânın benzerini getirmek üzere toplansalar ve bir birlerine yardımcı olsalar bile yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir Yemin olsun ki biz bu Kurânda insanlar için çeşitli misaller vermişizdir Yine de insanların çoğu inkârlarında ısrar ederler Kâfirler şöyle dediler Sen biz im için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız Veyahut hurmalıklardan ve üzümlüklerden senin bir bahçen olsun da ortasından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın Yahut söyleyip zannettiğin gibi göğü başımıza parç a parça düşüresin veya Allahı ve melekleri söylediğine şahit getiresin Yahut altından bir evin olsun ya da göğe çıkmalısın Ona çıktığına da asla inanmayız Ta ki bize okuyacağımız bir kitap indiresin De ki Rabbimi tenzih ederim Nihayet ben de peygamber olan bir insandan başka bir şey değilim Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber gelince insanların iman etmelerine engel olan sebep sadece Allah bir insanı mı Peygamber gönderdi demeleridir Ey Muhammed Mekkelilere şöyle de Eğer yeryüzünde huzur içinde yürüyüp duran melekler olsaydı elbette onlara gökten peygamber olarak bir melek indirirdik De ki Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter Çünkü O kullarının yaptığından haberdardır yaptıklarını çok iyi g örendir Allah kime hidayet verirse o doğru yoldadır Kimi de hidayetten uzak tutarsa artık bunlar için Allahtan başka hiçbir yardımcı bulamazsın Ve biz o kâfirleri kıyamet günü kör dilsiz ve sağır oldukları halde yüzleri üstü sürünerek haşrede ceğiz Varacakları yer cehennemdir ateşi dindikçe onun ateşini artırırız Bu onların cezasıdır Çünkü onlar âyetlerimizi inkâr etmişler ve Sahi bizler bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı yeni bir yaratılışla diriltilmiş olacağız demişlerdir Onlar gökleri ve yeri yaratan Allahın kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya da kadir olduğunu görüp bilmediler mi Allah onlar için şüphe edilmeyen bir vâde takdir etmiştir Fakat zalimler inkârlarında yine de ısrar ederler Ey Muhammed De ki Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız fakirlik korkusunu yine de elden bırakmazdınız Doğrusu insan çok cimridir Andolsun biz Musaya apaçık dokuz mucize verdik Ey Peygamber İsrailoğullarına sor Musa ke ndilerine geldiğinde Firavun ona Ey Musa Ben senin büyülenmiş olduğunu sanıyorum demişti Musa dedi ki Ey Firavun Pekâlâ bilirsin ki bu mucizeleri birer ibret olmak üzere ancak göklerin ve yerin Rabbi indirdi Ey Firavun Ben de seni helak o lmuş zannediyorum Derken Firavun Musayı ve İsrailoğullarını Mısırdan sürmek istedi Biz de onu ve beraberindekilerin hepsini suda boğduk Arkasından İsrailoğullarına şöyle dedik Firavunun sizi çıkarmak istediği arazide siz oturun Sonra a hiret vaadi kıyamet geldiği vakit hepinizi toplayıp bir araya getireceğiz Biz bu Kuranı hak olarak indirdik O bütün hakikatleri içinde toplayarak indi Ey Peygamber Biz seni ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik Sana Kurânı verdi k ve onu insanlara sindire sindire okuyasın diye kısımlara ayırdık ve biz onu yavaş yavaş indirdik Ey Muhammed De ki İster ona Kurâna inanın ister inanmayın o daha önce kendilerine ilim verilenlere okunduğunda onlar yüzleri üstü secdeye ka panırlar Ve derler ki Rabbimizi tenzih ederiz Şüphesiz ki Rabbimizin vaadi gerçekleşir Ve ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanırlar Hem de bu Kurânı işitmek onların Allaha teslimiyetlerini daha da artırır Sen onlara de ki İster Allah deyin ister Rahmân deyin nasıl çağırırsanız çağırın En güzel isimler Onundur Namazında sesini pek yükseltme çok da gizli okuma orta yolu seç Ve şöyle de Hamd o Allaha ki hiçbir çocuk edinmedi mülkte ortağı yoktur aciz olmayıp bir yardımcıya da ihtiyacı yoktur Tekbir getirerek Onu noksanlıklardan yücelt de yücelt KEHF Kehf sûresi yüzon âyettir Mekkede nâzil olmuştur Ancak âyetin Medinede nâzil olduğu rivayeti de vardır Sûre bu adı içinde söz konusu edilen ve mağara arkadaşları demek olan Ashâb ı Kehfden almıştır Hamd o Allaha mahsustur ki kulu Muhammede kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı Onu dosdoğru bir kitap olarak indirdi ki katından gelecek şiddetli azaba karşı insanları uyarsın ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulunduğunu müjdelesin Onlar orada sürekli kalacaklardır Ve Allah çocuk edindi diyenleri de uyarsın Bu hususta ne kendilerinin ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır Onlar yalandan başka bir şey söylemiyorlar Ey Muhammed Demek onlar bu söze kitaba inanmazlarsa onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim Şüphesiz biz yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız Yoksa sen Ashab ı Kehfi ve Rakimi isimlerinin yazılı bulunduğu taş kitabeyi şaşılacak âyetlerimizden mi s andın O gençler mağaraya sığınınca şöyle dediler Rabbimiz Bize katından bir rahmet ver ve bizim için şu işimizden bir kurtuluş yolu hazırla Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk Sonra da iki gruptan hangisinin onların mağarada kaldıkları süreyi daha iyi hesapladığını anlamak için onları tekrar uyandırdık Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız Hakikaten onlar Rablerine iman eden birkaç genç idi Biz de onların hidayetlerini art ırdık Oranın hükümdarı karşısında ayağa kalkarak dediler ki Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir Biz Ondan başkasına ilâh deyip tapmayız yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz Şu bizim kavmimiz Allahtan başka ilâh edindiler Onların il âh olduğuna dair açık bir delil getirselerdi ya Allaha karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir İçlerinden biri şöyle demişti Mademki siz onlardan ve Allahtan başka taptıkları putlardan ayrıldınız o halde mağaraya sığının ki Rabbiniz r ahmetinden size genişlik versin ve işinizi rast getirip kolaylaştırsın Ey Muhammed Baksaydın güneşin doğduğu zaman mağaranın sağ tarafına yöneldiğini batarken de sol taraftan onları makaslayıp geçtiğini görürdün Onlar mağaranın geniş bir yerinde idiler İşte bu Allahın mucizelerindendir Allah kime hidayet ederse işte o hakka ulaşmıştır kimi de hidayetten mahrum ederse artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın Bir de onları mağarada görseydin uyanık sanırdın Halbuki onlar uyku dadırlar Biz onları sağa sola çevirirdik Köpekleri de girişte ön ayaklarını ileri doğru uzatmıştı Eğer onları görseydin arkana bakmadan kaçardın ve için korku ile dolardı Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi birbirlerine sorsunlar diye kendi lerini uyandırdık da içlerinden bir sözcü şöyle dedi Ne kadar durup kaldınız Kimi Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık dediler Kimi de şöyle dediler Ne kadar durduğunuzu Rabbiniz daha iyi bilir Şimdi siz birinizi bu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın hangi yiyecek daha temiz ise ondan size azık getirsin Hem çok dikkatli davransın ve sizi kimseye sezdirmesin Çünkü şehir halkı sizi ellerine geçirirlerse muhakkak sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine çevirirle r ki o zaman siz dünyada da ahirette de asla kurtuluşa eremezsiniz Böylece insanları onlardan haberdar kıldık ki öldükten sonra dirilmenin hak olduğunu ve kıyamet gününden şüphe edilemeyeceğini bildirmek için öylece şehir halkına buldurduk Onları mağarada bulanlar aralarında durumlarını tartışıyorlardı Dediler ki Üstlerine bir bina kilise yapın Bununla beraber Rableri onları daha iyi bilir Sözlerinde üstün gelen müminler Üzerlerine muhakkak bir mescid yapacağız dediler Ashab ı Kehfin sayılarında ihtilaf edenlerden bazıları Onlar üç kişidir dördüncüleri köpekleridir diyecekler Diğer bazıları da Onlar beş kişidir altıncıları köpekleridir diyecekler Her ikisi de bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir kimileri de Onl ar yedi kişidir sekizincisi köpekleridir derler De ki Onların sayılarını Rabbim daha iyi bilir Onları ancak pek azı bilir Bu sebeple onlar hakkında bu bildirilenler dışında bir münakaşaya girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye de bir şey sorma Hiçbir şey için Allahın dilemesi dışında Ben yarın onu yapacağım deme Ancak Allah dilerse yapacağım de Ve unuttuğun vakit Allahı an ve Umarım Rabbim beni doğruya daha yakın olana eriştirir de Onlar mağaralarında üçyüz yıl kadar kal dılar ve dokuz yıl da buna ilave etmişlerdir De ki Onların ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir Göklerin ve yerin gaybı Ona aittir O ne güzel görendir O ne mükemmel işitendir Onların Ondan başka bir yardımcısı yoktur O kendi hükümran lığına kimseyi ortak etmez Rabbinin kitabından sana vahyolunanı oku Onun sözlerini değiştirecek kimse yoktur Ve Ondan başka bir sığınılacak da bulamazsın Nefsince de sabah akşam rızasını isteyerek Rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma Ve de ki O hak Rabbimizdendir Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki duvarları çepeçevre onları içine alacaktır Eğer feryad edip yardım isteseler erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar var ya şüphe yok ki biz öyle güzel işler yapanların mükafatını zayi etmeyiz İşte onlara Adn cennetleri vardır altlarından ırmaklar akar orada altın bileziklerle süslenecekler ince ve kalın ipekliden yeşil el biseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri Onlara şu iki adamı misal olarak anlat Biz bunlardan birine her türlü üzümden iki bağ vermişiz her ikisinin etrafını hurmalarla donatmışız aralarınd a da bir ekinlik yapmışız İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş hiçbir şey noksan bırakmamış ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız İki bağın sahibinin ayrıca başka geliri vardı Bundan dolayı bu adam arkadaşıyla münakaşa ederken Ben malc a senden daha zengin ve insan sayısı bakımından da senden daha güçlü ve üstünüm dedi Adam bu şekilde kendine zulmederek bağına girdi ve şöyle dedi Bunun hiç yok olacağını sanmıyorum Kıyametin kopacağını da zannetmem Şayet Rabbimin huzuruna götürürlürsem muhakkak orada bundan daha hayırlı bir sonuç bulurum Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi Seni topraktan sonra seni bir damla sudan yaratan daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun Fakat ben iman ederek diyorum ki O Allah benim Rabbimdir ben Rabbime kimseyi ortak koşmam Kendi bağına girdiğin zaman Bu Allahdandır benim kuvvetimle değil Allahın kuvveti ile olmuştur deseydin ya Her ne kadar beni malca ve evlatça k endinden az görüyorsan da Belki Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağın yalçın bir toprak haline gelir Yahut bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha suyunu çıkarıp bağı nı sulayamazsın Derken serveti yok edildi Bunun üzerine bağına yaptığı masraflara karşı ellerini oğuşturmaya başladı Bağ çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı Ah Keşke Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmasaydım diyordu Onun Allahtan başka yardı m edecek adamları yoktur ve Allaha karşı kendi nefsini de kurtaramadı İşte burada yardım yalnız hak olan Allaha aittir Onun verdiği mükâfat da daha hayırlıdır netice de daha hayırlıdır Ey Muhammed Sen onlara dünya hayatının misalini ver D ünya hayatı gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri her renk ve çiçekten birbirine karışmış nihayet bir çöp kırıntısı olmuştur Rüzgarlar onu savurur gider Allah her şeye muktedirdir Mal ve oğullar dünya hayat ının süsüdür Bakî kalacak olan iyi ameller ise Rabbinin katında sevabca da hayırlıdır ümid yönünden de daha hayırlıdır O kıyamet gününü hatırla ki dağları yürüteceğiz ve yeryüzünü çırılçıplak göreceksin Bütün insanları mahşerde toplayacağız hiç bir kimseyi bırakmayacağız Onlar saf halinde Rabbine arz edilmişlerdir Allah onlara şöyle diyecektir Şüphesiz sizi ilk önce yarattığımız gibi bize geldiniz Fakat size kıyamet için yaptığımız vaadi yerine getirmeyeceğimizi sanmıştınız değil mi O gün herkesin amel defteri ortaya konulmuştur Ey Muhammed Günahkârların amel defterlerinden korkarak Eyvah bize Bu nasıl deftermiş ki büyük küçük hiçbir şey bırakmadan hepsini saymış dökmüş dediklerini görürsün Onlar bütün yaptıklarını hazı r bulmuşlardır Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez Yine o vakti hatırla ki biz meleklere Âdeme secde edin demiştik İblis hariç olmak üzere onlar hemen secde ettiler İblis cinlerdendi Rabbinin emrinden dışarı çıktı Şimdi siz beni bırakıp da İ blisi ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz Halbuki onlar sizin düşmanınızdır Zalimler için bu ne kötü bir değişmedir Ben onları İblis ve soyunu ne göklerin ve yerin yaratılışında ne de kendilerinin yaratılışında şahit tutmadım ve hiçbir zaman doğ ru yoldan çıkanları yardımcı edinmiş değilim Ve o kıyamet günü Allah kâfirlere şöyle buyuracak Ortaklarım ve şefaatçılarınız diye zannettiğiniz putlarınızı çağırın Müşrikler onları çağırırlar fakat kendilerine cevap vermezler Biz kâfirlerle i lâhları arasına ateşten bir engel koymuşuzdur Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar Şüphesiz biz bu Kurânda insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik İnsan ise her şeyden çok mücadelecidir Kendilerine doğru yolu gösteren peygamber geldiğinde insanları iman etmekten ve Rabblerinden günahlarının mağfiretini istemekten alıkoyan şey sadece geçmiş milletlerin başlarına gelen felaketlerin kendi lerine de gelmesini veya ahiret azabının ansızın göz göre göre gelip çatmasını beklemek olmuştur Halbuki biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz Kâfir olanlar ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar On lar âyetlerimizi ve korkutuldukları azabı da alaya almışlardır Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir Biz onların kalbleri üzerine Kurânı anlamalarına engel o lan bir ağırlık kulaklarına da sağırlık verdik Ey Muhammed Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler Bununla beraber rahmet sahibi olan Rabbin çok bağışlayıcıdır tevbe eden kullarına rahmeti boldur Eğer Allah işledikleri gün ahlar yüzünden onları hemen cezalandıracak olsaydı onlara hemen azab ederdi Fakat onlara vaad edilen bir zaman vardır ki o geldiğinde Allahın azabından bir kurtuluş yeri bulamazlar İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler Biz onların helâ kleri için de belirli bir zaman tayin etmiştik Ey Muhammed Bir vakit Musa genç adamına demişti ki İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim yahut senelerce gideceğim Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıkların da balıklarını unuttular Bu arada balık denizde yolunu bulup kaybolmuştu İki denizin birleştiği yeri geçtikleri zaman Musa genç arkadaşına Kuşluk yemeğimizi getir Gerçekten biz bu yolculuğumuzda epey yorulduk dedi Adam Gördün mü dedi K ayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuşum Onu hatırlamamı muhakkak şeytan bana unutturdu O denizde garip bir yol tutup gitmişti Musa da demişti ki İşte aradığımız o idi Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler Nihaye t kullarımızdan bir kul buldular ki biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir ilim öğretmiştik Musa ona Allahın sana öğrettiği ilim ve hikmetten bana da öğretmen için sana tabi olabilir miyim dedi Hızır dedi ki Doğrusu se n benimle asla sabredemezsin İçyüzünü kavrayamadığın şeye nasıl sabredeceksin Musa İnşaallah beni sabırlı bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmeyeceğim dedi Hızır dedi ki O halde bana tabi olacaksın ben sana sırrını anlatmadı kça hiçbir şey hakkında bana soru sorma Bunun üzerine ikisi beraber yürüdüler Nihayet gemiye bindikleri zaman o kul Hızır gemiyi deldi Musa ona şöyle dedi Geminin içindekileri boğmak için mi deldin Doğrusu çok kötü bir iş yaptın Hızı r Sen benimle asla sabredemezsin demedim mi dedi Musa dedi ki Unuttuğum şeyden dolayı beni suçlama ve bu işimden dolayı bana bir güçlük çıkarma Yine gittiler Nihayet bir erkek çocuğa rastladıklarında Hızır hemen onu öldürdü Musa Kısa s olmadan masum bir cana nasıl kıyarsın Doğrusu sen çok fena bir şey yaptın dedi Hızır dedi ki Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana Musa dedi ki Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın Bunun üzerine yine yürüdüler Nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler Ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular Hızır h emen onu doğrulttu Musa İsteseydin elbet buna karşı bir ücret alırdın dedi Hızır dedi ki İşte bu seninle benim aramızın ayrılmasıdır Şimdi sana o sabredemediğin şeylerin içyüzünü haber vereceğim Gemi denizde çalışan bir kaç yoksula ait ti Onu kusurlu kılmak istedim çünkü onların ilerisinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı Oğlana gelince onun ana babası mümin kimselerdi Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk İstedik ki Rabbleri onun yerine kendilerine ondan temizlikçe daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin Duvar ise o şehirde iki yetim oğlana ait idi Duvarın altında onların bir hazinesi vardı Babaları da iyi bir kimse idi Onun için Rabbin istedi ki o iki çocuk erginlik çağlarına ersinler ve Rabbinden bir rahmet olarak hazinelerini çıkarsınlar Ve ben bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım İşte senin sabredemediğin şeylerin içyüzleri budur Bir de sana Zülkarneynden soruyorlar De ki Size ondan bir ha tıra okuyacağım Gerçekten biz onu Zülkarneyni yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona ulaşmak istediği her şeyi elde etmesinin bir yolunu verdik Derken o da bu yollardan birini tutup gitti Nihayet güneşin battığı yere vardığı zaman güneş i sanki kara bir balçıkta batıyor buldu Bir de bunun yanında bir kavim buldu Biz ona dedik ki Ey Zülkarneyn Onları ya cezalandırırsın veya onların hakkında iyi davranırsın O da demişti ki Kim haksızlık ederse muhakkak ona azab edeceğiz Son ra Rabbine geri döndürülecek O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır Amma her kim de iman edip iyi bir iş yaparsa buna da en güzel mükâfat vardır Biz ona dünyada kolaylık gösterir zor işlere koşmayız Sonra Zülkarneyn yine bir yol tuttu İşte Zülkarneynin kudret ve saltanatı böyleydi Ve biz onun yanında olan her şeyi bilgimizle kuşatmıştık Sonra yine bir yol tuttu Nihayet iki dağ arasına ulaştığında onların önünde hemen hiç söz anlamayan bir kavim bulmuştu Dediler ki Ey Zülkarneyn Yecuc ve Mecuc bu yerde fesat çıkarıyorlar Onun için bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu Dedi ki Rabbimin bana vermiş olduğu servet ve saltanat sizin vereceğiniz şeyden daha hayırlıdır Bana maddî yardımda bulunun da sizinle onların arasına en sağlam seddi yapayım Bana demir kütleleri getirin Nihayet dağın iki ucunu denkleştirdiği vakit Ateş yakıp körükleyin dedi Demiri bir ateş koru haline getirince Bana erimiş bakır get irin üzerine dökeyim dedi Artık Yecuc ve Mecuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler Zülkarneyn dedi ki Bu Rabbimin bir lütfudur Rabbimin vaadi geldiği vakit de onu dümdüz yapacaktır Rabbimin vaadi de haktır Biz o gün kıyamet gün ü onları bırakıvermişizdir Dalgalar halinde birbirlerine girerler Sûra da üfürülmüştür Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır Ve cehennemi o gün kâfirlere öyle bir göstereceğiz ki Onlar ki beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi İşitmeye de tahammül edemiyorlardı O kâfirler beni bırakıp da kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar Doğrusu biz cehennemi o kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık De ki Amelleri en çok boşa gidenleri size bildirelim mi Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı İşte onlar Rabblerinin âyetlerini ve Onun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdir de bu yüzden iyilik altında yaptıkları bütün amelleri boşa gitmiştir Artık kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız İşte böyle onların cezaları cehennemdir Çünkü inkâr etmişler ve benim âyetlerimi peygamberlerimi alaya almışlardır İman edip salih ameller işleyenlere gelince onlar için Firdevs cennetleri konak olmuştur İçlerinde ebedî olarak kalacaklar oradan hiç ayrılmak istemeyeceklerdir Bu hatırlatma ve uyarmayı yeterli görmeyip de daha fazla açıklama isteyenlere karşı ey Muhammed Deki Eğer Rabbimin sözlerini yazmak iç in deniz mürekkep olsa Rabbimin sözleri tükenmeden önce deniz muhakkak tükenecekti bir mislini daha yardımcı getirsek bile De ki Ben de sizin gibi ancak bir beşerim Ne var ki bana ilâhınızın ancak bir ilâh olduğu vahyolunuyor Onun için her k im Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin ve Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin MERYEM Meryem sûresi doksansekiz âyet olup Mekkede nâzil olmuştur Bazı tefsircilere göre âyet bazılarına göre de âyet Medinede nâzil olmuştur Bu sûre diğer bahisler yanında özellikle Hz Meryemden ve onun Hz İsayı dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle Meryem sûresi adını almıştır Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd Bu Rabbinin kulu Zekeriyyaya olan rahmetini anmadır Bir zamanlar o Rabbine gizlice içinden yalvarmıştı Şöyle demişti Ey Rabbim Şüphesiz artık öyle bir durumdayım ki benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu Sana dua etmekle de ey Rabbim hiçbir zaman bedbaht olmadım Gerçekten ben arkamdan yerime geçecek varislerden endişedeyim Karım da kısır bulunuyor Onun için katından bana bir çocuk ihsan et Ki bana da mirasçı olsun Yakub ailesine de mirascı olsun Rabbim onu sen rızana kavuştur Allah şöyle buyurdu Ey Zekeriyya Şüphesiz biz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık Zekeriyya Rabbim Karım kısır ben de son derece kocamışken nasıl oğlum olabilir dedi Allah yahut Cebrail ona şöyle dedi Dediğin gibidir fakat Rabbin buyurdu ki bu işi yapmak bana kolaydır Nitekim bundan önce seni yarattım Halbuki sen hiçbir şey değildin Zekeriyya şöyle dedi Rabbim Bana alâmet ver Allah Senin alâmetin sapasağlam olduğun halde üç g ün üç gece insanlarla konuşamaz hale gelmendir buyurdu Nihayet birgün konuşamayınca mihrabdan kavmine karşı çıktı da onlara Sabah ve akşam Rabbinizi tesbih edin diye işaret etti Ey Yahya Kitaba kuvvetle sarıl dedik ve daha çocukken ona hikmet verdik Hem de katımızdan bir merhamet ve günahlardan paklık verdik o çok takva sahibi idi Anne ve babasına karşı iyi davranan bir kimse idi zorba ve isyankâr değildi Doğduğu gün öleceği gün ve dirileceği gün ona selam olsun Ey Muhammed Kurândaki Meryem kıssasını da an insanlara anlat Hani o ailesinden ayrılarak evinin veya mescidin doğu tarafında bir yere çekilmişti Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu Biz ona meleğimiz Cebraili gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü Meryem Ben senden Rahmân olan Allah a sığınırım Eğer Allahdan korkuyorsan dokunma bana dedi Melek Ben sana temiz bir oğlan bağışlamak için Rabbinin gönderdiği bir elçiyim dedi Meryem Beni m nasıl çocuğum olabilir Bana hiçbir insan dokunmamıştır Ben iffetsiz de değilim dedi Melek Bu dediğin gibidir Ancak Rabbin buyurdu ki Bu babasız çocuk vermek bana pek kolaydır Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağ ız Hem bu önceden ezelde kararlaştırılmış bir iştir dedi Nihayet Allahın emri gerçekleşti Meryem İsaya gebe kaldı ve o haliyle uzak bir yere çekildi Sonra doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim dedi Melek Meryeme aşağı tarafından şöyle seslendi Sakın üzülme Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı Hurma dalını kendine doğru silkele üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün Ye iç gözün aydı n olsun Eğer insanlardan birini görürsen ben Rahmân olan Allaha bir oruç susmak adadım Onun için bugün hiçbir kimseyle konuşmayacağım de Sonra Meryem onu İsayı yüklenerek kavmine getirdi Onlar hayretler içinde şöyle dediler Ey Meryem doğrusu sen görülmemiş bir şey yaptın Ey Harunun kızkardeşi Senin baban kötü bir adam değildi annen de iffetsiz bir kadın değildi Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi Onlar Biz beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz dediler Allah ın bir mucizesi olarak İsa şöyle dedi Şüphesiz ben Allahın kuluyum O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı Beni nerede olursam olayım mübarek kıldı Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti Beni anneme h ürmetkar kıldı Beni zorba ve isyankar yapmadı Doğduğum gün öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir İşte hakkında yahudilerle hıristiyanların ihtilaf edip durdukları Meryemoğlu İsaya dair Allahın sözü budur Çocuk edinmek asla Allahın şanına yakışmaz O bundan münezzehtir O bir şeyin olmasını dilerse ona sadece ol der o da oluverir Şüphesiz benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allahtır O halde ona ibadet edin işte dosdoğru yol budur Ne var ki fırkalar yahudi ve hıristiyanlar kendi aralarında ihtilafa düştüler O büyük dehşetli günü görecek kâfirlerin vay haline Bize gelecekleri gün neler işitecekler neler görecekler Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler Ey Muhammed İnsanların pişmanlık duyacağı ve işin bitmiş olacağı kıyamet günü ile onları uyar Onlar hâlâ gaflet içindedirler onlar iman etmezler Şüphesiz biz bütün yeryüzüne ve üzerindekilere varis olacağız Ve onlar da mutlaka bize döndürülecekl erdir Kurânda İbrahimin kıssasını da an Şüphesiz ki o sıddık özü sözü doğru bir peygamberdi O bir zaman babasına şöyle demişti Babacığım İşitmeyen görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun Babacığım D oğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi O halde bana uy da seni doğru bir yola eriştireyim Babacığım Şeytana tapma çünkü şeytan Rahmân olan Allaha âsî oldu Babacığım Doğrusu ben korkarım ki sana Rahmândan bir azab dokunur da şeytana cehennemde arkadaş olursun Babası Ey İbrahim Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun Yemin ederim ki eğer onları kötülemekten vazgeçmezsen seni muhakkak taşlarım gerçektenveya söz ile sana taş atarım Haydi uzun bir müddet benden uza k ol dedi İbrahim şöyle dedi Selâm sana olsun senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim Çünkü o bana çok lütufkârdır Ben sizden ve Allahtan başka taptığınız şeylerden çekilip ayrılırım da Rabbime dua ibadet ederim Rabbime yalvarışımd a mahrum kalmayacağımı umarım İbrahim kavminden ve onların Allahtan başka ibadet ettikleri şeylerden uzaklaşınca biz ona İshakı ve İshakın oğlu Yakubu ihsan ettik Ve hepsini de peygamber yaptık Biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulund uk Hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik Kurânda Musayı da an Şüphesiz ki o ihlaslı bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu hususi bir konuşmada bulunmak üzere kendimize yakla ştırdık Rahmetimizden de ona kardeşi Harunu bir peygamber olarak ihsan eyledik Kurânda İsmaili de an çünkü o vaadine sadık bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi Ailesine ve çevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabb inin katında hoşnutluğa ermişti Kitapta İdrisi de an çünkü o çok sadık özü sözü pek doğru bir peygamberdi Biz onu yüce bir yere yükselttik İşte bunlar Allahın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden Âdemin soyundan ve gemide N uh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden İbrahim ve İsrailin soyundan hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir Kendilerine Rahmân olan Allahın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki namazı terkettiler heva ve heveslerine uydular onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir Cehennemdeki Gayya vadisini boylayacaklardır Fakat tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen bunun dışındadır Bunlar cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır O cennet Rahmân olan Allahın kullarına görmedikleri halde vadettiği Adn cennetleridir Şüphesiz Onun vaadi mutlaka yerini bulacaktır Onlar orada boş bir söz işitmezler Ancak Selam işit irler Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır İşte kullarımızdan takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur Cebrail dedi ki Ey Muhammed Biz senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz Önümüzdeki ve ardımızdaki bütün geçmiş ve gelecek şeyle r ve bunların arasındakiler hep Onundur Rabbin de seni unutmuş değildir O göklerin yerin ve aralarındakilerin Rabbidir O halde Ona ibadet et ve Ona ibadet etmekte sabırlı ol Hiç sen Allahın ismini taşıyan başka birini bilir misin Halbuki insan şöyle der Ben öldüğüm zaman ileride gerçekten diri olarak mezardan çıkarılacak mıyım O insan daha önce hiçbir şey değilken kendisini yoktan var ettiğimizi hatırlamaz mı Rabbine andolsun ki biz onları öldükten sonra dirilmeyi i nkâr eden kâfirleri şeytanları ile beraber elbette ve elbette mahşerde toplayacağız Sonra onları muhakkak cehennemin etrafında dizleri üstü hazır bulunduracağız ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler Sonra her zümreden Rahmâna karşı en ziyade isyankâr hangileri ise muhakkak ayırıp atacağız Sonra o cehenneme atılmaya layık olanların kimler bulunduğunu elbette biz daha iyi biliriz İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka herkes c ehenneme varacaktır Bu Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür Sonra Allahdan korkup sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız Âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman o inkâr edenler iman edenlere dedile r ki Bu iki zümreden Mümin ve kâfirlerden hangisi mevki bakımından daha iyi meclis ve topluluk itibariyle daha güzeldir Halbuki biz kendilerinden evvel mal ve gösterişce daha güzel nice asırlar halkını helak etmişizdir Onlara de ki Kim sapıklık içinde ise Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azgınlığında mühlet verir Nihayet kendilerine vaad edilen azabı yahut kıyamet günü cehennemi gördükleri vakit artık bilecekler kimin mevkii daha fena ve yardımcıları daha zayıfmış Allah h idayeti kabul edenlere daha çok hidayet verir Baki kalacak olan salih ameller Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır sonuç bakımından da daha hayırlıdır Şimdi âyetlerimizi inkâr eden ve Elbette bana mal ve evlat verilecektir diyen adamı gördün mü O kâfir gaybı mı bildi Yoksa Rahmân olan Allah katından bir söz mü aldı Hayır asla öyle değil biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını çoğalttıkça çoğaltacağız O söylediği mal ve evlat gibi şeyleri de hep elind en alacağız ve o tek başına bize gelecektir Onlar kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye Allahdan başka ilâh edindiler Hayır zannettikleri gibi değil tapındıkları ilâhlar onların ibadetlerini inkâr edecekler ve aleyhlerine dönüp düşm an olacaklardır Görmedin mi Biz şeytanları o kâfirler üzerine musallat ettik Onları günaha kışkırtıp duruyorlar Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme Biz onların ecel günlerini sayıyoruz O gün takva sahiplerini heyet ol arak Rahmânın huzuruna toplayacağız Suçluları da susuz olarak cehenneme süreceğiz O gün Rahmân olan Allahın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır Yahudilerle hıristiyanlar Rahmân ç ocuk edindi dediler Yemin olsun ki siz çok çirkin bir şey söylediniz Az kalsın söyledikleri sözden gökler çatlayacak yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı O Rahmâna çocuk isnad ettiler diye Halbuki Rahmâna çocuk edinmek yaraşmaz Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki kıyamet günü Rahmânın huzuruna kul olarak çıkmasın And olsun ki Allah onların hepsini kuşatmış kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır Kıyamet günü onların herbiri Allahın huzuruna tek başına çıkacaktır İman edip salih amel işleyenler var ya Rahmân olan Allah onları gönüllere sevdirecektir Ey Muhammed Biz Kurânı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki onunla Allahtan korkup sakınanları müjdeleyesin inat edenleri de korkutasın Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik Şimdi onlardan hiçbirini görüyor musun yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun TAHA yüzotuzbeş âyet olup Mekkede nâzil olmuştur Sûre ismini başındaki Tâ Hâ harflerinden almıştır Hz Ömerin bu sûre vesilesiyle Müslüman oluşu İslâm tarihinin önemli bir hatıra sayfasıdır Olay kısaca şöyledir İslâmın yaman bir düşmanı olan Hattâb oğlu Ömer Resûlullahı öldürme vazifesini üstlenmiş ve bu iş için yola çıkmı ştı Ancak yolda kız kardeşi Fatıma ile eniştesi Saîdin Müslüman olduğunu öğrenince önce onların işini bitirmeye karar verdi Tâ Hâ sûresini okumakta olan karı koca Ömerin geldiğini görünce Kuran sayfalarını sakladılarsa da Ömer onları duymuştu Oku duklarını görmek istediğini söyledi İnkâr etmeleri üzerine Saîde saldırdı Kendisine mâni olmak isteyen Fatımayı tokatladı Yüzlerinden kanlar akan Fatıma cesarete gelerek Müslüman olduklarını açıkça söyledi Kardeşinin haline acıyan Ömer bu sefer yum uşak bir sesle okuduklarını tekrar istedi TâHâ sûresinin yazılı bulunduğu sayfaları okuyunca Kuranın mucizeli tesirinden nasibini alarak Resûlullahın huzuruna gitti ve Müslüman oldu Tâ Hâ Ey Muhammed Kurânı sana sıkıntıya düşesin diye ind irmedik Ancak Allahtan korkan kimse için bir öğüt olarak indirdik Yeri ve yüce gökleri yaratanın katından yavaş yavaş bir indirilişle onu indirdik O Rahmân kudret ve hakimiyyetiyle Arşa hakim oldu Bütün göklerde olanlar bütün yerde kiler bu ikisinin arasında ve toprağın altıda bulunanlar Onundur Sen Allaha ettiğin dua ve zikirle sesini yükseltirsen bilki Allah bundan mustağnîdir Çünkü O şüphesiz gizliyi de gizlinin gizlisini de bilir Allah Odur ki kendisinden başk a hiçbir ilâh yoktur En güzel isimler Onundur Habîbim Musanın başından geçen hayat hikayesi sana geldi mi Hani o bir ateş görmüştü de ailesine Yerinizde durun benim gözüme bir ateş ilişti belki size bir kor getiririm yahut ateşin yan ında bir yol gösterici bulurum demişti Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı Ey Musa Ben şüphesiz senin Rabbinim Hemen ayakkabılarını çıkar çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâdasın Ben seni seçtim şimdi sana vahyolunacak şeyleri din le Şüphesiz ben Allahım benden başka hiçbir ilâh yoktur Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir Onun vaktini gizli tutuyorum ki herkes yaptığının karşılığını görsün Sakın kıyamete inanmay ıp kendi heva ve hevesine uyan kimse seni ona iman etmekten alıkoymasın sonra helak olursun Ey Musa Sağ elindeki nedir Musa dedi O benim asâm değneğim dır ona dayanırım onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim faydal anacağım şeyler de var Allah Ey Musa onu yere bırakdedi Musa da onu bıraktı bir de ne görsün o bir yılan olmuş koşuyor Allah buyurdu ki Tut onu korkma biz onu yine eski durumuna çevireceğiz Bir de diğer bir mucize olmak üz ere elini koynuna koy ki kusursuz olarak bembeyaz çıksın Bunları sana en büyük mucizelerimizden bir kısmını gösterelim diye yaptık Firavuna git çünkü o hakikaten azdı Musa dedi ki Ey Rabbim Benim göğsüme genişlik ver İşimi kolaylaştır Dilimden düğümü çöz Ki sözümü iyi anlasınlar Bir de bana ailemden bir vezir ver Kardeşim Harunu ver Onunla arkamı kuvvetlendir Elçilik işimde onu bana ortak et Ki seni çok tesbih edelim Seni çok anal ım Şüphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun Allah buyurdu Ey Musa Dilediğin şeyler sana verildi And olsun biz sana diğer bir defa daha ihsan etmiştik Hani bir vakit ilham edilmesi gereken ancak ilham ile bilinebilen şu ilhamı a nnene verdik Onu Musayı tabut içine koy da denize bırak Deniz de onu sahile atsın Onu hem bana düşman hem ona düşman olan biri alsın Bir de benim gözetimim altında yetiştirilmen için üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım Ey Musa Hani kız kardeşin Firavunun sarayına giderek Ona bakacak birini size buluvereyim mi diyordu Böylece seni tekrar annene verdik ki gözü aydın olsun da kederlenmesin Hem sen bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık Seni çeşitli musibetlerle imtihan ettik Bu sebeple yıllarca Medyen halkı içinde kaldın Sonra ey Musa Belli bir çağa peygamberlik görevini yüklenecek bir yaşa geldin Ben seni kendime peygamber seçtim Sen kardeşinle birlikte mucizelerimle git İkiniz de beni anmakta gevşekl ik etmeyin Firavuna gidin çünkü o gerçekten azdı Varın da ona yumuşak söz söyleyin olur ki öğüt dinler yahut korkar Musa ile Harun Rabbimiz Onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığını artırmasından korkarız dediler Allah bu yurdu ki Korkmayın zira ben sizinle beraberim işitir ve görürüm Hemen gidin de Firavuna deyin ki Biz Rabbinin sana gönderilen elçileriyiz Artık İsrailoğullarını bizimle gönder onlara azab etme biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik Selam doğru yolda gidenleredir Bize kesin olarak vahyolundu ki azab şüphesiz gerçeği inkâr edip ona sırt çevirenleredir Firavun Ey Musa Sizin Rabbiniz kimdir dedi Musa Bizim Rabbimiz her şeye şeklini veren sonra da yolunu göstere ndir dedi Firavun Öyleyse geçmiş asırlar daki insanların durumu nedir dedi Musa dedi ki Onların bilgisi Rabbimin katında bir kitapta yazılıdır Rabbim yanlış yapmaz ve unutmaz Yeryüzünü sizin için bir döşek yapan oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren Odur İşte biz o su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık Hem siz yiyin hem de hayvanlarınızı otlatın Akıl sahibleri için bunda nice ibretler vardır Sizi yerden topraktan yarattık yine ölü münüzden sonra ona döndüreceğiz Hem de ondan sizi bir kere daha çıkaracağız And olsun ki biz Firavuna mucizelerimizin hepsini gösterdik Böyle iken o yine onları yalan sayıp kabulden çekindi Firavun Musaya şöyle dedi Ey Musa Sen sihrin le bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin bize O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle sana geleceğiz karşına çıkacağız şimdi bizimle senin aranda bir vakit ve bir buluşma yeri tayin et ki ne senin ne bizim caymayacağımız uygun bir yer ol sun Musa Sizinle buluşma zamanı süs bayramı günü ve insanların toplanacağı kuşluk vaktidir dedi Bunun üzerine Firavun döndü gitti ve bütün hile vasıtalarını topladıktan sonra geldi Musa onlara dedi ki Yazıklar olsun size Allaha y alan uydur mayın Sonra bir azab ile kökünüzü keser Gerçekten Allaha iftira eden hüsrana uğramıştır Sihirbazlar aralarında işlerini tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular Sihirbazlar daha sonra Musa ve Harunu göstererek şöyle dediler Bu ikisi muhakkak sihirbazdır büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve de örnek dininizi yok etmek istiyorlar Onun için bütün tuzaklarınızı bir araya getirin sonra hep bir sıra halinde gelin Bugün üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır Sihirbazlar Ey Musa Ya sen at yahud ilk atan biz olalım dediler Musa dedi ki Hayır siz atın Bir de ne görsün Onların ipleri ve değnekleri yaptıkları sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmış gibi geldi Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti Biz dedik ki Korkma çünkü sen muhakkak üstünsün galib geleceksin Sağ elindekini atıver o onların yaptıklarını yutar Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır Büyücü ise her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar Musa ile Harunun Rabbine iman ettik dediler Firavun Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz O muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür And olsun ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kese ceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz dedi İman eden sihirbazlar şöyle dediler Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı asla seni tercih edemeyiz N e hüküm vereceksen ver Sen ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin Doğrusu biz hem günahlarımıza hem bizi zorladığın sihre karşı bizi bağışlasın diye Rabbimize iman ettik Allah sevabça senden daha hayırlı ve azab verme bakımından da daha d evamlıdır Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa şüphesiz ki ona cehennem vardır Orada ne ölür ne de dirilir Kim de ona bir mümin olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa işte onlara en yüksek dereceler vardır Adn cennetleri vard ır ki altlarından ırmaklar akar onlar orada ebedî olarak kalacaklardır Ve işte bu küfür ve isyandan arınanların mükafatıdır Meâl i Şerifi Gerçekten Musaya şöyle vahyettik Kullarımla geceleyin yürü Mısırdan çık de asânı vurarak onlara de nizde kuru bir yol aç artık firavun tarafından yetişilmekten korkmazsın ve boğulmaktan endişe de etmezsin Firavun ordularıyla hemen onları takip etti denizden kendilerini sarıveren korkunç boğulma sarıverdi Böylece Firavun kavmini yanlış yola sürükledi ve doğru yola götürmedi Ey İsrailoğulları Sizleri düşmanınızdan kurtardık ve Tûr dağının sağ yanında size söz verdik üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın indirdik Size verdiğimiz rızıkların en temizlerinden yiyin ve bunda taş kınlık etmeyin sonra üzerinize gazabım iner Kimin üzerine de gazabım inerse muhakkak o mahvolur Bununla beraber şüphe yok ki ben tevbe eden iman edip salih amel işleyen sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım Ey Mu sa Seni kavminden ayırıp daha çabuk gelmeye sevkeden nedir dedik Musa Onlar benim izimdeler arkamdan beni takip edip geliyorlar Ben sana acele ettim geldim ki hoşnud olasın dedi Allah Doğrusu biz senden sonra kavmini imtihan e ttik Sâmirî onları saptırdı dedi Hemen Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine döndü onlara şöyle dedi Ey kavmim Rabbiniz size güzel bir vaad ile söz vermedi mi Size bu süre mi çok uzun geldi yoksa Rabbinizden size bir gazab inmesini arzu ettiniz de mi bana olan vaadinizden caydınız Onlar dediler ki Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık Fakat biz o Kıbtî kavminin süs eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik Onları ateşe attık Sâmirî de kendi mücevheratını böyle ce atmıştı Nihayet Sâmirî onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya çıkardı Bunun üzerine Sâmirî ve adamları İşte sizin de Musanın da ilâhı budur ama o unuttu dediler Onlar görmüyorlar mıydı ki o buzağı kendilerine hiçbir sözle karşılık veremiyor onlara ne bir zarar ne de bir yarar vermeye sahip bulunamıyordu And olsun ki Harun daha önce onlara Ey kavmim Siz bununla buzağı ile imtihana çekildiniz Sizin gerçek Rabbiniz Rahmândır Gelin bana uyun ve emrime itaat edin demişti Onlar cevap olarak şöyle demişlerdi Musa bize dönüp gelinceye kadar biz ona tapmaya elbette devam edeceğiz Musa gelince kardeşine şöyle dedi Ey Harun bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit seni engelleyen ne oldu Neden b enim yolumu takip etmedin benim emrime karşı mı geldin Harun Ey anamın oğlu Sakalımı ve başımı saçımı tutma Ben senin İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın sözüme bakmadın diyeceğinden korktum dedi Hz Musa bu defa Sâmirîye döne rek Ey Sâmirî Senin bu yaptığın nedir dedi Sâmirî Onların görmedikleri bir şey gördüm Sana gelen ilâhî elçinin Cebrailin izinden bir avuç toprak aldım ve onu erimiş mücevheratın içine attım Bunu bana böylece nefsim hoş gösterdi ded i Musa ona şöyle dedi Haydi çekil git Artık senin için hayat boyunca benimle temas yok diye söylemen var bir vahşi gibi yapayalnız yaşamağa mahkum olacaksın Hem senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır Bir de ibadet edip durduğun ilâhına bak elbette biz onu yakacağız sonra da kül edip muhakkak onu denize savuracağız Sizin ilâhınız ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allahdır Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır Ey Muhammed Sana geçmişin haberlerinden bir kı smını böylece anlatıyoruz Şüphe yok ki sana katımızdan bir zikir düşünüp kendisinden ibret alınacak bir kitab verdik Kim ondan yüz çevirirse şüphesiz o kıyamet günü bir günah yüklenecektir Devamlı o azabın altında kalacaklar Kıyamet günü onlar için bu ne fena bir yüktür Sûra üfürüleceği gün ki biz suçluları o gün gözleri korkudan göğermiş olarak mahşerde toplayacağız Siz dünyada sadece ongün kaldınız diye kendi aralarında gizli gizli konuşurlar Aralarında ne kon uşacaklarını biz çok iyi biliriz Görüşü en üstün olan Ancak bir gün kaldınız diyecektir Ey Muhammed Sana dağların kıyametteki durumunu sorarlar de ki Rabbim onları ufalayıp savuracak Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakaca k Orada ne bir çukur ne de bir tümsek göreceksin O gün hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye Sûra üfleyenin çağrısına uyarlar Öyleki Rahmânın heybetinden sesler kısılmıştır Artık bir fısıltıdan başka hiçbir şey işitemezsin O gün Rahmânın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez Allah onların geleceklerini de geçmişlerini de bilir Onlar ise Onu ilmen kavrayamazlar Bütün yüzler diri ve bütün yarattıklarını gözeti p duran Allaha baş eğmiştir Bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana uğramıştır Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse artık o ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar İşte böylece biz onu Arapça bir Kurân olarak indirdik Onda tehditlerden nice türlüsünü tekrar tekrar açıkladık ki belki sakınırlar yahut onlara bir ibret ve uyanış verir Hükmü her yerde geçerli gerçek hükümdar olan Allah yücedir Ey Muhammed Kurân sana vahyedilirken vahiy bitmeden önce unutma korkusu ile Kurânı okumada acele etme Rabbim benim ilmimi artır de Doğrusu bundan önce Âdeme bu ağaçtan yeme diye emrettik fakat unuttu ve biz onda bir azim bir kararlılık bulmadık Bir vakit meleklere Âdeme hürmet için secde edin dem iştik İblisten başka hepsi secde etmiş o çekinmişti Biz de Âdeme şöyle demiştik Ey Âdem Şüphesiz bu İblis sana ve eşine düşmandır Sakın sizi cennetten çıkarmasın sonra bedbaht olursun sıkıntı çeker perişan olursun Doğrusu seni n acıkmaman ve çıplak kalmaman ancak cennettedir Ve sen orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın Nihayet şeytan ona vesvese verdi Şöyle dedi Ey Âdem Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı Sonra Rabbi onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve ona doğru yolu gösterdi Allah onlara şöyle dedi Birbirinize düşman olmak üzere hepiniz oradan cennetten inin Artık benden size bir hidayet kitab geldiği zaman kim benim hidayetime uyarsa işte o sapıklığa düşmez ve ahirette zahmet çekmez Her kim de benim zikrimden Kurândan yüz çevirirse bilsin ki ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz O zaman Kurândan yüz çeviren kimse Rabbim beni niçin kör olarak haşrettin oysa ben gören bir kimseydim der Allah Böyledir sana âyetlerimiz gelmişti de onları sen unutmuştun bugün de öylece unutulursun der İşte haddi aşanları Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız Ve muhakkak ki ahiret azabı dünya azabından daha şiddetli ve daha devamlıdır Onları yerlerinde gezip durdukları şu kendilerinden önce yok ettiğimiz bunca nesillerin o korkunç akibeti doğru yola sevk etmedi mi Doğrusu bunda ibret alacak aklı olanlar için nice deliller vardır Eğer Rabbinin verdiği bir hüküm ve tayin ettiği bir süre olmasaydı hemen azaba uğrarlardı O halde dediklerine sabret güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et Gecenin bir kısım vakitlerinde ve gündüzün etrafında da tesbih et ki hoşnudluğa eresin Kâfirlerden bir kısmına onları sınamak için dünya hayatının zineti olarak verdiğimiz ve onunla kendilerini geçindirdiğimiz şeye mal ve saltanata sakın rağbetle bakma Rabbinin ahiretteki rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır Ey Mu hammed Ehline namaz kılmalarını emret kendin de ona sabırla devam et Biz senden bir rızık istemiyoruz Seni biz rızıklandırırız Güzel akibet takva sahiplerinindir İnkâr edenler Rabbinden bize bir mucize getirse ya dediler Onlara önceki kit ablarda olan apaçık deliller gelmedi mi Eğer biz onları bundan peygamber veya Kurândan önce bir azab ile yok etseydik muhakkak Ey Rabbimiz bize bir peygamber gönderseydin de alçak ve rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık olmaz mıydı diye ceklerdi De ki Hepimiz beklemekteyiz siz de bekleyedurun Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu yakında bileceksiniz ENBİYA Enbiyâ sûresi yüzoniki âyettir ve Mekkede nâzil olmuştur Başk a konular yanında bilhassa bazı peygamberler ve onların kavimleriyle olan münasebetlerinden bahsettiği için Enbiyâ Peygamberler sûresi adını almıştır İnsanların hesab görme zamanı yaklaştı Onlar ise hâlâ gaflet içinde yan çizip aldırmıyorlar Rablerinden kendilerine gelen her yeni hatırlatmayı hep eğlenerek dinliyorlar Kalbleri hep eğlencede gaflette hem o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar Bu ancak sizin gibi bir insan Artık göz göre göre sihre mi gidip uyarsınız Peygamber Benim Rabbim gökte ve yerde söylenen her sözü bilir O her şeyi işitir her şeyi bilir dedi Onlar Hayır bunlar karışık rüyalardır yok onu kendisi uydurdu yok o bir şairdir Böyle değilse önceki peygamberler gibi o da bize bir muci ze getirsin dediler Onlardan önce yok ettiğimiz hiçbir memleket halkı iman etmedi Şimdi bunlar mı iman edecekler Ey Muhammed Biz senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekpeygamberler gönderdik Bilmiyorsanız kitap ehli o lanlara sorun Biz onları yemek yemez birer cesed kılmadık ve onlar ölümsüz de değillerdi Sonra biz onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik hem onları hem de dilediğimiz kimseleri kurtardık aşırı gidenleri yok ettik Ey Kureyş topluluğu And olsun size öyle bir kitab indirdik ki bütün şan ve şerefiniz ondadır Hâlâ akıllanmayacak mısınız Biz halkı zalim olan nice memleketleri kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka milletler var ettik Onlar azabımızın şiddetini hissettikleri zaman oradan kaçmaya koyuluyorlardı Koşup kaçmayın size nimet verilen yere yurtlarınıza dönün ki sorguya çekileceksiniz dedik Onlar da Vay bizlere Biz gerçekten zalimler idik dediler Biz onları biçilmiş bir ekin ve bir yığın kül haline g etirinceye kadar hep sözleri bu feryad olmuştur Biz gök ile yeri ve aralarındaki şeyleri boş bir eğlence için yaratmadık Eğer bir eğlence edinmek isteseydik elbette onu katımızdan edinirdik Yapacak olsaydık öyle yapardık Hayır biz hakkı batılın başına çarparız da onun beynini parçalar Bir de bakarsın batıl o anda yok olup gitmiştir Allaha yakıştırdığınız vasıflardan ötürü size yazıklar olsun Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar Onundur Katında olanlar Ona kulluk etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar Gece gündüz hep Allahı tesbih ederler usanmazlar Yoksa Mekke müşrikleri birtakım ilâhlar edindiler de yerden ölüleri onlar mı diriltecekler Eğer yer ile gökte Allahtan başka ilâhlar olsaydı bunların ikis i de muhakkak fesada uğrar yok olurdu O halde Arşın Rabbi olan Allah onların vasfetmekte oldukları şeylerden bütün noksanlıklardan beridir münezzehtir O yaptığından sorumlu olmaz onlar ise sorumlu tutulacaklardır Yoksa Ondan başka ilâhla r mı edindiler De ki Kesin delilinizi getirin İşte benimle beraber olanların kitabı ve benden öncekilerin kitabı Hayır onların çoğu gerçeği bilmezler de onun için yüz çevirirler Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki ona şöyle vahyetmiş o lmayalım Gerçek şu ki benden başka ilâh yoktur Onun için bana ibadet edin Böyle iken dediler ki Rahmân çocuk edindi Allah bundan münezzehtir Doğrusu melekler Allahın çocukları değil ikram olunmuş kullardır Onlar Allahın sözünün önün e geçmezler hep Onun emriyle hareket ederler Allah onların önlerindekini de arkalarındakini de yaptıklarını ve yapacaklarını bilir Onlar Allahın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler Hepsi de Onun korkusundan titrerler İçlerinden kim Ben Ondan başka bir ilâhım derse biz ona cehennemi ceza olarak veririz Zalimleri biz böyle cezalandırırız O kâfir olanlar görmediler mi ki göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık Hayatı olan her şeyi sudan yarattık H âlâ inanmıyorlar mı Yeryüzünde insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yarattık rahat gidebilsinler diye dağların aralarında geniş yollar var ettik Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık Kâfirler ise gökyüzünün alâmetlerinden Allahın kudret ve azametine delalet eden delillerinden yüz çeviriyorlar Geceyi gündüzü güneşi ve ayı yaratan Odur Bunların her biri kendi dairesinde dolaşmaktadır Ey Muhammed Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık sen ölürsün de onlar baki kalır m ı Senin ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar Her nefis ölümü tadacaktır Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz O inkârcılar seni gördükleri zaman seni alaya alıyorlar ve İlâh larınızı diline dolayan bu mudur diyorlar Halbuki onlar Rahmânın kitabını inkâr ediyorlar İnsan aceleci olarak yaratılmıştır Size yakında azaba dair alametlerimi göstereceğim Şimdi siz acele etmeyin Doğru sözlü iseniz bildirin bu vaad ne zamandır derler Bu kâfirler ateşi yüzlerinden ve sırtlarından men edemeyecekleri ve yardım da göremeyecekleri zamanı bir bilseler Doğrusu bu azap onlara ansızın gelecek de kendilerini şaşırtacaktır Artık ne geri çevrilmesine güçleri yetece k ne de kendilerine mühlet verilecektir Yemin olsun ki senden önce birçok peygamberle alay edildi de içlerinden alay edenleri o alay ettikleri şey azap kuşatıverdi De ki Geceleyin ve gündüzün sizi Rahmândan kim koruyabilir Ama onlar Rab lerinin kitabından yüz çevirmektedirler Yoksa kendilerini bize karşı savunacak tanrıları mı var O tanrılar kendilerine bile yardım edemezler katımızdan da dostluk görmezler Doğrusu biz o kâfirleri ve atalarını yaşattık hatta o ömür onlara uzun geldi Fakat şimdi memleketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı O halde üstün gelen onlar mıdır De ki Ben sizi ancak vahiyle korkutup uyarıyorum uyarıldıkları zaman sağırlar çağrıyı duymazlar Yemin olsun ki Rabbinin azabından az bir şey onlara dokunursa muhakkak Vay bizlere biz gerçekten zalimlerdik diyeceklerdir Biz kıyamet günü için doğru teraziler kurarız hiçbir kimse hiçbir haksızlığa uğratılmaz Yapılan amel bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa onu getirir tart ıya koyarız Hesap görenler olarak da biz kâfiyiz Yemin olsun ki Musa ve Haruna eğriyi doğrudan ayıran kitabı takva sahibleri için bir ışık ve öğüt olarak verdik Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar kıyamet saatinden de titrerler İşte bu Kurân da indirdiğimiz kutsal bir kitaptır Şimdi siz bunu mu inkâr ediyorsunuz And olsun ki biz daha önce İbrahime de rüşdünü vermiştik akla uygun olanı göstermiştik Biz onu biliyorduk O zaman o babasına ve kavmine Bu tapın ıp durduğunuz heykeller nedir demişti Onlar Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk dediler İbrahim And olsun ki sizler de atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz dedi Onlar Sen bize gerçeği mi getirdin Sen ciddi mi söylüyors un yoksa şaka mı ediyorsun dediler O şöyle dedi Hayır Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır Ben de buna şahidlik edenlerdenim Allaha yemin ederim ki siz arkanızı dönüp gittikten sonra ben putlarınıza elbette bir tuzak kuracağım Derken o bunları parça parça etti Yalnız kendisine başvursunlar diye onların büyüğünü sağlam bıraktı Kavmi Tanrılarımıza bunu kim yaptı Doğrusu o zalimlerden biridir dediler Bazıları İbrahim denen bir gencin onla rı diline doladığını duymuştuk dediler O halde onu insanların gözleri önüne getirin olur ki aleyhinde şahidlik ederler dediler İbrahim gelince ona Ey İbrahim bunu tanrılarımıza sen mi yaptın dediler İbrahim Belki onu şu büyükler i yapmıştır konuşabiliyorlarsa onlara sorun dedi Bunun üzerine vicdanlarına dönüp kendi kendilerine dediler ki Doğrusu siz haksızsınız Sonra yine eski kafalarına döndüler And olsun ki ey İbrahim bunların konuşmayacağını sen de bil irsin dediler İbrahim dedi O halde Allahı bırakıp da size hiçbir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara mı tapıyorsunuz Size de Allahı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun siz hâlâ akıllanmayacak mısınız Onlar Bir şey ya pacaksanız şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin dediler Biz Ey ateş İbrahime karşı serin ve zararsız ol dedik Ona düzen kurmak istediler fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık Onu da Lûtu da âlemler için bereketli ve kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık Ona İbrahime İshakı üstelik bir de Yakubu ihsan ettik ve herbirini salih kimseler kıldık Onları buyruğumuz altında insanlara doğru yolu gösterecek önderler kıldık Kendilerine hayırlı işler yapm ayı namaz kılmayı zekat vermeyi vahyettik Onlar bize kulluk eden kimselerdir Biz Lûta da bir hüküm bir ilim verdik Onu çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık Doğrusu onlar kötü fasık bir kavimdi Onu ise rahmetimizin içine aldık Çünkü o salihlerdendi Nuh da daha önceleri bize yalvarmıştı biz de onun duasını kabul ettik kendisini ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtardık Âyetlerimizi yalanlayan kavminden onun öcünü aldık Şüphesiz onlar kötü bir kavimdiler Biz de hepsini suda boğduk Davud ve Süleymanı da hatırla Hani onlar ekin hakkında hüküm veriyorlardı Hani milletin koyunları geceleyin içinde yayılmıştı biz onların hükmüne şahittik Biz onun hükmünü hemen Süleymana bildirmiştik zaten herbirine hüküm ve ilim vermiştik Davudla beraber tesbih etsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık Bütün bunları yapan bizdik Ona sizi savaşta korumak için zırh yapma sanatını öğrettik artık şükreder misiniz Bereketli kıldığımız yere doğru Süle ymanın emriyle yürüyen şiddetli rüzgarı onun buyruğuna verdik Biz her şeyi biliyorduk Onun için dalgıçlık yapan ve bundan başka işler de gören şeytanlardan da onun buyruğu altına verdik Onların hepsini biz gözetiyorduk Eyyûb da Başıma bir b ela geldi sana sığındım sen merhametlilerin en merhametlisisin diye Rabbine nida etti Biz de onun duasını kabul ettik de başına gelenleri kaldırdık Katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir hatıra olmak üzere ona tekrar ailesini ve kaybettik leriyle bir mislini daha verdik İsmail İdris ve Zülkifli de hatırla Onların hepsi de sabredenlerdendi Onları da rahmetimizin içine aldık Onlar gerçekten salih olanlardandı Zünnunu balık sahibi Yunusu da hatırla Hani o öfkelenere k gitmişti de bizim kendisini hiçbir zaman sıkıştırmayacağımızı sanmıştı Fakat sonunda karanlıklar içinde Senden başka ilâh yoktur sen münezzehsin Şüphesiz ben haksızlık edenlerden oldum diye seslenmişti Biz de duasını kabul ile icabet ettik k endisini üzüntüden kurtardık İşte biz iman edenleri böyle kurtarırız Zekeriya da hani Rabbine Rabbim Beni tek başıma bırakma sen varislerin en hayırlısısın diye nida etmişti Biz de duasını kabul ile icabet ettik de kendisine Yahyayı ihsan ettik Ve eşini doğum yapmaya elverişli hale getirdik Doğrusu onlar iyiliklerde yarışıyorlar umarak ve korkarak bize yalvarıyorlardı Bize karşı derin saygı duyuyorlardı Irzını koruyan Meryeme ruhumuzdan üflemiş onu ve oğlunu âlemler için bir m ucize kılmıştık Doğrusu bu sizin ümmetiniz tevhid dini olan müslümanlık bir tek ümmettir bir tek din olarak sizin dininizdir Ben de sizin Rabbinizim O halde bana kulluk edin Ama insanlar din konusunda aralarında bölüklere ayrıldılar ama h epsi bize döneceklerdir İnanmış olarak yararlı iş işleyenin emeği inkâr edilmeyecektir Biz şüphesiz onu yazmaktayız Yok ettiğimiz bir memleket ahalisinin ahiretteki cezasını da çekmek üzere bize dönmemesi gerçekten imkansızdır Nihayet Ye cûc ve Mecûcun seddi açıldığı zaman ki onlar her dere ve tepeden akın edip çıkarlar Ve gerçek vaad yaklaştığında işte o zaman kâfir olanların gözleri beleriverir Eyvah bizlere Doğrusu biz bundan gaflet içindeydik hayır biz zalim kimselerdik derler Siz ve Allahdan başka taptıklarınız cehennemin yakıtısınız oraya gireceksiniz Eğer onlar ilâh olsalardı oraya girmeyeceklerdi Hepsi orada temelli kalacaktır Orada onların bir inlemeleri vardır Bunlar orada sağır olup bir şey de işitemezler Şüphesiz katımızdan kendileri için güzel şeyler takdir edilmiş olanlar işte oradan cehennemden uzak tutulanlardır Bunlar onun cehennemin uğultusunu bile duymazlar Canlarının istediği şeyler içinde temelli kalırlar O en büyük korku bunları üzmez kendilerini melekler Size söz verilen gün işte bugündür diye karşılarlar Göğü kitab dürer gibi dürdüğümüz zaman yaratmaya ilk başladığımız gibi katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz Doğrusu bi z bunları yaparız And olsun ki Tevrattan sonra Zebûrda da yeryüzüne ancak iyi kullarımın mirasçı olduğunu yazmıştık Şüphesiz bu Kurânda kulluk eden kimseler için kâfi bir öğüt vardır Ey Muhammed biz seni ancak âlemlere rahmet olar ak gönderdik De ki bana ancak şöyle vahyolunuyor İlâhınız ancak tek bir ilâhtır Şimdi siz artık müslüman oluyor musunuz Eğer yine de yüz çevirirlerse de ki Size düpedüz açıkladım tehdit olunduğunuz şeyin yakın mı uzak mı olduğunu bi lmem Şüphesiz Allah açığa vurulan sözü de bilir gizlediklerinizi de bilir Bilmem belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar geçindirmek içindir Hz Peygamber şöyle dedi Ey Rabbim Aramızda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân dır ki isnad ettiğiniz yalan vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak Odur HAC Sûre yetmişsekiz âyettir Müfessirlerin çoğunluğuna göre âyetten itibaren âyet Medinede diğerleri Mekkede nâzil olmuştur Bu sûrede hac farizasının daha önce Hz İbrahim tarafından başlatıldığından ve Hz Muhammed s a tarafından da devam ettirildiğinden bahsedildiği için sûreye Hac sûresi denilmiştir Ey İnsanlar Rabbinizden sakının şüphesiz o kıyamet gününün sarsıntısı çok büyü k bir şeydir Onu göreceğiniz gün her emzikli kadın emzirdiğinden geçer Ve her hamile kadın çocuğunu düşürür İnsanları hep sarhoş görürsün halbuki sarhoş değillerdir Fakat Allahın azabı çok şiddetlidir İnsanlardan bazıları Allah hakkında bir b ilgisi olmadığı halde tartışır da her azılı şeytanın ardına düşer O şeytanki hakkında şöyle hüküm verilmiştir Şüphesiz kim onu dost edinirse o muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür Ey insanlar Eğer öldükten sonra dirilmekt en şüphede iseniz bilin ki ne olduğunuzu size açıklamak için şüphesiz biz sizi topraktan sonra nutfeden spermadan sonra bir alekadan embriodan sonra yapısı belli belirsiz bir et parçasından yaratmışızdır Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimle rde tutarız Sonra sizi bir çocuk olarak çıkartırız sonra sizi olgunluk çağına erişmeniz için bırakırız Bununla beraber kiminiz öldürülür kiminiz de önceki bilgisinden sonra hiçbir şey bilmemek üzere ömrünün en fena zamanına ulaştırılır Bir de yeryü zünü görürsün ki kupkurudur fakat biz onun üzerine su indirdiğimiz zaman harekete geçer kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir İşte bunlar gösteriyor ki Allah şüphesiz haktır Şüphesiz ölüleri o diriltir ve o her şeye kadirdir Kıyamet is e şüphesiz gelecek ve muhakkak ki Allah bütün kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir İnsanlardan kimi de vardır ki ne bir bilgiye ne bir delile ne de aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışır Allah yolundan şaşırtmak s aptırmak için büyüklük taslayarak tartışır Dünyada ona bir rezillik vardır Kıyamet gününde ise ona cehennem azabını tattıracağız Ona Bunlar senin ellerinle kazandığın günahlar sebebiyledir denir Şüphesiz Allah kullarına zulmeden değildir İnsanlardan kimi de Allaha bir yar kenarındaymış gibi ibadet eder eğer kendisine bir iyilik gelirse ona gönlü yatışır ve eğer başına bir bela gelirse yüzüstü dönüverir Dünyayı da ahireti de kaybeder İşte apaçık kayıp budur Allahı bırakır da kendi ne ne zarar ne menfaat veremeyecek şeylere yalvarır İşte derin sapıklık budur Herhalde o zararı faydasından daha yakın olana yalvarıyor Yalvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır Şüphe yok ki Allah iman edip salih amelleri işleyenl eri altından ırmaklar akan cennetlere koyacak Şüphesiz Allah dilediğini yapar Allahın ona peygambere dünyada ve ahirette yardım etmeyeceğini sanan kimse hemen yukarıya bir ip uzatsın sonra kendini intihar edip boğsun da baksın bu hilesi kendisi ni öfkelendiren şeyi giderecek mi İşte biz onu Kurânı böylece apaçık âyetler olarak indirdik Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola eriştirir Şüphesiz o iman edenler yahudi olanlar sabiîler yıldıza tapanlar hıristiyanlar ateşe tapanlar ve Allaha eş koşanlar yok mu Allah kıyamet günü bunların arasını şüphesiz ayıracaktır Çünkü Allah her şeyi hakkıyla görüp bilendir Görmedin mi göklerdeki kimseler yerdeki kimseler güneş ay ve yıldızlar dağlar ağaçlar bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allaha secde ediyor Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar Şu ikisi Rableri hakkında tartışmaya girmiş iki hasımdır Onu ink ar edenler için ateşten elbiseleri biçilmiştir Başlarının üstünden kaynar su dökülür Bununla karınlarındaki ve derileri eritilir Bir de bunlara demirden kamçılar vardır Uğradıkları gamdan dolayı oradan ne zaman çıkmak isteseler her defas ında oraya geri çevrilirler Yakıcı azabı tadın denir Şüphesiz Allah iman edip yararlı iş işleyenleri altından ırmaklar akan cennetlere koyacak orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar Oradaki elbiseleri de ipektendir Hem sözün güzelin i işitecek duruma ulaştırılmışlar hem de övülmeye layık olan Allahın yoluna eriştirilmişlerdir Şüphesiz inkâr edenlere Allahın yolundan yerli ve yolcu bütün insanlar için eşit kılınan Mescid i Haramdan alıkoyanlara ve orada zulümle yanlış yola saptırmak isteyene can yakıcı bir azab tattırırız Bir zamanlar Kâbenin yerini İbrahime şu şekilde hazırlamıştık Sakın bana hiçbir şeyi ortak koşma tavaf edenler orada kıyama duranlar ruku edenler ve secdeye varanlar için evimi tertemiz et İnsanları hacca çağır yürüyerek veya incelmiş binekler üstünde uzak yollardan her derin vadiyi aşarak sana gelsinler Ta ki kendilerine ait birtakım menfaatlere şahid olsunlar Allahın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde ku rban ederken Onun adını ansınlar Siz de onlardan yiyin yoksulu fakiri de doyurun Sonra kirlerini giderip temizlensinler Adaklarını yerine getirsinler Kâbeyi tavaf etsinler Emir budur Allahın yasaklarına kim saygı gösterirse bu kendisi i çin Rabbinin katında şüphesiz hayırdır Size bildirilegelenden başka bütün hayvanlar helal kılınmıştır O halde o pis putlardan kaçının ve yalan sözden sakının Allah için Ona eş koşmayan Onun birliğine inanmış kimseler olun Allaha ortak koşan kimse gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgarın bir uçuruma sürüklediği şeye benzer Bu böyledir kim Allahın nişanelerine kurbanlıklarına saygı gösterirse şüphesiz o kalblerin takvasındandır Sizin için onlarda belli bir süreye kadar bir ta kım faydalar vardır Sonra bunlar Beyt i atik kâbe de son bulurlar Her ümmet için Allahın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine Onun adını ansınlar diye bir mabed yapmışızdır Hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır Onun için yalnız Ona teslim olan müslümanlar olun Ey Muhammed Allaha itaat eden alçak gönüllüleri müjdele Ki Allah anıldığı vakit onların kalpleri titrer Onlar başlarına gelene sabreden namaz kılan kimselerdir Kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar Kurbanlık deve ve sığırları Allahın size olan nişanelerinden kıldık Sizin için onlarda hayır vardır Ön ayaklarının biri bağlı halde keserken üzerlerine Allahın adını anın Yanları yere yaslandığı vakit de onlardan yiyin kanaat edip ist emeyene de isteyene de yedirin Böylece onları sizin buyruğunuza verdik ki şükredesiniz Elbette onların etleri ve kanları Allaha ulaşmayacaktır Ancak Ona sizin takvanız erecektir Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki size yolunu gösterdi ğinden dolayı Allahı tekbir ile yüceltesiniz Ey Muhammed Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele Şüphesiz Allah inananları savunur Çünkü Allah hâin ve nankörlerin hiçbirini sevmez Kendilerine savaş açılan kimselere kâfirlere k arşı koymak için izin verildi Çünkü onlar zulme uğradılar Şüphesiz Allah onları zafere ulaştırmaya kadirdir Onlar Rabbimiz Allahtır demelerinden başka bir sebep olmaksızın haksız yere yurtlarından çıkarıldılar Eğer Allah insanların bir kısmını bir kısmı ile defetmeseydi manastırlar kiliseler havralar ve içinde Allahın adı çok anılan mescidler elbette yıkılırdı Şüphesiz Allah kendi dini ne yardım edene yardım edecektir Şüphesiz Allah çok güçlüdür çok izetlidir her şeye galiptir Onlar o müminlerdir ki eğer kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kılarlar zekatı verirler iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler Bütün işlerin sonu sırf Allaha âittir Ey Muhammed Eğer seni müşrikler yalanlıyorlarsa bil ki onlardan önce Nûh kavmi Âd ve Semûd kavimleri de kendi peygamberlerini yalancı saydılar İbrahimin kavmi de Lûtun kavmi de peygamberlerini yalancı saydılar Şuaybın kavmi olan Medyen halkı da Şûaybı yalanladı Musa da Firavun tarafından yalanlandı Ben de o kâfirlere bir süre verdim Sonra da onları yakalayıverdim Beni tanımamak nasılmış görsünler Nice memleketler vardı ki zulüm yaparlarken biz onları yok ettik Artık damları çökmüş duvarları üzerine yıkılmıştır Geri de Nice terkedilmiş kuyularla bomboş kalmış yüksek saraylar bırakılmıştır Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalbleri işitecek kulakları olsun Gerçek şudur ki gözler kör olmaz fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur Bir de senden acele azab istiyorlar Elbette Allah sözünden caymaz Bununla beraber Rabbinin katında birgün sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket halkı vardı ki sonunda onları yakalay ıvermiştim Dönüş ancak banadır Habîbim De ki Ey insanlar Ben size ancak apaçık anlatan bir uyarıcıyım İşte iman edip salih amel işleyenler için hem bir mağfiret hem de cennette tükenmez bir rızık vardır Âyetlerimizi tartışarak boz maya uğraşanlara gelince işte onlar cehennemliktirler Böyle de ve temennilere uyma Çünkü Ey Muhammed Biz senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey temenni ettiği zaman şeytan onun arzusuna şüpheler karıştırmasın Bunu n üzerine Allah şeytanın karıştırdığı şüpheyi giderir Sonra da Allah âyetlerini tahkim eder güçlendirir Allah Alîmdir herşeyi bilir Hakîmdir Hikmet sahibidir Allah şeytanın karıştırdığını kalblerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı ol an kimseleri sınamaya vesile kılar Zalimler şüphesiz haktan uzak derin bir ayrılık içindedirler Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar Kurânın şüphesiz Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri ona saygı du ysun Çünkü Allah iman edenleri doğru yola eriştirir İnkâr edenler de kendilerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm kısır bir günün azabı gelinceye kadar Kurândan şüphe etmekte devam edip giderler O gün hükümranlık yalnız Allahındır O aralarında hükmünü verir Artık iman edip yararlı iş işleyenler nimet cennetlerindedirler İnkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise işte bunlar için hakîr düşüren bir azab vardır Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince elbette Allah onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır Çünkü Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır Allah onları hoşnud olacakları bir yere cennete elbette koyacaktır Şüphesiz Allah Alîmdir herşeyi bilir Halîmdir Kullarına yumuşa k davranır Bu böyledir kim kendisine yapılan cezaya aynı ile karşılık verir de sonra yine kendisine zulüm yapılırsa muhakkak ki Allah ona yardım eder Allah şüphesiz çok af edicidir çok bağışlayıcıdır Çünkü Allah geceyi gündüzün içine sok ar gündüzü de gecenin içine sokar Şüphesiz Allah Semîdir herşeyi işitir Basîrdir herşeyi gö rür Bu sonsuz güç şundandır Çünkü Allah varlığı kendinden olan Haktır Müşriklerin Onu bırakıp da tapındıkları putlar ise hep bâtıldır Şüphesiz Al lah yücedir büyüktür Görmedin mi Allahın gökten indirdiği su ile yeryüzü nasıl yem yeşil oluyor Gerçekten Allah çok lütufkârdır her şeyden haberdardır Göklerde ve yerde ne varsa hep Onundur Doğrusu Allah müstağnîdir övülmeğe layıktır Görmedin mi ki Allah bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akıp giden gemileri hep sizin buyruğunuz altına verdi Göğü de izni olmaksızın yere düşmekten o koruyup havada tutuyor Şüphesiz Allah insanlara çok şefkatlidir çok merhametlidir Size ilk defa hayat veren sonra öldürecek olan sonra da yeniden diriltecek olan Odur İnsan gerçekten pek nankördür Biz her ümmet için bir şeriat tayin ettik ki onlar onunla amel ederler Bunun için ey Muhammed bu konuda seninle hiçbir zaman çe kişmesinler İnsanları Rabbine ibadet etmeye çağır Şüphesiz sen gerçekten hidayete götüren doğru bir yol üzerindesin Eğer seninle tartışırlarsa de ki Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında kıyamet günü All ah aranızda hükmünü verecektir Bilmez misin ki Allah gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir Şüphesiz bunlar bir kitabtadır Hiç şüphe yok ki bunlar Allaha pek kolaydır Onlar Allahı bırakıp da Onun haklarında hiçbir delil indirmediği ve kend ilerinde de bir bilgi bulunmayan şeylere taparlar Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman o kâfirlerin yüzlerinden inkârlarını anlarsın Neredeyse kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldıracaklar De ki Şimdi size ondan daha kötü olanını haber vereyim mi O ateştir Allah bunu kâfir olanlara vaad buyurdu O ne kötü bir dönüş yeridir Ey insanlar Bir misal verilmektedir şimdi ona iyi kulak verin Sizin Allahı bırakıp taptıklarınız bir aray a gelseler bir sinek bile yaratamayacaklardır Sinek onlardan bir şey kapsa onu kurtaramazlar İsteyen de istenen de âcizdir Allahın büyüklüğünü gereği gibi değerlendirip bilemediler Şüphesiz ki Allah çok kuvvetlidir her şeye üstündür Allah hem meleklerden hem de insanlardan elçiler seçer Şüphesiz Allah her şeyi işitir her şeyi görür O geçmişlerini ve geleceklerini bilir Bütün işler Allaha döndürülür Ey iman edenler rükû edin secdeye varın Rabbinize kulluk edin iyilik yapın ki kurtulabilesiniz Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin Sizi o seçmiş babanız İbrahimin yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır Daha önce ve Kurânda Peygamberin size şahid olması sizin de insanlara şahid olmanız için size müslü man adını veren Odur Artık namaz kılın zekat verin Allaha sarılın O sizin sahibinizdir O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır MÜMİNUN yüzonsekiz âyet olup Mekkede nâzil olmuştur Özellikle ilk âyetlerinde kurtuluşa eren müminlerin i badetlerinden ahlâki yaşayışlarından ve nâil olacakları uhrevî nimetlerden bahsedildiği için sûre el Müminûn adını almıştır Nitekim Abdullah b Abbastan rivayet edilen bir hadiste Hz Peygamber s a bu âyetlerin inzâlini müteakip Bana on âyet i ndi ki durumu bunlara uyan cennete gidecektir buyurdu ve bu sûrenin ilk on âyetini okudu Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir Onlar ki namazlarında huşû içindedirler Onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler Onlar ki zekat v azifelerini yerine getirirler Ve onlar ki iffetlerini korurlar Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu cariyeleri hariç Bunlarla ilişkilerinden dolayı kınanmış değillerdir Şu halde kim bunun ötesine gitmeyi isterse işte bunlar haddi a şan kimselerdir Yine onlar ki emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler Ve onlar ki namazlarını muhafaza ederler İşte asıl onlar varislerdir Ki Firdevse varis olan bu kimseler orada ebedî kalırlar And olsun biz insanı çamurdan bir sülâleden süzülüp çıkarılmış çamurdan yarattık Sonra onu emin ve sağlam bir karargahta rahimde nutfe sperma haline getirdik Sonra nutfeyi bir alaka embrio yarattık derken o alakayı bir mudga bir çiğnem et parçası halinde yarattık derken o mudgayı bir takım kemik yarattık derken o kemiklere bir et giydirdik sonra onu diğer bir yaratık olarak teşekkül ettirdik Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir Sonra siz bunun ardından muhakkak ki öleceksiniz Sonra da siz şüphesiz kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz Andolsun biz sizin üstünüzde yedi yol yarattık Biz yaratmaktan habersiz değiliz Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu yerde durgunlaştırdık Bizim onu gidermeye de elbet gücümüz yete r Böylece onun yağmurun sayesinde sizin yararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik ki bunlarda sizin için bir çok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz Tûrı Sinâda dahi yetişen bir ağaç da meydana getirdik ki bu ağaç hem yağ hem de yiyenlerin ekmeğine katık edecekleri zeytin verir Hayvanlarda da sizin için elbette ibretler vardır Onların karınlarındakilerden size içiririz Onlarda sizin için birtakım faydalar daha vardır ayrıca etlerini yersiniz Hem onla ra ve hem gemiye yüklenirsiniz And olsun biz Nûhu kavmine gönderdik Ey kavmim dedi Allaha kulluk edin Ondan başka tanrınız yoktur Hâlâ sakınmaz mısınız Bunun üzerine kavminin içinden kâfir kodaman topluluğu Bu dediler tıpkı sizin gi bi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir Size üstün ve hakim olmak istiyor Eğer Allah peygamber göndermek isteseydi muhakkak ki bir melek gönderirdi Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık Bu yalnızca kendisinde delilik buluna n bir kimsedir Öyle ise bir süreye kadar ona katlanıp durumu gözetleyin bakalım Nuh Rabbim dedi beni yalana çıkarmalarına karşı bana yardım et Bunun üzerine ona şöyle vahyettik Bizim nezaretimiz altında ve vahyimizle gemiyi yap Bizim emrimiz gelip de tandır kaynayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de içlerinden daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma Zira onlar kesinlikle boğulacaklard ır Sen yanındakilerle beraber gemiye yerleştiğinde Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allaha hamdolsun de Ve de ki Rabbim Beni mübarek bir yere indir Sen konuklatanların en hayırlısısın Şüphesiz bunda sizin için birtakım ibretle r vardır Çünkü biz kullarımızı böyle denemişizdir Sonra onların ardından bir başka nesil getirdik Bunun üzerine onlar arasından kendilerine Allaha kulluk edin çünkü sizin Ondan başka bir tanrınız yoktur Hâlâ Allahtan korkmaz mısınız m esajını ileten bir resul gönderdik Onun kavminden kâfir olup ahirete ulaşmayı yalanlayan ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz kodaman güruh dedi ki Bu dediler sadece sizin gibi bir insandır sizin yediğinizden yer sizin içtiğinizden i çer Gerçekten tıpkı kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz Size öldüğünüz toprak ve kemik yığını haline geldiğinizde mutlak surette sizin tekrar meydana çıkarılacağınızı mı vaad ediyor Heyhât o size vaa d edilen şey ne kadar uzak Dünya hayatından başka gerçek yoktur Kimimiz ölürüz kimimiz yaşarız bir daha diriltilecek değiliz Bu adam sadece Allah hakkında yalan uyduran bir kimsedir biz ona inanmıyoruz O Peygamber Rabbim ded i beni yalanlamalarına karşı bana yardımcı ol Allah şöyle buyurdu Pek yakında onlar pişman olacaklar Nitekim Hak tarafından korkuç bir ses yakalayıverdi onları Kendilerini hemen çepeçevre kuşattık Zalimler topluluğunun canı cehenneme Sonra onların ardından bir başka nesil getirdik Hiçbir ümmet ecelini ne öne alabilir ne de erteleyebilir Sonra biz peyderpey peygamberlerimizi gönderdik Herhangi bir ümmete peygamberlerinin geldiği her defasında onlar bu peygamberi yalanladı lar biz de onları birbiri ardından yokluğa yuvarladık ve onları efsâne yaptık Artık iman etmeyen kavmin canı cehenneme Sonra birtakım âyetlerimiz ve açık bir ferman ile Musayı ve kardeşi Harunu gönderdik Firavuna ve ileri gelenlerine de g önderdik Bunun üzerine onlar kibire kapıldılar ve ululuk taslayan zorba bir kavim oldular Onun için Biz dediler kavimleri bize kölelik ederken bizim benzerimiz olan bu iki adama inanacak mıyız Böylece onları yalanladılar bu yüzden de helâ k edilenlerden oldular Andolsun biz Musaya belki onlar yola gelirler diye o kitabı da verdik Meryemoğlunu ve annesini de kudretimize bir alâmet kıldık onları yerleşmeye elverişli sulu bir tepeye yerleştirdik Ey peygamberler Temiz ve helal olan şeylerden yiyin güzel amel ve hareketlerde bulunun Çünkü ben sizin yaptıklarınızı bilirim Ve işte bu sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim Öyle ise benden sakının denildi Derken insanlar kendi aralarındaki iş lerini parça parça böldüler Her grup kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak Sanıyorlar mı ki onlara verdiğimiz servet ve oğullar ile Kendilerine faydalar sağlamak için can atıyoruz Hayır onlar işin farkına varamıyorlar Rablerine olan saygıdan dolayı titreyenler Rablerinin âyetlerine inananlar Rablerine ortak tanımayanlar Ve Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri titreye rek yapanlar İşte onlar iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar Hayır onların kalpleri bu hususta cehalet içindedir Ayrıca onların bundan öte birtakım kötü işleri vardır ki onlar bu işleri yapar dururlar Nihayet refah ve bolluk içinde olanlarını sıkıntıya uğrattığımızda bakarsın ki onlar feryadı basarlar Boşuna feryad etmeyin b ugün Zira bizden yardım göremeyeceksiniz Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da buna karşı siz arkanızı dönerdiniz Kafa tutardınız ve geceleyin hezeyanlar savururdunuz Onlar bu sözü Kurânı hiç düşünmediler mi Yoksa kendilerine daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi Yoksa peygamberlerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkâr ediyorlar Yoksa onda bir delilik olduğunu mu söylüyorlar Aksine o kendilerine hakkı getirmiştir Halbuki onlar haktan hoşlanmamaktadırlar Eğer hak onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı mutlaka gökler ve yer ile bunlarda bulunan kimseler bozulur giderdi Hayır biz onlara şan ve şereflerini getirdik fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirirler Resulüm Yoksa sen onlardan b ir haraç mı istiyorsun Rabbinin vergisi daha hayırlıdır O rızık verenlerin en hayırlısıdır Gerçek şu ki sen onları doğru bir yola çağırıyorsun Fakat ahirete inanmayanlar ise ısrarla yoldan çıkmaktadırlar Eğer onlara acıyıp da için de bul undukları sıkıntıyı giderseydik iyice körleşerek azgınlıklarında büsbütün direnirlerdi Andolsun biz onları sıkıntıya düşürdük de yine Rablerine boyun eğmediler tazarru ve niyazda da bulunmadılar Nihayet üzerlerine azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır Halbuki sizin için o kulağı o gözleri ve o gönülleri yaratan Odur Ne de az şükrediyorsunuz Ve sizi yeryüzünde yaratıp türeden Odur Sırf Onun huzuruna toplanacak sınız Ve O yaşatan ve öldürendir gecenin ve gündüzün değişmesi Onun eseridir Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız Hayır öncekilerin söylediklerinin benzerini söylediler Dediler ki Sahi biz ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişk en mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi Yemin ederiz ki gerek bize gerekse daha önce atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu fakat bu geçmiştekilerin masallarından başka bir şey değildir Resulüm de ki Eğer biliyorsanız söyleyin ba kalım bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir Allaha aittir diyecekler Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız de Yedi kat göklerin Rabbi azametli Arşın Rabbi kimdir diye sor Onlar da Allahındır diyecekler Şu halde s iz Allahtan korkmaz mısınız de Eğer biliyorsanız söyleyin her şeyin melekûtu mülkiyeti ve yönetimi kendisinin elinde olan kendisi her şeyi koruyup kollayan fakat kendisi korunmayan buna muhtaç olmayan kimdir diye sor Bunlar da A llahındır diyecekler Öyle ise nasıl olur da büyülenirsiniz de Doğrusu biz onlara hakkı getirdik onlar ise cidden yalancıdırlar Allah evlat edinmemiştir Onunla beraber hiçbir ilâh da yoktur Aksi takdirde her ilâh kendi yarattığını sevk ve idare eder ve bir gün mutlaka onlardan biri diğerine galip gelirdi Allah onların yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir Allah gaybı da açık olanı da bilir O müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir Resulüm De ki Rabbim Eğer onlara yöneltilen tehdidi dünyevî sıkıntıyı ve uhrevî azabı mutlaka göstereceksen Bu durumda beni o zalimler topluluğunda bulundurma Rabbim Biz onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz Sen kötülüğü e n güzel bir tutumla sav çünkü biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz Ve de ki Rabbim Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım Nihayet onlardan müşriklerden biri ne ölüm gelip çattığında Rabbim der lütfen beni dünyaya geri gönder Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş ve hareketler yapayım Hayır Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir Onların gerisinde ise yeniden dirilecekleri güne kadar süren bir berzah vardır Sûra üflendiği zaman aralarında artık ne soysop çekişmesi vardır ne de birbirlerini soruşturacaklardır Böylece kimlerin tartıları ağır basarsa işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir Kimlerin de tartıları hafif gelirse artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir çünkü onlar ebedî cehennemdedirler Orada dişleri sırıtır halde iken ateş yüzlerini yalar Allah Teâlâ Size âyetlerim okunurdu da siz onları yalanlardınız değil mi der Derle r ki Rabbimiz Azgınlığımız bizi altetti biz bir sapıklar topluluğu idik Rabbimiz Bizi buradan çıkar Eğer bir daha ettiklerimize dönersek artık belli ki biz zalim insanlarız Allah buyurur ki Alçaldıkça alçalın orada Bana konuşmayın artık Çünkü kullarımdan bir zümre Rabbimiz Biz iman ettik öyle ise bizi bağışla bize merhamet et sen merhametlilerin en iyisisin diyorlardı İşte siz onları alaya aldınız sonunda bu davranışınız size beni yâd etmeyi unutturdu çünkü siz onlara gülüyordunuz Bugün ben onlara sabrettiklerinin karşılığını verdim onlar hakikaten muradlarına erenlerdir Allah inkârcılara Yeryüzünde kaç yıl kaldınız diye sorar Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık İşte bilenlere s or derler Allah buyurur ki Sadece az bir süre kaldınız keşke siz bunu bilmiş olsaydınız Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız Mutlak hâkim ve hak olan Allah çok yüce dir Ondan başka ilâh yoktur O bereketli Arşın sahibidir Her kim Allah ile birlikte diğer bir tanrıya taparsa ki bu hususla ilgili hiçbir delili yoktur o kimsenin hesabı ancak Rabbinin nezdindedir Şurası muhakkak ki kâfirler kurtuluşa eremezle r Resulüm De ki Rabbim bağışla ve merhamet et Sen merhametlilerin en iyisisin NUR altmışdört âyetten ibaret olan sûrenin tamamı Medinede nâzil olmuştur Nûr âyeti diye bilinen âyette Allahın gökleri ve yeri aydınlatan nûrun dan bahsedildiği için Nûr sûresi adını almıştır İşte bu âyetler bizim indirdiğimiz ve hükümlerini üzerinize farz kıldığımız bir sûredir Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık açık âyetler indirdik Zina eden kadın ve zina eden erkekten h er birine yüz sopa vurun Allaha ve ahiret gününe inanıyorsanız Allah dinini tatbik hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın Müminlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun Zina eden erkek zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik olan erkek evlenebilir Bu müminlere haram kılınmıştır Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup sonra bunu ispat için dört şahit getiremeyenlere seksener sopa vurun ve artı k onların şahitliğini hiçbir zaman kabul etmeyin Onlar tamamen günahkardırlar Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir Eşlerine zina isnadında bulunup da kendilerinden başka şahitleri ol mayanlara gelince onların her birinin şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir Beşinci defa da eğer yalan söyleyenlerden ise Allahın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir Kadının kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi Beşinci defa da eğer kocası doğru söyleyenlerden ise Allahın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır Ya Alla hın size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu Haberiniz olsun ki Muhammedin eşine bu ağır ifki iftirayı uyduranlar sizin içinizden bir gruptur Bunu kendiniz için bir kötülük saymayın aksine o sizin için bir iyiliktir Onlardan herbir kişiye günah olarak ne işlemişse onun karşılığı ceza vardır Elebaşlılık yapan bu yüzden de bu günahın büyüğünü yüklenen kimse için de çok büyük bir azap vardır Erkek ve k adın müminlerin bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da bu apaçık bir iftiradır demeleri gerekmez miydi Bu iddiayı ortaya atanların da bu konuda dört şahit getirmeleri gerekmez miydi Madem ki şahitler getirip ispa t edemediler öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidirler Eğer dünyada ve ahirette Allahın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi Çünkü siz bu iftirayı gelişi güzel birbirinizin ağzında n alıyor ve hakkında bilgi sahibi olmadığınız bu uydurma haberi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz Bunun önemsiz olduğunu sanıyorsunuz Halbuki bu Allah katında çok büyük bir suçtur Onu duyduğunuzda Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz Haşâ Bu çok büyük bir iftiradır demeli değil miydiniz Eğer inanmış insanlarsanız Allah bir daha buna benzer tutumu tekrarlamaktan sizi sakındırıp uyarıyor Ve Allah âyetlerini size açıklıyor Allah işin iç yüzünü çok iyi bilir tam bir hüküm ve hikmet sahibidir İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de acı veren bir azab vardır Her şeyi Allah bilir siz bilmezsiniz Ya sizin üstünüze Allahın lütuf ve merhameti olmasaydı All ah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu Ey iman edenler Şeytanın adımlarını takip etmeyin Kim şeytanın adımlarını takip ederse şunu bilsin ki o edepsizlikleri ve kötülüğü emreder Eğer üstünüzde Allahın lütuf ve merhameti ol masaydı içinizden hiçbir kimse temize çıkmazdı Fakat Allah dilediğini arındırır Allah işitir ve bilir İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya yoksullara Allah yolunda göç edenlere mallarından vermeyeceklerine yemin etmesinler b ağışlasınlar feragat göstersinler Allahın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız Allah çok bağışlayandır çok merhametlidir Namuslu kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir Onlar için ço k büyük bir azab vardır O gün dilleri elleri ve ayakları yapmış olduklarından dolayı aleyhlerinde şahitlik edecektir O gün Allah onlara gerçek cezalarını tastamam verecek ve onlar Allahın gerçek olduğunu anlayacaklar Kötü kadınlar kötü e rkeklere kötü erkekler ise kötü kadınlara temiz kadınlar temiz erkeklere temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır İşte bu temiz olan iftiracıların söylediklerinden çok uzaktırlar Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır Ey iman ede nler Kendi evinizden başka evlere geldiğinizi farkettirip ev halkına selam vermedikçe girmeyin Bu sizin için daha iyidir Herhalde bunu düşünüp anlarsınız Orada kimse bulamazsanız size izin verilinceye kadar oraya girmeyin Eğer size Geri dönü n denilirse hemen dönün Çünkü bu sizin için daha temiz bir davranıştır Allah yaptığınızı bilir İçinde kendinize ait bir şeylerin bulunduğu oturulmayan bir eve girmenizde herhangi bir sakınca yoktur Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizledi klerinizi de bilir Resulüm Mümin erkeklere gözlerini harama dikmemelerini ırzlarını da korumalarını söyle Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır Şüphesiz Allah onların yapmakta olduklarından haberdardır Mümin kadınlara da s öyle Gözlerini harama bakmaktan korusunlar namus ve iffetlerini esirgesinler Görünen kısımları müstesna olmak üzere zinetlerini teşhir etmesinler Baş örtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler Kocaları babaları kocalarının babaları kendi oğulları kocalarının oğulları erkek kardeşleri erkek kardeşlerinin oğulları kız kardeşlerinin oğulları kendi kadınları mümin kadınlar ellerinin altında bulunan köleleri erkeklerden kadına ihtiyacı kalmamış cinsî güçten düşmüş hizmetçiler yah ut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar Ey müminler Hep birden Allaha tevbe ediniz ki kurtuluşa e resiniz Aranızdaki bekarları kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin Eğer bunlar fakir iseler Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir Allah lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir Evlenme imkanını bulamaya nlar ise Allah lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar Ellerinizin altında bulunanlardan köleler ve cariyelerden mükatebe yapmak isteyenlerle eğer kendilerinde hürriyete kavuşmalarında kendileri için bir iyilik görüyor sanız hemen mükatebe yapın Allahın size vermiş olduğu malından siz de onlara verin Dünya hayatının geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın Kim onları zor altında bırakırsa bilinmelidir ki zorlanmalarından sonra Allah onlar için çok bağışlayıcı ve merhametlidir Andolsun ki biz size açık açık bildiren âyetler sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik Allah göklerin ve yerin nu rudur aydınlatıcısıdır Onun nurunun temsili içinde lamba bulunan bir kandil gibidir O lamba bir billur içindedir o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturul ur Bu öyle bir ağaç ki yağı nerdeyse kendisine ateş değmese bile ışık verir Bu ışık nur üstüne nurdur Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir Allah insanlara işte böyle misal verir Allah her şeyi bilir Bu kandil birtakım evlerded ir ki Allah o evlerin yücelmesine ve içlerinde isminin okunmasına izin vermiştir Orada sabah akşam Onu tesbih ederler Birtakım insanlar Allahı tesbih ederler ki ne ticaret ne de alış veriş onları Allahı anmaktan namaz kılmaktan ve zekat verm ekten alıkoymaz Onlar kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar Çünkü Allah kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile ecir verecek lütfundan fazlasını da bahşedecektir ve Allah dilediğine hesapsız rızık verir Küfre denlere gelince onların amelleri ıssız çöllerdeki serap gibidir ki susayan onu su zanneder nihayet ona vardığında orada herhangi bir şey bulamamış üstelik yanıbaşında da inanmadığı kendisinden sakınmadığı Allahı bulmuştur Allah ise onun hesabını tastamam görmüştür Allah hesabı çok çabuk görür Yahut o kâfirlerin duygu düşünce ve davranışları engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir ki onu dalga üstüne dalga kaplıyor üstünde de bulut Bir biri üstüne karanlıklar İnsan elini çıkar ıp uzatsa nerdeyse onu dahi göremez Bir kimseye Allah nur vermemişse artık o kimsenin ışık ve aydınlıktan nasibi yoktur Görmez misin ki göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpıp uçan kuşların Allahı tesbih ettiklerini Her biri kendi tesbihini ve duâsını bilmiştir Allah onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir Göklerin ve yerin mülkü Allahındır dönüş de ancak Onadır Görmez misin ki Allah bulutları dilediği yere sürüklüyor sonra onları biraraya getirip üstüste yığı yor İşte görüyorsun ki bunlar arasında yağmur çıkıyor O gökten sanki oradaki dağlardan da dolu indirir Artık onu dilediğine isabet ettirir dilediğinden de onu uzak tutar bu bulutlardan çıkan şimşeğin parıltısı nerdeyse gözleri alır Allah gece i le gündüzü evirip çeviriyor Şüphesiz bunda hakikatı gören gözlere sahip olanlar için mutlak bir ibret vardır Allah her hayvanı sudan yarattı İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür kimi iki yağı üstünde yürür kimi dört ayağı üstünde yürür Allah dilediğini yapar çünkü Allah her şeye kâdirdir Andolsun biz her şeyi apaçık bildiren âyetler indirdik Allah dilediğini doğru yola iletir Bir de Allaha ve Resulüne inandık ve itaat ettik diyorlar da sonra bunun arkasından yan çiziyor lar bunlar mümin değillerdir Aralarında hükmetmesi için Allaha ve Resulüne çağrıldıkları zaman bakarsın ki içlerinden birkısmı yüz çevirip dönerler Ama eğer Allah ve Resulünün hükmettiği hak kendi lehlerine ise ona gönülden bağlı olarak saygı ile gelirler Kalplerinde bir hastalık mı var Yoksa şüphe ve tereddüd içinde midirler Yoksa Allah ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar Hayır asıl zalimler kendileridir Aralarında hüküm vermesi için Allah a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak işittik ve itaat ettik demeleridir İşte bunlar asıl kurtuluşa erenlerdir Her kim Allaha ve Resulüne itaat eder Allaha saygı duyar ve Ondan sakınırsa işte asıl bunlar bedbahtlıktan kurtu lanlardır Ötekiler münafıklar sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka savaşa çıkacaklarına dair en ağır yeminleri ile Allaha yemin ettiler De ki Yemin etmeyin İtaatiniz malumdur Bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır De ki Allaha itaat edin Peygambere de itaat edin Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki Peygamberin sorumluluğu kendine yüklenen sizin sorumluğunuz da size yüklenendir Eğer ona itaat ederseniz doğru yolu bulmuş olursunuz Peygambere düşen sadece aç ık açık duyurmaktır Allah sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını onlar için beğenip seçtiği dini İslâmı onların iyiliğine yerleşt irip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra bunun yerine onlara güven sağlayacağnı vaad etti Çünkü onlar bana kulluk ederler Hiçbir şeyi bana eş tutmazlar Artık bundan sonra kim inkâr ederse işte bunlar asıl büyük günahkarlardır Hem namazı kılın zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz İnkâr edenlerin yeryüzünde Allahı aciz bırakacaklarını sanmayasın Onların varacağı yer cehennemdir Ne kötü varış yeridir orası Ey iman edenler Ellerinizin altında bulu nan köle ve cariyeleriniz ve içinizden henüz erginlik çağına girmemiş olanlar sabah namazından önce öğleyin soyunduğunuz vakit ve yatsı namazından sonra yanınıza gireceklerinde sizden üç defa izin istesinler Bunlar mahrem halde bulunabileceğiniz üç vakittir Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar Allah her şeyi bilendir hüküm ve hikmet sahibidir Sizden olan çocuklarınız ergin lik çağına girdiklerinde kendilerinden öncekiler büyükleri izin istedikleri gibi onlar da izin istesinler İşte Allah âyetlerini size böyle açıklar Allah her şeyi bilendir hüküm ve hikmet sahibidir Bir nikah ümidi kalmayan çocuktan kesilmiş ya şlı kadınların ise zinetlerini yabancı erkeklere göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendilerine bir vebal yoktur Yine de iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır Allah işitendir bilendir Amaya güçlük yoktur topala güçlük yok tur hastaya da güçlük yoktur Sizin için de gerek kendi evlerinizden gerekse babalarınızın evlerinden annelerinizin evlerinden erkek kardeşlerinizin evlerinden kız kardeşlerinizin evlerinden amcalarınızın evlerinden halalarınızın evlerinden dayıları nızın evlerinden teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir güçlük ve günah yoktur Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafın dan mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize birbirinize selam verin İşte Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar Müminler ancak Allaha ve Resülüne gönülden inanmış kimselerdir Onlar o Peygamber ile birlikte sosya l bir işle meşgul iken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler Resulüm Şu senden izin isteyenler hakikaten Allaha ve Resulüne iman etmiş kimselerdir Öyle ise bazı işleri için senden izin istediklerinde sen de onlardan dilediğine izin ver onlar i çin Allahtan bağış dile çünkü Allah mağfiret edicidir merhametlidir Ey müminler Peygamberin davetini aranızdan bazınızın bazınıza daveti gibi zannetmeyin İçinizden birini siper ederek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir Bu sebeple Onun emrine aykırı davrananlar başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar Bilmiş olun ki göklerde ve yerde ne varsa Allahındır O sizin ne yolda ne durumda olduğunuzu iyi bilir Huzuruna d öndürülecekleri günde ise yapmış olduklarını hemen kendilerine haber verir Allah her şeyi hakkıyla bilendir FURKAN Bu sûre Mekkede nâzil olmuştur sadece üç âyetinin Medinede nâzil olduğu hakkında bir rivayet vardır yetmişyedi âyettir Sûre adını ilk âyetinde geçen el furkan kelimesinden alır Furkan hakkı bâtıldan ayırdeden demektir ve Kuran ı Kerimin isimlerindendir Tebareke ne yüce feyyazdır o ki dünyaları uyarmak üzere kulu Muhammede hakkı batıldan ayırded en Kurânı indirdi O öyle bir ilâhtır ki göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinindir O hiç çocuk edinmedi hükümranlıkta ortağı yoktur O her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyerek takdir etmiştir Kâfirler Onu bırakıp bir şey yaratamayan bilakis kendileri yaratılmış olan kendilerine ne zarar ve ne de fayda verebilen öldürmeye diriltmeye ve ölümden sonra tekrar canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler İnkâr edenler Bu Kurân Muhammedin uydurmasıdır ona başka bir toplulu k yardım etmiştir diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular Kurân öncekilerin masallarıdır başkalarına yazdırmış da sabah akşam kendisine okunmaktadır dediler Ey Muhammed De ki Onu göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir Şüphesiz O bağışlayandır merhamet edendir Şöyle dediler Bu ne biçim peygamber ki yemek yer sokaklarda gezer Ona beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya Bu z alimler inananlara Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz dediler Ey Muhammed sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak Onlar sapmışlardır yol bulamazlar Öyle yücedir O ki dilerse sana ondan daha iyisini altından ırmaklar akan cennet ler verir sana köşkler de yapar Fakat onlar o saati kıyameti de yalanladılar Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık Ki cehennem ateşi uzak bir mesafeden kendilerine görününce onun bir hışımlanmasını kaynamasını v e uğultusunu işitirler Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da oracıkta yok olmayı isterler Onlara şöyle denilir Bu gün bir yok olmayı değil nice yok olmaları isteyin De ki Bu mu daha iyi yoksa takva sa hiplerine vaad olunan ebedilik cenneti mi Çünkü orası onlar için bir mükafattır ve bir varış yeridir Onlar için orada ne isterlerse var hem orada ebedî kalacaklar Çünkü bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir Hele o gün Rabbin onl arı Allahtan başka taptıkları şeylerle toplar da der ki Siz mi saptırdınız şu kullarımı yoksa kendileri mi yolu kaybettiler Onlar Sübhansın seni tenzih ederiz Seni bırakıp da senden başka dostlar edinmek bize yaraşmaz fakat sen onlara ve ata larına o kadar nimet verdin ki sonunda seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular derler Bunun üzerine ötekilere hitaben şöyle denilir İşte taptıklarınız sizi söylediklerinizde yalancı çıkardılar Artık ne azabınızı geri çevi rebilir ne de bir yardıma çare bulabilirsiniz ve içinizden kim zulmederse ona büyük bir azab tattıracağız Resulüm Biz senden evvel de peygamberleri başka türlü göndermedik Şüphesiz onlar hem yemek yiyorlar hem çarşılarda geziyorlardı sokaklard a yürüyorlardı Sizin bir kısmınızı bir diğerine fitne imtihan sebebi kılmışızdır ki bakalım sabredecek misiniz Zira Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir Bununla beraber bize kavuşmayı ummayanlar Bize ya melekler indirilmeliydi ya da Rabbimizi görmeliydik dediler Andolsun ki doğrusu nefislerinde kendilerini büyük gördüler ve büyük azgınlık ettiler Melekleri görecekleri gün işte o gün günahkarlara hiçbir sevinç haberi yoktur Ve yasak yasak diyeceklerdir Onların yaptıkları her bi r iyi işi dikkate alırız fakat onu saçılmış zerreler haline getiririz O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi dinlenecekleri yer pek güzeldir O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir İşte o gün gerçek hükümranlık çok merhametli olan Allahındır Kâfirler için ise o pek çetin bir gündür O gün zalim kimse ellerini ısıracak Eyvah diyecek keşke Peygamberin yanında bir yol tutsaydım Eyvah diyecek keşke falancayı dost ed inmeseydim Çünkü zikir Kurân bana gelmişken o hakikaten beni ondan saptırdı Şeytan insanı uçuruma sürükleyip sonra yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır Peygamber dedi ki Ey Rabbim Kavmim bu Kurânı terkedilmiş bir şey yerinde tuttular Resulüm Ve işte biz böyle her peygamber için günahkarlardan bir düşman yapmışızdır Bununla beraber hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter Yine o inkâr edenler dediler ki O Kurân ona hepsi birden indirilseydi ya Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle parça parça indirdik ve onu tane tane ayırarak okuduk Hem onlar sana karşı herhangi bir mesel ile gelmezler ki biz sana onun karşılığında doğrusunu ve tefsirin daha güzelini getirmiş olmayalım O yüz leri üstü cehenneme toplanacaklar var ya işte onlar yerleri en kötü yolları en sapık olanlardır Andolsun ki Musaya kitap verdik kardeşi Harunu da ona yardımcı yaptık Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin dedik Sonunda yola gelmed iklerinden onları yerle bir ettik Nuh kavmine gelince Peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları suda boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır Adı Semudu Ress halkını ve bunlar arasında daha bir çok nesilleri de inkârcılıkları yüzünden helak ettik Onların herbirine misaller getirdik ama ögüt almadıkları için hepsini kırdık geçirdik Resulüm Andolsun ki bu Mekkeli putperestler bela ve fenalık yağmur una tutulmuş olan beldeye uğramışlardır Peki onu da görmüyorlar mıydı Hayır Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar Seni gördükleri zaman Bu mu Allahın Peygamber olarak gönderdiği diye hep seni alaya alıyorlar Şayet tanrılarımıza i nanmakta sebat göstermeseydik gerçekten de bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı diyorlar Azabı gördükleri zaman kimin yolunun sapık olduğunu bilecekler Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü Şimdi ona sen mi vekil olacak sın Yoksa sen onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun Gerçekte onlar hayvanlar gibidir hatta gidişçe daha sapıktırlar Rabbinin gölgeyi nasıl uzatmakta olduğunu görmedin mi Dileseydi onu elbet hareketsiz de kılardı Sonra biz güneşi ona gölgeye delil kılmışızdır Sonra da onu yavaş yavaş kendimize başka yöne çekmekteyiz Sizin için geceyi örtü uykuyu istirahat kılan gündüzü yayılıp çalışma zamanı yapan Odur Rüzgarları rahmetinin önün de müjdeci olarak gönderen ve gökten tertemiz bir su indiren Odur Ki biz o suyla ölü toprağa can verelim yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su sağlayalım diye Andolsun bunu insanların öğüt almaları için aralarında çeşit çeşit şekill erde anlatmışızdır ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir Habibim Şayet dileseydik elbette her köye bir uyarıcı peygamber gönderirdik Madem ki yalnız seni gönderdik Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve bununla Kurân ile onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel aşılmaz bir serhat koyan Odur O hakir sudan bir insan yaratıp ona bir neseb bahşeden ve s ıhriyet bağı ile akraba yapan Odur Rabbinin her şeye gücü yeter Böyle iken inkârcılar Allahı bırakıp kendilerine ne fayda ne zarar veremeyen şeylere kulluk ediyorlar İnkârcı olan kimse Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır Halbuki biz seni a ncak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik De ki Ben buna karşı sizden bir ücret değil ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler olmanızı istiyorum Sen ölümsüz ve daima diri olan Allaha güvenip dayan Onu hamd ile tesbih et Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter Gökleri yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan sonra Arşa hükmeden Rahmândır Haydi ne dileyeceksen o her şeyden haberdar olan Rahmândan dile Onlara Rahmâna secde edin dendiği zam an Rahmân da neymiş Senin bize emrettiğine secde eder miyiz hiç derler ve bu emir onların nefretini artırır Gökte burçları var eden onların içinde bir kandil güneş ve nurlu bir ay barındıran Allah yüceler yücesidir İbret almak veya şükre tmek dileyen kimseler için gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren Odur O çok merhametli Allahın has kulları onlardır ki yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahil kimseler kendilerine laf attığı zaman incitmeksizin selam derler geçerler Ve onlar ki Rablerine secdeler ve kıyamlar ederek yatarlar Onlar ki şöyle derler Cehennem azabını üzerimizden sav Doğrusu onun azabı geçici bir şey değildir Orası cidden ne kötü bir uğrak ne kötü bir konaktır Ve onlar ki harcadıkların da ne israf ne de cimrilik ederler ikisi arasında orta bir yol tutarlar Yine onlar ki Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarmazlar Allahın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler Bunları yapan günahının cezasını bulur Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir Allah çok bağışlayıcıdır engin merhamet sahibidir Ve her kim tevbe edip iyi davranış gösterirse şüphesiz o tevbesi kabul edilmiş olarak Allaha döner Ve onlar ki yalan şahitlik etmezler boş bir şeye rastladıkları zaman vakar ile oradan geçip giderler Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise onlara karşı sağır ve kör davranmazlar Ve onlar ki Ey Rabbimiz Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl derler İşte onlar sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükafa tlandırılacaklar orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır Orada ebedî kalacaklar orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır Resulüm De ki Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa Ey inkârcılar Size bildirdiklerini kesinkes ya lan saydınız o halde azab yakanızı bırakmayacaktır ŞUARA Mekkede nâzil olan bu sûre ikiyüzyirmiyedi âyettir âyetleri dört âyet Medinede nâzil olmuştur Şuarâ şairler demektir âyetinde şairlerden sözedildiği için sûre bu ismi almıştır Muhaliflerin Kurana karşı ileri sürdükleri iddialarından biri de onun bir şair tarafından meydana getirilmiş olduğu idi İşte Kuran Hz Peygamberin irşadı ile daha önceki peygamberlerin irşadlarının özde birleştiğini ve Kuranın bir şair eseri olmadığını isbat ederek bu iddiayı çürütmekte ve reddetmektedir Tâ Sîn Mîm Bunlar sana apaçık kitabın âyetleridir Resulüm Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kıyacaksın Biz dilersek onların üzerlerine gök ten bir âyet mucize indiririz de ona boyunları eğile kalır Bununla beraber kendilerine O Rahmândan yeni bir öğüt gelmeyedursun ille ondan yüz çevirirler Üstelik ona yalandır dediler fakat onlara alay edip durdukları şeyin haberleri yakınd a gelecektir Yeryüzüne bir bakmadılar mı Biz orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirmişiz Şüphesiz ki bunda mutlak bir âyet nişane vardır ama onların çoğu iman etmezler Ve şüphe yok ki Rabbin galip ve engin merhamet sahibidir Bir vakit de Rabbin Musaya nida edip Git o zalim kavme dedi Firavun kavmine hâlâ sakınmayacaklar mı Musa şöyle seslendi Ya Rab Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar Ve göğsüm daralır dilim dönmez onun için Haruna da e lçilik ver Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var Ondan dolayı korkarım ki hemen beni öldürürler Allah Hayır hayır buyurdu haydi ikiniz âyetlerimizle mucizelerimizle gidin Şüphesiz ki biz sizinle beraberiz Onları işitiyor uz Haydin Firavuna gidin de deyin ki İnan biz âlemlerin Rabbinin elçisiyiz İsrail oğullarını bizimle beraber gönder  dedi biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi Hayatının bir çok yıllarını aramızda geçirmedin mi Sonunda o yaptığın kötü işi de yaptın Sen nankörün birisin Musa Ben dedi o işi o anda yaptım ki şaşkınlardandım Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı O başıma kak tığın nimet de aslında İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olmandır Firavun şöyle dedi Âlemlerin Rabbi dediğin nedir ki Musa cevap olarak Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız itiraf edersiniz ki O göklerin yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir Firavun etrafında bulunanlara İşitmiyor musunuz dedi Musa dedi ki O sizin de Rabbiniz daha önce ki atalarınızın da Rabbidir Firavun Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir dedi Musa devamla şöyle söyledi Şayet aklınızı kullansanız anlarsınız ki O doğunun batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir Firavun Benden başkasını ilâh tutarsan andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan ederim dedi Musa sord u Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı Firavun Haydi getir onu bakayım doğrulardan isen dedi Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi apaçık bir ejderha oluverdi Elini de koynundan çekti çıkardı bakanlara bembeyaz görünen nur saçan bir şey oluverdi Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere Bu dedi herhalde çok bilgili bir sihirbaz Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor Şimdi ne buyurursunuz Dediler ki Bunu ve kardeşini eğle şehirlere de toplayıcıl ar gönder Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler Böylece sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi Halka Siz de toplanıyor musunuz Haydi çabuk olun denildi Üstün gelirlerse herhalde sihirbazlar a uyarız dediler Sihirbazlar geldiklerinde Firavuna Şayet biz üstün gelirsek muhakkak bize bir ücret vardır değil mi dediler Firavun cevaben Evet o takdirde hiç şüphe etmeyin gözde kimselerden olacaksınız dedi Musa onlara Atın ne atacaksanız dedi Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve Firavunun kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz dediler Ardından Musa asâsını attı bir de ne görsünler onların uydurduklarını yutuyor Sihirbazla r derhal secdeye kapandılar İman ettik dediler Âlemlerin Rabbine Musa ve Harunun Rabbine Firavun kızgınlık içinde dedi ki Ben size izin vermeden Ona iman ettiniz ha Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş Ama şimdi bilec eksiniz Andolsun ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim hepinizi çarmıha gerdireceğim Zararı yok dediler nasıl olsa biz Rabbimize döneceğiz Herhalde biz müminlerin evveli olduğumuzdan dolayı Rabbimizin bize mağfiret buyuracağı nı ümit ederiz Biz Musaya Kullarımı geceleyin yola çıkar çünkü takip edileceksiniz diye vahyettik Firavun da şehirlere asker toplayıcılar gönderdi Esasen bunlar sayıları azar azar bölük pörçük bir cemaattır Böyle iken hak kımızda çok gayz öfke besliyorlar Biz ise elbette uyanık ve tekvücut bir cemaatız diyor ve dedirtiyordu Ama sonunda biz onları Firavun ve kavmini bahçelerden pınarlardan Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık Ve onlara İsrail oğullarını mirasçı yaptık Derken Firavun ve adamları güneş doğmuştu ki onların ardına düştüler İki topluluk birbirini görünce Musanın adamları Eyvah yakalandık dediler Musa Hayır aslâ dedi Rabbim şüphesiz benimledi r bana yolunu gösterecektir Bunun üzerine Musaya Vur asân ile denize diye vahyettik vurunca bir infilak etti her bölük koca bir dağ gibi oluverdi Ötekilerini de buraya yanaştırıvermiştik Musa ve beraberindekilerin hepsini kurtardık Sonra da ötekileri suda boğduk Şüphesiz bunda bir âyet ibret vardır ama çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz işte o Rabbin mutlak galip ve engin merhamet sahibidir Resulüm onlara İbrahimin kıssasını da naklet Hani o b abasına ve kavmine Neye tapıyorsunuz demişti Birtakım putlara taparız da onlar sayesinde toplanırız dediler İbrahim Peki dedi yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı Veya size fayda veya zararları olur mu Yok dediler am a biz babalarımızı böyle yapar bulduk İbrahim dedi ki İyi ama ister sizin ister önceki atalarınızın olsun neye taptığınızı biraz olsun düşündünüz mü Hep onlar benim düşmanımdır ancak âlemlerin Rabbi benim dostumdur O ki ben i yaratan ve bana doğru yolu gösterendir Beni yediren içirendir Hastalandığım zaman bana O şifâ verir O ki benim canımı alacak sonra diriltecektir Ve hesap günü hatamı bağışlayacağını umduğumdur Ya Rab Bana hikmet hüküm ver ve beni iyiler zümresine kat Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle Ve beni naîm nimeti bol cennetin varislerinden eyle Babamı da bağışla çünkü o yanlış gidenlerdendir İnsanların diriltilec ekleri gün beni mahcub etme O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar Ancak Allaha temiz bir kalple gelenler o günde kurtuluşa erer O gün Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır Onlara Allahı bırakıp da taptıklarınız hani nerede Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı denilir Ve arkasından hep onlar putlar ve azgınlar o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar Ve bütün o İblis orduları o nun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki Vallahi biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz Çünkü biz sizi âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı Bak bizim için ne şefaatçil er var Ne de yakın bir dost Ah keşke dünyaya bir kere daha dönebilsek de müminlerden olabilseydik Şüphesiz bunda bir âyet alınacak bir ders vardır oysa çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz Rabbin işte O mutlak gal ip ve engin merhamet sahibidir Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti Hani kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti Siz Allahtan korkmaz mısınız Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir Peygamberim Gelin a rtık Allahtan korkun ve bana itaat edin Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir Gelin artık Allahtan korkun ve bana itaat edin  dediler senin ardına hep düşü k kimseler düşmüşken biz sana hiç inanır mıyız Nuh dedi ki Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur Onların hesabı ancak Rabbime aittir Düşünsenize Hem ben iman edenleri kovmaya memur değilim Ben ancak apaçık bir uya rıcıyım Dediler ki Ey Nuh Eğer vazgeçmezsen iyi bil ki taşa tutulanlardan olacaksın Nuh Rabbim dedi kavmim beni yalancılıkla itham etti Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide taşıyarak kurtardık Sonra da arkasında kalanları suda boğduk Şüphesiz bunda mutlak bir âyet alınacak ders vardır ama çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz Rabbin i şte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir Âd kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti Hani kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti Siz Allahtan korkmaz mısınız Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir Peygamb erim Gelin artık Allahtan korkun ve bana itaat edin Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir Siz her tepeye bir alâmet bina edip eğlenir durur musunuz Temell i kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz Hem tuttuğunuz zaman merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz Artık Allahtan korkun ve bana itaat edin O Allahtan korkun ki size o bildiğiniz şeyleri vermekte Davarlar oğ ullar Cennet gibi bağlar bahçeler pınarlar ihsan etmektedir Cidden ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkuyorum Dediler ki Sen ha vaaz etmişsin ha vaaz edenlerden olmamışsın bizce birdir Bu sırf eskilerin âdetidir Biz azaba uğratılacak da değiliz Böylece onu yalancı saydılar biz de kendilerini helak ettik Şüphesiz bunda mutlak bir âyet alınacak bir ders vardır ama çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz Rabbin işte O mutlak g alip ve engin merhamet sahibidir Semûd kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti Siz Allahtan korkmaz mısınız Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim Gelin artık Allahtan korkun ve bana itaat edin Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız Bahçelerin pınarların içinde Ekinlerin salkımları sarkmış hurmalar arasında Ki bir de dağlardan keyifli keyifli kâşâneler oyuyorsunuz Gelin Allahtan korkun da bana itaat edin Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın Sen dediler olsa olsa iyice büyülenmiş birisin Sen de ancak bizim gibi bir beşersin Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir âyet mucize getir Salih İşte mucize bu dişi devedir su içme hakkı bir gün onundur belli bir günün içme hakkı da sizin dedi Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir Derken onu kestiler fakat pişman da oldular Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi Şüphesiz bunda bir âyet alın acak bir ders vardır ama çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz Rabbin işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir Lût kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti Siz Allahtan ko rmaz mısınız Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim Gelin artık Allahtan korkun ve bana itaat edin Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz Onlar şöyle dediler Ey Lût Bu davadan vazgeçmezsen iyi bilki sürülenlerden olacaksın Lût Doğrusu ben dedi sizin bu işinize buğzedenlerdenim Yâ Rabbi Beni ve ailemi onların yapageldiklerinin vebalinden kurtar Biz de onu ve ailesinin tamamını kurtardık Ancak geride bir yaşlı kadın kaldı Sonra geridekiler in hepsini helak ettik Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki uyarılanların o yağmuru ne kötü bir yağmurdu Şüphesiz bunda bir âyet alınacak bir ders vardır Ama çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz Rabbin işte O mutlak gal ip ve engin merhamet sahibidir Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti Hani Şuayb onlara şöyle demişti Siz Allahtan korkmaz mısınız Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim Gelin Allahta n korkun ve bana itaat edin Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum Benim mükafatımı verecek olan yalnız âlemlerin Rabbidir Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın Ve doğru terazi ile tartın Halkın eşyalarını değ erinden düşürmeyin Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Allahtan korkun Onlar şöyle dediler Sen olsa olsa iyice büyülenmiş birisin Sen de bizim gibi bir beşerden başka ne sin Bil ki biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz Şayet doğru sözlülerden isen üstümüze gökten bir parça düşürüver Şuayb Rabbim yaptıklarınızı en iyi bilendir dedi Hülasa onu yalancı saydılar da kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi O cidden büyük bir günün azabı idi Şüphesiz bunda bir âyet alınacak bir ders vardır Ama çokları iman etmiş değillerdir Ve şüphesiz Rabbin işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir Ve muhakkak ki bu Kurân âlemlerin Rabbinin indirmesidir Resulüm Onu Rûhul emin Cebrail indirdi Uyarıcılardan olasın diye senin kalbin üzerine Açık parlak bir Arapça lisan ile O şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardı İsrailoğulları b ilginlerinin onu bilmesi onlar için bir âyet delil değil midir Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de bunu o okusaydı yine de ona iman etmezlerdi Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk okuyup anladılar ama yi ne de acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler İşte bu azab onlara kendileri farkında olmadan ansızın geliverecektir O zaman Bize iman etmemiz için mühlet verilir mi acabadiyeceklerdir Oysa dünyada iken Onlar bizim aza bımızı çarçabuk istiyorlardı Gördün ya artık onlara senelerce zevk ettirsek Sonra kendilerine vaad edilen azab gelip çatarsa O yaşadıkları zevkin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır Bununla birlikte biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak onu uyarıcı peygamberleri olmuştur Onlar ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz Onu Kurânı şeytanlar indirmedi Bu onlara hem yaraşmaz hem güçleri yetmez Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma yoksa azaba uğratılanlardan olursun Önce en yakın hısımlarını uyar Ve sana uyan müminlere kanadını indir Şayet sana karşı gelirlerse de ki Ben sizin yaptıklar ınızdan muhakkak uzağım Sen O mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan O ki gece namaza kalktığın zaman seni görüyor Ve secde edenler arasında dolaşmanı da görüyor Çünkü her şeyi işiten her şeyi bilen Odur Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi Onlar günaha iftiraya düşkün olan herkesin üzerine inerler Onlar şeytanlara kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır Şairlere gelince onlara da sapıklar uyar Onların h er vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi Ancak iman edip iyi ameller işleyenler Allahı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar müstesna haksızlık edenler han gi dönüşe hangi akibete döndürüleceklerini yakında bileceklerdir NEML Bu sûre Mekkede nâzil olmuştur doksanüç âyettir Neml karınca demektir âyetinde Süleyman aleyhisselâmın ordusuna yol veren karıncalardan söz edildiği için sûre b u ismi almıştır Tâ Sîn Bunlar sana Kurânın ve apaçık bir kitabın âyetleridir İman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere Ki o müminler namazı dosdoğru kılarlar zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler Şüphesiz biz ahirete inanmayanların işlerini kendilerine süslü gösterdik de onlar ilerisini göremezler kalpleri körelmiştir İşte bunlar kendileri için oldukça ağır bir azab bulunan kimselerdir ahirette en çok ziyana uğrayacaklar da onlardır Resulüm Şüphesiz ki bu Kurân sana hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından indirilmektedir Hani Musa ailesine şöyle demişti Gerçekten ben bir ateş gördüm gidip size oradan bir haber getireceğim yahut bir kor ateş getireyim umarım ki ısınırsınız Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti Ateşin bulunduğu yerdeki ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır Âlemlerin Rabbi olan Allah eksikliklerden münezzehtir Ey Musa İyi bil ki ben mutlak galip ve hikmet sahibi olan Allahım Asânı at Asâyı atıp onu yılan gibi deprenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı Dedik ki Ey Musa korkma Çünkü benim huzurumda peygamberler korkmaz Ancak kim haksızlık yapar sonra yaptığı kötülüğü iyiliğe çevirirse bilsin ki ben o na karşı da çok bağışlayıcıyım çok merhamet sahibiyim Elini koynuna sok kusursuz bembeyaz çıkacaktır Dokuz mucize ile Firavun ve kavmine git çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavim olmuşlardır Bu şekilde âyetlerimiz onların gözleri önüne se rilince Bu apaçık bir sihirdir dediler Ve vicdanları bunların doğruluğuna tam bir kanaat getirdiği halde zulüm ve kibirlerinden ötürü onları bile bile inkâr ettiler Bozguncuların sonunun nice olduğuna bir bak Andolsun ki biz Davuda ve Sü leymana bir ilim verdik Onlar Bizi mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allaha hamd olsun dediler Süleyman Davuda varis olup dedi ki Ey insanlar Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden nasip verildi Doğrusu bu apaçık bir lütuftur Cinlerden insanlardan ve kuşlardan müteşekkil orduları Süleymanın hizmetinde toplandı hepsi bir arada onun tarafından düzenli olarak sevkediliyordu Nihayet karınca vâdisine geldikleri zaman bir karınca Ey karıncalar Yuvalarınıza girin Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin dedi Süleyman onun sözüne gülümseyerek dedi ki Ey Rabbim Bana ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir Rahmetinle beni iyi kulların arasına kat Süleyman Kuşları gözden geçirdikten sonra şöyle dedi Hüd hüdü niçin göremiyorum Yoksa kayıplara mı karıştı Ya bana mazeretini gösteren apaçık bir delil getirecek ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım yahut boğazlıyacağım Çok g eçmeden Hüdhüd gelip Ben dedi senin bilmediğin bir şeyi öğrendim Sebeden sana çok doğru ve önemli bir haber getirdim Gerçekten onlara Sebelilere hükümdarlık eden kendisine her türlü imkan verilmiş ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın la karşılaştım Onun ve kavminin Allahı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm Şeytan kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş Bunun için hidayete giremiyorlar Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran g izlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allaha secde etmezler Halbuki O büyük Arşın sahibi olan Allahtan başka tapılacak yoktur Süleyman Hüdhüde dedi ki Doğru mu söyledin yoksa yalancılardan mısın bakacağız Şu mektubumu götür onu kendilerine ver sonra onlardan biraz çekil de ne sonuca varacaklarına bak Süleymanın mektubunu alan Sebe melikesi Beyler ulular Bana çok önemli bir mektup bırakıldı dedi Mektup Süleymandandır Rahmân ve Rahîm Allahın adıyla baş lamaktadır Bana karşı baş kaldırmayın teslimiyet göstererek bana gelin diye yazmaktadır Sonra Melike dedi ki Beyler ulular Bu işimde bana bir fikir verin Bilirsiniz siz yanımda olmadan hiçbir işi kestirip atmam Onlar şöyle cevap verdiler Biz güçlü kuvvetli kimseleriz zorlu savaş erbabıyız buyruk ise senindir artık ne emredeceğini düşün taşın Melike Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi orayı perişan ederler ve halkının ulularını hakir hâle getirirler Herhalde Onlar da böyle yapacaklardır dedi Ben şimdi onlara bir hediye göndereyim de bakayım elçiler ne gibi bir sonuç ile dönecekler Elçiler hediyelerle gelince Süleyman şöyle dedi Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz Allahın ba na verdiği size verdiğinden daha iyidir Ama siz hediyenizle böbürlenirsiniz Ey elçi Onlara var söyle iyi bilsinler ki kendilerine asla karşı koyamayacakları ordularla gelir onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız Sonra Süleyman müşavirlerine dedi ki Ey ulular Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce hanginiz o Melikenin tahtını bana getirebilir Cinlerden bir ifrit Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm Gerçekten bu işe gücüm ve güvenim var dedi Kitaptan ilmi olan kimse ise Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm dedi Süleyman onu Melikenin tahtını yanıbaşına yerleşivermiş görünce Bu dedi şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rab bimin gösterdiği lütfundandır Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur nankörlük edene gelince o bilsin ki Rabbim müstağnidir çok kerem sahibidir Süleyman devamla dedi ki Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun getirin bakalım tanıy abilecek mi yoksa tanıyamayanlardan mı olacak Melike gelince Senin tahtın da böyle mi dendi O şöyle cevap verdi Tıpkı o Zaten bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik Onu Allahtan başka taptığı şeyler alıkoymuştu Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi Ona köşke gir dendi Melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini çekti Süleyman Bu billurdan yapılmış şeffaf bir zemindir dedi Melike dedi ki Rabbim Ben gerçekten kendime yazık etmiştim Süleyman ın maiyyetinde âlemlerin Rabbi olan Allaha teslim oldum Andolsun ki Allaha ibadet edin diye Semuda da kardeşleri Salihi gönderdik Hemen birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler Salih dedi ki Ey benim kavmim İyilik dururken niçin köt ülüğe koşuyorsunuz Ne olur Allaha istiğfar etseniz belki rahmetine ulaşırdınız Cevap verdiler Senin ve beraberindekilerin yüzünden uğursuzluğa uğradık Salih Size çöken uğursuzluk sebebi Allah katında yazılı dır Belki siz imtihana çekile n bir kavimsiniz dedi O şehirde dokuz çete vardı ki bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı Allaha and içerek birbirlerine şöyle dediler Gece ona ve ailesine baskın yapalım sonra da velisine Biz o ail enin yok edilişi sırasında orada değildik inanın ki doğru söylüyoruz diyelim Onlar böyle bir tuzak kurdular biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik İşte bak Tuzaklarının akibeti nice oldu Onları da kavimlerini de toptan helak ettik İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır İman edip Allaha karşı gelmekten sakınanları da kurtardık Lûtu da peygamber olarak kavmine gönderdik O kavmine şöyle demi şti Göz göre göre hala o hayasızlığı yapacak mısınız Siz ille de kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız Doğrusu siz beyinsizlikte devam edegelen bir kavimsiniz Buna kavminin cevabı sadece Lût ailesini memleketinizden çıka rın baksanıza onlar bizim yaptıklarımızdan temiz kalmak isteyen insanlarmış demelerinden ibaret oldu Bunun üzerine onu ve ailesini kurtardık Yalnız karısı müstesna onun geride azaba uğrayanların içinde kalmasını takdir ettik Onların üzer lerine öyle bir yağmur indirdik ki ne kötü idi uyarılanların yağmuru Resulüm de ki Hamd olsun Allaha selam olsun seçkin kıldığı kullarına Allah mı hayırlı yoksa Ona koştukları ortaklar mı Onlar mı hayırlı yoksa gökleri ve yeri yara tan gökten size su indiren mi Çünkü biz onunla bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel güzel bahçeler bitirmişizdir Allahla beraber başka bir ilâh mı var Doğrusu onlar sapıklıkta devam eden bir güruhtur Onlar mı hayırlı yoksa yer yüzünü oturmaya elverişli kılan aralarında nehirler akıtan onun için sabit dağlar yaratan iki deniz arasına engel koyan mı Allahın yanında başka bir ilâh mı var Hayır onların çoğu hakikatları bilmiyorlar Onlar mı hayırlı yoksa kendine yalva rdığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren sizi yeryüzünün hakimleri yapan mı Allahın yanında başka bir ilâh mı var Ne kıt düşünüyorsunuz Onlar mı hayırlı yoksa karanın ve denizin karanlıkları içinde size yolu bulduran rahmetinin yağmurun önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi Allahın yanında başka bir ilâh mı var Allah onların koştukları ortaklardan çok yücedir münezzehtir Onlar mı hayırlı yoksa önce yaratan sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden rızıklandıran mı Allah ile beraber başka bir ilâh mı var De ki Eğer doğru söylüyorsanız siz kesin delilinizi getirin haydi De ki Göklerde ve yerde Allahtan başka kimse gaybı bilmez Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler Fakat ahiret hakkında bilgiler onlara ardarda gelmektedir Ama onlar bundan bir şüphe içindedirler Çünkü onlar bundan yana kördürler İnkârcılar dediler ki Sahi biz ve atalarımız toprak olduktan sonra gerçekten diriltilip çıkarılacak mıyız And olsun ki bu tehdit bize yapıldığı gibi daha önce atalarımıza da yapılmıştır Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir De ki Hele bir yeryüzünde gezin de günahkarların sonu nice oldu bir bakın Habibim Onlara karşı mahzu n olma kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü de sıkıntı duyma Bir de Eğer doğru söylüyorsanız bu vaad ettiğiniz azab hani ne zaman derler De ki Çabucak gelmesini istediğiniz şeyin azabın bir kısmı herhalde yakında ensenize binecektir Şüphesiz Rabbin insanlara karşı lütuf sahibidir fakat insanların çoğu şükretmezler Rabbin elbette onların sinelerinin gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta Lehv i mahfu zda bulunmasın Haberiniz olsun ki bu Kurân İsrail oğullarına hakkında ihtilaf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır Ve o müminler için gerçekten bir hidayet rehberi ve rahmettir Rabbin şüphesiz onlar arasında kendi hükmünü ve recektir O mutlak galiptir hikmet sahibidir Ve o halde sen Allaha güven Çünkü sen apaçık hakikatin üzerindesin Bil ki sen ölülere işittiremezsin arkasını dönüp kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın Sen körleri sapıklıklarınd an çevirip doğru yola getirecek değilsin Ancak gönülden teslim olarak âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin Söylenen başlarına geleceği vakit bunlar için yerden bir dâbbe canlı çıkarırız ki bu onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler Ve her ümmetin âyetlerimizi yalan sayanlarından bir cemaati toplayacağımız gün artık onlar bir arada tutulup hesap yerine sevkedilirler Nihayet oraya geldikleri vakit Allah buyurur Siz benim âyetlerimi ne ol duğunu kavramadan yalan saydınız öyle mi Yoksa yaptığınız başka neydi Yaptıkları haksızlıktan dolayı o söz gerçekleşmiştir artık onlar konuşamazlar Görmediler mi ki dinlensinler diye geceyi yarattık ve çalışsınlar diye gündüzü apaydınlık y aptık İman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır Sûra üfürüldüğü gün Allahın diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır Hepsi boyunları bükük olarak Ona gelirler Sen dağları görürsün de yerinde durur s anırsın Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler Bu her şeyi sapasağlam yapan Allahın sanatıdır Şüphesiz ki O yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır Kim iyilikle gelirse ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan da emin kalırlar Her kim de kötülükle gelirse artık yüzleri ateşte sürtülür Başka değil ancak yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz denir De ki Ben ancak her şeyin sahibi olan ve burayı kutlu kılan bu şehrin Mekkenin Rabbine kulluk etmekle emrolun dum Yine bana müslümanlardan olmam emredildi Ve Kurânı okumam emredildi Artık kim doğru yola gelirse yalnız kendisi için gelmiş olur kim de saparsa ona de ki Ben sadece uyarıcılardanım Ve şöyle de Hamd Allaha mahsustur O âyetleri ni size gösterecek siz de onları görüp tanıyacaksınız Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir KASAS Bu sûre Mekkede nâzil olmuştur âyetinin hicret esnasında Mekke ile Medine arasında ilâ âyetlerinin ise Medinede nâzil olduğu riva yet edilmiştir seksensekiz âyettir Kasas olaylar hikâyeler demektir İsmini âyetinden almıştır Sûrenin başlıca konularını Hz Musanın çocukluğundan itibaren hayatı mücadeleleri tevhid ehlinnin zaferi ve dünya servetine güvenilmemesi teº kil etmektedir Tâ Sîn Mîm Bunlar apaçık kitabın âyetleridir İman edecek bir kavim için Musa ile Firavunun haberlerinden bir kısmını sana dosdoğru okuyacağız Çünkü Firavun Mısır toprağında gerçekten azmış halkını parça parça etmişti Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor bunların oğullarını boğazlıyor kızlarını ise sağ bırakıyordu Belli ki o bozgunculardandı Biz ise istiyorduk ki o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunalım onları önderler yapalım onlara ötekilerin yerini aldıralım Ve o yerde onları hakim kılalım Firavun ile Hâmân ve ordularına onlardan çekinmekte oldukları şeyi gösterelim O esnada Musanın anasına Onu emzir kendisine zarar geleceğinden kaygılandığında onu denize Nil nehrine bırakıver hiç kor kup kaygılanma çünkü biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız diye bildirdik Nihayet Firavun ailesi onu yitik olarak aldı Çünkü o sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı Şüphesiz Firavun ile Hâmân ve asker leri yanılıyorlardı Firavunun karısı sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına İkimizin de gözü aydın Onu öldürmeyin belki bize faydası dokunur ya da onu evlad ediniriz dedi Halbuki onlar işin sonunu sezemiyorlardı Musanın anasının yüreği tasadan bomboş kalıverdi Eğer biz vaadimize inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık neredeyse işi meydana çıkaracaktı Annesi Musanın ablasına Onun izini takip et dedi O da onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini göze tledi Biz annesine geri vermezden daha önce onun süt analarının sütünü kabulüne müsade etmedik Bunun üzerine ablası Size onun bakımını sizin namınıza üstlenecek hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi dedi Böylelikle biz onu g özü aydın olsun gam çekmesin ve Allahın vaadinin gerçek olduğunu bilsin diye anasına geri verdik Fakat yine de pek çoğu bunu bilmezler Musa yiğitlik çağına girip olgunlaşınca biz ona hikmet ve ilim verdik İşte güzel davrananları biz böyle müka fatlandırırız Musa halkının habersiz olduğu bir sırada şehre girdi Orada biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbirleriyle döğüşür buldu Kendi tarafı olan düşmana karşı ondan yardım diledi Musa da ötekine bir yumruk ind irip onun ölümüne sebep oldu Bu şeytan işidir O gerçekten saptırıcı apaçık bir düşmandır dedi Musa Rabbim Doğrusu kendimi ziyana uğrattım Beni bağışla dedi Allah da onu bağışladı Çünkü çok bağışlayıcı çok merhamet edici olan ancak O dur Musa Rabbim Bana lutfettiğin nimetlere andolsun ki artık suçlulara asla arka olmayacağım dedi Şehirde korku içinde etrafı gözetleyerek sabahladı Bir de ne görsün dün kendisinden yardım isteyen kimse feryad ederek yine ondan imdat is tiyor Musa ona dedi ki Doğrusu sen besbelli bir azgınsın Musa ikisinin de düşmanı olan adamı yakalamak isteyince o adam dedi ki Ey Musa Dün bir cana kıydığın gibi bana da mı kıymak istiyorsun Demek arabuluculardan olmak istemiyor da bu ye rde ille yaman bir zorba olmayı arzuluyorsun sen Şehrin öbür ucundan bir adam geldi ve dedi ki Ey Musa İleri gelenler seni öldürmek için hakkında müzakere ediyorlar Derhal buradan çık İnan ki ben senin iyiliğini isteyenlerdenim Musa kork a korka etrafı gözetleyerek oradan çıktı Rabbim Beni zalimler güruhundan kurtar dedi Medyene doğru yöneldiğinde Umarım Rabbim beni doğru yola iletir dedi Musa Medyen suyuna varınca orada hayvanlarını sulayan bir çok insan buldu O nların gerisinde de hayvanlarını suyun olduğu yerden geri çeken iki kadın gördü Onlara Derdiniz nedir dedi Şöyle cevap verdiler Çobanlar sulayıp çekilmeden biz onların içine sokulup hayvanlarımızı sulamayız babamız da çok yaşlıdır Bunun üzerine Musa onların davarlarını suladı Sonra gölgeye çekildi ve Rabbim Doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım dedi Derken o iki kadından biri utana utana yürüyerek ona geldi Babam dedi bizim yerimize hayvanları sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor Musa ona Hz Şuayba gelip başından geçeni anlatınca o korkma o zalim kavimden kurtuldun dedi Şuaybın iki kızından biri Babacığım Onu ücretle çoban tut Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse bu güçlü ve güvenilir adamdır dedi Şuayb Dedi ki Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden yoksa sana ağırlık vermek istemem İnşaallah beni iyi kimselerden bulacaksın Musa şöyle cevap verdi Bu seninle benim aramdadır Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım demek ki bana karşı husumet yok Söylediklerimize Allah vekildir Artık Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çıkınca Tûr tarafından bir ateş gö rdü Ailesine Siz burada bekleyin ben bir ateş gördüm belki oradan size bir haber yahut ısınmanız için o ateşten bir parça getiririm dedi Oraya gelince o mübarek yerdeki vâdinin sağ kıyısından oradaki ağaç tarafından kendisine şöyle seslen ildi Ey Musa Bil ki ben bütün âlemlerin Rabbi olan Allahım Ve Asânı at denildi Musa attığı asâyı yılan gibi debrenir görünce dönüp arkasına bakmadan kaçtı Ey Musa Beri gel korkma Çünkü sen emniyette olanlardansın buyuruldu Elini koynuna sok kusursuz bembeyaz çıkacaktır Korkudan açılan kollarını kendine çek İşte bu ikisi Firavun ve onun adamlarına karşı Rabbin tarafından iki kesin delildir Çünkü onlar yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır diye seslenildi Musa dedi ki Rabbim Ben onlardan birini öldürmüştüm beni öldürmelerinden korkuyorum Kardeşim Harunun dili benimkinden daha düzgündür Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum Allah buyurdu Seni kardeşinle destekliyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki âyetlerimiz sayesinde onlar size erişemeyecekler Siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz Musa onlara apaçık âyetlerimizi getirince Bu olsa olsa uydurulmuş bir sihirdir Biz önceki atalarımızdan böylesini işitmemiştik dediler Musa şöyle dedi Rabbim kendi katından kimin hidayet rehberi getirdiğini ve hayırlı akibetin kime nasip olacağını en iyi bilendir Muhakkak ki zalimler kurtuluş a eremezler Firavun Ey ileri gelenler Sizin için benden başka bir ilâh tanımıyorum Ey Hâmân haydi benim için çamur üzerine ateş yak ve tuğla imal et bana bir kule yap ki Musanın ilâhına çıkayım ama sanıyorum o mutlaka yalan söyleyenlerde ndir dedi O ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik Bir bak zalimlerin sonu nice oldu Onları ateşe çağıran öncüler kıl dık Kıyamet günü onlar yardım görmeyeceklerdir Bu dünyada arkalarına lanet taktık Onlar kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır Andolsun ki biz ilk nesilleri yok ettikten sonra Musaya olur ki düşünür öğüt alırlar diye insanlar için ap açık deliller hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitabı Tevratı vermişizdir Resulüm Musaya emrimizi vahyettiğimiz sırada sen batı yönünde bulunmuyordun ve o hadiseyi görenlerden değildin Bilakis biz o zamandan senin zamanına kadar ni ce nesiller var ettik de onların üzerinden uzun zamanlar geçti Sen onlara âyetlerimizi okuyarak Medyen halkı arasında bulunanlardan da değildin aksine biz başka peygamber göndermiştik Musaya seslendiğimiz zaman da Tûrun yanında değildin Bi lakis senden önce kendilerine uyarıcı peygamber gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak orada geçenleri sana bildirdik ola ki onlar düşünüp öğüt alırlar Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde Rab bimiz Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık diyecek olmasalardı seni göndermezdik Fakat onlara tarafımızdan o hak peygamber gelince Musaya verilen mucizeler gibi ona da verilmeli değil miydi dediler Peki daha önce Musaya verileni de inkâr etmemişler miydi Birbirini destekleyen iki sihir demişler ve şunu söylemişlerdi Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz Resulüm De ki Eğer doğru sözlüler iseniz Allah katından bu ikisinden ban a ve Musaya inen kitaplardan daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım Eğer sana cevap vermezlerse bil ki onlar sırf heveslerine uymaktadırlar Allahtan bir yol gösterici olmaksızın kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir Elbette Al lah zalim kavmi doğru yola iletmez Andolsun ki biz düşünüp öğüt alsınlar diye sözü vahyi birbiri ardınca ulamışızdır Ondan Kurândan önce kendilerine kitap verdiklerimiz ona da iman ederler Onlara Kurân okunduğu zaman Ona iman e ttik Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir Esasen biz daha önce de müslüman idik derler İşte onlara sabretmelerinden ötürü mükafatları iki defa verilecektir Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah rızası için harcarlar Onlar boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve Bizim işlerimiz bize sizin işleriniz size Size selam olsun Biz kendini bilmezleri istemeyiz derler Resulüm Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin bilakis Allah dilediğin e hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir Biz seninle beraber doğru yola uyarsak yurdumuzdan atılırız dediler Biz onları kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği güvenli dokunulmaz bir yere Mekke i Mükerremeye yerleştirmedik mi Fakat onların çoğu bilmezler Biz maişetleriyle şımarmış nice memleketi helak etmişizdir İşte yerleri Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmiştir Onlara biz varis olmuşuzdur Rabbin kendilerin e âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe memleketleri helâk edici değildir Zaten biz ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir Size verilen şeyler dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir Allah katında olanlar ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi Şu halde kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ardından ona kavuşan kimse sırf dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve sonra kıyamet gününde azab için huzurumuza getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir O gün Allah onları çağırarak Benim ortaklarım olduklarını iddia ettikleriniz hani nerede diyecektir O gün haklarında azaba itilme hükmü gerçekleşen kimseler Rabbimiz Biz n asıl azmışsak işte bu azmışları da öylece azdırdık Onların suçlarından beri olduğumuzu sana arzederiz Zaten onlar aslında bizlere tapmıyorlardı derler Allaha koştuğunuz ortaklarınızı çağırın denir onlar da çağırırlar fakat kendilerine cevap vermezler ve karşılarında azabı görürler Ne olurdu dünyada iken doğru yola girselerdi O gün Allah onları çağırıp Peygamberlere ne cevap verdiniz diyecektir İşte o gün onlara bütün haberler kapkaranlık olmuştur onlar birbirlerine de soramayacaklardır Fakat tevbe ederek iman edip iyi işler yapan kimseye gelince o kurtuluşa erenler arasında olmayı umabilir Rabbin dilediğini yaratır ve seçer Onların seçim hakkı yoktur Allah onların ortak koştuklarından münezzehtir ve şan ı yücedir Rabbin onların sinelerinde gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir İşte O Allahtır Ondan başka tanrı yoktur Önünde de sonunda da hamd Onundur hüküm Onundur Ve ancak Ona döndürüleceksiniz Resulüm De ki Düşün dünüz mü hiç eğer Allah üzerinizde geceyi tâ kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse Allahtan başka size ışık getirecek tanrı kimdir Hâlâ işitmeyecek misiniz De ki Haber verin bakayım eğer Allah üzerinizde gündüzü ta kıyamet gününe kadar aralıksız devam ettirse Allahtan başka istirahat edeceğiniz geceyi size getirecek tanrı kimdir Hâlâ görmeyecek misiniz Rahmetinden dolayı Allah geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz gündüzün ise Onun lütuf ve kereminden rızkın ızı arayasınız Umulur ki şükredersiniz Ve hele o gün Allah onları çağırarak Benim ortaklarım olduklarını iddia ettikleriniz hani nerede diyecektir O gün her ümmetten bir şahit çıkarır Haydin kesin delilinizi getirin deriz O zaman bilirler ki hakikat Allaha aittir ve uydurageldikleri şeyler putlar de kendilerinden ayrılıp kaybolmuşlardır Karun Musanın kavminden idi de onlara karşı azgınlık etmişti Biz ona öyle hazineler vermiştik ki anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topl uluk zor taşırdı Kavmi ona demişti ki Şımarma Bil ki Allah şımarıkları sevmez Allahın sana verdiğinden Onun yolunda harcayarak ahiret yurdunu gözet ama dünyadan da nasibini unutma Allahın sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara iyilik et Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama Şüphesiz ki Allah bozguncuları sevmez Karun ise O servet bana ancak kendimdeki bilgi sayesinde verildi demiştir Bilmiyor muydu ki Allah kendinden önceki nesillerden ondan daha güçlü ondan daha çok tara ftarı olan kimseleri helak etmişti Günahkarlardan günahları sorulmaz Allah onların hepsini bilir Derken Karun ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı Dünya hayatını arzulayanlar Keşke Karuna verilenin benzeri bizim de olsaydı Hakikat şu ki o çok büyük devlet sahibidir dediler Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler Yazıklar olsun size İman edip iyi işler yapanlara göre Allahın mükafatı daha üstündür Ona da ancak sabredenler kavuşabilir Derken biz onu da sarayını da yerin dibine geçirdik Artık Allaha karşı kendisine yardım edecek taraftarları olmadığı gibi o kendini savunup kurtarabilecek kimselerden de değildi Daha dün onun yerinde olmayı isteyenler de Demek ki Allah kullarından dilediğine rızkı çok da az da verir Şayet Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı bizi de yerin dibine geçirirdi Demek ki inkârcılar iflah olmazmış demeye başladılar İşte ahiret yurdu Biz onu yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz En güz el akıbet takva sahiplerinindir Kim bir iyilik getirirse ona ondan daha üstün karşılık vardır Kim bir kötülük getirirse o kötülükleri işleyenler ancak yaptıkları kadar ceza görürler Resulüm Kurânı okumayı tebliğ etmeyi ve ona uymayı sana farz kılan Allah elbette seni yine dönülecek yere döndürecektir De ki Rabbim kimin hidayetle geldiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir Sen bu kitabın sana vahyolunacağını ummuyordun Bu ancak Rabbinden bir ra hmettir O halde sakın kâfirlere arka çıkma Allahın âyetleri sana indirildikten sonra artık sakın onlar seni bu âyetlerden alıkoymasınlar Rabbine davet et Asla müşriklerden olma Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma Ondan başk a tanrı yoktur Onun zatından başka her şey helak olacaktır Hüküm Onundur ve siz ancak Ona döndürüleceksiniz ANKEBUT Mekkede nâzil olan bu sûre altmışdokuz âyettir Ankebût örümcek demektir âyetinde kâfirlerin işleri örümcek ağına benzetildiği için sûre bu ismi almıştır Elif Lâm Mîm İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece İman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar Andolsun ki biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir Elbette Allah doğrula rı ortaya çıkaracak yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar Ne kadar kötü ve yanlış hüküm veriyorlar Her kim Allaha kavuşmayı umuyorsa bilsin ki Allahın tayin ettiği o vakit el bette gelecektir O her şeyi işiten ve bilendir Cihad eden ancak kendisi için cihad etmiş olur Şüphesiz Allah âlemlerden müstağnidir İman edip iyi işler yapanların kötülüklerini elbette örteriz ve onlara yaptıklarının daha güzeli ile karşılık ve ririz Biz insana ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir Eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koşman için zorlarlarsa onlara itaat etme Dönüşünüz ancak banadır O zaman size yapmış olduklarınızı habe r vereceğim İman edip iyi işler yapanları muhakkak salihler zümresi içine katarız İnsanlardan kimi vardır ki Allaha inandık der fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman insanların işkencesini Allahın azabı gibi tutar Halbuki Rabbin den bir yardım gelecek olsa mutlaka Doğrusu biz de sizinle beraberdik derler Acaba Allah herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir Allah elbette Ona gönülden iman edenleri de iki yüzlüleri de bilir Kâfirler iman edenlere Bizi m yolumuza uyun sizin günahlarınızı biz yüklenelim derler Halbuki onların hiçbir günahını yüklenecek değillerdir Gerçekte onlar kesinlikle yalan söylemektedirler Fakat gerçek şu ki elbette kendi yüklerini kendi yükleriyle birlikte nice yükleri başkalarını saptırmanın vebalini taşıyacaklar ve uydurup durdukları şeylerden kıyamet günü mutlaka sorguya çekileceklerdir Andolsun ki Nuhu kendi kavmine gönderdik de o dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı Sonunda onlar zulümlerini sürdürü rken tufan kendilerini yakalayıverdi Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık İbrahimi de gönderdik O kavmine şöyle demişti Allaha kulluk edin Ona karşı gelmekten sakının Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır Siz Allahı bırakıp sadece birtakım putlara tapıyor asılsız sözler uyduruyorsunuz Bilmelisiniz ki Allahı bırakıp da taptıklarınız size rızık veremezler O halde rızkı Allah katında arayın Ona kulluk edin Ancak Ona döndürülec eksiniz Eğer size tebliğ edileni yalan sayarsanız bilin ki sizden önceki birçok milletler de yalan saymışlardı Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir Allahın mahlukunu ilk baştan nasıl yarattığını sonra bunu tekrarladığını görmediler m i Şüphesiz bu Allaha göre kolaydır De ki Yeryüzünde gezip dolaşın da Allah ilk baştan nasıl yaratmış bakın İşte Allah bundan sonra aynı şekilde ahiret hayatını da yaratacaktır Gerçekten Allah her şeye kadirdir O dilediğine azab eder dilediğine rahmet eder Ancak Ona döndürüleceksiniz Siz ne yeryüzünde ne de gökte Allahı aciz bırakamazsınız Allahtan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız Allahın âyetlerini ve Ona kavuşmayı inkâr edenler var ya işte onlar benim r ahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azab vardır Kavminin İbrahime cevabı ise Onu öldürün yahut yakın demelerinden ibaret oldu Ama Allah onu ateşten kurtardı Doğrusu bunda iman eden bir kavim için ibretler vardır İbrahim onlara dedi ki Siz sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allahı bırakıp birtakım putlar edindiniz Sonra kıyamet günü geldiğinde ise kiminiz kiminizi tanımayacak kiminiz kiminizi lanetleyecektir Varacağınız yer cehennemdir Ve hiç yardımcınız da yoktur Bunun üzerine ona sadece Lut iman etti İbrahim de dedi ki Ben Rabbime hicret edeceğim Şüphe yok ki O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Ona İshak ve Yakubu bağışladık Peygamberliği ve kitapları onun soyundan gelenlere verdik Onu dünyada mükafatlandırdık Şüphesiz o ahirette de salihler zümresindendir Lutu da gönderdik O kavmine demişti ki Gerçekten siz daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz Bu ilâhî ikaz dan sonra siz ille de erkeklere yaklaşacak yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız Kavminin cevabı ise şöyle demelerinden ibaret oldu Doğru söyleyenlerden isen Allahın azabını getir bize Lut Ey Rabbim Şu fesatçılar g üruhuna karşı bana yardım eyle dedi Elçilerimiz İbrahime iki oğul vereceğimize dair müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler Biz bu memleket halkını helak edeceğiz Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir İbrahim dedi ki Ama orada Lut var Şöyle cevap verdiler Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz Onu ve ailesini elbette kurtaracağız Yalnız karısı müstesna o geride azabda kalacaklar arasındadır Elçilerimiz Luta gelince onlar hakkında tasalandı Ve onları düşünmesi sebebiyle takatten düştü Ona Korkma tasalanma Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız Yalnız azabda kalacaklar arasında bulunan karın müstesna dediler Biz şüphesiz bu memleket halkının üzerine yoldan çıkmalarına karşılık feci bir aza b indireceğizdediler Andolsun ki biz aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır Medyene de kardeşleri Şuaybı gönderdik ve Şuayb Ey kavmim Allaha kulluk edin ahiret gününe ümit bağlayın yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın dedi Fakat onu yalancılıkla itham ettiler Derken kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar Ad ve Semudu da helak ediverdik Sizin için onların başına nelerin gel diği oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar Karunu Firavunu ve Hâmânı da helak ettik Andolsun ki Musa onlara apaçık delill er getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı Halbuki azabımızı aşıp geçebilecek değillerdi Nitekim onlardan herbirini günahları sebebiyle suç üstü yakaladık Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik kimini korkunç bir ses ya kaladı kimini yerin dibine geçirdik kimini de suda boğduk Allah onlara zulmetmiyor asıl onlar kendilerine yazık ediyorlardı Allahtan başka dost edinenlerin durumu kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir Halbuki evlerin en çürüğü şüphesiz ö rümcek yuvasıdır Keşke bilselerdi Allah onların kendisini bırakıpta hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz ki bilir O mutlak güç ve hikmet sahibidir İşte biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı Şüphesiz bunda iman edenler için bir nişane bulunmaktadır Sana vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar Allahı anmak elbette en büyük ibadettir Alla h yaptıklarınızı bilir İçlerinden zulmedenleri bir yana ehl i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki Bize indirilene de size indirilene de iman ettik Bizim ilâhımız da sizin ilâhınız da birdir ve biz Ona teslim olmuşuzdur Resulüm İşte sana önceki kitapları tasdik eden bu kitabı indirdik Onun için kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar Şunlardan da ona iman eden nice kimseler vardır Ayetlerimizi ancak kâfirler bile bile inkâr eder Sen bundan önce ne bir yazı okur ne de elinle onu yazardın Öyle olsaydı batıla uyanlar kuşku duyarlardı Hayır o Kurân kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde yer eden apaçık âyetlerdir Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder Ona Rabbinden başkaca mucize indirilmeli değil miydi derler Cevaben de ki Mucizeler ancak Allahın katındadır Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım Sana indirdiğimiz ve onlara okunmakta olan kitap kendilerine yetmedi mi Bunda iman edecek bir kav im için elbette bir rahmet ve öğüt vardır De ki Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter O göklerde ve yerde ne varsa bilir Batıla inanıp inkâr edenler var ya işte ziyana uğrayacaklar onlardır Senden azabı çarçabuk getirmeni istiyor lar Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı azab elbette onlara gelip çatmıştı Fakat yine de hiç farkına varmadıkları bir sırada o kendilerine mutlaka gelecektir Evet senden azabı çarçabuk getirmeni istiyorlar Halbuki cehennem hiç şüph eleri olmasın kâfirleri kuşatacaktır O günde azap onları hem üstlerinden hem ayaklarının altından saracak ve Allah onlara Yaptıklarınızın cezasını tadın diyecektir Ey iman eden kullarım Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir O hald e yalnız bana kulluk edin Her can ölümü tadacaktır Sonunda bize döndürüleceksiniz İman edip güzel işler yapanları evet muhakkak ki onları altlarından ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz Böyle iyi iş ler yapanların mükafatı ne güzeldir Ki onlar sabretmiş olup yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar Nice hayvanlar var ki rızkını biriktirip yanında taşımıyor Çünkü onların da sizin de rızkınızı Allah veriyor O her şeyi işitir ve bilir Andolsun ki onlara Gökleri ve yeri yaratan güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir diye sorsan Allah derler O halde nasıl haktan çevrilip döndürülüyorlar Allah kullarından dilediğine rızkı bol bol verir dilediğine de kısar Şüphesi z Allah her şeyi hakkıyla bilendir Andolsun ki onlara Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir diye sorsan mutlaka Allah derler De ki Öyleyse hamd de Allaha mahsustur Fakat çokları akıllarını kullanmazla r Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir Ahiret yurduna gelince işte asıl hayat odur Keşke bilmiş olsalardı Baksana gemiye bindikleri zaman dini yalnız Ona has kılarak ihlasla Allaha yalvarırlar Fakat onları salimen ka raya çıkarınca bir bakarsın ki Allaha ortak koşmaktadırlar Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve safâ sürsünler bakalım Ama yakında bilecekler Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken öldürülürken ya da esir edilirken bizim Mekkeyi güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi Hâlâ batıla inanıp Allahın nimetine nankörlük mü ediyorlar Allaha karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir Cehennemde kâfirlere yer mi yok Ama bizim yolumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir RUM âyeti hariç sûrenin tamamı Mekkede nâzil olmuştur altmış âyettir İranlılarla yapılan savaşta y enilmiş olan Rumların Bizanslıların tekrar galip gelecekleri anlatıldığından sûreye bu isim verilmiştir Elif Lâm Mim Rumlar yenildi Arapların bulunduğu bölgeye en yakın bir yerde onlar bu yenilgilerinin ardından mutlaka galib gelecekle rdir Bu da birkaç yıl içinde olacaktır Onların bu yenilgilerinden önce de sonra da emir Allahındır ve o gün müminler sevineceklerdir Bu da Allahın yardımıyla olacaktır Allah dilediğine yardım eder galip kılar O çok güçlüdür çok merh amet edicidir Allahın vaadi budur Allah vaadinden caymaz Fakat insanların çoğu bilmezler Onlar sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler Ahiretten ise onlar hep gafildirler Kendi içlerinde hiç düşünmediler mi ki Allah göklerde yerde ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yaratmıştır Gerçekten insanların çoğu Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler Onlar yeryüzünde gezmediler mi ki kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar Onlar kendilerinden daha güçlüydüler Toprağı sürmüşler ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi Demek Allah onlara zulmetmiyordu Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı Sonra o k ötülük edenlerin sonu çok kötü oldu Çünkü onlar Allahın âyetlerini yalan saydılar ve onlarla alay ediyorlardı Allah yaratmayı ilkin yapar sonra da çevirir onu yeniden yapar Sonra hep döndürülüp Ona götürüleceksiniz Kıyamet saatinin gelip ç attığı gün suçlular her ümidi keserler Allaha ortak koştuklarından kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz Onlar o zaman Allaha koştukları ortakları inkâr ederler Kıyamet saatinin gelip çattığı gün varya o gün inananlarla inanmayanlar a yrılırlar Şimdi iman edip salih ameller yapmış olanlara gelince onlar bir bahçe içinde neşelenirler Âyetlerimizi ve âhiret buluşmasını yalan sayıp da küfredenlere gelince işte onlar o zaman azab içinde hazır bulundurulurlar O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da tesbih Allahındır daima O tesbih edilir Göklerde ve yerde ikindileyin de öğleye erdiğiniz zaman da hamd Ona mahsustur O ölüden diri çıkarır diriden ölü çıkarır ve toprağa ölümünden sonra h ayat verir Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız Onun âyetlerinden kudretinin delillerindendir ki sizi bir topraktan yarattı Sonra da siz şimdi yeryüzünde dağılıp yayılan insanlar oluverdiniz Yine Onun âyetlerindendir ki sizin için nefisle rinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da Onun âyetlerindendir Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve lütfundan nasib aramanız da Onun âyetlerindendir Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır Yine Onun âyetlerindendir ki size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır Yine göğün ve yerin emriyle durma sı da Onun âyetlerindendir Sonra sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz Göklerde ve yerde kim varsa hepsi Onundur Hepsi de Ona itaat etmektedirler Hem yaratmayı ilkin yapan Odur Son ra onu çevirip yeniden yapacak olan da Odur ki bu Ona çok kolaydır Göklerde ve yerde en yüksek şan ve şeref Onundur O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Allah size kendinizden bir misâl verdi Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elle riniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur aranızda birbirinizi saydığınız gibi onları da sayar mısınız İşte biz düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz Fakat zulmedenler bilgisizce hevalarına uydular Artık Allahın şaşırdığını kim yola getirebilir Onların yardımcıları da yoktur O halde yüzünü Allahı bir tanıyarak dine Allahın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult Allahın yaratışında değişiklik bulunmaz Dosdoğru din budur F akat insanların çoğu bilmezler Başkasından geçerek hep Ona gönül verin ve Ondan sakının Namaza devam edin ve müşrilerden olmayın O müşriklerden olmayın ki onlar dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır Her grup kendilerindekine güvenmektedir Bununla beraber insanlara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek Rablerine yalvarır dua ederler sonra tarafından bir rahmet tattırıverdiği zaman da bakarsın onlardan bir kısmı tutar O Rablerine ortak koşarlar Bunu da kendilerine verdiği miz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar Haydi geçinedurun bakalım yakında bileceksiniz Yoksa biz onlara bir delil indirmişiz de Ona ortak koşmalarını o mu söylüyor Bir de biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da el lerinin önceden yaptığı şeyler sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse hemen her ümidi kesiveriyorlar Onlar görmediler mi ki Allah dilediği kimseye rızkı serer ve daraltır Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardır O halde ak rabaya da hakkını ver yoksula da yolcuya da Bu Allahın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz Allah yanında artmaz Allahın rızasını dileyerek verdiğiniz zekata gelince işte onlar malları kat kat artmış olanlardır Allah Odur ki sizi yarattı sonra da size rızık verdi sonra sizi öldürür sonra sizi diriltir Hiç sizin ortak koştuklarınızdan bunlardan birini yapacak olan var mı Allah onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kendi ellerinin kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı Umulur ki onlar hakka dönerler De ki yeryüzünde bir gezin de bak ın bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş Onların pek çoğu müşrik idiler Allahtan geri çevrilmesine hiçbir çare olmayan bir gün gelmeden önce yüzünü dosdoğru sabit dine çevir O gün gelince insanlar birbirlerinden ayrılırlar Her kim inkâr eder se inkârı kendi aleyhinedir Kim de salih amel işlerse onlar kendileri için rahat bir yer hazırlamış olurlar Çünkü O iman edip salih amel işleyenlere lütfundan mükafat verecektir Çünkü O kâfirleri sevmez Rüzgarları müjdeciler olarak gönderme si size rahmetinden tattırması emriyle gemilerin akıp gitmesi ve lütfundan rızık isteyip kazanmanız Onun âyetlerindendir Hem gerek ki şükredesiniz Andolsun ki biz senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara apaçık delillerle vardılar Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık Müminlere yardım ise bizim nezdimizde bir hak oldu Allah Odur ki rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar Derken onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer parça parça da eder Derken yağ muru görürsün aralarından çıkar Derken onu kullarından kimlere diliyorsa döküverdi mi derhal yüzleri güler Halbuki onlar daha önce üzerlerine yağmur indirilmeden evvel ümidi kesmişlerdi Şimdi bak Allahın rahmetinin eserlerine yeryüzünü ölümü nden sonra nasıl diriltiyor Şüphe yok ki O mutlaka ölüleri diriltir O her şeye kâdirdir Andolsun ki biz bir rüzgâr göndersek de onu rahmetin eseri olan ekini sararmış görseler mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar Çünkü sen ölülere işittiremezsin O daveti arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur selâmeti bulurlar Allah Odur ki sizi güçsüz olarak yaratır sonra güçsüzlüğün arkasından kuvvet verir Sonra kuvvetin arkasından yine güçsüzlüğe ve ihtiyarlığa getirir O dilediğini yaratır Ve O her şeyi bilir her şeye gücü yeter Kıyamet kopacağı gün günahkarlar dünyada bir saatten fa zla durmadıklarına yemin ederler Onlar önceden de böyle haktan çevriliyorlardı Kendilerine ilim ve iman verilenler de şöyle diyecekler Andolsun ki Allahın kitabında takdir edilmiş olan tekrar dirilme gününe kadar kaldınız İşte bu dirilme günüdü r Fakat siz bunu bilmiyordunuz Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir Onların dertlerinin çaresine de bakılmayacaktır Andolsun ki biz insanlar için bu Kurânda her türlü meselden örnekler getirdik Yemin ederim ki sen onlar a başka bir âyet de getirsen o kâfirler yine Siz yalancılardan uydurduğunuz sözü Allaha nispet edenlerden başkası değilsiniz diyeceklerdir İşte bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler Şimdi sen sabret Çünkü Allahın vaadi mutlaka ha ktır Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler LOKMAN Mekkede nâzil olmuştur ve âyetlerinin Medinede nâzil olduğu da rivayet edilmiştir otuzdört âyettir Hz Lokmanın kıssasını anlattığı için bu adı almıştır Elif Lâm Mîm Bunlar o hikmetli kitabın âyetleridir O güzellik ve iyilik yapanlar için bir hidayet ve rahmettir Onlar namazı kılarlar zekatı verirler âhirete de kesin olarak inanırlar İşte bunlar Rableri tarafından bir hidayet üze redirler Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır Bayağı insanlardan kimi de vardır ki bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve onu eğlence yerine tutmak için laf eğlencesi veya boş söz satın alırlar İşte onlar için aşağılayıcı bir azab vardır Onun karşısında âyetlerimiz okunduğu zaman da sanki onları işitmemiş sanki kulaklarında bir ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir İşte onu acı verecek bir azab ile müjdele Fakat iman edip de salih amel işleyenlere gelince onlar için n imet cennetleri vardır Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır Bu Allahın gerçek bir vaadidir O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir O gökleri direksiz yarattı onları görüyorsunuz Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır baskılar sabit ve b üyük dağlar bıraktı ve orada herbir hayvandan üretti Hem biz gökten bir su indirdik de orada her güzel çiftten veya her hoş çeşitten bitkiler yetiştirdik İşte bu Allahın yarattığıdır Haydi gösterin bana Ondan başkaları ne yaratmıştır Fakat o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler Andolsun ki biz Lokmana Allaha şükret diye hikmet verdik Kim şükrederse kendi iyiliğine eder Kim de nankörlük ederse şüphesiz ki Allah hiçbir şeye muhtaç değildir daima övülmeye layıktır Hani bir zaman Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki Yavrucuğum Allaha ortak koşma çünkü Allaha ortak koşmak şirk elbette büyük bir zulümdür Gerçi biz insana anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşı dı Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir Biz insana Bana anana ve babana şükret diye de tavsiye ettik Dönüş ancak banadır Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa onlara itaat etm e Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut Sonra dönüşünüz ancak banadır O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim Yavrucuğum Haberin olsun ki yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da bir kaya içinde veya g öklerde yahut yerin dibinde gizlense Allah onu getirir mizanına kor Çünkü Allah en ince şeyleri bilir her şeyden haberdardır Yavrucuğum Namazı kıl iyiliği emret kötülükten sakındır Başına gelenlere sabret çünkü bunlar azmi gerektiren işle rdendir Hem insanlara karşı avurdunu şişirme kibirlenme ve yeryüzünde çalımla yürüme Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez Yürüyüşünde tabii ol sesini alçalt çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir Görme diniz mi ki Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır Bununla beraber insanlar içinde kimi de var ki ne bir ilme ne bir mürşide ve ne aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın All ah hakkında mücadele ediyor Onlara Allahın indirdiğine tabi olundendiği zaman Hayır biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz diyorlar Ya şeytan onları cehennnem azabına çağırıyor idiyse de mi onlara uyacaklar Oysa her kim iyilik yaparak yüzünü tertemiz Allaha tutarsa o gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır Öyle ya bütün işlerin sonu Allaha dayanır Kim de inkâr ederse artık onun inkârı seni üzmesin Onlar dönüp bize gelecekler O zaman biz onlara bütün yapt ıklarını haber vereceğiz Gerçekten Allah bütün kalblerin özünü bilir Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız Andolsun ki onlara Gökleri ve yeri kim yarattı diye sorsan elbette Allah diyecekler Allah a hamd olsun de Fakat onların çoğu bilmezler Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahındır Gerçekten Allah hiçbir şeye muhtaç değildir daima övülmeye lâyıktır Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa deniz de arkasından yedi deniz daha ken disine destek olduğu halde mürekkep olsa yine de Allahın kelimeleri yazmakla tükenmez Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Sizin yaratılmanız da tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gi bidir Gerçekten Allah her şeyi işitir ve görür Görmedin mi ki Allah geceyi gündüze sokuyor gündüzü geceye sokuyor Güneş ile ayı da emrine boyun eğdirmiştir Her biri belirli bir süreye kadar akıp gidiyor Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberd ardır Bu da şundandır ki Allah hakkın ta kendisidir İnsanların Ondan başka taptıkları ise mutlaka batıldır Şüphesiz ki Allah çok yücedir çok büyüktür Görmedin mi ki Allah âyetlerinden bir kısmını size göstersin diye gemiler Allahın nimetiyle denizde akıp gidiyor Şüphesiz bunda çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır Onları kara bulutlar gibi bir dalga sardığı zaman dini yalnız kendisine has kılarak Allaha yalvarırlar Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman i se içlerinden doğru giden de bulunur Bizim âyetlerimizi öyle nankör gaddarlardan başkası inkâr etmez Ey insanlar Rabbinizden sakının ve bir günden korkun ki baba çocuğuna hiçbir fayda veremez Çocuk da babasına hiçbir şeyle fayda sağlayacak değildi r Şüphesiz Allahın vaadi gerçektir O halde dünya hayatı sizi aldatmasın sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allahın affına güvendirerek aldatmasın Şüphesiz ki kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır Yağmuru O yağdırır rahimlerde ne varsa erkek veya dişi oluşunu renk ve özelliklerini O bilir Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir her şeyden haberdardır SECDE Adını âyette geçen kelimeden al an bu sûre Mekkede nâzil olmuştur ve âyetlerinin Medinede nâzil olduğu da rivayet edilmiºtir otuz âyettir Elif Lâm mim Kendisinde şüphe olmayan bu kitabın indirilişi âlemlerin Rabbi olan Allah tarafındandır Yoksa onu Muh ammed uydurdu mu diyorlar Hayır o senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavmi korkutman için Rabbin tarafından gelen bir haktır Gerek ki hidayeti kabul ederler Allah Odur ki gökleri yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarat mış sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur hakim olmuştur Sizin için Ondan başka ne bir dost vardır ne de bir şefaatçi Artık düşünmeyecek misiniz O gökten yere yukarıdan aşağıya işleri düzenler sonra da o işler sizin saydıklarınızdan bin yıl kadar olan bir günde Ona yükselir İşte görüleni de görülmeyeni de bilen her şeye gücü yeten çok merhametli olan Odur Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan Odur Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden değersiz bir sudan yaratmıştır Sonra onu düzenli bir şekle sokup içine kendi ruhundan üfürdü Ve sizin için kulaklar gözler ve gönüller var etti Siz pek az şükrediyorsunuz Onlar Biz yerde kaybolup gittikten sonra gerçekten biz mi yeni bir ya ratılışta bulunacağız dediler Fakat onlar Rablerine kavuşmayı Onun huzuruna varacaklarını inkâr eden kâfirlerdir De ki Size vekil kılınmış olan ölüm meleği canınızı alacak sonra döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz Ey Muhammed Günahkâ rların Rablerinin huzurunda başları öne eğilmiş olarak Ey Rabbimiz Gördük ve dinledik şimdi bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim çünkü biz artık kesin bir şekilde inanıyoruz derlerken bir görsen Eğer biz dilemiş olsaydık her nefse hidây etini verirdik Fakat benden Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım sözü hak olmuştur O halde bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı İşte biz de sizi unuttuk Yapmakta olduğunuz işler yüzünden tadın ebedî azabı Bizim âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar Onların yanları yataklardan uzaklaşır korku ve ümid içinde Rablerin e dua ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler Şimdi hiç kimse kendileri için yaptıklarına karşılık gözler aydınlığı olacak şeylerden neler gizlenmiş olduğunu bilemez Öyle ya iman eden kimse fâsık olan gibi olur mu Onla r eşit olamazlar Evet iman edip de salih amelleri işleyen kimselerin yaptıklarına karşılık bir konukluk ağırlanma olarak mevâ barınak cennetleri vardır Ama fâsıklık etmiş olanların barınakları ateştir Oradan her çıkmak istediklerinde oray a geri çevrilirler ve kendilerine Haydi tadın o ateşin yalanlayıp durduğunuz azabını denir Şu bir gerçek ki onlara o en büyük azabdan önce yakın azabdan dünyada da tattıracağız Umulur ki kötülükten dönerler Rabbinin âyetleriyle kendisi ne öğüt verilip de sonra onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim kim olabilir Gerçekten biz günahkârlardan intikam alacağız Andolsun ki biz vaktiyle Musaya kitap vermiştik Şimdi de sen ona öyle bir kitaba kavuşmaktan şüphe içinde olma Biz onu İsrailoğullarına doğru yolu göstren bir rehber kılmıştık Onların içinden sabrettikleri zaman bizim emrimizle doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik Onlar bizim âyetlerimize kesin bir şekilde inanıyorlardı Şimdi ihtilafa düştükleri şeyler h akkında şüphesiz ki Rabbin kıyamet günü aralarında ayırıcı hükmü verecektir Kendilerinden önce yurtlarında gezip dolaşmakta oldukları nice kuşakları helâk etmiş olmamız daha onları doğru yola iletmedi mi Şüphesiz bunda nice ibretler vardır Hâlâ ku lak vermeyecekler mi Ya hiç görmediler mi ki biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz Ondan hayvanları da yiyor kendileri de Hâlâ gözlerini açmayacaklar mı Bir de Ne zaman o fetih eğer doğru söylüyorsanız diyorlar De ki İnkâr edenlere o fetih günü iman etmeleri fayda vermez ve onlara göz açtırılmaz Şimdi sen onlardan yüz çevir de gözet Çünkü onlar da gözetmektedirler AHZAB Medinede nâzil olmuştur yetmişüç âyettir Ahzâb hizbin çoğuludu r Topluluk gurup bölük parti gibi manalara gelir Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine Kuran cüzünün dörtte birine de hizip denir Bu sûrede müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden bahsedildiği için bu isim verilmiş tir Rivayete göre bir takım ileri gelen müşrikler Uhud savaşından sonra Medineye gelmişler münafıkların lideri Abdullah b Übeyyin evine misafir olmuşlardı Hz Peygamber bunlara kendisiyle görüşmek üzere emân vermişti Bu görüşme esnasında Resûlu llaha Sen bizim taptıklarımızı diline dolamaktan vazgeç onlar menfaat sağlayabilir şefâat edebilir de biz de seni Rabbinle başbaşa bırakalım dediler Orada bulunan müslümanların canları sıkıldı onları öldürmek istediler Bunun üzerine verilmiş ol an emânın bozulması konusunda Allahtan korkmalarını ve kâfirler ile münafıkların sözlerine boyun eğmemelerini Resûlullahın şahsında müminlerden isteyen âyet nâzil oldu Ey peygamber Allahtan kork kâfirlere ve münafıklara itaat etme Muhakkak ki Allah her şeyi bilir hüküm ve hikmet sahibidir Rabbinden sana ne vahyediliyorsa onun ardınca git Muhakkak ki Allah ne yaparsanız haberdardır Allaha güven vekil olarak Allah yeter Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamıştır Kendilerind en zıhar yaptığınız eşlerinizi analarınız kılmamıştır Evlatlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır O sizin ağzınızdaki lafınızdır Allah ise hakkı söylüyor ve doğru yolu gösteriyor Onları evlatlıkları babaları adına çağırın Allah yanında o daha doğ rudur Eğer babalarını bilmiyorsanız onlar sizin dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdır Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur Fakat kalblerinizin kasdettiğinde vardır Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir Peygamber müminlere kendi nefislerinden önce gelir Onun hanımları da onların analarıdır Akraba da Allahın kitabında birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar Ancak dostlarınıza bir maruf uygun bir vasiyet yapmanız müstesnâdır Bu ki tapta yazılıdır Unutma o peygamberlerden mîsaklarını kesin sözlerini aldığımız vakti Hele senden Nuh İbrahim Musa ve Meryemoğlu İsadan ki onlardan ağır bir mîsak sağlam bir söz aldık Bunu Allah sadıklara sadakatlerinden sormak için yapt ı Kâfirler için ise acı verecek bir azab hazırladı Ey iman edenler Allahın üzerinizdeki nimetini anın Hani size ordular gelmişti de üzerlerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salıvermiştik Allah ne yaptığınızı görüyordu O zaman onlar hem üstünüzden gelmişlerdi hem aşağı tarafınızdan ve o vakit gözler kaymış yürekler gırtlaklara dayanmıştı Siz Allaha türlü türlü zanlarda bulunuyordunuz İşte burada müminler imtihan edilmiş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı O va kit münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar Allah ve Resulü bize bir aldanıştan başka bir vaad yapmamış diyorlardı O vakit bunlardan bir grup Ey Medine halkı Sizin için duracak yer yok hemen dönün diyorlardı Yine onlardan bir kısm ı da Peygamberden izin istiyor evlerimiz gerçekten düşmana açıktır diyorlardı halbuki açık değildi sadece kaçmak istiyorlardı Eğer onların her tarafından üzerlerine girilse de sonra fitne çıkarmaları istenilse derhal onu yapacaklardı Ama onunl a da pek az duracaklardı Halbuki bundan önce Allaha ahid vermişlerdi Arkalarını dönmeyeceklerdi Allaha verilen ahid ise mesuliyetlidir mutlaka sorulur De ki Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız kaçmak size asla fayda vermez Verec eğini var saydığınız takdirde de ancak pek az faydalandırılırsınız De ki Eğer Allah size bir felâket diler veya bir rahmet murad ederse sizi Allahtan saklamak kimin haddine Hem onlar kendilerine Allahtan başka bir veli de bulamazlar bir yardı mcı da Şüphesiz Allah içinizden o savsaklayanları ve kardeşlerine Bize gelin diyenleri biliyor Onlar harbe pek az geliyorlardı Size karşı kıskançlık ediyorlardı Derken o korku hali gelince gördün onları ki ölümden baygınlık sarmış kimse g ibi gözleri dönerek sana bakıyorlardı O korku gidince size keskin keskin diller sıyırdılar Onlar hayra karşı kıskançlık ediyorlardı İşte bunlar iman etmediler de Allah amellerini boşa çıkardı Bu Allaha göre önemsizdir Onlar ahzabı düşman birlik lerini gitmedi sanıyorlardı Eğer o birlikler bir daha gelecek olursa çölde bedevi Araplar içinde yer alıp sizin haberlerinizden başınıza geleceklerden sormayı isterler Onlar içinizde kalacak olsalar da pek az harb ederler Şanım hakkı için muhak kak ki size Resullulahda pek güzel bir örnek vardır Allaha ve son güne ümit besler olup da Allahı çok zikreden kimseler için Müminler ahzabı düşman birliklerini gördükleri zaman İşte bu Allahın ve Resulünün bize vaad ettiği şeydir Allah v e Resulü doğru söyledi dediler Bu onların imanını ve teslimiyetini artırmaktan başka bir şey yapmadı Müminlerdendir o erler ki Allaha verdikleri ahde sadakat gösterdiler Kimi adağını ödedi canını verdi kimi de beklemektedir Onlar ahidlerini hiç değiştirmediler Çünkü Allah sadıklara sadakatleriyle mükafat verecek dilerse münafıklara da azab edecek veya tevbe nasib edecektir Şüphe yok ki Allah çok bağışlayıcıdır Çok merhamet edicidir Hem Allah kâfirleri herhangi bir hayra ulaşmadan hınçlarıyle defetti Bu şekilde Allah müminlere savaşta kâfi geldi Allah çok güçlüdür çok üstündür Hem de kitap ehlinden onlara yardım edenleri kalplerine korku düşürerek kalelerinden indirdi siz onların bir kısmını katlediyordunuz bir kısmını d a esir alıyordunuz Allah onların arazilerini yurtlarını ve mallarını size miras kıldı Bir de henüz ayak basmadığınız bir yeri size miras kıldı Allah her şeye kâdirdir Ey peygamber Hanımlarına şöyle söyle Eğer dünya hayatını ve zinetini istiyorsanız haydi gelin sizi donatayım ve güzellikle bırakıp salıvereyim Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız haberiniz olsun ki Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır Ey peygamberin hanımlar ı sizden her kim bir terbiyesizlik ederse ona azab iki kat katlanır Bu Allaha göre çok kolaydır Yine sizden her kim Allaha ve Resulüne boyun eğer salih bir amel işlerse ona da mükâfatını iki kat veririz Hem onun için bol bir rızık hazırlamışız dır Ey peygamberin hanımları Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz Eğer takva ile korunacaksanız konuşurken kırıtmayın da kalbinde bir hastalık bulunan kimse tamaha düşmesin Güzel ve dosdoğru söz söyleyin Hem vakarınızla evlerinizde d urun da önceki cahiliyet devrinde olduğu gibi süslenip çıkmayın Namazı kılın zekatı verin Allah ve Resulüne itaat edin Ey ehli beyt Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz pampak yapmak istiyor Oturun da evlerinizde okunan Allahın âyetleri ni ve hikmeti anın Şüphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her şeyden haberdardır Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar mümin erkeklerle mümin kadınlar itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar sadık erkeklerle sadık kadınlar sabreden erkeklerle sabreden kadınlar mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlar Allahı çok zikreden erkeklerle Allah ı çok zikreden kadınlar var ya işte onlar için Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır Bununla beraber Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman gerek mümin bir erkek ve gerekse mümin bir kadın için o işlerinde başka bir tercih hakkı yo ktur Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur Hem hatırla o vakti ki o kendisine Allahın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye Hanımını kendine sıkı tut ve Allahtan kork diyordun da nefsinde Allahın a çacağı şeyi gizliyordun İnsanlardan çekiniyordun Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman biz onu sana eş yaptık ki oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık o lmasın Allahın emri de yerine getirilmiştir Peygambere Allahın takdir ettiği mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur Bundan önce geçen bütün peygamberler hakkında Allahın sünneti böyledir Allahın emri ise biçilmiş bir kaderdir Onlar Allah ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve Ondan korkarlar Allahtan başka kimseden korkmazlardı Hesap görücü olarak da Allah yeter Muhammed sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir Ama Allahın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur Allah her ş eyi hakkiyle bilendir Ey iman edenler Allahı çokça anın Ve Onu sabah akşam tesbih edin Sizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için melekleri ile birlikte üzerinize rahmet ve bereket indiren Odur ve O müminlere çok merhametlidir Ona kavuşacakları gün müminlere esenlik dileği selâmdır Allah onlar için cömertçe bir mükafat hazırlamıştır Ey peygamber Biz seni hem bir şahit hem bir müjdeci hem bir uyarıcı olarak gönderdik Ve hem de izniyle Allaha bir davetçi ve nurla r saçan bir kandil olarak gönderdik Müminlere müjdele Onlara Allahtan bir mükafat vardır Kâfirlere ve münafıklara itaat etme onların ezalarını bırak aldırma da Allaha tevekkül et Allah vekil olarak hepsine yeter Ey iman edenler M ümin kadınları nikâh edip de sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur Derhal mütalarını mehirleri belirlenmediği takdirde yararlanacakları bir mal verip onları güzel bir şekilde salıverin Ey peygamber Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini Allahın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri amcalarının kızlarından halalarının kızlarından dayılarının kızlarından teyzeler inin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse peygamber nikâh etmek istediği takdirde onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık Onlara eşleri ve cariyeleri ha kkında neyi farz kıldığımızı biliyoruz Bunlar sana hiçbir darlık olmaması içindir Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Onlardan dilediğini geri bırakır dilediğini yanına alırsın Sırasını geri bıraktığın kadınlardan dilediğini yanına al manda da sana bir günah yoktur Onların gözleri aydın olup üzülmemelerine ve kendilerine verdiğin ile hepsinin hoşnut olmalarına en elverişli olan budur Allah kalblerinizdekini bilir Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır Bundan başka kadınlar san a helâl olmaz Bunları başka eşlerle değiştirmek de olmaz İsterse güzellikleri hoşuna gitsin Ancak sahip olduğun cariyen başka Allah her şeye gözcü bulunuyor Ey iman edenler Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girm eyin Fakat çağırıldığınız vakit girin Yemeği yediğinizde de hemen dağılın Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor ama o sizden utanıyor Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz Hem Onun hanımlarına bir ihtiya ç soracağınız vakit de perde arkasından sorun Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir Hem sizin Resulullaha eziyet etmeye hakkınız yoktur Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şeyi bilmektedir Onlar peygamberin eşleri için babaları oğulları kardeşleri erkek kardeşlerinin oğulları kız kardeşlerinin oğulları kendi kadın ları kadın dostları ve sahip oldukları köleleri hakkında bir günah yoktur Bununla beraber ey Peygamberin hanımları Allahtan korkun Çünkü Allah her şeye şahit bulunuyor Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salât ederler Ey iman edenler siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin Şüphesiz ki Allaha ve Resulüne eziyet verenlere Allah hem dünyada hem ahirette lânet etmiştir Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır Mümin erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler de bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir Ey peygamber Hanımlarına kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından dış elbiselerinden üzerlerini sımsıkı örtsünler Bu onların tanınmalarına tanınıp da eziyet ed ilmemelerine en elverişli olandır Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Andolsun ki eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medinede dedikodu yapanlar bu yaptıklarından vaz geçmezlerse mutlaka seni onlara musallat ederiz Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar Melun olarak nerede bulunurlarsa yakalanırlar ve öldürülürler Allahın bundan önce geçenler hakkındaki kanunu budur Ve sen Allahın kanununu değiştirmeye asla çare bulam azsın İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar De ki Onun ilmi ancak Allahın nezdindedir Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur Şu muhakkak ki Allah kâfirleri lânetlemiş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır Onlar orada ebedî kal ırlar ve ne bir dost bulabilirler ne de bir yardımcı O gün yüzleri ateş içinde çevirilirken Ah keşke Allaha itaat etseydik peygambere itaat etseydik derler Yine derler ki Ey Rabbimiz Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler Ey Rabbimiz Onlara azabın iki katını ver ve kendilerini büyük bir lânet ile lânetle Ey iman edenler Sizler Musaya eziyet edenler gibi olmayın Eziyet ettiler de Allah onu onların söylediklerinden temize çıkardı O Al lah yanında mevki sahibi idi Ey iman edenler Allahtan korkun ve sağlam söz söyleyin Ki Allah işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı bağışlasın Her kim Allaha ve Resulüne itaat ederse o gerçekten büyük murada ermiştir Biz o emaneti göklere yere ve dağlara arz ettik onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar ondan korktular da onu insan yüklendi O gerçekten çok zalim ve çok cahildir Çünkü Allah münafık erkeklerle münafık kadınlara müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azab edecek müm in erkeklerle mümin kadınların da tevbelerini kabul edecektir Allah çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir SEBE Mekkede nâzil olmuştur ellidört âyettir Yalnız âyeti Medinede inmiştir Sûre adını Yemende bir bölge veya kabile ismi olan Sebe kelimesinin geçtiği âyetten alır Hamd o Allahındır ki göklerde ne var yerde ne varsa hep Onundur Ahirette de hamd Onundur O hüküm ve himet sahibidir herşeyden haberdardır Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyor gökten ne iniyor ve ona ne çıkıyorsa Allah hepsini bilir O çok merhamet edicidir Çok bağışlayıcıdır İnkâr edenler Bize o kıyamet saati gelmez dediler De ki Hayır öyle değil gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir Onun ilminden gökle rde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi muhakkak açık bir kitaptadır Çünkü Allah iman edip iyi ameller işleyenlere mükafat verecektir İşte onlar için bir mağfiret ve cömertçe verilmiş bol rızık vardır Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince onlar için de pek kötü ve elem verici bir azab vardır Kendilerine ilim verilmiş olanlar görüyorlar ki Rabbinden sana indirilen Kurân hakkın kendisidir O gücüne nihayet olmayan her hamde lâyık bulunan Allahın yolunu gösteriyor Böyle iken inkâr edenler şöyle dediler Siz öldükten sonra didik didik parçalandığınız vakit yeniden bir yaratılış içinde bulunacaksınız diye size birtakım haberler veren kişiyi gösterelim mi O bir ya lanı Allaha iftira mı etti yoksa kendisinde bir delilik mi var Hayır doğrusu âhirete inanmayanlar derin bir sapıklıkla azab içindedirler Ya gökten ve yerden önlerindekine ve arkalarındakine bir bakmazlar mı Dilesek kendilerini yere geçiriveririz Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürüveririz Şüphesiz bunda Allaha yönelen hakka gönül veren her kul için bir ibret vardır Andolsun ki biz Davuda tarafımızdan bir fazilet verdik Ey dağlar Onunla beraber tesbih edin dedik ve bunu kuşlara da emrettik ve ona demiri yumuşattık Bol bol zırhlar yap ve biçimlemede ölçüyü gözet dedik Siz de iyi işler yapın çünkü ben her yapacağınızı gözetiyorum Süleymanın emrine de rüzgarı verdik Sabah gidişi bir aylık akşam dönüşü bir aylık yol idi Erimiş bakır menbaını da ona sel gibi akıttık Hem Rabbinin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı Onlardan da kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık Onlar ona mihrablar timsaller heykeller ve havuzlar gibi çanaklar ve sâbit kazanlardan her ne isterse yaparlardı Çalışın ey Davud hanedanı şükür için çalışın Ama kullarım içinde şükreden azdır Ne zaman ki Süleymana ölümü hükmettik cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı Yalnız bir güve böceği yere dayan dığı asâsını yiyordu Bu sebeple Süleyman yere yıkılınca ortaya çıktı ki cinler eğer gaybı bilir olsalar o zilletli azab içinde bekleyip durmazlardı Andolsun ki Sebe kavmi için oturdukları yerde bir ibret vardı Sağ ve soldan iki bahçe onlara R abbinizin rızkından yiyin de Ona şükredin ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab denildi Fakat onlar şükürden yüz çevirdiler bakmadılar Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik ve o güzelim iki bahçelerini buruk yemişli ılgınlık ve iç inde biraz da sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik Bunu onlara nankörlüklerinin cezası yaptık ve biz hep böyle çok nankör olanları cezalandırırız Biz onlarla o bereket verdiğimiz memleketler arasında sırt sırta şehirler meydana getirmi ştik Ve onlar da muntazam gidiş geliş düzenledik Onlara Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün dedik Buna karşı onlar Ey Rabbimiz Seferlerimizin arasını uzaklaştır dediler ve nefislerine zulmettiler Biz de onları e fsanelere çevirdik ve tamamen didik didik dağıttık Şüphesiz ki bunda çok şükredecek her sabırlı için elbette ibretler vardır Yine yemin ederim ki İblis onlar hakkındaki zannını hakikaten doğru buldu da içlerinde müminlerden ibaret bir gruptan başkas ı ona uydular Halbuki İblisin onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu Fakat biz ahirete imanı olanı belli edecek ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik Öyle ya Rabbin her şeyi gözetleyendir De ki Allahı bırakıp da tanrı saydığ ınız putlarınıza istediğiniz kadar yalvarın Onların ne göklerde ne yerde zerre kadar güçleri yetmez Onların bunlarda bir ortaklığı da yok Allahın da onlardan bir yardımcısı yoktur Allahın huzurunda şefaat da fayda vermez Ancak izin verdiği ki mseninki müstesna Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman Rabbiniz ne buyurdu derler Şefaat sahipleri de Hakkı söyledi derler O her şeyden yüksek ve büyüktür De ki Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir Yine de ki Allahtı r herhalde ya biz ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz De ki Siz bizim yaptığımız günahlardan sorumlu tutulmazsınız Biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız De ki Rabbimiz hepimizi bir araya topl ayacak sonra da hak hükmü ile aramızı ayıracaktır Asıl hüküm veren ve her şeyi bilen Odur De ki Ona ortak diye takıştırdıklarınızı bana gösterin bakayım Hayır öyle şey yoktur doğrusu güçlü ve hikmet sahibi olan ancak Allahtır Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik Fakat insanların çoğu bilmezler Ve Eğer gerçekçiyseniz bu vaad ne zaman olacak diyorlar De ki Size vaad edilen öyle bir gündür ki ondan ne bir an geri kalabilirsiniz ne d e ileri geçebilirsiniz Kâfirler Biz ne bu Kurâna inanırız ne de ondan öncekilere dediler Fakat o zalimler yakalanıp Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman birbirlerine söz atarken bir görsen Bir taraftan zayıf düşürülenler o büyüklük ta slayanlara Siz olmasaydınız biz mutlaka mümin olurduk derler Diğer taraftan büyüklük taslayanlar zayıf düşürülenlere Size hidayet geldikten sonra sizi ondan biz mi çevirdik Hayır siz kendiniz suçluydunuz derler O zayıf düşürülenler de o büyüklük taslayanlara Hayır işiniz gece gündüz hilekârlıktı Çünkü siz bize Allahı inkâr etmemizi ve Ona eş koşmamızı emrediyordunuz derler Bunlar azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler Biz de o kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlardır Biz herhangi bir memlekete tehlikeyi haber veren bir uyarıcı gönderdikse mutlaka oranın refah ile şımartılmış olanları Biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanımayız dedil er Ve yine dediler ki Biz malca da daha çoğuz evlatça da bize azab edilmez De ki Rabbim rızkı dilediğine genişletir dilediğine sıkar Fakat insanların çoğu bilmezler Halbuki sizi huzurumuza yaklaştıracak olan mallarınız ve evlatlar ınız değildir Ancak iman edip de salih amel işleyenlere gelince işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükafat vardır Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince işte onlar Hakk ın huzuruna azab içinde getirileceklerdir De ki Gerçekten Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı hem genişletir hem daraltır Her neyi hayra harcarsanız O onun yerine başkasını verir Hem O rızık verenlerin en hayırlısıdır O gün Allah o nları hep birlikte mahşere toplayacak sonra meleklere Şunlar size mi tapıyorlardı diyecektir Onlar da Seni tenzih ederiz Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin Hayır onlar cinlere tapıyorlardı Çoğu onlara inanmışlardı diyecekler İşte o gün birbirinize ne bir menfaate ne de bir zarara sahip olabilirsiniz Ve biz o zulmedenlere Tadın bakalım o yalan deyip durduğunuz ateşin azabını deriz Karşılarında açık deliller halinde âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler Bu başka değil sırf sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adam dediler Ve Bu Kurân başka bir şey değil sırf uydurulmuş bir iftira dediler O kâfirler hak kendilerine geldiği zaman Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değil dedi ler Halbuki biz onlara öyle ders alacakları kitaplar göndermedik Kendilerine senden önce bir uyarıcı da göndermedik Onlardan öncekiler de yalanlamışlardı Hem bunlar onlara verdiklerimizin onda birine eremediler Peygamberlerimi yalanladılar a ma beni inkâr edişin sonu nasıl oldu De ki Size sadece bir tek nasihat edeceğim Şöyle ki Allah için ikişer üçer ve teker teker kalkarsınız sonra da iyi düşünürsünüz Arkadaşınızda peygamberde delilikten eser yoktur O yalnız şiddetli bir aza bın önünde sizi sakındıracak bir peygaberdir De ki Ben sizden herhangi bir ücret istemem O sizin içindir Benim ecrim ancak Allaha aittir O her şeye şahittir De ki Gerçekten Rabbim hakkı yerli yerine koyar O gaybları hakkıyla bilendi r De ki Hak geldi batılın önü de kalmaz sonu da De ki Eğer ben yanılırsam yalnız kendi adıma yanılırım Ve eğer hidayeti bulmuşsam bilinmeli ki Rabbimin bana vahiy vermesiyledir Çünkü O yakındır işitir işittirir Onları telaşa düştükleri zaman görsen Artık kaçamak yoktur Yakın yerden yakalanmışlardır Ve Ona iman ettik demektedirler Fakat onlar için âhiret gibi uzak bir yerden imana el sunmak ulaşabilmek nerede Halbuki daha önce dünyada Onu inkâr etmişle rdi Uzak yerden gayba taş atıyorlardı Artık kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi Çünkü hepsi işkilli bir şüphe içinde bulunuyorlardı FATIR Mekkede nâzil olmuştur kırkbeş âyetti r Hamd gökleri ve yeri yaratan melekleri ikişer üçer dörder kanatlı elçiler kılan Allaha mahsustur O yaratmada dilediği kadar artırır Gerçekten Allah her şeye kâdirdir Allah insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu tutacak kısacak olan yoktur Her neyi de tutar kısarsa onu da ondan sonra salacak yoktur O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Ey insanlar Allahın üzerinizdeki nimetini anın Allahtan başka bir yaratıcı mı var O size gökten ve yerden rızık verir Ondan başka ilâh yoktur O halde haktan nasıl çevrilirsiniz Eğer onlar seni yalanlıyorlarsa senden önce birçok peygamberler de yalanlandılar Bütün işler Allaha döndürülür Ey insanlar Haberiniz olsun ki Allahın vaadi muhakkak haktır Sakın bu dünya haya tı sizi aldatmasın sakın o aldatıcı şeytan sizi Allah hakkında da aldatmasın Çünkü şeytan size düşmandır Siz de onu düşman tutun O etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemliklerden olsunlar diye davet eder İnkâr edenler için şiddetli bir azab vardır İman edip salih amel işleyenler için de bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş olan kimse de mi iman edip salih amel işleyenler gibi olacak Şüphe yok ki Allah dilediğin i şaşırtır dilediğini de doğru yola çıkarır O halde canın onlara karşı hasretlerle üzüntülerle sıkılıp gitmesin Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını bilir Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allahtır Derken biz o bulutu ölmüş bir beld eye sevketmişizdir Böylece yeryüzüne ölmünden sonra onunla hayat veririz İşte o dirilme de böyledir Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allahındır Ona hoş kelimeler yükselir onu da salih amel yükseltir Kötülükler kuranlara gelince onlara şiddetli bir azab vardır Onların tuzakları hep darmadağın olur Hem Allah sizi bir topraktan sonra bir damla sudan yarattı Sonra sizi çiftler kıldı Onun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur ne doğurur Kendisine ömür verilenin de ömrü nün uzatılması da ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır Şüphe yok ki bu Allaha göre kolaydır Hem iki deniz eşit olmuyor Şu tatlı hararet keser içerken boğazdan kayar şu da tuzlu yakar kavurur Bununla beraber her birinden t aze bir et yersiniz ve bir ziynet çıkarır giyinirsiniz Allahın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri de görürsün Gerek ki şükredeceksiniz O geceyi gündüze sokuyor gündüzü de geceye sokuyor Güneşi ve ayı emrine âmâde kılmıştır Her biri mukadder bir gayeye akıp gidiyor İşte bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir Mülk hükümranlık Onundur Ondan başka taptıklarınız ise bir çekirdek zarını bile idare edemezler Kendilerine dua ederseniz duanızı işitmezler İşitseler bile size cevabını veremezler Kıyamet günü de kendilerini Allaha ortak koştuğunuzu inkâr ederler Sana her şeyden haberdar olan Allah gibi bir haber veren olmaz Ey insanlar Siz Allaha muhtaçsınız Allah ise zengin ve her hamde lâyıktı r Eğer O dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir Ve bu Allaha göre zor bir şey değildir Hem günah çeken bir kimse başkasının günahını çekmeyecek yükü ağır basan onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyece k isterse bir yakını olsun Fakat sen ancak o kimseleri sakındırısın ki gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar namazı dürüst kılarlar Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir Nihayet dönüş Allahadır Ne kör ile gören eşit olur Ne de karanlık lar ile aydınlık Ve ne de gölge ile sıcaklık Ölülerle diriler de eşit olmaz Gerçi Allah her dilediğine işittirirse de sen kabirlerdekine işittirecek değilsin Sen sadece bir uyarıcısın Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci hem bir uyarıcı olarak gönderdik Hiçbir ümmet de yoktur ki içlerinde bir uyarıcı geçmiş olmasın Seni yalanlıyorlarsa onlardan öncekiler de yalanlamışlardı Onlara peygamberleri mucizelerle sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi Sonra ben o inkâr edenleri tutup yakaladım O zaman beni inkâr etmek nasıl oldu Görmedin mi Allah gökten bir su indirdi Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık Dağlarda da yollar beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde ve kapkara topraklar var Yine insanlardan hayvanlardan ve davarlardan da türlü renklileri vardır Kulları içinde Allahtan ancak âlimler korkar Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür Hüküm ve hikmet sahibidir Allahın kitabını okuyan namazı kılan ve kendilerine verdiğimiz rızık tan gizli ve açık olarak verenler kesinlikle batma ihtimali olmayan bir ticaret umarlar Çünkü Allah mükafatlarını kendilerine tamamen ödedikten başka lütfundan onlara fazlasını da verecektir Çünkü O çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır Şüphe yok ki Allah kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir Sonra biz o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bı raktık Onlardan da nefislerine zulmeden var orta yolu tutan var Allahın izniyle hayırlarda ileri geçenler var İşte bu büyük lütuftur Onlara Adn cennetleri vardır Onlar oraya gireceklerdir Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir Or ada elbiseleri de ipektir Onlar orada şöyle derler Hamd olsun Allaha bizden o üzüntüyü giderdi Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu Burada bize yorgunluk gelmeyecek burada bize usanç gelmeyecektir İnkâr edenlere gelince onlara cehennem ateşi vardır Hüküm verilmez ki ölsünler kendilerinden biraz azab da hafifletilmez İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız Onlar orada şöyle feryad ederler Ey Rabbi miz Bizleri çıkar yapageldiklerimizden başka salih bir amel yapalım Onlara Size düşünecek olanın düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi Hem size uyarıcı da gelmişti O halde azabı tadın Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur denir Şüphe yok ki Allah göklerin ve yerin gaybını bilir Elbette o sinelerin içinde olanları da bilir Sizi yeryüzünde halifeler yapan Odur Artık kim küfrederse küfrü kendi aleyhinedir Kâfirlerin küfürleri Rablerinin katında kendilerine buğzdan başka bir şey art ırmaz kâfirlerin küfürleri kendilerine zarardan başka bir şey artırmaz De ki Gördünüz ya Allahı bırakıp da tapmakta olduğunuz ortaklarınızı Gösterin bana yer yüzünden neyi yaratmışlardır Yoksa onların gök yüzünde bir ortaklığı mı var Yoksa biz kendilerine bir kitap vermişiz de ondan bir delil üzerinde mi bulunuyorlar Hayır o zalimler birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar Doğrusu gökleri ve yeri yok oluvermekten Allah tutuyor Andolsun ki eğer yok oluverirlerse onları Ondan başka kimse tutamaz Gerçekten O çok yumuşak davranır çok bağışlayıcıdır Olanca güçleriyle Allaha yemin etmişlerdi ki kendilerine uyarıcı bir peygamber gelirse mutlaka ilerideki ümmetlerin herhagi birinden daha doğru yolda olacaklardı Fa kat kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiği zaman bu onların sırf ürküntülerini artırdı Bu da yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer O halde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorla r Sen Allahın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın Sen Allahın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş Halbuki onlar bunlardan daha kuvvetliydiler Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allahı aciz bırakamaz Çünkü o her şeyi bilendir her şeye kâdir olandır Bununla beraber Allah insanları kazandıkları günahlar yüzünden hemen yakalayıverseydi yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı Fakat onları belli bir s üreye kadar erteliyor Nihayet ecelleri gelince gereğini yaparŞüphe yok ki Allah kullarını görmektedir YASİN Sûre ismini iki harften ibaret olan ilk âyetten almıştır Mekkede inmiştir seksenüç âyettir Sûreye isim olarak verilen yâsînin genellikle Ey insan manasına geldiği kabul edilir Bununla kasdedilen Hz Peygamberdir Yâsîn sûresi Kuranın kalbi kabul edilmiş ve müslümanlar arasında ayrı bir önem kazanmıştır Fazileti hakkında hadisler vardır Yâsîn Ey Muhammed Hikm etli Kurâna andolsun ki sen risâlet görevi Dosdoğru bir yol üzerindesin Babaları korkutulmamış ve kendileri de gafil olan bir kavmi çok güçlü ve çok merhametli olan Allahın indirdiği Kurân ile korkutasın Andolsun ki onların çoğunun üz erine azab sözü hak olmuştur Onlar imana gelmezler Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar Hem önlerinden bir sed arkalarından bir sed çekmişiz kendilerini sarmışızdır Baksalar da görmezler Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir inanmazlar Sen ancak Kurâna tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allahtan korkan kimseyi sakındırırsın İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele Gerçekten biz ölüleri diriltiriz onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız Zaten biz her şeyi açık bir kütükte bir imam ı mübinde ana kitapta yani Levh i mahfuzda sayıp tesbit etmiş izdir Sen onlara o şehir halkını örnek ver Hani oraya peygamberler gelmişti Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı Biz de onları üçüncü bir peygamberle destekledik Onlara Şüphesiz ki biz size gö nderilmiş elçileriz dediler Onlar da Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz hem Rahman olan Allah hiçbir şey indirmedi Siz sadece yalan söylüyorsunuz dediler Peygamberler dediler ki Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönde rilmiş elçileriz Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir Onlar dediler ki Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık Eğer bu işten vazgeçmezseniz andolsun ki sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokun ur Peygamberler de şöyle cevap verdiler Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir Size öğüt verildi diye mi uğursuzluğa uğradınız Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve Ey kavmim U yun o elçilere Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki onlar hidayete ermişlerdir Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana Hep döndürülüp Ona götürüleceksiniz Hiç ben Ondan başka ilâhlar edinir miyim Eğer O Ra hman bana bir zarar dileyecek olsa onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar Şüphesiz ki ben o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum Şüphesiz ki ben Rabbinize iman getirdim gelin dinleyin beni Sonra ona haydi gir cennete denildi O da dedi ki Ne olurdu kavmim bilseydi Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik indirecek de değildik Sadece bir gürültü oldu onlar da hemen sönüverdiler Yazıklar olsun o kullara ki kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay ediyorlardı Görmediler mi ki kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz Onlar artık kendilerine dönüp gelm iyorlar Onların hepsi toplanıp sadece bizim huzurumuza getirilmişlerdir Hem bir delildir onlara ölü toprak Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar Biz orada hurmalıklardan üzüm bağlarından bahçeler yaptık İçlerinde pınarlardan sular fışkırttık Bunu Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye yaptık Hâlâ şükretmeyecekler mi Yerin bitkilerinden kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Al lahın şanı ne yücedir Gece de onlara bir delildir Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allahın takdiridir Aya g elince ona menziller tayin ettik Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür Ne güneşin aya çatması yaraşır ne de gece gündüzü geçebilir onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler Onlar için bir delil de bizim onların neslini dolu bir gemide taşımamızdır Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler yaratmamızdır Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur ne de onlar kurtarılır Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana k adar yaşatmak başka Durum böyle iken onlara Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin denildiği zaman Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz çevirirler Onlara Allah ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın dendiği zaman o kâfirler müminler için Allahın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz dediler Yine onlar Eğer doğru söylüyor sanız bu kıyamet vaadi ne zaman diyorlar Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar bir çığlık ki onlar çekişip dururken kendilerini yakalayıverir O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar Ailelerine de dönemezler Sûra üfürülmüştür bir d e ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar Onlar Eyvah başımıza gelenlere Mezarımızdan bizi kim kaldırdı O Rahmânın vaad buyurduğu işte bu imiş Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler derler Başka değil sadece bir te k çığlık olmuş derhal hepsi toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler Kendil eri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır Onlara orada bir meyve vardır İsteyecekleri her şey onlarındır Onlara Rahîm olan Rabden selâm sözü vardır Ey günahkârlar Bugün siz bir tarafa ayrılın Ey Âdemoğulları Şeytana tapmayın o size apaçık bir düşmandır ve bana kulluk edin doğru yol budur diye size and vermedim mi buyurulacak Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı Ya o zaman düşünmüyor muydunuz İşte bu size vaad edilen cehennemdir Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz için Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler ayakları da şahitlik eder Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi Fak at nereden görecekler Yine dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi ne de geri dönebilirlerdi Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak yaratılışta onu güç ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz Hâlâ ak ıllanmayacaklar mı Biz ona şiir öğretmedik Bu ona yaraşmaz da O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kurândır Bu diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir Şunu da görmediler mi Biz onlar için kudretimizin meyda na getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip bulunuyorlar Onları kendilerinin hizmetine vermişiz de hem onlardan binekleri var hem de onlardan yiyorlar Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var Hâlâ şükre tmeyecekler mi Onlar Allahtan başka birtakım ilâhlar edindiler Güya yardım olunacaklar Onların onlara yardıma güçleri yetmez Kendileri ise onlar için bazı askerlerdir O halde onların sözleri seni üzmesin Biz onların içlerini de biliriz dışlarını da İnsan kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de şimdi apaçık bir hasım kesildi Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri dedi De ki Onları ilk defa yaratan diril tecek ve o her yaratmayı bilir Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan Odur Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız Gökleri ve yeri yaratan onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir Elbette kâdirdir Çünkü o her şeyi yaratandır her şeyi bilendir Onun emri bir şeyi dileyince ona sadece Ol demektir O da hemen oluverir O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu hükümranlığı elinde bulunan Allahın şanı ne yücedir Siz de yalnız Ona döndürüleceksiniz SAFFAT Adını saf tutmuş melekler e işaret eden ilk âyetten alan ve kâinattaki güçlerden söz eden bu sûre Mekkede inmiştir yüzsekseniki âyettir İlk üç âyette saf tutmuş meleklere bulutları sevk ve idare eden güce zikri yapan dile yahut insana yemin edilerek Allahın bir olduğu gerçeği ortaya konmuştur Andolsun o saf bağlayıp duranlara O haykırıp da sürenlere Ve o yolda zikir okuyanlara Ki sizin ilâhınız birdir O göklerin yerin ve aralarındakilerin Rabbidir bütün doğuların da Rabbidir Gerçekten biz dün ya göğünü o yakın göğü bir zinetle yıldızlarla süsledik Onu her inatçı şeytandan koruduk Onlar yüksek melekler topluluğunu dinleyemezler Her taraftan kovulup atılırlar Uzaklaştırılırlar Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur Onu da yakıcı bir alev takip eder Şimdi onlara sor Yaradılışça kendileri mi daha çetin yoksa bizim yarattıklarımız mı Gerçekten biz onları cıvık bir çamurdan yarattık Fakat sen onlara şaşıyorsun ama onlar seninle eğleniyorlar Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar Bir mucize gördükleri zaman da eğlenceye alıyorlar Ve diyorlar ki Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz za man mı biz tekrar dirilecekmişiz Önceki atalarımız da mı De ki Evet hem de sizler çok aşağılanmış olarak dirileceksiniz Çünkü O sura üfürmek zorlu bir kumandadan ibarettir ki derhal onların gözleri açılıverir Eyvah bizler e İşte bu hesap günüdür derler Onlara İşte bu sizin yalanlamakta olduğunuz iyi ve kötüyü ayırt etme günüdür denir Toplayın mahşere o zulmedenleri eşlerini ve Allahtan başka taptıkları şeyleri Toplayın da götürün onları sırata c ehennem köprüsüne doğru Ve durdurun onları çünkü sorguya çekilecekler Onlara Ne oldu sizlere de yardımlaşmıyorsunuz denilir Hayır bugün onlar teslim olmuşlardır Onlar birbirine dönmüş soruşuyorlar Onlar Siz bize uğur lu görünerek sağdan gelir dururdunuz derler İleri gelenler de derler ki Hayır siz inanmamıştınız Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu Fakat siz azmış bir kavimdiniz Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu Şüphesiz aza bımızı tadacağız Evet biz sizi kışkırttık Çünkü biz azgındık O halde hepsi o gün azabda ortaktırlar İşte biz günahkarlara böyle yaparız Çünkü onlar kendilerine Allahtan başka ilâh yoktur denildiği zaman kafa tutuyorlardı Ve Biz hiçbir mecnun deli şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız diyorlardı Hayır o hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti Elbette siz o acı azabı tadacaksınız Bununla beraber başka değil hep yaptığınız amellerinizle cezalan dırılacaksınız Sadece Allahın ihlaslı kulları müstesnadır İşte onlar için belli bir rızık vardır Meyveler vardır Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir Onlar Karşılıklı tahtlar üzerindedirler İçenlere lezzet veren pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır Onda ne bir zararlı sonuç vardır ne de sarhoşluk verir Yanlarında iri gözlü bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır Sanki onlar örtülüp saklanm ış yumurta gibidirler Derken birbirine dönüp sorarlar İçlerinden bir sözcü der ki Gerçekten benim bir arkadaşım vardı Derdi ki Sen gerçekten inananlardan mısın Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikat en cezalanacak mıyız Siz onu tanır mısınız der Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür Ona şöyle der Allaha yemin ederim ki doğrusu sen az daha beni helak edecektin Rabbimin nimeti olmasaydı ben de bu tutuklananla rdan olacaktım Nasılmış bak Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz Biz azaba uğratılmayacak mıymışız İşte bu büyük kurtuluştur Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar Nasıl bu mu daha hayırlı konukluk için yoksa zakkum ağacı mı Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne imtihan yaptık O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar Tomurcukları şeytanların başları gibidir Mutlaka onlar ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracakl ardır Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır Sonra da dönecekleri yer şüphesiz cehennemdir Çünkü onlar atalarını sapıklıkta buldular Şimdi de kendileri onların izlerinde koşturuyorlar Andolsun ki onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik Sonra da bak o uyarılanların sonu nasıl oldu Ancak Allahın ihlas ile seçilen kulları başka Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik Biz hem onu hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık Hem onun neslini bâki kalanlar kıldık Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık Bütün âlemler içinde Nuha selam olsun İşte biz iyilik yapa nları böyle mükafatlandırırız Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı Sonra diğerlerini suda boğduk Şüphesiz ki İbrahim de onun kolundandı Çünkü o Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti O babasına ve kavmine şöyle demişti Siz nelere tapıyorsunuz Yalancılık etmek için mi Allahtan başka ilâhlar istiyorsunuz Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz Derken yıldızlara bir baktı da Ben gerçekten hastayım dedi O zaman arkalarını dönerek başından kaçışıverdil er Derken bir kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da Buyursanıza yemez misiniz dedi Cevap vermediklerini görünce de Neyiniz var da konuşmuyorsunuz dedi Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi Bunun üzeri ne birbirlerine girerek ona yürüdüler İbrahim dedi ki A siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır Onlar Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın dediler Böylece ona bir tuzak kurmak istediler Biz de kendilerini daha alçak düşürdük Bir de dedi ki Ben Rabbime gidiyorum o bana yolunu gösterir Ey Rabbim Bana salihlerden bir oğul ihsan et Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik Oğlu yanında koşacak çağa gelince Ey oğlum Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum Artık bak ne düşünürsün dedi Çocuk da Babacığım sana ne emrediliyorsa yap inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın dedi Ne zaman ki ikisi de bu şekild e Allaha teslim oldular İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı Biz de ona şöyle seslendik Ey İbrahim Rüyana gerçekten sadakat gösterdin şüphesiz ki biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı dedik Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık Selam olsun İbrahime İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı Ona bir de salihlerden bir peygamber olmak üzere İshakı müjdeledik Hem ona hem İshaka bereketler verdik Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var Andolsun ki biz Musa ile Haruna da nimetler v erdik Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık Hem yardım ettik onlara da galip gelenler onlar oldular Hem kendilerine o belli kitabı Tevratı verdik Kendilerini doğru yola çıkardık Sonrakiler içinde onla ra iyi bir nam bıraktık Selam olsun Musa ile Haruna İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız Çünkü onların ikisi de bizim mümin kullarımızdandı Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir Hani o kavmine Siz Allahtan korkmaz mısınız Yaratanların en güzeli olan sizin de Rabbiniz daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allahı bırakıp da Bale Bal ismindeki puta mi yalvarıyorsunuz dedi Fakat onlar onu yalanladılar Bu yüzden onlar mutl aka cehennemde hazır bulundurulacaklardır Ancak Allahın ihlaslı kulları müstesna Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık Selam olsun İlyâsîne İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız Çünkü o bizim mümin kullarımız dandı Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendir Hani biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç Sonra diğerlerini helak etmiştik Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmıştı Oradakilerle kura çekmiş de kaydırılanlardan yenilenlerde n olmuştu Derken denize atılmış ve kendisini balık yutmuştu Kendi nefsini kınıyordu Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik Biz onu Yunusu yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık Şimdi sor o seninkilere Kızlar Rabbinin de oğlanlar onl arın mı Yoksa biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış Ha Onlar şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı Allah doğurdu derler Hiç şüphesiz onlar yalancıdırlar Allah kızları oğullara tercih mi etmi ş Size ne oldu Nasıl hükmediyorsunuz Hiç düşünmüyor musunuz Yoksa sizin için açık bir delil mi var O halde eğer doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı Onlar Allah ile cinler arasında bir neseb hısımlık bağı uydurdular Oy sa andolsun cinler bilirler ki o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir Allah onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir Fakat Allahın ihlas ile seçilen kulları başka onlar Allahı böyle şirk ile vasıflamazlar Çünkü siz ve taptıklarınız kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını Allaha karşı kandırıp saptıramazsınız Melekler Bizden her birimizin belli bir makamı vardır Biziz o saf saf dizilenler biziz Biziz o tesbih e denler biziz derler Müşrikler şöyle diyorlardı Eğer yanımızda önceki ümmetlerden bir kitap olsaydı elbette biz de Allahın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk Fakat şimdi onu inkâr ettiler Ama ilerde bileceklerdir Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir Onlar var ya elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir Onun için sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir Onlara inecek azabı gözetle Yakında onlar da göreceklerdir Ya şimdi onlar bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar Fakat azabımız onların sahasına indiği zaman o acı sonuçla uyarılanların sabahı ne kötüdür Yine sen bi r süreye kadar onlardan yüz çevir İnecek azabı gözetle Yakında onlar da göreceklerdir Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun Hamd âlem lerin Rabbi Allaha mahsustur SAD Kamer sûresinden sonra Mekkede inmiştir seksensekiz âyettir İsmini birinci âyette yer alan Sâd harfinden alır Sâd Bu zikirle dolu Kurâna bak O inkâr edenler bir gurur ve ayrılık içindedirler Kendilerinden önce nicelerini helak ettik Onlar çağrıştılar Ama artık kurtuluş vakti değildi İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kâfirler Bu bir sihirbazdır yalancıdır dediler İlâhları bir tek ilâh mı kılmış Bu gerçekten şaşılacak bir şey çok tuhaf İçlerinden ileri gelenler fırladılar ve dediler ki İlâhlarınız üzerinde sabır ve sebat edin Bu gerçekten arzu edilen bir murad Biz bunu başka bir dinde işitmedik bu mutlaka bir uydurmadır Kurân aramızdan ona mı indirilmiş dediler Doğrusu onlar benim Kurânımdan bir kuşku içindeler Ve doğrusu onlar henüz azabımı tatmadılar Yoksa sana o Kurânı veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onların yanında mı Yoksa bütün o gökl erin yerin ve aralarındakilerin mülkü onların mı Öyle ise bütün imkanlarını seferber ederek yükselsinler de görelim Onlar burada çeşitli partilerden gruplardan bozguna uğramış bir ordudur Onlardan önce Nuh kavmi Âd kavmi ve saltanat sahibi F iravun da yalanlamışlardı Semûd kavmi Lut kavmi ve Eykeliler Şuayb kavmi de yalanlamışlardı İşte o çeşitli partiler bunlardır Hepsi de gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu Onlar da bir tek haykırışa bakıyorlar Öyle ki onun gecikmesi de yoktur Bir de Ey Rabbimiz Hesap gününden önce bizim azabdan payımızı acele ver dediler Şimdi sen onların dediklerine sabret de kuvvetli kulumuz Davudu hatırla Çünkü o zikir ve tesbih ile bize yönelmişti Biz dağları onun emrine vermiştik Akşam sabah onunla birlikte tesbih ederlerdi Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi Biz onun mülkünü kuvvetlendirmiş ve kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik Bir de davacıların kıssası geldi mi sana Hani surdan aşarak mihraba ulaşmışlardı Davudun yanına giriverdiler de onlardan telaşe düştü Ona Korkma dediler biz iki davacıyız Birimiz birimize haksızlık etti Şimdi s en aramızda hak ile hüküm ver ve aşırı gitme de bizi doğru yolun ortasına çıkar Biri İşte bu benim kardeşim Onun doksan dokuz dişi koyunu var benim ise bir tek dişi koyunum var Böyle iken Onu da bana ver dedi ve tartışmada beni yendi diye anla ttı Davud dedi ki Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir Gerçekten bir cemiyette yaşayanların çoğu mutlaka birbirlerine haksızlık ediyorlar Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka Ama onlar da pek az Davud bizim kendisini imtihan ettiğimizi sanmıştı Hemen Rabbinden mağfiret diledi rüku ederek yere kapandı tevbe ile Allaha yöneldi Biz de o zannettiği şeyi kendisine bağışladık Şüphesiz yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir dönüş yeri vardır Ey Davud Gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık Artık insanlar arasında hak ile hüküm ver Keyfe arzuya uyma ki seni Allah yolundan saptırmasın Çünkü Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttukları için kendilerine çok şiddetli bir azab vardır Hem o göğü yeri ve aralarındakileri biz boşuna yaratmadık O kâfirlerin zannıdır Onun için vay ateşe girecek olan kâfirlerin haline Yoksa iman edip de salih amel işleyenleri biz o yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız Y oksa o takva sahiplerini azgın günahkarlar gibi yapar mıyız Bu sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki insanlar onun âyetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar Bir de Davuda Süleymanı bahşettik Süleyman ne güzel kuldu Ç ünkü o seslice tesbih edip Allaha yönelirdi Hani kendisine bir zaman akşam üstü iyi cins ve rahvan atlar gösterilmişti Ben dedi at sevgisini Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim Nihayet atlar perdenin arkasına gizlendi Geri getirin on ları bana dedi ve artık onların bacaklarını boyunlarını silmeye başladı Andolsun ki Süleymanı imtihan da ettik ve tahtının üzerine bir ceset bıraktık Sonra tekrar tevbe ile önceki haline döndü Süleyman Ey Rabbim Beni bağışla ve bana öyle bir mülk ihsan et ki ardımdan hiç kimseye yaraşmasın Şüphesiz bütün dilekleri veren sensin dedi Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı Dalgıç ve yapı ustası şeytanları da Ve daha diğerl erini de zincirlerde bağlı olarak Onun emrine verdik İşte bu bizim ihsanımızdır Artık sen dilersen başkalarına ver veya verme Bundan hesaba çekilmeyeceksin dedik Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve güzel bir makam vardır Kulum uz Eyyubu da an Bir zaman o Rabbine şöyle nida etmişti Meşakkat ve acı ile bana şeytan dokundu Biz ona Ayağını yere vur İşte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su dedik Ve ona bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tar afımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki akıl sahipleri için bir ibret olsun Bir de dedik ki Eline bir demet al da onunla eşine vur yemininde durmamazlık etme Doğrusu biz onu sabırlı bulduk O ne güzel kul O hakikaten daima Allaha yönelmek tedir Kullarımız İbrahimi İshakı ve Yakubu da an Onlar eller ve gözler sahipleri idiler Çünkü biz onları temiz bir hasletle hâlis yurt ahiret düşüncesine ermiş has kullarımızdan kılmışızdır Çünkü onlar nezdimizde seçilmiş en hayırlı kimselerdendir İsmaili Elyasayı Zül Kifli de an Hepsi de en hayırlı kimselerdendir İşte bu bir öğüttür Şüphesiz korunan müttakiler için herhalde güzel bir istikbal güzel bir dönüş yeri vardır Bütün kapıları kendilerine açılmış ola n Adn cennetleri vardır İçlerine kurularak orada birçok yemişle bambaşka bir içki isteyeceklerdir Yanlarında da bakışları yalnız kocalarına dönük hep aynı yaşta dilberler vardır O hesap günü için size vaad edilen işte budur İşte bu bi zim rızkımız muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur Bu böyledir Şüphesiz azgınlar için de fena bir gelecek vardır Cehennem Ona yaslanacaklar fakat o ne çirkin döşektir İşte artık tatsınlar onu ki o kaynar su ve irindir Ve o şekilden çifter çifter tadacakları diğer acılar da vardır İşte şunlar da sizin peşinize düşenlerdir Onlara merhaba yok Çünkü onlar cehenneme salınıyorlar Arkadan gelenler öncekilere Derler ki Hayır asıl size merhaba yok Çünkü cehennemi bize siz t akdim ettiniz Bakın o ne kötü yatak Ey Rabbimiz Bize bunu takdim edenin ateşteki azabını kat kat artır derler Bir de derler ki Kötülerden saydığımız birtakım adamları fakir müminleri niye göremiyoruz Onları eğlence yerine tutmuştu k ha Yoksa bu gözler onlardan kaydı mı Şüphesiz ki bu haktır Ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır De ki Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim O tek ve kahredici olan Allahtan başka tanrı da yoktur O gökleri n yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir O çok güçlüdür çok bağışlayıcıdır De ki Bu bir büyük haberdir Siz ondan yüz çeviriyorsunuz Münakaşa ederlerken benim melekler yüksek topluluğuna ait ne bilgim olabilirdi Ancak ben açıktan açığa korkutmakla görevli olduğum için o bilgi bana vahyediliyor Hani Rabbin meleklere demişti ki Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım Onu tesviye edip düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın Bunun üzeri ne meleklerin hepsi toptan secde ettiler Yalnız İblis etmedi büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu Allah Ey İblis O benim kudretimle yarattığıma secde etmene ne engel oldu Kibirlenmek mi istedin Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mı oldu n dedi İblis dedi ki Ben ondan hayırlıyım Beni ateşten yarattın onu ise çamurdan yarattın Allah Hemen çık oradan artık sen kovuldun Ve elbette lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir buyurdu İblis Ya Rab O halde ins anların diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver dedi Allah Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin buyurdu İblis Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki ben onların hepsini mutlaka aldatır saptırırım Ancak içlerinden ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna dedi Allah buyurdu ki O doğru ben hep doğruyu söylerim Andolsun ki cehennemi mutlaka senden ve onların sana uyanlarından topunuzdan tıka basa dolduracağım Ey Muhammed De ki Ben o Kurâna karşı sizden bir ücret istemiyorum Ve ben kendiliğimden bir şey de teklif etmiyorum O Kurân bütün âlemler için bir zikir bir öğüttür Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz ZÜMER Mekkede nâzil olmuştur yetmişbeş âyettir Yalnız âyetler Medinede inmiştir Adını ve âyetlerde geçen mümin ve kâfirlerin oluşturduğu topluluklar anlamına gelen zümer kelimesinden almıştır Bu kitabın indirilişi Azîz ve Hakîm olan Allah tarafındandır Emin ol biz sana kitabı hakkıyla indirdik Onun için dini yalnız kendisine halis kılarak Allaha ibadet ve kulluk et İyi bil ki halis din ancak Allahındır Ondan başka birtakım dostlar tutanlar da şöyle demektedirler Biz onlara sadece bizi Allaha daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz Şüphe yok ki Allah onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi elbette yaratacağından dileyeceğini seçecekti Ama o bundan münezzehtir O tek ve kahredici olan Allahtır O gökleri ve yeri hak ile yarattı geceyi gündüzün üstüne sarıyor gündüzü de gecenin üstüne sarıyor Güneşi ve ayı emrine âmade kılmış her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir İyi bil ki çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan ancak Odur O sizi bir nefisten yarattı Hem sonra onun eşini de ondan var etti Sizin için yumuşak başlı hayvanlardan sekiz çift indirdi Sizi analarınızın karınlarında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa yaratıp duruyor İşte Rabbiniz Allah Odur Mülk Onundur Ondan başka tanrı yoktur O halde nasıl haktan çevrilirsiniz Eğer inkâr ederseniz şüphe yok ki Allahın size ihtiyacı yoktur Bununla beraber kulları hesabına küfre razı olmaz Eğer şükrederseniz sizin hesabınıza ona razı olur Hiçbir günahkar da diğerinin günahını çekecek değildir Sonra dönüşünüz Rabbinizedir O vakit O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir Çünkü O bütün kalp lerin özünü bilir İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden Ona dua ettiği hali unutur da yolundan sapıtmak için Allaha ortaklar koşmaya başlar Ey Mu hammed De ki Küfrünle biraz zevk et çünkü sen o ateşliklerdensin Yoksa o gece saatlerinde kalkan secdeye kapanıp kıyama durarak daima vazifesini yapan ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi olur mu De ki Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar Ey Muhammed Tarafımdan söyle Ey iman eden kullarım Rabbinizden korkun Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır Allahın yeryüzü geniştir Ancak sabredenlere mükafatları h esapsız ödenecektir De ki Bana dini sadece kendisine halis kılarak Allaha ibadet etmem emredildi Hem Onun birliğine teslim olan müslümanların ilki olmam da bana emredildi De ki Eğer Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabın dan korkarım De ki Ben dinimi kendisine halis kılarak yalnız Allaha kulluk ederim Siz de Ondan başka dilediğinize kul olun De ki Asıl hüsrana düşenler kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan edenlerdir Evet işte asıl açık h üsran budur Onların üstlerinde ateşten tabakalar altlarında yine ateşten tabakalar vardır İşte Allah kullarını bundan korkutuyor Ey kullarım benden korkun diyor Tağuttan ona kulluk etmekten kaçınıp da tam gönülle Allaha yönelenlere gelince müjde onlaradır Haydi müjdele kullarımı O kullarımı ki onlar sözü dinlerler sonra da en güzeline uyarlar İşte onlar Allahın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir İşte temiz akıllılar da onlardır Ya üzerine azab kelimesi hak o lmuş kimse de mi böyledir Artık o ateşteki kimseyi sen mi çıkaracaksın Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan üzerlerinden şehnişinler yapılmış şehnişinli balkonlu köşkler vardır Bu Allahın vaadidir Allah vaadinden caymaz Allahın gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır sonra onun olgunlaşıp sarardığını görürsün Sonra da onu bir çöpe çevirir Elbette bunda temi z akıllılar için bir ihtar vardır Allah kimin bağrını İslâma açmış ise işte o Rabbinden bir nur üzerinde değil midir Artık Allahın zikri hususunda kalpleri katılaşmış olanların vay haline İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler Allah kelamın en güzelini ikizli ahenkli bir kitap olarak indirdi Ondan Rablerine saygısı olanların derileri ürperir Sonra derileri de kalpleri de Allahın zikrine karşı yumuşar İşte bu Allahın rehberidir Allah onunla dilediğini doğru yola çıkarır Her kimi de Allah şaşırtırsa artık ona doğru yolu gösterecek yoktur O halde kıyamet günü zalimlere Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı denilirken o kötü azabdan yüzü ile korunacak kimse ne olur Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine hatırlarına gelmez yönden azab geliverdi Allah onlara dünya hayatında zilleti tattırdı Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür Keşke bilselerdi Yemin ederim ki bu Kurânda insanlar için her türlüsünden temsil getirdik Gerek ki iyi düşünsünler Pürüzsüz Arapça bir Kurân indirdik ki Allahın azabından korunsunlar Allah şöyle bir misal vermiştir Bir adam ve birtakım ortakları var hırçın hırçın çekişip duruyorlar Bir de yalnız bir kişiye bağlı selamet içinde olan bir adam var Bu ikisinin hali hiç bir olur mu Hamd Allahındır fakat pek çokları bilmezler Sen elbette öleceksin onlar da elbette öleceklerdir Sonra siz muhakkak kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davacı olacaksınız Allaha karşı yalan söyleyen ve doğru kendisine geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim daha haksız kim olabilir Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir Doğruyu getiren ve onu tasdik edene gelince işte onlar kötülükten korunan müttakilerdir Onlara Rablerinin yanında ne dilerlerse vardır İşte bu iyilik yapanların mükafatıdır Çünkü Allah onların önceden yaptıkları amelin en kötüsünü bile keffaretle örtüp işlemekte bulundukları güzel amellerin en güzeline göre mükafatlarını kendile rine verecektir Allah kuluna kâfi değil midir Durmuşlar da seni Ondan başkalarıyla korkutuyorlar Her kimi ki Allah şaşırtırsa artık ona hidayet edecek yoktur Her kime de Allah hidayet verirse artık onu da şaşırtacak yoktur Allah aziz çok güçlü ve intikam sahibi değil midir Andolsun ki onlara O gökleri ve yeri kim yarattı diye soracak olsan Elbette Allah diyeceklerdir O halde gördünüz ya Allahtan başka çağırdıklarınızı Eğer Allah bana bir zarar vermek isterse onlar Onun zararını giderebilirler mi Yahut bana bir rahmet dilerse onlar Onun rahmetini tutabilirler mi De ki Allah bana yeter Tevekkül edenler hep Ona dayanırlar De ki Ey kavmim Haliniz üzere çalışın Ben de kendi halime göre çalışıyorum Artık ileride bileceksiniz Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacağını Biz bu kitabı sana insanlar için hak ile indirdik O halde kim doğru yola gelirse kendi lehinedir Kim de saparsa sırf kendi aleyhine olarak sapar Sen onların üzerine vekil değilsin Allah o canları öldükleri zaman ölmeyenleri de uyuduklarında alır Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir Şüphesiz ki bun da düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır Yoksa Allahtan başka şefaatçiler mi edindiler De ki Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi böyle yapacaksınız De ki Bütün şefaat Allahındır Göklerin ve yerin m ülkü Onundur Sonra hep döndürülüp Ona götürüleceksiniz Böyle iken Allah bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların yürekleri burkulur da Ondan başkaları anıldığı zaman derhal yüzleri güler De ki Ey gökleri ve yeri yaratan görüle ni ve görülmeyeni bilen Allahım Kulların arasında o ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında sen hüküm vereceksin Eğer bütün yeryüzündekiler ve bir o kadarı da beraber o zulmedenlerin olsaydı kıyamet günü azabın kötülüğünden kurtulmak için onu mu tlaka feda ederlerdi Ancak ne var ki hiç hesaba katmadıkları şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılır Öyle ki yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler kendilerini sarmıştır Fakat insana bir sı kıntı dokunuverince bize yalvarır sonra kendisine tarafımızdan bir nimet bahşettiğimiz zaman da O bana bir bilgi üzerine verildi der Belki bu bir imtihandır fakat pek çokları bilmezler Onu bunlardan öncekiler de söyledi Fakat o kazandıkları kendilerini kurtarmadı Neticede kazandıklarının kötülükleri başlarına geçti Şunlardan o zulmedenlerin de kazandıkları kötülükleri başlarına geçecektir Onlar da bunu atlatacak değillerdir Hâlâ bilmediler mi ki Allah rızkı dilediğine açar v e kısar Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır De ki Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım Allahın rahmetinden ümid kesmeyin Çünkü Allah bütün günahları bağışlar Şüphesiz ki O çok bağışlayıcıd ır çok merhamet edicidir Onun için ümidi kesmeyin de başınıza azab gelmeden önce tevbe ile Rabbinize yönelin ve Ona teslim olun Sonra kurtulamazsınız Haberiniz olmayarak ansızın başınıza azab gelmeden önce halis müslüman olun da Rabbinizd en size indirilenin en güzelini takib ve tatbik edin O günden sakının ki günahkar nefis şöyle diyecektir Allahın yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazık bana Doğrusu ben alay edenlerdendim Yahut şöyle diyecektir Allah bana doğru yol u gösterseydi her halde ben müttakilerden olurdum Veya azabı gördüğü zaman şöyle diyecektir Bana bir geri dönüş olsaydı da ben de o iyilik yapanlardan olsaydım Ona Hayır sana âyetlerim geldi de onlara yalan dedin kibirlenmek istedin v e kâfirlerden oldun denir Hem o kıyamet günü görürsün ki Allaha karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi Kötülükten sakınan müttakileri ise Allah başarılarından dolayı kurtuluşa çıkarır Onlara fenalık dokunmaz ve onlar üzülecek de değillerdir Allah her şeyin yaratıcısıdır Her şey üzerine vekil de Odur Bütün göklerin ve yerin kilitleri Onundur Allahın âyetlerini inkâr edenlere gelince işte onlar kendilerine yazık edenlerdir De ki Ey cahiller Şimdi bana o Allahtan başkasına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz Andolsun ki sana da senden öncekilere de şu vahyedildi Yemin ederim ki eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerd en olursun Hayır onun için yalnız Allaha kulluk et ve şükredenlerden ol Allahı hakkıyla takdir edemediler Halbuki bütün yer kıyamet günü Onun avucundadır Gökler de kudretiyle dürülmüştür O onların ortak koştuklarından münezzeh ve çok yüksektir Ve sûra üflenmiştir Göklerde kim var yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır Ancak Allahın dilediği müstesna Sonra ona bir daha üflenmiştir Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır Yer Rabbinin nuru ile parlamıştır Kitap konm uş peygamberler ve şahitler getirilmiş ve aralarında hak ile hüküm verilmektedir Hem onlara hiç haksızlık yapılmaz Herkese ne amel yaptıysa karşılığı tam olarak ödenmiştir O Allah onların yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir İnkâr eden ler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir Nihayet oraya vardıklarında kapıları açılır ve bekçileri onlara İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi derler Onlar da Evet gel di derler Fakat kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu Onlara Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından denir Bak büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmekted ir Nihayet oraya vardıkları zaman kapıları açılır ve bekçileri onlara Selâm sizlere ne hoşsunuz Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya derler Onlar da Hamdolsun o Allaha ki bize vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz derler Bak ne güzeldir mükafatı o iyi amel işleyenlerin Meleklerin de arşın etrafını kuşatarak Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün Artık halk arasında hak ile hüküm icra edilip âlemlerin Ra bbi Allaha hamdolsun denilmektedir MÜMİN Aynı zamanda Gâfir adını da taşıyan bu sûre seksenbeş âyettir ve âyetleri Medinede inmiştir Adını Firavun ailesinden inanan bir kişinin vasıflarının sayıldığı âyetlerden alır Hâ Mîm Bu kitabın indirilişi çok güçlü ve her şeyi bilen Allah tarafındandır O günah bağışlayıcı tevbe kabul edici azabı şiddetli kerem sahibi Allahtandır ki Ondan başka ilâh yoktur Hem dönüş Onadır Allahın âyetleri hakkında ancak kâ firler mücadele ederler Şimdi onların beldeler içinde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın Onlardan önce Nuh kavmi arkalarından da çeşitli topluluklar yalanlamışlardı Her ümmet kendi peygamberlerini yakalamak kastında bulundu Hakkı batılla gidermek i çin boşuna mücadele ettiler Ben de onları tuttum alıverdim Bak o zaman azabım nasıl oldu İşte o nankörlük eden kâfirlere Rabbinin azab sözü öyle hak oldu Onlar mutlaka cehennemliktirler Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler Rablerinin ha mdiyle tesbih ederler ve Ona inanırlar İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler Ey Rabbimiz Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır O tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla onları cehennem azabından koru Ey Rabbimiz Hem onları hem o nların atalarından zevcelerinden ve zürriyetlerinden iyi olanları kendilerine vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy Şüphesiz çok güçlü hüküm ve hikmet sahibi olan sensin Onları fenalıklardan koru Sen her kimi fenalıklardan korursan o gün muhakkak onu rahmetinle yarlığamışsındır İşte asıl büyük kurtuluş da budur O kâfirlere mutlaka şöyle bağırılacaktır Elbette Allahın buğzu sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyüktür Çünkü siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz Kâfir ler diyecekler ki Ey Rabbimiz Sen bizi iki defa öldürdün iki defa dirilttin Şimdi günahlarımızı anladık Fakat çıkmaya bir yol var mı Onlara şöyle cevap verilir Bu azab size şu sebeptendir Siz tek Allaha davet edildiğiniz zaman inkâr ettin iz Ama Ona ortak koşulunca inandınız Artık hüküm o yüce ve büyük Allahındır Size âyetlerini gösteren sizin için gökten bir rızık indiren Odur Fakat onları ancak gönül verip düşünenler anlar O halde siz dini Allah için halis kılarak hep Ona yalvarın İsterse kâfirler hoşlanmasınlar O dereceleri yükselten Arşın sahibi Allah o buluşma gününün kıyametin dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden ruh melek indiriyor O gün onlar kabirlerinden meydana fır larlar Kendilerinin hiçbir şeyi Allaha karşı gizli kalmaz Bugün mülk kimindir diye sorulur Cevaben Tek ve kahhar olan Allahındır denir Bugün her nefis kazandığı ile cezalanacaktır Bugün zulüm yoktur Şüphesiz Allah hesabı çabuk gören dir Yaklaşmakta olan o felaket kıyamet gününü de onlara haber ver O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır yutkunup dururlar Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi Allah gözlerin hain bakışını da bili r gönüllerin gizlediğini de Allah hakkı yerine getirir Onların Ondan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler Çünkü hakkıyla işiten ve gören ancak Allahtır Yeryüzünde bir gezmediler mi Baksalar ya kendilerinden öncekilerin so nları nasıl olmuş Onlar yeryüzünde gerek kuvvetçe ve gerek eserce kendilerinden daha üstündüler Öyle iken Allah onları günahları sebebiyle tutup alıverdi Kendilerini Allahın azabından koruyacak biri bulunmadı O şundandı Onlara peygamberleri apaç ık delillerle geliyorlardı Ama onlar inkâr ettiler Allah da tuttu kendilerini alıverdi Çünkü Onun kuvveti çok azabı şiddetlidir Andolsun Musayı âyetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik Firavuna Hâmâna ve Karuna da onlar Bu bir si hirbaz bir yalancıdır dediler Bunun üzerine Musa kendilerine tarafımızdan hakkı getirince de Onunla beraber iman etmiş olanların oğullarını öldürün kadınlarını diri tutun dediler Fakat o kâfirlerin tuzağı da hep boşa çıkmaktadır Bir de F iravun Bırakın beni öldüreyim Musayı da o Rabbine dua etsin Çünkü ben onun dininizi değiştirmesinden veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmasından korkuyorum dedi Musa da Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allaha sığınırım dedi Firavun ailesinden imanını saklayan bir adam da şöyle dedi Bir adamı Rabbim Allah dediği için öldürecek misiniz Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmiştir Hem o bir yalancı ise çok sürmez yalanı boynuna g eçer Fakat doğru ise size yaptığı tehditlerin birkısmı olsun başınıza gelir Şüphe yok ki Allah aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz Ey kavmim Bugün mülk sizindir Dünyada yüze çıkmış bulunuyorsunuz Eğer gelecek olursa Allahın hışmından bizi kim kurtarır Firavun Ben size görüşümden başkasını göstermiyorum ve herhalde ben size doğru yolu gösteriyorum dedi O iman etmiş olan kimse de Ey kavmim Doğrusu ben sizin hakkınızda Ahzab önceki çeşitli toplumların günleri gibi bir günd en korkuyorum Nuh Kavminin Âdın Semudun ve daha sonrakilerin maceraları gibi bir günün geleceğinden korkuyorum Allah kulları için bir zulüm istemez Ey kavmim Ben size gelecek o çağrışma gününden kıyamet gününden korkuyorum O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız Fakat sizi Allahtan koruyacak olan yoktur Her kimi Allah şaşırtırsa artık ona bir yol gösterici bulunmaz Bundan önce size delillerle Yusuf gelmişti O zaman da onun size getirdiği hakikatte şüphe edip durmuştunuz Nihayet vefat ettiğinde de Bundan sonra Allah asla peygamber göndermez dediniz İşte aşırı şüpheci olanları Allah böyle şaşırtır Onlar kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın Allahın âyetleri hakkında mücadele ederler Bu durum Allah katında v e iman edenler yanında büyük bir buğzu gerektirir İşte Allah her böbürlenen zorbanın kalbini öyle bir tabiat ile mühürler Firavun dedi ki Ey Hâmân Bana bir kule yap belki ben o yollara ulaşabilirim Göklerin yollarına ulaşabilirim de Musa nın ilâhının ne olduğunu anlarım Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum İşte böylece Firavuna kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı Çünkü Firavun düzeni hep boşa çıkar O iman etmiş olan kimse dedi ki Ey kavmim Bana uyun ki size doğru yol u göstereyim Ey kavmim Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir Ahiret ise durulacak karar yurdudur Her kim bir kötülük yaparsa ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir Erkek veya kadın her kim de mümin olarak iyi bir amel işlerse işte onlar cennete girerler Orada kendilerine hesapsız rızık verilir Hem ey kavmim Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken siz beni ateşe davet ediyorsunuz Siz beni Allahı inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan şeyler i Ona ortak koşmaya davet ediyorsunuz Ben ise sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allaha davet ediyorum Hiç inkâr edilemez ki gerçekten sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de bir davet hakkı yoktur Hepimizin dönüşü Allah adır Şüphesiz haddi aşanların hepsi cehennemliktir Siz benim söylediklerimi sonra anlayacaksınız Ben işimi Allaha havale ediyorum Şüphesiz Allah kullarını görür gözetir Allah o mümini onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu Firavunun adamlarını ise o kötü azab kuşattı Onlar sabah akşam ateşe arzolunurlar Kıyamet kopacağı gün de Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın denilecektir Hele ateş içinde birbirlerini protesto ederlerken zayıf olanlar b üyüklük taslayanlara Hani bizler size tabi idik Şimdi siz bizden bir ateş nöbetini savabiliyor musunuz derler Büyüklük taslayanlar da şöyle derler Evet hepimiz onun içindeyiz Allah kulları arasında hükmünü vermiştir Ateştekiler cehenne m bekçilerine derler ki Rabbinize dua edin de bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin Bekçiler de Size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı diye sorarlar Onlar Evet derler Bekçiler Öyle ise kendiniz dua edin derler Kâfir lerin duası ise hep çıkmazdadır Biz peygamberimize ve inananlara hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik edecekleri günde kıyamette elbette yardım ederiz O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez Onlara lanet vardır onlara yurdun kö tüsü cehennem vardır Andolsun ki biz Musaya o hidayeti verdik ve İsrailoğullarına o kitabı miras kıldık Bunu Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma olsun diye böyle yaptık O halde sabret Çünkü Allahın vaadi haktır Hem günahından dolayı istiğfar et ve akşam sabah Rabbini hamdiyle tesbih et Kendilerine gelmiş kesin bir delil olmaksızın Allahın âyetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde ancak yetişemeyecekleri bir kibir vardır Sen hemen Allaha sığın Çünkü her şeyi işiten ve gören Odur Elbette göklerin ve yerin yaratılması insanların yaratılmasından daha büyüktür Fakat insanların çoğu bilmezler Kör ile gören bir olmaz iman edip salih ameller işleyen kimseler ile kötülük yapan da bir değil dir Ne kadar da az düşünüyorsunuz Herhalde o saat kıyamet muhakkak gelecektir Onda şüphe yok Fakat insanların çoğu inanmazlar Halbuki Rabbiniz Bana yalvarın dua edin ki size karşılık vereyim Çünkü bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevi renler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir buyurdu İçinde dinlenesiniz diye geceyi göz açıcı bir aydınlık olarak da gündüzü sizin için yaratan Allahtır Gerçekten Allah insanlara karşı bir lütuf sahibidir Fakat insanların çoğu şükretme zler İşte Rabbiniz her şeyin yaratıcısı olan o Allahtır Ondan başka ilâh yoktur O halde haktan nasıl çevrilirsiniz İşte Allahın âyetlerini inkâr edenler böyle çevriliyorlar Allah Odur ki sizin için yeri bir karargâh göğü de bir bi na yapmıştır Size şekil vermiş sonra şekillerinizi güzelleştirmiştir Hoş nimetlerden size rızık vermiştir İşte Rabbiniz o Allahtır Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir Daimî bir hayat sahibi ancak Odur Ondan başka ilâh yoktur Onun için dini halis kılarak Ona hep Ona yalvarın Hamd âlemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur De ki Bana Rabbimden apaçık deliller geldiği zaman ben o sizin Allahı bırakıp taptıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men edildim ve bana âlemlerin Rabbine tesl im olmam emredildi Sizi önce bir topraktan sonra bir damla sudan sonra bir aleka embriyodan yaratan sonra sizi bir bebek olarak çıkaran sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten Odur İçinizde n kimi de daha önce vefat ettiriliyor Bunları Allah belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye böyle yapıyor O hem yaşatır hem öldürür O bir şey yapmak isteyince ona sadece ol der o şey de hemen oluverir Bakmaz mısı n şimdi Allahın âyetleri hakkında mücadeleye kalkanlara Haktan nasıl döndürülüyorlar Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler artık ilerde bilecekler O zaman boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürüklenecekler dir Kaynar suda sonra da ateşte kaynatılacaklardır Sonra da onlara Nerede o ortak koştuklarınız denilecek O Allahtan başkaları nerede denilecek Onlar da diyecekler ki Hepsi bizden uzaklaşıp gittiler Daha doğrusu biz bundan önce h içbir şeye ibadet etmiyormuşuz İşte Allah o kâfirleri böyle şaşırtır Bunun sebebi şudur Çünkü siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin Bak ne kötü o kibirlenenle rin yeri Ey Muhammed Sen sabret şüphesiz Allahın vaadi haktır mutlaka gerçekleşecektir Onlara yaptığımız tehdidin bir kısmını sana göstersek de veya seni vefat ettirsek de onlar mutlaka döndürülüp bize getirileceklerdir Andolsun ki biz senin önünden nice peygamberler göndermişizdir Onlardan kimini sana anlatmışız kimini de anlatmamışızdır Hiçbir peygamber Allahın izni olmaksızın bir mucize getiremez Allahın emri gelince de hak yerine getirilir Batıl bir dava peşinde koşanlar işte bu noktada hüsrana uğrarlar Kimine binesiniz kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumuşak başlı hayvanları yaratan Allahtır Sizin için onlarda daha nice menfaatler vardır Onların üzerinde gönüllerinizdeki bir arzuya erersiniz Hem onlar üzerinde hem de gemiler üzerinde taşınırsınız Allah size âyetlerini gösteriyor Şimdi Allahın âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz Daha yeryüzünde gezip de bir bakmazlar mı Kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş Onlar kendilerinden hem daha çok hem de kuvvetçe ve yeryüzündeki eserlerinin sağlamlığı bakımından daha çetindiler Öyle iken o kazandıkları şeyler kendilerini kurtaramadı Çünkü onlara peygamberleri delillerle geldikleri zaman kendilerinde bulunan ilme güvendiler de o alay ettikl eri şey onları kuşatıverdi O zaman hışmımızı gördüklerinde Allahın birliğine inandık ve Ona şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik dediler Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi Allahın kulları hakkındaki geçe gelen kanunu budur İşte kâfirler bu noktada hüsrana düştüler FUSSİLET Adını âyette geçen fussılet kelimesinden almıştır Secde Hâ Mîm ve Mesâbih adları ile de anılan bu sûre Mekkede inmiştir ellidört âyettir Hâ Mîm Bu Kurân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir Bu Arapça bir Kuran olarak âyetleri bilen bir kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır O müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir Fakat insanların çoğu yüz çevirmişlerdir Artık onlar gerçeği işitmezler Onlar Ey Muhammed Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır Seninle bizim aramızda anlaşmamıza engel bir de perde vardır Sen istediğini yap çünkü biz yapıyoruz dediler Ey Muhammed De ki Ben sadece sizin gibi bir insanım ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor Artık hep Ona yönelin ve Ondan bağışlanma dileyin Vay Ona ortak koşanların haline Onlar zekatı vermezler ahireti de inkâr ederler Şüphesiz ki iman edip salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır De ki Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız Bir de Ona eşler koşuyorsunuz ha O bütün âlemlerin Rabbidir O yerin üstünde sabit dağlar yarattı Orada bereketler meydana getirdi Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip düzene koydu Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi Ona ve yerküreye İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin dedi Her ikisi de İsteyerek geldik dediler Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu Her göğe kendi işini bildirdi Biz en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allahın takdiridir Eğer onlar yine yüz çevirirlerse de ki Ben sizi Âd ve Semudun başına gelen yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyardım Onlara Allahtan başkasına kulluk etmeyin diye önlerinden ve arkalarından peygamberler geldiği zaman Eğer Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi Biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeylere inanmayız dediler Âd kavmine gelince onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar ve Bizden daha kuvvetli kim vardır dediler Onlar kendilerini yaratan Al lahın kendilerinden daha kuvvetli olduğunu görmediler mi Onlar bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı Bu yüzden biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde dondurucu bir kasırga gönderdik Ahiret azabı is e elbette daha çok rezil edicidir Onlara yardım da edilmeyecektir Semûd kavmine gelince biz onlara doğru yolu gösterdik Fakat onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler Bunun üzerine kazandıkları kötülük yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarpıverdi Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık O gün Allahın düşmanları cehennem ateşine sürülmek üzere hep bir araya toplanırlar Nihayet oraya vardıkları zaman kulakları gözleri ve derileri yaptıkları şeyler hakkında onların aleyhinde şahitlik ederler Onlar derilerine Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz derler Derileri de Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu sizi ilk defa yaratan Odur ve siz yine Ona döndürülüyorsunuz derler Siz kulaklarınızın gö zlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz Fakat yaptıklarınızdan birçoğunu Allahın bilmeyeceğini zannediyordunuz İşte Rabbiniz hakkında beslediğiniz bu zannınız sizi helak etti de zarara uğrayan lardan oldunuz Şimdi eğer dayanabilirlerse onların yeri ateştir Yok eğer hoşnutluğa dönmek isterlerse bile artık onlar hoşnut edileceklerden değildirler Biz onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini güzel gösterdiler Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları hakkındaki azab sözü onlar için de hak oldu Doğrusu onların hepsi de kendilerine yazık etmişlerdir İnkâr edenler Bu Kurân ı dinlemeyin ok unurken gürültü yapın belki üstün gelirsiniz dediler Biz mutlaka inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız Ve onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz İşte Allahın düşmanlarının cezası ateştir Âyetlerimizi bile bile in kâr etmelerinin cezası olarak onlar için orada ebedî olarak kalacakları cehennem yurdu vardır İnkâr edenler Ey Rabbimiz Cinlerden ve insanlardan bizi doğru yoldan saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım böylece cehennemin e n altında kalanlardan olsunlar diyeceklerdir Rabbimiz Allahtır deyip sonra da doğrulukta devam edenlere gelince onların üzerine melekler iner ve derler ki Korkmayın üzülmeyin size vaad edilen cennetle sevinin Biz dünya hayatında da ahirette de sizin dostlarınızız Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır Allaha davet eden salih amel işleyen ve Ben gerçekten müslüma nlardanım diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir Hem iyilik de bir değildir kötülük de Kötülüğü en güzel bir şekilde sav O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün Bu olgunluğ a ancak sabredenler kavuşturulur buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allaha sığın Çünkü O her şeyi işitir ve bilir Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allahın kudretinin delillerindendir Güneşe ve aya secde etmeyin Eğer sadece Allaha kulluk yapmak istiyorsanız onları yaratan Allaha secde edin Eğer onlar büyüklük taslarlarsa bilsinler ki Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz Onu tesbih ederler ve h iç usanmazlar Senin yeryüzünü boynu bükük kupkuru görmen de Allahın kudretinin delillerindendir Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır Şüphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir Doğrusu Onun her şeye gücü yeter Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp inkâra sapanlar bize gizli kalmazlar O halde ateşe atılacak olan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güven içinde gelecek olan mı İstediğinizi yapın Şüphesiz ki Allah yaptığınız şeyleri hakkıyla g örür Kurân kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarını çekceklerdir O gerçekten çok değerli bir kitaptır Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez O hüküm ve hikmet sahibi öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir Ey Muhammed Sana senden önceki peygamberlere söylenenden başka bir şey söylenmiyor Şüphesiz ki senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir Eğer biz onu yabancı dilden bir Kurân yapsaydık onlar mutlaka Bu kitabı n âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi Arap bir peygambere yabancı dil öyle mi derlerdi Sen de ki O iman edenler için bir hidayet ve şifadır İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır Kurân onlara göre bir körlüktür Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar da duymuyorlar Andolsun ki biz Musaya Tevratı vermiştik de onda ihtilafa düşmüşlerdi Eğer Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka aralarında hüküm verilirdi Gerçekten onlar Kurân hakk ında bir şüphe ve tereddüt içindedirler Her kim iyi bir iş yaparsa kendi lehine yapmış olur Kim de bir kötülük yaparsa kendi aleyhine yapmış olur Rabbin kullara zulmedecek değildir Kıyamet zamanını bilmek ancak Allaha havale edilir Onun bil gisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz Allah onlara Bana koştuğunuz ortaklarım nerede diye seslendiği gün onlar Senin ortağın olduğuna dair bizden hiçbir şahit olmadığını sana arz ederiz derler Önced en tapmakta oldukları şeyler kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır İnsan hayır istemekten usanmaz fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer Andolsun ki ken disine dokunan bir zarardan sonra biz ona tarafımızdan bir rahmet tattırsak O Bu benim hakkımdır kıyametin kopacağını da sanmıyorum Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka Onun yanında benim için daha güzel şeyler vardır der Biz o inkâr edenlere ya ptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz ve onlara ağır bir azap tattıracağız Biz insana bir nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir yan çizer Ona bir kötülük dokunduğu zaman da uzun uzun yalvarır Ey Muhammed De ki Ne dersiniz O Kurân Allah t arafından gelmiş olup da sonra siz onu inkâr etmişseniz o takdirde Haktan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz ki Kurânın hak olduğu kendilerine açıkça b elli olsun Senin Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi İyi bilin ki onlar Rablerine kavuşmaktan bir şüphe içindedirler yine iyi bilin ki Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır ŞÛRA Mekkede nâzil olan bu sûre elliüç âyettir Yalnız âyetleri Medinede inmiştir Adını âyette geçen ve müslümanların işlerini aralarında danışma ile yapmalarının gereğini bildiren Şurâ kelimesinden almıştır Hâ mîm Ayn sînqaf İşte hakikati böyle vahiyde veriyor sana senden evvelk ilere de aynı hakikati vahy etmişti Allah o azîz hakîm Vahy ettiği hakikat şudur Onundur bütün göklerdeki ve yerdeki ve O öyle ulu öyle azîm büyük ki Gökler hemen hemen üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyorlar melekler hamd ile Rablerine te şbih ediyorlar ve yerdeki kimseler için mağfiret diliyorlar Uyan Allahtır ancak öyle gafur bağışlayıcı öyle rahîm merhametli Onun berisinden velîdost ve hâmillere tutunanlara gelince onların da üzerlerine Allah gözcü sen değilsin üzerleri ne vekîl Ve işte böyle sana Arabî dil ve kültür itibariyle Araba has bir kurân hitabe vahyetmekteyiz ki Ummul Kurâyı Mekkeli leri ve çevresindekileri uyarıp sakındırasın ve o toplanma gününün dehşetini haber veresin ki o günün geleceği nde şüphe yok o gün bir fırka cennette bir fırka saîrde çılgın ateşte Dileseydi Allah elbet hepsini bir ümmet de yapardı velakin dilediğini rahmetine koyuyor da zalimlere gelince ne bir velî dost var onlara ne de bir nasîr yardımcı Yoks a Ondan beride velîdost ve hâmiller mi edindiler Fakat Allahtır ancak velî ölüleri O diriltir ve her şeye kadir Odur İhtilaf ettiğiniz herhangi birşey hakkında da hüküm Allaha aittir İşte de o Allah benim rabbim ben Ona güvenip dayanmak tayım ve hep Ona sığınırım O gökleri ve yeri yaratan size kendi cinslerinizden çifteşler yapmış enâmdeve koyun keçi ve sığırdan da çiftler yaratmıştır sizi o suretle üretip duruyor Fakat Onun misli gibi birşey yoktur ve O öyle s emî işiten öyle ba sîrgörendir Göklerin yerin kilitleri Onun rızkı dilediğine hem bol verip açar ve hem de kısar çünkü O her şeyi bilir Sizin için dinden Nuha tavsiye ettiğini ve sana vahyeylediğimizi ve İbrahime ve Musaya ve isa ya tavsiye kıldığımızı teşrî buyurdu şöyle ki Dîni doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin Müşriklere bu davet ettiğin emir Allahı birleyip Ona teslim olma işi ağır geldi Allah ona dilediklerini seçecek ve kendisine yönelip yüz tutanları ona h idayetle erdirecektir Tefrikaya düşmeleri ise kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki bağy u ihtirashaset ve kıskançlıktan dolayıdır ve eğer Rabbinden Müsemma bir ecele belirlenmiş bir süreye kadar diye bir kelime geçmiş olmasaydı aralarında hükm i kaza mutlaka icra edilir işleri bitirilirdi Arkalarından kitaba vâris kılınanlar da ondan işkilli bir şek ve şüphe içindedirler Onun için sen durma davet et ve emrolunduğun gibi doğru git onların hevalarına tâbi olma ve de ki Ben Allahın indirdiği her kitaba iman getirdim ve emrolundum ki Aranızda adalet yapayım Allah bizim rabbimiz olduğu gibi sizin de rabbiniz Bize kendi amellerimizin sorumluluğu size de kendi amellerinizin sorumluluğu vardır hak açık olduğu ndan sizinle aramızda hüccet delil getirmeye tartışmaya hacet yok Allah hepimizi bir araya getirecek ve hep dönülüp Ona gidilecektir Onun bu daveti kabul olunduktan sonra Allah veya Allahın dîni hakkında ihticaca tanışmaya kalkış acakların Rableri huzurunda hüccetdelilleri sakıttır geçersizdir üzerlerine bir gazap ve kendilerine şedit şiddetli bir azap vardır çünkü O Allahtır ki hakka dair kitap ve mîzan indirdi Ve ne bilirsin belki kıyamet saati yakındır On u ona inanmayanlarimansızlar acele isterler iman edenler ise onun hak olduğunu ve mutlaka kopacağını bilirler de ondan korkar sakınırlar İyi bil ki o kıyamet saati hakkında mücadele edenler her halde şüphesiz uzak bir dalalet içindedirler Allah kıyamet gününden korkup vazifesini yapan kullarına çok lütufkârdır her dilediğini bir suretle merzuk kılar rızıklandırır ve O öyle kavî güçlü öyle azîz Her kim âhiret ekimi isterse ona ekinini artırırız herkim de dünya ekimi isterse ona da ondan veririz amma âhirette ona hiç nasip yoktur Yoksa onların Allaha ortak olmak için küfür şerikleri ortakları var da onlara dinden Allahın izin vermediği şeyleri meşru kıldılar öyle mi Eğer o fasl kelimesi olmasaydı aralarında hü küm icra edilir işleri bitirilirdi ve şüphesiz ki zalimler için elîm acı bir azap vardır Göreceksin o zalimleri kazandıkları günahlarından ötürü titrerlerken o ise tepelerine inmekte İman edip salih amel işleyerek güzel güzel işler yapanla r ise cennetlerin hoş hoş ravzalarında onlara Rablerinin indinde ne dilerlerse var işte bu o büyük fazl lütuf İşte bu müjdedir ki Allah onu iman edip iyi iyi işler yapan kullarına tebşir buyuruyor müjdeliyor Ey Muhammed De ki Buna ka rşılık sizden yakınlıkta sevgiden başka bir ecir ücret istemem Ve herkim çalışır bir güzellik kazanırsa ona mükâfat olarak onda daha ziyade bir güzellik veririz çünkü Allah gafurdur bağışlayıcıdır şekûrdur Yoksa Allaha iftira etti bir yalanı mı diyorlar Allah dilerse senin de kalbini üstünden mühürleyiverir Allah bâtılı mahveder de kelimatı ile hakkı ihkak eyler Şüphesiz ki O bütün sinelerin künhünü bilir Hem odur ki O kullarından tevbeyi kabul eder ve onların kabahatlerinden vazgeçip af buyurur ve her ne yaparsanız bilir ve iman edip salih ameller yapanlara icabet buyurur fazlılütfundan onlara ziyade de verir küfredenlere gelince onlara şiddetli bir azap var Bununla beraber Allah kullarına rızkı bol bol seriverse arzda azar ve taşkınlık ederlerdi velakin dilediği kadar bir miktar ile indirip ihsan ediyor şüphesiz ki O kullannm durumuna habîrdir vâkıftır basîrgörendir Ve öyledir ki O ümidi kesmişlerken feyz indirir ve rahmetini yayıp neşreder O öyle velî koruyucu öyle hamîdhamd edilendir O göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda ürettiği her dâbbenin canlının üretilişi de Onun âyetalametlerindendir ve O dileyeceği zaman onları toplamaya da kadirdir Başınıza her ne musibe t geldi ise kendi ellerinizin kazancı olan günahlar sebebi iledir halbuki günahlarınızın bir çoğundan da vazgeçip sizi affediyor Hem siz arzda Allahı aciz bırakacak değilsiniz ve size Allahtan başka kurtaracak ne bir hâmi ne de bir yardımcı yoktur Yine Onun âyetalametlerindendir denizde o dağlar gibi büyük olmasına rağmen batmadan akanlar yüzen gemiler Dilerse gemileri hareket ettiren o rüzgârı durduruverir de onun sırtı üzerinde durakalır lar şüphesiz ki bunda nice âye tişaret ve delililer var çok sabırlı çok şükredici her kimse için yahut da onları içindekilerin ka zançlanIgünahlan dolayısıyla helaka sürükler bir çoğundan da vazgeçip af buyurur Hem bilsinler diye o âyetlerimizde mücadele edenler ki Kendil eri için kaçacak yer yoktur Hasılı size verilmiş bulunan şeyler hep dünya süflî veya yakın hayatın geçici metaıkazancıdır Allah yanındaki ise daha hayırlı ve daha bekahkalıcıdır Fakat bu mükâfat o kimseler için ki İman etmişlerdir ve R ablerine itimat edip tevekkül ederler ve onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar ve her gazaplandıkları vakit de onlar kusur örterler ve onlar ki Rableri için davete icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar buyrukları da işl eri de aralarında şûradır danışıklıdır kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar hayır için masraf da verirler ve onlar ki kendilerine bağy haklarına tecavüz vâki olduğu vakit yardımlaşır onlar öcünü alırlar Kötülüğün cezası da misli kad ar kötülüktür fakat herkim affedip ıslah ederse onun da ecri mükâfatı Allahadır Her halde şüphesiz O zalimleri sevmez Ve elbette herkim zulmolunduktan zulme uğradıktan sonra öcünü alırsa artık onlar üzerine Iceza için yol yoktur Ceza iç in yol ancak haksızlıkla yeryüzünde bağy taşkınlık ederek nâsa insanlara zulmeyleyenler üzerinedir İşte onlara elîm acı bir azap vardır Fakat herkim de sabreder suç örterse işte o davranış azmolunacak umurdandır işlerdendir Her kim i de Allah şaşırtırsa artık ondan sonra ona hiçbir velî hami ve yardımcı yoktur ve göreceksin o zalimleri azabı gördükleri vakit diyecekler ki Var mı dünyaya geri dönmeye bir yol Ve göreceksin onları o ateşe arzolu nurlarken zilletten boy unlarını bükerek göz altından bakarlarken iman etmiş olanlar da şöyle demekte Gerçek hüsrana düşenler kıyamet günü kendilerine ve ailelerine hasar yazık eden kimselermiş Bakın zalimler hakikaten mukîm daimî bir azap içindedirler ve onlara Allah ın önünden kendilerini kurtaracak velîhâmiler de yoktur Her kimi de Allah saptırırsa artık onun için yol yoktur Allahtan reddedilip geri çeviril mesine çare olmayan bir gün gelmezden evvel Rabbinizin davetine icabet ediniz o gün sizin için n e sığınacak yer vardır ne de inkâra çare Yine aldırmıyorlarsa biz de seni üzerlerine murakıp gözcü göndermedik ya sana düşen ancak tebliğdir Fakat biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız vakit onunla ferahlanır ise de kendi ellerinin yapıp takdim ettiği sebeplerle başlarına bir fenalık gelirse o vakit insan hepsini unutan bir nankördür zira nisyan insanın tabiatında vardır süratle nankörlüğe gider sanki hiç rahmet ve nimet görmemiş gibi davranır Allahındır bütün göklerin ve yerin mülkü hükümranlığı dilediğini yaratır dilediği kimseye dişiler bahşeder dilediği kimseye de erkekler bahşeder yahut da onları erkekli dişili ikizler yapar dilediğini de akîm kısır kılar Her halde şüphesiz Onun ilmi çok kudretine nihayet yoktur Bununla beraber hiçbir beşer için kabil değildir ki Allah ona başka suretle kelam söylesin ancak vahiyle veya bir hicap arkasından veyahut melekten bir resul gönderip de izniyle ona dilediğini vahyettirmesi müstesna çünkü O çok yükse k çok hakimdir Ve işte sana böyle emrimizden biz ruh vahyettirdik Bu mesaj sana gelmeden önce sen kitap nedir iman nedir biliniyordun velakin biz onu bir nur kıldık onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz ve emin ol sen her halde hakikaten doğru bir yola çağırıyorkılavuzluyorsun o Allahın yoluna ki Göklerde ne var yerde ne varsa hep Onundur Uyan Bütün işler döner dolaşır Allaha varır ZUHRUF Zuhruf altın ve mücevher anlamına gelir Sûrede bunlardan söz edildiği ve Allahın insana sahip olduğu altın ve mücevherle değil inanç ve davranışlarına göre değer verdiği anlatıldığı için sûre bu adla anılmıştır Mekkede inmiştir ve seksendokuz âyettir Hâ mîm Apaçık kitaba andolsun ki biz onu i yice anlayasınız diye Arapça bir Kuran yaptık Gerçekten o bizim nezdimizde bulunan ana kitapta mevcut yüce ve hikmet dolu bir kitaptır Siz haddi aşan bir kavim oldunuz diye Kuranı size göndermekten vaz mı geçelim Biz öncekilere de nice peyga mberler göndermiştik Onlar kendilerine gelen her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı Biz onlardan daha kuvvetli olanları helâk ettik Kuranda öncekilerin örneği de geçmiştir Eğer sen onlara Gökleri ve yeri kim yarattı diye sorsan elbette Onları çok güçlü ve herşeyi bilen Allah yarattı derler O yeryüzünü sizin için bir beşik yaptı ve doğru gidesiniz diye orada sizin için yollar meydana getirdi Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi Biz onunla ölü bir memlekete yenide n hayat verdik İşte siz de kabirlerinizden böyle diriltilip çıkarılacaksınız Allah bütün çiftleri yaratmıştır Sizin için bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etmiştir Siz onların sırtına binip üzerlerine yerleştiğiniz zaman Rabbinizin nimetini anarak şöyle diyesiniz Bunları bizim hizmetimize veren Allahı tenzih ve tesbih ederiz Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi Gerçekten biz Rabbimize döneceğiz Buna rağmen insanlar Allahın kullarından bir kısmını Onun bir parçası saydılar Gerçekten de insan apaçık bir nankördür Yoksa O yarattıklarından kendisine kızlar edindi de erkek çocukları size mi seçti Onlardan biri Rahman olan Allaha isnad ettiği kız çocuğu ile müjdelendiği zaman yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutk unur durur Yoksa onlar süs ve zinet içerisinde yetiştirilip de mücadelede erkek gibi kendisini savunmaya açık olmayan kızları mı Ona isnad ediyorlar Onlar Rahman olan Allahın kulları olan melekleri de dişi saydılar Onlar meleklerin yaratılışı nı gördüler mi Onların şahitlikleri yazılacak ve onlar sorguya çekileceklerdir Onlar Eğer Rahman olan Allah dileseydi biz o meleklere tapmazdık dediler Onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur Onlar sadece yalan söylüyorlar Yoksa biz k endilerine bundan önce bir kitap verdik de onlar ona mı sarılıyorlar Hayır onlar sadece Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk biz de onların izinde gidiyoruz dediler Ey Muhammed Yine böyle biz senden önce de hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın şımarık varlıklı kimseleri Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk biz de onların izlerine uyarız dediler Gönderilen uyarıcı Eğer size babalarınızı üzerinde bulduğunuz dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana u ymazsınız deyince onlar Gerçekten biz sizin tebliğ için gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz dediler Biz de onlardan intikam aldık Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu Hani İbrahim babasına ve kavmine Gerçekten ben sizin taptığ ınız şeylerden uzağım Ben ancak beni yaratana taparım Şüphesiz ki O beni doğru yola iletecektir dedi İbrahim bu sözü ardından gelecek olanlara devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki onlar doğru yola dönsünler Doğrusu ben bunları da babalarını da kendilerine hak olan kitap ve gerçeği açıklayan bir peygamber gelinceye kadar faydalandırıp geçindirdim Kendilerine hak geldiği zaman onlar Bu bir büyüdür doğrusu biz onu tanımıyoruz dediler Yine Onlar Bu Kuran şu iki şeh irden bir büyük adama indirilmeli değil miydi dediler Ey Muhammed Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz taksim ettik Birbirlerine işlerini gördürsünler diye biz onların bir kısmını diğe rlerinden derecelerle üstün kıldık Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır Eğer insanlar küfre sapan bir ümmet haline gelmeyecek olsalardı biz O Rahman olan Allahı inkâr eden kimselerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzeri ne çıkacakları merdivenler yapardık Onların evleri için gümüşten kapılar üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık Daha nice altın ziynetler verirdik Çünkü bunların bizce hiçbir kıymeti yoktur Bütün bunlar dünya hayatının geçici menfaatinden b aşka bir şey değildir Ahiret ise Rabbin katında takva sahipleri içindir Her kim Rahman olan Allahın zikrinden yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz Artık o şeytan onun yakın dostudur Şüphesiz ki bu şeytanlar onları yoldan çıkarırlar Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar Nihayet kıyamet günü bize gelince arkadaşına Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı Sen ne kötü arkadaşmışsın der Onlara Bugün pişmanlık duyma nız size hiçbir fayda sağlamayacaktır Çünkü siz zulmettiniz Şimdi de hepiniz azapta ortaksınız denir Ey Muhammed O halde sağırlara sen mi işittireceksin Yahut körlere ve apaçık bir sapıklık içinde bulunanlara sen mi doğru yolu göstereceksin Eğer biz seni onlara azap gelmeden önce alıp götürsek bile onlardan intikam alırız Yahut da onlara vaad ettiğimiz azabı sana gösteririz Çünkü bizim onlara azap etmeye gücümüz yeter Öyleyse sen sana vahyedilen Kurana sarıl Şüphesiz ki sen do ğru bir yol üzerindesin Doğrusu o Kuran senin için de kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz Ey Muhammed Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de sor biz Rahman olan Allahtan başka kendisine ibadet edilecek ilâ hlar yapmış mıyız Andolsun ki biz Musayı mucizelerimizle Firavuna ve ileri gelen adamlarına gönderdik Musa Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allahın peygamberiyim dedi Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüv erdiler Bizim onlara gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü Belki doğru yola dönerler diye biz onları azapla yakaladık Onlar azâbı görünce Ey sihirbaz Sende olan ahdi hürmetine bizim için Rabbine dua et Biz gerçekten doğru yola gireceğiz dediler Fakat azabı kendilerinden kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler Firavun kavmine seslenerek dedi ki Ey kavmim Mısır hükümdarlığı ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi Görmüyor musunuz Yoksa be n nerede ise meramını anlatamayan şu zavallıdan daha hayırlı değil miyim Eğer Onun dediği doğru ise üzerine altın bilezikler atılmalı veya kendisiyle beraber onu tasdik eden melekler gelmeli değil miydi Firavun kavmini küçümsedi Onlar da Ona itaat ettiler Çünkü onlar fâsık bir kavimdi Nihayet bizi gazaplandırdıkları zaman onlardan intikam aldık Hepsini suda boğduk Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık Meryem oğlu İsâ bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen ondan bir delil bulduklarını sanarak bağrışmaya başladılar Onlar dediler ki Bizim ilâhlarımız mı daha hayırlıdır yoksa İsâ mı Bu misâli sırf seninle tartışmak için ortaya attılar Doğrusu onlar çok kavgacı bir topluluktur İsâ ancak ke ndisine nimet verdiğimiz ve İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur Eğer biz dileseydik sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık Gerçekten o İsânın yere inişi kıyâmetin yaklaştığını gösteren bir bilgidir Sakın kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyip bana uyun bu doğru yoldur Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın Gerçekten o sizin için apaçık bir düşmandır İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin b ir kısmını size açıklamak için geldim O halde Allahtan korkun ve bana itaat edin Gerçekten benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allahtır Öyle ise Ona kulluk edin Bu doğru bir yoldur Fakat aralarından çıkan gruplar İsâ hakkında ihtilâfa düştü ler Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline Onlar kendileri farkına varmadan ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar O gün Allahtan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düşmandırlar Allah takva sahiple rine şöyle nida eder Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz Siz ve eşleriniz cennete girin Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın teps iler ve kadehlerle dolaştırılır Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır Siz orada ebedi olarak kalacaksınız İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur Orada sizin için bol bol meyveler vardır Onlardan yers iniz Şüphesiz ki suçlular cehennem azâbında ebedi olarak kalacaklardır Onların azâbı hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler Biz onlara zulmetmedik fakat onlar kendileri zâlimler oldular Onlar cehennem bekçisine Ey Mâlik Rabbin artık bizi öldürsün diye seslenirler Mâlik de Siz böylece kalacaksınız der Andolsun ki biz size hakkı getirdik Fakat sizin çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz Yoksa onlar hakka karşı gelmek için bir iş mi kararlaştırdılar Biz de onl arı cezalandırmak için kararlıyız Yoksa onlar bizim sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar Hayır işitiriz ve yanlarında bulunan elçi meleklerimiz de her yaptıklarını yazıyorlar Ey Muhammed de ki Eğer Rahman olan Allah ın bir çocuğu olsaydı ona ibâdet edenlerin birincisi ben olurdum Göklerin ve yerin Rabbi arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir yücedir Şimdi sen bırak onları tehdit edildikleri günlerine kavuşuncaya kadar batıla dalsınlar oynasınlar Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da Odur O hüküm ve hikmet sahibidir herşeyi bilir Göklerin yerin ve her ikisi arasındakilerin hükümranlığı kendisine ait olan Allahın şanı yücedir Kıyâmet saatinin bilgisi de yalnız onun yanındadır Si z sadece Ona döndürüleceksiniz Onların Allahı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir Eğer sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette Allah derler O ha lde nasıl haktan çevriliyorlar Peygamberin sözü şu olmuştur Ey Rabbim Bunlar gerçekten imân etmeyen bir kavimdir Ey Muhammed Şimdilik sen onlara aldırma ve Size selâm olsun de Onlar yakında bilecekler DUHAN Mekkede inen bu sûre ellidokuz âyettir Adını onuncu âyette geçen ve duman manasına gelen duhan kelimesinden almıştır Hâ mîm O apaçık Kitaba andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız O gecede h er hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır Gerçekten biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz Şüphesiz ki O herşeyi işitir ve bilir Siz eğer kesin olarak inanıyorsanız iyi bilin ki Allah göklerin yerin ve ikisi arasındak ilerin Rabbidir Ondan başka hiçbir ilâh yoktur O hem yaşatır hem öldürür O sizin de Rabbiniz sizden önceki babalarınızın da Rabbidir Fakat kâfirler bir şüphe içinde oynayıp eğleniyorlar Ey Muhammed Şimdi sen göğün insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle Bu acı bir azabdır O gün insanlar Ey Rabbimiz Bizden azabı kaldır Artık biz inanıyoruz derler Onlar için bunu düşünüp öğüt almak nerede Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir de peygamber gelmişti Sonra onlar o peygamberden yüz çevirdiler ve Bu öğretilmiş bir delidir dediler Biz o azabı sizden birazcık kaldırırız Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız Andolsun ki biz onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti O peygamber onlara şöyle demişti Esaretiniz altındaki Allahın kullarını bana teslim edin Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim Allaha karşı üstünlük taslamayın Şüphesiz ki ben size apaçık bir delil getiriyorum Gerçekten ben beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olan Allaha sığındım Eğer siz bana iman etmezseniz hemen yanımdan uzaklaşın Musa Şüphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir diyerek yardım etmesi için Rabbine yalvardı Allah buyurdu ki Kullarımı geceleyin yürüt Çünkü siz takib edileceksiniz Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur Onlar neler bırakmışlardı ne bahçeler ne pınarlar Ne ekinler ne güzel kaynaklar Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah İşte böylece biz onları başka bir kavme miras bıraktık Gök ve yer onların üzerine ağlamadı On lara mühlet de verilmedi Andolsun ki biz İsrailoğullarını o aşağılayıcı azabdan kurtardık Firavundan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık Biz onla ra içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik Gerçekten şu kâfirler diyorlar ki Bizim ilk ölümümüzden başka bir şey yoktur Biz tekrar diriltilecek değiliz Eğer siz doğru söyleyen kimselerseniz babalarınızı bize getirin Onlar mı daha hayırlıdır yoksa Tükba kavmi ile onlardan öncekiler mi Biz onların hepsini de helak ettik Çünkü onlar suçluydular Biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık Biz onları hak ve hikmetle yarattık Fakat onların çoğu bunu bilmezler Şüphesiz ki hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz Onlara yardım da edilmez Ancak Allahın merhamet ettiği kimseler böyle değild ir Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür çok merhamet edicidir Gerçekten zakkum ağacı Günahkârların yemeğidir O pota gibi karınlarda kaynar O kızgın bir sıvının kaynaması gibidir Allah meleklere şöyle emreder Şunu tutun da Cehennemi n ortasına sürükleyin Sonra onun başının üstüne kaynar su azabından dökün Ona şöyle denir Tat bakalım azabı hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün İşte sizin inkâr edip durduğunuz şey budur Şüphesiz ki kötülükten sakınan lar güvenli bir makamdadırlar Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı olarak otururlar İşte böyle biz onları ayrıca iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz Onlar orada güve n içinde her çeşit meyveyi isteyebilirler Onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar Allah onları cehennem azabından korumuştur Bunların hepsi Rabbinden bir lütuf olarak verilmiştir İşte büyük kurtuluş budur Biz Kurânı senin di linle indirip kolaylaştırdık Umulur ki onlar öğüt alırlar Artık sen onların başlarına gelecekleri bekle Çünkü onlar da bekleyip durmaktadırlar CASİYE Mekkede inmiştir otuzyedi âyettir Adını âyette geçen ve kıyamette diz üstü çöken leri anlatan câsiyeden almıştır Bu sûreye şerîat ve dehr sûresi de denilmiºtir Hâ mîm Bu kitap Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır Sizin yaratılışınızda ve çeş itli canlıları yeryüzüne yaymasında kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır Gece ile gündüzün değişmesinde ve Allahın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesin de aklını kullanan bir topluluk için nice deliller vardır İşte bunlar Allahın âyetleridir Sana onları hakkıyla okuyoruz Artık Allaha ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar Her günahkâr kişinin vay haline O kimse Allahın k endisine okunan âyetlerini işitir de sonra sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder İşte sen onu can yakıcı bir azabla müjdele Âyetlerimizden birşey öğrendiği zaman onu alaya alıyor İşte onlar için rezil ve rüsvay edici bir azap vardır Ötelerinde cehennem var Ne kazandıkları şeyler ne de Allahtan başka edindikleri dostlar kendilerinden hiçbir şeyi azabı kaldıramaz Onlar için büyük bir azab vardır Bu Kuran bir hidâyettir Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise en şiddetlisi nden acıklı bir azab vardır Allah O yüce zâttır ki emriyle içinde gemilerin seyretmesi sizin de Onun lütfundan rızık aramanız ve şükretmeniz için denizi emrinize vermiştir O göklerde ve yerde bulunan herşeyi kendinden bir lütuf olarak sizin hizmetinize vermiştir Şüphesiz bunda düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır Ey Muhammed İman edenlere söyle Allahın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar Çünkü Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandı racaktır Her kim iyi bir iş yaparsa onun faydası kendisinedir Kim de kötülük yaparsa zararı yine kendinedir Sonra hep Rabbinize döndürüleceksiniz Andolsun ki biz vaktiyle İsrailoğullarına kitap hüküm ve peygamberlik vermiştik Onları temiz r ızıklarla rızıklandırmıştık Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık Din hususunda onlara apaçık deliller verdik Fakat onlar kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi Şüphesiz Rabbin ayrılığ a düştükleri şeylerde kıyâmet günü aralarında hükmedecektir Sonra Ey Muhammed seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık Sen ona uy bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma Çünkü onlar Allahtan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştırama zlar Şüphesiz zâlimler birbirlerinin dostlarıdır Allah ise müttakilerin dostudur Bu Kuran insanların kalb gözünü açan bir nur kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir Yoksa kötülük işleyenler hayatlarında ve öl ümlerinde kendilerini iman edip iyi ameller işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı zannettiler Ne kötü hüküm veriyorlar Halbuki Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı Hem de herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere onlara asla haksızlık edilmez Ey Muhammed Hevâ ve hevesini kendine ilâh edinen Allahın kendi ilmi dahilinde saptırdığı kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun Şimdi onu Allahtan başka kim hidâyete erdirebilir Hala düşünmez misiniz Hem müşrikler dediler ki Hayat ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir Ölürüz ve yaşarız Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur Onlar sadece böyle zannederler Kendilerine âyetlerimiz açıkça okun duğu zaman Eğer sözünüzde doğru iseniz atalarımızı diriltip getirin demekten başka söylenecek hiçbir delil yoktur Ey Muhammed De ki Allah sizi diriltir Sonra sizi o öldürür sonra da geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde diriltip bir a raya toplar Fakat insanların çoğu bilmezler Göklerin ve yerin mülkü sadece Allahındır Kıyâmetin kapacağı gün varya işte o gün batıla sapanlar hep hüsrana düşecekler O gün her ümmeti diz çökmüş görürsün Her ümmet kendi kitabına çağırılır o nlara Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir İşte kitabınız yüzünüze karşı hakkı söylüyor çünkü biz sizin yaptıklarnızı hep kaydediyorduk denir İman edip iyi işler yapanlara gelince Rableri onları rahmeti içine koyacaktır İşte a paçık kurtuluş budur Ama kâfirlere gelince onlara da denilir ki Size âyetlerim okunmadı mı Siz büyüklük tasladınız ve günah işleyen bir kavim oldunuz değil mi Allahın vaadi gerçektir O kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur denildiğinde Kıy amet nedir bilmiyoruz Yalnız bir zandan ibârettir sanıyoruz Fakat bu hususta kesin bir bilgimiz yok derdiniz Derken yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi O gün kâfirlere şöyle den ilir Siz dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız biz de bugün sizi öylece unutacağız Yeriniz ateştir ve sizin için yardımcılardan bir kimse de yoktur Bunun sebebi şudur Siz Allahın âyetlerini alaya aldınız dünya hayatı sizi aldattı Artık bugün onlar ateşten çıkarılmayacaklar ve kendilerinden özür dilemeleri de kabul edilmeyecektir Hamd göklerin Rabbi yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allaha mahsustur Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet Onundur O Azizdir herşeye ga liptir Hakîmdir hüküm ve hikmet sahibidir AHKAF Âd kavminin yaşadığı bölgede rüzgârlar ahkaf denen kum tepeleri meydana getiriyordu İçinde bu kavmin yaşadığı bölge ve kum yığınlarından söz edildiğinden sûre Ahkaf adını almıştır Mekkede in miştir otuzbeş âyettir Hâ mîm Bu kitabın indirilişi çok güçlü hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafındandır Biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık İnkâr edenler uyarıldıkları şeyden yüz çeviriyorlar Ey Muhammed De ki Allahtan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü Onlar yerden ne yaratmışlar bana gösterin Yoksa onların göklerin yaradılışında bir ortaklıkları mı var Eğer siz doğru söyleyen kimseler iseniz bana bu Kurandan önc e indirilmiş bir kitap veya ilimden bir eser getirin Allahı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine hiç bir cevap veremeyecek olan putlara dua eden kimseden daha sapık kim olabilir Oysa taptıkları şeylerin onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur Kıyamet günü insanlar biraraya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler Ve onların kendilerine tapmalarını inkâr ederler Bizim âyetlerimiz kendilerine apaçık okunduğu zaman inkâr edenler kendilerine gelen hak kitap i çin Bu apaçık bir büyüdür dediler Yoksa Onu Muhammed uydurdu mu diyorlar Sen de ki Eğer onu ben uydurmuşsam Allahtan bana gelecek cezayı savmaya sizin gücünüz yetmez O sizin yaptığınız taşkınlıkları daha iyi bilir Sizinle benim aramda ş ahit olarak Allah yeter O çok bağışlayıcıdır çok merhamet edicidir Ey Muhammed De ki Ben Peygamberlerin ilki değilim Bana ve size ne yapılacağını da bilmem Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım De ki Ne dersiniz eğer bu Kuran Allah tarafından ise ve siz de onu inkâr etmişseniz bununla birlikte İsrailoğullarından bir şahit de onun bir benzerini Tevratta görüp inanmışken siz hala büyüklük taslarsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız Şüphesiz ki All ah zalim bir topluluğu doğru yola iletmez İnkâr edenler iman ednler için Eğer İslâmda bir hayır olsaydı onlar onu kabulde bizi geçemezlerdi derler Bununla muvaffak olamayınca da Bu eski bir yalandır diyeceklerdir Kurândan önce de b ir rehber ve rahmet olarak Musanın kitabı Tevrat vardı Bu Kurân ise zulmedenleri uyarmak iyilik yapanları müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen ve kendinden öncekileri tasdik eden bir kitaptır Gerçekten Rabbimiz Allahtır deyip sonra da do sdoğru olanlara gelince onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir İşte onlar cennetlikdirler yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik Anası onu zahmetle karnı nda taşıdı ve zahmetle doğurdu Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır Nihayet insan olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına geldiğinde der ki Ey Rabbim Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve senin hoşnut olaca ğın salih amel işlememi ilham et Benim neslimden gelenleri de salih kimseler kıl Doğrusu ben tevbe edip sana yöneldim Ve ben gerçekten müslümanlardanım İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız b u kimseler cennetlikler arasındadırlar Bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir sözdür Ana ve babasına Öf size siz bana öldükten sonra tekrar dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz Oysa benden önce nice nesiller gelip geçmiştir di yen kimseye ana ve babası Allaha sığınarak Yazıklar olsun sana Gel iman et şüphesiz ki Allahın vaadi gerçektir dediklerinde o Bu Kurân öncekilerin masallarından başka bir şey değildir diyordu İşte onlar kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan toplulukları içerisinde haklarında azab vaadi hak olmuş kimselerdir Onlar gerçekten hüsrana uğramışlardır Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verir Onlara haksızlık edilmez İnkâr edenler ateşe arzedilecekleri gün onlara Siz dünya hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız onların zevkini sürdünüz artık bugün yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanız ve yoldan çıkmış olmanızdan dolayı aşağılayıcı bir azabla cezalan dırılacaksınız denir Ey Muhammed Âd kavminin kardeşi Hudu hatırla Hani O Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmıştı Ondan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmiştir Hud kavmine Allahtan başkasına kulluk etmeyin Çünkü ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum demişti Onlar Sen bizi ilâhlarımızdan çevirmek için mi geldin Eğer doğru söyleyenlerden isen o bize vaad edip durduğun azabı haydi getir dediler Hud O azabın ne zaman geleceğine dair ilim Allah katınd adır Ben size benimle gönderileni tebliğ ediyorum Fakat ben sizi cahillik eden bir kavim olarak görüyorum dedi O azabı vadilerine doğru yayılan bir bulut halinde gördükleri zaman Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir buluttur dediler Hud ise O sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir O bir rüzgârdır ki içerisinde acı bir azab vardır O rüzgâr Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder dedi Nihayet helâk oldular ve evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu İşte biz günahkâr kavmi böy le cezalandırırız And olsun ki biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik Onlara kulaklar gözler ve kalpler vermiştik Fakat kulakları gözleri ve kalpleri onlara hiçbir fayda sağlamadı Çünkü onlar Allahın âyetlerini bile bile inkâr ediyorla rdı Alay etmekte oldukları şey de onları sarıp kuşattı Andolsun ki biz sizin etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık Allahı bırakıp da kendilerine yakınlık sağ lamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya Ama hayır aksine onlardan kaybolup gittiler İşte bu onların yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır Ey Muhammed Hani biz cinlerden bir grubu Kurânı dinlemeleri için sana yöneltmişt ik Onlar Kurânı dinlemek için hazır bulundukları zaman birbirlerine susun dediler Kurânın okunması bitince de birer uyarıcı olarak kavimlerine döndüler Onlar kavimlerine şöyle dediler Ey kavmimiz Gerçekten biz Musadan sonra indirilen ve ke ndisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik O kitap gerçeği ve doğru yolu gösteriyor Ey kavmimiz Allahın davetçisine uyun ve Ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun Her kim Allahın d avetçisine uymazsa bilsin ki yeryüzünde Allahı aciz bırakacak değildir Onun Allahtan başka dostları da yoktur İşte onlar apaçık bir sapıklık içerisindedirler Onlar gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla yorulmayan Allahın ölüleri diriltmey e de kadir olduğunu görmüyorlar mı Evet şüphesiz ki Onun herşeye gücü yeter İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün onlara Bu gerçek değil miymiş denir Onlar da Rabbimiz Hakkı için gerçekmiş derler Allah onlara O halde inkâr ettiğiniz den dolayı şimdi tadın azabı der Ey Muhammed Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret Onlar için azab hususunda acele etme Sanki onlar kendilerine vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldık larını sanırlar Bu bir tebliğdir Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi MUHAMMED Adını Peygamberimizin isminden alan bu sûreye aynı zamanda Kıtâl sûresi de denmiştir Medinede inmiştir otuzsekiz âyettir İnkâr ed enlerin ve Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır İman edip salih amel işleyenlerin ve Rableri tarafından bir gerçek olarak Muhammede indirilen kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir Bu inkâr ed enlerin batıla uymaları ve iman edenlerin de Rablerinden gelen gerçeğe tâbi olmalarından dolayı böyledir İşte böylece Allah insanlara kendi misallerini anlatır Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın Sonra harp ağırlıklarını atıp savaş bitince de onları ya karşılıksız olarak ya da fidye ile salıverin Allahın emri budur Eğer Allah dileseydi onlardan başka türlü de intikam alırdı Fakat böyle olması s izi birbirinizle denemek içindir Allah yolunda öldürülenlere gelince Allah onların amellerini asla boşa çıkarmaz Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir Onları kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır Ey iman edenler Eğer siz Allahın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar İnkâr edenlere gelince artık yıkım onlara Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır Bu onların Allahın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayıdır Allah da bunun için onların amellerini boşa çıkarmıştır Onlar yeryüzünde bir gezmediler mi Baksalar ya kendilerinden öncekilerin sonları nasıl olmuş Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır Bu kâfirlere de onların başına gelenlerin benzerleri ya raşır Bu böyledir Çünkü Allah iman edenlerin yardımcısıdır İnkâr edenlerin ise yardımcısı yoktur Şüphesiz ki Allah iman edip salih amel işleyenleri altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar İnkâr edenler ise dünyada zevk edip geçinirler Ha yvanların yediği gibi yerler Onların varacakları yer ateştir Ey Muhammed Seni yurdundan çıkaran şehirden daha kuvvetli olan nice şehirler vardı ki biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı Rabbi tarafından apaçık bir delil üzerinde b ulunan kimse kötü işleri kendisine güzel gösterilmiş de heveslerinin peşine düşmüş kimseler gibi olur mu Kötülükten sakınanlara vaad edilen cennetin durumu şöyledir Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar tadı değişmeyen sütten ırmaklar içenlere lez zet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır Bunların durumu ateşte ebedî olarak kalacak olan ve bağırsaklarını parçalayacak kaynar su içirilen kimsenin durumu gibi olur mu Ey Muhammed Onlardan seni dinlemeye gelenler de var Senin yanından çıktıkları zaman kendilerine ilim verilen kimselere alay yoluyla O demin ne söyledi diye sorarlar İşte onlar Allahın kalplerini mühürlediği kimselerdir Onlar sadece kendi heva ve heveslerine uyarlar Doğru yola girenlere gelince Allah onların hidayetlerini artırmış ve onlara kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir Artık onlar kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar Şüphesiz onun alametleri gelmiştir Artık kıyamet kendilerine gelip çatınca anlamaları neye yarar Ey Muhammed Bil ki Allahtan başka hiçbir ilâh yoktur Hem kendi günahın için hem de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allahtan bağışlanma dile Allah s izin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir İman edenler Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse derlerdi Ama hükmü açık bir sûre indirilip de içerisinde savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanların ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün Oysa onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur Onların vazifesi itaat ve güzel söz söylemekti Sonra iş kesinleşince Allahın emrine sadakat gösterselerdi elbette kendileri için daha hayırlı o lurdu Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve akrabalık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi İşte onlar Allahın lanetlediği kulaklarını sağır gözlerini kör ettiği kimselerdir Onlar Kuranı düşünmü yorlar mı Yoksa kalplerinin üzerinde kilitleri mi var Gerçekten doğru yol kendilerine açıkça belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere şeytan kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür Çünkü onlar Allahın indir diğini beğenmeyen kimselere Bazı işlerde biz size itaat edeceğiz demişlerdi Oysa Allah onların gizlediklerini biliyordu Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak Bu onların Allahı gazablandı ran şeylere uymaları ve Onun rızasına sebep olacak şeyleri beğenmemelerinden dolayıdır Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır Yoksa kalplerinde hastalık olanlar Allah kendilerinin kinlerini hiç ortaya çıkarmaz mı sandılar Ey Muhammed Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik Sen de onları yüzlerinden tanırdın Andolsun ki sen onları sözlerinin üslubundan da tanırsın Allah ise bütün yaptıklarınızı bilir Andolsun ki biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve yaptıklarınızla ilgili haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz Şüphesiz ki inkâr edenler Allah yolundan menedenler ve kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra Peygambere karşı gelenler Allaha hiçbir zarar veremeyeceklerdir A llah onların yaptıklarını boşa çıkaracaktır Ey iman edenler Allaha itaat edin Peygambere itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın Şüphesiz ki inkâr edip Allah yolundan saptıran sonra da kâfir olarak ölenlere gelince Allah onları asla b ağışlamayacaktır Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın Allah sizinle beraberdir O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir Eğer iman eder kötülükten sakınırsanız Allah siz e mükâfatınızı verir Ve sizden bütün mallarınızı harcamanızı da istemez Eğer sizden onların tamamını isteyip de sizi zorlasaydı cimrilik ederdiniz Bu da sizin bütün kinlerinizi ortaya çıkarırdı İşte sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kims elersiniz İçinizden kiminiz cimrilik ediyor Ama cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder Allah zengindir siz ise fakirsiniz Eğer siz Hakktan yüz çevirirseniz Allah yerinize başka bir kavim getirir Sonra onlar sizin gibi olmazlar FETİ H İçinde İslâmın elde edeceği fetih başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medinede inen sûrelerden sayılmıştır yirmidokuz âyettir Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir Ve sana Allah şanlı bir zaferle yardım eder İmanlarına iman katsınlar diye müminler in kalplerine güven indiren Odur Göklerin ve yerin orduları Allahındır Allah bilendir herşeyi hikmetle yapandır Mümin erkeklerle mümin kadınları içinde ebedi kalacakları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması onların günahlarını örtmesi i çindir İşte bu Allah katında büyük bir kurtuluştur Ve o Allah hakkında kötü zanda bulunan münâfık erkeklere ve münâfık kadınlara Allaha ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir Kötülük onların başlarına gelmiştir Allah o nlara gazap etmiş lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır Orası ne kötü bir yerdir Göklerin ve yerin orduları Allahındır Allah çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Şüphesiz biz seni şâhit müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik Ki Allaha ve Resulüne iman edesiniz ve bunu takviye edip Ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Onu tesbih edesiniz Herhalde sana beyat edenler ancak Allaha beyat etmektedirler Allahın eli onların ellerinin üzerindedir Kim ahdi bozarsa a ncak kendi aleyhine bozmuş olur Kim de Allaha verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir yakında arâbilerden geri kalmış olanlar sana diyecekler ki Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu Allahtan bizim bağışlanmamızı d ile Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler De ki Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse Ona karşı kimin bir şeye gücü yetebilir Hayır Allah yaptıklarınızdan haberdardır Aslında siz Peygamber ve mümi nlerin ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz Kim Allaha ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz biz kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızd ır Göklerin ve yerin mülkü Allahındır O dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Siz ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar Bırakın biz de arkanıza düşelim diyeceklerdir Onlar Alla hın sözünü değiştirmek isterler De ki Siz bizimle gelemeyeceksiniz Allah daha önce böyle buyurmuştur Onlar size Bizi kıskanıyorsunuz diyeceklerdir Bilakis onlar pek az anlayan kimselerdir Arabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki Siz ya kında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız Onlarla savaşırsınız veya müslüman olurlar Eğer itaat ederseniz Allah size güzel bir mükâfat verir Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır Köre vebal yoktur topala da vebal yoktur hastaya da vebal yoktur Bununla beraber kim Allaha ve peygamberine itâat ederse Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar Kim de geri kalırsa onu acı bir azaba uğratır Andolsun o ağacın altında Hude ybiyede sana beyat ederlerken Allah müminlerden razı olmuştur Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve onları pek yakın bir fetih ile mükâfatlandırmıştır Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı Allah çok güçl üdür hüküm ve hikmet sahibidir Allah size elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir Bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir ki bu müminlere bir işaret olsun ve Allah sizi doğru yola iletsin Bundan başka sizin güç yetiremediğiniz ama Allahın sizin için kuşattığı ganimetler de vardır Allah herşeye kâdirdir Eğer kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı Sonra bir dost ve yardımcı da bulamazlardı Allahın öteden beri gelen kanunu budur Al lahın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra Mekkenin göbeğinde onların ellerini sizden sizin ellerinizi de onlardan çekendir Allah yaptıklarınızı görendir Onlar inkâr eden ve sizin Mescid i Har amı ziyaretinizi ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir Eğer kendilerini henüz tanımadığınız mümin erkeklerle mümin kadınları bilmeyerek ezmek suretiyle bir vebalin altında kalmanız ihtimali olmasaydı Allah savaşı önlemezdi Dile diklerine rahmet etmek için Allah böyle yapmıştır Eğer onlar birbirinden ayrılmış olsalardı elbette onlardan inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık O zaman inkâr edenler kalplerine taassubu câhiliyet taassubunu yerleştirmişlerdi Allah da elç isine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi Onları takva sözü üzerinde durdurdu Zaten onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi Allah herşeyi bilendir Andolsun ki Allah elçisinin rüyasını doğru çıkardı Allah dilerse siz güven içinde başlarınızı tıraş etmiş ve saçlarınızı kısaltmış olarak korkmadan Mescid i Harama gireceksiniz Allah sizin bilmediğinzi bilir İşte bundan önce size yakın bir fetih verdi Bütün dinlerden üstün kılmak üzere Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen Odur Şahit olarak Allah yeter Muhammed Allahın elçisidir Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin kendi aralarında merhametlidirler Onları rükûa varırken secde ederken görürsün Allahtan lütuf ve rıza isterler Yüzlerinde secdelerin izinden nişa nları vardır Bu onların Tevrattaki vasıflarıdır İncildeki vasıfları da şöyledir Onlar filizini yarıp çıkarmış gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu ziraatçıların da hoşuna gider Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir HUCURAT Bu sûrede müminlere bazı görgü kuralları Peygambere ve birbirlerine karşı nasıl davranacakları öğretilm ektedir Medinede inmiştir onsekiz âyettir Adını dördüncü âyetteki odalar anlamına gelen hucurât kelimesinden alır Ey iman edenler Allahın ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin Allahtan korkun Şüphesiz Allah işitendir bilendir Ey iman edenlerSeslerinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin Birbirinize bağırdığınız gibi Peygambere yüksek sesle bağırmayın Öyle yaparsanız siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider Allahın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar şüphes iz Allahın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır Resülüm Sana odaların arkasından bağıranların çokları aklı ermez kimselerdir Eğer onlar sen yanlarına çıkıncaya kadar sabretselerdi elb ette kendileri için daha iyi olurdu Bununla beraber Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Ey iman edenler Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan p işman olursunuz Hem bilin ki içinizde Allahın elçisi vardır Şayet o birçok işlerde size uysaydı sıkıntıya düşerdiniz Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır Küfrü fasıklığı ve isyanı da size çirkin göstermiştir İş te doğru yolda olanlar bunlardır Bu Allahtan bir lütuf ve nimettir Allah herşeyi bilir hüküm ve hikmet sahibidir Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin Şayet biri ötekine saldırırsa Allahın buyruğuna dönünc eye kadar saldıran tarafla savaşın Eğer dönerse aralarını adaletle düzeltin ve her işte adaletli davranın Şüphesiz ki Allah adil davrananları sever Müminler ancak kardeştirler Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allahtan korkun ki rahm ete eresiniz Ey iman edenler Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin Belki de onlar kendilerinden daha iyidirler Kadınlar da kadınları alaya almasınlar Belki onlar kendilerinden daha iyidirler Kendi kendinizi ayıplamayın birbirinizi köt ü lakaplarla çağırmayın İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir Kim de tevbe etmezse işte bu kimseler zalimlerdir Ey iman edenler Zannın bir çoğundan kaçının Çünkü zannın bir kısmı günahtır Birbirinizin kusurunu araştırmayın Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin Biriniz ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı İşte bundan tiksindiniz O halde Allahtan korkun Şüphesiz Allah tevbeyi çok kabul edendir çok merhamet edendir Ey insanlar Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden y arattık Ve birbirinizle tanışmanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz Ondan en çok korkanınızdır Şüphesiz Allah bilendir herşeyden haberdar olandır Bedevîler inandık dediler De ki Siz iman etmediniz ama İslâm olduk deyin Henüz iman kalplerinize yerleşmedi Eğer Allaha ve Resulüne itaat ederseniz Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez Çünkü Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Gerçek müminler ancak Allaha ve Res ulüne iman eden ondan sonra asla şüpheye düşmeyen Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır İşte doğrular ancak onlardır De ki Siz dininizi Allaha mı öğretiyorsunuz Oysa Allah göklerde olanları da bilir yerde olanları da Allah herş eyi hakkıyla bilendir Onlar İslâma girdikleri için sana minnet ediyorlar De ki Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın Bilakis sizi imana erdirdiği için Allah sizin başınıza kakar Eğer doğrulardan iseniz Allaha minnettar olmanız gerekir Şüphesiz Allah göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir Allah yaptıklarınızı görür KAF Mekkede inmiştir kırkbeş âyettir Kaf harfi ile başladığı için bu adı almıştır Kâf Şanlı ve şerefli Kurana andolsun ki Doğrusu kâfirler k endi içlerinden uyarıcı bir peygamber geldiğine şaşırdılar da dediler ki Bu şaşılacak bir şeydir Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi tekrar dirileceğiz bu dönüş çok uzaktır Fakat biz toprağın onlardan neyi eksilttiğini elbette biliyoru z Yanımızda herşeyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardır Doğrusu hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi karmakarışık bir ıztırap içindeler Artık üstlerindeki göğe bakmazlar mı ki onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz onun hiç bir çatlağı yoktur Yeri de nasıl uzatmış üzerine sabit dağlar oturtmuşuz Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik Bunlar Allaha yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ona ibret vermek içindir Bir de gökten bereketli bir su indi rip de onunla bağlar bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik Bunları kullara rızık olması için yetiştirmekteyiz O su ile ölü bir toprağa can verdik işte hayata ç ıkış da böyledir Onlardan önce Nuhun kavmi Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı Âd Firavun Lûtun kardeşleri de yalanladılar Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de bunların hepsi peygamberleri yalanladılar da onlara azabım hak oldu Biz il k yaratmada acizlik mi gösterdik Doğrusu onlar yeni bir yaratılıştan şüphe içindedirler Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz Ve biz ona şah damarından daha yakınız Onun sağında ve solunda oturmuş iki mele k zabıt tutarken İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında onu gözetleyen dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde Ey insan İşte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir denir Sura üfürülür işte b u tehdidin gerçekleşme günüdür Her can kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir Allah ona Andolsun sen bundan gaflet içinde idin Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık Bugün artık gözün keskindir der Beraberindeki melek işte yanımdaki hazır der Allah iki meleğe buyurur ki Haydi ikiniz atın cehenneme her inatçı nankörü İyiliklere sürekli engel olan saldırgan şüpheciyi O ki Allahın yanında başka ilâh edinmiştir Haydi ikiniz bi rlikte onu şiddetli azaba atın Yanındaki arkadaşı şeytan der ki Rabbimiz Ben onu azdırmadım Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi Allah buyurur ki Huzurumda çekişmeyin Ben size daha önce uyarıcı göndermiştim Benim huzurumda söz değiştirilmez Ve ben kullara asla zulmedici değilim Biz O gün cehenneme Doldun mu diyeceğiz O da Daha fazla var mı diyecektir Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır Zaten uzak değildir Onlara denir ki İşte size va ad edilen bu cennet Allaha yönelen Onun emirlerine riayet eden görmediği halde Rahman olan Allahtan korkan ve Ona yönelen bir kalple gelenlere mahsustur Şimdi selam ve selametle oraya girin İşte sonsuzluk günü budur Orada onlara ne iste rlerse vardır Katımızda daha fazlası da vardır Ey Muhammed Biz onlardan önce kendilerinden daha kuvvetli olan ve beldeleri delik deşik eden nice nesilleri helak ettik hiç kurtuluş var mı Şüphesiz ki bunda kalbi olan ve hazır bulunup kulak vere n kimse için elbette bir öğüt vardır Andolsun ki biz gökleri yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı Ey Muhammed Onların söylediklerine karşı sabret Güneşin doğuşundan önce sabah namazını ve batış ından önce de öğle ve ikindi namazalarını kılarak Rabbini Hamd ile tesbih et Geceleyin akşam ve yatsı namazlarını kılarak namazlardan sonra da vitir ve nafile kılarak Onu tesbih et Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver O gün insanlar o çağrıyı gerçek olarak duyarlar İşte bugün kabirlerden çıkış günüdür Gerçekten biz hem yaşatırız hem öldürürüz Sonunda dönüş yalnız bizedir O gün yer yarılır insanlar kabirlerinden çabucak çıkarlar İşte bu sadece biz e göre kolay bir toplanmadır Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin O halde sen benim tehdidimden korkanlara bu Kurân ile öğüt ver ZARİYAT Mekkede inmiştir altmış âyettir İlk âyette geçen ve rüzgârlar anlamına gelen zâriyât kelimesi sûrenin adı olmuştur O tozdurup savuranlara Derken bir ağırlık taşıyanlara Derken bir kolaylıkla akanlara Derken bir emir taksim edenlere andolsun ki O size vaad edilen elbette doğr udur Ceza ve hesap günü şüphesiz olacaktır Yollara sahip göğe andolsun ki Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz Ondan çevrilen imana çevrilir Kahrolsun o fikir adına kendi tahminlerini ileri sürenler Onlar bir sarhoşl uk ve cehalet içinde şuursuzdurlar Onlar Hesap ve ceza günü ne zaman diye soruyorlar O gün onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür Onlara Tadın inkarınızın cezasını işte sizin acele istediğiniz budur denecektir Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı Onlar geceleyin pek az uyurlardı Onlar seher vakitlerinde Allahta n bağışlanma dilerlerdi Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır Hiç görmüyor musunuz Sizin rızkınız da size vaad edilen se vap ve ceza da göktedir Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad herhalde haktır O tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir Ey Muhammed İbrahimin şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi Hani onlar İbrahimin huzuruna girmi şlerdi de Selam sana demişlerdi İbrahim Size de selam demiş ve içinden Bunlar tanınmamış bir topluluk diye geçirmişti İbrahim sonra ailesine giderek semiz bir buzağı eti getirdi Onu önlerine sürerek Yemez misiniz dedi Yemediklerini görünce onlardan içine bir korku düştü Onlar İbrahime Korkma dediler ve onu çok bilgili bir oğul ile müjdelediler Bunun üzerine karısı Sâre bir çığlık atarak geldi ve elini yüzüne vurarak Ben kısır bir kocakarıyım nasıl çocuğu m olur dedi Misafir melekler Evet bu böyledir Rabbin böyle buyurdu Gerçekten O hüküm ve hikmet sahibidir Herşeyi hakkıyla bilir dediler İbrahim kendisine misafir olarak gelen meleklere Acaba sizin asıl önemli işiniz nedir ey elçiler dedi Onlar Gerçekten biz günahkâr bir kavim olan Lût kavmine gönderildik Onların üzerine çamurdan pişirilmiş sert taşlar yağdıracağız O taşlardan herbirinin haddi aşanlardan kime isabet edeceği Rabbin katında işaretlenmiştir dedi ler Nihayet biz müminlerden orada bulunan kimseleri çıkardık Fakat biz orada müslümanlardan bir ev halkından başka kimseyi de bulamadık Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık Musanın kıssasında d a ibret vardır Hani biz onu apaçık bir delille Firavuna göndermiştik Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirmiş onun hakkında Bu bir sihirbazdır ya da bir delidir demişti Nihayet biz onu ve ordularını yakalayıp hepsini denize attık Fi ravun ise o sırada inadından dolayı pişmanlık duyarak kendi kendini kınıyordu Âd kavminin helâkinde de bir ibret vardır Hani biz onların üzerine köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor mutl aka onu kül gibi dağıtıyordu Semud kavminin helâkinde de bir ibret vardır Hani onlara Belirli bir süreye kadar dünyadan yararalanıp geçinin denmişti Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar Bunun üzerine kendilerini bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp çarptı Artık onlar ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler ne de yardım gördüler Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler Biz göğü kudretimizle bina ettik Hiç şüphesiz biz çok genişlik ve kudret sahibiyiz Yeryüzünü de biz döşedik Bakın biz onu ne güzel döşüyoruz Biz herşeyden iki çift yarattık Umulur ki iyice düşünürsünüz Ey Muhammed de ki Öyleyse Allaha koşun gerçekten ben size Onun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım Allahla beraber başka bir tanrı uydurmayın Ona ortak koşmayın Gerçekten ben size Onun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelinc e onun hakkında da mutlaka Bir sihirbazdır veya bir delidir dediler Onlar birbirlerine bunu mu tavsiye ettiler Hayır onlar azgın bir kavimdir Ey Muhammed Sen onlardan yüz çevir Artık sen kınanacak değilsin Sen öğüt verip hatırlat Çünkü hatırlatmak müminlere fayda verir Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum Beni yedirmelerini de istemiyorum Şüphesiz ki rızık veren O sağlam kuvvet sahibi ola n Allahtır Şüphsiz ki zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi dolgun bir azab payı vardır Ama şimdi onu acele istemesinler Kendilerine vaad edilen günlerinde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline TUR Mekked e inmiştir kırkdokuz âyettir Adını birinci âyette geçen ve üzerinde Hz Musaya Tevratın indiği böylece onun ilâhi hitaba mazhar olduğu Tûr dağından almıştır Andolsun Tûra Yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış kitaba Mamur eve Yükseltilmiş tavana Kaynatılmış denize andolsun ki Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır Ona engel olacak hiçbir şey de yoktur O gün gök bir çalkanış çalkalanır Dağlar da bir yürüyüş yürür Vay haline o gün yalanla yanların Ki onlar daldıkları bir batak bâtılda oynayıp duruyorlar O gün onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar Onlara İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur denilecek Bu da mı bir sihir Yoksa siz görmüyor musunuz Girin oraya ister sabredin ister etmeyin artık sizin için birdir Siz hep yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız denilecek Şüphesiz günahlardan korunanlar da cennetlerde nimetler içindedirler Rablerinin kendilerine verdiği ile zevk ü sefâ s ürerler Rableri onları cehennem azabından korumuştur Onlara Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin için denilir Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar Ayrıca biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar yok mu işte biz onların nesillerini de kendilerine kattık Kendilerinin amellerinden birşey de eksiltmedik Herkes kendi kazandığına bağlıdır Onlara canlarının istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik Orada bir kadeh kapışırlar ki onda ne bir saçmalama vardır ne de günaha sokma Kendilerine ait bir takım hizmetçiler de onların etrafında dönerler Bu gençler sanki sedefleri içine gizlenmiş inci gibidirler Birbirlerine yönelip soruyorlar Ve diyorlar ki Gerçekte biz daha önce dünya hayatında âilemiz içinde âkibetimizden korkardık Allah bize lutfetti de bizi vücûdun içine işleyen kavurucu azabdan korudu Gerçekten biz bundan önce Ona yalvarıyorduk Çünkü iyilik eden esirgeyen ancak Odur Ey Muhammed sen hatırlat öğüt ver Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin ne de mecnûn Yoksa onlar senin için Bir şâirdir zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz mu diyorlar De ki Bekleyin çünkü ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim Onların akılları mı bunu emreder yoksa onlar azgın bir topluluk mudur Yoksa Onu uydurdu mu diyorlar Hayır onlar inanmıyorlar Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler Yoksa on lar hiçbir şey olmadan yani yaratıcısız mı yaratıldılar Yoksa kendileri yaratıcı mıdırlar Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar Hayır onlar düşünüp hakikati anlamazlar Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır Yahut hâkim her şe yin yöneticisi kendileri midir Yoksa kendilerine mahsus üzerine çıkıp sırları dinleyecekleri bir merdivenleri mi var Öyleyse dinleyenleri açık bir delil getirsin Demek kızlar Ona oğullar size öyle mi Yoksa sen kendilerinden bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar Yoksa gayb kendilerinin yanında da onlar mı yazıyorlar Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar Fakat o küfredenlerin kendileri tuzağa düşeceklerdir Yoksa onların Allahtan başk a bir ilâhı mı var Allah onların ortak koştukları şeylerden uzaktır Gökten bir parçanın düştüğünü görseler Üst üste yığılmış bulutlardır derler Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak O gün hiçbi r tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak ve hiçbir şekilde yardım da görmeyeceklerdir Şüphesiz o zulmedenlere ondan başka da azab vardır Fakat çokları bilmezler Rabbinin hükmüne sabret Çünkü sen gözlerimizin önündesin Kalktığı n zaman Rabbini hamd ile tesbih et Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında da Onu tesbih et NECM Mekkede inmiştir altmışiki âyettir Yalnız âyeti Medinede nâzil olmuştur İnmekte olan yıldıza andolsun ki Arkadaşınız M uhammed sapmadı azmadı O hevâdan arzularına göre konuşmaz Onun konuşması kendisine vahyedilenden başkası değildir Onu müthiş kuvvetleri olan biri öğretti Ki o akıl ve görüşünde kuvvetli bir melekdir Hemen gerçek meleklik şekli yle doğruldu O en yüksek ufukta idi Sonra Cebrail ona yaklaştı ve aşağıya doğru sarktı Onunla arasındaki mesafe iki yay kadar yahut daha az kaldı Allah kuluna verdiği vahyi verdi Onun gördüğünü kalbi yalanlamadı Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız Andolsun onu bir kez daha görmüştü Sidretül Müntehânın yanında Ki Cennetül Mevâ onun yanındadır Sidreyi kaplayan kaplıyordu Peygamberin gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı Andolsun ki o Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü Siz de gördünüz değil mi o Lât ve Uzzayı Ve üçüncü olarak da öteki put Menatı Size erkek Ona dişi öyle mi Öyle ise bu çok insafsızca bir taksim Onlar hiçbir şey deği l sırf sizin ve babalarınızın taktığınız boş isimlerdir Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi Onlar yalnız zanna ve nefislerin sevdasına uyuyorlar Halbuki onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir Yoksa her arzu ettiği şey insanın kendisinin mi olacak dir Son da ilk de ahiret de dünya da Allahındır Göklerde nice melek var ki Allahın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz Ahirete iman etmeyenler meleklere dişilerin adları nı takıp duruyorlar Onların bu hususta bir bilgileri yoktur Sadece zanna uyuyorlar Zan ise şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüz çevir İşte onların ilimden erişebilecekleri son sınır budur Şüphesiz Rabbin yolundan sapanı da iyi bilir O hidayette olanı da iyi bilir Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allahındır Akıbet sonuçta kötülük yapanları yaptıkları ile cezalandıracak güzel d avrananları da daha güzeliyle mükafatlandıracaktır Onlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar yalnız bazı küçük kusurlar hariç Şüphesiz Rabbinin affı geniştir O sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarınd a bulunduğunuz sırada sizi en iyi bilendir Bunun için kendinizi temize çıkarmayın Çünkü O kötülükten sakınanı daha iyi bilir Şimdi gördün mü O yüz çevireni Azıcık verip sonra vermemekte direneni Gaybın bilgisi kendi yanındadır da o mu görüyor Yoksa haber verilmedi mi Musanın sahifelerinde yazılı olanlar Ve çok vefakâr olan İbrahimin sahifelerindekiler Ki hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur Ve çal ışması da yakında görülecektir Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir Ve şüphesiz en son varış Rabbinedir Doğrusu güldüren de ağlatan da Odur Öldüren de dirilten de Odur Şüphesiz erkeği dişiyi iki eş yaratan Odur Atıld ığı zaman bir nutfeden Şüphesiz tekrar diriltmek de Ona aittir Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de Odur Doğrusu Şirâ yıldızının Rabbi Odur O helak etti önce gelen Âdı Ve Semûdu da bırakmadı Önceden de Nuh kavmini helak etmişti çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı Onları neler kapladı neler O halde Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun Bu da ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır Yaklaşan yaklaştı Onu Allahtan başka açığa çıkaracak yoktur Şimdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz Ve siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller Haydi Allah için secdeye kapanın ve Ona kulluk edin KAMER Ayın yarıl ması mucizesi bu sûrede anlatılır Onun için bu adı almıştır Mekkede inmiştir ellibeş âyettir Kıyamet saati yaklaştı Ay yarıldı Bir mucize görseler hemen yüz çevirirler ve süregelen bir büyüdür derler Yalanladılar nefislerinin arzul arına uydular Halbuki her iş yerini bulacaktır Andolsun ki onlara kötülükten vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor Sen de onlardan yüz çevir ki o gün çağırıcı görülmedik müthiş bir şeye çağırır Gözleri düşkün düşkün zelil ve hakir kabirlerinden çıkarlar sanki yayılan çekirgeler gibidirler O çağırana koşarak kâfirler Bu çetin bir gündür derler Onlardan önce Nuhun kavmi de yalanlamıştı Kulumuzu yalanladılar v e Cinlenmiştir dediler Ve Nuh davetten vazgeçmeye zorlandı Bunun üzerine Rabbine Ben yenik düştüm bana yardım et diyerek yalvardı Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık Yeri de kaynaklar halinde fışkırttık derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti Nuhu da tahtalardan yapılmış çivilerle çakılmış gemi üzerinde taşıdık Nankörlük edilen kulumuze bir mükafat olmak üzere gemi gözlerimizin önünde akıp gidiyordu Bunu bir ibret olarak bıraktık ibr et alan yok mudur Benim azabım ve uyarılarım nasılmış görsünler Andolsun biz Kurânı öğüt almak için kolaylaştırdık Öğüt alan yok mudur Âd kavmi da yalanladı azabım ve uyarılarım nasıl oldu Biz onların üstüne uğursuzluğu devam ed en bir günde dondurucu bir rüzgar gönderdik O rüzgar insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu Nasılmış benim azabım ve uyarım Andolsun biz Kurânı öğüt almak için kolaylaştırdık Öğüt alan yok mudur Semûd da o uyarılar ı yalanladılar Bizden bir insana mı uyacağız O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık içine düşmüş oluruz dediler Zikir aramızdan ona mı bırakıldı Hayır o yalancı küstahın biridir dediler Yarın onlar yalancı küstahın kim olduğunu bilecekler Biz onlara kendilerini imtihan etmek için dişi deveyi göndereceğiz Onun için sen onları gözet ve sabırlı ol Onlara suyun aralarında paylaştırılacağını haber ver her içene düşen miktar hazır kılınmıştır Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar O da bıçağı çekerek deveyi kesti Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu Biz onların üzerine tek sayha korkunç bir ses gönderdik ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler Andolsun biz Kurânı öğüt almak için kolaylaştırdık Öğüt alan yok mudur Lût kavmi de uyarıları yalanladı Biz de onların üzerlerine taşlar savuran bir fırtına gönderdik Yalnız Lût ailesini seher vakti kurtardık Katımızdan bir nimet olarak Biz şükre deni böyle mükafatlandırırız Lût onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı Fakat ikazlara karşı kuşku duydular Onun konuklarından murad almaya kalkıştılar Biz de gözlerini siliverdik Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın dedik Sabah erken onları kararlı bir azab yakaladı Azabımı ve uyarılarımı tadın dedik Andolsun biz Kurânı öğüt almak için kolaylaştırdık Öğüt alan yok mudur Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi Lakin onlar bütün âyetleri mizi yalanladılar Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık Bu kıssalardan hisseye gelince Şimdi sizin kâfirleriniz onlardan hayırlı mı Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var Yoksa Biz birbirimize yardım eden bi r topluluğuz mu diyorlar Her halde o topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacaklardır Bilakis kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir Saat cidden çok feci ve acıdır Muhakkak ki suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedirler O gün yüzler i üstü ateşte sürüklenecekler Cehennemin dokunuşunu tadın denilecek Haberiniz olsun ki biz her şeyi bir kadere göre yarattık Buyruğumuz yalnız bir tekdir göz açıp yumma gibidir Andolsun biz sizin benzerlerinizi hep helak ettik Öğüt alan yok mudur İşledikleri her şey kitaplarda mevcuttur Küçük büyük hepsi satır satır yazılmıştır Takva sahipleri cennetlerde nur içindedirler Güçlü padişahın huzurunda doğruluk koltuklarındadırlar RAHMAN Mekkede inmiştir yetmişsekiz âyettir İlk kelime olan er rahmân sûreye ad olmuştur Bu sûrede Allahın nimetleri sayılır Bunlar sayılırken bütün şuurlu varlıklara hitaben O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlıyorsunuz anlamına gelen ayet sık sık tekrar edilir Rahmân çok merhametli olan Allah Kurânı öğretti İnsanı yarattı Ona beyanı öğretti Güneş de ay da bir hesab iledir Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler Göğü yükseltti ve mizanı koydu Sakın tartıda taşkınlık etmey in Tartıyı adaletle yapın terazide eksiklik yapmayın Allah yeri mahlukat için aşağıya koydu Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları vardır Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yala nlıyorsunuz Allah insanı pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı Cinleri de hâlis ateşten yarattı Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz O iki doğunun ve iki batının Rabbidir Şimdi Rabbinizin hangi nimetleri ni yalanlıyorsunuz Acı ve tatlı iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar Fakat aralarında bir engel vardır birbirlerine geçip karışmıyorlar Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İkisinden de inci ve mercan çıkar Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Yer üzerinde bulunan her şey fânidir Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü zâtı baki kalacaktır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Göklerde ve yerde bulunanlar Ondan isterler O her gün yeni bir iştedir Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Ey insan ve cin sizin de hesabınızı ele alacağız Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Ey cin ve insan toplulukları Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin Ama Allahın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz Şimdi Rabbinizin hangi nimetle rini yalanlıyorsunuz Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir kendinizi savunamazsınız Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Gök yarılıp da erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman Şimdi Rabbinizin hangi nimetle rini yalanlıyorsunuz İşte o gün ne insana ne de cinne günahından sorulmaz Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Suçlular simalarından tanınır alınlarından ve ayaklarından tutulur Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlı yorsunuz İşte bu suçluların yalanladığı cehennemdir Onunla kaynar su arasında dolaşırlar Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İkisinin de çeşitli ağaçları meyvaları vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İkisinde de her türlü mey vadan çift çift vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Astarları atlastan yataklara yaslanırlar İki cennetin de devşirmesi yakındır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Oralarda gözlerini yalnız eşlerin e çevirmiş dilberler var ki bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Sanki onlar yâkut ve mercandırlar Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İyiliğin karşılığı yalnız iyilik değil midir Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Bu cennetler yemyeşildirler Şimdi Rabbinizin hangi nimetl erini yalanlıyorsunuz İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İkisinde de her türlü meyva hurma ve nar vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz İçlerinde güzel huy lu güzel yüzlü kadınlar vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yüc edir V AKIA Mekkede inmiştir doksanaltı âyettir Adını ilk âyetinde geçen ve kıyamet olayını ifade eden vâkıa kelimesinden almıştır Olacak vaka olduğu zaman Onun oluşunu yalanlayacak kimse yoktur O alçaltıcıdır yükselticidir Yer şiddetle sarsıldığı Dağlar serpildikçe serpildiği Dağılıp toz duman haline geldiği Ve sizler üç sınıf olduğunuz zaman Sağın adamları var ya ne mutludurlar onlar Solun adamları ise ne uğursuzdurlar onlar Önde olanlar var ya o nlar öncüdürler İşte o yaklaştırılanlar Nimet cennetlerindedirler Çoğu önceki ümmetlerden Birazı da sonrakilerden Onlar cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar Çevreler inde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar Kaynağından doldurulmuş testiler ibrikler ve kadehlerle Ondan ne başları ağrıtılır ne de akılları giderilir Beğendikleri meyvalar Canlarının çektiği kuş etleri İri gözlü hûriler Saklı inciler gibi Yaptıklarına karşılık olarak verilir Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler Duydukları söz yalnız selam selam dır Sağın adamları nedir o sağın adamları Dalbastı kirazlar Meyva dizili muz lar Uzamış gölgeler Fışkıran sular Pek çok meyva arasında Tükenmeyen ve yasaklanmayan Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler Biz kadınları yeniden inşa ettik yarattık Onları bâkireler yaptık Hep yaşıt sevgililer Sağın adamları içindir Bir çoğu öncekilerdendir Bir çoğu da sonrakilerdendir Solun adamları nedir o solcular İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar Ki ne serindir ne de fayda lı Çünkü onlar bundan önce varlık içinde sefâhete dalmışlardı Büyük günahı işlemekte ısrar ediyorlardı Ve diyorlardı ki Biz ölüp toprak ve kemik yığını olduktan sonra biz mi bir daha diriltileceğiz Önceki atalarımızda mı De ki Öncekiler ve sonrakiler Belli bir günün belli vaktinde mutlaka toplanacaklardır Sonra siz ey sapık yalanlayıcılar Elbette bir ağaçtan zakkum ağacından yiyeceksiniz Karınlarınızı hep onunla dolduracaksınız Üstüne de kaynar su içeceksiniz Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz İşte ceza gününde onlara sunulacak ziyafet budur Biz sizi yarattık tasdik etmeniz gerekmez mi Attığınız meniyi gördünüz mü Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz Aranızda ölümü takdir eden biziz ve bizim önümüze geçilmez Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye böyle yapıyoruz Andolsun ilk yaratılışı bildiniz Düş ünüp ibret almanız gerekmez mi Ektiğinizi gördünüz mü Onu siz mi bitiriyorsunuz yoksa bitiren biz miyiz Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık Hayret eder dururdunuz Doğrusu borç altına girdik Doğrusu biz yoksul bırakıldık d erdiniz İçtiğiniz suya baktınız mı Buluttan onu siz mi indirdiniz yoksa indiren biz miyiz Dileseydik onu tuzlu yapardık O halde şükretseniz ya O çaktığınız ateşi gördünüz mü Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratan biz miyi z Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık Öyleyse büyük Rabbinin adını yücelt Hayır yıldızların yerlerine yemin ederim Bilirseniz bu büyük bir yemindir O elbette şerefli bir Kurândır Korunmuş bir kitap tadır Ona temizlenenlerden başkası el süremez O âlemlerin Rabbinden indirilmiştir Şimdi siz bu sözü mü küçümsüyorsunuz Rızkınızı yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz Can boğaza dayandığı zaman Ki o zaman siz ölmek üzere olana bakar durursunuz Biz ona sizden daha yakınız fakat siz görmezsiniz Eğer cezalandırılmayacak iseniz Onu geri çevirsenize şayet iddianızda doğru iseniz Fakat ölen kişiye gelince eğer o rahmete yaklaştırılanlardan ise Ona ra hatlık güzel rızık ve Naîm cenneti vardır Eğer O sağın adamlarından ise Ey sağcı sana sağcılardan selam Ama yalanlayıcı sapıklardan ise İşte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır Ve cehenneme atılma vardır Kesin gerçek budur işte Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et HADİD Arapçada demir anlamına gelen hadid kelimesiyle isimlenen ve demirin önemine işaret ettiği için bu adı alan sûre Medinede inmiştir yirmidokuz âyettir Göklerde ve yerde bu lunan her şey Allahı tesbih etmektedir O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Göklerin ve yerin mülkü Onundur O diriltir öldürür O her şeye kadirdir O ilktir sondur zahirdir bâtındır O herşeyi bilendir Odur ki gökleri ve yeri a ltı günde yarattı Sonra arş üzerine istivâ etti hükümran oldu Yere gireni ondan çıkanı gökten ineni ona çıkanı bilir Nerede olsanız O sizinle beraberdir Allah yaptıklarınızı görmektedir Göklerin ve yerin mülkü Onundur Bütün işler Ona döndür ülecektir Geceyi gündüzün içine sokar gündüzü gecenin içine sokar O göğüslerin özünü bilir Allaha ve Resulüne iman edin Sizi hâkim kıldığı sizin yönetiminize verdiği şeylerden harcayın Sizden inanan ve harcayanlar için büyük mükafat vardır Size ne oldu ki Resul sizi Rabbinize inanmanız için davet ettiği halde Allaha inanmıyorsunuz Oysa O sizden kesin söz almıştı Eğer inanacaksanız Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren Odur Şüphesiz Allah si ze karşı çok şefkatli çok merhametlidir Neden siz Allah yolunda harcamayasınız ki Göklerin ve yerin mirası zaten Allahındır Elbette içinizden fetihten önce harcayan ve savaşan bir olmaz Onların derecesi sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür Bununla beraber Allah hepsine de en güzel sonucu vaad etmiştir Allah yaptıklarınızdan haberdardır Kimdir o Allaha güzel bir borç verecek olan ki Allah da onun verdiğini kat kat artırsın ve onun için şerefli bir mükafat da versin O gün inanan erkekleri ve inanan kadınları görürsün ki nurları önlerinde ve sağlarında koşuyor Kendilerine Bugün müjdeniz altlarından ırmaklar akan içlerinde ebedi kalacağınız cennetlerdir denilir İşte büyük kurtuluş budur O gün münafık erkek ler ve münafık kadınlar o iman edenlere şöyle diyeceklerdir Bize bakın da sizin nurunuzdan alalım Onlara Arkanıza dönün de nur arayın denilir Aralarına kapılı bir sur çekilir ki onun içinde rahmet dışında da azap vardır Münafıklar onlara Biz sizinle beraber değil miydik diye seslenirler Müminler de derler ki Evet ama siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz gözlediniz şüpheye düştünüz ve kuruntular sizi aldattı O çok aldatan şeytan sizi Allah hakkında bile aldattı Nihayet Allahın emri gelip çattı Bugün artık ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir varacağınız yer ateştir Size yaraşan odur Orası ne kötü bir dönüş yeridir İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki kalbleri Allahın zikrine ve inen hakka s aygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık Şüphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allaha güzel bir ödünç verenlere verdikleri kat kat artırılır ve onlara şerefli bir mükafat vardır Allaha ve peygamberine iman edenler var ya işte onlar Rableri ya nında sözü özü doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir Onların mükafatları ve nurları vardır İnkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince onlar da cehennemin adamlarıdır Biliniz ki dünya hayatı bir oyun bir eğlence bir süs ve kendi aranızda övünme mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir Bu tıpkı bir yağmura benzer ki bitirdiği ot ekincilerin hoşuna gider sonra kurur onu sapsarı görürsün sonra çerçöp olur Ahirette ise çetin bir azab Allahtan mağfiret ve rıza vardır Düny a hayatı aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir Rabbinizden bir mağfirete Allaha ve peygamberine inananlar için hazırlanmış olup genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun İşte bu Allahın lütfudur Onu dilediğine verir Alla h büyük lütuf sahibidir Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılmış olmasın Şüphesiz bu Allaha göre kolaydır Böylece elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allahın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız Çünkü Allah kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler Kim yüz çevirirse Allah zengindir övgüye layıktır Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve ölçüyü indirdik Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır Bu Allahın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir Şüphesiz Allah kuvvetlidir daima üstündür Andolsun Nuhu ve İbrahimi elçi gönderdik peygamberliği ve kitabı bunların zürriyetleri arasına koyduk Onlardan yola gelen de vardı ama onlardan çoğu yoldan çıkmışlardı Sonra bunların izind en ard arda peygamberlerimizi gönderdik Meryem oğlu İsayı da arkalarından gönderdik ona İncili verdik ve ona uyanların yüreklerine bir şefkat ve merhamet koyduk Uydurdukları ruhbanlığa gelince onu biz yazmadık Fakat kendileri Allah rızasını kazanmak için yaptılar Ama buna da gereği gibi uymadılar Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarını verdik İçlerinden çoğu da yoldan çıkmışlardır Ey inananlar Allahtan korkun Onun Resulüne inanın ki size rahmetinden iki pay versin sizin için ışığınd a yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Böylece Kitab ehli Allahın lütfundan hiçbir şey elde edemiyeceklerini bilsinler Lütuf bütünüyle Allahın elindedir onu dilediğine verir Allah büyük lüt uf sahibidir MÜCADELE Medinede inmiştir yirmiiki âyettir Adını ilk âyetinde geçen tecâdilü kelimesinden alır Kocası hakkında seninle tartışan ve Allaha şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir Allah sizin konuşmanızı işiti r Çünkü Allah işitendir bilendir İçinizde zıhâr yapanların kadınları onların anaları değildir Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadındır Şüphesiz onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar Kuşkusuz Allah affedici bağışlayıcıdır Kadı nlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir Size öğütlenen budur Allah yaptıklarınızdan haberi olandır Buna imkan bulamayan kimse temas etmeden önce aralıksız olarak iki ay oruç tutmalıdır Buna da gücü yetmeyen altmış fakiri doyurur Bu hafifletme Allaha ve Resulüne inanmanızdan dolayıdır Bunlar Allahın hükümleridir Kâfirler için acı bir azap vardır Allaha ve Resulüne karşı gelenler kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır Biz apaçık âyetler indirmişizdir Kâfirler için küçük düşürücü bir azap vardır O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını kendilerine haber verecektir Allah onları bir bir sa ymıştır Onlar ise unutmuşlardır Allah her şeye şahiddir Göklerde ve yerde olanları Allahın bildiğini görmüyor musunuz Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka Odur Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka Odur Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O onlarla beraberdir Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir Doğrusu Allah her şeyi bilendir Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o menedildikleri şeyi yapmaya kalkı şarak günah düşmanlık ve Peygambere karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi Onlar sana geldikleri zaman seni Allahın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar Kendi içlerinden de bu söylediklerimiz yüzünden Allahın bize azap etmesi gere kmez miydi derler Cehennem onlara yeter Oraya gireceklerdir ne kötü dönüş yeridir orası Ey iman edenler Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı düşmanlığı ve Peygambere karşı gelmeyi fısıldamayın İyilik ve takvayı konuşun Huzuruna toplanacağ ınız Allahtan korkun Gizli konuşmalar şeytandandır Bu iman edenleri üzmek içindir Oysa şeytan Allahın izni olmadıkça müminlere hiçbir zarar veremez Müminler Allaha dayanıp güvensinler Ey iman edenler Size Meclislerde yer açın denilin ce yer açın ki Allah da size genişlik versin Size Kalkın denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin Allah yaptıklarınızdan haberi olandır Ey iman edenler Peygamber ile gizli bir şey konu şacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir Şayet bir şey bulamazsanız artık Allah bağışlayan ve merhamet edendir Gizli özel bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yer ine getirmediniz Fakat Allah da sizi affetti Şu halde namazı kılın zekatı verin Allaha ve Resulüne itaat edin Allah yaptıklarınızdan haberi olandır Allahın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi Onlar ne sizdendirl er ne de onlardan Bilerek yalan yere yemin ediyorlar Allah onlara çetin bir azab hazırlamıştır Onlar ne kötü işler yapıyorlar Yeminlerini kalkan yapıp Allahın yolundan çevirdiler Onlar için küçük düşürücü bir azab vardır Onların ne mall arı ne de evlatları kendilerinden Allahdan hiçbir şey savamaz Onlar ateş halkıdır Orada ebedî kalacaklardır Allah onların hepsini tekrar dirilttiği gün dünyada size yemin ettikleri gibi Ona da yemin edecekler ve kendilerinin bir şey üzerinde b ulunduklarını sanacaklardır İyi bilin ki onlar yalancıdırlar Şeytan onları istilâ etmiş onlara Allahı anmayı unutturmuştur Onlar şeytanın hizbi partisidir İyi bilin ki şeytanın partisi kaybedecektir Allaha ve Resulüne düşman olanlar var ya onlar en alçaklar arasındadırlar Allah Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz diye yazmıştır Şüphesiz Allah güçlüdür galipdir Allaha ve ahiret gününe inanan bir milletin babaları oğulları kardeşleri yahut akrabaları da olsa Alla ha ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak orada ebedî kalacaklardır Allah onlard an razı olmuş onlar da Ondan razı olmuşlardır İşte onlar Allahın hizbi dininin yardımcılarıdir İyi bil ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allahın hizbidir HAŞR Medinede inmiştir âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroğullarının sürülm eleri hakkında bilgi verdiği için bu adı almıştır yirmidört âyettir Göklerde ve yerde olanların hepsi Allahı tesbih etmektedir O üstündür hikmet sahibidir Ehl i kitaptan inkar edenleri ilk sürgünleri yurtlarından çıkaran Odur Siz onları n çıkacaklarını sanmamıştınız Onlar da kalelerinin kendilerini Allahtan koruyacağını sanmışlardı Ama Allahın azabı onlara beklemedikleri yerden geliverdi O yüreklerine korku düşürdü öyle ki evlerini hem kendi elleriyle hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı Ey akıl sahipleri İbret alın Eğer Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı elbette onları dünyada başka şekilde cezalandıracaktı Ahirette de onlar için ateş azabı vardır Bunun sebebi şudur Onlar Allaha ve Resulüne karşı geldi ler Kim Allaha karşı gelirse Allahın azabı şiddetlidir Hurma ağaçlarından her hangi bir şey kesmeniz veya kökleri üzerinde bırakmanız hep Allahın izniyle ve Onun yoldan çıkanları cezalandırması içindir Allahın onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at ne de deve sürmediniz Fakat Allah peygamberini dilediği kimselerin üzerine salar Allah her şeye kadirdir Allahın o kent halkından Resulüne verdiği ganimetler Allaha Resule ona akrabalığı bulunanlara yetimlere yoksullara yolcuya aittir Ta ki içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın Peygamber size ne verdiyse onu alın Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allahtan korkun Çünkü Allahın azabı şiddetlidir Bir de göç eden fakirlere aittir ki yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır Allahın lütuf ve rızasını ararlar Allaha ve Resulüne yardım ederler İşte doğru olanlar onlardır Ve onlardan önce o yurda yerleşen imana sarılanlar kendilerine göç edip gelenleri seve rler ve onlara verilenlerden ötürü göğüslerinde bir ihtiyaç duymazlar Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi onları öz canlarına tercih ederler Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar umduklarına erenlerdir Onlardan sonra gelenler derler ki Rabbimiz bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma Rabbimiz Sen çok şefkatli çok merhametlisin Münafıkların kitap ehlinden inkar eden dostlarına Eğer siz yurdunuzdan çıkarılırsanız mutlak a biz de sizinle beraber çıkarız sizin aleyhinizde kimseye asla uymayız Eğer savaşa tutuşursanız mutlaka yardım ederiz dediklerini görmedin mi Allah onların yalancı olduklarına şahitlik eder Andolsun eğer onlar çıkarılırsalar onlarla beraber ç ıkmazlar savaşa tutuşmuş olsalar onlara yardım etmezler yardım etseler bile arkalarını dönüp kaçarlar sonra kendilerine de yardım edilmez Onların kalblerinde sizin korkunuz Allahın korkusundan fazladır Böyledir çünkü onlar anlamayan bir toplul uktur Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar ancak müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından sizinle savaşmak isterler Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir Sen onları toplu sanırsın oysa onların kalbleri dağınıktır Böyledir çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur Bu yahudilerin durumu kendilerinden az önce işlerinin günahını tatmış olan ahirette de kendileri için acı bir azab bulunan kimselerin Bedirde cezalarını bulan putperestlerin durumu gibidir Yahudile ri kandıran münafıkların durumu da tıpkı şeytanın durumuna benzer ki insana İnkâr et dedi insan inkar edince de Ben senden uzağım ben âlemlerin Rabbi Allahtan korkarım dedi Nihayet ikisinin sonu ebedi olarak ateşte oldu Zalimlerin ceza sı budur Ey inananlar Allahtan korkun ve kişi yarın için ne yapıp gönderdiğine baksın Allahtan korkun çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır Allahı unutup da Allahın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar yoldan çıkan kimselerdir Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz Cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir Biz bu Kurânı bir dağa indirseydik Allahın korkusundan onu baş eğmiş parça parça olmuş görürdün Bu misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz O öyle Allahtır ki Ondan başka tanrı yoktur Görülmeyeni ve görüleni bilendir O esirgeyen bağışlayandır O öyle bir Allahtır ki kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur O mâlik ve sahiptir münezzehtir selâmet verendir emniyete kavuşturandır gözetip koruyandır üstündür istediğini zorla yaptıran büyüklükte eşi olmayandır Allah puta tapanların ortak koştukları şeylerden münezzehtir O yaratan var eden varlıklara şekil veren Allahtır En güzel isimler Onundur Göklerde ve yerde olanlar Onun şânını yüceltmektedirler O gâlib olan her şeyi hikmeti uyarınca yapandır MÜMTEHİNE Adını âyette geçen imtehınû kelimesinden alan bu sûde Medinede inmiştir âyettir Ey inananlar Benim de düşmanım sizin de d üşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri Rabbiniz Allaha inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi yurdunuzdan sürüp çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı k azanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur Şayet onlar sizi ele geçirirlerse size düşman kesilecekler size ellerin i ve dillerini kötülükle uzatacaklardır Zaten inkar edivermenizi istemektedirler Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler Çünkü Allah aranızı ayırır Allah yaptıklarınızı görendir İbrahimde ve onunla beraber bulunanlarda si zin için güzel bir misal vardır onlar kavimlerine demişlerdi ki Biz sizden ve sizin Allahtan başka taptıklarınızdan uzağız Sizi tanımıyoruz Siz bir tek Allaha inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir Yaln ız İbrahimin babasına Senin için mağfiret dileyeceğim fakat senin için Allahtan gelecek hiçbir şeyi önlemeye gücüm yetmez demesi hariç Rabbimiz Yalnız sana dayandık sana yöneldik Dönüşümüz de ancak sanadır Rabbimiz Bizi inkar edenler i çin bir fitne kılma onlara mağlub etme bizi bağışla Ey Rabbimiz Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin Andolsun onlarda sizin için Allahı ve ahiret gününü arzulayanlara güzel bir örnek vardır Kim yüz çevirirse şüphesiz Allah zengindir hamde layık olandır Olur ki Allah sizinle düşmanlarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir Allah gücü yetendir Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Allah sizi din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kims elere iyilik etmekten onlara adaletli davranmaktan men etmez Çünkü Allah adalet yapanları sever Allah sizi ancak sizinle din hakkında savaşan sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için yardım eden kimselere dost olmaktan men eder Kim onlarla dost olursa işte zalimler onlardır Ey iman edenler Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman onları imtihan edin Allah onların imanlarını daha iyi bilir Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndür meyin Bunlar onlara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar Onların kocalarının sarfettiklerini mehirleri geri verin Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın s arfettiğinizi isteyin Onlar da sarfettiklerini istesinler Allahın hükmü budur Aranızda O hükmeder Allah bilendir hikmet sahibidir Eğer eşlerinizden biri sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta galip durumda olursanız eşleri gitmiş olanlara g animetten harcadıkları kadar verin İnandığınız Allaha karşı gelmekten sakının Ey Peygamber İnanmış kadınlar sana gelip Allaha hiçbir şeyi ortak koşmamaları hırsızlık etmemeleri zina etmemeleri çocuklarını öldürmemeleri elleri ile ayakları ara sında bir iftira uydurup getirmemeleri iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana beyat ederlerse onların beyatlarını al ve onlar için Allahtan mağfiret dile Şüphesiz Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Ey inananlar Allahın gaza b ettiği kimselerle dostluk etmeyin Kâfirler mezarlık halkından nasıl ümidi kesmişse onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi SAF Adını müminlerin saf tutarak Allah yolunda savaştıklarını bildiren âyetinden almıştır Medinede inmiştir ondört âyettir Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allahı tesbih eder O üstündür hikmet sahibidir Ey iman edenler Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz Yapmayacağınızı söylemeniz Allah yanında şiddetli bir buğza sebeb olur Allah kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever Bir zaman Musa kavmine Ey kavmim Benim Allahın size gönderdiği elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz demişti Onlar eğrilince Allah da kalblerini eğriltti Allah fasıkları doğru yola iletmez Meryem oğlu İsa da Ey İsrailoğulları ben size Allahın elçisiyim benden önce gelen Tevratı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici olarak geldim demişti Fakat onl ara apaçık delillerle gelince Bu apaçık bir büyüdür dediler İslâma davet olunduğu halde Allah üzerine yalan uydurandan daha zalim kim olabilir Allah zalim toplumu doğru yola iletmez Ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek istiyorlar Halbuki kâ firler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır O Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi ki müşrikler istemese de onu bütün dinlerin üstüne çıkarsın Ey İman edenler Sizi acı bir azabdan kurtaracak ticareti size göstereyim mi Allaha ve Resulüne inanırsınız mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız Eğer bilirseniz sizin için en iyisi budur Eğer böyle yaparsanız Allah sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere Adn cennetlerinde hoş ye rlere koyar İşte büyük kurtuluş budur Seveceğiniz bir şey daha var Allahtan yardım ve yakın bir fetih Müminleri müjdele Ey inananlar Allahın yardımcıları olun Nitekim Meryem oğlu İsa da havarilere Allaha giden yolda benim yardımcıları m kimdir demişti Havariler Allah yolunun yardımcıları biziz dediler İsrail oğullarından bir zümre inandı bir zümre inkar etti Biz de inananları düşmanlarına karşı destekledik onlar üstün geldiler CUMUA Adını âyetinde geçen cuma kelimesinden alır Medinede inmiştir onbir âyettir Göklerde ve yerde olanların hepsi padişah mukaddes azîz ve hakîm olan Allahı tesbih etmektedir Odur ki ümmiler içinde kendilerinden olan ve onlara Allahın âyetlerini okuyan onları temizleyen onlara kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderdi Oysa onlar önceden apaçık bir sapıklık içinde idiler Henüz onlara katılmamış bulunan diğer insanlara da o Peygamberi göndermiştir O çok güçlüdür hüküm ve hikmet sahibidir Bu Allahın lütfudur Allah büyük lütuf sahibidir Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir Allahın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür Allah zalim toplumu doğru yola iletmez De ki Ey Yahudi olanlar Eğer insanlar arasında yalnız sizin Allahın dostları olduğunuzu sanıyorsanız o halde ölümü temenni edin doğru iseniz Ama onlar ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzünden ölümü asla temenni etmezler Allah zaliml eri bilir De ki Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm muhakkak sizi bulacaktır Sonra görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir Ey inananlar Cuma günü namaz için çağrıldığınız zaman Allah ı anmaya koşun alışverişi bırakın Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allahın lütfundan nasibinizi arayın Allahı çok anın ki kurtuluşa eresiniz Bir ticaret ve eğlence gördükleri zama n hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar De ki Allahın yanında bulunan eğlenceden ve ticaretten de hayırlıdır Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır MÜNAFİKUN Medinede inmiştir onbir âyettir Münafıkların davranışlarınd an söz ettiği için bu adı almıştır Münafıklar sana geldikleri vakit Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allahın elçisisin derler Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder Yeminler ini kalkan yapıp insanları Allahın yolundan çevirdiler Onların yaptıkları ne kötüdür Bunun sebebi şudur Onlar inandılar sonra inkar ettiler bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi Artık onlar anlamazlar Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider konuşurlarsa sözlerini dinlersin Onlar sanki dayanmış keresteler gibidirler Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar Onlar düşmandır onlardan sakın Allah onları kahretsin Nasıl olup da döndürülüyorlar Onlara Gelin Allahın Resulü sizin için mağfiret dilesin denildiği zaman başlarını çevirirler ve onların büyüklük taslayarak yüz çevirdiklerini görürsün Onlara mağfiret dilesen de dilemesen de onlar için birdir Allah onları bağışlamayacaktır Çünkü Allah yoldan çıkmış bir toplumu yola iletmez Onlar öyle kimselerdir ki Allahın elçisinin yanında bulunanları beslemeyin ki dağılıp gitsinler diyorlar Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allahındır fakat münafıklar anlamazlar Diyorlar ki Andolsun eğer Medineye dönersek daha üstün olan daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır Üstünlük ancak Allaha Onun elçisine ve müminlere mahsustur Fakat münafıklar bilmezler Ey İnananlar Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allahı anmaktan alıkoymasın Kim bunu yaparsa işt e onlar ziyana uğrayanlardır Birinize ölüm gelip de Rabbim beni yakın bir süreye kadar erteleseydin de sadaka verip iyilerden olsaydım demesinden önce size verdiğimiz rızıktan Allah için harcayın Allah süresi geldiği zaman hiç bir canı ert elemez Allah yaptıklarınızdan haberdardır TEĞABUN Medinede inmiştir onsekiz âyettir Adını dokuzuncu âyette geçen ve aldanma kâr zarar manasına gelen teğâbün kelimesinden alır Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allahı tesbih eder Mül k Onundur hamd Onadır Her şeye gücü yeten Odur Sizi O yarattı Kiminiz kâfirdir kiminiz mümin Allah yaptıklarınızı görmektedir Zira gökleri ve yeri hak ile yarattı Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı Dönüş ancak Onadır Göklerde ve yerde olanları gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir Allah göğüslerin özünü bilir Önceden inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi Onlar işlerinin vebalini tattılar ve onlar için acı bir azap vardır Böyledir çünkü onlara p eygamberleri açık deliller getirirlerdi fakat onlar Bir insan mı bize yol gösterecek dediler ve yüz çevirdiler Allah da muhtaç olmadığını gösterdi Allah zengindir övülmeye lâyıktır İnkâr edenler katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar De ki Hayır Rabbim hakkı için mutlaka diriltileceksiniz sonra yaptıklarınız size haber verilecektir Bu Allaha göre kolaydır Artık Allaha Resulüne ve indirdiğimiz nura Kurâna inanın Allah yaptıklarınızdan haberdardır Toplanma günü için sizi topladığı zaman var ya işte o gün kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür Kim Allaha inanır ve yararlı iş yaparsa Allah onun kötülüklerini örter ve onu içinde ebedi kalacakları altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar İşte büyük kurtul uş budur İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince işte onlar cehennem ehlidirler Orada ebedi kalacaklardır Ne kötü gidilecek yerdir orası Allahın izni olmayınca hiç bir musibet isabet etmez Kim Allaha inanırsa Allah onun kalbini d oğruya götürür Allah her şeyi bilendir Allaha itaat edin Peygambere de itaat edin Yüz çevirirseniz bilin ki elçimize düşen apaçık bir duyurmadır Allah ki Ondan başka tanrı yoktur Müminler Allaha dayansınlar Ey iman edenler Eşlerini zden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır Onlardan sakının Ama affeder kusurlarını başlarına kakmaz hoş görür ve bağışlarsanız bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtiha ndır Büyük mükafat ise Allahın yanındadır O halde gücünüzün yettiği kadar Allahtan korkun dinleyin itaat edin kendi iyiliğinize olarak harcayın Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir Eğer Allaha güzel bir bor ç verirseniz Allah onu sizin için kat kat yapar ve sizi bağışlar Allah çok mükafat verendir halimdir Görünmeyeni ve görüneni bilendir Üstündür hikmet sahibidir TALAK Talâk boşama anlamına gelir Sûre boşama konusunu ihtiva ettiği için bu ismi almıştır Medinede inmiştir oniki âyettir Ey Peygamber Kadınları boşamak istediğiniz zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın Rabbiniz Allahtan korkun Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana onları evlerinden çık armayın kendileri de çıkmasınlar Bunlar Allahın sınırlarıdır Kim Allahın sınırlarını aşarsa şüphesiz kendine zulmetmiş olur Bilmezsin olur ki Allah bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir Sürelerinin sonuna vardıklarında onları güzelce tutun yahut güzellikle onlardan ayrılın İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun Şahidliği Allah için yapın İşte Allaha ve son güne inanan kimseye öğütlenen budur Kim Allahtan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır Ve onu ummadığı yerden rız ıklandırır Kim Allaha güvenirse O ona yeter Allah emrini yerine getirendir Allah her şey için bir ölçü koymuştur Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz iddetlerinin nasıl olacağ ında tereddüt ederseniz onların bekleme süresi üç aydır Gebe olanların bekleme süresi ise yüklerini bırakmaları doğum yapmalarıdır Kim Allahtan korkarsa Allah ona işinde bir kolaylık verir Bu Allahın size indirdiği buyruğudur Kim Allahtan k orkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatını büyütür O kadınları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştırmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın Şayet gebe iseler yüklerini bırakıncaya kadar on ları besleyin Sonra sizin için emzirirlerse ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup danışın Güçlük çekerseniz çocuğu başka bir kadın emzirecektir Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin Rızkı kısılmış bulunan da Allahın kendisine verdiğinden versin Allah bir kişiye ne vermişse ancak onu teklif eder Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır Nice kent var ki Rablerinin ve Onun elçilerinin emrine başkaldırdı biz de onları çetin bir hesaba çektik ve onlara görülmemiş şe kilde azab ettik İşlerinin vebalini tattılar İşlerinin sonucu tam bir hüsran olmuştur Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır O halde ey inanan akl ı selim sahipleri Allahtan korkun Allah size bir uyarıcı gönderdi Size Allahın açık açık âyetlerini okuyan bir elçi gönderdi ki inanıp faydalı işler yapanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın Kim Allaha inanır ve yararlı iş yaparsa Allah onu altlarından ırmaklar akan içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar Allah ona gerçekte n ne güzel rızık vermiştir Allah Odur ki yedi göğü ve yerden de onlar kadarını yarattı Emir bunlar arasında iner ki Allahın her şeye kâdir olduğunu ve Allahın bilgisinin her şeyi kuşattığını bilesiniz TAHRİM Adını Hz Peygamberin bazı yiye cekleri kendisine yasakladığını anlatan birinci âyetten alır Medinede nâzil olmuştur oniki âyettir Ey Peygamber Eşlerinin rızasını arayarak Allahın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun Allah çok bağışlayan çok esirgeyend ir Allah size yeminlerinizi çözmeyi meşrû kılmıştır Allah sizin sahibinizdir O bilendir hikmetle yönetendir Peygamber eşlerinden birine gizlice bir söz söylemişti Fakat eşi o sözü başkalarına haber verip Allah da bunu Peygambere açıklayınca Peygamber eşine bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmişti Peygamber bunu ona haber verince eşi Bunu sana kim söyledi dedi Peygamber Bilen her şeyden haberi olan Allah bana söyledi dedi Eğer ikiniz de Allaha tevbe ederseniz ne iyi çünkü kalpleriniz eğildi Ve eğer Peygambere karşı birbirinize arka olursanız bilin ki onun dostu ve yardımcısı Allah Cibrîl ve müminlerin iyileridir Bunun ardından melekler de ona arkadır Eğer o sizi boşarsa belki de Rabbi ona sizden daha hayı rlı kendisini Allaha teslim eden inanan gönülden itaat eden tevbe eden oruç tutan dul ve bakire eşler verir Ey inananlar Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır Onun başında gayet katı şiddetli Allahın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır İnkâr edenlere Ey kâfirler Bugün özür dilemeyin Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz denilir Ey iman edenler Samimi bir tevbe ile Allaha dön ün Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar Çünkü onların nurları önlerinde ve yanlarında koşar da Ey Rabbimiz Nurumuzu ta mamla bizi bağışla çünkü sen her şeye kâdirsin derler Ey Peygamber Kâfirler ve münafıklarla savaş onlara karşı sert davran Onların varacağı yer cehennemdir O gidilecek yer ne de kötüdür Allah inkâr edenlere Nuhun karısı ile Lutun karı sını misal verdi Bu ikisi kullarımızdan iki salih kulun nikahı altında idiler onlara hıyanet ettiler Kocaları Allahtan hiçbir şeyi onlardan savamadı Onlara Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin denildi Allah inananlara da Fira vunun karısını örnek gösterdi O şöyle demişti Rabbim Bana yanında cennetin içinde bir ev yap beni Firavundan ve onun kötü işinden kurtar Ve beni şu zalim toplumdan kurtar Irzını korumuş olan İmrân kızı Meryemi de Allah örnek gösterdi Biz ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti O gönülden itaat edenlerdendi MÜLK Mekkede nâzil olmuştur otuz âyettir Adını birinci âyetinde geçen el mülk kelimesinden almıştır Ayrıca Tebâreke Münciye Mücâde le Mânia Vâkiye adları ile de anılır Bu sûreyi her gece okuyanın pek büyük sevaba nâil olacağına ve sûrenin faziletlerine dair hadisler vardır Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah yüceler yücesidir ve Onun her şeye gücü yeter O hanginiz in daha güzel iş yapacağınızı denemek için ölümü ve hayatı yarattı O üstündür bağışlayandır O yedi göğü birbiri üzerine yarattı Rahmânın yaratmasında bir aykırılık uygunsuzluk görmezsin Gözünü döndür de bak bir bozukluk görüyor musun Sonr a gözünü tekrar tekrar döndür bak Göz aradığı bozukluğu bulmaktan âciz ve bitkin halde sana dönecektir Andolsun biz en yakın göğü kandillerle donattık ve onları şeytanlar için taşlamalar yaptık Ve onlar için alevli ateş azabını hazırladık Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır Ne kötü gidilecek yerdir o Oraya atıldıklarında onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler Az daha öfkeden çatlayacak Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa onun bekçileri onlara Size korkutu cu bir peygamber gelmemiş miydi diye sorarlar Derler Evet bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz dedik Ve derler ki Eğer biz dinleseydik yahut düşünüp anlasaydık şu ç ılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık Böylece günahlarını itiraf ederler Artık o çılgın ateş halkı Allahın rahmetinden uzak olsunlar Fakat daha görmeden Rablerinden korkanlar var ya işte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır Sözünüzü ister gizleyin ister açığa vurun bilin ki O göğüslerin özünü bilir Hiç yaratan bilmez mi O en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır O size yeri boyun eğer kıldı Haydi onun omuzlarında dağlarında tepelerin de yürüyün ve Allahın rızkından yeyin Dönüş ancak Onadır Gökte olanın sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz O zaman yer sarsıldıkça sarsılır Yoksa siz gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz Tehdidim nasılmış bileceksiniz Andolsun onlardan öncekiler de yalanladılar Ama beni inkâr nasıl oldu Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı Onları Rahmândan başkası tutmuyor Doğrusu O her şeyi görmektedir Rahmâ n olan Allaha karşı şu size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir İnkârcılar ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar Allah size verdiği rızkı kesiverse size rızık verecek olabilen kimdir Hayır onlar azgınlık ve nefrette direnip durmak tadırlar Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi De ki Sizi yaratan size kulaklar gözler ve gönüller veren Odur Ne kadar az şükrediyorsunuz De ki Sizi yerden üreten Odur ve Ona toplanıp götü rüleceksiniz Onlar Doğru iseniz bu tehdit ne zaman olacak diyorlar De ki Ona ait bilgi Allahın yanındadır Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım Onu yakın görünce inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti Ve İşte çağırıp durduğunuz şey budur dendi De ki Baksanıza eğer Allah beni ve benimle beraber olanları öldürse yahut bize merhamet etse kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir De ki O çok merhametlidir Ona inanmış Ona dayanmışızdır Yakında kimin apaçık bir sapık lık içinde olduğunu bileceksiniz De ki Baksanıza eğer suyunuz çekilse size kim bir akarsu getirebilir KALEM Mekkede nâzil olmuştur elliiki âyettir Nûn sûresi diye de anılır Adını ilk âyetindeki kalem kelimesinden alır Nûn Kaleme ve yazdıklarına andolsun Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin Sen de göreceksin onlar da görecek Hanginizde imiş o fitne ve cinnet Doğrus u Rabbin yolundan sapanı en iyi bilendir Hidayete ereni de en iyi bilen Odur O halde yalanlayıcılara itaat etme Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar Şunların hiçbirine boyun eğme Yemin edip duran aşağılık Daima kusur arayıp kınayan hep lâf götürüp getiren Hayra engel olan saldırgan günahkâr Kaba ve haşin sonra da kötülükle damgalı Mal ve oğulları var diye böyle davranır Kendisine âyetlerimiz okunduğunda Eskiler in masalları der Yakında biz onu hortumunun burnunun üzerinden damgalayacağız Biz onlara da belâ verdik bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi Hani onlar sabah olunca bahçeyi mutlaka devşireceklerine yemin etmişlerdi İstisna da etmiyorlar dı inşaallah demiyorlardı Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da Bahçe simsiyah kesiliverdi Derken sabahleyin birbirlerine seslendiler Haydi devşirecekseniz erkenden ekininize gidin diye Derken fırladılar a ralarında fısıldaşıyorlardı Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın diyorlardı Zanlarınca yoksulları engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler Fakat bahçeyi gördüklerinde Biz herhalde yanlış gelmişiz dediler Yok biz mahrum edilmişiz dediler İçlerinde en makul olanı şöyle dedi Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim Rabbimizi tesbih ederiz doğrusu biz zalimler imişiz dediler Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar Yazıklar olsun bize dediler biz azgınlarmışız Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir Biz Rabbimize yönelir ondan umarız İşte azap böyledir Elbette ahiret azabı daha büyüktür Fakat bilselerdi Kuşkus uz korunanlar için de Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır Öyle ya teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç Neyiniz var nasıl hüküm veriyorsunuz Yoksa size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz O kitapta beğendiğiniz her şey sizindir diye mi yazılı Yoksa ne hükmederseniz mutlaka sizindir diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var Sor bakalım onlara içlerinden ona kefil hangisi Yoksa ortakları mı var onların Doğru iseler ortaklarını getirsinler O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler Fakat güç yetiremezler Gözleri düşük bir halde kendilerini bir zillet kaplar Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet edi liyorlardı Bu sözü yalanlayanı bana bırak Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız Onlara mühlet veriyorum Doğrusu benim tuzağım sağlamdır Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altınd a mı kalıyorlar Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar Rabbinin hükmüne sabret balık sahibi gibi olma Hani o öfkeye boğulmuş da nida etmişti Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı elbette kınanacak bir halde ıssız bir diy ara atılacaktı Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı O kafirler Kurânı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi Bir de durmuşlar o bir deli diyorlar Halbuki o âlemler için bir öğüttür HAKKA Mekkede nâzil olan bu sûre elliiki âyettir Adını ilk âyetindeki el hâkka kelimesinden almıştır Hâkkaya değişik manalar verilmiştir Hak kökünden geldiği için hepsinde hak ve hakikat manası vardır Daha çok kıyamet manası verilmektedir Gerçekleşec ek Kıyamet Nedir o Kıyamet Gerçekleşenin Kıaymetin ne olduğunu sen nerden bileceksin Semûd ve Âd kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı Semûd kavmi korkunç bir sesle yok edildi Âd kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırt ına ile yok edildiler Allah o fırtınayı üzerlerine yedi gece sekiz gündüz musallat etmişti Öyle ki o kavmi içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün Bak şimdi görebilir misin onlardan bir kalıntı Firavun ondan önceki ler ve altı üstüne getirilen beldeler de hep o hatayı işleyegeldiler Hep Rablerinin elçilerine karşı geldiler O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi Kuşkusuz sular kabarınca sizi gemide biz taşıdık Onu size bir ibret yapalım ve belleyici kulaklar bellesin diye Sûra bir tek üfleme üflendiği Arz ve dağlar yerlerinden kaldırılıp şiddetle birbirine çarpılarak darmadağın olduğu zaman İşte o gün olacak olur O gün gök yarılmış sarkmıştır Melekler de onun etra fındadır O gün Rabbinin Arşını bunların da üstünde sekiz melek yüklenir O gün hesap için Allaha arz olunursunuz öyle ki gizli bir haliniz kalmaz Kitabı sağından verilen alın okuyun kitabımı Çünkü ben hesabıma kavuşacağımı sezmiştim der Artık o hoşnut bir hayattadır Yüksek bir cennettedir Ki o cennetin meyveleri sarkmıştır Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin için denir Kitabı sol tarafından verilen ise der ki Keşke kitabım verilm eseydi de Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim Ne olurdu o ölüm iş bitirici olsaydı Malım bana hiç fayda vermedi Gücüm de benden yok olup gitti Zebanilere şöyle denir Onu yakalayın da bağlayın Sonra cehenneme atın onu Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun Çünkü o büyük Allaha inanmıyordu Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur Bir irinden başka yiyecek de yok Onu günah kârlardan başkası yemez Andolsun gördüklerinize Ve görmediklerinize Kuşkusuz Kurân şerefli bir peygamberin Allahtan getirdiği sözdür O bir şair sözü değildir siz çok az inanıyorsunuz Bir kâhin sözü de değildir ne de az düşü nüyorsunuz O âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir O bize isnâden bazı sözler uydurmaya kalkışsaydı Elbette biz onu bundan dolayı kuvvetle yakalardık Sonra da onun şah damarını keser atardık O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdınız O hiç kuşkusuz takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var Kuşkusuz bu Kurân kafirler için bir pişmanlık vesilesidir Gerçekten o şüphe götürmez bir bilgidir O halde haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle MEARİC Mekkede nâzil olan bu sûre kırkdört âyettir Adını üçüncü âyetindeki el meâric kelimesinden almıştır Meâric marecin çoğulu olup yükselme dereceleri demektir Bir isteyen olacak azabı istedi Kâfirler için onu savacak yok O derece ve makamların sahibi Allahtandır Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar O halde güzel bir sabır ile sabret Çünkü onlar onu uzak görürler Biz is e onu yakın görüyoruz O gün gök erimiş bir maden gibi olur Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur Dost dostun halini soramaz Birbirlerine gösterilirler Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister oğullarını Eşini ve k ardeşini Kendisini barındıran içinde yetiştiği tüm ailesini Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki tek kendini kurtarabilsin Hayır o alevlenen bir ateştir Derileri kavurur soyar Çağırır sırtını dönüp gideni Mal toplayıp ka sada yığanı Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar Onların ma llarında belli bir hak vardır Hem isteyen için hem de istemekten utanan yoksul için Onlar ki ceza gününü tasdik ederler Rablerinin azabından korkarlar Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz Onlar ki ırzlarını korurlar Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar Bundan ötesini isteyenler var ya işte onlar haddi aşanlardır Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler Şahitliklerinde dürüsttürler Namazlarına devam ederler İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar Sağdan ve soldan bölük bölük Onlardan herbiri bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor Hayır biz onlar ı bildikleri şeyden yarattık Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek elbette bizim gücümüz yeter Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez O halde bırak onları kendilerine vaad ed ilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar Gözleri düşük kendilerini bir alçaklık saracak da saracak İşte onlara vaad edilen gün o gündür NUH Mekkede nâzil olmuştur yirmisekiz âyettir Hz Nuhun ilâhî elçi olarak gönderilişi ve mücadeleleri anlatıldığından sûre bu ismi almıştır Gerçekten biz Nûhu kavmine gönderdik kavmine acı bir azap gelmezden önce onları uyar diye Dedi ki ey kavmim Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım Şöyle ki Allaha kulluk edin ondan korkun ve bana itaat edin Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin Kuşkusuz Allahın takdir ettiği süre gelince ertelenme z Eğer bilseydiniz inanırdınız Nûh dedi ki Ey Rabbim Ben kavmimi gece gündüz davet ettim Fakat benim çağırmam onların sadece kaçmalarını artırdı Ben onları senin bağışlaman için her davet ettiğimde onlar parmaklarını kulakları na tıkadılar elbiselerine büründüler ısrar ettiler kibirlendikçe kibirlendiler Sonra ben onları açık açık çağırdım Sonra hem ilan ederek söyledim onlara hem gizli gizli Gelin dedim Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin Çünkü o çok bağışlayıcıdır Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın Mallar ve oğullar vererek sizin imdadınıza koşsun Sizin için bahçeler yapsın ırmaklar yapsın Niçin siz Allaha bir vakar yakıştıramıyorsunuz Oysa o sizi aşama aşam a yaratmıştır Görmediniz mi Allah yedi göğü uygun tabakalar halinde nasıl yaratmış Ve Ayı bunların içinde bir nur yapmış güneşi de bir lamba kılmış Allah sizi yerden bir bitki bitirir gibi bitirdi Sonra sizi tekrar oraya geri ç evirecek ve tekrar çıkaracaktır Allah sizin için yeri bir yaygı yapmıştır Ki ondan açılan geniş geniş yollarda gidesiniz Nûh dedi ki Ey Rabbim Onlar bana isyan ettiler malı ve çocuğu hüsrandan başka bir şeyini artırmayan kimsenin ard ına düştüler Büyük büyük tuzaklar kurdular Dediler ki Sakın tanrılarınızı bırakmayın ne Veddi ne Suvaı ve ne de Yeğusu Yeûku ve Nesri Çok kişiyi yoldan saptırdılar Sen de o zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır Hata larından dolayı boğuldular ateşe sokuldular kendilerine Allaha karşı yardımcılar da bulamadılar Nûh dedi ki Yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarırlar ve sadece ahlâksız ve kâfir ço cuklar doğururlar Ey Rabbim Bana babama anama mümin olarak evime girene ve bütün inanmış erkek ve kadınlara mağfiret buyur Zalimlerin de sadece helakini artır CİN Mekkede nâzil olmuştur yirmisekiz âyettir Cinlerin Kuran dinley ip hidayete geldikleri anlatıldığından sûre bu ismi almıştır Hz Peygamber amcası Ebu Talip ve eşi Hz Haticeyi kaybettikten sonra Tâife gitmiş orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıkla rını iyice arttırmış bulunuyorlardı işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl i Ekreme teselli veren bu sûre yalnız insanların değil cinlerin de Kurana tâbi olduklarını bildiriyor İslâmın muzafferiyetini müjdeliyordu Deki Hakikat bir takım cinnin Kurân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi Şüphesiz biz hayret verici bir Kurân dinledik O Kurân hidayete erdiriyor biz de ona iman ettik Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız Doğrusu Rabbimizin şanı çok yüksektir Ne bir arkadaş edinmiştir ne de bir çocuk Meğer bizim beyinsiz İblis Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş Doğrusu biz insanları ve cinleri Allaha karşı asla yalan söylemez sanmışız Doğrusu insanlardan bazı erkekler cinlerden bazı erkeklere sığınırla rdı da onların şımarıklıklarını artırırlardı Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi zannetmişlerdi ki Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek Cinler dediler ki Biz göğe dokunduk onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk Doğrus u biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor Doğrusu biz bilmiyoruz yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi Doğrusu bizler bizden iyi olanlar da var olmayanlar da var Biz çeşitli yollara ayrılmışız Doğrusu biz anladık ki Allahı yerde acze düşürmemize imkân yok Kaçmakla da Onu asla âciz bırakamayacağız Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediği mizde ona iman ettik Kim Rabbine inanırsa ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de kendisine kötülük edilmesinden Ve biz bizlerden müslümanlar da var hak yoldan sapanlar da var Müslüman olanlar işte onlar doğru yolu arayanlardır Ama yoldan çıkanlar işte onlar cehenneme odun olmuşlardır Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi elbette kendilerine bol bir su verirdik Ki onları onunla sınayalım Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar Mescitler kuşkusuz Allahındır O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın Allahın kulu Hz Peygamber kalkmış Ona dua ederken neredeyse cinler onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi De ki Ben ancak Rabbime dua eder ve Ona hiçbir şeyi ortak koşmam De ki Haberiniz olsun ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim ne de bir yol gösterebilirim De ki Allahtan beni kimse kurtaramaz ve ben Ondan başka bir sığınacak bulamam Benim yapabile ceğim sadece Allahtan size duyuru yapmak ve Onun elçilik görevlerini yerine getirmektir Artık kim Allaha ve onun elçisine baş kaldırırsa ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır Kendilerine vaad edilen şeyi gördükleri zaman kimin yar dımcısının en zayıf ve en az olduğunu bileceklerdir De ki Ben bilmem o size vaad edilen şey yakın mı yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar O bütün gaybı bilir Fakat gaybını hiç kimseye açmaz Ancak seçtiği elçiye açar Çünkü on un önünden ve ardından gözetleyiciler salar Bilsin diye ki onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir Allah onlarda bulunan her şeyi kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır MÜZZEMMİL Mekkede nâzil olmuştur ve âyetlerinin Medinede nâzil olduğu rivayet edilmiştir yirmi âyettir Sûre adını ilk âyetindeki el müzzemmil kelimesinden almıştır Müzemmil örtünüp bürünen demektir Ey örtünen Peygamber Gecenin birazı hariç olmak üzere geceleyin kalk namaz kıl Gecenin yarısında kalk yahut yarısından biraz eksilt Veya bunu artır ve ağır ağır Kurân oku Doğrusu biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız Kuran vahyedeceğiz Çünkü gece kalkışı hem daha etkili hem de söz bakımından daha sağlamdır Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel O doğunun ve batının Rabbidir Ondan başka tanrı yoktur O halde yalnız Onu vekil tut Başkalarının diyeceklerine sabret güzellikle onlarda n ayrıl O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak onlara biraz mühlet ver Zira bizim yanımızda bukağılar var bir cehennem var Boğaza duran bir yiyecek elem verici bir azap var O gün yer ve dağlar sarsılacak dağlar erimiş bi r kum yığınına dönecek Doğrusu biz size tanıklık edecek bir elçi gönderdik Nitekim Firavuna da bir elçi göndermiştik Firavun o elçiye isyan etmişti Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık Peki inkâr ederseniz çocukları ihtiyarlatacak o günden kıyamet gününden kendinizi nasıl kurtaracaksınız O günün dehşetinden gök yarılır Allahın sözü kesinlikle gerçekleşmiştir İşte bu bir öğüttür Artık dileyen Rabbine bir yol tutar Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında ya rısında ve üçte birinde kalktığını seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor Gece ve gündüzü Allah takdir eder O sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti Bundan böyle Kurândan size ne kolay gelirse okuyun Allah içinizden hastalar yeryüzünde gezip Allahın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir Onun için Kurândan kolayınıza geldiği kadar okuyun namazı kılın zekatı verin ve Allaha güzel bir borç verin Hayırlı işlere mal sarfedin Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız Allahtan bağış dileyin Kuşkusuz Allah bağışlayandır merhamet edendir MÜDDESSİR Mekkede nâzil olmuştur ellialtı âyettir Sûre adını ilk âyetindeki el müddessir kelimesinden almıştır Müddessir örtüsüne bürünen sarınan demektir Hz Peygambere hitap eden ilk âyet Müzzemmil sûresinden önce nâzil olmuştur Ey örtüsüne bürünen Peygamber Kalk artık uyar Sadece Rabbini yücelt Elbiseni temizle Pislikten sakın Yaptığını çok görerek başa kakma Rabbin için sabret O sûra üflendiği zaman İşte o gün pek zorlu bir gündür Kâfirler için hiç kolay değildir Tek olarak yarattığım o kimseyi bana bırak Hem ona bol servet verdim Hem göz önünde oğullar verdim Hem ona büyük imkânlar sağladım Sonra da şiddetle arzu eder ki daha da artırayım Hayır çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım Çünkü o bir düşündü ölçtü biçti Kahrolası nasıl da ölçtü biçti Yine kahrolası nasıl ölçtü biçti Sonra baktı Sonra kaşını çattı surat astı Sonra arkasını d öndü ve büyüklük tasladı Bu dedi başka değil öğretilegelen bir sihirdir Bu sadece bir insan sözüdür Ben onu Sekara cehenneme sokacağım Bilir misin sen nedir o sekar Ne geriye bir şey kor ne bırakır Durmadan d erileri kavurur Üzerinde ondokuz melek vardır Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler iman edenlerin de imanı artsı n Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de Allah bu misalle ne demek istedi desinler İşte böyle Allah dilediğini şaşırtır dilediğini de yola getirir Rabbinin ordularını ancak Rabbi n bilir Bu insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir Hayır andolsun aya Döndüğü an o geceye Ve açtığı sıra o sabaha Kuşkusuz o Sekar büyük belalardan biridir Uyarmak için insanları İçinizden ileri gitmek veya ge ri kalmak isteyen kimseleri Her nefis kendi kazancına bağlıdır Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç Onlar cennettedirler sorup dururlar Suçluların durumunu Nedir sizi Sekara sokan diye Suçlular der ki Biz namaz kılanlardan değildik Yoksula da yedirmezdik Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik Ceza gününü yalanlardık Nihayet bize ölüm gelip çattı Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez Şimdi o Kurânda n yüz çevirirlerken ne mazeretleri var Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri Arslandan kaçmaktalar Hayır onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor Yok yok onlar ahiretten korkmuyorlar Hayır hayır O kurâ n kuşkusuz bir öğüttür Dileyen onu düşünür Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar Koruyacak da Odur bağışlayacak da KIYAMET Mekkede nâzil olan bu sûre kırk âyettir Adını ilk âyetinde geçen el kıyâme kelimesi nden almıştır Hayır yemin ederim o kıyamet gününe Yine hayır yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse İnsan kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor Evet bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline ge tirmeye gücümüz yeter Fakat insan günahı devam ettirmek ister O kıyamet günü ne zaman diye sorar Ne zaman ki o göz şimşek çakar Ay tutulur Güneş ve ay toplanır İşte o gün insan kaçacak yer neresi der Hayır hayır yok bir siper O gün varılıp durulacak yer ancak Rabbinin huzurudur O gün insana yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir Doğrusu insan kendi nefsini görür Bir takım özürler ortaya atsa da Onu hemen okumak için dilini depretme Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir O halde biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et Sonra onu açıklamak da bize aittir Hayır siz peşin olanı dünyayı seviyorsunuz da Ahireti bırakıyorsunu z Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar Rabbine bakar Yüzler de var ki o gün asıktır Anlar ki kendisine belkıran bel kemiklerini kıran belalı bir iş yapılır Hayır hayır ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır Ted avi edebilecek kimdir denilir Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar Bacak bacağa dolaşır İşte o gün sevk ancak Rabbinedir Fakat o ne sadaka verdi ne namaz kıldı Fakat yalanladı ve döndü Sonra da çalım sata sata ailesine gitti Gerektir o bela sana gerek Evet gerektir o bela sana gerek İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır O dökülen erlik suyundan bir damla sperm değil miydi Sonra bir aleka embriyon oldu da Rabbi onu biçim e koydu sonra şekil verdi Ondan da iki cinsi erkek ve dişiyi var etti Peki bunu yapanın ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi İNSAN Mekkede veya Medinede nâzil olduğuna dair rivayetler vardır otuzbir âyettir Adını ilk âyetinde ge çen el insân kelimesinden almıştır Hel etâke ed Dehr el Ebrâr ve el Emşâc isimleri ile de anılır Gerçekten insan üzerine dehirden zamandan öyle bir müddet geldi ki o zaman o anılmaya değer bir şey değildi Doğrusu biz insanı imtihan etmek için karışık bir nutfeden erkek ve kadın sularından yarattık da onu işitici görücü yaptık Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik ister şükredici olsun ister nankör Çünkü biz kâfirler için zincirler demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamı şızdır Kuşkusuz iyiler de karışımı kâfûr olan dolgun bir kadehten içerler Bir kaynak ki ondan Allahın kulları içerler güzel yollar açarak akıtırlar onu O kullar adaklarını yerine getirirler ve fenalığı salgın olan bir günden korkarlar Düşküne yetime ve esire seve seve yemek yedirirler Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız derler Allah da onları o günün fena lığından korur yüzlerine parlaklık gönüllerine sevinç verir Sabırlarına karşılık onlara bir cennet ve ipekten elbiseler verir Orada donatılmış koltuklar üzerine dayanmışlardır Orada ne yakıcı güneş görürler ne de şiddetli soğuk Üzerlerin e cennet gölgeleri sarkmış meyveleri bol bol önlerine konmuştur Yanlarında gümüşten kaplar billur kupalar dolaştırılır Gümüşten öyle kadehler ki onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır Onlara orada bir dolu kadeh sunulur ki karışımı zen cefildir Bu orada bir pınardır ki adına selsebil derler Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır onları görünce saçılmış inciler sanırsın Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün Üstlerinde zarif ve yeşil kalın ipekten bir elbise vardır Gümüş bileziklerle süslenmişlerdir Rableri onlara temiz bir içecek içirmiştir Onlara şöyle denir İşte bu sizin bir mükâfatınızdı Gayretiniz karşılığını bulmuştur Kurânı sana kısım kısım biz indirdik biz O halde Rabbinin hüküm vermesi için sabret Onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme Sabahakşam Rabbinin ismini an Gecenin bir bölümünde de Ona secde et akşam ve yatsı namazlarını kıl Hem de Onu uzun bir gece tesbih et teheccüd nama zı kıl Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar Onları biz yarattık ve mafsallarını sımsıkı bağladık Dilediğimiz vakit de kılıklarını değiştiririz İşte bu bir öğüttür Dileyen Rabbine giden yolu tutar Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz Kuşkusuz Allah bilendir hüküm ve hikmet sahibidir Allah dilediğini rahmetine sokar Zalimlere ise acıklı bir azap hazırlamıştır MÜRSELAT Mekkede inmiºtir elli âyettir Gönderilenler anlamın a gelen el mürselât kelimesi ile başladığı için sûre bu adı almıştır Müfessirler gönderilenlerden maksadın âlemin idaresi ile görevli bir kısım melekler veya rüzgârlar yahut peygamberler yahut da Kuran âyetleri olabileceğini belirtmişlerdir Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere Büküp devirenlere Yaydıkça yayanlara Seçip ayıranlara Bir öğüt bırakanlara Gerek özür için olsun gerek uyarı için Herhalde size vaad olunan kesinlikle olacaktır Hani o yıldızlar sil indiği zaman Gök yarıldığı zaman Dağlar savrulduğu zaman Elçiler tayin edilen vakitlerine erdirildikleri zaman Bunlar hangi güne ertelendiler Hüküm gününe Bildin mi nedir o hüküm günü O gün yalanlayanların vay ha line Biz öncekileri helak etmedik mi Sonra geridekileri de onlara katarız Biz suçlulara böyle yaparız O gün yalanlayanların vah haline Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı Onu sağlam bir yerde oturttuk Belli bir s üreye kadar Demek ki biçimlendirmişiz Ne güzel biçimlendireniz biz O gün yalanlayanların vay haline Yeryüzünü bir tokat toplanma yeri yapmadık mı Gerek diriler gerekse ölüler için Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı O gün yalanlayanların vay haline Kıyameti yalanlayanlara şöyle denir Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru Haydi gidin o üç çatallı gölgeye cehenneme O ne gölgelendirir ne alevden korur O saray gibi kıvılcımlar atar Sanki o kıvılcımlar sarı sarı erkek deve sürüleridir O gün yalanlayanların vay haline Bugün konuşamıyacakları gündür Kendilerine izin de verilmez ki özür beyan etsinler O gün yalanlayanların vay haline Bu işte o hüküm günüdür Sizi ve öncekileri bir araya topladık Bir hileniz varsa beni atlatın O gün yalanlayanların vay haline Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır Canlarının çektiğinde n türlü meyveler arasındadırlar Onlara Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin için denir İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız O gün yalanlayanların vay haline Yiyin zevklenin biraz çünkü siz suçlularsını z O gün yalanlayanların vay haline Onlara Rüku edin denildiği zaman etmezler Vay haline o gün yalanlayanların Artık bundan Kurandan sonra hangi söze inanacaklar NEBE Meâricden sonra inmiştir ilk Mekkî sûrelerden olu p kırk âyettir Nebe haber demektir Kıyamet haberlerini ihtiva ettiği için bu ad verilmiştir Birbirlerine neyi soruyorlar O büyük haberden kıyametten mi Ki onlar onda ayrılığa düşmektedirler Hayır ilerde bilecekler Hayır ha yır ilerde bilecekler Biz yeryüzünü bir beşik yapmadık mı Dağları da birer kazık kılmadık mı Sizleri çift çift yarattık Uykunuzu bir dinlenme yaptık Geceyi bir örtü yaptık Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık Üstünüze yedi sağ lam bina gök çattık İçlerine ışık saçan bir kandil astık Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl bir su indirdik Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye Ve sarmaş dolaş bağlar bahçeler çıkaralım diye Kuşkusuz o hüküm günü kararlaştı rılmış bir vakit olmuştur O gün Sûra üflenir bölük bölük gelirsiniz Gök de açılmış kapı kapı olmuştur Dağlar yürütülmüş serap olmuştur Kuşkusuz Cehennem gözetleme yeri olmuştur Azgınlar için son varılacak yer olmuştur Orad a çağlarca kalacaklardır Orada ne bir serinlik tadacaklar ne de içecek bir şey Ancak bir kaynar su ve irin içecekler Bir ceza ki tam yaptıklarına uygun Çünkü onlar hiçbir hesap ummazlardı Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı Biz ise herşeyi sayıp bir kitaba geçirmişiz Onlara Şimdi tadın cezanızı Artık size azabınızı artırmaktan başka bir şey yapmayacağız denir Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var Bahçeler var bağlar var Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var Dopdolu kadehler var Orada ne boş bir söz işitirler ne de bir yalan Bunlar Rabbinden yeterli bir bağış olarak verilir O göklerin yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir Rah mândır Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar Rahmânın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz İzin verilen de doğruyu söyler İşte bu hak gündür Artık dileyen Rabbine bir yol tutar Biz sizi ya kın bir azap ile uyardık O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki Ah ne olaydı ben bir toprak olaydım NAZİAT Nebe sûresinden sonra Mekkede inmiştir kırkaltı âyettir Adını söküp çıkaranlar manasına gelen nâziât kelimesinden alır Ana fikir olarak kıyameti konu edinir Cenab ı Allah sûrenin başında kendilerini ilk beş âyette belirtilen güç ve melekelerle donattığı varlıklara yemin etmektedir Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara Usulcacık çekenle re Yüzüp yüzüp gidenlere Yarışıp geçenlere Derken bir iş çevirenlere kasem olsun ki kıyamet var O gün deprem sarsar Onu ikinci bir sarsıntı izler Yürekler vardır o gün kaygıdan hoplar Gözler kalkmaz saygıdan Diyo rlar ki Biz tekrar eski halimize mi döndürülecekmişiz Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha Öyleyse bu çok zararlı bir dönüştür dediler Fakat o bir tek haykırıştır Bir de bakarsın hepsi meydandadır Musanın haberi san a geldi mi Hani Rabbi ona kutsal vaadi Tuvada seslenmişti Haydi demişti git Firavuna çünkü o çok azdı De ki İster misin arınasın Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın Musa Firavuna o büyük mucizeyi gösterdi Fakat Firavun yalanladı karşı geldi Sonra koşarak dönüp gitti Derken adamlarını topladı da bağırdı Ben sizin en yüce Rabbinizim dedi Allah da onu tuttu dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi Kuşkusuz bunda saygı duy acaklar için bir ibret vardır Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz yoksa gök mü Onu Allah bina etti Tavanını yükseltti onu bir düzene koydu Gecesini kararttı kuşluğunu çıkardı Bundan sonra da yeryüzünü döşedi Ondan suyunu ve otlağını çıkardı Dağlarını oturttu Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için Fakat o her şeyi bastıran büyük felaket geldiği vakit O insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün Gören kimseler için cehennem hortlatıldığı vakit Artık her kim azgınlık etmiş Ve dünya hayatını tercih etmişse Kuşkusuz onun varacağı yer cehennemdir Kim de Rabbinin divanında durmaktan korkmuş nefsini boş heveslerden menetmiş ise Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir Sana o kıyameti soruyorlar ne zaman kopacak diye Sen nerde onu anlatmak nerde Onun son ilmi Rabbine aittir Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler ABESE Mekkede inmiştir kırkiki âyettir Adını yüzünü ekşitti buruşturdu anlamına gelen ilk kelimesinden almıştır Bu sûrenin iniş sebebiyle ilgili olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir Efendimiz Velîd Ümeyye b Halef Utbe b Rabîa gibi Kureyşin ileri gelenlerine İslâmı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b Ümmü Mektum gelir ve Yâ Resûlallah Allahın sana öğrettiklerinden bana da öğret der O esnada Resûlullah a s cevap vermez Çünkü Kureyşin bu ile ri gelen kimseleri zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardı Efendimiz onları gücendirmek istemedi Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatları değişti Bu esnada onlar kalkıp gittiler Biraz sonra bu âyetler geldi Resûlullahın bazı davranışlarını tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler onun hak peygamber olduğuna en büyük delildir Zira hiç kimse kendisini bu şekilde tenkit etmez Peygamber Yüzünü ekşitti ve döndü Kendisine âmâ geldi diye Ne bilirsin belki o temizlenecek Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince Sen ona yöneliyorsun Onun temizlenmemesinden sana ne Ama sana can atarak gelen Allahtan korkarak gelmişken Sen onunla ilgilenmiyorsun Hayır hayır sakın Çünkü o Kurân bir öğüttür Artık dileyen onu düşünür O değerli sahifelerdedir Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde Yazıcıların ellerindedir Değerli iyi yazıcıların O kahrolası insan ne nankör şey O yaratan onu hangi şeyden yarattı Bir damla sudan onu yarattı da biçime koydu Sonra ona yolunu kolaylaştırdı Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu Sonra dilediği vakit onu tekrar diriltir Hayır hayır doğrusu o hiç Allahın emrini tam yerine getirmedi Bir de o insan yiyeceğine baksın Biz o suyu bol bol döktük Sonra toprağı nasıl da yardık Bu suretle orada ekinler bitirdik Üzümler yoncalar Zeytinlikler hurmalıklar İri ve sık ağaçlı bahçeler Meyveler çayırlar bitirdik Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde O gün kişi kaçar kardeşinden Anasından babasından Eşinden v e oğullarından Onlardan her birinin o gün başından aşan işi vardır Yüzler var ki o gün parıl parıl Güler sevinir Yüzler de var ki o gün tozlanmış Onları karanlık bürümüş İşte onlardır kâfirler haktan sapanlar TEKVİR Mekkede inmiştir yirmidokuz âyettir Sûrenin başında güneşin dürülmesinden söz edilmiş ve adını da buradan almıştır Sûrenin söz dizisinde ihtiva ettiği konuya ilişkin anlamları yankılandıran ve güçlendiren mükemmel bir musikî taklit edileme z bir âhenk vardır Güneş katlanıp dürüldüğünde Yıldızlar bulandığında Dağlar yürütüldüğünde Kıyılmaz mallar bırakıldığında Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında Denizler ateşlendiğinde suları çekilip volkanlar halinde ateş püskürdüğünde Nefisler eşleştirildiğinde iyiler iyilerle kötüler kötülerle bir araya toplandığında Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda Hangi günahtan dolayı öldürüldü diye Amel defterleri açıldığında Gök sıyrılıp a çıldığında Cehennem kızıştırıldığında Ve cennet yaklaştırıldığında Herkes ne getirmiş olduğunu anlar Şimdi yemin ederim o sinenlere gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara O akıp akıp yuvasına gidenlere Yöneldiği an gece ye Nefeslendiği ağardığı an sabaha ki Kuşkusuz o Kuran değerli bir elçinin sözüdür O elçi güçlüdür Arşın sahibinin yanında çok itibarlıdır Orada ona itaat edilir güvenilir Arkadaşınızı cin çarpmış değildir Andolsu n o Cebraili açık ufukta gördü O gayb hakkında cimri de değildir O kovulmuş bir şeytanın sözü değildir Hâl böyle iken siz nereye gidiyorsunuz O âlemler için öğütten başka bir şey değildir İçinizden doğru gitmek isteyenle r için Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz İNFİTAR Nâziât sûresinden sonra Mekkede inmiştir ondokuz âyettir Manası yarılmaktırtır Göğün yarılmasından söz ederek başladığı için bu adı almıştır Konusu ahiret âl emidir Gök çatladığı vakit Yıldızlar döküldüğü vakit Denizler yarılıp akıtıldığı vakit Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir Ey insan İhsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir O Allah ki seni yarattı seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi Seni dilediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu Hayır hayır siz cezayı yalanlıyorsunuz Oysa üzerinizde koruyucular var Değerli yazıcılar Onlar siz her ne yaparsanız bilirler Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler Kötüler de cehennemdedirler Ceza günü ona girecekler Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin Evet bilir misin nedir acaba o ceza günü O gün hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür O gün buyruk yalnız Allahındır MUTAFFİFİN Mekkede inmiştir otuzaltı âyettir Ölçü ve tartılarında hile yapanları kötüleyere k başladığı için bu adı almıştır Eksik ölçüp tartanların vay haline Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı Büyük bir gün için Öyle bir gün ki insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar Hayır hayır kötülerin yazısı muhakkak Siccindedir Bildin mi sen Siccin nedir Yazılmış bir kitaptır o Vay haline yalanlayanların o gün Onlar ceza gününü yalanlayanlardır Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar Ona âyetlerimiz okunduğu zaman eskilerin masalları der Hayır hayır öyle değil Aksine onların kaza ndığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur Hayır hayır doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler Sonra da onlara İşte bu yalanlayıp durduğunuz şeydir denilecek Hayır hay ır iyilerin yazısı muhakkak Illiyyîndedir Bildin mi sen Illiyyîn nedir Yazılmış bir kitaptır o Allaha yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar Haberiniz olsun ki iyiler nimet içindedir Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün Onlara damgalı saf bir içki sunulur Onun sonu misktir İşte ona imrensin artık imrenenler Karışımı Tesnimdendir En üstün cennet şarabındandır Allaha yakın olanların içecekler i bir kaynaktır o Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı Onlara uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı Evlerine döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardı Müminleri gördükleri vakit işte bunlar sapıklar diyorla rdı Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi İşte bugün de inananlar kâfirlere gülecek Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar Nasıl kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı İNŞİKAK İnfitâr sûresinden sonr a Mekkede inmiştir yirmibeş âyettir Göğün yarılmasından söz ettiği için bu adı almıştır Gök yarıldığı Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit Yer uzatılıp düzlendiği İçinde ne varsa attığı ve tamamen boşaldı ğı Ve Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit Ey insan Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin nihayet Ona varacaksın O vakit kitabı sağ eline verilen Kolay bir hesapla hesaba çekilecek Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir Ama kitabı arkasından verilen Yetiş ey ölüm diye bağıracak Ve alevli ateşe girecektir Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı Hayır Rabbi onu görmekte idi Şimdi yemin ederim o şafağa Geceye ve içinde barındırdığı şeylere Derlendiği zaman o aya Ki siz elbette halden hale geçeceksiniz Böyleyken onlar neden acaba iman etmezler Karşılarında Kurân okunduğu vakit secde et mezler Aksine o nankörler yalanlıyorlar Oysa Allah içlerinde sakladıklarını biliyor Onun için onlara elem verici bir azabı müjdele Ancak iman edip iyi ameller işleyenler başkadır Onlara tükenmez bir ecir vardır BURUC Şems sû resinden sonra Mekkede inmiştir yirmiiki âyettir Bürûc burc kelimesinin çoğuludur Sûrede burçları olan gökyüzüne kıyamet gününe ve o güne tanıklık edecek olanlarla yine o gün müşahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemende geçmiş b ir olaya temas edilir Yahudi Zûnuvas ve adamları yahudiliği kabul etmeyen Necran hıristiyanlarını Hendek içinde yakılmış bir ateşe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanları seyrederler Bu şekilde işkence ile yakılıp öldürülen kimseler inançları uğrund a ölmüşlerdir Burçlar sahibi gökyüzüne Vaad olunan o güne Şahitlik edene ve edilene andolsun ki Kahroldu o hendeğin sahipleri O çıralı ateşin Hani o ateşin başına oturmuşlar Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı Mümi nlere kızmalarının sebebi de onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allaha iman etmeleri idi O Allah ki göklerin ve yerin hükümranlığı Onundur ve Allah her şeye şahittir İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenle re cehennem azabı ve yangın azabı vardır İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır İşte büyük kurtuluş odur Kuşkusuz Rabbinin yakalaması serttir Yoktan o yaratır ve tekrar o diriltir Bununla berabe r çok bağışlayandır çok sevendir Arşın sahibidir yücedir Dilediğini yapandır O orduların kıssası sana geldi mi Yani Firavun ve Semudun Fakat o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde Oysa Allah onları arkalarından kuşat mıştır Hayır o şerefli bir Kurândır Levh i Mahfuzdadır TARIK Beled sûresinden sonra Mekkede inmiştir onyedi âyettir Adını âyette geçen târık kelimesinden alır Târık geceleyin gelen şiddetlice vuran kapı çalan demekti r Sûrede geçen târık ise gece fazla ışık saçan yıldıza denir ki bu sabah yıldızıdır Mecâzî olarak da ünlü kişiye denir Bir edebî sanat olarak cahiliye devri geceye o devirde gelen Hz Peygamber de geceyi aydınlatan ve sabahı müjdeleyen sabah yıldızın a benzetilmiş olabilir Andolsun o göğe ve Târıka Târık nedir bildin mi O karanlığı delen yıldızdır Hiçbir nefis yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın Onun için insan neden yaratıldığına bir baksın Atılan bir sudan yaratıld ı O su erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar Elbette Allahın onu döndürmeye gücü yeter O gün bütün sırlar yoklanıp meydana çıkarılır İnsanın o gün ne bir gücü vardır ne de bir yardımcısı Andolsun o dönüşlü göğe O yarılıp çatlayan yere Kuşkusuz Kurân ayırıcı bir sözdür O asla bir şaka değildir Haberin olsun ki kâfirler hep hile kuruyorlar Ben de hilelerine karşılık veririm Onun için sen kâfirlere mühlet ver onlara az bir zaman ta nı ALA Allahın Yüce anlamındaki adıyla başladığı için el Alâ denilen bu sûre ondokuz âyet olup Mekkede inen ilk sûrelerdendir Cenab ı Allah bu sûrede kâinatın esrarını oluşunu işleyişini özlü bir anlatımla ifade etmiştir Rabbin in yüce adını tesbih et Yaratıp düzene koyan Odur Takdir edip hidayeti gösteren Odur Otlağı çıkaran Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren Odur Bundan böyle sana Kurânı okutacağız da unutmayacaksın Yalnız Allahın d ilediği başkadır Çünkü o açığı da bilir gizliyi de Seni en kolay yola muvaffak kılacağız Onun için öğüt ver eğer öğüt fayda verirse Saygısı olan öğüt alacaktır Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır O ki en büyük ateşe girecektir Sonra ne ölecek onda ne de hayat bulacaktır Doğrusu felaha ermiştir temizlenen Rabbinin adını anıp namaz kılan Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır Kuşkusuz bu ilk sahifeler de vardır İbrahim ve Musanın sahifelerinde ĞAŞİYE Adını ilk âyette geçen ve her şeyi saran kaplayan dehşeti her şeye ulaşan kıyamet günü anlamına gelen ğâşiye kelimesinden alır İlk gelen sûrelerden olup Zâriyât sûresinden sonra Mekkede inmiştir Bu sûrede kıyamet ve ahirete ait haberler vardır ayrıca Allahın varlığını anlamaya yardım edecek bazı kevnî deliller serdedilmiştir Hayatın bir plan ve program içinde akıp gittiği bu akışın sonunda Allaha varılacağı ve Onun katında hesap verileceği anlatılır yirmialtı âyettir O her şeyi kuşatacak olan Kıyametin haberi sana geldi mi Yüzler var ki o gün eğilmiş zillete düşmüştür Çalışmış yorulmuştur Kızışmış bir ateşe girer Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur O da ne besler ne de açlığı giderir Yüzler de var ki o gün nimetle mutludur Yaptığından hoşnuttur Yüksek bir cennettedir Orada boş bir söz işitmez Orada akan bir kaynak Yükseltilmiş divanlar Konulmuş kadehler Dizilmiş koltuklar yastıklar Serilmiş halılar vardır Bakmıyorlar mı o develere nasıl yaratılmış Göğe bakmıyorlar mı nasıl yükseltilmiş Bakmıyorlar mı dağlara nasıl dikilmiş Yere bakmıyorlar mı nasıl yayılmış Haydi öğüt ver sen şimdi sırf bir öğütçüsün Onların üzerinde bir zorba değilsin Ancak kim yüz çevirir ve kâfir olursa Allah ona en büyük azap ile azap edecek Kuşkusuz onlar döne dolaşa bize gelec ekler Sonra da bize hesap verecekler FECR Fecr tan yerinin ağarması ve şafak manasına gelir Fecr sûresi Leyl sûresinden sonra Mekkede inmiştir otuz âyettir Bu sûrede eski kavimlere ait kıssalar hatırlatılır İnsanoğlunun kötülüğe yöne lmekte olduğu belirtilerek bunun kötü sonucu dünya hayatından sonraki hayat ve oradaki durumlar kısaca anlatılır Andolsun fecre On geceye Zilhicce ayının ilk on gecesine Çifte ve teke Gitmekte olan geceye Nasıl bunlarda bir akıl sah ibi için yemin var değil mi Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine Sütunlar sahibi İreme Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı Vâdide kayaları yontan Semud kavmine Kazıklar sahibi güçlü kuvvetli Firavuna Bunlar ülkele rde azmışlardı Oralarda çok bozgunculuk yapmışlardı Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir Ama insan her ne zaman Rabbi onu sınayıp da ikramda bulunur nimet verirse Rabbim bana ik ram etti der Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa o vakit de Rabbim beni zillete düşürdü der Hayır hayır doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz Oysa mirası öyle bir yiyo rsunuz ki haram helal gözetmeden Malı öyle bir seviyorsunuz ki yığmacasına Hayır hayır yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman Ki cehennem de o gün getirilmiştir İşte o gün insan anlar Fakat bu anlamanın ona ne yararı var Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim der Artık o gün Allahın edeceği azabı kimse edemez Onun vuracağı bağı kimse vuramaz Ey Rabbine itaat edip huzura eren nefis Hem hoşnut edici hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön Kullarımın arasına gir Cennetime gir BELED Mekkede Kaf sûresinden sonra inmiştir yirmi âyettir Adını ilk âyette geçen Mekkeyi anlatan ve şehir anlamına gelen beled kelimesinden almaktadır Bu sûrede insanın yaratılışından onun bazı davranışlarından insana verilen üstün vasıflardan o vasıfları iyiye kullanmayanın kötü âkıbetinden iyiye kullananların da mutlu geleceklerinden söz edilir Andolsun bu beldeye Ki sen bu beldede oturmaktasın Ve and olsun baba ve çocuğuna Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık İnsan kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor Ben yığın yığın mal yok ettim diyor Kendisini bir gören olmadı mı sanıyor Biz ona iki göz vermedik mi Bir dil ve iki dudak Ona iki yolu gösterdik Fakat o o sarp yokuşa göğüs veremedi Bildin mi sen o sarp yokuş nedir Köle azat etmek Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir Yakınlığı olan bir yetime Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula Sonra da iman edip de sabrı tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır İşte bunlar amel defterleri sağlarından verilenlerdir Âyetlerimizi tanımayanlar ise onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler Onların üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacaktır ŞEMS Kadir sûresinden sonra Mekkede inmiştir onbeş âyettir Adını sûrenin ilk kelimesi olan ve güneş anlamına gelen ş emsten alır Bu sûrede insanın yaratılışında var olan iki özellik ele alınır İyilik ve kötülük İnsanın yaratılışında iyi olmak da kötü olmak da kabiliyet olarak vardır Güneşe ve onun parıltısına Güneşin ardından gelen Aya Güneşi açıp or taya çıkaran gündüze Onu örten geceye Göğe ve onu bina edene Yere ve onu döşeyene Nefse ve onu biçimlendirene Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir Semud azgınlığıyla Hakkı yalanladı En azgınları ileri atılınca Allahın Rasulü Salih peygamber onlara Allahın devesini ve onun su nöbetini gözetin demişti Fakat onlar peygamberi yalanlayıp deve yi kestiler Rableri de günahlarını başlarına geçiriverdi de orayı dümdüz etti Öyle ya Allah bu işin sonundan korkacak değil ya LEYL Geceye yeminle başladığı için Leyl denilmiştir Mekkede inmiştir yirmibir âyettir Bu sûrede insanoğlu nun iki zıt davranışından cömertlik ve cimrilikten bahsedilir İmanlı olmakla cömertlik imansızlıkla cimrilik arasındaki ilişkiye dikkat çekilir Örttüğü zaman geceye Açıldığı zaman gündüze Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki Gerçekten sizin işiniz başka başkadır Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa Ve en güzel olanı doğrularsa Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür Ve en güzeli de yalanlarsa Onu da en zor yola hazırlarız Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım Ona ancak en azgın olan girer Öyle azgın ki yalanlamış ve sırtını dönmüştür En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır O ki Allah yolunda malını verir temizlenir Onun yanında başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet y oktur O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir Elbette yakında kendisi de hoşnut olacaktır DUHA Duhâ kuşluk vakti demektir Sûre adını ilk ayette geçen bu kelimeden alır Fecr sûresinden sonra Mekkede inmiştir onbir âyettir Sûrede âhir zaman Peygamberinin hususiyetlerinden biri yani yetim oluşu ele alınır ve kendisi teselli edilir Andolsun kuşluk vaktine Ve sakinleştiği zaman geceye ki Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı Ahiret senin için dünyadan iyi olac aktır Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın O seni yetim bulup da barındırmadı mı Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi Seni yoksul bulup zengin etmedi mi Öyleyse sakın yetimi ezme Dilenciyi de azarlama Fakat Rabb inin nimetini anlat da anlat İNŞİRAH İnşirâh açılmak genişlemek sevinmek manalarına gelir Duhâ sûresinden sonra Mekkede inmiştir sekiz âyettir Bu sûrede Peygamberimizin çocukluğunda risalete hazırlamak üzere kalbinin açılıp arıtılmasın dan söz edilmektedir Ayrıca onun getirdiği dindeki kolaylıklara dikkat çekilerek Allaha şükretmeye teşvik edilmektedir Biz senin için mutluluğun göğsünü açmadık mı Senden yükünü indirmedik mi O senin sırtını ezen yükü Senin şanını y üceltmedik mi Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır Evet zorlukla beraber bir kolaylık vardır O halde boş kaldın mı yine kalk başka bir iş ve ibadetle yorul Ancak Rabbine yönel TİN Tîn dağ adı veya incir demektir Bürûc sûresinden sonra Mekkede inmiştir sekiz âyettir Tîne ve Zeytuna Sina dağına Ve bu güvenli beldeye andolsun ki Biz insanı en güzel biçimde yarattık Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka onlar için kesintisiz bir ecir vardır O halde sana dini ne yalanlatır Allah hakimlerin hakimi değil mi ALAK Alak insanın yaratılış safhalarından olan aşılanmış yumurtayı ifade eder Bu sûreye İkra sûresi de denir Mekked e inmiştir âyettir İlk âyeti Kuranın ilk inen âyetleridir Bu sûrede okumanın öğrenmenin üstünlüğü insanın yaratılışı kalemin özelliği bunların insana Allahın ihsanı olduğu insanın bunları düşünmesi Rabbine itaat etmesi gerektiği aksi hal de azaba dûçar olacağı anlatılır Yaratan Rabbinin adıyla oku O insanı bir alekadan embriyodan yarattı Oku Rabbin sonsuz kerem sahibidir O Rab ki kalemle yazmayı öğretti İnsana bilmediği şeyleri öğretti Hayır Doğrusu kâfir ins an azgınlık eder Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir Namaz kıldığı zaman bir kulu engelleyeni gördün mü Gördün mü ne dersin ya o kul doğru yolda olur Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse Gördün mü ya bu adam hakkı yalanlar yüzçevirirse O adam Allahın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu Hayır hayır Eğer o bu davranışından vazgeçmezse and olsun ki biz onu perçeminden o günahkâr ve yalancı perçeminden t utup cehenneme sürükleriz O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın Biz de Zebanileri çağıracağız Hayır sakın ona boyun eğme Allaha secde et ve yaklaş KADİR Kadir gecesinden söz ettiği için bu adı almıştır Abese sûresinden sonra Mekkede inmiştir beş âyettir Sûrede Kadir gecesinden onun faziletinden o gecede meleklerin yeryüzüne iniºinden bahsedilir Biz o Kurânnu Kadir gecesinde indirdik Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır Melekler ve Ruh Cebrail veya Ruh adındaki melek o gece Rablerinin izniyle her iş için inerler O gece tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir BEYYİNE Açık delil manasına gelen ve birinci âyette geçen beyyine kelimesi sûreye ad olmuştur Talâk sûresinden sonra Medinede inmiştir sekiz âyettir Bu sûrede kâfirlerden ve müşriklerden söz edilmiş onların bazı davranışları anlatılmış inanan ve iyi işler yapanların kurtuluşa ereceği ifade edilmiştir Kitap ehlinden ve müşriklerden Hakkı tanımayanlar kendilerine açık delil gelinceye kadar inkârlarından ayrılacak değillerdi Bu delil tertemiz sayfaları okuyan Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir O sayfalarda en doğru hükümler vardır Kitap ehli ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler Halbuki onlar dini sadece Allaha tahsis ederek Allahı birleyerek ancak Allaha ibadet etmekle namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır İşte dosdoğru d in budur Kâfirler gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak cehennem ateşindedirler Orada ebedî olarak kalacaklardır Onlar insanların en şerlileridir İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır Rableri katında onların mükâfatı altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir Orada ebedî olarak kalacaklardır Allah onlardan razı olmuş onlar da Ondan razı olmuşlardır İşte bu mükâfat Rabbine saygı gösterene mahsustur ZİLZAL Deprem demek ola n zilzâl sûrenin ilk âyetinde geçer Nisâ sûresinden sonra Medinede inmiştir sekiz âyettir Kıyametin kopmasından insanların yeniden dirilip hesap vermelerinden herkesin iyi ya da kötü ettiğini bulacağından bahseder Yer o yaman sarsıntı il e sarsıldığı Yer içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı Ve insan Ona ne oluyor dediği zaman O gün yer Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır O gün insanlar amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bö lük bölük çıkacaklardır Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir Her kim zerre kadar şer işlemişse onu görecektir ADİYAT Âdiyât koşan atlar demektir Asr sûresinden sonra Mekkede inmiştir onbir âyettir Bu sûrede insano ğlunun nankörlüğünden kıyamet günü ortaya çıkacak acıklı durumdan söz edilir O harıl harıl savaşa koşanlara Tırnaklarıyla yerden ateş çıkaranlara Sabahleyin akın edenlere Tozu dumana karıştıranlara Derken bir topluluğun ortasına da lanlara yemin ederim ki Şüphesiz insan Rabbine karşı çok nankördür Ve kendisi de buna şahittir Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır Bilmiyor mu ki kabirlerin içindekiler fırlatılacak Ve sinelerin içindekiler derlenecek O gün Rableri onların bütün yaptıklarından haberdardır KAARİA Kâria kapı çalan demektir ve kıyamet kasdedilmiştir Kureyş sûresinden sonra Mekkede inmiştir onbir âyettir Bu sûrede kıyametin kopuşunda meydana gelecek olaylardan ve insan ın âkıbetinden söz edilmiştir Kâria Çarpacak kıyamet Nedir o kâria Kârianın ne olduğunu sen bilir misin O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi olurlar Dağlar atılmış renkli yünler gibi olur O gün kimin tartıları ağır basarsa o h oşnut olacağı bir hayat içindedir Kimin tartıları hafif gelirse onun anası da varacağı yer sığınacağı durağı hâviye uçurumdır O uçurumun ne olduğunu sen nereden bileceksin O kızgın bir ateştir TEKASÜR Tekâsür çokluk yarışı ve çoklukla övünmek demektir Kevser sûresinden sonra Mekkede inmiştir sekiz âyettir Cahiliye Arapları mal evlât ve akrabalarının çokluğunu bir gurur ve şeref sebebi sayarlar hatta bu hususta yaşayanlarla yetinmeyip kabilelerinin üstünlüğünü geçmiş leriyle de isbat etmek için kabirlere gider ölmüş akrabalarının çokluğuyla övünürlerdi Sûrede onların bu tutumu eleştirilmekte ve gerçek üstünlüğün ahirette ortaya çıkacağı belirtilmektedir Çoklukla övünmek sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı Hayır Yakında bileceksiniz Yine hayır Yakında bileceksiniz hatanızı Hayır Eğer kesin bilgi ile bilseniz elbette cehennemi görürsünüz Sonra yemin olsun ki cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz Sonra yemin olsun ki o gün size ve rilen her nimetten sorulacaksınız ASR Asr yüzyıl ikindi vakti ve meyvenin suyunu çıkarmak gibi manalara gelir Asra yemin ile söze başladığı için bu adı almıştır İnşirâh sûresinden sonra Mekkede inmiştir üç âyettir Sûrede kurtuluşun ima na iyi işler yapmaya hakkı ve sabrı tavsiye etmeye bağlı olduğu anlatılmıştır Asra yemin olsun ki İnsan mutlaka ziyandadır Ancak iman edenler salih amel iyi işler işleyenler birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dış ındadır HÜMEZE Hümeze birini arkasından çekiştirmek onunla alay etmek kırmak ve incitmek manalarına gelir Kıyamet sûresinden sonra Mekkede inmiştir dokuz âyettir Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan insanları arkadan çekiştirip kaş göz hareketleriyle alay edenlerin hümeze ve lümezenin vay haline Malının kendisini ebedi yaşatacağını sanır Hayır andolsun ki o hutame cehennemye atılacaktır Hutamenin ne olduğunu bilir misin O kalplerin içine işleyecek Allahı n tutuşturulmuş bir ateşidir Cehennemlikler dikilmiş direklere bağlı oldukları halde o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır FİL Kâbeyi yıkmak isteyen Ebrehenin fillerle hücumunu konu edindiği için bu adı almıştır Kâfirûn sûresinden sonra Mekkede inmiştir beş âyettir Görmedin mi Rabbin fil sahiplerine ne yaptı Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı Ve onları yenilmiş ekin yapra ğı gibi yaptı KUREYŞ Kureyşe cahiliye devrinde verilen bazı imtiyazlardan bahsettiği için bu adı almıştır Tîn sûresinden sonra Mekkede inmiştir dört âyettir Kureyşin ilâfı güven ve barış andlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak içi n Kış ve yaz seferlerinde faydalandıkları andlaşmaların kadrini bilmiş olmaları için Bu Beyt Kâbenin Rabbine kulluk etsinler O kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir MAUN Mâûn z ekât vermek yahut bir şeyi geçici olarak kullanması için birine vermek şeklinde yardım demektir Âlimlerin çoğuna göre tamamı Mekkede inmiştir yedi âyettir Dini yalanlayan iyilikten uzak duran kimseler hakkında inmiştir Dini yalanlayanı gördün mü İşte o öksüzü iter kakar Yoksulu doyurmaya önayak olmaz Vay haline o namaz kılanların ki Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler Gösteriş yaparlar onlar Ve yardımlığı sakınırlar zekatı vermezler KEVSER Kevser çok nimet demektir ayrıca cennette bir havuzun da adıdır Âdiyât sûresinden sonra Mekkede inen bu sûre üç âyettir Erkek çocukları yaşamadığı için Peygamberimize müşrikler nesli kesik manasına ebter dediler Sûrede buna cevap verilmiştir Muhakkak biz sana Kevseri verdik Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes Muhakkak ki sonu kesik olan sana buğz edendir KAFİRUN Kâfirlerden söz ettiği için bu adı almıştır Mâûn sûresinden sonra Mekkede inmiştir altı âyettir De ki E y kâfirler Sizin taptıklarınıza ben tapmam Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz Sizin dininiz size benim dinim banadır NASR Nasr yard ım demektir Sûrede Allahın Hz Peygambere yardım ederek fetihlere kavuşturduğu ifade edildiği için bu adı almıştır Bu sûre Mekkenin fethi sırasında inmiş olmakla beraber Medine devrinde yani hicretten sonra indiği için medenî Medinede inen sûreler dendir üç âyettir İslâm zaferini haber verir İbn Ömerden gelen rivayete göre bu sûre indikten sonra Peygamberimiz seksen gün yaşamıştır Allahın yardımı ve fetih geldiğinde Ve insanların dalga dalga Allahın dinine girdiklerini gördüğünde Rabbini öğerek tesbih et Ondan bağışlanmanı dile çünkü O tevbeleri çok kabul edendir TEBBET Tebbet kurusun manasına bedduadır Ebu Leheb hakkında inmiştir Zira o eziyet etmek kasdıyla Resûlullahın yoluna gizlice diken koymuş bu işte k endisine karısı da yardım etmişti Sûre Mesed sûresi diye de anılır Fâtiha sûresinden sonra Mekkede inmiştir beş âyettir Bir rivayete göre Şuarâ sûresinin âyeti gereğince Efendimiz yakın akrabasını çağırarak onları İslâma dâvet etmişti Amcası Ebû Leheb galiz sözler sarfederek Bizi bunun için mi çağırdın demişti Bunun üzerine bu sûre indi Ebu Lehebin elleri kurusun yok olsun o zaten yok oldu ya Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı O alevli bir ateşe girecektir Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır İHLAS İhlâs samimi olmak dine içtenlikle bağlanmak esaslarını sırf Allah rızası için uygulamak anlamınadır Mekkede inmiştir dört ây ettir İslâmın tevhid akîdesinin en özlü ve anlamlı ifadesidir De ki O Allah bir tektir Allah eksiksiz sameddir Bütün varlıklar Ona muhtaç fakat O hiç bir şeye muhtaç değildir Doğurmadı ve doğurulmadı O na bir denk de olmadı FEL AK Felak sabah manasına geldiği gibi yarmak manasına da gelir Bundan sonra gelen Nâs sûresiyle birlikte ikisine iki koruyucu anlamında muavvizeteyn denir Bu sûrelerin şifa maksadıyla okunduğuna dair hadisler vardır Medinede inmiştir beş âyett ir De ki Ben ağaran sabahın Rabbine sığınırım Yarattığı şeylerin şerrinden Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden Ve düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden NAS Nâs insanlar demektir Medinede inmiştir altı âyettir De ki Sığınırım ben insanların Rabbine İnsanların hükümdârına İnsanların ilâhına O sinsi vesvesecinin şerrinden O ki insanların göğüslerine vesveseler fısıldar Gerek cinlerden gerek insanlar dan
Editor Settings
Theme
Key bindings
Full width
Lines